satarak kendi kesb ü ticaretiyle geçinir imiş. Geçen hafta dükkanında oturup dururken tütün kolculuğu eden bir Bulgar gelir, kılıcını çeker "Sen Sultan'ın işpiyonusun" diye dükkana hücum eder ve etrafındaki Bulgar ahalisine de imdad diye bağırır. Ahalinin dahi hiç münasebet ve ma'na almaz bir şeyden dolayı dükkanına hücum ettiğini gören fakir arnavud dükkanın arka kapısından hükumete koşar. Hükumetten terfik edilen jandarmalarla beraber dükkanına döner. Bakar ki dükkan yağma edilmiş. Naçalnike şikayet ettiğinde ahaliye karşı hiçbir şey yapılamayacağı cevabını alır. Bunun üzerine zavallı adam aç sefil Filibe'ye gelir. Bu gibi edepsizliklerle Bulgar milletinin namus terakkıyatını ('telakkıyatını' olabilir), kanununu, haysiyetini lekelemek isteyen vagabont güruhunun an-karib mehakim-i adliyede müstehak oldukları cezalarla te'dib edileceklerini ümit ve merci'inin nazar-ı dikkatini celb eyleriz. ___________ TELGRAF HAVADİSİ SON HABERLER 7 Ağustos, istanbul'dan: Zat-ı Şahanenin hastalığı hakkında dün bugün hiçbir şayi'a yokdur. & Mabeyn erkanı arasında anlaşılmaz bir ihtilaf-ı hafi ve tedarikat var. & Vükela içinde Tophane müşiri Zeki Paşa ile bazı mabeyn erkanından başka veliy-yi 'ahd-ı saltanat Mehmed Reşad Efendi'ye tarafdar olmayan yok imiş. & Osmanlı Bulgar hududu müfettişi erkan-ı harb Hamdi Paşa Skub'den (Üsküp'ten) hududa müteveccihen 'azimet etmiştir. & Vilayetlerden makam-ı sadaret-'uzmaya gelen bazı muharrarat, Zat-ı Şahanenin hastalığı hakkında ahali arasında epeyce kil ü kali mucib olduğunu müeyyed imiş. & Geçen pazar günü İstanbul'da Rum kiliselerinde icra edilen ayinden sonra patrikin hararetli nutuklarından galeyana gelen Rumlar Bulgar kiliselerine hücum etmek istemişlerse de hükumet der-'akab mümana'at eylemiştir. & Bulgar hükumeti tarafından taht-ı tevkife alınan Rum metropolidinin tahliye-i sebili hakkında teşebbüsatta bulunulması içün Rum patriki evvelki gün yine Bab-ı Aliye müraca'at etmiştir. ---oOo--- MEKTUB-U MAHSUS İstanbul'dan: Yirmi günden beri İstanbul'un hali başka bir renk aldı. Herkeste hükumete karşı eski havf ve endişe pek kalmadı. Bu da Hünkar'ın hayatından ümit kesilmiş yani hükumetin tebeddülü yakınlaşmış olduğundan başka bir sebebe haml edilemez. Fatih'te talebe-i 'ulumun dersten sonra sıra (?) kahvelere toplu olarak oturmamaları içün Zabtiye Nezareti şiddetli emirler vermişse de softalar pek aldırmayorlar. Gerek sıra (?) kahveler ve gerek mahalle kahveleri yatsu vakti heman kapatılıyor. Zat-ı Şahanenin hastalığı hakkında cami'lerde du'a edilmesini mabeyn men' ettirdiyse de bazı ufak tefek nümayişler, mesela tekyelerde devr-i hatimler yapılmak, kurbanlar kesilmek gibi şeyler eksik olmadı. Halbuki diğer yandan "Padişah hasta imiş" lafını ağza alan bab-ı zabtiyede soluğu alıyor. Hünkar'ın gelecek selamlığa çıkub çıkamayacağı bilinemez. Geçen cum'a bin bela cami'e götürülünceye kadar fevka'l-'ade örselendi. Hatta cami'de baygınlık geliyordu. Mabeyn erkanında görülen telaş herkeste merak uyandırıyordu.