Cumhariyet 29 Temmuz ı931 ATT1LA Muharriri: Marcel Brion N Sehir ve memleket habeıieri Bina iratları Mütercimi: Mustafa Namık ^JIJ,. ı Siyasîicınal Irak'taki ekalliyetler İngiltere hükumeti, mandası altında bulunan Irak hükumeti ile akteylediği yirmi senelik ittifak muahedesi ile bu şarklı hükumetin is tiklâlini tanımış ve mandanın ref'i ve Irak'm Cemiyeti Akvama kabulü içîn yardım ve delâlette bulunmağı taahhüt etmiştir. Bu muahede gerek İngiltere, gerek Irak efkâri umumiyesi üzerinde çok iyi tesirler bırakmıştır. Irak gibi Asya'nm içerîlerine sokulmuş bir memleketin İngiliz işgali ve nezareti altında bulunma sına ötedenberi İngiliz efkâri umumiyesi muhalifti. Siyasî müşkülât ve ihtilâtal vukuunda İngiltere'nin I rak'taki mevkiinden dolayı askerî ve siyasî vaziyet ve haysiyetinin büyük tehlikelere maruz kalacağı sabık Erkâni Harbiyei Umumiye reisî Ceneraî Wilson ve diğer maruf ümerayi askeriye ve rüesayi siyasîye tarafından defaatla beyan ve ihtar edilmişti. Bunun için İngiliz Irak ittifak muahedesi İngiltere'ye geniş bîr nefes aldırmış ve memnuniyete bais olmuştu. Yalnız bu muahedeye I rak'taki ekalliyctlerin hukukuııu muhafaza için hususî kayıtlara konulması tngiliz mehafilinde inkisari hayali mucip olmuştur. Bu mehafil Irak'taki Kürt, Siiryanî ve Yezidî gibi ekalliyetieri müdafaa ederek İngiliz matbuatmda bir mücadele açmışlardı. Bu mücadele nihayet parIâmentoya dahi sirayet etmiştir. 23 temmuzda Avam Kamarasında Irak'taki ekalliyetlere dair uzun bir münakaşa cereyan eyledi. Muhafazakârların rüesasından Sir Hoare ittifak muahedesi artık tasdik edil • miş olduğundan ekalliyetlere daîr buraya bir madde ilâvesine imkân olmamakla beraber mandanın ref'i ve Irak'ın Cemiyeti Akvama kabulü esnasında Irak ekalliyetlerine karşı bilâtefriki cins ve mezhep adî'ânc muamelede bulunulacağına dair söz alınmasını teklif etmiştir. Azalardan bir çoğu bu teklif in leh ve aleyhinde söz söylemişlerdir. Meb'uslardan bir kısmı Kürt'lerin ve diğer ekalliyet lerin bir isyan çıkardığı vakit bunlara karşı İngiliz hava ve askerî kuvvetlerinin Irak hükumetinin arzusuna tebaan îstihdam edilmesi îh timalini derpiş ederek itiraz et • mişlerdir. Müstemlekât Nazırı Dr. Shiels hükumet namına verdiği cevapta ekaJliyetlere ait endişelerin ittifak mnahedesînin müzakeresi esnasında derpiş edildiğini ve Bağdat'taki İngiliz komisyonunun iki ayda Kürt'lerip meskun olduğu yerleri ayrı ayrı tam bes defa ziyaret ettiğini ve Kürt'lerin tahsil ve maarif hususunda kendilerine teshilât gösterilmesin den başka belli başlı şikâyet ve taIepleri olmadığını söyledikten sonra ekalliyetlere ait hususî teminata lüzum gösterenlerin Cemiyeti Akvama müracaat etmeleri lâzım geldiğini ve lâkin İngiltere hükumetinin bu mes'eledt; Irak hükumetinin hüsnü niyet ve adaletine itimadı olduğunu beyan ederek münakaşaya nihayet vermiştir. MUHARREM FEYZl Acıklı tafsilât Otobüslfer ne zaman muayene edilir ? Şişli ile Büyükdere arasında aylardanberi işliyen bir takım otobüsler vardır. Belediye bu otobüsleri son günlerde fennî bir muayeneye tâbi tutmuş ve 17 otobüsten 14 ünün seyrü sefer kabi ] liyetinden mahrum olduğunu görerek bunlan işlemekten men ile plâkalarmı müsadere etmiştir. Tramvay kumpanyasının Beşik taş ile Taksim arasında işliyen dört otobüsünün de ayni f eci halde bulunduğu görülmüş, bunların da sefer yapmalarına müsaade edilmemîştir. Belediyenin bu son muayene vej teftişi şayanı dikkat bir halin mev| cudiyetini göstermiştir kî o da vazifeye karşı gosferflen kayıtsız lıktır. Aylardanberi işlemekte olan bu otobüsler tabiî dün ve bujgiin bozulmadılar, seyrusefer kabiliyetlerîni şu son günlerde kaybetmediler, demek oluyor kî bunlann ne halde bulunduklannı bilmiyen zavallı halk, bu ecel ve olüm arabalarına binmîşler ve ancak talîhin lutfu sayesinde bir kazaya ugramamışlardır. Merak edîyoruz. Şehir d'âh/fmde işliyen bu yeni vesaiti nakliye ancak hatıra geldikçe mi muayene edilir? Meselâ bu muayene şimdi yapılmayıp ta bir ay sonra yapılmış olsaydı ve bu arabalann bozuklukları yüzünden feci ka • zalar vukua gelseydi ne olacaktı, khnin yakasma yapışıtıp ta he • sap sorulacaktı? Marifet bir hâdisenin vukuundan evvel ilâcını bulmaktir. Bu işe memur olanlar, vesaiti nakliyeyi acaba usulü dairesinde f muayyen devrelerde mi muayene ederler, yoksa akıllarına geldiği zaman, yahut ta feci bir kazadan/ sonra mı bu vazifelerini hatırlarlar ve ifa ederler? Dîye; 95 Bütün Hün kuvvetleri garbe müteveccih: Yedi yüz bin ' kisilik korkunc ordn Hün'ler Ren sahilinde.. 1020 kuruş yerine 434 kuruş vergi verilecek Bina iratları vergileri kanununun Defterdarlığa tebliğ edildiğini yazmıştık. Yeni ve eskî kanun arasm daki farklar hakkında Defterdar • lıkta salâhiyettar bir zat bir mu harririmize şu izahatı vermiştir: « Umumî tahrire müteallik hükümleri, tahriri yapılacak olan şehir, kasaba ve köy cüz'ü tamlar«na göre mer'iyete girecek olan bu kanunun diğer hükümleri bir ha ziran 931 senesinden muteberdir. Yeni kanun bahçe fazlaları namfle arazi vergisine tâbi olan yer Ieri derunünde bulunan müsakkafatm mütemmimatından addetmiştir. Vergi nisbetînî yüzde on yedi ve yüzde 13 ten 12 ye indirmiştir. Her binanın varidatı gayrisafiyesînden bahçe ve muhafaza namile yuzde 20 nisbetinde bir tenzilât yapılacaktır. İratları tahmin edecek heyetlerin teşekkül tarzı tebdil edildiği gibi îtirazların mercii tetkiki de değiş tîrilmiştir. tratları arsa namile ticaret ve «in'atte kulanılan yerler müsakkafat vergileri mevzuundan çıkar«lar:tk arazi vergisi mevzuuna ithal edil miştir. Yeni kanhnun hususiyetleri 1 Yenİ kanun vergisinin is mini değiştirmiş, bu suretle yalnız çıkıntılı bina değil sakaflı ve sakaîsız bilumum sabit inşaata şamil olmak üzere bir unvan verilmiş ve ayni zamanda verginin sermaye üze rinden değil, irat üzerinden alm dığını ifade eder bir isim takılmıştır. 2 Vergiye tâbi olan arazi ile bina vazih surette tefrik ve hudutları tayin kılmmıştır. 3 Kanun daimî muafiyetleri yeni ihtiyaçlara göre teessüs ettigi gibi muvakkat muafiyetleri de trşvik etmiş ve vergiyi irat sahiplerinin hukukunu muhafaza maksadüe yeni ihtiyaçlara göre tesis etmiştir. 4 Kanun, eski kanunda mevcut ahşap ve kârgir farkını ortadan kaldırmıştır. 5 İratların tahmîninde halkın ihtiyacını vâsi mikyasta nazari dikkate almak için tahmini icra eden heyetlerin ekseriyeti halk mümessillerinden seçilecektir. 6 Eski kanunda Erenköy ve havalisinde ve buna mümasil yer lerde bulunan bahçe fazlaları bina mütemmimatından itibar edilerek bina ile birlikte irat vergisine tâbi tutulmuştu. Bu hal zaman zaman halkın şikâyatını mucip olmakta idi. Yeni kanunda yarım asırlık bir hayata malik olan bir çok bahçelerî muhafaza içîn yeni hükümler vazedflmiştir. 7 Kanun vergi nîsbetini ahşap ve kârgir farkı gozetmeksizin yüzde 12 ye irca etmiştir. Bu suretle ırükellefler vergi nisbetinden bir çok istîfadeler temîn eylemişlerdir. Bundan maada iratların yüzde 20 sîni tamir ve muhafaza masrafı namiîe ayırarak vergiyi mümkün mertfbe hafiflestirmiştîr. Eski kanuna nazaran on bm Kuruş iradı safîsi olan kârgir bir binadan geçen sene 1020 kuruş vergi aIınırken bu sene yeni kanuna naza ran 434 kuruş vergi alinacaktır. Yanan tayyarenin 6 yolcusu kömür halinde! Geçen cuma günü sabahı Yeşil köy'den Bükreş'e hareket eden Cidna şîrketine ait tayyarenin Bulgaris tan'da <*Karnabat» civarında sis yüzünden dağa çarparak düştüğünü ve içinde bulunanlarm kâmilen yandıklarını yazmıştık. Sofya'dan ve rilen habere göre kaza haberi Sofya'ya vâsıl olunca resmî makamat derhal faaliyete geçmiş ve lâzım gelen muavenetin yapılması için telefonla Yanbolu, Karnabat kasabaIarına emirler verilmiştir. Civardan doktor ve adliye erkânı da kaza raahalline gitmişlerdir. Kazaya uğrıyan tayyare, sabah yediye doğru İstranca gölünün dört kilometre uzağından geçerken görülmüştür. Hava o sırada gayet sîsli idi ve şiddetli bîr rüzgâr esiyordu. Kaza, saat 17,30 da Yanbolu'nun 35 kilometre şarkında bulunan Korucular köyü ile Mok'ren köyü arasında, Yanbolu şosesine yakın bir yerde olmuştur. O sırada işlerine giden köylüler, sis ve bulutlar arasından bir tayyarenin 200 metre kadar alçaktan uçtuktan sonra sGr*atIe yere düştüğünü görmüşlerdir. Kazayi yakından gören bîr köylü müşahedesini şu suretle anlatmis tır: « Kaza yerine gittiğimiz za man tayyare alevler içinde yanı yordu. Kazaredeleri kurtarmak için arkadaşlarım tayyareye yaklaşmak istediler. Fakat alevler buna imkân bırakmadı. Bir müddet sonra ateş kesildi. Beyaz bir duman çıkmağa başladı.» Kaza mahalline giden Yanbolu hükumet doktoru Peter Monçilof ta demiştir ki: « Tayyare tamamen bir enkaz halinde bulunuyordu. Madenî ak »mı bile erimiş külçe haline gel mişti. Civarda 200 metre murabbaındaki arazide bulunan ağaçlar da yanmıştı. Ankazın solunda iki er • kek, sağ tarafında biri erkek, di ğeri kadın olmak üzere dört ceset bulunuyordu. Diğer iki ceset tamamen kömür haline gelmişti. Kadın cesedinin yalnız belden aşağı kısmı bulunuyordu. Kadın ve erkeğin tayyareden birbirine sarılmış bir vaziyette yere düştüklerini ve öylece yandıklarını tahmin ediyorum. Tayyarenin kanadında biri kadına ait olmak üzere iki yüzük, ankazdan 15 metre uzakta bîr bavul bulunuyordu. Bu bavulun tamamen sağlam bir halde tayyareden atılmış veya rfuşmüş olduğunu zannediyorum. Bunda şahsî ve kıymetli evrak ile Norveç hükumetinin îstanbul konsolosu M. Betten'e ait bir pasaport ve konsolosun bir resmi çıktı. Bundan başka ankaz civarında iki şapka ve yolculardan birisine hitaben zevcesi tarafından yazılmış bir mektup bulundu. Mektupta: «Seni çok göreceğim geldi, bir an evvel gel!» deniliyordu. Yapılan tahkikatta ölen lerin altı kişi olduğu anlaşılmıştır.» On üçüncü fasıl Yedi yüz bin kisilik muazzam ordu: Hün Kralını, sayısız süvarilerden mürekkep bir kalabalık ta kip ediyordu. Süvarilerin etrafmda arabalar da vardı. Askerî bir kutnandan olan yeni Byzans împaratorunun gösterdiği azim ve iradeden endişeye düşen Atlilâ, bütün kıtaalarını tahşit ediyor ve bütün gayret ve şiddetinı garp întfparatorluğuna tevcihe ha zırlanıyordu. Ordunun yürüyüşü îcsyafaTa çarpan müthiş bir deniz gürülfcisüne benzer bir uğultu peyda ediyordu. Arabalann gıcırtılan na, atlarm ayaklannı yere vüraratk teprenmelerine, bağnşmalardan vahşî türkülerden çıka:ı sesler hâkim oluyordu Birbirine çarpan siiâhların şakırc!?: < & ların ağır ihtizazları duyuluyordu. Sayılması imkânsız olan bu atlı cengâverler, etrafa rneşin, yağ ve terden çıkan tahammüi edilmiyecek müstekreh bir koku neşrediyordu. Tarlalardan ve ormanlardan sür'atli bir yürüyüşle geçen büyük orduda beş ilâ yedi yüz bin kişi vardı. Bu cengâverler arasmda beyaz tenli, kumral saçlı, dev gibi büyük cermenler, meşin elbiseler giymiş ve balta ve mızraklarla silâhlanmış Silâ\'lar ve bahusus Hün'lerle Asya noüt tefiklerinin seçme askerlerinden mürekkep sarı yüzlü Mogoî kıtaalan nazari dikkati celbedîyorSıkı bir disipline tâbi bö'ük • lere aynlmış olan bu süvariler, mütemadiyen ilerüyordu. O kadar heybetli bir manara arzedi yorlardı ki onlan hiç bir kuvvstîn tevkif edemiyeceğı zannı npsıl dfuyordu. Süvarilerin hareketle • rinde görülen intizam; maz'out müskül ve yüksek bir kumandaya tSabi muazam bir kuvvetin karşislnda bulunutduğu hissini veriyordu. Dünyamn en büyük ordusu: En büyük kısmı süvari olan bu ordu, o zamana kadar hiç bir hükümdarın malik olamadığı en sür'atli, en muharip bir kuvveti teşkil ediyordu. Filhakika o g i i ne kadar dünyamn hiç bir hü • kümdannın elinde bu kadar kalabalık ve harp ve zarba elverişli bir kuvvet bulunmamıştı. Bu muazzam kuvvetin kumandanı Attilâ bu itibarla eski za manların en büyük hükümdarı ve en büyük kumandanı addo lunabilir. Bu orduda dünyamn bütün lehceleri konuşuluyor, Asya'nın b«tün kıyafetlerile muhtelif sılâh ları hoş bir tablo manzarası ar zediyordu. Yüksek yaylalardan arabalarile birlikte inmiş oian bu kümeleri, harp ve yağma askı tahrik ediyor adeta canlandınyor du. Amirinin emrine muti ve f akat haşin ve hırçın, merhametsiz .e gaddar Hün ordusu şimal isti kametinde Tuna boyunca iîer liyordu. Aetius, giîflfderdigi casm p > *« talarile vazıyeti yakından takip ediyordu. Hün'ler, Attiîâ'tın payitahti olan Etzelburg şehrini terketmişlerdi. Oradan hareket ederek ormanlara dalmış ve gozden kaybolmuşlardı. Gelen haberler bundan ibaretti: ondan son raki harekât hakkinda maiumut alınamamıştı. Nihayet birdenbî re müthiş bir taraka gibi patlıyan şu haber geldi: «Attilâ ordusu Rhen sahilin de!..» Halk Attilâ'ya iltihak ediyor yor: Roma Imparatorluğunu tutan baglar sanki birdenbire çdzüldü. Her tarafta Roma İmparatorluğu tebaaları Attilâ'yı kollannı açarak kabul ediyordu. Burgont'larla Turenjiyen'Ier Hün'lere hiç bir mukavemet göstermediler. Vekar frankları Roma'nm himayesinde olan krallarını öldür düler. Bu Krah istihlâf eden genç prens Attîlâ'nm maiyetine geç mişti, onunla beraber harbe iş Hrak ediyordu. Hün'fer Rhin nehri önünde bir müddet tereddüt ettiler. Nehrin öte tarafmda her hangi bir tuzağa düşmekten korkuluyordu. ileri harekette gördükleri kolayhk ihtimalki onları süphelendi riyordu. Bunun gerisinde kurulmuş bir tuzak olabi Ieceği düşüncesini veriyordu. Maamafih, onları, nehirden başka hiç bir engel tevkif et miyordu. Çi et yiyen ve şeytanlara benziyen bu muhariplerden korkan halk onları hüsnü kabul etmişti. Ordunun vahşi görünüşü ile tâbi olduğu sıkı disiplin ara sındaki tezat yerli ahalinin kor kusunu bir kat daha artırıyordu. Angst ile Koblentz havalisinde nehre sabih kSprüler kurulurken arabalann dümdarları da geli yordu. Mabadi var Soruyoruz! Su ve buz buhranı Şehirde içme suyu gittikçe azalıyor Şiddetli sıcaklarm devam et mesi şehirde su ihtiyacını artır maktadır. Bunun için çesme başları akşama kadar dolup boşal maktadır. Bilhassa Hamidiye suyu çeşmelerinden su alabilmek pek az kimselere nasip olmak tadır. Çeşme başlarmdaki kala balığı artıran sebeplerden başlıcası suların arasıra kesihnesidir. Sular kesilince halk nöbet beklemektedir. Çeşme başlarında en çok bekliyenler sakalardır. Bunlardan bazıları nobet bekleme mek için geceleri çeşme başîarmda yatmaktadırlar. Kasımpaşa'da mezarlık başındakî çesmenfn civarı da bu suretle yataklarla doIudur. Bent sufarı fienüz 6iî«neı«ış î se de pek azalmıştır. Ağustos ortalanna doğru yağmur yağmazsa bentlerin susuz kalması muhte meldir. Diğer taraftan bilhassa uzak semtlerde buz buhranı vardlr. Buzcu dükkânları onunde saat lerce bekliyip buz bulamıyan veya alamadan dönenle» de pek rok • tur. Lozan günü: Mazi değil, istikbal! [Başmakaleden mabatt] Şark şimendiferleri banliyö öcretleri Şark şimendiferleri banliyö üc retlerînin fazlahğından halk şikâ yet etmektedir. Bununla beraber kumpanya asgarî tarifeyi tatbik etmekte olduğunu iddia eylemekte ve yalnız at yarışlarına gidecekler için tenzilâth tarife tatbik ettiğini be yan etmektedir. imzaladı. Gazi nazarında bu hareket ancak onun aksi tesirile tamam olacak, yani vaziyetin hakikî mahiyetî İsmet Pş. mn cevabından anlaşılacaktı. O zaman ikinci B. M. Meclisinin intihabatile iştigal olunuyordu. ts met Pş. nm cevabı Gazi'ye intiha Bu hatıra göz önünde tutulursa batı idare eden heyetin başında butsmet Pş. nın Gazi'ye üç gün evvel lundukları bir sırada verildi. Gazi bu gönderdiği teşekkür telgraf ının natelgrafı okudu. Gözleri parladı ve nası daha iyi anlaşılır. İsmet Pş. diyüzü ayın on dördündeki tam ve kâ yor ki: mil beşaşeti arzetti. O vakit o bü < Lozan günü ile Büyük Reisiyük masanm etrafında bulunanlar miz çetin bir devreyi mühiirlemiş ve şu hatıraları saklarlar. Gazi telgrafı eskisi kadar mühim yeni bir çetin kendi kendine okuduktan sonra etdevreyi açmıştır. Biz kendisini hep rafmdakilere: ayni itimat ve merbutiyetle takip edi Ne dersinîz, artık sulh aktolun yoruz.» sun mu? Filhakika İsmet Pş. nm büyük zeDedi. Etrafındakiler telgrafın ne kâsının sağlam miyarlarından biri olduğunu bilmiyorlardı. Bu sualin de Gazi'yi anlamış ve ona kayıtsız, manası Gazi'nin zihninde tere> şartsız ve hudutsuz bir itimat ile süm eden müsbet fikrin ve kat'î hükmün tebarüzünden başka bir şey bağlanmış olmasıdır. Vaktile Lozan'dan Ankara'ya çedeğildi. İsmet Pş. bu cevabî telgrafkilen telgrafname ile üç gün evvel namesinde vaziyeti izah ettikten Ankara'dan Yalova'ya gönderilen sonra: cevapname arasında hiç bir fark Eğer sulh aktolunmak müyesyoktur. ser olmaz da gene harp devam etmek lâzım gelirse senin yanında ayni YVNUS NADİ iman ve salâbetle kimin ve kimlerin çahşacağını bilirsin. Diyordu. Gazi intihap işlerini bırakarak hükumetle konuşmağa gitti. Artık Lozan sulhüniın akti için tsmet Pş. ya tam ve kâmil salâhiyet verilmişti. *** İki gün evvel şehrimize Romen Fen Fakültesi talebesinden mürekkep bir seyyah grupu gelmişti. Bu kaffle içinde Romen Polis müdürü ile sarayi krafi seryaveri de bu Iunmaktadır. Seyyahlar dün Romanya'ya avdet etmişlerdir. Dün de bîr Alman vapurile şehrimize 90 Al man seyyahi gelmiştir. Seyyahlar Komünistler îzmir ve İstanbul'da gene beyanname dağıttılar Otobüslerin muayenesî Otobüslerin fennî muayenelerine devam edilmektedir. Dün de Kadıköy'ünde şimdiye kadar muayene edilmiyen otobüsler tetkik olunmuş ve bunların ekserisinde bazı nok sanlar görülmüştür. Otobüslerde iki üç gün sonra son teftiş yapıla caktır. Dizbarko öcretleri indirildi Deniz tarife komisyonu bugün toplanacaktır. Bu içtîmada Haliç ve Şirketihayriye tarifeleri tetkik olunacaktır. Komisyon Liman Şirketi tarifeîerini tetkik etmiş ve dizbarko ücretlerinde tenzilât yapmıştır. Şirketihayriye tarifeleri hakkında ve rilen raporlara göre tarifenin ten ziline imkân yoktur. Ticareti Bahriye Müdürü Zeki B. tarifelerin 6 ay evvel tesbit edildi • ğini, binaenaleyh bu defa bunların tekrar gözden geçirileceğini söyle miştir. Hukuk talebesinin kitapları Hukuk Talebe Cemiyeti bu sene talebelerin kitap ihtiyacını tatmin için şimdiden teşebbüsata başlıya rak bu husus için dört kisilik bir heyet intihap etmiştir. Heyet bugün Darülfünun Emi nine giderek kitapların yeni teşkil edilecek olan Darülfünun matbaa sında tab'ını rica edecektir. Bu rica kabul edildiği takdirde cemiyet kitapların bir kısmını tatil esnasmda tabederek senebaşında talebeye kitap yetiştirmek imkânım bula • caktır. Bir ağustos Komünist bayramı yaklaştığı için şehrimizde kendi lerine Komünistlik süsü verenler ev« velki gün muhtelif postanelerden bazı müesseselere kapalı zarfla beyanname göndermişlerdir. Zaten mu» Geçen sene İstanbul'da toplanan teyakkîz bulunan zabıta, dağıtılan Beynelmilel Turizm ittihadı kon beyannameleri toplatmış ve yazangresînde otomobilli seyyahlarm memleketler arasında kolayhkla se ların taharrisine baslamıştır. yahat edebilmeleri için kabul edilen tzmir'de dağıtılan beyannameler Evvelki gece îzmir'de de şehrin Triptik usulünün tatbikmdan sonra bazı yerlerine Komünist beyanna Avrupa'dan otomobille İstanbul'a gelen seyyahların adedi çok fazla meleri asılmış ve polisce görülerek laşmıştır. toplattırılmıştır. 8 kişi bu işte maznun olarak nezaret altına alınmıştırv, Dün de M. ve Mm. Paul Dunant ve M. Albert Kottlazzig isminde iki Geçenlerde ayni cürümle tevkif efabrikatör ufak bir otomobille bü dilerek Diyarbekir'e gönderilmiş otün Avrupa şehirlerini dolaşarak lan Modelci Kerim ve Aziz isminde şehrimize gelmişlerdir. iki kişi de tevkif edilmiştir. MüddeN M. Albert Kottlazzig Bulgaristan, umumî muavini tahkikat yapmakta« Romanya ve Türkiye yollarınm bodır. zukluğundan şikâyet etmektedir. vapurla Venediğ'e hareket etmîş lerdir. Praga vapuru Çanakkale'den Ağutosun ilk haftası 350 Sovyet geçerken duracak ve talebler Bu amelesi şehrimize gelerek şehrimizğaz'm bir sahilinden diğer sahiline de üç gün kadar kalacaktır. Belediyüzerek geçeceklerdir. Amerika'lı ye seyyahin şubesi seyyahlar için bir talebeler şimdiye kadar şehrimize program hazırlamıştır. dört defa gelmişler ve her defasında Çanakkale Boğazı'nda yüzmüşlerdir. Bütün bu yüzmelerde elde ettîkleri Bir kaç gün evvel şehrimize geeo iyi netice 67 dakikadan ibarettir. len Amerika'lı talebeler dün ayni otomobilli seyyahlar çoğaldı 350 rus amelesi geliyor Amerika'lı talebe gitti