VAZİFE-İ ÜBÜVVET "Ahenk" gazetesinden muktebes iş bu makaleyi ihtiyacat-ı ictima'iyemize göre cidden şayan-ı dikkat ve mutala'a bulduk: ************* Hayat ailenin, vazaifi übüvvetin ma'nay-ı insaniyesini hakkıyla anlayan; izdivacın ve onun netayic-i tabi'iyesinin tevlid eylediği mükellefiyetlerin ehliyet-i edasına sahib ve malik olan her pederin ehass-ı amalı şübhesiz evladının tahsil ve terbiyesi, te'min-i atisidir. Bugün kademnihade-i alim olan ilk yavrusunu bin türlü takayyüd-ü şefkatle ilk def'a olarak derağuş eden ve vazife şinas bir peder, gözlerinden taşan hissiyat-ı meserretin ilk mevce-i tuğyanı geçdikden sonra hayatında, bütün müddet-i ömrünce mefkuresinin nazım-ı fa'aliyeti olmağa başlayan yeni bir unsurun vücuda geldiğini hiss eder ki o unsur işte bu mevluddür. Onun içündür ki übüvvet mebnay-ı insaniyettir. Beşeriyetin her türlü revabıtının ukde-i esasiyesi ondadır. Ehliyet-i übüvvete her zevc malik olsa; babalığın ehemmiyet-i ictima'iyesi her şahıs tarafından takdir edilse; onun tevlid eylediği vezaif tamamıyla ifa edilmiş olsaydı bugün dünyanın her noktasında meşhud olan sefalet sahalarından heman eser kalmaz. İnsaniyet başka bir çehre-i ibtisam ile manzur olurdu. Fakat ne çare ki efrad-ı beşeriyenin kısm-ı küllisi içinde bulundukları şerait-i hayatiye sebebiyle gelişigüzel bir hayat-ı aile geçirdiklerinden bu neticeye vusul henüz müyesser olamamıştır. Şu kadar ki bu hususda edilecek her gayret, übüvvetin her nazarda günden güne kesb etmeğe başlayacağı ma'na ve ehemmiyet-i maksada vusul içün bir hatve atmak demek olduğu içün her pederin ala kader-il istita'a ifa-yı vazifeye çalışması da yavaş yavaş insaniyeti terakkiyat-ı matlubeye isal edecekdir. Evladın te'min-i atisi ona yalnız bir servet-i maddiye, bir şöhret-i aile terk etmekle mümkün olmaz. Vakı'a muvaffakiyat-ı hayatiyeti bir servet ve şöhret-i mevrusenin dahl-ı küllisi vardır; fakat bu tesir, varisin hüsn-ü idaresiyle meşrut ve ona muallakdır. Serveti, şöhreti hüsn-ü idare, şübhesiz hüsn-ü tahsil ve terbiye ile mümkün olur. Bir çocuk terbiyesiz, tahsilsiz olunca irsen ne kadar servete konsa akıbeti hayırlı olamaz. Ba'zı çapkın mirasyediler şu ifadatımızın derece-i sıhhayini göstermekdedir. Demek isteriz ki bir peder yalnız cem-ı emval etmekle evladına karşı olan vezaifini ifa ve ikmal etmiş olmaz. Cem-ı emval ahzar ve tezyid-i vesait demekdir. O vesaitin te'min edeceği netayicden en mühimi evladın tahsil ve terbiyesidir. Bir peder mahsul-u hayatına mükemmel bir terbiye verdikden, onu hayata, maişete hazırladıkdan sonra hiç bir servet-i maddiye miras bırakmasa bile vezaifini ifa etmiş sayılır. Onun şu hareketi müstekakk-ı tenkid değil, şayan-ı takdirdir. Aks-i mesele tasver, yani evladını bir gınay-ı maddi içinde bırakdığı halde her türlü servet-i tahsil ve terbiyeden mahrum olarak