8 Haziran 1931 SON TELGRAFLÂR Avrupa'nın gözü Chequers mülâkatında.. Cumfiuriyet SEYAHAT "Yavuz Sultan Selime İHEM Danimarka Allah rahmet etmesin!..,, Yarı alafranga, yarı alamısrî bir cenaze alayı Mısır kadınlarmın muvazene kabiliyeti Bisikletli yoğurtçu tablasını nasıl düşürmez? Sultan Selim'in hasmı Sultan Guri'nin Kahire'de bir camisi vardır k« ; simdi kütiiphane itt haz edilmiştir. Onu görmeğe gittim. Kütüphanenin müdürü Ezher medresesi ülemasın dan Şeyh Mahmut Ef. dir. Refaka tinde iki Türk memur var. kitapları tasnif ediyorlar. Cami hicretin 914 üncü senesinde yapılmış, bizim camilere hiç benzemiyor. Tarihlerimizde ismi Kansu Guri diye geçen bu Çerkes sultar.ı 80 yaşinda bir ihtiyarmış. Ordusu, mes hur Mercidabık meydan muhare besini kaybettiği zaman, kulagının dibinden geçen bir top mermisi ihtiyar sultanın maneviyatını büsbü tün bozmuş, muharebe meydanın dan kaçarken nüzul isabeti ile ölmüş... Onun için camisinin içinde hazırlattığı mezarda kendisi değil, akrabaları yatıyor. Kütüphanenin müdürü Seyh M?hmut Ef., bana camiyi ve kütüpha neyi gezdirirken ilk söylediği söz su oldu: Lârahimehullah Essultan Selimî (Sultan Selim'e Allah rahmet etmesin.) Neden? Çünkü geldi, Mısır'ı zaptetti ve o gündenberi istiklâlimizden mah rum kaldık. Ben, sizin kadar Mısır'ın tarihini bilmem ama, Firavun'lardan sonra Osmanîı'lara gelinciye kadar Acemler, Yunanlılar, Romahlar. Araplar, Türkler, Çerkesler Mı sir'da hükümran olmuşlardır. Bunların hiç biri Mısırlı değildi. Nitekim Sultan Guri de mısırlı değil: Çerkestî. Evet ama, Mısır'da tavattun etmişti. Fakat hanedanı Mısır'ı istilâ etmemiş mi îdi? Evet ama Allah Sultan Selim'e rakmet etmesin! Sultan Guri camisinin içinde ku • rulmuş tarihî bir kütüphanenin müdürü olan zatın Guri'yi mağlup ve perişan eden, hanedanının ocağına incir diken, Yavuz Sultan Selim'e rahmet okumaması pek tabiî 'di. • * * Camiyî gezîp ayrılırken daracık ve kalabalık sokakta hayli falsolu çalan bir muzikanın nağmeleri du • yuldu. Bu muzika, galiba Chopin (Şopen) in March funebre'ni, yani ce naze marşını çalıyordu. Eski Kahire'nin dar, ivicach ve kalabalık bir sokağında Şopen'in matem havasile giden alafranga bir cenaze alayı görmek garibime gitti. En önde, redingotlu, baıtonlu bir takım efendiler, bellerine birer sırmalı peştcmal bağlamışlar, cenaze alayının sağ ve solunda, birerle dizi kohı halinde yürüyen askerler gibi agır ağır gidiyorlardı. önde, bizim Darülâceze muzikası gibi çocuklardan mürekkep bir muzika takımı vardı. Şallara sarılmış tabutun baş tara • fına bir metreye yakın uzunlukta şakulî bir kol takılmış ve müteveffa nın fesi bu kolun üstüne konulmuştu. Tabutun arkasında bir sürü ka dın, müthiş fakat muttarıt çığlık • larla feryat ediyorlardı. Bunlar para ile tutulmuş ve cenazenin arkasından yalandan ağlıyan, «neddabe denilen nevhazen kadınlardı. Yarısı alafranga, yarısı alâmısrı olan bu cenaze alayı, Chopin'in nağ meleri ile kadınların feryatları birbirine karışarak bir garabet halit^sı halinde önümüzden geçti gitti. * ** Başka bir gün bir caddeden geçîyoruz. Caddeye nazır bir arsaya mükellef ve muazzam, db'rt köşe bir çadır kurulmuştu. Zemine pahah halılar »erilmiş, duvarlara kıymetli ipek kumaşlar asılmış. etrafa yal dızlı koltuklar ve kanapeler konulmuştu. Ya cenaze, ya düğün var, dediler. Yaklaştık, cenaze imiş... İçe ride bîr çok insanlar oturmuş, güzel «esli hafızlar Kur'an okuyorlardı. Düğün olduğu zaman da cidden şayani hayret derecede mahirane kurulmuş olan bu mükellef çadırda çalgılar çalınır, şarkılar söylenirmiş! * * * Mısır'ın köylü ve avam kadın ları şayanı hayret bir muvazene meharet ve kabiliyeti gösterirler. A . yağına ökçesiz, topuklu ve üstü pomponlu terlikler, takunyeler, şıpıtıklar giyraiş kadınlar görürsünüz ki HOTLARl NALINA MIHINA 1 leri neler görüşüyorlar? Alman, İngiliz Başvekil 10,000 îirahk senedini M. Bröning «Seyahatim Fransa aleyhine mütevec cih değildir» diyor. Fransız'lar ise!.. İzmir'de bir hadise Senedi kapıp imzayı yutan bir adam! İzmir 7 (Hu. Mu.) Dün bura . da çok garip bir hâdise oldu: Bir ay evvel ölen eşraftan Mehmet Beyin kâtibi Zeki Bey dün Mehmet Beyin imzasile yazılmış 10 bin liralık bir borç »enedile merhumun varislermden avukat Nahit Hilmi ve Rifat Beylere müracaat ediyor. Senette (ben öldükten sonra parayı varislerimden hangisi olsa tediyeye mecburdur) diye yazdılar. Varisler parayı vereceklerini, fakat senedi görmek istediklerini »öylüyorlar. İkisi de avukat Şevket Beyin yazıhanesinde iken Zeki Bey senedi getiriyor. İşte bu sırada Rifat Bey senedi kapıyor ve imzalı yerini ısırı yor. Zeki Bey üzerine atılıyorsa da bu vakte kadar Rifat Bey imzayı yutuyor. Hâdise Adliyeye aksetmiştir. Zeki Bey bir vekil tuttu. Şahitler arasında tüccarlar da vardır. Londra 6 (A.A.) M. Brüning Almanya'da hüküm aüren haletî ruve Curtîus refakatlerinde Almanya hiyenin tehlikesi ve Alman idare a • Hariciye Nezaretinden M.Phanck ve damlarımn ağır vazifesi hakkında Von Plessen olduğu halde otomobilİngiliz nazırlarını tenvir edecektir. lerle »aat 13,40 ta Chequers'ye gel Her hangi bir tatil, bir felâkete »ü mişlerdir. İngiliz Hariciye Nazırı M. rüklenilmek istenmiyorsa mevcut muHenderson ile Ticaret Nazırı M. Gra ahedeler esası dahilinde yapılmalıh'am kendilerinden yarım »aat evvel dır. Bu vaziyet, Almanya'yı uzun zaChequers'ye muvasalat etmişlerdir. mandanberi içinde bulunduğu ma • M. Mac Donald'ın malikânesine ne nevî infirattan kurtarabilirse, faygazeteci ne de fotoğrafçı kabul edil dalı olacaktır.» miştir. Pari« 6 (A.A.) Paris matbuatı Hükumetin misafirleri dışarıya hiç j Chequer» mülâkatı ile fevkalâde çikmıyacaklardır. Mükâlemat akşa alâkadar olmaktadır. M. Sauerwein ma kadar, devam edecektir. Londra 6 (A.A.) Alman Baş Matin gazatesinde neşrettiği bir makalede bilhassa diyor ki: «Mükâle vekili M. Brüning ile Hariciye Nazırı M. Curtius, Başvekil M. Mac Domat zamanın felâketleri hakkında nald ve Hariciye Nazırı M. Hender»on şikiyetlerle başlıyacaktır. Sonra Altarafından kabul edilmişlerdir. man nazlrları kendi müşkülleri hakM. Brüning, nezdine kabul ettiği kında tafsilât vereceklerdir. tngi gazetecileri vaki beyanatında Lon liz'ler kendi kendilerine Almanya'nın dra'yı ziyaretinden maksadı Almanya ile lngiltere'yi müştereken alâ • elemlerini hafifletecek kudrette değüdirler. Fransa'nın vaziyeti mü • k«dar eden mes'eleler hakkında İnkemmeldir. Çünkü Fransa malî mugiliz Nazırları ile görüşmekten iba ret bulunduğumı söylemis ve şu söz amelelerde olduğu gibi tamirat muleri ilâve etmiştir: kavelelerinin bazı ahkâmının tat • « Londra'ya yaptığım bu seya bikında da mümtaz bir reye ma • hatin Fransa aleyhine her hangi bir liktir. Binaenaleyh biitün kozlar auretle müteveccih olmadığını teyit Fransa'nın elindedir.* etmek arzusundan kendimi alamam.» Vasington 6 (A.A.) Resmî maGazeteler ne diyor? hafil Chrquers mülâkatının netice Londra 6 (A.A.) Taymis gazetesi diyor ki: «Müsbet neticeler el • leri hakkında büyük bir iştibah göstermektedir. de edilmese bile Cherques mülâkatı İstanbul'a bir Danimarka kruva zörünün gelmesi, bu nüfusça küçük fakat medeniyetçe büyük millete karşı duyduğum takdir ve hayranlık hislerini takviye etti. Baltık ve Şimal merkezleri ara • sına sıkışmış küçük bir yarımada • dan ibaret olan bu memleket, etra fındaki büyük millet ve memleketler arasında nazari dikkati celbetmeden adeta kaybolup gider. Bundan yirmi sene evveline gelinciye kadar Danimarka'yı ben de yalnız mektepte, coğrafya derslerinde edindiğim malumatla tanıyor, daha doğrusu tanımıyordum. Bütün bildiğim, bu küçük krallığın mevkii, nüfusu ve payitahtının Copenhague (Kopenhag) ol' duğundan ibaretti. Gözlerimizi kamaştıran muazzam Avrupa devlet lerile Amerika ve Japonya'nın yanında küçücük Danimarka'nın esa • misi mi okunurdu. .Çocuğunu omuzunda taşıyan bir Mısırlı höylii kadın başının üstüne bir testi, tencere, sepet, hatta orta cesamette bir kazan oturtmuş, bir çocuğunu kucağına almış, bir çocuğunu elinden tutmuş, her erkeğin yetisemiyeceği bir sür'atle gidiyor. Bunlar bazan küçücük çocuklarını tepelerine veya omuzlarına oturtur, yedeklerine bir manda alır, koşar gibi yürürler. Omuz veya tepelerindeki çocuk veya tencere, oraya mıhlı imiş gibi kat'iyyen düş mez. Ayakların takunye, gözlerinde sürme, kollarında bilezikler ve ayak bileklerinde halhaller, bu fellâh kadınları adeta birer akrobattır. Mısır köylü kadınları, başla rında öteberi tasırken, muvazeneyi bozmamak için göğüslerini çıkartarak yürümeğe alıştıklarından bu hal sinelerine bediî bir güzellik veriyormuş!.. * * * Kahire'nin yolları Tıep asfalt ol duğu için bisiklete binenler pek çoktur. Yerli ahali, ekseriya, etekleri yerlerde sürünen pamuklu bezden veya ipekten dikilmis kalın entarilerile bisiklete binerler, ve etekleri uçauça kalabalığın arasından geçip giderler. Mısır'hların bisiklete Vin mekte harikulâde bir meharetleri vardır. Bir gün şu manzarayı hay retle seyrettim: Bir entarili yoğurtçu bisiklete binmiş, başının üstünde koca bir tabla, tablanın üstünde bir sürü yoğurt kâsesi, o dehşetli kalabalık caddeyi dolduran, yayalar. otomo i biller, tramvaylar, kamyonlar, otobüsler, faytonlar ve yük arablar. arasından şaşılacak bir meharetle ge ! çip gidiyordu. ; Litovanya, Papa vekilini hudut haricine çıkardı Vergi kanunları lerini halk lehine tadil ettiler Ankara 7 (Telefonla) Bütce encümeni arazi vergisi tetkikatını bitirmiştir. tktisat encümeni kazanç vergiti müzakeresini bir iki güne kadar ikmal edecektir. Adliye encümeni icra ve iflâs kanununu tetkike devam ediyor. İktisat encümeni kazanç vergUi tetkikatına devam ediyor. Dîğer 5 vergi kanunu ikmal edilerek Bütçe encümenine verilmiş ve encümen mu> sakkafat vergisini müzakereye baş lamıştır. Yakında heyeti umumiyeye sevki mukarrer bulunan arazi vergisinin birinci maddesi «üzerinde bina bu lunmıyan, bina tetimmatından ma • dut olmıyan arsalar da araziden maduttur» şeklinde tadil edilmiştir. Yeniden yapılacak bağlar ve mey • vahklar, incir bahçeleri 6 sene, dutluklar 10 sene, orman 20 sene ver giden muaf tutulacaktır. Kuraklık, yangın, muzır haşerat dolayısile ara Encümenler sayıtn ve arazi vergi ' Alman'lar Tamirat borcunun azal İtalya, zürradan buğday satm alacak tılmasını istiyorlar Berlin 6 (A.A.) Hükumet yenî malî kararnaraeleri neşretmiştir. Kararnamelerle birlikte tebliğ oIunan beyannamede bugünkü müş külâtın, buhranın yanında umumî harp mağluplarmı kendilerini hafif düşüren ağır bir haraç vermek mecburiyetinde bulunmalarından Ueri geldiği, harbi umumi mağluplarınm ithalâtlannı azaltmak ve ihracatla rmı çoğaltmak ıztırarmda bulundukları ve buna karşı ise diğer memleketlerin kendilerini korudukları, dün • ya mahreçleri mücadelesinin şiddetli ve vahim bir hal aldığı beyan olun duktan sonra, Almanya'nın bir bu • çuk milyardan fazla tasarruf yap • tığı kaydolunmaktadır. Beyannamede. ezcümle deniliyor ki: «Milletimize tahmil edebileceği • miz mahrumiyetler son hadde gel • miştir. Dünyanın aldığı inkişaf yeni Young plânının tanziminde esas tutulan şeraitin yanlış olduğunu göstermiştir. Azamî derecede tehlikede bulu • nan Almanya'nın iktîsadi ve malî vaziyeti, kabili tahammül olmıyan ta mirat yükünün hafifletilmesini icap ettirmektedir. Varşova 5 (A.A.) Kovno'dan bildirildiğine nazaran dün sabah zabıta Papanın vekili M. Bartoloni'nin ikametgâhını muhasara etmiştir. Bir zabit yanında bir kaç polis memuru olduğu halde Papanın vekiline müracaat ederek derhal eşyalarını hazırlaması ve kapıda bekliyen arabaya binmesini söylemiştir. Papanın vekili alelusul protesto ettikten sonra arabaya binmiş ve kendisine hududa kadar refakat e decek olan zabıta müfrezesile beraber hareket etmiştir. Papanın vekili Berlin trenine bmmiştir. Mumaileyh 7 haziranda Wilkonoyatski'da top lanacak olan kilise kongresine iş tirak ederek Papalık ile Litovanya zinin 3 te biri nisbetinde zarar gören hükumeti münasebeti hakkında bir vergiler maliyenin müsadesile kıs • nutuk söyliyecekti. Litovanya hükumen veya tamamen tecil edilecek meti, Papa vekilinin nutuk söylemek tirhususunda kendisine vaki olan daVergi ziraate elverişli araziden veti kabul etmekle fuzulî olarak yüzde 10, iratsız arsalardan binde memleketin dahilî siyaset işlerine mübeş nisbetinde almacaktır. dahale etmekte olduğuna hükmet • miştir. Papa vekilinin tardı Kovno seSayım vergisi firler heyeti arasında şiddetli bir heMaliye encümeni sayım vergisini tetkike devam ediyor. Encümen köy yecan uyandırmıştır. lülerimizin geçim vasıtası olan hay vanlar için bir fıkra ilâve ederek bir çift koşum hayvanı olanlardan vergi İzmir 7 (Hu. Mu.) tzmir Bealınmamasım kabul etmiştir. lediye reisi Sezai Beyin Ankara'da Sayım yoklaması için bir milyon Dahiliye Vekili tarafından kabul elira masraf olacağı düşünülerek yokdilmediği hakkındaki haberler asıllamanın tahsildarlar tarafından ya sızdır. Sezai Beyle görüştüm. Bana, pılması kararlastırılmıstır. Ankara'da dört defa Şükrü Kaya Lâyihada teklif edilen koyun ve Beyle konuştuğunu, şehir işleri hakkeçiden altımş, deveden iki yüz, mandadan 175, sığırdan 100, at, kıs kında kendisine malumat verdiğini söyledi ve <âstifamı icap ettirecek rak, iğdiç ve katırdan 125, eşekten 50, domuzdan 350 kuruş aynen kahiç bir şey yoktur.» Dedi. bul edilmiştir. Tiftik keçisi vergisi 35 kurusa tenzil edilmiştir. Manisa 7 Münhal meb'us in tihabma 184 müntehibi saniden ancak 147 si iştirak etmiş, bunlardan bir kısmı da beyaz rey atarak müstenkif kalmıstır. Neticede 5 muhtelif zat üçer beşer rey almış ve fır kanın namzetleri olan Saim ve Tahir Beyler meb'us intihap edilmiş tir. Roma 6 (A.A.) Daimî buğday komitası M. Musolini'nin riyaseti alAnkara 7 (Telefonla) İtalya tında toplanmıştır. M. Acerbo, önümüzdeki dünya hasadı hakkındaki pi Sef iri Baron Aloizi Cenapları bu akyasaya ve tahminlere dair cihan buğ şam 7 de sefaretanede bir çay zi » day siyasetini izah ederek bu tah • yafeti vermiş ve ziyafette İsmet Pf. minlerin İtalya için, gerek buğday ge ile Tevfik Rüştü B. ve bazı erkânı rekse diğer zahireler hususunda çok hükumet hazır bulunmuştur. ihtiyatlı olduğunu söylemis ve ha sadı takip edecek ay esnasmda cîhan piyasasım tutmağı istihdaf eden Edirne 7 (A.A.) Yağan şiddetli tedbirleri tetkik etmiştir. M. Musolini söylediği nutukta, hü yağmurlar Meriç nehrini coşturmuş/, kumetin icabında tekrar müdahalede yatağmdan çıkan nehir Edirne »a • bulunmak hakkını muhafaza etmekle hasında hayli tahribat yapmıştır. Tuğyan devam ediyor. beraber şimdilik aşağıdakî üç nevi tedbiri ittihaz eyliyeceğini beyan etBursa 7 (Hu. Mu.) Şiddetli miştir. yağmurlardan Yenişehir ovasını su 1 Temmuz ayı ve ağustosun bastı. Mahsulât mahvoldu. ilk *rün hasadından devlet ve ordu Musa içîn hükumet beş yüz bin kental buğday satın alacaktır. 2 Zahirenin kaimasına ve fiatAnkara 7 (Telefonla) Meclis ların düşmesine mâni olmak için ziyarın 2 de toplanarak Evkaf bütçesiraî krediler takviye olunacaktır. ni müzakere edecektir. Evkaf büt3 Değirmenciler un imalinde çesine Edirne'deki mabetlerin ta • yüzde hesabile muayyen miktarda yerli buğdayı kullanacaklardır. AI • miri için tahsisat konmuş, İstanbul'daki bazı dairelerin merkeze nakli manya ve Fransa'da tatbik olunan kaydi konmuştur. bu uaul çok iyi neticeler vermektedir. Danimarka hakkında nazari dikkatimi ilk celbeden şey, sinema fi • limleri oldu. Takriben yirmi sene evvel, İstanbul'a gelen muhtelif filimler arasında bir küre üzerinde beyaz bir ayı» dan mürekkep alâmeti farikasile Nordisk fabrikasınm yaptığı filimler, o zaman bütün Avrupa ve Amerika filimlerine, her cihetçe, faikti. Meselâ, o zamandanberi üç defa çekilen meşhur "Dört şeytan» filmini ilk defa Nordisk yapmıştı. Bu filimlerde oynıyan Copenhague ti yatrosu artistleri fevkalâde bir mimik kabiliyeti gösteriyorlar, yanî çehrelerile muhtelif hisleri izhar etmekte son derece muvaffak oluyorlardı. O zaman ellerile kollartle mübalâğalı jestler ve hareketler ya pan Fransız sinema artistleri Danimarka artistleri yanında çok »ö • nük îdiler. O tarihlerde, Amerika vahşilerile kovboyları arasında mütemadi ve mütekabil süvari kovalamacaların • dan ibaret olan Amerika filimleri ise Nordisk'in o hassas filimleri yanında sıfırdan da aşağı şeylerdi. İnce aşk ve his filimleri evvelâ, Danimarka'da doğmuş ve sinemacıhk âleminde bugünkü inkılâbı, evvelâ Dani marka artistleri yapmışlardır. Bun ların arasında <jeune premier^ yani âşık rolleri yapan Psilander ismin deki artiste, tıpkı son zamanların Valantino'ları, Ramon Navarro'ları, Charles Roger'leri gibi bütün Be yoğlu kadınları âşıktı. Işte o güzel ve san'atkârane filimlerdir ki onları oynıyan artistler ve bu artistleri yetiştiren memleketi gözümde büyüttü. İ İzmir Belediye Reisi ne diyor? Manisa intihabalı nasıl oldu? İktisadî tedabir İtalya Sefaretinde çay Meriç nehri taşti Danimarka'nın arazi ve nüfusça küçüklüğüne rağmen medeniyet ve irfanca çok büyük bir memleket olduğunu anladım. Düşününüz ki bütün arazisi 43,000 kilometre murabbaından ibaret o lan (Trakya'mız 28,000 kilometre murabbaıdır) bu küçücük memle Sirklerde bisikletle numara yapan ' ket 3 buçuk milyona bile baliğ ol • cambazlara taş çıkartacak bir me mıyan nüfusile dünya tereyağı, doharet gösteren bu yoğurtçunun, üs ' muzyağı, yumurta piyasalarında mühim bir rol oynuyor. Diesel (Dizel) telik, bir gözü kör ve öteki gözü de motörleri yapmak gibi makine sanayarı kapalı idi. Benim, yaya yürürken yii itibarile en ön safta bulunuyor, ezilmekten korktuğum baş döndü şimdi limanımızda bulunan kruva rücü bir kalabalığın içinde, başın zörü ve daha büyük harp ve ticaret daki tablayı devirmeden bisikletile gemilerini yapıyor, kooperatifçilikte geçip giden bu entarili yoğurtçuya, bütün dünyaya ders veriyor, mevadı doğrusu hayran oldum. Ben onun yerinde olsam yoğurtçuluk yerine bi iptidaiyesi kendisinde yetismiyen bir çok maddeleri hariçten getirerek iş» siklet cambazhğı eder, hem para, liyor ve gene haricesatıyor. O kadar hem de alkış kazanırdım. iyi yapıyor ve o kadar iyi satıyor ABİDİN DAVER ki ihracatı bizim ihracatımızdan altı . • ^ • m*^ 9 defa fazladır. Bu küçük memleket, M. Holş • tat'm da söylediği gibi bütün bu harikulâde kudreti, ahalisinin irfan iLozan 7 (Hususî muhabirimiz tibarile dünyanın en yüksek milletden) Lozan'da tahsilde bulunan Türk talebesi tarafından teşkil edilerinden biri, belki de birincisi ol len voleybol takımı Yunan talebesi masına medyundur. Darısı başımıza! tarafından teşkil edilen voleybol takımını mağlup etmiş ve Türk dostu miralay Fonjollaz tarafından vazedilen kupayı kazanmıştır. Lozan'da gençlerimizin bir muvaffakıyeti Bursa'daki rezaletin mahiyeti Bursa 7 (Hu. Mu.) Polis tarafından muayeneye sevkedilen ka dınlar hakkında tahkikat yapan Polis Müdürü Mustafa B. bu kadınların müseccel fahişe olduklarını söyle rniştir. Maamafih muayeneye sev kedile bakire ve namuslu kadınla rın, muhbir aleyhinde açtıkiarı dava rüyet edümektedir. Muhafız Gücii öisikletçileri Erzincan 6 (A. A.) Muhafız Gücü bisikletçileri saat 17 de Erzincan'a geldiler, Halk ve memurin sporculara büyük bir hüsnü kabul gös termiştir. Sporcuların hepsinin ah vali sıhhiyesi îyidir. Bugünkü Meclis Mugla'da elektrik fabrikası Muğla 6 (A.A.) Elektrik fab rikasının tamamlanma merasimi bu» gün yapılmıştır. Izmir'de bir otomobil kazası İzmir 7 (Hu. Mu.) Şoför Ca fer'in idaresindeki otomobil Aya vukla'da telefon direğine çarptı. Yolculardan Necmiye Hanım ve Şev. ket Bey ağır, şofor nafif yaralıdır. r Kokain ????