9Haziran 1931 CumHurıy'et SON TELGRAFLAR Vergi kanunları gelecek hafta müzakere edilecek Bütçe Encümeni Ik. Vekilinin huzurile muamele vergisini müzakereye başladı Ankara 8 (Telefonla) Bütçe encümeni arazi ve musakkafat vergileri üzerindeki tetkikatını ikmal etmîştîr. Encümen, bugün îktisat Vekili Mustafa Şeref Beyin huzuru ile muamele vergisinin müzakeresine başlamıştır. Bütçe encümeni, arazi ve musakkafat vergileri lâyihaları üzerinde evvelce diğer encümenler tarafından esaslı tetkikat yapılmış olduğu cihetle hemen hemen tadilât yapmamış gibidir. Gelecek hafta pazartesi günü Meclis heyeti umumiyesinde vergi lâyıhalarının müzakeresine baş • lanması muhtemeldir. kikîne Maliye Encümeni devam ediyor. Kuşpalazı serumu hakkındakî ; muksvelenin tasdikına da> olan Sıhhiye encümenine havale edil miştir. Her mes'ele gazete sütun J * larında halledilemez % TÎER Kont Sforza'nın İstiklâl Kanuni bir ucube! harbine ait hatıraları . . • » • « ı».« • . Yakın tarihben bir yaprak MIHINA; NAL1NA Bütçe ne olacak? Bütçe encümeni, ekseriyetle Maliye Vekilinin iştirak ettiği içti malarında bütçe ile beraber vergi kanunlarını da tetkike devam edî yor. Bütçenin tenzil edilip edilmîyeceği ancak vergi tadilâtının vereceği netice taayyün ettikten sonra anlaşılacaktır. Encümenin musakkafat vergî • sinde yaptığı tadilâta göre binalardan şimdiye kadar alınmakta olan vergi her sene azar azar indirile cektir. • • Diğer encümenlerde Sayım ve intikal vergilerinin tet 1 "' ••"»" iı 'irınnnrtiHiHîrıııntıiMH'iiHüfHrllMnrHifinmnHiııiMiıiııır <• >> ngiltere'de şiddetli bir zelzele oldu muhtemeldir. Hull'de sabahleyin şiddetli bir sademe hissolunmustur. Bir çok ev ve şehrîn büyük binaları sarsılmış ve telâ<la uyanan halk gece elbiselerile sokağa fırlamıştır. Gruplar bir kaç saat sokaklarda kalmışlar ve hâdise etrfında münakasalarda bulun muşlardır. Evlerde dolaplar, mobileler yerinden oynamıs, kapılar a çılmıs ve yemek takımları yerlere yuvarlanmıştır. Bir kaç saniye de • vam eden bir uğultu duyulmuştur. İtfaiye merkezinde bulunanlar, toprağın kaymakta olduğunu hisset misler ve binanın yıkılaeağını zannetmislerdir. Posta merkezindeki memurlar da ayni seyi hissetmislerdir. | Binalar sarsılmış, halk yataklanndan Deniz lisesinde dün Londra 7 (A.A.) Bugün saat him müsahedatı sokaklara fırlarnıstırmümkün kılması bir ziyafet verildi 10,30 da Londra'da ve Ingiltere'nin hüyük bir kısmında hareketiarz olmuştur. elzele bir çok binaları sarsmış ve heyecanla uykudan u • yanan halk sokaklara fırlıyarak malumat almak ve malumat vermek üzere poli» merkezlerine ve posta nelere kosmuştur. Hasar ehemmi • yetsizdir. Zayiat yoktur. Londra 7 (A.A.) Hareketiarz, Hull, Norfolk, Sıvansea ve diğer bir çok şehirlerde de hissolunmuştur. <Prass Assocıatıon ıdarehanesıne, memleketin muhtelif aksamından ve bilhassa Midland ile şimalî Galles'den mektup yağmaktadır. Halk hareketiarz karşısında şaşırmıştır. Londra'da zelzele umumi olarak hissedümiştir. Hava Nezaretinin taraçasında bulunan memurlar binanın sarsildığını bariz bir surette hissetmişlerdir. Zelzeleden ikî saat evvel çok şiddetli bir yağmur yağmıştır. Sema garip bir renk almıştı. Londra 7 (A.A.) Rasatane zelzele hakkında kat'î bir şey söylîyemiyor. Zelzele hakkında gayet hassas makinelerle alınan fotoğrafla • rın developmanları ancak pazartesi günü bitecektir. Fotoğrafların mü Fransa ve Belçika'da zelzeleleı Lille 7 (A.A.) Lille havalisinde saat bir buçukta bir zelzele ol • muştur. Maddi hasar veya nüfusça zayiat vukuuna dair hiç bir haber a hnmamıştır. Brüksel 7 (A.A.) Saat biri yirmi altı geçe bir zelzele olmuştur. Hayli müddettenberî Belçika'da bugünkü kadar şiddetli bir hareketiarz vuku bulmamıştır. "»uıııııııtıuııılHIIIIIIIIIIHIHIttmillllllllllllllllllHIIIIIIHinHiıtıııııııııııı Mecliste bir teklif M. Dumer Mütekaidin ve eytama Yeni Fransa Reisicumemlâk verilemez mi ? huru vazifesine başlıyor Ankara 8 Müstakil Kastamonu meb'usu Suat Bey Meclis Riyasetine mütekait, eytam ve eramil maaşlarına mukabil kendilerine millî emlâk ve arazi verilmesi hakkında bir takrir tevdi etmiştir. Bu takrire göre maas eshabına 8 senelik maasları tutarı arazi ve emlâk olarak verî • lecek ve muamele müzayede ile yapılarak tamamen emlâk alanların hazine ile alâkaları kesilecektir. Aldıkları emlâkin kıymeti maaşlarının yekunundan fazla olanlar farkı peşinen tediye edeceklerdir. Mütekait, dul veya yetimlerden her hangisi almak istedikleri malın kıymetinin yüzde beşini hazineye yatırdıkları takdirde mahallin en büyük maliye memuru müzayedeyi açmağa mecburdur. Suat Beyin bu teklifi Bütçe, Dahiliye, Maliye encümenlerine havale olunmuştur. Paris 7 (A.A.) 13 haziranda yenî Reisicumhura yapılacak olan an'anevî vazife devri merasimi hakkında Echo de Paris gazetesi diyor ki: «Adet veçhile sabık ReİMcum hur Doumergue yenî Reisicumhura bir hoş geldiniz nutku söyliyecek ve M. Doumerğ'de bu nutka cevap verecektir. Nutukların taatisinden sonra M. Doumergue ile M. Doumer Reisicumhurun hususî mesai odasına gideceklerdir. Bir şekilden ibaret olan vazife devri orada yapılacaktır. Bu esnada Başvekil M. Lavol yeni devlet reisine kabinenin istifasını verecek ve M. Doumer'de M. Lavol ve diğer na zıriardan kendisile teşriki mesaiye devam etmelerini rica edecek ve parlâmentonun itimadına mazhar bulunan kabineyi ipka eylediğini beyan edecektir. Sabık ve yenî devlet reisleri ayrı, ayrı parlamentoya birer mektup göndereceklerdir. Reisicumhurun bu mektubunda gerek dahîli gerekse haricî vaziyeti siyasiyeden bahsolunacaktır. M. Doumer, par » lâmentoya göndereceği ilk mektubu, kabinenin ilk içtimaında tetkika arzedecektir. « Memurlar harcırahı Ankara 8 Maliye Vekâleti memurların harcirahlarına ait yeni bir lâyiha hazırlamıştır. Lâyiha Baş vekâlete takdim edilmistir. Manisa'da kahveler kapandı Manisa 7 Belediyenin nargileden gayri meşrubata 3 kuruş narh koyması üzerine bugün kahveciler kahvelerini kapadıla.r, vilâyete şikâyette bulundular. Bunlar kahvenin zarurî ihtiyaçlardan olmadığını, nar* hın kaldırılmasını istîyorlar. Yumurta büyüklüğiinde dolu Gemlik 8 (Hususî) Umur Bey havalisi, fındık büyüklüğünde ya • ğan doludan çok zarar gördü. Ziyan tesbit ediliyor. Rasit f [Bir genç arkadaşımtz Etibba % * Muhadenet Cemiyetine bir şikâ '% $ yette bulunmuş ve meslekî bir |( ?" derdimizin çaresini istemiş. Gu fy 4> ya hastasma cağırdığı bir miite "ty $ hassıs arkadaş, hekim haatası di % jj| ye vizite alamıyacağı korkusile i ş ;j tizar etmiş, arkadaş bunun halli a. [Esbak İtalyan Hariclye Na | nı teklif ediyor. j Bu dünyanın her yerinde halle ^ zırlarından Kont Sforza ahiren 1 dilmiş bir mes'eledir, tam on iki * » neşrettiği hattratında son Türk 1 » sene evvel Cemiyeti Tıbbiyede Yunan İstiklâl harbinden bah . münakaşa edilmisti. Bunun ber j? setmektedir. ^ mutat günlük gazete sütunların W ttalyan rüclü siyasetinin «Asrî • rfa dedikoduya meydan açışını ff Avrupa'yı kuranlar» unvanını * doğrusu hoş görmedik. Aramızda w verdiği bu hatıratından İstiklâl ^ konuşulacak, nihayet bir kulii ^ % 6ün duvarlartndan dısarı çıkma \f harbine ait olan aksamınt tarihi f « caiz o/mıyan meslekî hasbıhal f bir vesika olmak üzere hulâsa e'/ • /er ve münakaşalar yalnız bizim ü{ ^ diyoruz:] I, memlekette âleme teşhir olunu (ff Siyasî bir çok vekayie şahit olduyor. Etibba Odası ve Muhadenet fo m ğunu söyliyen Kont Sforza'nın hatı4 Cemiyeti reislerinden hepımızın ty ? hissesi olan bu kusura nihayet j^ ratında kaydettîğine göre 9 mayıs 1919 tarihinde esbak İngiltere Baş' verecek ciddî tedbirler düsünme ı* vekili M. Loid Corc Paris'te bulun ' lerini ve almalarını temenni ede J L duğu esnada M. «Venizelos^ a sor *? riz. Bazta Fakülte hocaları oldu 7 muş: • ğu halde bu meslekî hatadan he • * C J Uç gün zarfında İzmir'e asker W pimiz mes'ulüz.] * çıkarmak kuvvetini kendinizde gö% Doktorlarımızdan birî, hasta • * rüyor musunuz? | | sına cağırdığı mütehassıs bir dok 1 M. Venizelos bu suale «.evet» ceIjj torun vizite parası alamıyacağın (I vabını vermiş ve 12 mayısta Yunan"k dan dolayı bu davete icabet et • l§ L mediğini iddia etmiş ve mes'ele % hlar tzmir'e çıkmıştır. Bundan çok ' nihayet yevmî gazetelere de in ^ memnun olan M. Loid Corc M. Vetikal ederek günlerce dedikodu fo nizelos'u daha ileriye gitmeğe te*yu mucip olmuştu. L vik etmiştir. Hatta denildiğine göre M. Loid Yukarıki fıkrayı, bu hâdiseyi k j meşhur Yunan zengini Bazil ZahaSeririyat mecmuasında mevzuu ı. P bahseden doktor Mazhar Osman ^ rof'un esrarengiz teşviki üzerine bu tarzda hareket etmiştir. Bu mümŞ Bey yazıyor. kün olmakla beraber Kont Forza Ingiltere'nin iki yüzlü ricalinin daha ziyade irsî olarak bu tarzda hareket ettiklerine hükmetmektedir. Kont Sforza bu noktada diyor ki: «Loid Corç bu suretle Yunan kuvvetlerile, bir tngiliz neferi bile kullanmaksızın, Türk'lerle harbe de vam edeceğinî zannediyordu. Bu başkalarının mahndan bol keseden diğerlerine hediye vermekti. Yunan rücülü siyasisinin hatası da bu hediyelerin, İngiliz müzaheretinin Yunanistan'dan hiç eksik oimıyacağına Dün Heybeliada Deniz Lisesinde, delâlet ettiğini ve bu suretle nihaî Deniz harp mektepleri ve Deniz Lîzaferin temin edildiğini zannetmesi sesi müdiriyeti tarafından şehri idi. Loid Corç filvaki zaferi îstiyor mizde bulunan Danimarka kruva du. Fakat bunu yalnız Yunan kanı zörü kumandanı ile zabitanı şerepahasma elde etmeğe karar ver fine çok güzel bir çay ziyafeti ve mişti ..> rilmiştir. Bununla beraber Avrupa'da yal > Ziyafete Danimarka sefirî Haznız bir kişi ortada galibîyet mevcut olmadığını anlamıstı. Bu da o zaman retleri ile Muhtelit Mübadele ko • tstanbul'da bulunan ve üç fevkalâde misyonundan ve Muhtelit mahke komiserin biri olan Kont Sforza i • melerdeki Danimarkah aza, Merdi. Kont Sforza diyor ki: kez kumandanı Emin Paşa, diğer « İzmir'e asker çıkarıldığı gün bazı ordu ve deniz ümera ve zabiYunanistanı ve müttefik devletleri tanı hazır bulunmuşlardır. bekliyen felâketi görür gibî olmuş Danimarka sefiri ile kruvazö tum.» rün kumandanı, zabitanı, mühenO, tstanbul'da bulunması dola disleri ve deniz talebesi gemileri • yısile Türkiye'deki aksülâmeli hernin motorbot ve filikaları ile Heykesten daha iyi bîr surette görebilibeliye gitmişler, orada Deniz Lisesî yordu, Kendi îddiasına göre müs ve Deniz harp mektebi talebes! ile lümanların uyuyan taassubunun anDeniz Lisesi müdürü Ali Riza Bey cak ısırraak için uyanacağını hisse tarafından istikbal edilmişlerdir. diyordu ve ayni zamanda Büyük Gazi'nin ne dediğini ve neler hazırlaMektebin rıhtımında Türk ve Damakta olduğunu da biliyordu. Ve nimarka bahriye talebesî karşılıklı Damat Ferit te kendisine şöyle didurarak birbirini selâmlamışlar, yordu: ondan sonra mektep gezilmistir. « Size söylediğim gibi, katliâmDanimarka'lı misafirlerimiz, De lar olacak ve bundan büyük dev niz lisesinde gördükleri intizam ve letler mes'ul olacaktır.^ mükemmeliyeti pek çok takdir et Kont Sforza ayni zamanda İngiliz mişler, dünyanın en güzel bahriye îstihbarat teşkilâtının irtikâp etti mekteplerinden biri olduğunu söy • ği aptallığın Talât Paşaya şu söz lemişlerdir. Mektebin üst kat saloleri sByiettiğini kaydediyor. nunda mükemmel bir büfe hazırlan«îngiltere Almanya*dır. Fakat mıştı. Yan salonlarından birinde de Alman dürüstlükten mahrum bîr İnİhsan Beyin idaresindeki deniz mugiltere...» zikası güzel havalar çalıyordu. Kont Sforza vakayiî takîp ediyorDanimarka sefiri ve kruvazör ku du. Paris, Londra ve Roma'ya tel mandanı, mektebin hatıra defterigraflar gönderiyor ve her zaman ne güzel ve takdirkâr yazılar yaz Türkiye ile sulh yapılması îçin is dılar. Danimarka'lı mühendislerle tical edilmesini tavsiye ediyordu. Deniz talebesi Türk arkadaşlarile Bunun elde edilenin muhafazası imektebin bahçelerini gezerek bîr çin yegâne çare olduğunu söylüyorçok çiçek topladılar. Avdette, Türk du. İstanbuPu terkettikten sonra İve Danimarka deniz talebesi karşıtalya Harlcîye Nezaretine tayîn edillıklı iki saf teşkil ettiler. Kruvazö miş ve bu sıfatla Hithe Bulonya ve rün kumandanı mektepte gördüğü Lopa konferanslarına îstirak etmişintizamı tebrik ve kendilerine gös j tir. Kont Sforza Bulonya konferanterilen samimî misafirperverlikten sırvia müttefiklere demiş ki: dolayı tesekkür etti. •t Ben burada, bütün zavahire Deniz lisesi müdürü Ali Rıza Bey rağmen, Yunanîstan'ı düşünen bir abilmükabele tesekkür etti. damım. Unutmayınız kî insan yal Danimarka denîzcileri, Türk arnız açlıktan değii, hazımsızlıktan kadaslarının şerefine üç defa «Hor> da ölebilir...» rab bağırdılar. Bizimkiler de üç Sonra Spa'da M. Venîzelos ta «yaşa!» ile mukabelede bulundular. hazır olduğu halde müttefiklere baMüteakiben Danimarka misafirle ğırarak demiş ki: rimiz motör filikalarına binerek ge« Yegâne müteessif olduğum milerine avdet etmişlerdir. Danimarka kruvazöründe dün ak bir şey varsa o da ttalya'nın hattı hareketinm Yunanistan'a karşı muşam bir ziyafet keşide edilmistir. habbeti veya itimadı olmadiğı şek Vilâyet ve sefaret erkânı, berrî linde telâkki edilmesidir. Ben bilâve bahrî zabitan bulunmuşlardır. kis Yunan menafii namına derin bir Gemi bugün saat dörtte hareket e • endişe hissile hareket ediyorum. Yudeceğinden Galatasaray takımı ile nan'hlar çok kazanmak için, simdiye yapacakları maç, ağlebi ihtimal, ickadar kazandıklarını da tehli ra edilmiyecektir. keye koyuyorlar.» Fakat bütün bunlar semeresîz kalıyor ve Goll mem leketinin bu iki yüzlü rücülü bu İzmir 8 (Hu. Mu.) Bugün burada Kont Sforza'nın Loid Corc'a ver şiddetli bir sıcak vardı. Hararet göl diği bir vasıftır tebessümlerine devam ediyordu. Ve başka yerlerde gede 34 dereceye kadar yükseldi. İtalyan recülü Yunan'lıların Izmir'i işgal etmelerîne muarızdı! Kont Smiza Dogru söze ne denir? Danimarka'lı misafirîer mektebi pek beğendiler onun muavenetine muhtaç olan M. Milran da buna mâni olamıyordu. Kifayeti, ademi kifayetine müsavi olan ingiltere Hariciye Nazırı Lord Gürzon da yanlıs cehaletin bahsettiği bir kuvvet ve cesaretle: « Mustafa Kemal'in kuvveti hadden fazla tahmin ediliyor. Mustafa Kemal'in bazılarının iddia et tiği gibi, mühim bir kuvvet olmadığını ben pek iyi biliyorum... Di yordu. Yalnız bir tek Fransız Kont Sforza'ya müzaheret ediyordu. Bu da Mareşal Foş idi. O kendisinde bir tabiati sabite olan kehanetile felâ keti görüyor ve bütün kuvvetile bu felâketin önüne geçmek için çahşıyordu. Mareşal Foş mütehassıslar komitesinde, müttefiklerin ve bil hassa Fransız'ların kıymetli adamı olmadığını söylüyordu. Loid Corç ve Çorçil'in lâfla Türkiye'yi parcala dıklarmı isidince müstehriyane gülüyordu. Foş, Bulunya konferansında Türkiye'ye karsı orduların seferber haline getirilmesi mevzuu bahsolunca Kont Sforza'ya demis ki: Size bir asker sıfatile tesekkür ederim. Bu efendilerin dört sene siperlerde memleketlerimizi müdafaa ettikten sonra, bizim için yeniden bir harp tehlikesi doğuracak olan bir vaziyet tahayyül etmeleri ve yakın Sark'taki siyasî menafiin muhafazası için orduları seferber hale getirmeği düsünmeleri, görülmemiş ve işidilmemis bir şeydir... Bir kaç ay sonra yani ağustos 1922 de Afyonkarahisarı'nda felâ ket vuku bulmus idi. Yunan kıtaatı, kılıçlar böğürlerine girmis olduğu halde denize atılmışlar idi. Cenaralları esir edilmis ve Izmir de Mus tafa Kemal tarafından isgal edil mişti. Türk'ler de yalnız Asya'daki topraklarını değil, Avrupa'daki topraklarını istirdat ediyorlardı. Kont Sforza bu vakayii kaydet tikten sonra diyor ki: « Milletlerin, bir memleketin büyüklüğü ve efahı arazi zaptı suretile temin edilemiveceği haki katini isbal eden bundan kuvvet'i bi'misal mevcut «Resmî Ceride» nin 1 haziran 1931 tarihli nüshasında şöyle bir garibe intişar etmiştir: «Devrek Mahkemesi Başkitabetinden: İsabeyli karyesinden İncirci oğlu Ahmet bin Osman tarafına: Karınız Azime tarafından aley' hinıze ikame edilen vefat davasımn gıyap kararının tebliği suretile gıyaben icra kılınan muhakemesi neticesinde 1334 tarihinde vefat ettiğiniz anlaşılmakla i 8/5/931 tarihinde siibutu vefatınızc karar verilmiş olduğundan tarihi ilândan itibaren on bes gün zarfnda temyize müracaat et meniz, aksi takdirde hükmün kes~ bi kat'iyet edeceği ihbar olunur.» Vefatı mahkerre kararile tesbit edilmis olan bu ilân, artık ölülerle bile muhabere'se giristiğimizi gös • termesi itibarile pek hostu». İncirci oğlu Ahmet Osman'ın öteki dünyada bu ilânen ihbarı • o• kur okumaz on bes gün zarfında Temyiz mahkemesine müracaat edeceği tabndir. Eğer öbür dünyada da bizim Re«mî Ceride gibi bir gazete cıkıyorsa merhum, belki Temyize onunla müracaat eder. Etmi yorsa her halde di^er bir vasıta bul ması, hic bir muhabere vasıtası bulnmadığı takdirde de, mezarından bizzat kalkıp gelmesi ihtimali vardır. Fakat mahkeme kararile gıyaben vffatına hiıkmedilmis olan înciri oğlu Ahmet bin Osman, Tem yiz mahkemesinde görünür görünmez, hortlak geldiği diye mahke menin aJtı ü*tüne gelmesi ihtimali de vardır. Saka bertaraf yukarıki ilân, e ğer kanuni bir ilânsa buna kanuni bir ucube demek daha doğru ol maz mı? Yeni dedikodu Âkıl Muhtar B. isnatlara cevap verdi Seririyat, klinik değil umumî bir yerdir Dün bir gazete Tıp Faültesi müdeıvislerinden doktor Âkil Muhtar Bey hakında bir müderris ağzından bazı şeyler yazmıştı. Bu miiderris bilhasaa Akıl Muhtar Beyin Darülfünun'da bareme itiraz eden tek hoca olduğımu ve hususî hastalarını Tıp Fakültesindeki (seriryat teda viye) de yatırdığını ve burada hariçten hiç bir hastanın yatmasına müsaade etrrediğini iddia ediyordu. Müderris Akıl Muhtav B. dün kendisile görüşen bir muharririmize bu husus icin demistir ki: « Ben bir müderrisin böyle manasız ve asılsız isnatlarda bulunacağma ihtimal veremiyo rum. Eğer bu müderris: doğruyu söylediğine imanı olsavdı hüvi yetini açıkca söylemekten de çekinmiyecekit. Ben Darülfünun'da tatbik edilen bareme muhalif olanlardan değilim. Ne benim ferağatim vardır, baremi istemiyorum dedim, ne de barem tatbik edilmesin dedim. Hastalarımı Tıp Fakültesi se riryatında yatırdığıma gelinre: Bu; acemice uydurulmus bir yalandır, ve tahkiki kayet kolaydır Tıp Fakültesi hususî bir klinik değil, devlete ait umumî bir müessesedir. Ayni zamanda orada yatırılan hastalardan da para alınmaz. Binaenaleyh tamamen mana sız ve yalan olan bu isnatiarı hay* retle karşıladım.» Sürüklenen bir is! Gümrüklerdeki eski eşya tesbit edilemedi Galata ve İstanbul gümrüklerinde teraküm etmis eşyaların tesbit muamelesî henüz ikmal edilememiştir. Simdiye kadar tesbit edilen esyalar hususî ambarlara konmustur. Eşyaların tamamile tasnifi için daha altı ay çalışmak lâzımdır. Bu eşyalar hususî bir kanun ile toptan müzayedeye konacaktır. Bunları satm almak üzere simdiye kadar bir kaç firma müracaat etmiş ise de kendilerine eşyaların henüz tesbit edilmediği cevabı verilmiştir. Bu eş yaların kıymeti bir milyon lira kadar tahmin edilmektedir. Bu işin u zaması hem satın almak istiyen grupların hevsslerini azaltmakta hem de senelerce ambarlarda kalmış olan eşya kıymetinden kaybetmektedir. İstanbul başmüdürlüğü bu işle ciddiyetle alâkadar olduğu halde memurun azlığı yüzünden bîr türlü ikmal edilememektedir. Yeni Ziraat müsteşarı Ankara 8 (Telefonla) İktisat Vekâleti Ziraat müsteşarlığına Tapu umum müdürü Atıf Beyin tayini ali tasdika iktiran etti. Atıf Beyin yerine kimin tayin edileceği henüz belli değildir. Ticaret müsteşarı Şakir Beyin bir meclisi idare azalığına tayinî ile yerine sabık Zonguldak meb'usu Rüştü Beyin getirileceği söy<] lemnektedir. Tayinler Ankara 8 (Telefonla) Tutak kaymakamı Dilaver Bey Savşat kaymakamlığına, sabık kaymakamlardan İsmail Cevdet Bey polis mü fettişliğine tayin edilmis, Aydın, Balıkesir, Bursa belediye reislerinin memuriyetlerî tasdik olunmuştur. Izmir'de sıcaklar