26 Mayıs 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

26 Mayıs 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cnmnariyet SEYAHAT NOTLARI : 26 Mayıs Gazi'nin ve Türkün gür sesi ((Goon!)) dediği gibi... Hapisanelerde takayyüt yok mu ? Dün Bursa'dan gelen bir tel « graf 7 azıh mevkufun pencere leri kırarak 3 nöbetçinin bekle mesine rağmen kaçtıklarını haber veriyor. Takiplerine müf reze çıkarılmış. Bu sene Bergama hapisane sinden ayni şekilde haydutlar kaç| tı. Sakavete başladılar, takipleri devam ediyor. Gene bu sene Muğla hapisa nesinden mahkumlar bu tarzda f irar yolunu tuttu, galiba hâlâ yakalanamıyanlar var. Gene bu sene İstanbul tevkifanesinden ehemmiyetli bir grup kaçmak üzere idi, bereket versin önüne geçildi. Sene iptidasında İzmir hapi sanesinin bir silâh deposuna döndüğünü günlerce yazdık. Daha bir çok hapisanelerde vak'alar ve firarlar olduğunu hatırlıyoruz. Hapisaneler şerrii belâ erba • bından cemiyeti siyanet etmek ve onların ıslahına hâdim cezaların mazbut ibr şekille tatbikmı mümkün kılmak için yapılmış yerlerdir, diye, bilirdik. Böyle kapısı açılıp, penceresi kırılarak nöbetçilerinin önünde kaçılabilen hapisaneler • de adaletin emniyetle tecellisine imkân kalmıyor, hapisane mef • humu, tehzibe medar olacak kuvvetli tesirinden kaybediyor. Bu muhtelif hâdiseler hapisane idarelerinin zabtü rapttan mah • rum olduklarını göstermektedir. Mücazat yerlerinin bu halde olması cemiyete karsı îyi bîr mana ifade etmez. Bu vaziyetin önüne ne vakit geçilecek diye, Maç neticesi Atina'da nasıl karşılandı?.. öğleyin Ada'da, akşam Vali j Kaplıcalar Bursa'da banyo mevsimi basladı Bursa'da bu sene emsalsiz bir ucuzluk var! Dün konağında birer ziyafet verildi (Birınci sahıfeden mabaıt ) Kahıre'nın en hâkim mevknnde bulunan ve hanmmde iuyuk Mehmet Ali'nin camıı ile türbesi mevcut olan Kahire'nin kalesi Mısır'dan gelen telgraflar, bizim millî mücadele zamanındaki «Müdafaai Hukuk Cemiyetb ninMısır'da bir eşi olan Veft fırkasınm reisi Nahhas Pş. nın Başvekil Sıtkı Ps. ya hitaben şu sözleri söyledigini haber veriyordu: «100 ölü, 150 yaralı, hapisaneler masumlarla dohı, şimendiferler, telgraf ve telefon hatlarında muha berat kesilmiş, işler tamamile durmuş, Mısır matem içinde.. Sıtki Pş. bu neticelerle iftihar edebilir.» * • * Mısır intihabatının böyle kanlı bir şekil alması gösteriyor '« bu, alelâde bir intibap değildir, milliyetper verlerin, üzerlerîne çöken kâbustan kurtulmak için senelerdenberi yap tıkları hamle ve »avletlerden biridir ki bermutat silâhla, kanla ve kardeş elile bastırılmıştır. Büyiik siyasî mesail şövle dursun, Misır'da, hergün, sokaklarda, yü reklerinde milliyet ve istiklâl aşkı yanan münevver insarların gözle rine batan nice tahammül edilmez hidiseler olur. Sudanı' Mısır'dan a yırmak gibi mühim mes'eleleri bir tarafa bırakalım, yalniz o kapitü lâsyonlar, başlı başına ne tahammül edilmez bîr belâdır. Mısır'daki ec nebi imtiyazatı bizim bı»şımızdan defettiğiraiz ayni belâdan daha ağır dır. Bizde kapitülâsyonlardan yal • nız «düveli muazzama* denilen büyiik devletler istifade ederdi. Mı sır'da ise Balkan'lılar bile ecnebi imtiyazatına dayanır vc bu imtiya zat Mısır'da Mısır'hlan, ecnebilere el sürmekten meneder. Kahire'de Sikürel isminde çok büyük bir mağaza vardır. Onun sahibini bir İtalyan, bir Yunan'lı ve bir Mısır'lı Yahudi beraberce öldürür ler. ttalya ile Yunanistan, kendi tebaaları olan katilleri alıp götürürler ve kim bilir ne ceza verirler. Buna mukabil Mısır'lı Yahudi idam edilir. Üç katilden biri ceza görmüş, ikismi kapitülâsyonlar aşağı yukan kurtarmıştır. Buna münevver bir milliyetperver tahammül edebilir mi? Caddelerde işaret memuru polisler, otomobillere «Dur!» Emrini verir. Fesli şoförler ve otomobil sahipleri bu emri dinler durur. Şapkalı olanlar polisin emrine ehemmiyet vermeden sürüp giderler. Mısır'da ecnebilerin tahakkümü müthiştir. Buna münevver bir insan tahammül edebilir mi? Caddelerde İngiliz askerî polis • leri gezer. Gerçi, bunlar İngiliz askerleri arasında inzibatı temine memurdurlar ama öyle mağrur ve mütekebbir, küstah ve mütehakkim bir hal ve tavırları vardır ki insanı çi leden çıkarır. Bir Mısır milliyetper veri, bu neferlerin Kahire sokakla rmda kendi memleketlerinde asla gösteremedikleri bir azametle gezmelerine tahammül edebilir mi? Kahire kalesinin duvarları dahilinde, hükümdarlık hanedanının reisi ve bugünkü Mısır'm banisi büyük Mehmet Ali'nin camii ve türbesi vardır. Burası, yüksek mevkii iti • barile şehre tamamen hâkim olduğu için İngiliz işgali altındadır ve İngiliz toplarının Kahire'ye çevrilmiş ağızları, Mehmet Ali'nin türbesi ö nünde, Mısır'ın hürriyet ve istiklalini her an tehdit eder. İngiliz'ler, fesli vs sarıklı yerli ahaliyi kaleden içeri çokluk bı rakmazlar Mısır'ı Mısır yapan Mehmet Ali'nin türbesini ve camiini zi yaret etmek için İngiliz'lerden mü saade almağa münevver bir Mısır'lı tahammül edebilir rai? * ** •ir akşam Kançerlâr Ahmet Beyin minimini bir Türk bayrağile süslü spor otomobili ile kaleye gidiyor duk. Mehtapta bu hâkim noktadan Kahire'yi seyredecektik. Kapıdaki nöbetçi tngiliz neferi evvelâ, par maklığı açarak içeri girmemize müsaade etti. Sonra, bayrağımızı mı gördü, ne oldu bilmem, arkamızdan bağırdı: Sop! Otomobil hızlanmıs olduğu için hemen duramadık, bir kaç metre gittikten sonra durduk. Şabüemret bir onbaşı, mağrur ve müteazzım yanımıza gelerek haşin bir tavırla ingilizce sordu: Dur, dedim, neden hemen durmadınız? Birdenbire duramadık. Bizi bir süzdü, sonra gene ayni mağrur, mütekebbir ve mütehakkim tavırla ingilizce: Goon, gidiniz! Emrini verdi. Geçtik, fakat bu tüysüz İngiliz askerinin âmirane hali de yüreği mize işledi. Elim mütareke senele rinin bütün acılığını duyduk. 16 mart günü, Harbiye Nezaretinin avlusuna girmek için ingiliz nbbetçisinden müsaade istediğimiz günlerin zehiri tekrar içime döküldü.Fakat asağıda anlatacağım bir düzünce ile teselli buldum. Bir iki gün sonra gÖrüştüğüm Prenseslerden birine bu hali anla • tırken ömrü hemen hemen daima lstanbul'da geçen o Prenses bana dedi ki: Ayni muameleyi bana da yaptılar. Kapıda, içeri girmeme müsaade etmiyen İngiliz neferinin yüzüne bağırdım: « Sen, kim oluyorsun da büyük babamın türbesine girmekten beni menetmek istiyorsun!» Adeta ceb • ren kapıdan geçtim ve Mehmet Ali'nin mezarını ağlıya ağlıya ziyaret ettim. O münevver, vatanperver insanlar, bu hale, ilelebet, tahammül edebilirler mi? ¥ * * Soruyoruz ? Kıymetli evrak istanbul bir çok hazinelerle dolu! Hakkı Tarık ve Halil R.ler bir takrir veriyorlar Maliye hazinei evrakında bulunan bazi kıymetli kâğıtların satılması üzerine çıkan dedikodular elân de vam etmektedir. İstanbul'da bulu • nan ve tarihî evrak hakkmda ma • lumatı olan bir zat dün bir muhar • ririmize şu izahatı vermistir: « İstanbul'da Türk tarihini tenvir edecek çok kıymetli evrak var dır. Bunlardan biri geçenlerde bir kısmı satılan maliye hazinei evra kıdır. Bazı kimseler maliye hazi nesinde kıymetli evrak bulunamıyacağını söylüyorlar. Halbuki bu doğru değildir. Çünkü devletin bütün işleri maliyeden çıkan para ile ya • pılır. Sarfedilen paranın hesabı bu radadır. Binaenaleyh bir çok vak'alar buradan meydana çıkarılabilir. Hatta en mühimleri bile... istanbul'da bulunan hazinelerden biri Başvekâlete aittir ve Babıâli içindedir. Burada 1135 tarihinden sonra vesikalar saklıdır. Burada ayrıca hariciye hazinei evrakı da vardır. Topkapı'daki evrakm nak ledildiği hazine de Babıâli'de Cevat Pş. kütüpanesindedir. Ayasofya camiinin odalarında Bursa'dan getirilen ve Osmanlı'ların ilk devrine ait olan evrak vardır. Bunlardan başka Adliye, Evkaf, eski Meşihat mahzenleri ile Yıldız sarayı hazinesi, Topkapı evrak mah • zeni mühim vesaiki tarihiyemizi havidir. Bunların içinde pahası biçi • lemiyecek derecede kıymetli evrak bulunması çok muhtemeldir.» Ankara'dan verilen haberlere nazaran Giresun meb'usu Hakkı Ta rik ve istanbul meb'usu Halil Beyler tarihî vesikaların satışı mes'elesi hakkmda B. M. Meclisi Riyasetine vermek üzere suali mütezammın müşterek bir takrir hazırlamışlar dır. Bursa 19 (Hususî muhabiruniz den) Bursa'da banyo mevsimi saat on buçukta köprüden hususî basladı. Uzak, yakın bir çok şehirbir motörle Büyükada'ya hare lerden zevk ve banyo meraklıları Rumların Yunanlı misaburaya akın etmeğe basladı. Şimdi ket etmişlerdir. Saat yarımda Afirlere bir tecavüzü Çekirge yolları renk renk ve çeşit daya muvasalat edilmiş ve Ada'Yunan sporcuları evvelki ak • çeşit insanlarla dolup taşıyor... Çenın büyük otellerinden birine gişam şehrimizdeki Rum'ların çir kirge yolu henüz yapılmadı. Binlerdilerek öğle yemeği burada yenil kin bir tecavüzüne uğramışlardır. ce prt^e bu sene de şosenin kenarmiştir. Futbolcular maçtan sonra Stad larında yığılı kaldı. Eğer bu parkeZiyafette, Galatasaray, Feneryumdan çıkarak otomobil ile Tar ler şimdiye kadar tefriş edilmiş olbahçe ve Beşiktas kulüpleri na labaşı'ndan otellerine giderler • saydı Bursa kaplıcalarının mazhar olduğu rağbet üç misli artacaktı. mına Şeref Bey bir nutuk irat ekenbazı Rum palikaryaları oto Fakat ne yapalım ki: Belediye bütderek iki komşu millet sporcuları mobilin yolunu kesmişler: çesinin darlığı bu işe mâni teşkil et arasındaki bu samimî temasın e İstanbul'a geldiniz, Türk'lere ti. Bu caddeyi asfalt yapmak üzere hemmiyetinden hararetle bah müracaatte bulunan bir Amerikan mağlup oldunuz, burada bizim de şirketinin teklifi de Belediyece na • setmiş ve bu temasların Türk ve namımızı berbat ettiniz, defolun zari itibera alınmıyınca Çekirge Yunan gençliğini daha ziyade buradan... caddesi gene eski hamam eski tas yekdiğerine yaklaştıracağını söydenecek vaziyette kaldı. Maamafih Diye bağırmağa ve otomobili lemiştir. Yunan kaf ile reisi bu nutYalova kaplıcalarının imarı Bur • taşlamağa başlamışlardır. Şoför, ka cevap vererek Türkiye'de görsa'yı da az çok harekete getirmiş bu tecavüz üzerine misafirlerimizi bulunuyor. Zira otel sahipleri eskidükleri hüsnü kabulden son deRum'ların elinden sür'atle ka • sine nisbetle otellerini daha temiz rece memnun kaldıklarını, Kıy çırmıştır. bulunduruyor ve konfora biraz dametli Türk sporcularını kendi Bu Rum'ların, Yunan'lı misa • ha itina ediyorlar. Bursa'nın emsalmemleketlerinde görmekle çok siz ucuzluğu otel fiatları üzerinde firlerimize karşı yaptıklan çir bahtiyar olacaklarını söylemiştir. de çok müessirdir. Bu hususta Burkin hareket çok şayam teessüf • sa kaplıcaları çok müsait şeraite Ziyafetten sohra arabalarla tur tür. Olimpiyakos île Galatasaray malik demektir. Yalniz; İstanbul'yapılmıs, misaf irlere Adana'nın ve Fenerbahçe kulüpleri arasında dan Bursa'ya gelenler için şimdi iki her tarafı gezdirilmiş ve saat beşyol mevcuttur. Bunlardan biri Yalo yapılan müsabakanın neticesi ne va, diğeri Mudanya'dır. Yalova yote davet edilmiştir. olursa olsun, bu temas, iki komşu lu uzuncadır. Ve şoseler pek düz Dün akşam saat beşte de Vali ve dost millet gençliği arasında gün olmadıği için yolculuk epeyce •konağında Vali Muhittin Bey ta samimî bir yakınlık husule ge zahmetlidir. Mudanya yolu daha rafından sporcular şerefine bir tirmiştir. Spor, sade yenmek için kısa ve daha düzgün ise de İstançay ziyafeti verilmiştir. yapılan bir hareket değildir. Spor bul'dan Mudanya'ya hareket eden cular, yener, yenilir, bu ikinci vapurların batiyyülhareke oluşları Misafirlerimiz bugün memle plânda gelen bir şeydir, asıl gaye deniz yolunu da uzatıyor ,ve yol ketlerine avdet edeceklerdir. Vacuların ruhunu sıkıyor. Buraya se • pur avdette İzmir'e uğrıyacağı için bedenin ve ahlâkın terbiyesidir. riülhareke vapurlar tahsis edilecek Sonra, İstanbul Rum'larının, biYunan sporcuları vapurun İzmir olur ve hareket saatleri intizama limanında tevakkufu müddetince zim takımların galibiyetinden sokulursa Bursa'ya gelmek için başmemnun olmaları lâzım gelmez İzmir'e çıkmak arzusunu izhar ka bir müşkül kalmaz. Ancak İs • miydi? etmişlerdir. tanbul Mudanya hattına işliyen vapurların aldıkları ücret çok gö • Mağlubiyetin Atina'daki Atina'da futbol maçları rülmemekle beraber bu ücretin tenAtina 25 (A.A.) Millî Yü tesiri zili takdirinde Bursa'ya daha fazla nan futbol şampiyonluğu ikinciziyaretçi celbedilebile£eği için vaAtina 25 (Hususî) İstanpur id*relerinin eline gene,ajgw bul'da yapılan Galatasaray O ligi için Panathinakos ve İris takımları arasında yapılan müsa • ra geçmiş olacak d«m«ktir. Bu limpiyakos maçının neticesini fer Bursa şehri fazla seyyalı Ve faz """ Jbekliyen halkın gösterdiği sa bka 4 4 berberlikle neticeAen la hareket kazanır... yununu bilmem neden, göste remedi. Kendi türbesinin bulunduğu hâ kim noktadan îngiliz'lerin memle • ketinin hürriyet ve istiklâlini tehdit ettiğini gördükçe Mehmet Ali'nin ruhu, kim bilir, ne kadar muazzep oluyordur. Istanbul'da, bir kaç sene bize de tahakküm eden Ingiliz'lere, günün birinde Gazi'nin ve Türk'ün gür sesi: Go on! Emrini vermişti. Mısır'lıların da, bir gün, bizim gibi, kardeşi kardese kırdıranlara: Go on! Demeğe muvaffak olmalarını, milliyet ve istiklâlin zevkini tatmış bir insanın temenni etmemesi kabil midir? Ve işte bu sözü söyliyebilmek içindir ki Mısır intihabatında Mısır milliyetperverleri kanlarını dökmekten çekinmiyorlar. bırsızhk son haddine varmıştır. Atina'da ve Pire'de on binlerce halk, gazete idarehanelerini a • deta muhasara ederek neticeyi anlamak için saatlerce beklemişlerdir. Maçın ilk devresinin neticesi saat yedi buçukta gelmiştir. Bu netice bir hayret uyandırmıştır. Müsabakanın kat'î neticesi saat dokuzda alınmış ve Olimpiya kos'un mağlubiyeti anlaşılmıştı. Yunanistan şampiyonunun bu mağlubiyeti bütün Atina ve Pire mehafilinde pek büyük hayretler tevlit etmiştir. Şehrimizdeki Rumca gazeteler ne diyor? Dün akşamki Rumca gazeteler evvelki günkü maçta büyük bir intizam hüküm sürdüğünü ve bunda «Cumhuriyet) in tavsiye lerinin büyük bir dahli bulunduğunu yazmaktadırlar. miştir. Ayni şampiyonluk için Selâ • nik'te Apollon ve İraklis takım • ları arasında yapılan müsabakada Apollon takımı hasmını bire karşı iki sayı ile mağlup etmiştir. 1930 senesi millî şampiyonu o lan Panathinakos ekipi, perşem be günü Sofya'ya gidecek ve orada iki Bulgar takımı ile karşılaşa caktır. Yunanistan'ın Apollon takımı 3 haziranda tzmir'e gidecek İzmir 25 (A.A.) Atina'nın Apollon takımı 200 ü mütecaviz bir seyirci kafilesile ve hususî vapurla 3 haziranda tzmir'e gele • cektir. Birinci maç 5 haziran cuma günü Altay ile ve ikinci maç ta 7 haziran pazar günü Gö tepe spor kulübü ile yapılacaktır. Şehirde seraiti hayatiye fena değildir. Muhtelif otobüs şirketlerinin arabaları gerek sehir dahilinde ve gerekse Uludağ, Çekirge, Mudan • ya, Yalova arasında daima seyrü sefer halindedir. Bazı seyyahlar şehir dahilindeki otellerde, bir kısmı Çekirge'de, bir kısmı da Kükürtlü otellerinde ikamet ediyorlar. Şe • hir dahilindekilerin eğlenceleri bir kaç sinema ile iki üç bardır. Barların bir kısmı da pek karikatür şeyler... Meselâ: İçlerinde tef, ut ve kemanla cazbant vazifesini görenler de vardır. Yalniz bunlardan Tophane bahçesi mükemmelcedir... Çekirge'de oturanlar (Kükürtlü bahçesi) denilen ve içinde büyük bir havuz bulunan bir yerde eğle nirler. Burada saksofonsuz ve banjosuz bir cazbant vardır. Fakat bu güzel köşenin havasını ve çok ca • zip manzarasını bozan nedir bilir misiniz? İçindeki yosunları uzun müddet temizlenmediği için suları yemyeşil görünen büyük bir havuz.^ Cazbandın gürültüsünü bastıran da bu havuzun içinde öten kurbağalardır.. Geceyarısmdan sonra buralarda Rus ve Lâz oyunu, çiftetellî, ve zeybek millî oyunları da oyna nıyormuş... Bursa'ya gelen seyyahlarm yaptıkları gibi Bursa'Iılar da yavaş yavaş şehir haricinde eğlenmenin zev> kini aldılar. Şimdi hemen hiç kimseler bu gibi eğlence yerlerine rağbet etmiyorlar. Ekseriya kırlara dağlara, sahilîere dağılıvorlar ve oralarda tabiatin renkrenk çiçekleri, binbir güzellikleri arasında eğleniyorlar. MUSA • * Maç hakkında mütalealar Galatasaray Olimpiyakos maçından sonra bu maçı idare eden M. Kaçef şu şekilde beyanı mü talea etmiştir: Galatasaray, ateşli bir ruhla kat'î galibiyeti temin için oynadı. Olimpiyakos ta ayni gayeye var mak için çalıştı. Galatasaray'ın oyunu umumiyet itibarile güzeldir. Bugün fazla bir netice elde edebilirdi. Fakat oyuncuları, heyecandan ofsayda düşerek takımın taarruz kudretini kesiyor lardı. Galatasaray, rakibine na zaran daha canlı, daha enerjik oynadı. Olimpiyakos'a ekseriya faik bir vaziyette idi. Maçın bu neticesi Galatasaray'hların alın terlerile kazanılmış haklı bir zaferdir. Olimpiyakos'un kaptanı ne diyor? Irak'tal501ikler Bize taarruza hazırlanır ken tevkif edildiler Bağdat'tan verilen malumata göre Hoyban cemiyeti mensuplarından bir kaç kişiyi Irak hükumeti tevkif et miştir. Bu tevkifat Hoyban'cıların Irak, Suriye ve Iran hududundan Şark vilâyetlerimize taarruz etmek istemelerinden ileri gelmiştir. Bağdat'ta böyle bir şayia zuhur eder etmez hükumet yüzelliliklerden dok tor Şükrü Mehmet, Sait, Vamık ve sabık Süleymaniye valisi erkânı harp zabitlerinden Tevfik ve bir kaç A • suri ile Ermeni'yi tevkif eylemiştir. Mevkufların evlerinde yapılan ta • harriyatta mühim muhabere evrakı bulunmus ve bunlardan doktor Şükrü Mehmet îngiliz'lerin tesiri ile kefalete raptolunarak tahliye edilmiştir. ABİDİN DAVER Japonya'da Hükumet nazır ve memur maaşlarını indirdi Uç senedenberi devam eden ik tisadî buhran Japonya devletinin varidatına tesir eylediğinden bu dev letin bütçesinde geçen sene 44 mil yon yen tasarruf edilmişti. (Bir yen bir Türk lirasına muadildir). Bu seneki bütçede yüz milyon yenlik tasarruf yapılmaktadır. Tasarruf başlıca devletin erkânı memurin maaşlarmda yapılmıştır. Başvekilin senevî 12,000 yen olan maaşı 10,000 yene indirilmiştir. Başvekillikten sonra en çok maaş alan meclisi has reisinin maası yedi bin yenden altı bin yene indiirlmistir. Ceneraller ile Amiralların maaşları tenkis edilerek bir seviyeye getirilmiştir. Işçi istanbul meb'usu Çocuklar kahvesi Eskişehir'de sahipleri ve müşte • rileri hep çocuklardan mürekkep bir kahvehane mevcuttur. Bu kahvede sekiz yaşlarında bir çocuk ocakta çalısmakta, diğer bir küçük çocuk ta müşterilere kahve ve çay dağtt maktadır. Kahvenin hep küçükler den mürekkep olan müşterileri ekseriya kırık peykelerin üstünde alt mışaltı oynamaktadırlar. Bu haberi veren «Sakarya» gazetesi diyor ki: «Kahvede on bes yaşlarında bir müşteri görülemez. Bu öyle bir manzara ki insana yeis, elem ve azap veriyor. Kendi kendimize bu yavru ların analart babalart yok mu, di ye sorayoruz.» İşçi meb'uslardan Yedikule derî fabrikası ustabaşılarından Hamdi Bey rahatsız olduğu için İstanbul'a gelmiştir. Hamdi Bey demiştir ki: « Yakında Ankara'ya dönece ğim. Mecliste çok hararetli faaliyet var. İşçi meb'uslar da encümenlere Galatasaray çok güzel oynadı. giriyorlar. Eylulde biz de gireceğiz ve Irak'ın şimal tarafmdan Asurî Takım ağır basıyordu. Oyuncu Birliği vücude getirilmeğe çalışı memleket için hayırlı olmağa çalı lardan memnunum. Bugün halk yor. Buna göre bir takım hazırlık şacağız . Simdi rahatsız olduğumdan çok iyi ve sakindi. Galatasaray lar yapılmaktadır. Kürt'lüğün tama fabrikada çalışamıyacağım. Meclisin tatilini müteakip işimle meşgul ola takımından merkez muavini sağ mile aleyhinde olan bu teşkilât cağım.» ve sol açıklar, sağ muavin ve sağ Kürt'leri Irak hükumetinden soğutmüdafi fevkalâde idiler. Fakat ta maktadır. Şeyh Mehmed'in isyanı da Yeni pullar kım umumiyet itibarile çok gü bu Asurî Birliği teşkiline mümaneat fikrinden ileri geldiği anlaşılıyor. FaDamga matbaası tarafından îmal zeldi. Biz cuma günkü oyundan kat İngiliz'ler Türkiye ile Irak araedilen yeni posta pulları Ankara'ya daha güzel oynadık, fakat takı • sında Asuri'Ieri birlestirmek istiyor göndeirlmiştir. Muvafık görülürse mımız Yunanistan'daki mutat o lar. U.bedilecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: