r.' TÇT — — (SAHİFE 6) Paris geceleri — Affınızı rica ederim azizim Görüyorsunuz ki bulunduğumuz yer ne kadar darmadağınıktır. d Bunu bana söyl Bay. m hur Macar orkestra şefi Madam Gizi Roykonun koc. dı. Gizi Royko, dört senedenberi A- merikada, Avrupada iş yapan caz or. kestralarından birinin en kuvvetli şe- fiydi. Rengi koyu esmor, yaşı pek genç olan bu Macar dilberi Fransızer ko- nuşmasını bilmiyordu. O, benim bir gazeta nâmına ken- disini ziyaret ettiğimi anlar anlamaz derhal sigara kutusundan bir sigara aldı ve sigarayı bana uzatırken gül- dü. şinda görmek ve onu bilhassa bu h va içinde dinlemek çok güzeldi. Bi raz sonra genç şef, arkadaşlariyle birlikte muzik salonuna indi. Orkestrayı teşkil edenlerden yal. nız birisi müstesna olmak üzere di Berleri kadındı. Salon, baştan nihayete kâdâr, dö- lu idi, Herkes Gizi Roykoya bakıyoar" onun Macar aşkını, Macar ruhünü, hummalı bir surette terennüm eden kemanını iştiyakla dinliyordu. Bazan şefin coşkunluğu hâd bir devreyi de buluyordu. O zaman Gizi Roykonun orkest- rasiyle birlikte, salonda bulunan din- leyiciler de şark; söylemeğe ve tem- po tutmağa başlıyorlardı. Sekiz güzel kadının gözü şefe di- kiliyor ve onun kemanı ile diğer âlet. ler tek bir vücud halindo salona hâ- kim oluyordu. Gizi Royko, kocasının tereüman- lığiyle kendi fikirlerin! şöylece izah etti: — Amerika ve Avrupa seyahat- lerimde en çok beni asabileştiren hâ- dise, yanımda çalışan daşlarımın — evlenmel yok ki bu, haddizatinda hayırlı bir şeydir. Lâkin, yıllardanberi biza alış. miş ve beraberce provalar yapmış olan bir bayanın yanımızdan ansızın ayrılıvermesi, gurubumuüzü yabancı merkezlerde çok müşkil vaziyetlere sokuyor. Meselü, son zamanlarda ev- lenen yanımdaki arkadaşlarımdan bi risine kocası bir kaç ay di. Bundan o kadar memnun oldum ki... Paris, muhakkak ki çok güzel bir yerdir. Parislilerin bize göster- dikleri hüsnü kabülden dolayı onlara nasıl teşekkür edeceğimizi bilemiyo. ruz. Biz her pazartesi günü, 37 radyo Hle muzik konserlerimizi düny: riyorüz. Gazetenizin kari fen bundan haberdar etmenizi siz- den rica edeceğim. Çünkü salona kadar gelerek bizi dinleyemiyen okuyucularınız, hiç ol- mazsa makinelerinin başında parça- dartmızı dinlemek imkânını bulurlar. Gizi Royko, bir aralık salondan ayrıldı. Sonra beni kapıdan çağıra- rak küçük bir odaya götürdü. Macar artisti, bu sicak ve sami- mi hava içinde küçük bir karyolaya koştu. Şimdi onun elinde bir bebek vardı. Sevimli orkestra şefi yavrd- sunu bana uzatirken, 4 H — Oğlum! AŞ Diye hafifçe mırıldandı. Çocuk uyanmıştı. Küçük elleriy- , Te annesinin saçlarını çekmek istiyen  izin ver- Meşhur $ Gizi Roykoyu, orkestrasının ba-| , fon, çalmal: mıştı, Bu nefis ninniyi söyliyen bizzat| anne, yani Gizi Raykoydu Yalnız Ma Parisli kadın güzellerin de kestranın reisi Sesil Soladır. Sesil Solayı on üç güzel ark yanında bulunca kendi dum: ngi — Sizin orkestra da hep bayan rdân ibarettir değil mi? a ile evet! i Royko orkestrasında da | böyle bir istisna var!, — Caz davulunu ve caz zillerin” kadının idare etmesi yor. Bu sebeble kadın | ninr r uyumiya ba: *kadın orkestra şeflerile bir arada Güzel bir kadın, cazband davulunu ve zilini bandoda nası! çalar ? bebek, Macar rinden biriy ül eden « Bu or- |gi üzel olmu dolar, hiç olmazsa bir tek erkeği kendi arala- rına almak mecburiyetinde kalıyor. ar. Sesil Sola, vaktiyle yalnız piya- noya refakat eden, gerek nefesi, ge- rek tel ületlerinden hiç biris; çalmı- yan kadın arkadaşlarını unutmuyordu. 4 pek yeni herhalde Çünkü kadınların keman, saksa- iyolonsel, klârnet ve konterbas ir. Güzel bir kadının klârnet çalma- sı, bugün bile hoş görülmiyecek bir manzaradır. Maamafih Sesil Solanın sunda çalışan Bay Aladaz, öyle bir yere yerleştirilmiştir ki Ba- ereAR » Harpten değil, har- bando- sahnede bın mes'uliyetin- den korku —Baştarafı 3 ncü Sahifede— Almanyaya Danzig ve Koridor ve- rilmiş olsa, cihan sulhu yirmi baş se- . 1914 ten 1939 a kadar olan müddet zaten yirmi beş Demek ki bu müddet geçti- ğine göre, Almanya yeni bir hudüd- da değilse de uzaklarda yeni bir is- tekte bulunabilir. Bu istek belki de| sömürgeler, belki de daha geniş bir| orta Avrupa hegemonyasıdır. Fakat şimdi tutulan usul başka- kalemi, ne dır: Hem istediğini koparabilmek, | hem de harbin mesuliyetini üzeria-| den atmak. Vakıa bugün harbin me-| suliyetini başkalarına yükliyebil için elde bir çok vasıta vardır: Gö- ringin gazeteleri, Göbelsin gazetele- ri ve propagandası | Fakat asıl büyi tehlike tarihin karşısına temiz çık- maktadır. İnsanların hayatı kısa, mil letlerin ve tarihin hayatı ise ebedidir. Şimdi ne olacak? Bunu kestir- mek zor değildir. Fakat insanın ne evelden keşfedilmiş de olsa bir facia hakkında hüküm yürütmeğe yaklaşamıyor. Vaziyet şu: Dün akşam İngiliz Daladiyenin insani ——— kategorik bir şekilde reddeden nas-| diyorlar, fakat bu tarafta 85 milyon yonal sosyalizm politikasıdır. Gebe| Alman ıstırap içinde kıvranmakta- İlseer cı dozlariyle gıda v di milletine bile acımam tan sonra bu teklife razı olur mu? İki milyon Alman bırakılamaz'nın be: kabinesi tarafından, Berlin büyük elçisi Nevil Henderson vasıtasiyle Berline son bir imkân daha verildi. teşebbüsi d Jarın arasında onun mevcudiyeti. e şahid olmak çok Güzel orkestra gülsünüz? — Altı senedenberi! ; eğleni sihayet — bugünkü gelirdik. siz mi matmazel? - Evet, orkestramla İsviçrede, İspanyada, İtalyada, Belçikada uzun bir müddet seyahat ettim. Biz, Ha tide sinema bile çevirdik. Bütün en- re arifmen böyle bir heyete ma- lik olduğumdan dolayı memnunum, Çünkü Fransada ilk defa olarak çi- gan orkestrası arkadaşlarımla ben ettim, Kendimizi Parise ve mu- hite tamıtıncaya kadar epiy zahmet E çektik. Buzün vaziyetimizden mem- nunuz, Sesil Sola nıdığı bir mu ledi; — Bu kadın büyük bir san'atkâr. güçlüklerle . için Parisin çok iyi ta- dele bu çıkmazlar önünde Sesil Sola mu zaffer ) şef, benimle mükâlemesi. itirir bitirmez sahneye çıktı. Ora- da kendisini bekliyen on üç kiz, Sesil Solaya yer verdiler. Muzik, şefin yerine geçmesini müteakip derhal ve bütün kuvvetiy- le salonu çınlattı. C.K. Nazarı Dikkate Mevsimin en yenilik- lerini bayan kumaş- larının erkek kumaş- larının en eyisini Ibrahim Karakaş tan alınız. Odun pazarı No 12 « |eiler gruplarından n bana şunü söy- |* ri 1 EYLÜL 1989 CUM.. En büyük muharebeler Akdenizde beklenebilir Italyan do anma ve ordusu, harp başlayınca Mısır'ı |zapt ile Süveyşi kapamağa ve garptan da Cebelüt- tarık'ı ele geçirmeğe çalışacak, fakat.. maları karşısın d_a m:ıhvolaca_ktır , n İngiliz, Fransız donanı İki gruba ayrılan, bir taraftan în-' yE ere, Fransa, Lehistan, ve — diğer devletler'n bulunduğu ve demokrat- lar gurubua ile, diğer taraftan Alman. İya ve italyanm bulunduğu milver -| hangi tarafın harp kabiliyeti ve aakerl k bakımın- dan kuvvetli olduğunu anlayabilmek için göyle bir tahlil yapmak Kâfidi İngilterenin den'z kuvvetini ölçe- (| bilmek için 10 nisbet adedini ortaya R ; acak olursak bü kabiliyet nisl vi Fransada 4, italyada 3, Alman- | yada 1.5 olarak görürüz, Bu rakam- | 'ar bize, ötarter devletler karşısın- |( da, donanma kuvvetleri itibariyle de «t cephenin üstünlüğünü gö- yalnız tahtelbahirler bakım aliterler daha kuvvetlidir. Fakat, bunu bir nisbet olarak ka- bul edemeyiz. Çünkü, tahtelbah.r - ” * * * e ettirki, başkalarımın: yeniğkceği; & İele n den korunmak vasıtaları demokrat- |Ş isrda totaliterlerden çok - fazladır. Her ne kadar, totaliterlerin tahtel - bahir adedi 175, demokratların 160 ise de, hummalı faaliyetle 25 tahtel- bahiri gemi tezgâhlarında imal et- mekte olan ingilizler çok yakın bir Âtide tahtelbahir itibariyle de otori- terleri geçeceklerdir. Totaliterler, kendilerini havacılık bakımandan kuvvetli addettiriyorlar. Fakat, bir kaç ay sonra her ay biner. tayyare imaline başlıyacak olan in- b aenayll faallgeli harr şisıtıda bu iddia da çok su götürebi- İngiliz tayyarecileri bir manevrada... yanların dağınık olan ve Libyadaki| olamaz. Diğer taraftan Mısır Sudüe 90.000 on iki adadaki 40.000 şarki Hihda da Mısır askerleri vardır. Afrikadaki 60 bin askerin Anavatan j la olan muvasalâsı ani olarak inkitaa| Hindistandan gelecek yardım: uğrayacaktır, Bu takdirde bu ordu -, — Kizildeniz havzasma — getirilecek Tar açlığa mahküm olacaktır. olan Hindistan askerlerini ingilizler Tayyarelerle sevkiyat: çok süratle nakledebileceklerdir. Ba Totaliter devletler bloku harp|Nâ mukabil, Habeşistandan asker tayyarelerine güveniyor. Anavatan-|Naklı italyanlar için gay ası aeah vadüdas s0p CZI UmK> V AKMUE ŞEOLAMLLRA egi dirde tayyare sevkiyatı ile doyura -| Yâre karargühlarından hava kuv « bileceklerini iddia ediyorlar. Halbu-| Yetleri celbederek ve Kızıldenizde» ki, be iddia boştur. Tahtelbahirlerle| Ki tahtelbahirleriyle italyan Hindis» orduları iaşe etmekten daha güç bir|(tanda getirilecek ingilizlerin Adene şey olamaz, Çünkü, totaliterlerin| deki müstahkem mevkileri ve hava tayyaresi varsa demokratların da| üsler Kızıldeniz geçidine hâkim ola» vardır. caktır. Demokratlara gelince denizlere| — Bu itibarla italyanların teşebbils hâkim olan demokrat blokuna dahil| *decokleri tayyare hücumları aka « devletler, pek çok olan ingiliz ve|Mete maruz kalacaktır. Fransız müstemlekelerinden insan ve| — İtalyanlar Yemendeki Arap'aşi- sahire celbedebilecekler ve bitara£|Tetlerini daha şimdiden kışkırtmayâ kalacak devletlerden de silâ ala-| Calışıyorlarsa da bunda da yarı yök bileceklerdir. da kalmaktadırlar. Totaliter devletler ise, daha harp başlar başlamaz, ticaret gemilerini yalnız Avrupa sahillerinin blr kıs - mında sefer ettirebilecek ve iaşe iti- bariyle Avrupa dahiline münhasır kalacaklardır. Öyle zannedilebilir ki, totaliter devletler ingiliz ve Fransız donan - malariyle karşılaşmayarak, kara or- duları vasıtasiyle karşı cephenin de- niz üslerini dahilden ve karadan iş- gal ederek ele geçirmek teşetbbüsü- ne girişeceklerdir. Böyle olduğu tak- dirde en büyük muharebeler Akde- nizde olacaktır. Akdeniz muharebeleri: Almanya ile italya devletleri ken- di piânlariyle üç maksat takip ede - ceklerdir. Birinci: İlk evvel Mısırı iztilâ ede- rtek Akdeniz geçitlerinden birini ele, geçirmek ve bu suretle Akdenizi kon trol etmek. İkinci: Cebelüttarık ve Tancayı garp mahrecini kontrol edebilmek. Üçüncü : Sovyet Rusya ile Karade- nize yegüne yol olan ve Karadeniz- den Akdeniz harp sahnesinin yegâ- ne çıkış yeri olan Çanakkale boğa- zını zaptetmek. Misirin vaziyeti: Libyadaki italyan askerleri adet itibariyle ingiliz ve Mısır müdafaa ordusundan daha fazladır. Fakat, lya bir tecavüze kalkışacak olur- sa çok bozuk yollardan ve geçilmi - yecek derecede kötü sahralardan aş. mak mecburiyetindedir. İtalyanlar Mıiısıra ayni zamanda cenuptan da Umumiyet itibariyle donanmala- rmımn çarpışma kabiliyeti ve modern sistemle mücehhez oluşu bakımın - dan üstünlük Almanya ile ingiltere- değir. Fransa donanması ise italya donan masından daha kabiliyetli ve daba Üstündür. Binaenaleyh, ingiliz ve Fransız donanmaları, ayrı ayrı ola - rak Akdenizin şark ve garp sahille- rini kontrolları altına alabilirler. Manevra yapabilmek bakımından da ingiliz donanmasının ihtiyat kuv- vetini teşkil eden Anavatan filosu na zarı itibare alınmaksızın, diğer kuv- vetleri Alman donanmasına faiktir. Yalnız bir hakikat vardır ki, o da, Alman ve italyan tahtelbahirleri is-| panya deniz üzlerinden istifade ede- rek ingilterenin ticaret filosunu teh- dit edebilir. Bü tahtelbahirler, ingil- terenin deniz ticaret yollarımı torpl leri ile şaşırtabilir, Fakat, ingilizler bir harp halinde ticaret gemilerini harp”gemileri himayesinde sefere çıkaracaklardır. Almanlar, buna mani olmak içl gayet süratli hafif harp gemileri mal etmişlerdir. Bu gemiler, en mo - dern ve mükemmel bir ingiliz ve Fransız kruvazörünü imha ettikten ronra mükemmel bir surette gizlene- bilirler. İngilizler ise, Almanların bu sü - ratli gemilerine karşı üç harp gemi- Bi inşa etmişlerdir. (Düngrek) sisteminde olan bu üç gemi tipinde Fransızlar da iki gemi inşa ettiler, Bu gemiler — sayesinde Almanların süratli ve hafif gemiler nin faaliyetine mani olmak mümkün olacaktır. İtalyanın vaziyeti: İngiliz ve Fransız donanmaları Akdenizi abloka altma aldıkları tak dirde italyan donanmasının vaziyeti çok müşkülleşecektir. Malüim olduğu |üzere italyada, kömür, demir, neft ve diğer en Jüzumlu maddeler yok- tur. Rekoltenin en iyi olduğu senelerde Cebelüttarık boğazı: İspanyol ordusu Alman ve ftalyan tayyarelerinin yardımiyle Cebelüt - tarık boğazını muhtemel olarak zor- lamak istiyecektir. Fakat, Cebelüttarıka — ingilizlerin yerleştirdiği toplar ve inşa ettikleri yeraltı istihkâmları katiyen zaptedi- lemiyecek derecede muhkemdir. Bu- rada ingiliz tarafından hava üsleri meydana getirilecek olursa düşmâ” nn tayyare hücumları neticesiz kâ lacaktır. 4 İspanyol karşısında ise, totali! devletler ehemmiyetli miktarda as> ker tahşid etmiş bulunuyorlar. Bü askerler çok zorluğa maruz kalma- dan Tancayı zaptedebilirler, Sent$ limanı esasen halihazırda onların ©- karşı cephesindedir. | Fakat, buradaki kuvvetlerin Fraf- sızların Fransız Fasından yapacağ! hücumlara dayanamıyacakalrı mu” hakkaktır. Şurasa var ki, totali devletlerin buradaki kuyvetleri TW nusun müdafaasındaki istihdam lecek kuvvetlerden bir kısmını ( edebilmeğe yarayacaktır. Maimâ fih, Fransız askerleri, italyanlarıf Mısıra yapacakları hücumlarda ital- yan ordusunun harekâtını işgal ede” bilecektir. Libyadaki italyan ordularının DİF kısmı Fransızlarla uğraşmak mecbir riyetinde kalacaktır. t Cebelüttarık müdafaas için 87 kadınlara, süt cocuklarına bile «eza-|dır. Ve bir harp çıkarsa kaç milyon 5* yani ken-| Alman ve kaç milyon insan toprakla haşladık.| bir olacaktır. Ve Almanya hi> kuvvet doğar!» © huktı- M.F.F. «neş> a mokrt devletler Portekisin üslerii ” den İstifade edecektir. Bu Üsler 'î yesinde totaliterlerin fayyare hi cumlarına ingilizler karpı kı bile italyadaki istihsalât ahalinin| hücum edeceklerdir. ingesine kâfi gelmemektedir. Bunun|. Habeş'stan ve Eritriyadi orduları- İtsindir ki, abloka keyfiyeti italyayı|mı italyanlar Mısır üzerine saldıra - 'çbk zorluk!ar icine koyacaktır. Bun.|caklardır. Maamafih, Habeşistan top İdan maada, bir harp vukuunda ital-İrakları italyanlara emniyetli bir U Jindedir. Senta Cebelüttarıkın —tami — a M