HEP DEDİKLERİMİZ ÇIKIYOR Yirmi günü, bir ayı geçiyor ki Sofya gazetelerinin lisanı Bulgaristan'la Hükümet-i Seniyye arasında muharebeye başlayacağını değil, ateş başladığını ilana kadar varıyordu. Bir hakayık ruzmerre-i siyasiyeye, bir de revş-i hale yani bir Türkiye'nin bir de Bulgaristan'ın gidişine bakdıkca insanın bu laflara inanmak değil, inananlara hayret edeceği geliyor derdik. Hal-i hazırda yani şu vaziyetde Bulgaristan'ın da Türkiye'nin de muharebeye kıyamı baid-el ihtimaldir demiştik. Ogün bugündür türlü türlü dedikodular oldu. Vakı'a Bulgaristan rediflerini toplamağa başlar başlamaz, hükümet-i seniyye de derhal tedarikat-ı harbiyeye müsara'at etti. Toplar, tüfenkler, bataryalar Bulgaristan hududuna yığılmağa başladı. Fakat bunların hepsi boş bir gürültü olduğunu zann ve tahmin eylemiştir. Hükümet-i seniyyenin bu tedarikatı Bulgaristan'ın manevra bahanesiyle birdendire tecavüze kıyamından havfe mebni idi. Bu havfe tedarikate ise Filibe ve saire mitingleri ve bu mitinglerde "Türkiye'ye ilan-ı harb etmeğe hükümeti icbar etmeliyiz, Edirne'ye girivermeliyiz" gibi bazı Gospodinlerin hararetli sözleriyle bunların akibinde Bulgar ordusu rediflerinin de manevraya çağırılması sebeb oldu. Şimdi her iki tarafda lazımgelen hazırlığı görmüş bir halde bulunuyor. Halbuki her iki hükümetin muamelat-ı resmiyesi de aynı zamanda o kadar dostane bir suret kesb etti; nim-i resmi, mevsug-ul kelam Sofya gazetelerinin de lisanı değişiverdi ki ortalık süd limanlıktır. Bakınız Sofya'da münteşir Avrupa efkar-ı umumiyesi önünde daima Bulgaristan'ın hissiyat-ı mevcude ve vaziyet-i siyasiyesini göstermeğe müekkil bir gazetenin İstanbul muhabiri ne yazıyor: [Türkiye ve Bulgaristan münasebatının hakikatini anlayabilmek içün bazı matbuatın velvelesi gibi değil, selamet-i fikir ve muhakeme ile biraz düşünmek kafidir. Maryanbad'da İngiltere kralıyla prens hazretlerine taraf-ı sultaniyeden gönderilen bir vezirin te'minatı ve prens hazretlerinin meyl-ü müsalemetcuyanesi üzerine el-yevm Türkiye ve Bulgaristan münasebatının cidden bir hüsn-ü suret kesb eyledğinin beyan ve temhid edebilirm. Bab-ı Alinin Bulgaristan hakkındaki sui zannı mündefi' olmuştur. Bazı ajanların -bu ajanlardan muhabirin muradı saltanat-ı seniyye komiserliği olsa gerek- Bulgaristan'ın niyet ve efkarı hakkında vermiş oldukları bedhahane raporlar üzerine Bab-ı Alinin telaş göstermesi tabiidir. Bulgarların kadim, tarihi bir düşmanı olan Rumların da aynı zamanda tezverat ve ifsadatda devamı ise bu telaş ve tedarikleri takviyet verdi. Binaenaleyh Bulgaristanla Türkiye münasebat-ı dostanesinin te'min ve te'yidi içün zaman-ı müsaid hulul eylemiş olduğunu Bab-ı Ali müteneffianı bile i'tiraf ediyorlar...] İşte hep dediğimiz çıkıyor. O evvelki gü-