25 Mart 1931 Cumkuriyet [ ANKETIMIZE CEVPLAR Meclis yarın dağılıyor! Meclis Reisi Kâzırn Pş. bir nutuk irat ederek Meclisi tatîl edecek Ankara 24 (Telefonla) M. Meclisi bu perşembe son müzakeratı yapacak ve tatil edilecektir. Bu münasebetle bir nutuk irat edecek olan Reis Kâzıra Pş. nın 34 gündür rahatsız olması hasebile tatilin cumartesiye taliki ihtimalinden bahsediliyordu. Kâzım Pş. iadei afiyet ettiçi için bu ihtimal varit değildir. Meclisin perşembe içtimaında .Türkiye İsviçre, Türkiye Japonya tîcaret ve ikamet muahedelerile Türkiye İtalya konsolosluk mukavelesinin tasdikleri, bazi vekâlet bütçelerinde münakale, maden rüsumu nisbisinin tenzili, pulluk imal edenlere verilecek prim lâyihaları vardır. Bunları miiteakıp Reis Pş. bir nutuk söyliyecek ve Meclis tatil edilecektir. Meb'uslardan bazı!arı tstanbul'a, bazılan memleket lerine gitmek üzere hazırlanmaktadırlar. Maden rüsumu nisbisinin tatili l&yihasına göre halen yüzden on • dan yirmiye kadar olan rüsum yüzde birden yüzde yirmiye kadar şeklinde tenzil edilmiştir. Resmin bu hatlar arasında tayini hükumete bırakilmıştır. Pulluk prim lâyihasında hüku met bu kabil müessesatı 3 sınıfa tefrik etmîşken İktisat Encümeni 250 den bine kadar pulluk imal e denleri birinci, binden fazla yapanları ikinci sınıf addederek ona göre prim tayin etmiştir. Miiesseselerinî tekâmül ettirmek için imalâtane sahiplerinin sırf bu maksada sarfet meleri şartile 10 bin Hraya kadar bilâfaiz ikrazda bulunmağa İktisat Vekâleti mezun bırakılmıştır. İktisat Encümeni fktisat kongresi alâti ziraiye encümenince tesbit edilen mevaddın kanuna taalluk eden kısımlannı pulluk kanununa ttbal etmiştir. Zürraın beJini büken en ağır şey faizdîr âtiye taliktir. Banka diğer anonim şirketler gibi hissedaramna temettü ver mek mecburiyetinde ise bu hissedarlar kimlerdir? Hissedarlar bütün Türkiye çiftçileridir. Zira bu sermaye çiftçinin sâyinden, çiftçinin her sene banka namma ödediği paralardan teşekkül etmiştir. Böyle olduğuna göre ise çiftçi, bankadan hiç değilse azamî para ucuzluğu görmelidir. Ve bu onun gayrikabili inkâr bir hakkıdır. Hasılı en evvel yapılacak tadilât faizler üzerinde olmalıdır. İkinci mertebede ise şimdiki ikraz ve istikraz muamelâtının daha basit ve daha kolay bir tarzda ikrazıdır. Bir köylü bankadan para almak için banka nın şubesi bulunan bir mahalle gittiği zaman günlerini intizar ile geçirmemelidir. Bu da çiftçiyi füzulî masraflardan kurtarmak için ittihazı elzem bir tedbir oIrak kabili tavsiyedir. Uçüncü iş ise her hangi bir hâdisei tabiiyenin cebri altında düyunun tecili lâzım geliyorsa ikinci ve belki de üçüncü sene Ierde faizin muayyen bir nisbet dahilinde indirilmesidir. Çünkü çiftçi şimdiki nisbet dairesinde bir para için üç sene ayni faizi verirse mutlaka yanar. Karilerinizden Trakya'lt j KÜÇÜK KÖŞE: I Redingotlu roman! İki türlü münakkit tanıdım. Birisinin kafatası apandisitli, ruhu romatizmalı, fikri ekzemah ve hissî diyabetlidir. Bunun ölüsünden de dirisin den de hayır gelmez. ötekisi de sağlam kafah, berrak ruhlu, temiz kalpli, ve sami midir. Bu ne derse hürmet ve muhabbetle kulak vermelidir. Ama böylesi de şimdi yeni bir meraka tutulmuş: Redingotlu roman istiyor! Hem nasıl? Eski divan efendileri gibi gayet mazbut, fesi alnında, lâpçmları ayağında, çember sakahnın kırpıntısı düzgün, re dingotu aşağı kadar ilikli, elleri kavuşmuş, kandilli temenna mütehassısı, vakur, kelli felli, de'bi dirine vâkıf, gülmez gülümse mez roman! Aksi takdirde çok samimî bh* hüzünle basını ve kalemini büküyor: Ah! Diyor. İyi yazmasına îyi yazıyor ama bazı yerlerinde pek lâübali! Düşünüyorum, lâübali dediği şey nedir? Bir daha bakıyorum. Görüyorum ki sahne ve hâdise olduğu gibi kâğıda geçmiş. Re dingot giymemiş te boy entarisile sofaya çıkıvermiş. Ama hâdise ve sahne bu kılıktadır. Onu münakkit düşünmi yor. İstiyor ki hayatın ifadesi olan roman ve binnetice hayat onun istediği çapta, kıhkta, ifadede olsun. Buna imkân mı olur? İmkân mı vardır? O zaman tabiilik ve hakikat nerede kalır. Hayat o kadar Ölçülü biçili midir? Güs tav Flober, harfleri bile teraziye endazeye vururmuş. Olur a. Onu ben de biliyorum. Fakat yazış edasında yeni bir klâsiklik icat olunduğunu bilmiyorum. Lâübali olmamak için ne yap malı? Romancı bir külhanbeye şöyle haykırtmak istiyor: iGeşmişi tenikeli moruk! Şimdi lâübali olmasın diye buna şöyle mi söyletmeli: Mazisi beyaz madenli piri muhterem! Realist hayatta küfür, gönül ferahhğıdır. Fakat saf münak kit bunu bilmez.. Bilmez ki en.redingotlu, mazbut insanların da çok zaman, tonturaklı bir küfür etmeden içleri açılmaz. Ama bu lâübalilik yalnız bu gibi şeylerde değilmiş te biraz tahkiyede, biraz tasvirde, biraz mevzuda imiş. Ne yapsın muharrir? Mevztran gelişatı gidişatı öyleyse nasıl değiştirebilir? Hayat bu. Köstek kantarma dinler mi? Bir de şeyi anlıyamıyorum, (roman tekniği) diye bir lâf e diyorlar. Acaba hayat demek olan romanın her mevzuu bir midir ki ölçüsü, kaidesi, düs turu, kıyafeti bir olsun? Roman tekniği varsa, bence şu olmalıdır: Olduğu gibi hayat.. Tabiî coşkunluk.. Nev'ine göre heyecan.. Üslupta revanhk.. Ka lan kusuru hep nazariye. Fakat madem ki bu manili münakkitler samimidirler, temiz ynrekli insanlardır, hiç danltna malı, varsınlar söylesinler. İyi ki redingotlu roman me rakına düşmüşler, ya Filorida sahillerinin modası olan yarım Mayolu roman isteselerdi ne yapardık? Ya Havva anamızın balo kıyafetine merak sarsalardı ne ederdik? AKA GÜNDÜZ Gazi Hz. Dün Ankara'da otomobille bir tenezzüh yaptılar Faizi indirmek, ikraz muf.melesini kolaylaştırmak ilk yapılacak işlerdendir iımHinnnıııııımil[l!llinillllinillllllllllllllll!llllllliniimıiniımnın>ınn>..... Vergi mektumları Meydana çıkaran memarlara ikramiye verilecek Ankara 24 (Telefonla) Maliye ve Bütçe Muhtelit Encümeni vergi mekturalanndan memurlara ik • ramiye verilmesi hakkında MeclUe bir Iâyiha vermiştir. Evvelce heyeti umumiyenin aleyhinde bulunduğu bu mes'elenin Mecliste münakasalar çıkarması mubtemeldir. Lâyihaya göre vergi mekrumlanndan alınacak cezaların yüzde elliye kadarı tahsilinden sonra beşe ayrılıp ikisi muhbire, ikisi mektumu meydana çıkarmakta bilfiil çalışanlara, biri de bunlan sevk ve idare eden âmire verilir. Vergi tahakkuk ve tahsillerine ve mektumları meydana çıkarmağa memur olanlara ikramiye verilmez. Mülkî taksimat Gazi Hz. haztrlanan projeyi gözden geçirdiler Ankara 24 (Teîefonla) Da hiliye Vekâleti vilâyetlerin tahdidî hakkında biri miktann 50 ye, biri 30 a inidirilmesi esasmı ihtiva e den iki proje hazırlsmışti. Gazi Hz. seyahatleri esnasında bunları tetkik etmişler ve ağlebî ihtimal vilâyetlerin otuza indirilmesî hak • kradaki projeyi rnusip ve muvafık görmüşlerdir. Türkiye bir çiftçi memleketi olduktan sonra burada zürra i çin en kuvvetli, en emin istinatgâhın Ziraat Bankası olduğuna ve olacağma şüphe yoktur. AnAnkara 24 (Telefonla) cak itiraf etmeliyiz ki zamanın Reisicumhur Hz. bugün otomove şeraiti iktisadiyenin tahavvübille şehir dahilinde bir tenezlii ile değişmesi lâzım gelen ahzüh yaptılar, bilâhare çiftliğe kâma banka henüz tamamlie riayet ve tebeiyet etmemiştir. Zi giderek bir müddet köşkte is • raat Bankası sermayesinin bü tirahat ettiler. tün zürraın para ihtiyacını karşılamasına imkân yoktur. Fakat Izmir'den 11 meb'us bu imkânsızlık bankayı daha vâsi bir sahada muameleye gi intihap edilecek rişmekten menedemez. Zürraın belini büken en ağır İzmir 24 (Hu. Mu.) Bugün mtihabat Heyeti teftişiyesi fevka şey faizdir. Bankanın ziraatin Iâde bir içtima aktederek kazalar inkişafı namma atacağı en mü dan gelen müntehibi sani ve nüfus him adım faizi indirmekten ibamiktarına nazaran Izmir'den bu ret olmalıdır. Ziraat Bankamı derecede 11 meb'us çıkacağına zın bu kadar rakipler karşısında karar vererek Ankara'ya bildirdî. bocahyan çiftçilerimizi ağır şeYunan falebesi gelîyor rait altında bunaltmaması şartı Atina 24 (Hususî) Darülfü âzamdır. Bahusus mahsulât kıynun müderrislerinden bir heyet metlerinin düşkünlüğü zaman • dün Hariciye Nazırı M. Mihalakolarında çiftçinin ödemeğe mecpulos'u ziyaret ederek Yunan Dabur bulunduğu faiz miktan da o rülfünun talebesinm yakında Türmahsul üzerine bindirilmesi lâ kiye Darülfünun talebesini ziyaret edeceğini bildirmiştir. Hariciye Nazım gelen bir yüktür. zın bu ziyareti tasvip ederek hüÇiftçi hükumete karşı mükelkumetin, iki komşu devletin menalifiyetinden gayrı istihsal mas fii noktai nazarından iki milletin raflarını da ödemek mecburiyeyekdiğerile mukarenetî fikrmüı tindedir. Bilhassa böyle zamanhakikate înkılâp ettiğini görmekle larda bankadan beklenecek en pek memnun oldugunu söylemiştir. Amerika'da milyoner bir kadırtın büyük muavenet borcun tediyesini imkân dahiline sokacak bir vasiyetnamesi Nevyork 23 (A.A.) Amerika gazetelerinin tavsif ve tesmiye et • tikleri veçhile «dünyanın en zengin ve en münzevî kadını» olan ve 80 yaşında vefat etmiş bulunan Mis EIIa Wondel'in vasiyetnameaine tevfikan, 100 milyon dolar kıymetinde tahmin edilmekte olan emval ve emlâki satılacak ve bedelinin büyük bir kismı 200 hastane ve hayır mü esseselerine tevzi edilecektir. Lâhore 23 (A.A.) Polis komi seri Saunders'in üç katili, asılmak suretile, idam edilmiştir. S. Nun \ okat'ta bir cinayet Adalar elektriği Bir köylü karısım, kayın Bütün ihtilâflı noktalar halledildi peder ve rakibini öldürdü Tokad'ın Dimurta köyünde Abi din oğlu Mustafa isminde biri sabık muhtar Mehmet Ağayı, Mehmet Ağanın kızı İbrazı, ve İbraz'ın kocası Mehmed'i bir kurşunla öldürmüştür. Mustafa bundan dört beş sene evvel dul bir kadın olan Ibraz ile evlen miştir. Bu kadının ilk kocasından 16 yaşında bir kızı vardır. Mustafa'nın kızına fena muamele etmesin den müteessir olan kadın nihayet Mustafa'dan ayrılarak babası muhtar Mehmet Ağanın evine dönmüştür.İbraz biraz sonra Sıvas'lı Meh met Ağa isminde birile gizlice ev Ienmiştir. Mustafa bundan muğber olarak eski karısım takibe başlamış ve bir gün İbraz'ın evden çıktığını görünce üzerine tüfekle ateş etmiştir. Silâh sesine koşan babası Meh • met Ağa ve onu takiben yeni kocssı da birer kurşunla yere düşerek öl müşlerdir. Katil firar etmiştir. İstanbul'un Anadolu yakası ile Adalar'ın elektrikle tenviri işi halIedilmiştir. Bu hususta Vali ve Belediye reisi Muhittin B. şu îzahatı vermiştir: « M. Hansens'Ie Anadolu ve Adalar elektriği mes'elesi hakkında görüştük. Bütün ihtilâflı noktalar halledilmiştir. Şimdi bu itilâfımıza umuru hukukiye ve heyeti fenniye müdürleri şekil vererek yazıyorlar. Kurbağalı derenin temizlenmesi mes'elesi ayrılmıştır. İleride işimize gelince şirketle müştereken dereyi temizliyeceğiz. Derenin temizlen mesi masrafı tarifeye tesir icra edeceği için bunu mukavele harici bi • raktık. Bir de Adalar'ın elektrik tesisatı için biz şîrkete 130 .bin lira verecektik. Bu paranın 30 bin lirası faizdi. Şirket bu 30 bin lirayı da almaktan vaz geçmiştir. Artık hiç bir mes'ele kalmamıştır. Mukavele yakında vekâlete gönderilecek ve vekâletle şirket arasında imzalana caktır.imiyet vermiş değildim. Zavallı kadın! Ne kadar becereksizdi! Mutat halü tavrmı mu hafaza etmek istiyor, ağzından kendisini ele verecek I.iç bir şey çıkarmamağa cahtediyor, halbuki yeni aşkı her cümlesinden taşıp boşanıyordu. Bu, feyezana oğramış bir çayırlığı andırıyordu 'i, görünüşte her şey yerli yerindedir, otlar kuvvetli ve dik bir istikamette görünür, fakat her atılacak adım bütün toprağı ciğerlerine kadar ıslatmış olan suyun savletinin hıyanetini faşeder. İşî do*r»dan doğruya ortaya ata cak delilleri saklamağa Krozant a dını a.mamatra sarfolunan azamî dikkat her sözünden, her kelimesinden dolayısile fıskıran deliller o is~ mi âlemin kulaklarına davul zurna ile ;**n ediyordu. Ben ki karırrr» zevklerini, fikirlerinî, akidelerini son derece yakından bilirdün, benim îcin >ın sür'atle gecirdiği tebed dülleri tesbit etmek hem kolay, hem mühim, hem de elim idi. Zahit ve müttaki olmamakla beraber daima dindar kalmış ve pazarları ibadetine gitmiştir. Mabadi var Soğukların tahribatı Manisa 23 (Hu*usi) Soğuk ve kar bağlarda büyük hasarat yapmıştir. Afyon 23 (Hususî) Sıcaktan sonra müthiş soğuğun gelmesi mahsulâta çok fena tesir etmiştir. Hindistan'da üç idatn Kütahya Bahkesir hatfı Ankara 24 (Telefonla) Kü tahya • Bahkesir hattının resmi küşadında hususî tren davetlileri alarak Ankara'dan hareket edecek, Küthya yolile Balıkesir'e gidecektir. Küşat heyetine riyaset edecek olan Meclis reisi Kâzım Pş. Bahkesir'de bir nutuk irat ederektir. Posfa hesap kalemi Ankara 24 (Telefonla) Posta ve Telgraf tetkik ve hesap kalemi Ankara'ya nakledilecektir. İdare, iki sene evvel iki Alman mütehassınını verdiği raporu bu sene hazirandan itibaren tatbika başlıyacaktır. Tanburî Ref ik konseri Tanburî Refik Beyle arkadaşları tarafından evvelki gece Tepebaşı kışlık tiyatrosunda güzel bir konser verilmiştir. Tiyatro salonu güzide bîr halkla dolmuştur. Refik Beye kemençe ile refakat eden refikası Fahire Hanımla Fulya H. ve Vamık B. çok alkışlanmışlardır. BiFhassa Refik bestesi olan «Ninni» ile «Kadıköy güzeli» parçalan çok iyi çaIınmış ve taganni edilmiştir. Bu parçalar sürekli alkışlarla müteaddit defalar tekrar ettirilmiştir. San'atkâr Refik Beyin tanburla çaJdığı ve ekserisi kendi eseri olan parçalan konserin en canlı ve muvaffakiyetli kısmını teşkil etmiştir. îzmir'de bakım evleri tzmir 24 (A.A.) İşçi aileleri nin mütekâsif bulunduğu semtlerde işçi çocuklan için şimdilik dort tane bakrm evi açılacaktır. «İzmir ö k • sözleri Yardım Cemiyeti» bu işle hararetli bir surette alâkadar olmağa başlamış, idaresindeki bakım yur • dunu bu hususa tahsis etmiştir. A çüacak bakım evleri için bina tedarik etmek üzere faaliyete geçilmiş • tir. Maliye müsteşarlığı Ankara 24 (Telefonla) Maliye Müstesarlığina Ramiz Faik Beyin tayin edileceği hakkındaki haber üzerine salâhiyettar bir zat bana «böyle bir şeyden haberim yoktur» demiştir. Efgan sefirinin ziyareti Ankara 24 (Telefonla) Efgan sefiri Hariciye Vekilini ziyaretle bir müddet görüşmüştür. Askerî liselerde Askerî liselerde son sınıf mezuniyet imtihanlarına nisanın on bi rinden itibaren başlanacaktır. Bu seneici imtihanlar çok sıki yapıla • caktır. Talebe üç gruptan tahrirî, diğerlerinden şifahî imtihan vere ceklerdir. Krozant (doktor Pozzi delâletile) Anatol Frans ile tanışmış ve her pazar sabahı bu meşhur edibin Villa Said denilen köşküne gidiyordu. Bu • nu biliyordum. Halbuki karım bir iki haftadır, bu. edibe dair çok güzel ve çok samimî fıkralar naklediyordu. Karım Şiang'larda ötedenbeir çok sü • kutî ve mahviyetkâr bulunup durur • ken,bir akşam orada yekemte bu edibin siyasi fikirlerini geniş bir kariha ile naklederek dostlarımıza büyük bîr hayret ilka etti; dönüşte, kendisine: Karıcığım, dedim, bu akşam inci gibi fikirler döktün, bana bunlardan hiç bahsetmemiştin, bunları nasıl öğrendin? Ayni zamanda memnun ve endişe nâk, cevap verdi: Ben mi? İnci gibi fikirler saçtım? Hiç te farkında değilim. Kızım, bu cinayet değil ya, bunda kendini müdafaa edecek ne var? Zekâna hayran olmadık kimse kal madı... Bunları kimden öğrenmiş tin? Bilir miyim? Geçen gün bir çayda, biri söylüyordu. FaKat kim? A, unuttum işte! Zaten ehem Türkiye isviçre ikamet mukavelesi Bern 24 (A.A.) tsvİçre fede ral meclisi Türkiye ile yapılan ikamet raukavelesini tasdik etmiştir. Suşehri hiikumet konağt yandı Ankara 24 (Telefonla) Dahiliye Vekâletine gelen malumata gö • re Suşehri hükumet konağı soba dan çıkan bir ateş yüzünden kâmilen yanmıştır. Şoförler cemiyeti intihabı Şoförler Cemiyeti idare heyeti intihabı cumartesi ve pazar günleri yapılacaktır. rici bir derecede ihtiyata başlamışlardı; yanyana oturmazlar, karşıdan konuşmazlar; salonda ayni zümrede bulunmazlar. Karım ondan hiç bah setmez; ve kim bilîr, belki de bir merak neticesi olarak bir kadın onun yanında, Krozant'ın ismini anarsa o kadar kayıtsızlıkla, öyle bir hareket eder ki ben bile bir müddet bunun ne demek olacağanı anlıyamadım. Bu bapta bizzat karımın kullandığı tabir ile, maalesef ben, iş karıma taalluk edince, bilâistisna müthiş bir sezme kuvveti hasıl etmeğe başladığımdan düşüne düşüne bu ahvalin maskesini kaldıracak neticeye vâsıl oldum: «Muhakkak, dedim, bunlar birbirini, kendilerini benim gözlerimden uzaklar ' da, kimsenin görmediğini zannettik • leri bh yerde görüyorlar ve bu suretIe, böyle umumî gecelerde birbirine söyliyecekleri büyük bir şey kalmı • yor, ve işte bu hakikati örtmek için umum muvacehesinde birbirinden uzaklaşıyor ve ancak birbirile güç belâ görüşmek vaziyetini alıyorlar.» Şimdi karımın sözlerini yaman bir vuzuh ile tahlil kudretim tezauf et mişti ve onun her cümlesinin altmda Krozant'ın saklı oldugunu gözlerimle görüyordum. Cumhuriyef'm tefrikası: 24 Yazan: Andre Morava IKLIMLER Terceme eden: Haydar Rifat zannederdim ki, bunlan hep unut • müştur.' Halbuki benim zavallı malumatım, basübadelmevt sırrına mazhar oluyor, benden başka bir erkeği bir kat daha meftun ederek karıma daha ateşle yaklaştırılmak için »»rfoiunü vordu. Gariptir, onu dinlerken Deniz Obri'de de böyle oldugunu ve hemen daima bir kadın rahunu inkisaf ettirmek için verdiğimiz emekler diğer bir erkeğin menfaati hesabına oldugunu düşünüyordum. İşin bir garip noktası da karımla bu adam arasında hakikî bir münasebetin iptidası benim nisbî ve kısa bir emnivet içinde bulun^'^m zamana tesadüf etmiş olması ihtimalidir. Bir kaç haftadır benim ve dostlarımızın •"özleri önünde münasebetlerini îstiye ; *tîve münasebetsiz bir hale do^ru sürükledikten sonra birden hayret ve Masamm üzerinden bir kâğıt aldı, cebinden bir kalero,ç><'^tdı: İki donanma... Şu ok rüzgârın ist ikamet i?.. Burası taramalar.. Şurası sığhklar... Ben üzerine iğilmiştim; karım ayni masada çenesi bîrbirine bitiştirilmiş ellerinin üzerinde idi; hayran hayran bakıyor, arada bir uzun kirpiklerinin altından beni tarassut ediyordu. Ona ben bir muharebe tasvir etseydün, beni böyle dinler miydi? Fransova'nın bu bir kaç ziyareti raünasebetile gözüme çarpan diğer bir hâdise de, bu ziyaretlerde karımın hikâyeler anlatarak.. Nükteler bula • rak, ve nihayet ta nişanlı bulunduğumuz zamanlarda kendisine telkin ettiğim fikirleri canlandırarak parlaması îdi. Halbuki bana bnnlardan ima yolile olsun bir bahis bfle açmamıştır; Paket muamelâtı Paket gümrüklerinin lâğvedile rek muamelâtın posta idarelerine intikali münasebetile Posta müdiriyeti umumiyesi posta işleri müdürü Yusuf Bey bugün Ankara'dan şehrimize gelecek ve Paket gümrüğünü devrü teslim alacaktır. Bu usulle paketlerin daha sür'atle mürselileyhlerinin eline vasıl olabilmesi temin edilecek, güm rük resmi ikametgâhta alına » cak, beyanname usulü kaldırılacak tır. Gümrük muayene meroulran eskisi gibi faaliyetlerine devam edeceklerdir. Bu hususta bir de talimatname hastrlunmfHr.