olan tahta çadırları ihtiyar idiyoruz. Anlar beş yüz sene sonra makinelerini idare içün iktiza eden kömürün, şimdeden tedarikine çare düşünüyorlar. Biz beş gün sonra midemizin hareketiçün kat'ı-ül vücub olan gıdanın esbab-ı istishalini bile düşünemiyoruz. Anlar vatanlarının her cihetinde temir yol yapmağı bais-i hayat ad idiyorlar. Biz yalnız payıtaht-ı saltanatın bir köşeciginde yapılan tramvayı illet memat görüyoruz. Anlar iktiza iderse, kendi karınlarını aç bırakıyorlar. Çocuklarının fikirlerini besliyorlar. Biz dügününde ehibbaya ziyafet vermek korkusuyla, çocuklarımızı mektebe başlatmıyoruz da, ni'met-i marifetden mahrum bırakıyoruz.!.. İstibalimiz emindir. Çünkü hamira-i vücudları dört bin kişilik bir aşiretden, şu koca Hilafet-i İslamiye'yi teşkil ile, kahramanlarının hun-u şehadetiyle boğulmuş olan ebna-yı vatan, her zaman dünyanın en birinci askeri olduğunu hin-i hacetde göstermege ve bulundukları yerin her taşını bir cevher-i cana bedel vermege hazırdır. İstikbalimiz emindir. Çünkü devletimizin bünye-i aslıyesini adl-i ilahinin haricde zuhurundan ibaret olduğu içün, ezeliyet ve ebediyet levazım-ı zaruriyesinden olan şeri'at-ı garra terkib idiyor. İstikbalimiz emindir. Çünkü "Kad tegayyeru'l ahkami bi-tebdülü'z zaman(1)" kaide-i fıkhiyesi hükmünce, alemin her cihetinde zuhur eden asar-ı terakkiyi telakkiye mecbur olduğumuz içün, bize göre maziye avdet veya halde tevakkuf caiz degildir. Haddizatında dahi maziye avdet nasıl kabul olsun. Hiç ma'duma yeneden vücud verilebilir mi? Halde tevakkufa ne suretle imkan tasavvur olunabilsin? Hiç saatin rakkasını tevkif ile ömr-ü beşer yolundan kalur mu? İstikbalimiz emindir. Çünkü Feyyaz-ı Kudret'in bu yerlere ihsan ettigi bereket cihetiyle, toprağı tutsan altun olur. Kim bir arşın yer kazsa, altında bayağı bir define bulur. Üç büyük kıt'anın, denizin hazain-i ticaretine bu memleket kilid olmuştur. Mahsulat-ı zira'atımız Avrupa destgahlarının şimdiki belki on binde birini beslemiyor. Fakat ilerüde heman cümlesini idareye müsta'iddir. İstikbalimiz emindir. Çünkü bir zamanden beri bir dereceye kadar medeniyet aleminde saltanat sürmege başladığı görülmekde olan muvazene-i düveliyenin mabihil hayatı(2) buranın istikbalidir İstikbalimiz emindir. Çünkü efradı ve gerek umumi hükumet-i siyasetde mu'allim-i alem olan Keldan, Yunan, Arab ve Türkün Darülfünun ma'rifet ve devlet saray medeniyeti bu hakda feyyaz olmuştur. Biz de o eazımın evladı ve binaenaleyh varis-i isti'dadıyız. İstikbalimiz emindir. Çünkü İslamiyet vahdet-i kelimeyi emreder. Cinsiyet ve lisan gibi avarız-ı dünyayı vesile-yi ihtilaf itmege kat'iyyen mani'dir. Binaenaleyh her türlü mevhumata vücud vererek, mevcudatı vehm içinde bırakmağı burhan-ı dirayet ad eden bazı taslakların zannı gibi buralarda Lazlık, Arnavudluk, Kürdlük, Arablık davasının zuhuru muhal hükmündedir. İstikbalimiz emindir. Çünkü şimdicek serd ettigimiz mukaddematın **** sabettir ki, Müslümanlar bu alem-i terakkide elbet bir gün kelime-i vahide üzere ictima' idecekdir. Bu halde mademki hilafet buradadır ve mademki kuvvetde, nisbetde, mevkiin kabiliyetinde, halkın isti'dadında, zamanımızın vatan-ı medeniyeti olan Avrupa'ya kurbiyetinde, ve hatta servetde burası memalik-i İslamiyenin kaffesine mukaddemdir. Bahs ettigimiz ictima'ın merkezi burası olacakdır. İstikbalimiz emindir. Çünkü bu devletin bekasında ümit yok, bari biz fırsat elimizde iken yükümüzü tutalım da, ilerüde refah ile geçinelim diyenlerin ekseri, kabristan-ı fenada yatıyor. Fakat biz faniyiz, vatanımız bakidir, biz ölürüz vatanımızı ihya ideriz diyenleri, hala istikbalde aba vü ___________________________________ (1) Kad tegayyeru'l ahkami bi-tebdülü'z zaman: Zamanın değişmesiyle hükümler değişir. (2) Mabihil hayat: Hayatının kaynağı