7 Temmuz 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

7 Temmuz 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

7Temmu2 1931 Cumhuriyet SON TELGRAFLAR Ceza muhakemeleri kanunu tadil ediliyor Zabıtaca yakalananlar 24 saatte hâkim huzuruna çıkarılacak ARASIRA: Kırk vagon rakı! Atina'da ikiye ayrılan Mnhasebat ve T*»mviz Maliye Vekili Fazıl Ahotomobilleri kaldırılıyor met B.e cevap verecek Malatya Maden demiryolu mühendislerinden birile görüştüm. Malum a; bunlar, bu fen adamları, kuru bir bünyeye kan ve can dolu damarlar sıralıyan yüksek kıymetli san'atkârlardır. Tabiatin hayatı teselsül ettirmek için şuraya, buraya serptiği nehirler, göller, ormanlar gibi onlar da kanallar açarak, köprü ler kurarak, tüneller yaparak, de miryolları uzatarak hayatı kolay • lastırırlar. Denilebilir ki tabiatin yarım bıraktığı vazifeyi mühendisler tamamlar ve tabiati esir eden fen, onların elinde muti bir alet olur. İnşaata ait muhaveremiz bittikAnkara 6 (Telefonla) Ceza u vermif olduğu emirlerden zabıta & mirlerini derhal haberdaı eder. Ka ten sonra o diyar sularının güzelliaulü muhakemeleri kanununu tadil ğinden, ova ve yaylalardaki bedianun tarafından kendilerine verîlen lâyihasının esasları şunlardır: lardan ve nihayet halkın mahallî ve kanun dairesinde kendilerinden Müddeiumumilik veya zabıta ta temayüllerinden bahse giriştik. istenilen adliyeye müteallik iflerde rafından yakalanmış eşhas hâkimin San'atkâr dostum, cidden faydalı sui istimal veya ihmal ve terahileri huzuruna derhal çıkarılmamak za noktalar, neş'e verici hakikatler tesgörülen devlet memurları ile Cum • rureti halinde yakalandığı andan ibit ve tahlil ediyordu. Birdenbire yühuriyet müddeiumumiliğinin şifahî tibaren nihayet 24 saat zarfında en zünü ekşitti: veya yazılı talep ve emirlerini binyakın bir sulh mahkemesinin hu Yalnız, dedi, bir şey hoşuma netice sui istimal veya ihmal ve te • zuruna sevkedilir. Maznun hâkim gitmedi. Şimendiferin Malatya'ya ilk rahileri görülen zabıta âmir ve me • tarafından nihayet ertesi gün sorgugötürdüğü ermağan, kırk vagon ra ya çekilir. Sulh hâkimi yakalanmağı murları hakkında müddeiumumilikçe kıdır! doğrudan doğruya tazyikat yapılır. icap ettiren bir hal görmez veya yaİtiraf ederim; söylenen rakam, beAncak zabıta imirleri hakkında hkkalanmağı istilzam eden bir sebep nî de ürküttü ve düşündürdü. Çünkü kimlerin vazifelerinden dolayı tâbi kalmazsa maznunu tahlıye ettirir. oldukları muhakeme usulleri tatbik kırk vagon rakı, tam dört yüz ton Aksi halde vereceği tevkıf müzekkezehirdir. Bu öldürücü su kütlesi, büolunur. Vali, kaymakam ve nahiye resi hakkında 126 ıncı madde hüktün Malatya gençliğini, içine alacak müdürleri hakkında memurini mu • mü cari olur. genişlikte bir göl teşkil eder. Şu hahakemat kanunu hükmü caridir. Hukuku âmme davasını açmak le göre Anadolu'nun o güzel yemiş Ceza kanununun 160 ıncı mad • vazifesi Cumhuriyet müddeiumumı • bahçesi, o mübarek Malatya, büyük desi şu suretle tadil edilmiştir. sînindir. Cumhuriyet müddeiumu bir tehlike geçiriyor demektir. 157 inci maddede yazılı suçlar işrnisi yukarıda izah edilen neticelere Rekor yapmak veya kırmak iyi • lenirse Türkiye Cumhuriyeti aley • varmak için bütün memurlardan her hine sövenler hakkında takibat yap dir. Fakat tedricî bir tesemmümle türlü malumatı istiyebilir. Gerek doğ mak salâhiyeti doğrudan doğruya hezale doğru yürümek vadisinde rerudan doğruya ve gerek zabıta maCumhuriyet müddeiumumilerine a • kor yapmak nahoş olsa gerek. Gö kam ve memurları vasıtasile her türlü ittir. nül isterdi ki bir çok büyük feda • tahkikatı yapabilir. Ancak şahitleri kârhklarla Malatya'ya kadar uzanan 158 inci maddede yazılı madde yemin ile dinliyemez. Bütün zabıta demiryolunun ilk meyvası kırk vagon deki hal ile 159 uncu maddede ya • rakı değil, bir vagon kitap olsun! makam ve memurları Cumhuriyet zılı hükumetin şahsiyeti maneviyemüddeiumumisinin adliyeye mii sini tahktr halinde takibat yapılması M. T. teallik işlerde emirlerini ifa ile Adliye Vekâletinin ve gene 159 madmuvazzaftırlar. Bu emirler mü • dede yazılı B. M. Meclisi veya Türk'him ve müstacel mes'elelerde lüğü tahkir ve tezyif hallerinde ta • bütün zabıta makam ve me kibat yapılması B. M. Meclisi Reisi murlarına şifahen ve bunla ve bulunmadığı takdirde kendisine rın gayri hallerde zabıta âmirlevekâlet eden zatın, Türk ordu ve do rine yazılı olarak verilir. Şifahî e nanmasını tezyif halinde takibat yamir verildiği anlarda Cumhuriyet pılması Millî Müdafaa Vekâletinin müddeiumumisi müstaceliyetten ve talebine veya iznine bağlıdır. tzmir 5 (Hususî muhabirimiz • ıınmHiMnıınıııllllllllinilllllllllllllllllllllllllllllKİIIIHIinHlınımıiHn den) Son zamanlarda Aydın ve Kasaba şimendifer kumpanyaları fiatlarda tenzilât yaparak yekdiğerile rekabet edercesine; tzmir'liler için, Tire, Akhisar, Selçuk, Aziziye gibi görülecek ve gezîlebilecek manzarası güzel memleketlerimize se Kral Faysal Hz. dün An İHEM NALINA MIHINA kara'yı teşrif buyurdular Matbuaya hürmet Gazi HE* tarafından dün aksam verilen ziyafette samimî nutuklar irat edildi terem misafirlerimiz Hasmetlu yapılıyordu. Kral Hz. ve Gazi Hz. Kral Hz. nin şahsi saadetlerini ve burada bir müddet istirahatten dost Irak'lılartn refah ve istikba sonra ikisi de balkona çıktılar. lini temenni ederim.» Gazi Hz. Meclis binasını göste Irak Kralı Hz. nin rerek izahat veriyordu. Bu esnada nutukları otelin önünde toplanan halk şidMuteakiben Kral Faysal Hz. detle alkışlıyordu. Gazi Hz. bir cevaben atideki nutukla muka • müddet daha kaldıktan sonra sabele buyurmuşlardır: sat 12 ye doğru Çankaya'ya av Reisicumhur Hazretleri; det buyurdular. Zatt riyasetpenahilerinin ge • Ankara 6 (A.A.) Reisicumrek şahstm ve gerek milletim hur Hz. tarafından bu akşam sahakkında izhar buyurdukları sa at 20,30 da Kral Faysal Hz. şeremimî hissiyat ve hakikî muhabfine Ankarapalas'ta bir ziyafet bete ve komşu ve kardeş Türk mil keşide edilmiştir. Ziyafette Kral letinin güzel merkezinde bul Hz., Irak Başvekili Nuri Paşa ve maiyeti erkânı, Büyük Millet Mec duğam hüsnü kabule karşı derin lisi Reisi Kâzım, Başvekil İsmet tesekkürlerle mütehassis oldu Paşalar Hazeratile Heyeti Vekile ğuma itimat buyurmalartm ri azaları, Cumhuriyet Halk Fırkaca ederim. ötedenberi kalben arsı Kâtibi Umumisi Recep, Meclis zu eylediğim bu ziyarete bilhassa Reis vekillerinden Vasıf, sabık cümlenin takdir ve icabını bi Fırka kâtibi umumisi Saffet, Hahakkin kazanmış olan zatı devriciye Vekili protokol ve birinci letlerile tanışmağa muvaffak oldaire umum müdürlerile kalemi duğumdan ne derece bahtiyar mahsus müdürü, Bağdat elçimiz lık duyduğumu beyana hacet gb'rTahir Lutf i Beylerle Irak Ankara müyorum. sefiri ve sefaret erkânı hazır bu • Biz Irak'ta iken Türkiye'nin lunmuşlardır. Ziyafetin sonlarına sulh ve terakki sahasında her doğru Reisicumhur Hz. atideki gün atmakta olduğu mühim ve nutku irat buyurmuşlardır: şayanı takdir hatveleri hakikî Reİ8İcumhur Hz. nin bir alâka ve memnuniyetle takip ediyor ve muvaffakiyetle netice~ nutukları lendigini görmekle derin bir se «Kral Hazretleri; vinç hissediyoruz. Zatı riyaset Zatt haşmetanelerini burada, penahîlerinin simdi dinlediğimiz Türkiye Cumhuriyetinin merke beliğ sö'zlerinde buyurdukları bir zinde selâmlamakla bahtiyarım. çok tebepler ve âmiller dolayı Dostumuz ve komşumuz tnuhte rem Irak'lılara ve onun »evilen hii sile her iki milletin gittikçe daha kümdarma karşı çok samimî dost çok dost ve daha çok samimî olmaiarının pek tabii ve hatta zaluk duygularile mütehassis bulunrurî olduğu kanaatinde zatı devmaktayız. Bu hislerin Türkiye'de müşterekim. ne kadar kuvvetli mâkes bul letlerile tamamen Bu kakikati beyan etmekle bütün duğunu bizzat müşahede buyu racaksımz. Ziyareti haşmetaneleri milletimin hissiyatına tercüman olduğuma eminim. mevcut dostluk hislerini ve bağlarım şüphesiz çok kuvvetlendi recektir. Bütün gayretlerini sulh içinde inkişafa hasreden ve komşularile ve dünyanın bütün milletlerile karşılıklı samimiyet ve müsavat esasları dahilinde iyi geçinmeği şiar edinen Cumhuriyet hükumeti Irak'ın gittikçe artan bir terakki ile huzur içinde mes'ut ve müreffeh olmastnt alâka ile takip ve temenni etmektedir. Milletler arasındaki bağlartn ve alâkaların inkişafında pek mühim olan tarihin seyrinde daima tesirini gösteren coğrafî, iktisadi â millerden başka bugünkü karşı lıklı menfaatleri ve dahilî, haricî sulh ve sükun siyasetleri ve mü nasebetleri de Irak ile Türkiye'yi birbirine yaklaşttrmakta ve daha çok dost yapmaktadır. Bu görüş ve anlayışta müşterek olduğumuz kanaatini ifade etmeme müsaa. delerini rica ederim. Bu samimî kanaat ve hisler i çinde sözlerimi bitirirken huzuru ile hepimize sevinçler veren muhdiğimizin görülmesi doğru ol maz. Anladım ki bu da bir türlüsü. Fakat Ercan bunda Oral'dan daha haklı idi. Oral nihayet bir kıskançlık yüzünden çekilmek is tiyordu. Fakat Ercan'ın her va kit İdil ile bir arada görülmesi hiç te yakışık almazdı. Mevkii müsait değildi. Bahusus canlı sinema mes'elesi memleketin ağzında bir eğlence ve esef mev • zuu olduktan sonra.. Bir köşe bulup oturduk. Bar tahminimizden fazla kalabalıktı. Ben etrafima bakmıyordum. Gözümü masadan ve masa ar kadaşlarımdan ayırmıyordum. hissetmiştim. Bir çok bulanık, dumanlı ahbap gözleri bende idi. Eğer bir defa göz göze gelirsek hemen bir bahane ile gelecek ler, havadan bir şey soruyormuş gibi yapacaklar, lâfı uzatacak • lar ve yanımıza oturacaklardı. Sözlerime nihayet vermeden evvel işbu mutasavver ziyaretimi kuvveden fiile çıkardığımdan dolayı pek ziyade mesrur oldu • ğumzz beyan etmek isterim. Her vakit hatırımda derin ve sevinçli bir intiba btrakacak olan işbu hüsnü kabule karşı derin teşek kürlerimi tekrar ve ayn\ zamanda Reisicumhur Hz. nin şahsi saa • detini ve dost Türk milletinin teali ve muvaffakiyetini samimiyetle temenni eylerim.» (Birinci sahifeden mabait) Başvekil İsmet Pş. nin matbuat hürriyeti hakkındaki nutku çok kuv vetlidir. Muhterem Başvekilimizin, bu mühim mes'elenin sırrına erdiği, o güzel sözlerinin her cümlesinden anlaşılmaktadır. İsmet Pş., matbuat hürriyeti bahsinde, alelâde beylik sözler söylememiş, olgun bir Garp rücülü devletine yarasan dolgun bir nutuk irat etmiştir. Daha çocukluğundanberi, ruhunda, bu meslege karşı büyük bir aşk duymuş bir ga • zeteci sıfatile Basvekilimizin matbuat hürriyeti hakkındaki sözleri karşısında, samimî bir takdir ve hayranlık hissettim. Cünkü, dediğim gibi, İsmet Ps. bu bahsi. üstü oar • lak, fakat içi boş sözlerle değil, uzun bir tetkik ve tecrübenîn mah • sulü olan fikirlerle mütmlea ediyor. Başvekil Pş., nutkunda fransızlarm «respect de l'imprimee» dedikIeri«matbua hürmeti» veya «mat • buaya hürmet» diye tercüme edebi leceğimiz haleti ruhiveden de bahsediyor. «Matbuata hürmet: hal kın her basılmış yazıya inanmak hususunda gösterdiği safiyane zaaf demektir B>zde halk, bir mes'elenin veya bir haberin doğri'lujjunu göstertnek ü • zere, ekseriya «kitap yazıyor, ga zete yazıyor» sözlerile '«tUhat eder. îste b^ kitabın ve ga*'^nin her yazdığma inanmak «mathuaya hürmet» fikrinden îleri geliyor. tsmet Ps., bu haleti ruhiyeyi şu suretle izah ediyor: « Halkımız, yazı ile gösterilen her şeyi doğru zannetmeğe daha ziyade mütemayildir. Gazete veya kitap basmış diyc bunu mutlaka doğru olarak alır.» Bu matbuaya hürmet, yalnız halkta değil; münevverierde de vardır. Meselâ, eski Meclisi Meb'usan reislerinden muhterem bir zat, riyaset vazifesi icabı, ekseriya söylediği sözler «bu teklifi reye koyuyorum efendim. Kabul edenler elini kaldırsın, kabul edildi.» Gibi tamamen Meclis müzakeratının idaresine ait olan bu ehemmiyetsiz sözlerini, ertesi günü Takvimi Vekayi'de matbu olarak gördüğü zaman, büyük bir zevk duyar, alelâde lâkırdılarını nefis birer şiir, müstesna bir hikmet gibi tekrar okurdu. İ.şte bu, bir «matbuaya hürmet» ten başka bir şey değildi. İkinci bir misal daha: Bugün gazetelerden birinin idare işlerinde çalışan yüksek tahsil görmüş bir arkadaşım, meselâ, bana bir havadis sorardı, kendisine bu haberi, hatta gazeteye giremiyen tafsilâtile anlatırdım. O, bir türlü benim sözle • rime doymaz, hatta inanmnz, tnutlaka söylediklerimin gazetede ba • sılmış şeklini görmek ister ve ancak matbuaya inanırdı. Bu, «matbuaya hürmet» in daha kuvvetli bir misalidir. Yüksek tahsil görmüş, münevver insanlar böyle olursa okuduğunu ancak anlıyabilecek ve yahut anlı • yamıyacak kadar basit ve iptidaî tahsil görenler üzerinde «matbua ya hürmet» in ve matbuatmı na sıl büyük bir tesiri olduğunu düşününüz. «Matbuaya hürmet»» fikri, hal kın seviyesi yükseldikçe Avrupa'da olduğu gibi bizde de, yavaş yavaş zayıfhyacaktır. Nihayet, o gazeteyi ve kitabı yazanm da bir insan ol duğu ve bu insanın doğru ve samimî olabileceği kadar mübalâğacı ve yalancı olabileceği de anlaşılacak, artık her matbu yazıya bir «nas» gibi inanmak safdilliğini gösterenler az olacaktır. Fakat, bugün henüz halkımızda «matbuaya hürmet» ve her yazılana inanmak hissi ve fikri kuvvet lidir. Halkın bu samimî haleti ru hiyesi karşısında yazı yazanlara düşen bir vazife vardır. Bu vazifeyi İsmet Paşanın şu sözleri pek iyi ifade ediyor: «Mademki matbuat dpddğimiı mevcudiyet, kendisinde bir mura kabe salâhiyeti iddia ediyor. Eğer ayni zamanda kendisinde mes'uli yet hissini bulmazsa matbuatm ahlâk üzerindeki, fikir üzerindeki tesiri tamamen akim kalır, hayır, tamamen makus ve muzır olur.» Halkın «matbuaya hürmet» fikrine karşı matbuat da hakikate ve halka hürmetle mukabele etmeli • dir. Kendisine saffetle, samimiyetle hatta hürmetle inanan binlerce insanın bu saffet, samimiyet ve hürmetini sui istimal eden bir muharrir bir dolandırıcıdan daha düşkiin ve daha bayağıdır. Midilli seyahati Izmirli'ler iyi bir cuma gezintisi yaptılar Mecliste Fırka grupu • Ankara 6 (Teİefonla) B. MUAnkara 6 (Telefonla) Fırlet Meclisi bugün saat üçte Refet ka Grupu yarın saat 11 de muBeyin (Bursa) tahtı riyasetinde tat içtimaını aktedecektir. tç toplandı. Pansiyonlara dair olan timada Fadıl Ahmet Beyin hükanun lâyihasile sayım vergisi lâ kumetin mübayaa ettiği kırtayihasının ikinci müzakeresi yapıl siyeyi daha ucuza maletmesi dı. Usulü muhakematı cezaiye kanununun bir maddesinin tadili hakimkânı olup olmadığına ve reskindaki lâyihanın Adliye Vekilinin mî devairin kâğıt bulmak huhuzurile müzakeresine karar veri • susunda müfkülâta düştükle • lerek celse perşembeye talik edildi. rine dair olan sual takririne Encümenler ve ruznameye Maliye Vekili cevap verecekalınan met'ele tir. Ankara 6 (Telefonla) tkamet mukaveleleri aktedilmemiş olan devletlerle iki seneyi tecavüz etmemek şartile ikamet mukaveleleri ak• «I» I tine dair olan lâyiha Hariciye en cümenine, Türkiye • Norveç ikamet, ticaret ve seyrisefain mukavelena • mesînin tasdikına dair olan lâyiha Hariciye ve tktisat encümenlerine Paris 5 (A. A.) Jornal des havale edildi. Resmî devair ve müessesat otomobillerinden Divanı Mu Debats gazetesi, Papa'nın nesret miş olduğu umumî tahrirat müna hasebat, Şurayi Devlet ve Temyiz mahkemesi reislerine muhassas o •ebetile yazdığı bir roakalede di • tomobillerin, bu daireler toplu bir yor ki: Papa'nın tamim ettiği bu halde bulunduğundan ve reislerin tahrirata fevkalâde bir ehemmiyet ayrıca işi olmadığından kaldırılması atfettiren nokta bu tahriratta hrUbuna mukabil umum jandarma kutiyanhk umdelerile fasist sisteminin mandanhğına bir makam otomobili birbirile telif kabul etmiyeceğinin itasına dair olan lâyihalar Meclis iddia ve teyit edilmiş olmasıdır. ruznamesine alınmıstır. XI Pie bu ciheti daha evvelce de Italya ve Papalık Papa faşizmi dine mugayir görüyor lini alan bu şimendifer seyahatleri şimdi de vapur acentalarına sirayet etti.. Naim vapur acentasının Midilli'ye bîr seyahat tertip ettiğinî telgrafla daha evvel haber vermiştim. Bu seyahat perşembe günü akşamı saat 1,30 da limanımızdan hareket eden (Adana) vapurile başladı. Dört yüzU mütecaviz tzmir'li seyyahın pa saport muamelesi acenta tarafından ve toptan yaptırılmıştı. Seyyah kafilesi cuma sabahı saat 7 de Midilli'ye muvasalat etmiş ve erken olmasma rağmen (300) ü mütecaviz yerli ve mübadil rumlar tarafından istikbal edilmişlerdir. Kafile çarşıya, kahvelere, otellere dağılmış, manzarası güzel yelrere çıkmak ve gezmek suretile iyi bir cuma geçirmişlerdir. Kafile akşam saat 23 e kadar gezmiş ve 23,30 da vapura avdet ede rek tzmir'e müteveccihen hareket etmiştir. İzmir'H seyyahları Midilli'ye götüren Adana vapuru bugün limammıza gelmiştir. Acenta yakında Sakız adasına da bir seyahat tertibini düşünmektedir. ihsas etmiş fakat açıktan açığa söyIememiştir. Papa daha başlangıçta almış olduğu vaziyeti muhafaza etmekte, fakat bu vaziyette M. Mu solini ve onun hükumetile her türlü teması artık imkân haricine çıka ran şerait diresinde tahassun etmiş bulunmaktadır. ile beraber bulunabiliyorum. Fakat ondan evvel seni herkes İdil ile yalnız gördü. İstemiyorum vesselâm. Bir gün buruşuk bir ihtiyar, öbür gün nüfuslu bir genç.. Yarın kim bilir kim? Ben biraz titizim, bil mez misin? Ne titizdi ne bir şey, düpedüz kıskançtı. İdil'i çok seviyordu. Kendi gençliğini, güzelliğini, hassashğını ve şöyle böyle zenginliğini biliyordu. Bütün bunlara rağmen Idil'in çaprasık hareketle rine tahammül edemiyordu. Çok kıskanıyordu. Mes'ele bundan ibaretti. Vestiyerde Ercan paltosunu çıkarmadı. Bana bir göz kırpa rak: Siz giriniz, dedi. Ben şim di gelirim. Sonra kaşla göz arasında bana fisıldadı: Ben »ıvış lycram. Beraber gir ^.k.ticr t^>*V cJlyordu.. Moıla ha Ellilik bir kadın 20 yaşındaki aşıkıle kaçtı Bursa 6 (Hu. Mu.) Mudan ya'da elli yasında bir kadın beş çocuğile kocasını terkederek yirmi yaşındaki aşıkile kaçmıştır. Vak'a müddeiumumilikçe takip edilmek • tedir. Musa inhisar bütçeleri , Ankara 6 (Telefonla) Bütçe encümeni bugün mülhak bütçelerin müzakeresine devam etmiştir. Dün Müskirat İnhisar idaresi bütçesi ve bu gün de Tütün tnhisarı bütçesi müzakere edilmiştir. Bizde bar, gazino ve meyhane âlemlerinin bu iptidaî taktiği çok sevimsizdir. Herkes bir veya bir kaç ahbabı ile bir kenara çekil miş oturur, kendi âlemince eğlenir. Fakat onu yalnız bırakmazlar. Kafayı tüssüliyen çarpık bir samimiyet şivesile sokulur ve tıraşa başlar. Müzik güzeldi, fakat dans e denler yoktu, çünkü tektük kadın vardı ve onlar da dansetmi yorlardı. Sırf barın ne demek olduğunu anlamak, dansı görmek için gelen yeni burjuvalardı. Oral hiç konuşmuyordu. Sordukça: Şampanya biraz başağrısı verdi. Diyor ve gene dahyordu. Nihayet guya başağrısı fazla muztarip etmiş gibi kalktı ve kalkbktan sonra izin istedi. İdil ses çıkarmadı. Yiizüne bakma dan küçük elini veda için uzat fl. B u : (Mabadi var) KOKAİN ra gidelim. Oral bir yükün altından kal • kanların ferahlı nefesile: Olur, dedi. Orada da eğleniriz. Yazan: AKA GÜNDÜZ Sanki bizim evde eğlenmişiz! Bizi ldil ile yalnız bırakmakta Eğleniyormuşuz! Ercan itiraz ehiç bir beis olmadığım isbat ededecek oldu: cektir. Fakat Ercan zeki dav Benim yann çok işim var. randı. Oral'ı bırakmadı: tdil hâkim olacağmı bildiği hal Anca beraber, kanca bera de rica eder göründü: ber. Çok oturmayız. Ercan da sırf hususî bir ziyaVe tabiî hepimiz razı olduk. İfet kastinden başka bir şey ol dil ile Ercan önde gidiyorlardı, madığını anlatmak istiyordu. Oral ile ben onları takip ediyor Hatta geç vakit ve bu sefer kendi duk. Oral koltuğuma girdi ve gitmek istiyince İdil mâni oldu. kulağıma iğildi: Gülerek: Ben bara girdikten bir kaç Anca kanca! dakika sonra sıvışacağım, $es Dedi. Ben de vaziyete ve mançıkarma. tdare et. zaraya bönbön bakmak rolünü Niçin? Ne münasebet? oynamağa çahşıyordum. GeceyaErcan ile beraber bulunmarısı olmuştu. İdil'e bir neş'e hesını istemiyorum. Ridikül vazi yecanı geldi: yete düşüyorum. Herkes sanıyor Çocuklar! dedi. Haydi ba ki ben Ercan'ın himmetile tdil EDEBÎ TEFRÎKA: 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: