^ I Cumhurıyet Raism Ali B. mes'elesi Ispanya kralı Londra'da Kral tahtma dcnmek istemiyor. Cumhuriyetçiîere muzaharet fikrinde.. Nevyork 21 (A.A.) Nevyork Herald Tribune gazetesinin Paris muhabîri Iiberaller reisi ve eski nazılardan Duc d'Albe'in yalnız ken disini kabul ettiği sırada vaki beyanatını neşretır.iştir. Duc d'AIbe, muhabirle mülâkatı esnasında demiştir ki: «Parîs'te bir gurbet havatı gecîrmekte olan Kral. bîr çok Ispanyol ricalinin yanında bana ve Duc de Miranda'ya Şu sözleri söylemiştir: «Vukuu muhtemel kargaşalıklardan istifade ederek lspanya'ya dönmek mecburiyetinde kalmıyacağımı iimit ediyorum.v Kralın programı şu kelimelerde hulâsa edilebilir: «Her şevden evve İspanya» yeni idarede ha'kın Kralı tekrar isteme sine mahal kalmıyacak derecede terakW ve refah temini imkân dahiline girecek olursa Kral kat'î surette ortadan çekilecek ve gurbette kalmağı tercih edecektir. Kral, kendi sinin yeniden tspanya tahtma otur masını temine gizliden gizliye ça • lışmamıza müsaade etmemekte ve İspanya'da Krallığın yenîden can • landırıiması lehinde bir hareket ve galeyan vücude getirilmesini de is tememektedir. Bilâkis, meydana çıkan çok mühim millî mes'elelerin halli hususunda Cumhuriyetçiîere yardım etmemizi arzu eylemekte dir. İşte bundan dolayıdır ki, bu akşamdan itibaren bir müddet kal • mak üzere Madrit'e gidiyorum. Kral, şayet tebaası taraf ından çağırılacak olursa îspanya'ya dönecektir. Duc d'Able mülâkatın sonlarına doğru şu sözleri ilâve etti: «Kral taraftarlarının başlıca vazifesi sendikalizm vasıtasile anarşiye düşürecek ve belki de komünizme doğru sürükliyecek müfritlere karşı Cumhuriyeti korumağa çalışmak üzere tspanya'da kalmaktır.» Kralın serveti hakkında çıkan şayialar bir iftiradan ibarettir. Kral paraca sıkıntı çekmiyorsa bile her halde mükellef bir hayat sürüyor da değildir. Belçika'da heyecan İtalya ve Musolini aleyhine nümayiş yapılıyor Brüksel 21 (A.A.) Darülfünun talebeleri Belçika profesörlerinden M. Moulin'in Milâno'da tevkifi hâdisesi karşısında ne gibi bir hattı hareket ittihaz etmek icap edeceğini tetkik etmek üzere fevkalâde bir içtima aktetmişlerdir. Talebe, hüku met nezdinde teşebbüste bulunmak üzere bir heyet tayin etmiştir. Bun dan sonra talebe sokaklarda bir nümayiş tertip etmiştir. ttalya sefaretanesine gitmek istiyen bu talebenin teşebbüsüne polis mâni olmuştur. Ufak bir arbede olmuş ve bunu müteakıp önlerinde polis kıt'aları bulunan talebe şehrin merkezine doğru ilerlemeğe başlamıştır. Mütemadiyen «kahrolsun Mussolini» diye bağıran talebe ni hayet ttalyan konsolosanesi önüne gelmiş ve konsolosanenin camlarmı taşlamıştır. ttfaiye efradı tarafından üzerlerine su sıkılan nümayişçiler en sonunda kaçmak mecburiyetinde kalmışlardır. Bundan sonra talebe ttalyan ti caret odası ile profesör Moulin'in evi önünde tekrar toplanmışlardır. Divan içtimaında, ihraç kararı tasdik edildi R LHEM NALINAj 23 nisan bayramı 23 nisan bayramı bana, İstan bul'da Meclisi meb'usanın kapa • tıldığı ve Ankara'da ilk B. M. Meclisinin açıldığı günleri hatırlattı. 16 mart günü, İstanbul işgal e dildiği zaman, tnğiliz polisleri Fındıklı'daki Meclisi meb'usana gele rek bir kaç meb'usu alıp götürmüşler ve bunları Malta'ya sürmüşler di. Bu tecavüz karşısında, meclisi meb'usan vazifesinde devam imkânı görmîyerek mesaisini tatil etmiş ve âdeta kendi kendini feshetmisti. 12 nisan 1920 de İngiliz'lerle Vahidettin haini ve damat Ferit mel'unu esasen, içtima etmiyen ve azası bi rer ikiser Anadoîu'ya geçen bu meclisi büsbütün feshettiler, hatta cebren kapılarını kapatarak memurları bile içeri girmekten menettiler. O zamanın Polis müdürü mü, yoksa merkez kumandam mı olduğunu şimdi pek ivi hatırlıyamadığım de lişmen bir Mustafa Natık Paşa vardı. O geldi; araîarmda zabıt kalemi müdürü olarak benim de bulundu ğum meclisin bütün memurlarını kapıdışarı etti ve binayı kilitleyip anahtarını aldı gitti, Bir müddet sonra anahtarı iade edilen ve memurlarının içeri girmelerine müsaade e dilen meclis binası, sonraları, İngi Hz donanmasının burnunun dibinde, Anadolu'va kaçırılan silâh ve cephaneden bir kısmının muvakkat bir deposu ve irkâp iskelesi vazifesini görmüşür. Meb'uslarm îngiliz polisleri tarafından götürülmesi meb'usan meclisinin İngiliz süngü ve toplarının tehdidi altına girmesi ve nihayet büs bütün seddedilmesi, Millet Mecli sinin esasen esaret altında bulunan îstanbul'da toplanmasmdaki yanlış • lığı ve manasızli&ı isbat etmişti. Istanbul'da, Meclisi meb'usanın kanatılmasma, Gazi Hz., Ankara'da B. M. Meclisini açmak suretile ce vap verdiler ve bu cevap, sarayı da, tngiliz'leri de şaşırtan yaman bir mukabele oldu. 93 Meclisi meb'usam da, 324 Meclisi meb'usanı da, hatta onu takip eden diğer meclisler de hep Padişahların iradelerile bir lutfü hü mayun ve ihsanı sahane kabilinden açılmıslardı. Onun için de gene hepsi günün birinde, birer iradei şehriyarî ile Icapatılıvermisti. 23 nisan 1920 tarihînde Anka ra'da acılan B. M. Meclisini ise, millet kendi kendine ve kendi iradesile acmiştır. Iste, 23 nisan bayramınm bütün büyüklüğü Vekâktlmüracaat edecek kifayeti müzakere için takrir verilmiş ve mes'ele reye vazolun muştur. Neticede Divan, Tıp fakültesi meclisinin vermiş olduğu ihraç kararını müttefikan tasdik etmiştir. Kral Londra'da Londra 21 (A.A.) tspanya Kralı on üçüncü Alfons saat 13,37 de Londra'ya muvasalat etmiştir. tstasyonda müthiş bir kalabahk vardı. 100 kadar polis memuru inzibatı temin ediyordu. Ispanyol hanedanı Paris 22 (A.A.) Petit Parisien gazetesinin Cannes'den aldığı bir haberde, Ispanyol hanedanının Cote d'Azurde yerleşeceği şayiasının teeyyüt eder gibi görünmekte olduğu bildirilmektedir. Mezkur hanedan Cannes şehrinde ikamet edecektir. Burada, mükellef bir bina alınması için mükâlemelere girişilmiştir. IIIIIİNItllllflluıltMi.. «.. • . Adana'da iki genç aşık kaçarken yakalandılar Adana 22 Şevket Ef. isminde bir genç, ilk mektep talebesinden Hatice Hanımı kacırmıştır. Bu iki genç bir senedenberi birbirlerini sevmekte îdiler. Şevket Ef. kızı ebe • veyninden istemiş, fakat ret cevabı alınca kaçırmağa karar vermiştir. Hatice H. da buna muvafakat et miştir. Hatice H., mektepten çıkarken Şevket Ef. nin hazırladığı otomobile atılarak kaçmış ve biraz sonra yakalanmıştır. Kızın yaşının küçüklüğü hasebile mes'eleye müddeiumumilik müdahale etmiştir. Darülfünun divanı dün öğle den sonra Darülfünun Emini Muammer Raşit Beyin riyasetinde fevkalâde bir içtima aktetmiştir. Ruznamei müzakeratın en mühim maddesini aylardanberi Darül fünunu ve efkârı umumiyeyi ehemmiyetle işgal eden Rasim Âli Bey hakkındaki ihraç kararının tetkiki teşkil ediyordu. Evvelâ Tıp fakültesi meclisi nin kararı okunmuştur. Bu kararda Rasim Âli Beyin ademi ehliyeti ve diğer nakise Ieri sebebile Fakülteden ihra cına müttefikan ve sülüsani ek seriyetle kara verildiği tasrih edilmişti. Ayni zamanda şekle ait nok sanlar da ikmal edilmiş bulunu yordu. Bundan sonra Darülfünun başlamış ve içtima beş saat ka divamnda hararetli münakaşalar dar devam etmiştir. Bir arlık kararın tekrar tetkiki için gene Tıp fakültesî meclisine iadesi mevzuu bahsolmuşsa da son kararın Divanı tenvir edebiIecek mahiyette olduğu görülerek Rasim Âli Bey ne diyor? Bu karardan sonra Rasim Âli Bey kendisile görüşen bir muharririmize karar hakkında demiştir ki: « Divan, Tıp fakültesi meclisinin verdiği kararı tasdik etti. Fakat ben Maarif Vekâletine müracaat ederek kanunî ve hu kukî haklarımın teminini istiye ceğim. Efkârı umumiyeye de mes'elenin içyüzünü ve Tıp fakültesin deki bir çok gizli hakikatleri. bütün açıklığile izah edeceğim. Bu karar senelerden beri top Ianmış olan husumetlerin neticesinden başka bir şey değildir. Eğer Cumhurıyet Türkiyesin de ilim karakteri teessüs etmiş bulunuyorsa ilim namına yapılan bu iskandah asla mazur görmiyecektir.» Ucuzluk! Martta yüzde bir nisbetinde tenezzül var! Ticaret Odası istatistik şubesi tarafından mart ayına ait geçinme endeksi neşredilmiştir. Ana baba ile biri bir buçuk, diğeri yedi ve üçüncüsü de on beş yaşlarında üç çocuktan mürekkep bir ailenin bu aya ait geçinme masrafı 141 lira 35 kuruş olarak tesbit edilmektedir. Bu yekunun 50 lira 3 kuruşu, yiyecek masrafı, 11 lira 80 kuruşu yakma ve aydınlatma masrafı, 33 lira 82 kuruşu giyecek masrafı, 25 lira ev kirası, 13 lira 75 kuruşu muhtelif masraflar, 75 kuruşu da tasarruf ve sigorta masraflarını teşkil etmektedir. Halbuki ayni ailenin 1914 sene • sinin ayni ayında geçinme masrafı 11 lira 61 kuruş olarak tesbit edilmiştir. Bu vaziyete göre mart ayında hayat şubat ayına nisbetle yüzde bir ve geçen senenin bu ayına nisbetle yüzde bir buçuk nisbetinde ucuzladığı anlaşılmaktadır. Mart ayında şubat ayına nisbetle yiyecek ve içecek mevadında yüzde bir, yakma ve aydınlatma masraflarında yüzde beş tenezzül görüîmüştür. tstanbul Sofya Telefon muhaberesi 1 haziranda başhyor Istanbul Sofya teleforu 1 hazirandan itibaren işlemeğe başlıya caktır. Hattın Bulgar arazisindeki kısmını Bulgar'lar yapmakta dır. Hududun bu tarafını biz yapmaktayız. Bulgar'lar kendilerine isabet eden kısmı bitirmişlerdir. Bizim faaliyetimiz mayıs nihayetinde biteceğinden 1 haziran dan itibaren hattan istifade et mek mümkün olabilecektir. Sofya fstanbul hattı tek hat üzerine çift devreli olacaktır. Borçlar müzakeresi Bankaya hücum! Hamiller 25 nisandan sonra cevap verecekler Ankara 22 (Telefonla) Yaptığım tahkikata göre dayinlerle mlizakerata başlamak esas itibarile takarriir etmiştir. Müzakerenin An • kara'da cereyanma dair olan teklifimize henüz Paris'ten bir cevap gelmemiştir. Hâmillerin 2S nisanda Paris'te yapacakları umumî içtimadan sonra buna cevap vermeleri bekleniyor. Bir Amerikan şehrinde halk parasını zorla aîdı Kinston 21 (A.A.) Bura bankaîarından iki küçük banka gi?elerini kapamıştır. Bunun üzerine bankalarda mevduatı bulunanlar tediye imkânına malik yegâne banka olan «Farmers and Marchamts Bank» ın gişelerine hücum etmişlerdir. Müş terilerin gitmeleri ve mevduatlarmı almak niyetinden vaz geçmeğe ikna edilemleri için boşuna gayret sarfedilmiştir. Bunun üzerine ci varda bir bando müzika çaldırılmış ve müthiş bir yangın çıkmış olduğu haberi işae edilmiştir. Civar sokak başlarında nutuk söyliyen hatiplere paralar verildi. Bu da neticesiz kaldı. Maamafih, banka mevduatlarını istirdat etmek istiyen müşterilere tediyatta bulunmak için lâzım ge • len karşıhğı bulup verdi. Tayyare ile Avrupa'ya mektup nakline başlandı Ankara 21 Dünden itibaren Türkiye postaları tayyare ile mek tup nakletmeğe ve bu mektupları posta merkezlerindeki hususî gişe lere kabul etmesje başlamıştır. Tayyare ile gönderilecek mektuplardan yirmi gram ağırlığında adi mektup için Romanya, Bulgaristan'a tayyare zammı olarak yedi buçuk kuruş, Macaristan ve Avusturya ve ÇekosIovakya'ya on iki buçuk, Fransa, Lehistan, Almanya'ya yirmi, Belçika, tngiltere, Felemenk, Danimar ka ve tspanya'ya 25 kuruş alınmaktadır. İzmir iiziim satışı tzmir 22 (A.A.) Şehrimiz Ticaret Odası tarafından neşredilen bir rapora nazaran mevsim iptidasından 214931 tarihine kadar lzmir borsasında 34,263,431 kilo üzüm satılmıştır. Bu üzümlerden harice ihraç edilenler 34,148,827 kilodur. Ayni rapora nazaran 313931 tarihine kadar 22,219,406 kilo incir satılmıştır. Bunlardan ecnebi piyasalarına vaki ihracat 20,340,189 kilodur. Yeni sefirlerimiz Ankara 22 (Telefonla) Süleyman Şevket Beyin Prağ sefaretine, Tevfik Kâmil Beyin Sofya'ya, Şevki Beyin Mübadele Komisyonu heyeti murahhasa riyasetine tayinleri mukarrerdir. Hamdullah Suphi Beyin Viyana yerine Bükreş'e tayin edileceği de söyleniyor. Herkesin işine yarar Yeni Gün gazetesi bedava küçük ilân neşrediyor. İşsiz kalan lar, işçi arıyanlar, dükkân, ev bulmak istiyenler, evlerini, eşyalarını satmak arzu edenler bu ilânları okumaktan çok istifade ederler. Oturduğunuz yerde işleriniz gö rülür. Her cumartesi, pazartesi ve perşembe günleri neşredilecek tir. Bugün başlamıştır. Bugünkü (Yeni Gün) gazetesine bakınız ve ihtiyacınız varsa ilân gönde riniz. Parasız işiniz görülür. Hudut haricine çtkartlan bir Çekosîovakya'lı lzmir 21 Ahvali şüpheli görülen bir Çekosîovakya'lı polis marifetile hudut haricine çıkarıldı. Sefirimizin Yunanistan'dan bir talebi Atina 22 (Hususî) Türkiye orte elçisi güzel san'atların ve Yunan âsarmın inkişafı için Yunanistan tarafından ittihaz edilen tedabir hakkında malumat talep etmiştir. Alâkadar daire, bu hususta mufassal bir rapor hazırlamağa memur edilmiştir. Himayei Effal cemiyetinin iebrîkâlı Ankara 22 (A.A.) Himayei etfal cemiyeti umumî merkezinden tebliğ olunmuştur: Himayeietfal cemiyeti umumî merkezi 23 nisan çocuk haftası münasebetile Türk çocuklarına samimî tebrikâtını arz ve bu haftanın memleketimizde çocuk himayesi lehindekî mesainin mütezayit bir hatvesine vesile olmasını temenni eder. manda hem kâbusîardan nişan ve rir, devlere benzer bir mehabet.. Hem de dikkat edilse büyük bir ihata ve tertip eseri olduğu hükmünü verdirir. Velhasıl tamamen «AlîahIarın fecri ..•» Sizin menazırı sev mediğinizi bilirim, fakat bunu se veceksin'T. çünkü biraz da olsa. Tabiî bir sahnedir. Ben de bir Malkyrie olmak için baştan başa beyazlar giyinmiştim. Filip bu esvabımdan dolayı teb rik etmişti; pek çok üzendiğim halde kendisi esvaplarımı nadiren beğenirdi. Hemen daima üstünae münek kit bir nazarla bakar, fakat bir şey söylemezdi. O gün beni süzerken bir haz duyduğunu hissettim. Ormanı onun tarifi kadar güzel buldum. Yosunla örtüiü mühip kayalar ara sında muavveç bir yol yükseliyor du. Taşlardan bir merdivene çıkar gibi yürüyebiîmem için Filip müteaddit defa kolumdan yakalamış, ve müteakıben kuvvetli elleri beni kucaklıyarak sıçratraıştır. Yukarılarda otlar üzerine uzandık, başım onun omuzlarında idi. Etrafımızda tam bir daire halinde, yetiştirilmiş çam Polis tayinleri Ankara 22 (Telefonla) Sabık kaymakamlardan Cevdet B. Emni yeti umumiye müfettişliğine tayin edilmiştir. tmtihanda kazanan 60 kadar polis komiser muavinile 18 ikinci komiserin tayinleri bütçe dolayı sile haziranda yapılacaktır. Reji umumî müdürSüğü Ankara 22 Tütün tnhisarı Müdürü Behçet Beyin diğer mühim bir vazifeye nakli ile yerine Maliye Vekâleti Müsteşarı Ali Rıza Beyin ve Maliye Müsteşarhğına da Burdur meb'usluğuna namzet gösterilmiyen Salih Vahit Beyin tayinleri ihtima linden bahsedilmektedir. Size nasıl tarif edeyim? Sizde be nim için hayatın yegâne mana ve kıymeti olan onu bulamıyacağıma kanaat ettiğim dakikada ölmem lâzım gelen esrarengiz tılsımların cevheri sizde var. Aşk? Dost luk? Fakat tabirm ne ehamm*yeti var? Ortada olan rakik ve derin bir his, büyük bir ümit, geniş bir haiâ vettir. Güzelim, canım, dudakları • nızı ve ensenizi çekiyor...» Akşam üstü kendisile çıktım. Rus musikisi diniiyecek ve Gaveu sa hnda buluşacaktık. Muvasalatımda kendisine tebessüm ederek: Bonsuvar, dedim ve mektubunuzu aldım! cümlesini ilâve ettim. O soğukça bir eda ile <,ya, evet!.."•> dedi ve başka bahse atladı. Fakat dönüşte otoda kendisine dudakları da, o kadar zamandır hasret çektiği enseyi de emanet ettim. Ertesi pazar Fontocinebleau or manına gittik. Siz ki Wagner müptelâsısımz, dedi, size Barnizon civarında bir yer göstermek isterim ki bana cidden Walhalla yoku<=unu hatırlatır. Semapaye çamlar, ait tarafIarında, kaya yığınları.. Ayni za Edirne'de Reisieumhur Hz.nin Edirne 22 (A.A.) Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Hz. nin hey keli bugün rekzolundu. 23 nisanda fevkalâde merasimle küşat edile • cektir. lardan bir duvar vardı. Yahut bu çamlarm ortasındaki vaziyetimiz semaya doğru açılmış donuk, esmer bir kuyu içinde imişiz ve kuyunun çemberi mavi semaya açılıyormuş zehabını veriyordu. V Kendi kendime sorardım: Filip beni acaba alacak mı ? Yoksa metres mi yapacak? Bu suali kendime samimiyetle, en halis bir samimiyet ile soracak kadar onu seviyordum. Mukadderatımın hâkimi o olacaktı. Kararın yalnız ondan gelmesini istiyor, kendim itimat ile bekliyordum. Bazan sözlerinin altında vazih bir îsaret görünür gibi olurdu: <Sana Bruj'i göstermeliyim. Enfes bir yer. Zaten beraber en küçük bir seyahat bile yapmadık.» Onunla beraber yola çıkmak fikri beni gaşyediyordu. Minnetle gülüyordum; fakat müteakip günlerde bir daha bundan bahsolunmıyordu. Temmuz ayı cok sıcak oldu. Dostlarımızın her biri bir tarafa dağılıyorlar, tatile çıkıyorlardı. Ben Paris'i bırakamazdım, bu ondan ayrı lık olurdu. Bir akşam beni yemege Cumhuriyet'in tefrikası: 47 Yazan: Andre Moruva KLİMLE • Terceme eden: Havdar Rifat Bir kaç gün sonra operaya çok sevdiğim Siegfried'i temaşaya git tik. Bunu kendime kahraman itti î haz ettîŞım mübarek v' rvd'în vj. nında dinlemek benim için cavidanî bir zevk teşkil etti. «Ormanın terennümatı» parçasında elimi gayriih tiyarî onun eünin üstüne koydum. Basını çevirdi, ve istifhamkâr ve mes'ut bir hal ile baktı, Dcnvste otoda bu defa o benim elimi a'd» ve dudaklarına götürdü ve gene tuttu. Araba kapımın önünde durduğu zaman: Bunsuvar güzelim, dedi. Biraz müteessir büyük bir neş'e ile cevap verdim: Bonsuvar, benim büyük dos tum. Ertesi sabah kendisinden hW =»flamı vasıtasile bir mektup geldi ki bunu o gece yazmıştı: «İzabel, o bir tane ve yakıcı his, yalnız dostluk değildir...» Diyor, kend<'e?nin âsikane ?ecpn cocnklıık avanmdan bazı sahneleri tasvir ediyor «Kraliçe» «kahraman gibi isimler altında tahayyül ettiği ve kendisini daima esir tutan kadın tipini tarif ediyordu. «Beni heyecanlara garkeden o kadın tipi hep öyle aynen kalıyor du. Lâzımdı ki nazik, havaî ve içli ve avni zamanda akıllı olmak va sıf ları kendisinde müctemi bulunmak mukadder olsun;işte Renee'de bir cok vasıflar ve hâkimiyet var ken bunların tonunu cemî'ie'Tiiyor. Haîbuki Odil'i gördüğüm dakikada onun o yüksekliğe namzet old" 2 c vs ndisinin daima aramakta olduğum tip bulunduğunu derakap hissettim. St Jermen'e götürdü. Taraçada uzun müddet kaldık. İçinde gökyü zünün yıldızları iltima eden Paris, kara bir umman halinde ayakları mızın altında idi. Gölgede çiftlerin gülüşleri duyuluyordu. Gürgen a ğaçları arasından şarkılar söyleni • yor, fasılalarda, adeta bunu bekliyormuş gibi kusîar ahengi tamamlıyorlardı. Dönüşte arabada, aile sinden bahsetti ve bir kaç kere: Gandüma'ya geldiğimiz za man. Annemi iyice tanıyınca... Gibi sözler söyledi. Evlenme sozii hiç ağza alınmıyordu. Ertesi sabah Gandüma'ya gitti, on beş gün kaldı ve bu müddet zarfında bana bir çok mektuplar gön derdi. Avdetinden evvel, bahsetti ğim uzun hikâyeyi, kendisile Odil'in sergü^ştlerini havi olan notları jönderdi. "*u sergüzeş.i büyük bir alâka ve hayretle okudum. Orada, hiç taL^yyül bile edem«d'§im hevecanlı ve kıskaT ve bazı hummalı anlarında açık bir adam temasa ediyordum. Kendisini bana olduğu gibi göstererek ileride beklenmedik elim bir hal ile inkisara mahal vermemek istiyordu. Mabadi var