İKİ KAPULU HAN VAKFI Dünki nüshamızda Filibe evkaf-ı İslamiyesinin ve hatta Bulgaristan'da mevcud evkaf-ı İslamiyenin uğradığı su-i isti'malden, irtikabdan, kanunsuzlukdan bahs ile, bunlardan bir numune olmak üzere şu birkaç gün zarfında Filibe'de İki Kapulu Han Vakfı'nın nasıl bir desise-i hainane ile mahv edilmekde olduğunu yazacağız demiştik. Filibe'nin Uzun Çarşu'sunda kain evladiyet vakfından, bu İki Kapulu Han'ın mütevellisi vekili, dört seneden beri Rukiye Hanım isminde bir kadındı. Bu kadının bütün müddet-i vekaleti zamanında hiçbir hesab vermediginden şikayetle, evlad-ı vakıf tarafından verilen bir istida' üzerine mumaileyhin mahkeme-i şer'iyeye celb olunarak, üç bin lefi mütecaviz zimmeti tebeyyün etmekle, mumaileyha, Müfti-i ma'zul Süleyman Faik Efendi tarafından vekaletden muvakkaten azil idilerek, mütevelli-i asıl Emin Beg'in celbine karar verilir. Mütevelli Emin Beg'in Filibe'ye muvasalatı Müfti-i sabık Süleyman Faik Efendi'nin azil zamanına tesadüf ettiginden "kurd bulanık hevayı sever" fehvasınca, tarihden dört beş sene mukaddem denaet-i ahlakiyesi, alçaklığı sebebiyle ahali-i İslamiyenin arkasında namaz kılmaları tahrim idilen ve hal-i hazırda hiçbir salahiyet ve sıfat-ı resmiyesi olmadığı halde, bütün bu fitne ve fesadın pişdarı olan bir imam, işine müdahale iderek Emin Beg'e şu yolda ültimatom verir: "Eger tevliyetin umur ve hususnu, ru'yete beni vekil-i mutlak tayin idersen, canib-i vakfa olan zimmetden sarf-ı nazar idilecegi gibi, masarıf-ı rahiye ve saire olarak (?) sana bir hayli meblağ dahi verilecekdir. Aksi takdirde azlin muhakkakdır." Bu sözlerin sahibi olan İmam Efendi'nin ne vicdansız, ne alçak bir fıtrat ve bilhassa Müfti Şükrü Osmanof'un canparesi olduğunu bilen Emin Beg, saika-yı hafv ve ihtirazla İmam'ın teklifine gerdan-dade-i inkıyad olur. Beg'in buna razı olduğunu duyan evlAd-ı vakıf ise, vekaletin yine evladdan Şevki Beg ismine yapılmasını ba-istida' taleb iderler. Mütevelli ve evlad-ı vakıf mahkeme-i şer'iyeye çıkar. Şevki Beg'i bir tarafa alır. Her ne söylerse söyler. Birlikde mahkeme-i şer'iye odasına girerler. Müfti-i hazır Şükrü Osmanof'un verdigi karar-ı ati okunur: "Mahkeme-i şer'iyede mahfuz muhasebe mucibince, İki Kapulu Han mütevellisi vekili Rukiye Hanım'ın her ne kadar üç dört bin lef kadar zimmeti gözüküyorsa da, cihet-i tevlit olarak bahusus şer'iye mütevelli Emin Beg'e mahsus, şehri, kırkar lef mah-be-mah mahsub idilerek ifa-yı deyn etmek suretiyle Emin Beg tebriye-i zimmet idebilir. Fakat bugünden itibaren umur-u tevlitin ruyetine Emin Beg'in evladdan Şevki Beg'i vekil-i mutlak, mahud İmam Efendi'yi ve birkaç hempasını nazar-ı tayin itmesi meşrutdur." Bakınız ey kariler! Hile-i şer'iye yolunda degil mi? Mütevellilerin veya vekillerin şerait-i vakfa riayet edip itmediklerini teftişe ve muhasebe-i seneviyesini taleb itmege bizzat