6 •Cumhariyet = lbMayıs Fırka kongresi Yunan'hlar Olimpikos takımî İstanbul'a geliyor İlk maçı pazar günü Fener'le yapacak IBirinci sahifeden mabait) hazırlanmıştır. Sonbaharda şehirimizde 2 2 Fener'Ie berabere kalmasına mukabil, Galatasaray'a 1 5 yenilen Aris takımının aki betine uğramamak için de eksikIerini diğer kulüplerden tamam lamıştır. Yunan'hlar, bu ikinci temasa fevkalâde ehemmiyet verdikleri için her halde azamî gayretle de oynıyacaklardır. Buna mukabil bizim takımla rımızın pek ciddî çahşmadıklarını söyliyebiliriz. Esasen, antrenör süz olan takımlarımızın çalışma şekilleri de gayrifennî ve usul süzdür. Bu noktayı düşününce tamamen nikbin olmak ta kabil değildir. Bizim en büyük istifade miz, kendi sahamızda maç yap maktan ibarettir ki bu da az bir şey değildir. Bulgar'lara yenil dikten sonra, Sırp'lara karşı iyi netice alan takımlarımızın kuvvei maneviyesi de yükselmiştir. Fe • nerbahçe'nin kaptanı Zeki Bey Galatasary'la Fener birbirinin eksiklerini tamamladıklan halde her iki maçı da • fevkalâde bir talihsizlik olmadığı takdirde • ka zanacağımızdan emindir. Dün her iki takım da, Taksim stadyomunda ayrı ayrı takımlarla ekzersis maçlan yapmışlardır. Galatasaray'ın Kurtuluş takımile yaptığı idmana, Nihat'tan ve Kemal Faruki'den mahrum olarak ikinci takım oyuncularile çıkmış ve idman esnasında kaleci Avni de düşerek kolu incindiğinden hastaneye götürülmüş, bundan sonra kalecisiz kalan Galatasaray Kurtuluş'a 1 3 mağlup olmuşrur. Esasen son günlerde Galatasa ra'yın bazı oyuncuları garip bir haleti ruhiye ile hem çahşmamağa, hem de maçlarda gayretsiz oynamağa başlamışlardır. Onun için dir ki cuma günü Beykoz'da yaptıkları ekzersis maçını da gene 1 3 kaybetmişlerdir. Bir Yunan takımının geleceği ve Galatasaray'ın büyük bir imtihan geçireceği şu sırada bu gevşeklik hayırh alâmet değildir. Sarı kırmızılılara, kendilerini galip getiren o meşhur eski azimlerini göstermelerini, gene öyle azimle çahşmalarını, gene öyle azimle oynamalarını tavsiye ederiz. Kaleci Avni'nin sakatlanması üzerine kalecisiz kalan Galatasaray'ın Ulvi'yi getirtmesi muhtemeldir. Fener'lilere gelince, onlar da cuma günü 0 6 mağlup ettikleri İtalyan'larla tekrar bir ekzersis maçı yapmışlar ve bu defa da 0 5 galip gelmişlerdir. Fakat, Fener'in öyle şişirildiği gibi mü him bir kuvvet teşkil etmiyen İtalyan'lara karşı aldığı bu çok güzel neticelere rağmen, onun da kalecisi iyi değildir, müdafaası biraz zayıftır. Binaenaleyh biz de Fener kaptanı Zeki Beyin fikrine iştirak eder ve takımlanmıza birbirinin eksiklerini itmam ederek sahaya çıkmalarını tavsiye ederiz. rai şükran olmak üzere bütün aza nın imzalarile tazimatını arzeden bir tezkere yazılması ve bunun İsmet Pş. Hz. vasıtasile iblâğı hakkında verilen bir takrir kabul edilmistir. Şehit Kubilây abidesi masarifine Fırkanm iştirak etmesi ve bunun şekil ve derecesinîn tayini için Umu mî Riyaset Divanına salâhiyet ve rilmesi hakkında azadan birinin teklifi tasvip olunmuştur. Millî mücadelede şehit düşen mef. kure arkadaşlarının hatırasına hürmeten bir dakika ayakta durulması hakkında Yusuf B. (Denizli) nin teklif i kabul edilerek bir dakika a yakta durulmuş, bundan sonra içtimaa nihayet verilmistir. Kongre bugün saat on ikide toplanarak idare heyeti intihabatını ev son celsssini yapacaktır. VUKUAT Bir mektepli denize düşerek boğuldu Kadıköy'ünden dün sabah 8,45 postasını yapan Kalamış vapuru Köprüye gelmiş ve yanaşmak üzere iken vapurdan iskeleye atla mak istiyen genç bir mektepli ayağı kayarak denize düşmüştür. O sırada bir adam denize atılarak kazazedeyi aramış ise de bulmak kabil olamamıştır. Biraz sonra bu meçhul kaza zedenin Senbenuva mektebi ta lebesinden olduğu suyun yüzünde bulunan bir kasketin delâleti ile anlaşılmıstır. Sevahili mütecavire Başmemurluğu hemen mektebe haber gön dermiş ve Kadıköy'ünde oturup te mektebe gelmiyen bir talebe mevcut olup olmadığını sormuştur. Bu esnada mağrukun arkadaşlarından biri Başmemurluğa ağlı yarak müracaat etmiş, denize düşen, gencin Muratyan Berç Efendi olduğunu söylemiştir, Mektepten gelen haber ise pazar ol mak dolayısile hristiyan talebe • den bazılarının mektebe gelme dikleri suretinde idi. Arkadaşının ifadesine göre bu genç mektepli, ötedenberi vapurdan daima athyarak çıkarmış. Hatta kendisine bu hususta biraz daha ihtiyatlı olması tavsiye edilmiş ise de o bu itiyadından bir türlü vaz geçmemiş ve nihayet böyle feci bir akibete uğramıştır. Türkiye ve Brezilya Tevfik Rüştü B. münasebatın teessüsünden memnu niyet beyan ediyor Cenevre 16 (A.A.) Türkiye Hariciye Vekili ve Türk murahhas heyeti reisi Tevfik Rüştü B., Havas Ajansı muhabirine vaki beyana tında Ankara'da bir Brezilya orta elçiliği ihdasının Türkiye hükume tini pek ziyade memnun edeceğini söylemiştir. Tevfik Rüştü B., beyanatına de vamla demiştir ki: « Brezilya hükumeti tarafın • dan Ankara'da bir orta elçilik tesisi Brezilya ile Türkiye arasında mevcut olan ve gittikçe inkişaf etmesi tabiî bulunan iktisadî ve ticarî bir çok menfaatlere pek iyi ve hayırh bir surette tevafuk edecektir. Türkiye hükumeti Rio de Janeyro'ya bir mümessil göndermiştir. Ankara'ya güzide bir diplomat izam ettiğinden dolayı M. Mello Franco' ya teşekkür imkânım elde ettiğimden dolayı büyük bir memnuniyet hissediyorum. Brezilya hükumeti bu yoldaki hareketile milletlerin bey nelmilel tesanüt ihtiyacını ayni tarzda duyarak elbirliğile çalışmak için anlaşmağa ve birbirine yaklaşmağa gerçekten mütemayil bulunduklarını isbat etmiş oluyor.» Fedakâr doğan Roman Yazan : Raşit Vecihi Bey. Nasiri: İkbal kütüphanesi sahibi Hüieyin Bey. İstanbul 1931. hürmet ve > (S. 3) Bu cümle daha bir müddet böy lece ve virgülsüz olarak devam edip gidiyor. Bir misal daha: «... Ne lisanen ve ne de kalemen tasviri muhal olan vaveylâyi azim ve feryadı huzün > (S. 114) Kısmen nahvi, sepkü raptı bozuk bu çeşit yazılarla edebî roman ya zıyorum zannedenler ne W»fUr al danıyorlar! Raşit Veci hi Beyin Feda kâr Doğan ro manının bî: kaç sahifesini okduktan son ra, bırakıp, bu eserden bah setmemek ar • zusunu şiddet • le duydum : Değersiz yüz elli »ahif eyi o kumak ve neş'e verici bir iş olmıyan tenkit RvJt Vedhı B. çilik vazifesini hakkile yapmak gibi külfetlerden kurtulacaktım. Fakat ilk tesirlerleri zail olur ümidile okumağa devam ettim. Keşki et miye imişim!.. Dün gece sabaha kadar devam etti Nizamname tasvip ve kabul edilmistir İBirinci sahijeden mabait ) Romamn sahıslart: fzmir'de, Karşıyaka'da mükel lef bir sahilhanede: 1 Şadan Be yin refikası Gülten Hanımefendi: Güzel, yirmi dokuz, otuz yaşınd».Bir müddettenberi tstanbul'a gitmiş olan elli yaşında, geçkin kocası Şadan Beyi sevmiyor. 2 Devlet düşkünü Pervin kalfa ve 3 kızı yirmi ya smda Nesrin Hanmt: Genç kız, müstesna bir letafet, yüksek bir *ah»il. 4 Yakışıkh, iyi tahsil görmüş yirmi dört yaşında, Izmir'de bir ticarethane müdürü Doğan Bey.. Şadan Bey, Nesrin ile Doğan'ı küçük yaşta, yetim olarak evine almış, talim ve terbiye ettirmiş, onlara, hakikî bir baba vazifesi yapmış. Şadan Bey, Nesrin Hanım, Do ğan Bey, Pervin Hanım her türlü faziletlerle: Namuskârlık, minnettarhk, vefakârlık, civanmertlik hasletlerile muttasıf. Gülten Hanıme fendi ise zevcini iflâsa sttrüklemtş, haris, müfteris, şehvetli, yalancı, iftiracı bir kadın.. ötekilerde hiç bir kusur yok. Berikinde de hiç bir fasilet. Romamn mevzuu: Gülten Hanımefendi, ihtiyar koeasını sevmediğinden her güzel erkeğe meyyaldir. Doğan'ı ve ayni zamanda komşusu Semih Beyi şiddetle seviyor. Doğan üvey validesinin bu aşkını bittabi nefretle reddedi yor. Nesrin de, velinimeti Şadan Beye nankörlük eden ve bir taraftan da için için sevdiği Doğan'ı aldatmağa çalışan Gülten'den müteneffirdir. Gülten'in hatıra defterinden bütün aşk maceralarını öğrenen Doğan ve Nesrin bu sahilhanede daha ziyade kalmağa tahammül edemiyerek Doğan'ın istîcar ve tef riş ettiği eve kaçıp gidiyorlar. Gülten Hanımefendi de zevci Şadan Beyden ayrılıyor. Birdenbire îstanbul'dan tzmir'e dönen Şadan Bey, Doğan'ın evinde füceten olüyor. Gülten, sevgilisi Semih Beye bütün varlığını kaptırdıktan sonra biiyük bir zararete, İstanbul ve Samsun'da tütün ameleliğine düşüyor ve işi Samsun'a intikal eden Doğan'ın evine nihayet nadim ve perişan sı ğınıyor. Tabiî bu müddet zarfında Doğan ile Nesrin evlenmiş bir er kek çocuk ta dünyaya gelmiştir. Netice: Masuralar mükâfat ve günah • kârlar da mücazat görüyor. Yani: bu dalgalı ve ölümlü hayatta her gün gördüğümüz acı ve mütehekkim şenietlerin tamamile aksine olarak, büsbütün gayritabiîî bir rcmanın gayritabiî safhaları.. Yaztlış tarzt: Tahlil ve tenkide nereden baş lıyacağımda mütereddidim. Evvelâ yazılış tarzı ve üsluptan bahsedeKm. Size bunun içrçı eserden bir iki nümune naklediyorum: «ismir'de Karştyaka'nın lâtif bir sahilinde mükellef ve müztyyen bir sahühanenm sahibi ve pek yüksek bir servete malik bulunan ve sinnen yirmi dokuz otuz yaşlarında tahtnin edilebilen Gülten Hanımefendi ki guzellikte harikalar yaratan bir şivekâr kadın bir kaç günden"beri kendisinden mektnp alamadığı İs tanbul'daki zevcî Şadan Beyi düşunüycr ve her ne kadar bu zavaUı adama ğönlünde bir temayul ve muhabbeti yok ise de onun kendine karsı olan pek yüksek bir nutuk söyliyeceklerdir. Tütün işleri Kongrenin sabah celsesinde Hakkı Tarık (Giresun), tütüncülerimizin içinde bulunduklan müşkülâtı karsılamak için bankalara merhun tütünlerin mubayaası hususunda hükumetçe ittihaz edilen karara te mas ederek demiştir ki: « Tütün işlerine yardım için bankalara merhun tütünlerin alın ması en dnğru bir harekct idi Fa • kat tatbikat?nd.i bir eksiklik olmuştur. O da tütünlerin hangi banka Bu eserde Acem mübalağalarım lara merhun oldukJarı ticareti hariandıran teşbihler de çoktur. Misal: ciye bürosu tarafından tesbit edilir<... Cihanda emsalıne tesadüf olunmtken bazılan umıtulmuştur. Akşe yan bu nadirei hilkat canlar yaktcı bir hir'deki tütüncüler bankası da bu husnu ana maZıfc...» (S. 4) meyandadır. Kararın tatbikatı hi . < Gozlerinden ırmaklar aibi vaslar a tam bulmadan evvel bu cihetin telâkıyor ..> (S. 113) fisi için icap eden tedbirlerin alın • * masını rica ederiz.» Kitapta yapmakahp klişeler de Mevaddı iptidaiye sayısızdır. Misal: Sadettin B. (İstanbul), mamulâtı 1 Kemendi züluf (S. 48). dahiliyenin himayesini ve sürümünü 2 Ciğerpare (S. 61). temin hususunda devlet bütçesinden 3 Düşmeni bi aman (S. 85 >. maaş alan memurların yerli malı kul4 Damı iğfal (S. 87) lanmalarının mecburî kılınmasma 5 Abıqâhı ebedı (S. 121) ait temenniyatı etrafında Adapa • 6 Nevbeharı hayat (S. 145). zarı murahhası Asım B. tarafından Ne yeni ne de eski, hiç bir edebî serdedilen itirazata cevap vererek roektepte, kullanılmasına ce • demiştir ki: vaz verilemiyecek kelimelerden bir « Sanayii dahiliyemiz için ha • kaç misal: riçten getirilecek iptidaî mevat mes'Mes'udiyet (S. 30). Mukaddesiyat (S. elesi ileri sürüldü. Sanayide iptidaî 50). Mesruriyet (S. 119). Müruriyet (S. mevada % 3 0 isabet eder. Gerisi 129). memlekette kahr. Diğer taraftan İkYukariki misallerle, uslubün raatisat Vekâleti yapağı cinslerinin ıshiyet ve değeri anlaşılmıştır zan lahı îçin çalışmatkadır. Bu suretle nederim. Bütün kitapta bir (oriğiiptidaî maddelere olan ihtiyacın nal) (şahsî nev'ine mahsus) tasvir memleket içinde tedariki imkân dagöremedim. hiline giriyor. Bundan maada halen Tekerrür fazlahğı: bir kısım yapağılanmız imalâtta Kelimelerin tekerrürü de kelâl kullanılmaktadır. Temenniyatım naverecek kadar fazladır. (Namus, zari dikkate alındığı takdirde mernmasum, güzel, çocuk) sözleri he leketimizde hem sermaye ve hem men her safhada tekrar edilmiştir. de isçiye bir çalışma sahası temin Merak ederek saydım. Eserde (naedilmiş olacaktır.» mus) kelimesi yüz defa tekrarlanMuhtelif mes'eieler hakkında vemıstır. rilen temenni takrirlerinin lâyiha * encümenine tevdii kabul edilerek Bu yüz elli sahifelik koskoca kitap tek bir fasıldan ibarettir. VakV öğleden sonra toplanmak üzere iç • timaa nihayet verilmistir. lar arasında beş on senelik fasıia • lar loduğu halde ne ayrı ayrı fa lkinci celse sıllar ne de durak yerleri görebilirFırka kongresi saat 14 te mesaisiniz. Bir çırpıda, bir solukta çıkısine devam etti. vermfş bir eser ki, az çok kitap otktisat Vekili Mustafa Şeref Bey kumuş olduğum halde, böylesine ıdermeyan edilen mütalealara ayrı yeni tesadüf ettim. ayrı cevap verdi. Mill fabîrikaların Vak'a kahramanlannın ruhî hal yerli kumaş imalâtı 1928 de 801 met lerine ve hareket/erine gelince: Müre iken 929 da 950 bin metreyi bul ellif romantik mektebini ve Namık muş ve bugün bir buçuk milyon metKemal tarzını andırmağa yelten • reyi geçmis olduğunu, ve maaş alan miş ise de, uzaktan sönük bir taklimüstahdemler için yüzde 10 fazlasıdi bile olamamıştır. Romanda (vrai na dahi olsa dahilî mamulâttan al semblance) yani hakikate tevafuk mağa mecburî kalan bir kanun buedebilmek ihtimalinden uzak bir çok lunduğunu, fakat ciheti askeriyenin vak'alar da vardır. Bunun içindir ki 500 bin metreyi geçen ihtiyacı da na okurken, ne hikâyeye înanîyor, ne zari itibara alınacak olursa bu mecde kahramanlardan her hangi biriburiyetin tevsi ve teşmili halinde ihnin ruhî hallerile müteessir olabitiyacı tamamen karsılamak imkânliyorsunuz. Hikâye insanı sürükli3iz olacağını ve böyle bir tedbir mev yip bediî bir heyecan uyandıramıcut fabrikalara nefaset hususunda yor. Akıl ve insanhk icaplarına az Iâübali olmağa sevkedebileceği gibi çok yakın görünen Gülten'in atesli f ia t mes'elesini de nazari itibara alaşkına Doğan iştirak ettirümiş olsa mak îcap ettiğini maamaf ih bütün bu idi, ve bunlarla Nesrin'in ruhî mü husustaki arzuları nazari tetkika cadeleleri, kıskançlıkları tabiî hir alınacağını sylöedi. şekilde tecessüm ettirilmek muvaffakiyeti gösterilebilseydi belki o Tasarruf itiyat haline getirmekten kuyanlar üzerinde bir alâka uyanbahsedenlere: «Fırkamız bunu prodırabilirdi. gramında kat'î bir umde olarak tesbit etmiştir.» Cevabını verdi. Hulâsa: Ziraî teadbir Edebî roman yazabilmek için Adana'da pamuk îzmir'de üzüm lâakal üç büyük esasın vücudü ve incir, Samsun'da tütün, fındık için meşruttur: haşerat ile mücadele enstitüleri te 1 Bir vak'ayı nakil ve hikâ • sisine karar vermiştir. Muhtelif yeryeye elverişli tabiî bir istidat (le Ierde tohum ıslah istasyonları açıl don) mağa başlanmıştır. Ziraatle filân 2 Tahrir san'ati (l'ar d'ecrirer meşgul olanlara yardım için bir çok 3 Uslup (le style) fidanlıklar tesis edilmistir. Bilhassa Psikoloji, görgü (tecrübe) ve sasalâhiyetleri ve teşkilâtları itibarile ire gibi müktesebatm da roman mühim mevkileri olacak ziraat odacıhk için elzem olduğu malumdur. ları vücude getirmek üzereyiz. Raşit Vecihi Beyin Fedakâr Doğan romanında bu esaslann hiç biri yoktur. . YUSUFOSMAN Dr. Emin Rıza Zührevî hasfalıklar mülehassısî Galata'da Mumhane caddesinde Galata Hanında No. 13. Tele> fon Beyoğlu 3589 Emniyef Sandığı Emlâk müzayedesi Kafî • Ksııraıır BDâurüiı Borçinnun tsmi 3 oc a.» M Merhunatin cins ve nev'ile mevki ve müştemılâu 4048 2328 Sofular'da Sofular jnahalle ve sokagında eski 54,54 mukerrer ve yeni 84,86,8,86 1,84,86 2 " ' 84,86 3,84,86 4,84,86 5,84,866,84:867 No. altı odayı ve altlarında bodurum ve ocaklan kârgir bir katta yüz on beş arşın arsa üzerinde bilâhava imalâthane yüz doksan iki arşın arsa üzerinde kârgir bir katta dokuma imalâtanesi ve yedi yüz doksan yedi arşın bahçeyi havi iki Ahmet imalâtenin tamamı .• Huluri Ef. bahçeyi havi iki imalâthanenin tamamı. Hulusi B. 392 3843 Cibali'de Karabaş mahallesinde Kıvnlı sokagında eski 9 ve yeni 9,9 1 No. yüz kırk beş arşın arsa üzerinde dahili ahşap kârgir iki bu çuk katta beş oda bir sofa, çini antre, çimento taşlık biri toprak olmak üzere iki mutfak, bir bodurum çatı ve çinko ve on iki arsın bahçeyi ve altında bir dükkânı havi bir hanenin ta mamı . .. Madam Kleopatra 1018 4212 Eski Kanlıca ve yeni Çubuklu mahallesinde esk ; Çubuklu çayırı ve yeni çayır caddesinde eski 35 altı defa miikerrer ve yeni 8,10,12,14,16,20 numaralı iki yüz otuz sekiz arşın arsa üzerinde üstü bekâr odaları ve altında dört dükkânı ve doksan sekiz arşın arsa üzerinde bir kârgir oda kahve elyevm bakkal (depo olarak kul lanılmaktadır ) kırk iki arşın arasa üzerinde ahşap depo ve bin dokuz yüz doksan beş arşın bahç eyi havi emlâkin tamam:. Refet B. 119 4829 Kanhca'da Yenimahalle sokagında eski 7 ve yeni 21 No. doksan altı arşın arsa üzerinde tamire muhtaç olmıyan ve elli arşın arsa üzerinde tamire muhtaç olan kısmı havi olup ahşap iki katta dört oda iki sofa, bir mutfak, bir taşlık ve yetmiş iki arşın bahçeyi havi bir hanenin tamamı. Ahmet Ef. Yukarıda cins ve nev'ile semti ve numaralarî muharrer emvali gayrimenkulenin icra kıhnan alenî müzayedeleri neticesinde hizalarında gösterilen bedellerle müşterileri üzerinde takarrür etmişse de mezkur bedeller haddi lâyıkında görülmediğinden tekrar (on beş) gün müd detle ilân edilmelerine karar verilmiş ve 3 haziran 931 tarihine müsadif çarşamba günü kat'î kararlarının çekilmesi takarrür etmiş olduğun dan yevmi mezkurda saat on dörtten on beş buçuğa kadar Sandık idaresine müracaat eylemeleri lüzumu ilân olunur. istanbul Sıhhî müesseseler mubayaat komisyonu reisliğinden: 16 mayıs 931 salı günü ihale edileceği evvelce ilân edilen 151,372 kilo et ile 438,360 kilo ekmeğin ayni şerait ve evsaf dairesinde ihalesi görülen lüzum üzerine 16 haziran 931 salı gününe talik olunduğu cihetle taliplerin ona göre müracaatleri ilân olunur. Gece celsesi Ankara 17 (Telefonla) Fırka kongresinin gece celsesi saat 3 e çeyrek kala bitti. Nizamname madde madde müzakere edilerek tasvip ve alkışlar arasında kabul edildi. Muhtelif temennilere ait olarak verilen takrirlere dair lâyiha encU • meninin mazbatası tasdik edilmiş • tir. Kongrenin Gazi Hz. ne bir hatı îrtlhaî ~ Merhum Ataullah Paşanın mahdumu Mithat Beyefentünin daraadı Nakliye umum mtifettişi Hayri Paşanın yeğeni tüccardan Mehmet Rüş tü Beyin kayınbiraderi Resit Halil Bey cumartesi günU Bakırköy'ün deki haneierinde irtihal eylemistir. Mevlâ gariki rahmet eyliye Münakasa tehiri Çanakkale Nafıa Başmühendisliğinden: • 170 bin lira bedeli keşifli Ezine Bayramiç yolundaki tesviyei tflra biye ve imalâtı sınaiye münakasasının bazı esbap dolayısile iş'arı ahire kadar tehir edildiği ilân olunur.