DEVLET-İ ALİYE VE BULGARİSTAN Bundan iki üç ay evveline kadar Balkanların en mühim nukat-ı coğrafyasını işgal eden Hükumet-i Seniye ile Bulgaristan Emareti beyninde münasebet o derece gerginleşmişti ki, bütün matbuatın ve bütün cihanın nazar-ı dikkat ve ehemmiyeti bu cihete ma'tuf bulunuyordu. Mes'ele adeta muhasame rengini almıştı. İstanbul Politika Me'muru Naçoviç Efendi, vaziyet ve ahvalin gayr-ı kabil-i tensik derecede müşkülat kesb ettigini i'tiraf ile isti'fa edip, Sofya'ya çekilmiş olduğu sıralardadır ki, Bulgar ordusu manevra yapmak üzere hazırlanmış ve keza Osmanlı askeri, Osmanlı topları, Balkanları aşmağa, hudud boyları hazır ol borularla çınlamağa başlamıştı. Rum meselesi de bu arada her iki tarafı kızıştırmak içün diğer mühim bir sebeb daha teşkil idiyordu. Vukuat bu derece kesb-i şiddet ve ehemmiyet eyledikce bittabi' Bulgaristan'da ve Türkiye'de bir heyecan-ı umumi hüküm sürüyordu. Herkes artık bir silah, bir harb sadasına intizara başlamıştı. Binaen aleyh biz o zaman reviş-i halin, müşkülat-ı hazıranın ehemmiyetini inkar itmemekle beraber, Devlet-i Aliye ile Bulgaristan arasında, şu zamanda bir harb vuku'u ihtimali az harici imkandır demiştik. Zaman bu fikrimizi her gün te'yid ve te'min etti. Elyevm her iki arasında teceddüd ve takarrüre başlayan münasebet-i dostane ise bu fikri gereği gibi tasdik ediyor. Sobranya'nın küşadından sonra, sabık Reis-i Nüzzar Raço Petrof Efendi'nin isti'fasıyla, Bulgaristan'ın umur ve münasebet-i hariciyesinde mutlaka bir yenilik, bir teceddüd görülecegi tabi'i idi. Bu münasebet-ı cedide arasında en ziyade dikkat ve ehemmiyete şayan olan cihet bittabi' Bulgaristan Reis-i Nüzzarı'yla, Bab-ı Ali arasındaki münasebet-i kat'iyedir ki, bu hususda deverana başlayan saik-i siyasiye, hakikaten şayan-ı şükran bir haldedir. Son Avrupa telgraflarının te'min(atına) göre, Emaret yeni Hariciye Nazırı Doktor İstançef'in, Hükumet-i Seniye ve Bulgaristan münasebetiyle Makedonya meselesine dair vuku' bulan teşrihat ve beyanında izhar ettigi mahiyet-i samimiye, Bab-ı Ali'ye duçar-ı hayret iecek mertebede memnun bırakmış ve Türk mahafil-i siyasiyesinde tesir'at-ı hasene husule gerirmiştir. Balkan meselesinde oldukça alakadar, mevsukü'l kelam birtakım matbuat-ı ecnebiyenin ifadatına bakılırsa, Reis-i Nüzzar-ı hazırın Hükumet-i Seniye ile Bulgaristan münasebet-i dostanesini te'min ve te'yid hususunda büyük bir muvaffakiyeti me'muldür. İnsan hakkına malik olarak, insan hasebiyle, insan gibi yaşamak isteyen Müslümanlar gibi, biz dahi her gün, her dakika ancak bu sa'adet-i medeniyenin takarruriyeti ve manafi'-i hayatiyelerini yekdiğeriyle dostlukda kaim Türklerle Bulgarlar gibi iki kadim komşunun Avrupalılar hesabına ahmakcasına yekdiğer-