İSTANBUL HEYECANDA Sultan Hamid'in hastalığı dünyayı meraka düşürdüğü gibi İstanbul halkını da heyecanda bırakdı. Son telgraflar ve haberler kat'ıyyen te'min ediyor ki Sultan Hamid halet-i nez'ıddedir. Belki daha birkaç gün yaşayabilir. Fakat fennin, tıbbın gösterdiği hakikatlere nazaran ve yaşamak kesb-i ifakat etmek değil, ancak halet-i nez'i temdid demekdir. Yani ölüm döşeğinde olarak inlemek ızdırabat ve evca' ile birkaç gün daha pençeleşmek demekdir. Mevsuk ve hususi mektubların bazılarında öğrendik ki Sultan Hamid halet-i nez'ıdde olduğunu kendisi de artık hiss etmiş ve hattaevvelki ahşam gece yarısı Üsküdar'dan araba vapuruyla Yusuf İzzeddin Efendiyi ve müahhıran asıl veliahd-ı saltanat olan Reşad Efendiyi yanına çağırmıştır. Bir saat kadar her ikisiyle de konuştukdan sonra bazı vesayadda bulunmuştur. Kendisi bu görüşme esnalarında 41-42 derece hararet, ateşler içinde imiş. Birkaç gün evvel birliğinden celb idilen tabib-i şehir "Bergaman" idrarında mevcud zehrin deverana, yani kana karışmış olduğunu ve ümit-i hayat kalmadığını verdiği son raporda bildirmiştir. Süferayı mu'azzama hergün mabeyndene birer memur göndererek Sultanın sıhhatini sorduruyorlarsa da gelen memurları başkatib Tahsin Paşa karşılayub "Efendimiz gün günden iyücedir" gibi mübhem cevablarla savıyor. Çıkmadık canda ümit vardır dirler. Cenabı Allah ne takdir etmişse o olacak.Şimdi kimse ne ölecek ve ne de ölmeyecek diyemez.Ancak şu var ki zamana, revş-i hale, fenne, etıbbanın raporlarına bakılınca zat-ı şahanenin hayatından ümit yokdur. Dimek olur ki er-geç nasıl olsa İstanbul'da bir tebeddül-ü saltanat, bir inkılab me'muldur ki şayan-ı mülahaza ve endişe olan cihetde zaten budur. ***** Sultan Hamid'in vefatından sonra veliahd-ı saltanat Reşad Efendi Hazretlerinin mefluc yani ma'lul bulunduğu bahanesiyle Yusuf İzzeddin Efendinin veya Sultan Hamid'in küçük oğlu Burhaneddin Efendinin tahta icrası me'mul bulunuyor gibi sözler de şu telgraf havadisleri arasında deveran idiyor. Bu rivayetleri pek esassız add idemeyiz.Ağleb-i ihtimalatdandır ki [..] ve vükelay-ı hazıra arasında işgal ettikleri bugünkü re's-i hükümeti gaib itmemek tamaıyle bazı kimseler böyle bir takım desiseler çevermek istesün ve hattabunda düveli mu'azzama sefaretlerinden birinin parmağı da dönsün! Bu ihtimal na-me'mul bir şey değildir. Fakat böyle bir ihtilafın vukuunu meazellah te'ala istiklal-i Osmaniye içün pek vahim görürüz.Çünkü İstanbul'da büyük iğtişaşın hudusü o anda mutlaka melhuzdur.Böyle bir iğtişaş ise Osmanlı istiklali [-sayfa bitti-]