ÇOMFU-HOBİ COMPU- Geçenlerde odama aynı böyle bir robotun geldiğini düşündüm. Benimle konuş- tu, espriler yaptı; inanın çok çok hoştu. Hani robot olduğunu bilmesem neredey- se... Belki de dedim kendi kendime etrafımda gerçekten böyle robotlar var, ben farkedemiyorum. Derken, odama hemşire girdi, elinde her gün yemek zorunda olduğum iğne kutusuyla. Aman Tanrım, gözlerinde mekanik bir pırıltı var bu ka- dının. Evet, bu bir robot olmalı. Ama korkmamalıyım, neydi, tamam Üç Robotik Kuralı, bunlar bana bir zarar veremez, aksine hep iyiliğim için çalışıp bana yar- dım ederler. Burası robotların yönettiği bir yer demek. Peki beni neden buraya getirdiler durup dururken. Nasıl geldiğimi hatırlamıyorum zaten. Gözlerimi açtı- ğımda bu odada yataktaydım. Daha önceden olanları da şu an tam anımsayamı- yorum. Tamam canım beni o bilgisayarlardan korumak için getirmiş olmalılar. Onları anımsıyorum evet, nasıl da parçaladım hepsini. Şimdi ise bütün gerçeği an- ladım. Keşke baştan söyleseydiler bana robot olduklarını, bilseydim inanın daha rahat ederdim. Artık o doktorun da robot olduğunu biliyorum ya, sorduğu sorular garibime gitmiyor. Tabii canım adamın vardır elbet bir bildiği, robotlar da saçmalamazlar ya. Oldukça da yakışıklı. Esmer, mavi gözlü; uzun boylu, bakışları insanı delip geçiyor hani. Ara sıra gözlerinde yakaladığım o bakış da olmasa bizlerden hiçbir farkı yok. Sıcaklığını buradan bile hissedebiliyorum. Şimdiye kadar kimse hatta eski kocam bile beni onun etkilediği kadar etkilememişti. Eskiden sıkıldığım ziya- retlerini şimdi iple çekiyorum. Yine böyle odama geldiği bir gün ona ne kadar ya- kışıklı olduğunu söyledim. Kızardı, bunlar son derece gelişmiş modeller olmalı... Her halde pozitronik beyinlerine yeni bir utanma devresi eklediler. Kendi kendile- rini programlayabiliyorlar demek. . Neyse ne diyordum, doktora öyle söyledim, ardından da kendisinden çok hoş- landığımı. Bana doktor ile hasta arasında böyle şeylerin olmayacağını söylemez mi. Ona robot olduğunu bildiğimi söyleyecektim neredeyse. Artık bütün günle- rim gecelerim onu düşünmekle geçiyor. Bir insan bir robota kolaylıkla aşık olabi- lir. Bunda utanılacak bir şey yok. Hem sonra belki ben de bir robotum ama ken- dimi insan sanmak üzere programlandım. Bunu anlamanın tek yolu ise bir yerle- rimi kesmek ve devrelerim olup olmadığını görmek. Burada ise bunu yapabileceğim keskin bir şey yok. Ama belki yatağın yaylarından biri bu işi görebilir. Evet bunu denemeliyim. Yayı gece çıkardım ve kolumu kesmeye çalıştım. Eh biraz kör tabii, ne olsa bu iş için yapılmamış. Kolumu kanırtırken odaya hemşire girdi ve beni yakaladı. Sonra da doktor bana intihar mı etmek istediğimi sordu. Gerçeği anlatamayacağım için “evet'””' dedim. Beni elektro-şok'a sokmak istediler ama pozitronik beynim zarar görebilir diye girmemek için direndim. Sonra üzerime acaip bir gömlek giydirdi- ler. Kolları böyle arkadan bağlanıyor. - Uyandığımda sevgili robotum yanıbaşımdaydı. Ne düşünceli, onu sevdiğimi de anlamış olmalı. Sonunda ona bütün her şeyi anlattım ve onunla evlenip minik ro- botlar imal etmek istediğimi söyledim. Birden odadan fırladı ve yanında üç kişiyle geri döndü. Her halde aşkımızı bütün herkese anlatmak istemiş olmalı. Sonra ba- na o acaip gömleği yeniden giydirdiler, neden bilmiyorum. Devin KUZU 51