7 Temmuz 1931 Çümharîyeİ (Birinci sahifeden mabait) settiler. Memlekete zarar olarak gösterdikleri misaller, teşrih ettikleri esaslar, intibahı muciptir. Bü tiin bu tafsilâtın içinde hükumete teveccüh eden hatayı takdir etmiyor değilim. Bu kadar şikâyete mahal vermek için hükumetin bir çok tedbirlerde eksiklik etmiş olması lâzımdır. Ismet Pş.nin Mecliste Irat Ettiği Nutkun Metni bir zamanda 15 günlük bir fırsat tan istifade edebilen gazeteler mev^ kii iktidardaki hükumeti devirebilir ler. Bu da bu memlekette ötedenberi heves edilen bir mevzu olmuştur. Bu sebeplerdir ki hükumetler mat buatta kendi mevcudiyetlerinin ve siyasetlerinin tenkit edilmesine daima az tahamül etmişlerdir. Bu ta haşinin aksülameli olarak matbuat hürriyetinde ilk istihsal olunacak şey hükumet aleyhinde istenildiği gibi yazı yazmak hevesi olmuştur. Bu safha matbuat hürriyetinin ilk siyasî kademesidir. Matbuat hürriyeti Yunus Nadi B. in, Millet huzurunda, iftiralara cevap veren hitabesi Matbuat hürriyetinin sui istimaline karşı hükumetin elinde medarı tatbik olacak hem salâhiyet vardır, hem de memlekette mer'i olan ka nunlar vardır. Kanunların cereyanı tabiisini bilirsiniz. Şahsiyata taalluk eden matbuat ceraimi şahıslar tarafın dan mahkemelerde tahrik olunur. Hükumete taalluk eden ceraim de mahkemelerde takip olunur. Ha kimlerin vereceği hükümler ile şikâyetler adlî neticeye raptolunurlar. Hükumetin bundan başka da bir salâhiyeti vardır. O da kendi tak dirine göre her hangi bir gazeteyi intişardan menederek kapatmak tır. Eğer matbuat hürriyeti memlekete feyiz verecek bir tarzda de • vam etmiyorsa, bir çok mahzurları davet ediyorsa, bundan tevellüt eden şikâyetleri derece derece kı sımlara ayırmak lâzımdır. Size hiç bir şey teklif etmiyorum Ya kanunî yolda takip ederken zabıta, müddeiumumiler, adliye ve saire tesiratı göstermeğe kifa • yet etmiyor veya onların sahaları haricinde kalan mes'elelerde hükumet kanunun kendisine verdiği salâhiyeti tatbika ihmal ediyor veya hut mevcut olan dert elde bulunan salâhiyet ve mer'i olan kanunların hükümleri haricine çıkarak ka • dar ciddiyet ve ehemmiyet peyda etmiştir. Bunun için hükumet bir şey teklif etmiyor. Size bu üç isti • kamette cevap vereceğim. Istedigimiz matbuat hürriyeti Bir defa vaziyet nedir? Hatip • îer bu mes'eleyi muhtelif cephelerden izah etfîfer. Ben burada geçen sözleri c fikkatle dinledim. Zaten hatiplerin gösterdiği endişeyi yal • nız burada Büyiik Millet Meclisinde vuku bulan müzakerattan değil, halktan ve bir çok vatandastan da işitmişimdir. Mes'ele ehemmiyetle nazari dikkate ahnacak, müstacelen düşünülecek bir mahiyet almıştır. Müsaade buyurursanız bugünkü vaziye • tin manasını izah etmek için size biraz eski zamandan bahsetmeli yim. Matbuat hürriyeti amelî sahada vazih ve kısa bir ifade ile nasıl anlaşılabilir. Bu memleketin öte aen beri istediği matbuat hürriyeti nedir? Bu memlekette tabiî her memleketin istidadı öyledir bir matbuat hürriyeti diye ilk önce mevkii iktidarda bulunan hükumete karşı ulu orta ölçüsüz söylene bilmesi kasdedilir. Milletlerde matbuat hürriyetinin ilk miyarı budur; bu imkân katolunacak ilk merha ledir. Memlekette her hangi bir gazete çıkabilsin. Doğruca hükumete karşı mevkii iktidarda bulunan kimse aleyhine meselâ tsmet Paşaya • söz söyliyebilsin. Bunun böyle olabîlmesi matbuat hürriyetinin ilk miyarıdır. Söylenen sözlerin doğru veya yanlış olması münakaşası ondan sonra başlar. Milletler evvelâ bir neticeyi elde etmek için uğraşırlar ki biz de bunun için uğrasmışızdır. Eski hükumetlerin zihniyeti Hatta çocuğluğumuzda böyle bir manzara görmek için niüştak ve mütahassır günler geçirmişizdir. Hü kumetler ise bilhassa uzun müddet söz söylemeden kapalı kalmıs de • virlerden sonra kendileri aleyhine söz söylenmesine tahammül ede mezler. Her milletin hususî istidatları vardır. Kendi halkımızın da kuvvetli yerleri olduğu gibi, zayıf yerlerini c* • bilmeliyiz. • Meselâ: Yazı ile gösterilen her r yi doğru zannetmeğe halkımız dah~ ziyade mütemayildir. Gazete ve: ~ kitap basmış. Bunu mutlaka doğolarak ahr. Saniyen halkımız aı /hinde söz söylenen mevkii ikti • '" .* sahibi bir adamın muhakkak itiından kaybettiğini zanneder. U < ncü nokta, kapalı devirlerden sonmatbuat hürriyeti ilk devrede dai: T bir inkılâp vasıtası olarak kul. lr ıılmıştır. Bundan hükumetler çok kc:*kar. Iktidar ve nüfuzunun sarsıldığı [B. M. Meclisinin evvelki günhü içtimaında söz alanlar arasında Muğla meb'usu Başmuharrirîmiz Yunus Nadi Bey de vardı. Nadi Beyin, ayni zamanda matBir millet siyasî hayatında inki • buatm vazifesini izah ve ifade şaf ve tekâmül ettikçe onu idare eden ve bir çok yerlerinde şiddetle edenler tecrübeli ve muktedir olduk alkışlanan hitabesinin ilk kısmını ça bu siyasî safhayı atlatmak kolay dünkü nüshamızda dercetmiştik. dır. Büyiik Millet Meclisî milletin Yunus Nadi Bey, beyanatımn mukadderatına hâkim olduğundan dün intişar eden kısmından sonra, beri geçen safhalar ve geçirdiğimiz şahsını istihdaf eden tecavüzkâr tecrübeler o kadar mühimdir ki, neşriyata cevap vermiştir. Nadi Bey matbuat hürriyetinin hallolunmaz demiştir ki:~] zannolunan bu ilk sarsıntılı safhası «... Şimdi bu efsaneler üzerinde muvaffakiyetle hallolunmuştur. Mev biraz tevakkuf edeyim: kii iktidarda bulunan hükumete, Efendiler! Beyoğlu'nda bir Tür hatta haksız olarak uluorta her şey kuvaz binası bulunduğunu hepiniz söylenebiliyor. Ne rejimin kuvveti, bilirsiniz. Sizi namus ve şerefimle ne de mevkii iktidarda olanların nü temin ederim ki ben bu dakikada fuzu derhal zail oluyor. Esas ola dahi bu binanın sahibi kim oldu rak bildiğimiz zaferleri mütemadi • ğunu bilmiyorum. O kadar yazdıkları yen terbiye ve ıslah etmeğe vakit ve ve söyledikleri halde, hatta tekzip çare bulabiliyoruz. Bu Meclise iti etmek için bile tahkikine lüzum görmat edip te cesaretle söyliyebilirim medim. Bana elin binası, beni alâ ki, bir muhalif cereyanın derakap kadar edecek bir şey görünmedi ve vücude getireceği bir tehlike derpiş halâ görünmemektedir. etmiyoruz. Böyle bir tehlikeyi ta Bomonti fabrikasının İsviçre'li bir savvur etmiyoruz. şirkete ait olduğunu bilirim. Ser Arkadaşlarım, şimdi bundan son mayesi tahvilâtla temin olunan ve ra geçirmeğe mecbur olduğumuz galiba ekseri eshamı muayyen bir safhalar matbuat hürriyetinin daha ailenin malı olan bir şirkettir. Aransa Borsada alıp satılan aksiyonları güç, daha muğlak olan safhalarıdır. bulunur belki. Bu fabrikanın bir tek Asıl hallolunması lâzım gelen güç aksiyonuna dahi malik olmadığımı şeyler de bunlardır. Bilirsiniz ki, propaganda bu asrın söylersem şaşarsınız tabiî. başlıca silâhlarındandır. Matbuat Zingal Orman şirketine gelince, hürriyeti bugün yüz sene evvel zan bu, sermayesinin pek büyük ek nolunduğundan daha ziyade eseriyeti Belçika'lılar tarafından kohemmiyet peyda etmiştir. Kıynulan bir Türk Anonim şirketidir. Ormanlar Sinop vilâyetimizin A meti bundan yüz sene ev yancık kazasındadır. O taraflı ar • velinden daha ziyade artmış değil ayni kıymettir. Tehlikesi daha kadaşlar veya gelip geçerken uğra • mış olanlar bilirler ki bu şirketle ilk ziyade artmıştır. Propaganda eğer müsait saha bulursa bir memlekette, defa olarak Türkiye'de büyük bir orman, fennin en son tesisatı ile işlebir millette yıkılmıyacak zannolu tilmeğe başlıyor ve pek yakın bir anan en kuvvetli bir binayı dahi yıtide senevî 100,000 metre mik'abını kabilir. Muntazam, şuurlu muayyen bir hedef aleyhine tevcih edilen pro geçen en büyük randmanı ile de işpagandanın zaman ile sarsamıyacağı lemeğe başlıyacaktır. hiç bir kuvvet yoktur. (Doğru sözŞirket şimdiye kadar beş milyon leri). liradan fazla masraf ihtiyar eyle miştir. Ancak işin azameti ilk tahArkadaşlar; propaganda ile kasminlere mutabık çıkmadığı cihetle tolunan hedefi yıkmak için hakikate şimdiye kadar yalnız masraf yapılmuhalif söz söylemek te lâzım gel masına devam edilmiş ve sermaye mez. Hatta doğru söyliyerek limak darlara ve bilhassa hissedarlara bir sadin yapılan tertipli bir propagan santim bile temettü verilememiştir. da hakikati yere sermek için kâfi Ve bu hal bizzarure bir müddet dagelebilir. Hiç bir memleket bütün ha böyle devam edecektir. mes'elelerini halletmiş ve cemiyetin Ben bu şirkette meclisi idare a bütün ihtiyaçlarına kâfi gelecek zasıyım. Olanca alâka ve takayyü vesaiti elinde tutar değildir. Her düm her meclisi idarenin vazifesi memleketin bin tane ihtiyacı vardır. öyle olmak lâzım geldiği üzere • memleketimizde böyle büyük bir iş Eğer bir cemiyetin hayatını mut vücude getirmek için emniyetle şimI laka fena görmek ve göstermek iste diye kadar beş milyon lira döken alâkadarların haklarınm ve menfaatnilirse onun her muvaffakiyetli işini lerinin ve binaenaleyh emniyetleriher tarafına veya eksik tarafa gös nin mahfuziyetine itina etmekten termek mümkündür. Ne kadar şuuribaret olmuştur. Cumhuriyet hüku lu ve anlayışlı olursa olsun hiç bir meti ve hatta şirkete bütün hüsnü nimillet muntazam, müstemir ve daimî bir propagandanın tesiratına taham yet ve azameti nisbetinde her türlü mül edemez. Bundan 50, 100 sene ev teshilâtı göstermekten hali kalmavelki nazariyeler nihayet fikir müna mıştır ve kalmıyor. Bütün mümasil vaziyetlerde olduğu gibi bu şirket kaşasından ibaretti. Siz söylersiniz, muvacehesinde de gösterdiği Dek ben söylerim, dinlenilir. Hangi ta büyük ve samimî hayırhahlık Is rafı doğru bulurlarsa onu kabul e met Pş. hükumetinîn ebedî binbir derler, denilirdi. şerefinden birisini teşkil eder. Gerek Halbuki bugün bir çok devletler meclisi idarenin, gerek hükumetin hatta aralarında münasebet kurmak gösterdiği itina ve ihtimam bütün için yekdiğeri aleyhinde propagansermayedarlardan daha çok evvel da yapılmamasını sart koyacak ka ve daha fazla esasen memleketimize dar ileri gitmişlerdir. Bu memlekettemin etmekte olduğu ciddî ve yükler asırlık, hürriyet memleketleridir sek menfaatten ileri geliyor. ki, bugün milletler tarafından yekdiEfendiler, düne kadar bir köy hağeri aleyhine maksadı mahsus ile linde bulunan Ayancık kasabası bu yapılacak propagandaların zararlı orman işletme şîrketinîn en asrî te • tesirlerine tahammül edemiyece ğini iddia ve ilân etmektedirler. De' sisatı yüzünden bugün Karadeniz'in kuytu köşesinde bir Avrupa'lı ma mek ki muayyen maksatla yapılan mure halinî almış ve eğer halkı propagandaların tesiratına milletin müdafaa edilmeksizin mukavemet e mız çalışmasını bilirse nesillerce devam edecek refah ve servetin bütün debileceğini zannatmek hatadır. Bir cemiyetin hayatını mütemadiyen fe esbabını şimdiden kazanmış bulunuyor. na gösteren bir neşriyat o memleket te hiç bir hayır vücude getirmez. Ve arkadaşlarlma haber Gençler ve çocuklar müte.madiyen vereyim ki benim bu şirketfena idare olunduklarını her şeyin te dahi bııgüne kadar hatta fena olduğunu, milletin büyük diye ^^•^^^^^^^^^^^^^^^^^•^^^^^^^^^^^^^^^^^•^^^^ iyi diye tanıyacak hiç bir şey ol çinde ve tayakkuza mecbur bulu madığını doyadoya, okuya okuya nurlar. Matbuat hürriyetinde bek yalnız bedbin ve meyus adamlar olurlar. Miiletin istikbalini idare e lenen başlıca faydalardan biri bu • decek çocuklar genç yaşlarında bu dur. Fakat şuurlu bir murakabe ifa kadar zehirli hava teneffüs ederek etmek değil de münhasıran fena göristikbale çıkarlarsa milletin atisin mek ve göstermek olursa bununla den nevmit olmak lâzımdır. yapılan murakabe sui istimalâti tenkis etmez. (Bravo sesleri). Bilâkis bütün akh erenleri mü teyakkız olmağa teşvik eder. Çünkü Müttarit ve mütemadi fena neş namuslu adamın kolayca hızsızlıkriyat bir memlekette ahlâkı ifsat la itham edilebilmesi, hırsız mua eder. melesi görmesi, asıl hırsızları her Matbuat hürriyetinde bilhassa sui kesin kendilerile beraber olduğu zanistimalâta karşı beklenen bir fayda nına düşürür ve hırsızlar utanacak vardır. Matbuat vazifelerini iyi ifa bir mevzu kalmadığını iddia eder ederse mevkii iktidarda bulunanlar, ler. (Bravo sesleri, alkışlar). sahibi nüfuz olanlar, sui istimalde teAhlâkî mes'elelerde hâkim âdil yakki için ayrıca bir murakabe i • olmasa hükümden beklenen netice Tehlike görmüyoruz neticeye varacağını kimse tahmin edemiyor. İktisadî ahval üzerinde ise menfi neşriyatın tesiri ahlâk üzerindeki tesiri gibi fazladır. Onun kadar tahripkârdır. İktisadî mes'eleler zaten tedbirinin bulunması anlaşılması güç ve bir çok şeraite tâbi olan muğlak mevzulardır. Eğer bu mevzular üzerinde dahi mes'uliyet ve hakikat hissinden maada olan küçük hisler ihtiraslar hâkim olursa zaten anlayışı karışmış olan muztaripler büsbütün bir tek aksiyonluk bile a yanlış istikamete lâkam yoktur. Olsa ne cü yakın bir misalini sevkolunur. Bunun söyliyeyim. Me rüm olurdu, ne cinayet... selâ bu sene bütçeyi muvazeneye Fakat işte millet kürsü getirmek için, tasarruf yapmak mecçok külsünde alenen söylüyorum buriyetinde kalıyor, ve birediyorsufetler, zahmetler ihtiyar ki yoktur efendiler, yok!.. nuz. Bunu efkâri umumîye nazarında şu istikamette teşrih etmek gayet Çarpık kafaların, mülevves secikolaydır: Mademkî bu tasarruf yapı yelerin ve mel'un vatan hainlerinin lıyor, daha evvelki seneler niçin ebediyen anlıyamıyacakları bu iş yapmadınız? Bu tasarrufIarı daha ler C. H. Fırkasına mensup her ferdin fahir ile, şeref ile, büyük zevk ile' evvel yapsaydınız bugün daha çok seve seve yapacağı ve nihayet muparanız bulunacaktı, bugünkü sı vaffakiyetle de başaracağı memlekıntıyı çekmezdiniz, halbuki bu taket hizmetleridir. sarrufları yapıyorsunuz, fakat hu Pek iyi efendiler, benim serve susî bir buhran içinde vesaitin ki tim yok mudur, bu sözlerimle fa fayetini temin edebilmek için bir çok kirliğimi mi ilân ediyorum?.. Hayır ihtiyacatı hazfetmek suretle yapı • Efendiler, benim servetim vardır ve yorsunuz. Tabiî bu tasarruf şu se âciz muarızlarımın havsalalarına sığ viyede maişeti olan bir zatın vari mıyacak kadar büyük hazineler hadatından bir miktarı azalır azalmaz linde.. gıdasını yarıyarıya kısmağa mecbur Bendeki büyük servet hazineleri olması kabilindendir. Böyle tasarruf evvelâ C. H. Fırkası erkân ve efralardan çok elem duyulur. Çünkü yadının hepsinde bulunan ideal hazi rın bunların tatbikatı başladığı za nesidir ki biz onun üstüne kurula man bir çok ihtiyaçların kastolunrak memleket ve milleti daima yeni duğu anlaşılacaktır. nurlu ufuklara götürmek için ferih Daha f azlası lâzım olan mektep fahur çalışır gideriz. lerden, talebelerden bir kısmının İdealist bir meslek adamı olarak ihmal edildiği anlaşılacaktır. Daha bu memlekette matbaacılığı son tefazlası lâzım olan hastanelerden bir kâmül derecesine götüren gayreti kısmının tehir edildiği anlaşılacakmin eseri îstanbul'da (Cumhuriyet tır... Ve saire. Bu tasarruf ancak zmüessesatı) halinde bir abide gibi tırarî zamanda tevessül edilebile dikilmiş bulunuyor. Fahr ile söylü • cek zarurî bir tedbir mahiyetinde yorum ki maddî ve manevî kıymeti dir. Böyle mes'elelerin anlaşılması yüksek diğer bir hazine olan bu e tabiî istikametten şaşırtılıp ta başka ser, bugün için yarı parası hâfâ peyistikamete sevkedildiği vakit efkârs derpey ödemekte olduğum borcum umumiye zehirlenecektir. Bunlardan olmasına rağmen bana göre asla memlekete fayda değil zarar hasıl gam değildir. Çünkü memlekete şinr olur. öyle şeyler gördüm ki artık diye kadar benim yaptıklarımdan tashih edilen mefhum muhitten çıkdaha büyük hizmetler görecek o mağa başlamıştır. Her hangi yanlış lan bu müesseseyi benden sonra ve bir havadisin neşrolunduğunu görübenden daha kuvvetli idare edecek yorum. Güzel, yanlış işitmiş olabilirTürk vatandaşlarımı hemen hemen ler ve yahut farkmda değildilrer.. yetiştirmiş bulunuyorum. leyi korkmaksızın milletin asrî î • daresinde esaslı bir vasıta olarak ele almak zamanı gelmiştir. (Bravo sesleri). Birinci mes'ele Birinci mes'ele şudur: Matbuat hürriyeti bu asrın en yeni en mü essir millî vasıtalanndan biridir. Memlekette matbuat olmaksızın halk idaresinin bulunduğunu far zetmek ihtimali yoktur. İkinci mes'ele şudur: Matbuat hürriyeti iyî kullanılmıyan yerde memleketi salâha sevketmez. Bilâkis o mem leketin batırılmasmı tacil eder. Bu iki zıttı telif etmeğe mecbursunuz. Bugün Türkiye'nin mukaddera tına hâkim olan B. Millet Meclisi bu iki zıttı telif vazifesi karşısında bulunuyor. Matbuatın hürriyeti baki kalacak ve matbuat hürriyeti memlekete zarar vermiyecektir. Bu istikamet yalnız hükumetin elinde değildir. Bu hükumetin eline en sonra geçecektir. Bunun bütün milletin müşterek vazifesi ve muşterek mes'elesi olarak zihinlere telkin etmek lâzımdır. Eğer hocalar kürsüleruıde tahsîl ettirdikleri çocuklara mütemadi • yen zehirli havalar içinde yüzdüklerini görürler ve aldanmayınız dört beş şuursuz kendini kaybet • miş. Küçük ihtiraslara mağlup ol • muşlar bu marifetleri yapabilir, diye mütemadiyen söylemezlerse, eğer bu memleketin hukukşmaslar baştan başa zehirli olan bu havayı görürler zerre kadar müteessir olmazlar ve lâkayt kalırlarsa tsmet Paşa bu eseri nasıl halletsin? (Alkışlar) Gazeteleri kapatmak bahsi Rast geldiğim gazeteyi kendi tak' dirime göre kapatacağım, erteci günü tekrar kapatacağım. Böyle bir hayatın halk idaresile mönasebeti nedir? Ben bunu bugün böyle kullanacağım. Yarın başkası yapabilir mi? Memleketin hukukçularınm, rical lerinin mes'eleyi münhasıran hti • kumete bırakması memleketi kapkara bir istibdada sevketmeleri demektir. (Sürekli alkışlar, bravo paşa sesleri). Diğer bir nokta da şudur: Mat buat hürriyeti denilen şu halk idaresini tanzim eden usullerde ve siyasî mücadelelerde milletlerin ev • velâ geçmeğe mecbur olduklan geçittir. B. Millet Meclisi kürsüsün den bir çok vesilelerle matbuat hür< riyetinin zararlarına karşı dava • nın gene matbuat hürriyeti oldu ğundan bahsolunmuştur. Bu nedir? Bu mes'eleyi, matbuat faaliyetinde hizmete taalluk eden gizli ve dolaşık sualleri en iyi gene gazeteler bilirler. Hükumetler, propagandalar Efendiler, üzerlerinde tıpkı idealim gibi çalışarak vatana dört tane Türk çocuğu ihda ediyorum ki on • lar da benim izlerimde yürüyecek sonuncu ve en büyük servet hazinemi teşkil ederler. Muhterem arkadaşlarım, Büyük Meclisi heyecanla matbuat mes'ele sini tetkike sevkeden sebepler bazı müzevir ve hain insanların bulanık su da balık avlamak üzere bir kısmını şimdi arzettiğim yolda tamamen yalana ve dolana müstenit haysiyet şiken, hürmetsiz ve hatta milletin mukaddesatına taarruz şekillerin deki neşriyattan ibarettir. Benim gör| düğüme nazaran bunlara cür'et veren vaziyet ise guya mevcut kanunların tatbikatta namus ve haysiyeti, inkılâbı ve mukaddesatı muhafazaya kâfi teminat teşkil edememekte olması zannıdır. Bu zan doğru mu dur?.. Bence ceza itibarile kanunlar' da kâfi hudut mevzu ve mevcuttur. Yalnız usulde sür'at noksanı var dır. Maahaza iş mademki bilvesile tekrar ele alınmış bulunuyor. Ce zaların ve usullerin günün gösterdiği ihtiyaçlara cevap verecek bir matbuat kanunu tanzimi ile bu mes'ı ele kökünden halledilmiş olur. Hain evvelâ korkaktır. Her hangi bir hezeyanı müteakip kanunun pen' çesi yakasında olacağını bilecek. Hain BÎR yazmak için ON kere,1 YÜZ kere düşünecek ve hatta sizi temin ederim ki nihayet gazete çı karmaktan ürkerek selâmeti köşe sinde oturmakta arıyacaktır. Bir maksat uğrunda her belâya rağmen ısrar ile kalacak yalnız idea| list insanlardır. Hain kalplerin ve kafaların ebedî bir hüsran ile mahrum oldukları şey de bu ulvî ideal huslatıdır. Tekmil olunacak bu kanunun teminatı yanıbaşında hainlere nefretle mukabele ve muamele edecek olan Türk milletinin merdane tezahürleri gelir ki bu da hiyanet ve cinayet erbabına karşı vatan selâl metinin filî teminatını teşkil eder. (Alkışlar). berakis olur. Mademki matbuat dediğimiz mevcudiyet bir murakabe salâhiyeti iddia ediyor, eğer ayni zamanda kendilerinde mes'uliyet hissini bulmazlarsa ahlâk üzerinde, fikir üzerinde, cemiyet üzerinde te siratı tamamen akim kalır, hayır tamamen muzır ve makus olur. Tahrif ediien haberler Bunun çaresi mutat olan, medenî olan, insanî olan çaresi bu işin doğrusu bundan ibarettir demektir. Tebliğ yaparsmız alırlar. Ya inanmadıklarını gösterirler ve yahut tahrif ederek neşrederler. İnanmadığını göstermek daha iyi bir şeydir. Çünkü bir mukabeleyi davet eder. Fakat tahrif ederek neşredenler, bu zih niyet odur ki hakikatlerin taklit olunmasmdan» hakikatlerin anlaşılmamasından fayda ve menfaat beklemek zihniyetidir. Hakikatlerin anlaşılmamasından fayda bekliyen zihniyet mahzı şerdir. (Bravo ses leri, alkışlar). Matbuat hürriyeti millet mes'elesidir Eleminizi tahrik etmemek için size başka misaller söylemiyeceğim. Arkadaşlar kâfi derecede misaller söylediler. Efendiler dava başına tekrar geliyorum. Matbuat hürriyetinde bir nevi çaresizlik kendini göstermektedir. Hakikat hilâfında ha sıl olan bir kanaati tashih etmeğe imkân yoktur. Yeni her hangi bir siyasî veya iktisadî mes'eleyi doğru bir istikamette münakaşa etmek imkânı yoktur. Mütemadiyen tahsilde bulunan talebe üzerinde, çiftinde bulunan köylü üzerinde, şehirde yaşıyan vatandaşlar arasında zehirli hava ciğerleri zehirlemektedir. Bu nun neticesi nereye varacaktır? Çare olmak üzere derhal hatıra gelen elimizde bulunan bir salâhiyeti yani kapatmak salâhiyetini tatbik etmektir. Bunu tatbik etmedik, vaziyete çare değildir de onun için tatbik etmedik. Senelerdenberi ısrarla an latmak istediğimiz bir prensip vardır. Matbuatın hürriyeti mes'elesi. Artık bir hükumet mes'elesi değil, bir millet mes'elesidir. Hükumet mes'elesi zannolunan matbuat hürriyetinin bir millet mes'elesi olduğunu söyliyebilmek için bunları söy liyen adamın senelerce her türlü tenkide maruz olması ve bunlardan ürkmiyecek, korkmıyacak kudrette olduğunu isbat etmesi lâzım gelmiştir. (Bravo sesleri, alkışlar). Eğer bundan üç beş sene evvel bu bir hükumet mes'elesi değil, millet mes'elesidir, deseydim o vakit mevkii iktidarda olan adam efkâri asıl teveccüh ettiğimiz hü kumet mes'elesine çevirmek için mes'eleyi böyle teşrih ediyor denilecekti. Bugün vaziyeti cesaretle anlatmamın sebebi Ismet Paşanın bütün bunları millete alnının akile söyliyecek imtihanını geçirmiş ol masıdır. (Şiddetli alkışlar). Matbuat hürriyeti denilen mes'e Zarar nasıl defedilir? Hayatına zarar veren istikametlere karşı salim kanaatte bulunan matbuat cesaretle mücadeleye mec burdurlar. Matbuat hürriyetinin zararlarını evvelâ arkadaşları olan diğer matbuat bertaraf etmek mecburiyetindedir. Evvelâ matbuat yekdiğerini murakabe etmelidir. Fena sözler fena neşriyat memle • ketin efkârını fena istikamete sevkediyorsa buna iştirak etmiyen matbuat tek cephe alarak cesurane diğerlerinin üzerine atılmak mütemadiyen efkân umumiyeyi tenvir etmek, zehirden kurtarmak lâzımdır. Halk idaresinde siyasî vaziyette bulunanlar memleketi idare eden başvekiliniz gibi hususî mes'uliyet hissi ile mütehassis olmak lâzımdır. Yedi yaşındaki çocuğu ders vermek için muallimi hususî bir çok tekayyüdata tâbi tutuyoruz. Bir milletin efkânna her gün fikir telkin etmek iddiasında bulunan adamlar da bir takım murakabelere tâbi olmalı dır. Bu murakabelerin başında kanunî murakabe gelmez. Bu mura kabelerin başında evvelâ diğer matbuat gelir. Ondan sonra cemiyetin siyasî hayatında bulunanlar murakabe eder. Kanunî murakabeler son çarelerdir. Arkadaşlar; ben bir çok zamanlar gayretle ve endişe ile bu hayatı takip ettim. Erbabı namus haysi yetlerini tehlikede görerek mem leketin mukadderatmda fikir ve mes'uliyet sahibi olmak endişesile yavaş yavaş kendilerini siliyorlar. Herkes her hangi bir vesile ile kendisini matbuat diline düşürüp te haysiyetinm örselenmesinden, in san yüzüne bakamıyacak hale gelLutfen Sayfeyi çevirinlz Fena neşriyat Bugünkü dert Arkadaşlarım, bir çok müşahedelerinden bahsettiler. Müsaade buyurursanız sizi teferrüata girmiyerek yormıyayım. Bugün heyeti celile nizi ıztıraba sevkeden ve bir çok vatandaşlarda ayni ıztırabı ve endîşeyi uyandıran dert şudur: Bir nevi çaresizlik vardır ki halledilemiyor. Bu çaresizliğin nasıl bir