Bu Arabın Lisanı, Fransızcanın Paris şivesinde pek fasih olması, Fransızları ziyadesiye hayretde bırakmış olduğundan sebebi teftiş olundukda malum olmuş ki, işbu Arab Üçüncü Napolyon zamanında vezirlikde bulunmuş (Lifo Durufle-Noël Lefebvre-Duruflé) nin oğlu imiş. (Seyyid Ahmed Durufle) genclik zamanını Paris'de gayet mes'udane ve zevk-i safa ile geçirmiş ve bilahare Paris maişetinden usanarak Afrika taraflarına seyehata çıkmış. Kirvan şehrine geldikde, Müslümanlar ile ihtilat edip din-i İslamın kabuluyle müşerref olmuştur. Ve talebe sıfatıyla bir medreseye girerek, ulum-u diniye tahsiline başlamış birkaç sene tahsilden sonra Seyyid Ahmed Durufle ilm-i tefsirde mahir bir İslam alimi olub çıkmış idi ve nihayetü'l emr Kirvan'da bir medrese-i İslamiyede ilm-i tefsir müderrrisi tayin olunmuştur. 1881'de Fransızları karşıladığı vakit Seyyid Ahmed Durufle'nin fakir bir şakirdlik zamanı idi. Fransızlar kendisine çok akçe ile bir memuriyet teklif itseler de, müderrisligi, memuriyetden efdal görerek kabul eylememiştir. Mühtedi muhterem Seyyid Ahmed Efendi Durufle cenabları işbu sene Kirvan'da vefat edip kendisinden sonra birkaç yüz talebe kalmıştır. (Rahmetullahi aleyh) (Yıldız) - - - «oOo» - - - EFLATUN'UN TECRÜBESİ Yunacadan tercüme : Rivayet olunduğuna göre hakim-i şehir Eflatun günlerden bir gün bir yolun ortasına bir taş koyub, kendisi bir kenara çekilerek işin neye varacağını gözetler. Çok geçmeden yolcunun birisi mezkur taşa sürünür ve bir söz dimeden yine yoluna devam ider. Bunu gören Eflatun dir ki : - İşte bu memleketin muhafazakar (konservatör) ra'iyesidir ki, hükumet böylelere dayanub arka verür. Bir hayli sonra diğer bir yolcu geçerken taşa sürünür, yere düşer ve ayağa kalkarak silkünüb toplat(n)arak ilerü gider. Eflatun bunun hakkında dir : - Bu pek güzel ve mu'teber bir hükumet memurudur. Bu kişi hükumet kapusunda çok büyük mansıblara nail olur. Üçüncü bir adam daha geçerken, taşa sürünür ve ayağı eziür. Bu kişi Eflatun'u çağırub beraberce taşı yoldan kenara atarlar. Bunun hakkında : -Bu kişi ıslahatperverdir, bunun indinde yalnız iş mu'teberdir- diyerek hakim-i şehir taşı yeneden yol üzerine koyar. Nihayet bir yolcu daha geçerken taşa sürünür ve ayağının parmağı paralandığından taşı yerinden alarak Eflatun'a doğru fırladır. Bu dakikada Eflatun kendisini muhafaza iderek başını bir tarafa egüb: Bu fesadcı, anarşist! Dimiştir. " Tercüman " - - - «oOo» - - - GİRİD AHVALİ Girit Meclisi'nin son müzakerelerinde ihtilaf ve münaza'a zuhur ettiginden muvakkaten kapadılmıştır. Girit'in hükumet-i hazırasına aks bulunan meb'uslardan Veniseleos, hükumet hazine sermayesini lüzumsuz yerlere ısraf ettigini gösterüb, adanın umur-u idaresi ve maliyesi düvel-i ecnebiye memurlarının nezaret ve teftişi altında bulunmasını teklif etti. Buna karşuluk Minister Kondros, Veniseleos'a hain namı vermesiyle, iki arada yumruk gavgası zuhur edip, işe seyirci ahali dahi karışmaya-