2 = Cumhuriyet 5 Temmuz 1931 ATTILÂ Muharriri: Marcet Brion Mütercimi: Mustafa Namtk ( ( Sehir ve memleket haberlerî Kadın bankacı I neler söylüyor? Filim deposu Belediye umumî bir depo vücude getiriyor Sinema filimlerinin tehlikeden âri bir şekilde muhafazaları için Belediyenin yaptığı talimatname Daimî encümen tarafından tetkik edilerek kabul olunmuştur. Talimatnamede her türlü tedabiri tahaffuziye dü şünülmüş ve esaslı tedbirler alınmıştır. Fakat sinemacılar ve filimciler bu talimatnamenin madde madde tatbiki için umumî bir depo mahalli iraesini istemişlerdir. Bunun için Belediye umumî bir filim deposu aç mağa karar vermiştir. Bu depo Düyunu umumiye civarında Rüstempaşa medresesinde açılacaktır. Med rese kirada olduğu takdirde Bele diye kunturatı feshederek burasını tanzim edecektir. Medresede filimlerin muhafazası için tertibat a hnacaktır. Badema İstanbul ve Beyoğlu'nda bulunan bütün filimciler filimlerini bu depoda muhafaza edeceklerdir. Buna mukabil Belediyeye burasınm idare masrafı olarak ufak bir ücret vereceklerdir. Siyasîicmal Terki teslihat ve İngiltere Maskaralık ve çılgınca neş'eler Cücenin mas • Hatiçe H. a göre kadınlar karalıkları : Attilâ bile tebessüm ediyor Eğlence erkeklerden dikkatli!.. arkadaşları Hoşça vakit geçiyor Sıkıhyoruz. İş mua Nihayet müsaade çıktı Byzans'a avdet Yolda: Çar melâtBankası Beyoğlu şubesiAnkara şefliğine Bankanın mık, salp ve kazıklama idamları memurlarından Hatice Hanımın taMaskaralar Hün'ler, kahramanlık destan larının kendilerinde uyandırdıği şevk ve heyecan içinde idiler ki, ortaya soytarılar, maskaralar çıktı. Hazırunun millî şevk ve galeyanı birdenbire çocukça bir sevince tahavvül etti. Maskaralar her hangi birinin en küçük bir hareketi en manasız ve safiyane şakası çılgınca kahkahalara sebep olu yordu. Mağrıp'lı Zerkon ismin deki cüce soytarı meydana çıkınca davetlilerin sevinci hezeyan derecesine çıktı. tstanbul'dan beraber getirdiğimiz bu raaskara Hün memleketinde çok maruftu. Zerkon'un hayatı sergüzeftlerle doludur. Maceraları tasavvurun fevkindedir. Bu maskarayı Afrika'da yakahyan Roraa askerleri onu ceneral Aspor'a vermişlerdi. Hün'ler de bu cüce maskarayı Ceneral Apser'den almıştı. Attilâ bu maskarayı görmek bile iste • memişti. Zerkon, Bleda'nın sa rayında kaldı ve onunla adeta lâübali oldu. Bleda maskaradan ayrılamıyacak kadar hoşlanıyordu. Bleda maskarayı beraberca harbe götürüyordu. En büyük eğlencesi, bu cüceyi, kendi boyuna göre yapılmış silâhları ve boyundan büyük kılıcı kuşanmış olduğu halde masalar üstünde yürötmek idi. Zerkon, günün birinde serse rilik ruhunun sanki daüssılasına kapıldı ve tekrar Roma'lıların yanına kaçtı. Fakat Bleda onu takip ederek yakaladı. Hün memleketine getirdi. Niçin kaçtığım soranlara: « Bekârhktan usandım. Evlenmek istedim. 0nun icin Ro ma'ya kaçtım.» Cevabını verdi. Bunun üzerine Zerkon Krali çenin nedimelerinden birile ev lendirilmisti! Bleda'nın vefatından sonra Attilâ cüceyi Aetius'a göndererek başından defetmişti. O da, onu kaybettiğinden bir türlü müteselli olmıyan Aspar'a iade etti. Fakat Zerkon, Aspar'ın yanında kalmak istemediğinden kaçmıs ve tstanbul'a gelmişti. Orada kendisine rast gelen Edekon onu alarak Hün payıtahtına getirmişti. Cüce evlenmek istiyor Sahneye çıkan bu kocaman ve yumuk ayaklı, yassı burunlu, ahmak tavırlı, biçimsiz, kambur cüceyi Hün'ler heyecan ve sevinçle karşıladılar. Cüce davetlilerin lâtifelerine güle güle mukabele ediyordu. Hazıruna karşı Gol ke limelerile ve Lâtince ibarelerle mü lemml maskaraca bir nutuk irat etti. Kendisine vadedilen karıyı behemehal istedi. Cücenin iktidarsızlığına rağmen böyle gülünç bir talepte bulunması davetlileri sevinç gözyaşı dökecek kadar gül yin edildiğini yazmıştık. dürdü. Buna Attilâ bile tebessüm Hatice H. dün yeni vazifesi ba etti. Hükümdarın bu tebessümü sında kendisile konuşan bir mu • kahkahalar, gürültülü gülüşmeler harririmize bankacılığa nasıl baş • için yeni bir vesile oldu. Dışarı ladığını şu suretle anlatmıştır: çıkmak üzere bu gürültüden isti« Evvelâ muallim mektebinde fade ettim. İçe içe gecenin yarıtahsil ediyordum. Ecnebi mektep lerine talebe gönderilmek üzere bir sını geçirmiştik. Ben, yatmağa müsabaka imtihanı açılmıştı. Bu imgitmeği muvafık gördüm. Yat tihanda riyaziye kısmında muvaf fak mağa giderken Hün'ler bağı olduğumdan hükumet hesabına Arrarak ve şarkı söyliyerek şarap bardaklarını boşaltmağa devam e navutköy'de Amerikan Koleji'ne verildim. 1916 da Koleji bitirdikten diyorlardı!.. sonra mektebin ulumü tabiiye, hikHün'ler zevk arkadaşıdır met, kimya şubesinde asistanlık yapGerçi müzakerelerimiz ilerile > tım. Bundan sonra iki sene de, mekmiyordu. Fakat vaktimizi hoşça ge tebin ulumü tabiiye muallimliğinî çiriyorduk. Bize, Hün milletinin deruhte ettim. Resmî mekteplerde çalışmağı çok arzu ettiğimden bir kibarları, nazırları, Kraliçeleri her gün ziyafet çekiyorlar. Doğru müddet sonra Kolej'den ayrılarak evvelâ Selçukhatun kız san'at meksu, bu barbarlar, şen ve şakrak tebinde ulumü tabiiye dersi vermepek hoş eğlence arkadaşlarıdır. ğe başladım. İçkiye fazla mütehammil olmaBilâhare kendi arzumla muallimdığımızı söylememize rağmen biliğe fasıla vererek 1928 de bankacızi çok içmeğe mecbur ediyorlar. Hatta geçen gün Kraliçe Kerka' lığa basladım ve doğrudan doğruya Ankara ts Bankası muhasebei u nın ziyafetinde hazır bulunurken mumiyesine tayin edildim. kendimizi zaptedemiyerek fazla Asıl mesleğim hocalıktır. Mualiçtik. Biz de Hün'lerin şetaretine limlik daha şümullü bir meslektir. iştirak ederek sarhoşluk halinde Fakat bankacılık ta çalışıldığı tak birbirimizle müsafaha edecek ka dirde daha seri terakkisi olan bir dar ciddiyetimizi kaybettik. Se meslektir. Ankara'da bankada çalıfaret heyeti reisi Maksimius bile şırken ayni zamanda kız lisesinde de umumî sevinç ve galayana kapı üıgilizce dersi veriyordum. Bankacılık bugün kadınlar için en güzel larak ağır başlılığına rağmen mubir meslek haline gelmiştir. Çünkü tadın çok fevkinde içki içti. kadınlar, erkeklerden daha dikkatli ve maiyetindeki memurlara ve müşAttilâ ciddi işlerden bahsetmiyor terilere karşı daha naziktirler. Maksimius, ciddiyetini muha • Ankara ve tstanbul şubelerinde faza edemiyecek kadar içki içtimuvaffakiyet gösteren daha bir çok ğinden pişman olduğunu ertesi gü hanımlar vardır. Onlar da pek ya nü âdeta şikâyet eder gibi söyledi. kında beni takiben, âmirlik mevkiAttilâ'nın huzura kabul edilmek lerini alacaklardır. için vaki bütün müracaatlerimizi mütemadiyen talik etmesinden ve işlerin böyle sürüncemede kal masından müteessir olduğunu i Malullerden bir kısmı istida ile lâve etti. Hün hükümdarı bizi ne Vilâyete müracaat ederek geçen huzuruna kabul ediyor ne de Kos günkü kongrede gayrikanunî ha tantaniye'ye avdetimize müsaade reketlerde bulunulduğundan bahis le intihabın feshini istemişlerdi. Bunediyor. Arasıra Attilâ'nın sofra sında davetli bulunuyoruz. Fakat lar dün Vilâyete çağırılarak ifa • içimizden biri mükâlemeyi bizim deleri alınmıştır. 60 Jşleırl SUrp Agop mezarljğı Belediye ile Ermeni Patrikanesi arasında Surpagop mezarlığmın t»« sarrufu yüzünden çıkan dava bit • miştir. Mahkeme bu husustaki ka • rarını 8 temmuzda verecektir. Şu • rayi Devletten çıkan mezarhklar talimatnamesi mucibince bu meıarhk esasen Belediyeye aittir. Otobüsler talimatnamesi Şehir otobüsleri için yapılan talimatnamede bazı noksanlar görül • düğünden Daimî Encümen talimatnameyi tekrar Belediyeye iade et • miştir. Belediyede teşkil edilen komisyon dün toplanarak talimatna • meyi ikmal etmiştir. Daimî Encümen pazartesi günü talimatnameyi tasdik edecektir. Talimatnameye otobüs • lerin sür'at, hareket, makine, döşeme ve şoförleri hakkında umumî esasat vazedilmiştir. Bunun bir haftaya kadar tatbikına başlanacaktır. Malullerin ifadesi alındı (Ml ü ibB'iF© D3 \t B H Hüseyin Ragıp B. Moskova Büyük Elçimiz Hüseyin Ragıp Beyin eylule doğru mezunen memleketimize geleceği haber alınmıstır. Bir tavzih mes'eleye ircaa kalkışırsa, Hün hükümdarı ona başını çevirip sert sert bakıyor ve hiç birimizdebu huusta ısrara cesaret kalmıyor. Ciddî mes'eleleri konuşmak istemiyen Attilâ en adi şeylere bü yük bir ehemmiyet veriyormuş gi bi görünüyor. Kâtip Konstanciusu muhteşem bir surette evlendirmek istiyor. Thedos tarafından bu kâtibe vadolunan nişanlının bir za bit tarafından kaçırılmış olma sından adeta muğber görünüyor. Konstancius, parası çok olmak şartile bir dul kadınla da evlenmeğe razı imiş. Attilâ bize bu mes'eleyi anlatarak Byzans'tan bir dul kadın bulmamızı tavsiye ediyor. Bizim yapacak başka işi miz yok mu?!.. Roma elçisi Ro mulus bu mes'ele hakkında dedi ki: (Mabadi var) Bü* zat dün Vilâyete müracaatle Pendik jandarma karakol onbaşısı tarafından dövüldüğünü ve tehdit edildiğini söylemiş, ve ifadesi alın • mıştır. Jandarma onbaşısı hakkında tahkikat yapılmaktadır. Yol parasını vermiyerek bedenen çalışmak arzusunu izhar eden 20 bin kişi Vilâyetçe davet edilmişlerse de bunlardan ancak 500 kişi icabet etmiştir. Jandarmadan şikâyet! Yollarda çalışmak ıstiyenler Dün tstanbul Müddeiumumiliğinden aldığımız bir tezkerede 30 mart tarihli nüshamızda çıkan Marmara havzasında yapılmakta olan dina • mitle balık avcılığının menedilemediğine dair yazıdan Yalova'ya ait kısmının doğru olmadığı hakkında Bursa Müddeiumumiliğindea teksip geldiği bUdirihhektedir. Müttehidei Amerika Reisicum • huru tarafından tamirat ile harp • •» . borçlarının bir sene müddetle teci line dair ileriye sürülen teklife karşı Fransa hükumetinin serdettiği kayıt ve şartların teklif in ruhile telif î için Paris'te cereyan etmekte o lan müzakerat henüz neticelenmeSeyrisefain idaresile Karadeniz'e sefer yapan bazı acentalar arasında miştir. Bütün cihan yalnız bu mes'ele ile meşgul iken İngiltere hükumeti bir ıtilâfname aktedilmesi üzerine gelecek şubatta toplanacak konfe ayni hatta sefer yapan acentalar arans için zemin hazırlamak üzere ralarında bir blok teşkil ederek mu terki teslihat hakkında şimdiden bir kabil rekabete başlamışlar ve navmünakaşa kapısı açtı. lun fiatlarında mühim tenzilât yapİngiltere Başvekili Mister Mak • mışlardı. Seyrisefain blokuna dahil dona'.d Avam kamarasında irat ey acentalar bu vaziyet karşısında itilediği uzun bir nutukta terki teslihat lâfname ahkâmına riayete imkân gö mes'elesindeki İngiltere'nin vaziye • remediklerinden dün yaptıkları bir tini izah etmiştir. Bu izahata göre gerek 1914 senesine yani harbin içtima neticesinde 8 temmuz tari başlangıcına, gerek her yerde seferhinden itibaren itilâfnameyi tatbik berliğe nihayet verildiği 1924 se edemiyeceklerini ve bu tarihten itibaren serbestilerini muhafaza ettik nesine nisbetle devletlerden bir çoğunun teslihatı artmış olduğu hallerini Seyrisefain idaresine bildir de İngiltere Versay muahedesinde mişlerdir. verilen vaitlere binaen ordu ve donan masını son hadde kadar tenkis eyleSeyrisefain Umum Müdürü Sa miştir. Biri mecburî ve diğeri ihti dullah B. dün bu hususta bize şu iyarî olarak teslihatını asgarî dere • zahatı vermiştir: ceye indiren devletler yalnız Al « Vapurcular arasındaki rekamanya ile İngiltere'dir. bet, bir Seyrisefain ve vapurcular Halbuki Sovyet Rusya'sı ordu, dorekabeti olmaktan ziyade umum va nanma ve hava kuvvetlerinin masapurcular rekabetidir. Tabiî bu va rifîni 1924 senesine nisbetle iki buçuk misli arttırmış olduğu gibi Franziyet karşısında Seyrisefain bigâne sa askerî masarifini yirmi milyon ve kalamazdı. Bunun için vapurcuların İtalya ile Müttehidei Amerika tak • yaptığı son ve büyük tenzilâttan riben on beşer milyon İngiliz lirası sonra Seyrisefain de vapur navlunarttırmışlardır. Mister Makdonald larında tenzilât yaptı. Şayani dik İngiltere devletinin teslihat masa • kat olan nokta Seyrisefainin nav rifini memleketin emniyetinî tehli • lunlarının hiç bir vakit diğerlerinin kede bırakacak bir dereceye îndir navlunlartndan aşağı düşmemiş olmiş olduğunu söylediği vakit muha • fazakârların lideri ve sabık Başveki masıdır. Şüphesiz rekabet memlekef ve va Mister Baldvin haiefinin bu sözler ile bütün memleketin tercümanı efpurcular için çok muzır olmaktadır. kârı olduğunu ehemmiyetle kay Seyrisefain bunun önüne geçmek idetmiştir. çin her vasıtaya teşebbüs etmiştir. Gerek İngiliz Başvekili, gerek Fakat imzalanan mukavelelerin en muhalif fırkaların rüesası teslihat kuvvetlisi bir aydan fazla yaşıya mes'elesinde Fransa'nın coğrafî ve mamış ve en çoğu mukavele yaptı tarihî vaziyeti itibarile istisnaî bir hususiyeti olduğunu beyan ederek ğımız vapurcular tarafından ihlâl Fransız'ların hissiyatını okşamışlaredilmiştir. Rekabetin en çok tesir dır. Fakat İngiliz Başvelrîli terki tes yaptığı Karadeniz hattında da son lihat maksadının huaule gelmesine bir anlaşma daha yaptık. Bu hatta mâni olan hakikî sebebi şu suretle çalışan ve Türk vapurculuğunun en izah etmeğe de lüzum görmüştür: büyük unsurlarından olan bu grupla «Avrupa'da cebir ve kuvvetle tesis uzun müzakerelerden sonra yaptı olunan bir vaziyeti mütekabil itilâf ğımız mukavele, gösterdiğimiz büve anlaşmağa istinat eden bir vazitün hüsnü niyete rağmen mukabil ta yet ile değişen idealidir». Bu söz leri terki teslihat mes'elesinin Av rafın 8 temmuzdan itibaren kendi rupa devletlerinin kendi araların lerini serbest addettiklerini bize ihbar etmelerile akim kaldı. Bu hat ü da anlaşması mes'elesinden başka bir şey olmadığına delâlet ediyor. zerinde yaptığımız itilâf hiç olmazİngiliz Başvekilinin muhalif fırka sa bu hatta vapur işletenlerin vazilar tarafından dahi tasvip olunan yetini kurtaracaktı. tleride Türk va n^tku terki teslihat mes'elesinin pek purları aralarında bir anlaşma ya yakında cihan siyasetini son dereceparlarsa biz de bu itilâfa dahil olan de işgal edeceğine şüphe bırakmı larla anlaşmak imkânmı bulabiliriz.» yor. MUHARREM FEYZİ Sadullah B. bugün Seyrisefain bütçesinin müzakeresinde hazır bulunmak üzere Ankara'ya gidecektir. Vapurcular itilâfı suya düştüL Itilâfname 8 temmuza kadar devam edecek Yeni matbuat kanunu (Birinci sahifeden mabait) DarOlkelpte kuduran çocuk yok) Beylerbeyi'nde oturaa Yusuf isminde ve S yaşında bir çocuğun bir müddet evvel sokakta bir köpek tarafından ısırıldığını, bidayette, buna ehemmiyet verilmediğini, çocuk bUâhare Darülkelb'e kaldınlmıssa da müddeti geçtiği için Yusuf'un kudurarak öldüğünü dünkü (Son Posta» gazetesi yazmıştı. Keyfiyeti dün Darülkelp tedavihanesinden sorduk. Böyle bir vak'a olmadığı, bu şekilde müracaat eden bir çocuk varsa da ölmüş olmayıp tedavi altında bulunduğu cevabını aldık. Amerikan darülfönunluları Belediye Seyyahin işleri müdür lüğüne gelen malumata göre 15 temmuzda limanımıza bir Amerikan yatile 100 kadar Amerikan Darülfü nun talebesi gelecektir. Keyfiyet Darülfünuna da haber verilecek ve talebenin izazı için hazırlıklar yapılacaktır. ve şerait ağırlaştırılmıştır. Tahrir müdürleri ile mes'ul müdürler neş« riyattan ayni derecede mes'ul tutulacaklardır. Kanunda, müddeiumumilere, bir şahıs hakkında hakaretamiz neşriyatta bulunan gazete ile yazının muharriri aley hinde takibatta bulunmak ve hiç bir şikâyet bulunmadan dahi gazeteyi kapamak salâhiyeti veril miştir. Kanun, matbuat davala rının kısa bir zamanda rüyeti i çin de kâfi derecede ahkâmı ihtiva etmektedir. Lâyihada eski matbuat kanu nu ahkâmile Türk ceza kanunu ahkâmı ve bazı yeni cezaî ahkâsn mezcedilmiştir. Bilhassa şantaj için çok şiddetli cezalar konul muştur. Heyeti Vekile hükumet aley hine tahrik gibi siyasî ve idarî lüzumlar ile gazetelerin idareten tatil ve mahkemeye tevdiine salâhiyettardır. Yeni lâyihamn, mevcut matbuat kanunundan far« kı, vatandaşların haysiyet, şeref, sây gibi şahsî haklarının himayesi altında olması, millî timsallere hürmeti mecburî kılması ve hükumetin gazete kapamak salâhiyetini biraz tevsi etmiş olması ve meş'uliyetin de yalnız mes'ul müdürlerden kaldırılmış olmasıdır. Hükumetin manevî şahsiyetine ve bazı zevatı âliyeye tef evvühatta bulunduklarından dolayı Agop ve Kevork isminde iki Ermeni zabıta tarafından yakalanarak adliyeye ve • rilmiştir. 2 inci istintak hâkimi mevkuflar hakkındaki tahkikata baş • lamıştır. iki kiistah tevkif edildi Yeni bütçedeki tenzilât Darülfünun bütçesinden tenzilât yapılmamasını temenni için Ankara'ya giden Fen Fakültesi reisi Mustafa Hakkı B. dün şehrimize avdet etmiştir. Bütçe Encümeni azaları Darülfünun bütçesinden yapılan 30 bin liranın başka bir yerden temin edi lerek Darülfünunda baremin tatbik edilmesine dair kuvvetli vaitlerde bulunmuşlardır. yin olunmuştur. Ayrıca Ticaret müdiriyeti komiserleri de mihmandarlıklara tayin edilmişlerdir. (.Birinci Sahifeden mabait) Talebe dün şehrin muhtelif yer lerini, abideleri ve müzeleri ziyaret şen bir muharririmize demiştir etmişlerdir. kr: Ne M. Primi'yi tanıyorum. öğleden sonra saat iki buçukta Ticaret mektebi ziyaret olunmuştur. Ve ne de kendisine böyle beya Talebe Ticaret mektebinin orta, yük patta bulundum. Bu beyanat ta • sek ve âli kısımlarını gezmişler, imtnamile asılsızdır. Ve hiç bir etatihan münasebetile talebe de mek sa istinat etmemektedir. Bunu tepte bulunduğundan, talebe ile de görüşmüşlerdir. şiddetle tekzip ederitn.» [Cumhuriyet M. Prüni'nin PethJ BeMisafirler, mektebin kütüpane sayin beyanatraa karşı La Bulgari gazetelonuna altnmış ve burada samimî tesinde neşrettiği mütaleat ta iç sahifelerizahüratla nutuklar irat olunmuştur. ınızdedir.l Sırp talebesi bu esnada müteaddit defalar «Yaşasın Mustafa Kemal!» diye bağırmışlardır. Liman Şirketi mürettebatından Mektebin müdürii Hüsnü Beyle 344 mavnacı namına dün aldığımız kitibi umumiti Hamdi Bey ve di bir mektupta şirketle aralarındaki ğer mektep erkânı talebeye izahat ihtilâfı hüsnü suretle halle tavassut vermişlerdir. Sırp talebesi mektepte eden C. H. Fırkası İstanbul tdare bir saat kadar kalmışlar ve fotoğraflar ahndıktan sonra samimiyetle Heyeti Reisi Cevdet Kerim ve hüsnü teşyi edilmişlerdir. niyetle hareket eden şirket komiseri Aziz Beylerle şirket erkânına teşekSırp ticaret talebesi şehrimizde dört gün kalacaktır. kür edilmektedîr. Fenhi Bey Senbenua'nın emlâki Senbenua mektebi papasları ta rafından hileli tapu senedile kiliseye ilhak edilen emlâke ait davanın rüyetine başlanılmıştır. Defter darhğın hukuku, vekiller tarafın dan müdafaa edilmektedir. Papaslar da vekil tayin etmişlerdir. Doktor Talât ve Reşat Beyler Türk Dermatoloji Cemiyeti reisi doktor Talât ve Tıp Fakültesi e n • razı cildiye müderrisi Hasan Reşat Beyler Fransıı Tıbbî Profilaksi cemiyetine fahrî aza olarak kabul edilmişlerdir. Liman amelesi müteşekkir Yarın gazetesi tarafından İzmit Valisi Lutf i B. aleyhine yapılan neşrîyat esnasında Muallim Remziye ve Lutfiye Hanımların da isimleri bu dedikoduya karıştırılmış, bu hanımlar da ayrıca Yarın aleyhine hakaret davası açmışlardı. Dün bu muhakeme hitam bulmuştur. Remziye ve Lutfiye Hanımların vekili, Rem • ziye Hanımın muhakemesi görül • mekte iken mahkemeye gelemedi ğinden dava sukut etmiş, fakat vekil bey Lutfiye Hanımın davasına yetişmiş ve gazetenin mes'ul mü • dürü Süleyman Tevfik B. dört ay hapse mahkum olmuştur. Yarın müdürü mes'ulü dört ay hapse mahkum oldu Yunan sefiri M. Polihronyadis son Selânik hâdiselerinden Yunan hü kumetinin çok müteessir olduğunu ve lâzım gelen tedabirin ahnması itibarile yakında her şeyin sükunete avdet edeceğini izah ederek demiş tir ki: « Yunan kanunu esasisi vatandaşlara hudutsuz bir hürriyet versr. Şimdiye kadar matbuata da ayni hürriyet verilmişti. Bu, meclisi meb'usanda bir çok mücadelelere ve si yasî ricale çok manasız hücumlara sebep olduğu için M. Venizelos hü kumeti matbuat kanununu tadil mecburiyetini duymuştur. Maahaza matbuatın Selânik hâdiselerinde rolü yoktur. Yunanistan musevileri sa dık vatandaşlardır.» Yunan sefirinin beyanatı izmir'de mübadillerin vazıyeti Ankara'dan İzmir'e avdet eden Izmir Valisini mübadiller namına yirmi kişiden mürekkep bir heyet ziyaret etmiş ve kendi lehlerine ola rak Vilâyetçe sarfolunan mesaiden dolayı Vali Kâzım Pş. ya teşekkürIcrinî bildirmişlerdir. Kâzım Pş. nın Ankara'daki te şebbüsatı neticesinde kendilerine mal verilen mübadillerin borçlanma muameleleri ile istihkak mazbatalarında altın lira üzerinden hesap edilen istihkaklarının sureti tesviyesi hakkında bir formül bulunmuştur. İs tihkaklarından fazla mal alan ve borçlanan mübadillerin borçları affolunacaktır. Meclis geceleri de toplanacak Ankara 4 M. Meclisi 20 tem muzda fevkalâde devrei içtimaiye • sini bitireceği cihetle bütçeyi ve diğer müstacel kanunları bitirmek için bugünden itibaren hergün toplanacaktır. Hatta Meclis icap ederse gecelsri de toplanacaktır.