11 Teşrİnisani 1930 a Cumhttriyet SON TELGRAFLAR Dahiliye Vekili bugün Ankara'ya dönüyor • ••tlHn (zmjr'e yarclım 50 bin ür?lık ev yaotınlacak Sıhhiye Vekili lâzım gelen tedbirin alındığım söyliyor Ankara 10 (Telefonla) İzmir'de fe'âketzedelerin \azivctini tetkikten avdet eden Sıhhiye Vekili Refik Bey su beyanatta bulunmuştur. « Felâketi muteakıp Hilâliahmer 20. I7mir beledivesi 10 bin Hra ile muavenete kecti. Bornova'da 106 ev yıkılmıstır. Karsıvaka'da tahribat az. Kahramanlar, Cebel mahallelerinde zayiat fazladır. Hilâliahmer 1000 nufus icin yatak ve elbise verdi. Yeni yapılacak evlerin sel yataklarında olmaması için itina edilecektir. Felâketzedelere para ve malzeme yardımı 100,000 liralıktır. Seylpzede vatandaslara jardım icin butun tedabir ahnmıstır.» Hapsanedeki katlin faili MAU 24 seneye mahkum oldu jHEM MIHIN Muhakeme çok meraklı geçti ve 10 ağfirceza mahkumu şahitlik etti İstakoz asmak cürmii! Geçen cuma günü, Beyoğlu'ndaki Abdullah Efendi Iokantasının önünde, Jayamet gibi, bir kalabalık toplanmış, e«mekânda bir şey seyrediyorlardı. Oradaa geçerek kalabahğı yarıp seyredilen şe . yin ne olduğunu anlıyamadım. Umumi harpte olsak. açlıktan kırılan halk, yemekleri seyrediyor, derdim. Fakat, şimdi. halkın merakmı tahrik eden başka bir sey olsa gerektir. Kalabalık, bazan, hic manasız seyleri de seyreder. Meseli denizde balık tutanları koprünün üstünr'e durup seyreden işsizler gibi... Nihayet, camekânın önünde duranlardan biri sejretmekten doyarak ayrddı. «Ne var?» diye soran birine: Ne olacak, iki canlı istakoz asmışlar, herkes te budala gibi durmuş, seyrediyor, dedi. Galiba kendinin de seyredenlerden biri olduğunu unutmuştu. Dün Abdullah Efendi lokantasında yemek yerken bu lokantayı büyük bir zevki selim, bilhassa temizlik ve nezaketle idare ettiğini gorerek her zaman ,>ek çok takdir ettiğim Abdullah Efendinin oğlu Hikmet Bey yanıma geldi. Şu hadiseyi anlattı: Jki tane büyuk canlı istakoz almı;tun. Bellerinden birer sicimle baglayip camekâna astım. Hayvanlar, ellerini, kollarını, ayaklarını oynattıkça, halk ta toplanıp seyrediyordu. Fakat bu yüzden bjr hadise çıktı. Biri kadın, diğeri erkek iki ecnebi geldiler. Aramızda şu mohavere cereyan etti: Bu hayvanları niçin.*stm«? Asarsam ne olur? Hayvanlara eziyet ediyorsnnuz. Bu eziyet değildir. Eaiyet te o l » sİ7e ne? Biz Himayei Hayvanat cemiyeti azasmdanız. İstakozları iple asmak günahtır ve hayvanlara eziyettir. Sld bundan menediyoruz. Sib, bu hayvanlar nasıl pişirildlğini biliyor mosnnuz? Şimdi o asıldıklan yerden indirirsem mutfaka göndereceğim. Orada, bunları canlı canlı kaynar suya atacaklar. İstakozlar da böyl« muthiş bir işk&nce ve azap içinde pişecek, sonra da, siz teşrif edecek ve hiç merhamet etmeden onları afiyetle yiyeceksiniz. Eğer istakozlara bu kadar acıyorsanız, onların belinden sichnle asılmalarını değil; böyle pişirilmelerinl menettirin. Bu sözlerime rağmen ısrar ettiler. Ben de bu çeşit hayvan hamiliğini manasız bulduğum için istakozları indirmedim. Gittiler, bir polis alıp geldiler. Polis efendi, yaziyeti gördü AUah ran olsun, anlayışlı bir adammış, Bu zatlara: Merak etmeyin! İstakozlar, böyle asüı durmakla ölmez, günlerce yaşar! Diye teminat verdi, Himayei Hayvanat cemiyetinin istakozları asılmak felaketinden kurtarmak istiyen muhterem azaları da çıkıp gittiler. Hikmet Beye dedim ki: Bu zatlar, bir daha gelirlerse, kendilerine diyiniz ki istakozları diğer deniz mahluklarmdan bazılarını taammuden öldürdükleri için cezaen astım. tnsanlar asılır da hayvanlar asümaz mı? Şükrü Kaya B. İzmıVdeki tetkikatını Fırka grupu içtimaında izah edecek Bursa 10 (Hu. Mu.) Dahiliye Vekili Şuk riı Kay» B. bugun oğle yemefcınl H. Fırkasında yedi Fırka erkânile muhtelif mevrular üıertode hMbihal yaptı. Memleket hastanesinde yeni yapılan paviyonn jeıdi. Baş hekim Yusnf lntttin B. kendislne izahat verdi. Vekil B akşam uzerı Karakoy tarikıle Ankara'ya hareket etti. Musa Ankara 10 (Telefonla) İzmir'den avdet etraekte olan Dahiliye Vekili Şukru Kaya Bey dun Bursa'dan hareket etmiştir. Yarın buraya vagıl olacak ve tetkikatı hakkında Başvekıle ve çarşamba gunku içtimada fırka grupuna nzun boyln izahat verecektir. Meclis en cümenleri Her encümende tetkike başlanan bir çok kanun lâvihaları varc^ır. Ankara 10 (Telefonla) M. Meclisi en eümenleri çahşmağa başladı. Adliye encumeninde bacı mahallerde menkul mallann hususi olarak mevcut teferru şekillerinin ta»fıjesi, butee encumeninde 337 38 39 hazine hesabı kat'ileri, bahriye mtitehas sıs zabitanma verilecek zamlar, kadastro, ölçuler, askeri memnu mıntakalarda eşhasa ait gayrimenkullerüı bedelsiz olarak emlâki milliye Ue tebdili, gayrünenkn) mallar, istatistik mudurlugu memurları maaşatı.Pa ris beynemilel ofisine iştirak kanun lâyihalan ile bir çok teklifler vardır Dahlllve encumeninde nüfus kanun lâyihası, 930 tahriri nufus lâyihası ve baıı teklifler, Divanı muhasebat encumeninde muh teüf hesabı kat'î ve lâyiha ve tezkereleri, Milli mudafaa encumeninde askeri eşha sın işlediği curumlerin af ve tecili, askeri memurlara verilecek unvan Iâ>ihaları vardır Buna gure zabit \ekillerinden miralaylara kadar olan zabitana «Bey» denilecektir. Iktisat encumeninde ormanların idarî ve fennî muamelâtı lâjihası mevcuttur. Bu kanunla butun ormanlar hükumet ormanı addedilecek mevcut ormanların fennî su rette isletilmesi, harapların ihyası ve \eniden orman >etiştirilmesi, ağaçların istis mar muddeti ve saire tasrih ve takjit edilecektir. Iktisat encumeni dun Rahmi Beyin ri yasetinde ictima ederek bu orman kanununu muzakereye baslamıştır. TürkYunan itilâfı Tevfik Rüştü B. în Cenevre seyahati Ankara mülâkatlarım itmam içindir Roma 10 (Anc) Buradaki siyasi mehaülin efkârına tercuman olan gazeteler Tıirk • Tunan itüâfını pek teveccuhkârane bir surette mutalea etmektedirler. Gazeteler Turk Hariciye Vekili T Ruştu B«yin Cenevre seyahatini de mevzuu bahsederek bu seyabatin teslihatm tahdidi konferansından ziyade daha umumi siyasi mes'elelerin tetkiki için yapıldığını, muşarunileybin Ankara'da M Veniıelos ve Kont Bethlen Ue yaptığı mukâlemelerin mutemmimi olarak beynelmilel siyasilerle yakın Şark mes'eleleri için mukâlemelerde bulunmak fıraatını bulduğunu yazmaktadırlar. ""iMnHiııiMHIIIIIJIinillUIIIIIIIIMIIIIIMIfflflfltttnfllHnmıu.ı Dahiliye Vekili Şukru Kaya, Sıhhat ve Içtimai Muavenet Vekili Refik Bejlerin huzurile İzmir'de yapılan bir içtimada seylâptan musap olanlara yapılacak 50 bin liralık yardımın şekli kararlastırılmıştır. Kararlara gore felâketzedelere para verilmiyerek bunlara ev yaptırılacak ve barınmaları temin olunacaktır. Evsiz kal?nlann bina yapabilmeleri icin bir takım arsalar tefrik edilmiştir. Bu arsalara yapılacak kuçük evlerin malzemesi ve taşları belediyeden raeccanen verilecek ve bu arsalarm bedeli felâketzedeler tarafından çok uzun vadelelre odenecektir Elli bin liranın felâketzedeler namına tediy«si için Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekili Refik Beyle Hilâliahmer reisi tarafından İş Bankasına bir mektup yanılmıştır. Bu mektubun muhteviyatı felâketzedelerin iskân ve iaşesi ile iştigal eden komisyonunun tasarrufuna bırakılmıştır. İnşaat ya müteahhitlere verilecek ve yahut mahallenin ihtiyar heyetlerile Hilâliahmer Te belediye hevetlerinden murekkep olarak teşekkul edecek murakabe koroisyonlarının nezaret ve idaresi altında vücude getirüecektir. 50 bin Hra nasıl sarfedilecek Katil Akhisar'lı Abdullah ağırcezada Bundan uç ay kadar evvel bir cuma gunu umumi hapisanede kanh bir arbede olmuş, IVIağnisa'dan şehrimiz hapisanesine nakledilen mahkumlardan Akhisar' lı Abdullah, Mehmet Fikri isminde 18 yaşında bir mahkumu oldürmuş, Kâmil ismindeki diğer bir mahkumu da beş yerinden yaralamıştı. Bu kanh arbedenin muhakemesine dun oğieden sonra Ağırceza mahkemesinde başlanmış, muhakeme bir celsede ikmal edilerek karar tefhim olunmuştur. Bu davada maznun, müddei ve şahitlerin kâffesinin muhtelif senelere mahkum olmus ve muddeti mahkumiyetlerini elyevm hapisanede geçirmekte bulunmuş eşhas olması dolayısile dun adliyede gayet sıkı inzıbat tedbirleri alınmış, hapisane ve tevkifhane karakollarındaki jandarmaların kısmı azamı adliyeye getirilmişti. Maznun Ömer'in arkasında iki jandarma bulunuyor, muddei mevkiinde oturan KAmil'in oradan kaçmamasını temln için arkasında üç jandarma bekliyor, hâdiseye şahit olanlar da şehadet için mahkemeye girerlerken ikişer jandarma refakatinde geliyorlardı. Denilebilir ki Ağırceza mahkemesi şimdiye kadar bu kadar sıkı bir inzjbata şahit olmamıştır. Bu cinayete şahit olan hapisane sakinlerinden sekiz sene>g mahkum Aziz, iki buçuk seneye mahkum Dursun, iki sene on bir aya mahkum Halil, on aya mahkum Niyazi, on seneje mahkum Murat, on sekiz seneye mahkum Rifat, vedi buçuk seneye mahkum Mehmet Ali, on beş seneye mahkum Mehmet, on seneye mahkum Mustafa, on beş seneye mahkum Mehmet Emin şahit olarak dinlenmişler, vak'ayı anlatmışlardır. Evrakı davaya ve şahitlerin ifadelerine göre hâdise şu şekilde olmustur: Hapisanenin beşinci koğusunda izalei bikir cürmunden dolayı iki buçuk senelik mahkumyetini geçirmekte olan on sekiz yaşında Mehmet Fikri Efendi, Mağnisa'dan buraya nakledilen ve katilden on iki buçuk seneye mahkum bulunan Abdullah'ın tecavuz ve gayriahlâkı tekiiflerine raaruz bulunuyor; ona yuz vermiyormuş. Mehmet Fikri, bu tecavüzlerden kurtulmak için, hapisanede bir sirkat mes'elesinden on seneye mahkum olan Kâmil'e iltica ediyor ve beraberce yaşamağa başlıyorlar. Abdullah, kendisine yuz verilmemesinden fena halde kızıjor ve eline geçirdiği bir terzi makasının bir kanadını eğe ile bir bıçak haline getirdlkten sonra koridorda Mehmet Fikri ve Kâmilin önlerine çıkıyor. Fikri'yi üç yerinden yarahyarak olduruvor, Kâ mil'i de beş yerinden ağır surette yaralıyor. Maznun dün mahkemede bu hakikati tevil etmefc istemfş. maktulde beş Hra alacaği olduğıınu, bunu istediğini, fakat para yerine kendisine dayak atıldığını soylemiştir. Muddeiumumî Burhanettin Bey maznunun katil ve cerh filinden dolayı azami curumle tecaiyesini istemiş, heyeti hâkime mtizakereden sonra maznunun evvelki curmünden dolayı verilen on iki buçuk sene hapis muddeti de dahil olmak üzere Abdullah hakkında 24 sene, bir ay, on gun hapis cezası vermiştir. İaşe işleri Misafirhanelerde mevcut olanların iaşelerine on gun sonra nihayet verilecektir. Bunlardan arzu edenler on gunlük erzakını alarak istedikleri yere gidebileceklerdir. Felâketzedelere şimdiye kadar vrilen eşya kendilerine temlik edilecek valnız Hilâliahmerln Eskisehir deposundan getirttiği yatak ve saire gene depoya iade olunacaktır. Veniıelos irat ettigi nutukta Yunan istiklâlinin senei devriyesi munasebetile istiklâl kahramanlarının tezkiri namı için tertip edilen şenlıklerle memleketin harp devrine artık nihayet verdiğini ve bu harplerin mes'ut ve felâketli neticeleriııin millî hu dutları itmam ettiğini soylemiştir. M Venizelos, badema memleketin saadeti Zavallı Bornuva! için mutemadi bir sây ve gayretle çalışılİzmir 10 (Hususi) Bugun Bornova'masını ve bu vazifenin ifasında komşu memleketlerin ve bilhassa Türkiye'nin teş I \a gittim, saatlerce tetkikat yaptım. Doriki mesaisinden isttfade edilmesinifceyanIkuz bin nufusu havi şirin bir sayfiye olan tamamen ederek demiştir ki: I kasabanın muhim bir kısmı harabezara donmuştur. Selden zarar go« Turkiye, benim, millî hudutlarımııı I renler 30 sene M. Venizelosun mühim bir nutku tevsi icin mucadele ettigiml bilivor Maat muhacirlerdir. evvel buraya yerleştirilen 106 ev busbutun yıkılmısteessuf mağlup olduk. Fakat bu hezimet, Atina 9 (Hususi) M Venizelos Arkadi'de tır. Felâket yeri Ekizler çayının mecrası irat ettiği nutkun sonunda matbuattan bir bir sulh devrcsinin mebdeini teskil etmiştir. olan yerdir. Tufan başladığında Karakısmınuı baıı politikacılann teBrfnatma Binaenale\h hepimiz, butun kuvvetimizle, iki millet arasında sağlam ve sarsılmaz e tepe ve Yamanlar'dan gelen seller Ekizkapılarak guya Yunan miUetinin, hükumeer cayına karışmış ve sular 45 metreye tin mukarenet siyasetini tasvip etmemekte saslara mustenit olarak dostluk munase kadar yukselmiştir. Bu muthiş akıntının batının tesisine çalışahm » olduğunu, Turkiye'ye karşı isbata teşebbus getirdiği tas ve koca ağaclar binalara etmeleri hakkındaki haraketlerine karşı Observe mecmuası ne diyor? edit tarakalarla vurarak harap ve mahinfialini izhar etmiştir. Atina 10 (Ane ) Londra'dan bildirildi vetmiştir. Mahal ve manzara tabakatı M. Veniselos demiştlr ki: «Yunan milleti fine göre «Observer» mecmuası dunkü nüsa n muallimleri icin belki asırlarca goTurkiye ile sıkı bir teşrik ve mukarenet si hasmda Turk Yunan itilâfı ve M Venirulmiyecek bir mevzudur. Caddeler sel zelos'un Ankara seyahati hakkında bir baş yasetine kavi surette merbuttur» teressubatı ile, taslar ve kütuklerle doAtina 9 (Hususi) Giriften verilen ha makale neşrederek Turk Yunan itilâfının ludur. Bunlar oyle bir şiddetle akmıştır bere göre Yunan istiklâlinin yüzuncu senei yarattığı havaya karşı bevnelmilel siyasi ki tamamen kârgir binalar bile bir lâhdevriyesi Arkadi'de pek parlak surette tes'it âlemin gozlerini uğusturmakta olduğunu. zada hâkile >eksan olmustur. Simdi tsmet Paşanın bunda büvuk bir seref hisedlbniştir Ekİ7'er çayı volun seviyesinden yuksekM Venizelos Helli kruvazorile orava git sesi bulunduÇunu, bu itilâfm yakın Sark te akmaktadır. Selin getirdiçi taşlar anvştir Istiklâl uirunda ölenlerin tezkiri na mes'eleleri icin jcni bir safha acmakta ol rasında 12 tonluk muazzam bir ka\anın mı için yapılan bazı merasimden sonra M dufunu ka> detmektedir 150 metreve nasıl fırladıçını anlatmaları ••••».»•'«••»»mniMimıllKllllllltllllllllllltlimilllllllllllllllHiııı M bile t>ek muteheyyictir. Tufandan 17 nufus kacamamıs ve hepsi boğulmustur. Bunların naşları çıplak olarak denizde bulunmuştur. Bir kısım halk felâketi ağaçların tenesinde geçirmiştir. Cayın ıızerindeki 6 buçuk metre vuk«ekliğindeki kopru bile tahrip edilmistir. Felâketzedeler hic bir esya kurtara mamıştır. Sırsıklam halde olumden kaAnkara 10 (AA) Turk Yunan bıtaAnkara 10 (Telefonla) Vergileri tadil raflık uzlaşma ve hakem muahedesmın çışan zavalhlar sağl?m bir kaç eve alıkomisyonu dun işe başladı. Komisyon Fuat ımzası munasebetile Hariciye Vekili Tevîık narak barındırılmıstır. O aksam Bornova sakinlerinden Mister Hanlev Patrson'un (İstanbnl), Hasan Febmi (Gumüşane), Sa Ruştu Beyle Italya Başvekılı M. Mussolını bir çok ailelere bu\uk yardımla.rda bulih Sait (Bodrunı), Mükerrem (İsparta), arasında atideki telgraflar teatı edılmıştır lunduğunu memnuniyetle * kaydederim. Turk Yunan bitaraflık, uzlaşma ve haVaridatı umumiye mudurü Cezmi, Temyiz Seylâpzedelere Turk Ocağı, mektep, müs kem muahedesinın imzası anında zatı devkomisyonn reisi Mustaia Beylerden mürckkirat fabrikası, ve 16 vaçon tahsis edilletlerınin gönderdiği telgrafı büyuk bir keptir. Musakkafat, arazi, muamele, ka memnuniyetle aldım Muahedenın tahak miş, Hilâliahmer 15 bin Hra vermiştir. zaaç, veraset, intikal vergilerini tetkik e kuku hususundaki mesah devletlerınden Hali hazırda 100 aile hukumetin muavenetinp muhtaçtır. Bunlara arsa da vedecektir İlk . dtJa belediye vergileri dolayı sizı tebrik eder ve bu vesile ile derin rilecektir. Ue tapu ve intikal harçlanna esas olan hü dostluk hıssıyatımı teyin eylerım şu anda işbu ımza ke>fıyetı ile teeyyut ekumet projelerine bakmıştır. B. Mussolini Turkiye ile Yunanistan beyninde mevcut decek olan bu itilâfı teshil zımnında zatı Takarrur eden tadilâta nazaran sınaî mumalî mahiyetteki muşkulâta nihayet ver devletlerı tarafından ızhar buyurulan meesseselerin muamele ve imal vergisi ile ihmiş olan itılâfatı takıben vticud» getırilen saıden dolayı en samımî ve dostane teşekracat emtiası üzerine mevzu muamele ver Turk Yunan bitaraflık. uzlaşma ve hakem kuratımı sıze ıfade etmekle bahtıyanm gisinin lâğvı kuvvetle muhtemeldir. muahedesinın imza edilmek uzere olduğu Tevfik Rüstü Dilencilerin onüne İki san'atkâr bizi nasıl gondüler? niçitı geçilmiyor? Istanbul şehrmdeki dilencilerin çokluğundan ve beledıyenin, zabıtanın bunları menederek toplanıadığından şikâyet etmıyen hiç kimse yoktur Gazetemizan bir iki gundür buna dair yazdığı fıkra üzerine Eminönü kaymakamı B. blze« Bu iş ile biz de çok uğraşıyoruz. Fakat bir turlu lâyıkıle men'e muvaffak olamıyoruz Sebebi de, bu gibi serserıleri yakalattırıyor, adliyeye sevkediyoruz. Fakat bir muddet sonra bunlar tahliye edıliyor, gene otedeberide dılenmeğe başlıyor. Gene yakalıyoruz, gene sevkedıyoruz, gene tahliye ediliyorlar. Gazetenızde iki gündür resmini neşrettiğiniz sersen dılenci de bu kabildendir. Kendisini bir kaç defa yakaladık, adliyeye gonderdık Anlaşılıyor ki gene kurtulmuş, dilenciliğe başlamış... Kendisini arattırıyorum. Derhal yakalattınp adliyeye vereceğim > Dedi Halbuki bizim bildiğimize gore serseri kanunu bu gibiler hakkında pek âlâ tatbik edilebilir. Eğer bu kanunlardan isüfade edilemiyerek dilencileri hakkın dan gelmemiyorsa, yeni bir kanun, yeni bir nizamname yapümalı, Istanbul şehri bu müz'iç ve sahtekâr dilencılerden kurtarılmalıdır. Bu iş Istanbul Vilâyetinin, Istazıbul Belediyesinin basit fakat muhim vazifelerinden birini teşkil eder. M. MussoMnî ve Verçi tadilâtı için Tevfik Rüştü Bey faaliyete başladı arasında telgraflar Kom'syon'ar Herr Geoıg Herr Rose Istanbul'da ve Ankara'da vermiş olduğu konserlerle musıkı muhıplerinin kalplerini teshir etmış olan Berlın âli musiki mektebı profesorlermden Herr Georg Kulenkampf memleketımız hakmdakı tahassusatmı şu suretle anlatmıştır < Şimal menıleketlerinin kapalı havasından çıkıp memleketinize geldığim za man ılk nazarı dıkatımi celbeden guneşin sıcaklığı ve renklerm parlakhfı oldu Alman' lar zıya ve hararete karşı olan arzulannı rnemleketımzde tamamen tatmin edebilırler Ikıncı ve en buyuk intıbaım Turk mılletının yorulmaz bir azımle yukselmefe ve terakkıje olan arzusudur. Her yerde ve her zaman bu azmm derın eserlerı gorulmektedu Her baktığınız yerde en modern usullerle yapılan cesım bmalarm yukseldığı goruluyor ki bu Turk mıletmdekı fikri teşebbusun kuvvet ve azametıni gosterır. Butun bunların en muhımmi yeni hukumet merkezmın Ankara'nın bu kadar çabuk ve esaslı bir surette ihya ve hatta yeniden uışa edılmesıdır. San'atkâr olmam itıbarile Turk'lerm Avrupa musıkısıne gosterdıklerı rağbet ve ehemmıyetı mahsusayı da zıkredebılırun Memleketınızde gorduğum teveecuhun eseri Bu hadise de benim en saştığım ve merak ettiğim şey, bu Himayei Hayvanatçıların. istakozların bellerinden iple asıldıkları zaman işkence cektiklerinl nereden anladıkarıdır. Orada (O) nu görmemiş! Şekerci AU Muhittin Beyin san'atkâr «Mari Bel» e mulâki olmak uzere Parls'e gittiği bir gazetede yazılmıştı. Paris'ten avdet eden Ali Bey ftendisine tesadüf edenlerin sualine: « Merak edenlere haber veriniı: Ben ( O ) nun için değil hususî işlerim için Paris'e gitmiştim. Orada ( O ) nu da gormedim.» Demiştir. ^ ^ ^ ^ ^ I Ç BUGÜNKÜ HAVA J Kandilli rasatanesinden verilen malumata gıire, tazyik, dun saat 7 de 766 ve 14 U gene 766 idi. şukranını tekrar buraya gelmekle ifaya Ruzgâr poyrazdan esmiş, sur'ati saniyede muktedır olabıleceğimi ümit ediyorum » 8metreye kadar çıkmıştu*. Hararet ise azamî 18, asgari 10 derece idi. Büyük san'atkâr refakatinde bulunan piBugün rüzgâr mutavassıt şiddetle gene yanıst Herr Rose ile pazar gunu memlekepovrazdan esecek, hava bulutlu olacaktır. timizi terketmiştır Tayyare piyankosu bugün Darüfünun konferans salonunda çekiliyor MUHACİR Yazan: FAZL1 NECtP Yemek hazır efendim... Dedi. Tavaş yavaş gülüsüp konuşarak aşağı kata indiler. Bütün elektrik lâmbaları yakılmjş, her taraf nurlara garkolmuştu. Yemek salonuna girdiler. Sofraya oturulduğu zaman Ali: Bugün en ziyade sevindiğim şey benim ve butun Türk'lüğun muhacirlik MİLLİ ROMAN: 54 felâketlerinden artık kat'iyyen kurtulmuş olduğumuzadır. Bilirsiniz ki ben muhacirlik felâkelteri içinde doğdum. Muhacirlik yüzünden hep beraber acı ıztıraplar çektik. İmam başını salhyarak: Hamdolsun hepsi geçti . Dedi. Ali devam etti: Evet, hepsi geçti, fakat nasıl geçti?.. Bu çok düşünülecek bir şeydir... Ancak milletin intibahı, mukadderatına sahip olması, çürümüş saltanat idaresinden kurtulması sayesinde gecti . Hasim meserretli bir heyecanla bağırdı: Yaşa enişte çok doğru soyluyorsun Ali bir hatip gibi cddî, devam ediyordu: Duşününüz bir kere, iptidaları genç, ateşli bir istilâ hırsı ile mutemadiyen ilerileyen, Viyana'dan Basra'ya, Kırım'dan Mısır'a kadar azim ulkeleri istilâ eden padişahlar bütün o yüz milyonlarca halkı hep tebea, reaya, kendilerine kul saydıkları, millette vahdet husulüne çalışmadıkları, berakis milletin uyanmasına meydan vermedikleri icin inhitat başladı. Bu sukut ve ric'atle üç asırdan beri devam eden muhacirlik felâketleri, daima serhatlara yerleştirilen Türk unsurunu surdü, mutevaliyen süründurdü. Haşim: Evet, o çürümüş saltanat daima kendi sarayını, sefasını duşundu. İşte öyle yaptıkları için bıçak kemiğine dayanan millet uyandı. Padişahı arkaya atarak mukadderatın kendi eline alınca öyle mucizeler gösterdi ki artık Turk için o muzmin muhacirlik hastahğı tamamen geçmiş, bitmiştir. Hakhsın enişte. Memleket tabiî ve millî hududunu buldu. Bize artık kimse musallat olamaz. Bu son gosterdiğiniı intibah, emsalsiz kahramanlık, fedakâr lık üzerine bize bütün milletler hürmet edecektir. Fakat bu fırsattan istifade ile mil r Ieti tenvir, memleketi imar için çok yorulmak, çok uğraşmak lâzım. Hoca çorbasmı bitirmişti, kendi zevkinden, rahatından başka şey duşunmiyen bu eski kafa hizmetçi kıza: Yemek ver emrini verdikten sonra Ali'ye hitap etti: nazarla tebessumler ederek Haşim'e baktı. Haşim gülerek babasma hitap etti: Evet, rahatımıza, safamıza bakalım. fakat bu safanın devam edebilmesi için duşünmek, açık gözle yaşamak, maziden ibret almak lâzım.. Esldden yalnız kendi rahatlannı düşünenler milleti felâketlere attılar. Şimdi fakir ve zaif kalmamak için daima kuvve<li Şukür bu günleri gorduğumuze... olmanın çarelerini duşünmek lâzîm, Şimdi artık ranatla yemeğimize, safababa!... Dedi. mıza bakalun... Dedî. Son Bir şey söylemiyeu Ali manalı bir