(SAHİFE 6) Hün süvarisini onların emri altında görmeğe tahammül cdemııordu Bil. hassa Romanın siyaseti n j Hün kardeşlerinin biribırilerini boğazla- maları , Attilâyı, daha ziyade » dırmaktaydı. Hünlerin kuvvetli, azim kâr bir hükümdara muhtaç olduğu - mu biliyordu. Bu da o olabilirdi. Attilâ Romayı pek iyi öğrenm Romalılar ise bu genç prens ile e lenmeği bir zevk edinmişlerdi, Amcasmmın yanına döndüğü zaman yordu, Yalnız Asyaya avlanmak ü - zere ayrılmış ve gitmişti Bu sırada amcası, Oktarın bir içki âleminde öldürtüldüğü haberini i - gt Diğer taraftan Roma, kral Rua - nn iİdaresi altındaki bazı kabilele de ona isyan ettirmişti, Bunlar Tuna- h kabileler yani (Tonoru, İtivar) Tar- . İşyan çabuk bastırilmişti. Asiler üzerinde ise Poma paraları çıkıyor- du. Hün Türkleri, oraya geldikleri za- man intikam ahdini unutmuşlar, sa- fiyetleriyle aldanmışlar, Romayı belâ lardan kurtarmışlar, Romalılar da onlara borçlu bulundukları gükranı bu suretle eda etmişlerdi. Yani Ok - tarı öldürmüşler, Ru: ya karşı is- yan çıkarmışlardı. Hünleri orduları- na almakla artık Hün krallarının nü- fuz ve idaresi kalmadığını zannetmiş lerdi. Garbi Roma imparatoru Valanti - gene onun İşlerine müdahâle etmi -| ÇANADOLU; a Tdnhte. İta yan En(nkaları Ve fi * * * Dendi, İmparator ancak kızkardeşi v: tasiyle bunun önüne geçmek ist du. Güzel hemşi tilâya göndermekle onu dıracağını zannetmişti. krar kan. 2,590 kapı, tar, 6,310 Bu suale cevap vermek için Avru- pa ve Amerika belediye dairele - 1 göndere - raporları lâz in eekleri okumak dır. Maamafih, mevsuk en yen buna tamamiyle kaniy Nihayet Rua da ölmüş Attilâ im - parator olmuştu. Hünleri kısa — bir zaman zarfında idaresi a aldı. ela alması Romayı korku ve dehşet içinde bırakmıştı. Garbi ve şar ma her ikisi de faaliyet — içind Hünlerin kralmı kandırmak ve aldat- mak için heyetlre biribirini takip ile Attilânin yanma geliyorlardı. Attilâ bütün azamet ve ihtişamiyle bu heyetlere, Türklerle Romalılar arasındaki hesabın çok büyük oldu- ğunu söylüyor, bunu yapmadan hiç - bir işe girişmenin imkân dahilinde bulunmadığını anlatıyordu. Gelen heyetler bu muazzam Türk hakamı tarafından kovulmaktan baş- ka bir iltifat göremiyorlardı. Türklerin, haince ve alçakça öldü - rülen hakanların intikamını toptan alacaktı. 700.000 kişilik büyük — ordusunu harekete getirdi. Bu ordu dağı, taş devirrir gibi Romaya gi: rdu, Ro- maya Attilânın kumandası altında yürüyen yalnız Hünler değildi. Onun hilekârlığından bıkmış, Ü- sanmış, yüzbinelrce insan kanı dök- müş, Cermenler, Islavlar da Hün ha kanının emir ve idaresi altında, hain Romayı tedip için yola koyı dı. Sibiryanın sarı saçlı, Türk dilberleri, atlarını koşturta gidiyorlardı. Attilâ Rene gelmşiti. Kendisine hiç kimse mukavemet etmiyordu. Aksine olarak Romalıların emir ve idaresi altında bulunanlar, Romanın entri. kalariyle, hileleriyle içleri yananlar, Attilâyı kollarını açarak, küucaklıya. rak karşılıyorlardı. Burgotlar, Tu- renjiyenler, Hünleri bir rehakâr ola- rak İstikbal etmişlerdi. Fravtlar, Ro- ma taraftarı kralalrını öldürmüşler, sevinçle Attilânın maiyetine girmiş - lerdi, Roma hile ve melânetinin cezasını çekmek üzereydi. Roma ordusu, har- bi kabul etmeden, her hainin yaptığı gibi kaçmağı daha büyük bir şeref telâkki ediyordu. Bu yüzden ordu kiçbir manie tesadüf etmeksizin yü- yüyordu. Romaya dayandı. İmparator Valantiniyen Attilâyı durduracak çareler araştırıyordu. “Bütün nazırlarını, sarayın ileri ge- ı_uı-in! yanma çağırdı. V— — Attilüyı pıny!ı durduramaz ıııyıı'l « . koşturta Attilânın bütün kuüvvetiyle idareyi| yapılan ipeklerin, aldatılan | tas rapor - eden ni lümata güvener ek- ©| kazanan ma - derh ) — Dünyanın en büyük t nası operadır. — Hangi opera? Nevyork-opera-| & mı? Londra operası mi? Berlin o- perasi mi? Bunların hiç birisi deği Dünyanın en muaz: nası , Paris operasıdır. t'yatro bi- Paris operası 15.000 metre mü- rabbat: üzerine kurulmuş ihadır. Opera, de uslübu cesim bir nisbetin- amı nok- ara tefev - büyüklüğü vuk etmektedir. Sizinle Hosman ca: ranın arka kapısın lim. Burada ilk defa nazarı dikkat'mi. zi çeken nokta, merdivenlerir, kori- dorların tahminden daha fazla bir sürette çokluğudur. İnsan, merdivenlerin arasında kay- bolacağını düşünüyor ve kuvvetli e lektrik ziyaları altında uzayıp giden yeni yeni basamaklardan korka kor- desindeki içeriş on ka yukarıya çıkmağa çalışıyor, Durmadan ilerliyoruz.. Sağımızda solumuzda irili ufaklı yüzlerce kapı vardır. Sakm bu (yüz) kelimesinden dolayı benim çok hayal ci bir adam olduğumu zannetmeyiniz Rozmi istatist klere nazaran, ope- rada tam 2,531 aded kapı vardır. Ka pıların açılması için 7,590 tane a- nahtar kullanılmaktadır. Hesap meraklısı bazı zatlar, çık - makla tükenilmiyen bu merdivenle - rin basamaklarını da saymışlardır. Operada 6,810 merdiven basamağı vardır. 1,402 metre tulünde olan di- ğer demir mordivenleri hesaba kat- mamak lâzımdır. Paris operasının en üst kubbesine varmak için yirmi sekiz kat aşmak mecburiyetindeyiz. Binanın bodru - muna da, yedi kat inildikten sonra yasıl olmak mümkündür. Yirmi sekiz kat, dile kolay gelen bir sayıdır | a Baş harem-| —— tt tkikkır> Paris Operası 7500 anah- Paris operasının 15,000 metre mu- rabbaı çatıs: vardır gire -| TİLLA ROMA KAPILARINDA Yazan: Rıza Çavdarlı Roma imparatoru, kız kardeşini Atillaya göndermeğe İzarar vermişti . Şimdi ise Roma, birçok nüfuzlu| Prn.. dedi. Öy götür, alsın, bu se Honoryayı erden vazgeç- (1) Hünler arasında bir çok kral-| |lar vardı. Türklerde âdetti. (Sonu yarın) basamak ük bir kıta, ge-| binanın çatılarında nö İmurlardan sonra hasara uğrmyan ça. tanın kontrolü de hakikaten güçtür. 16,000 metre mürabbamdaki bir sahamın mühim bir irtifa dahilinde benzemez, ileride görünen yedi kilomet deki büyük borulara altı yü- ze yakın çeşme konmuştur. Buna bir eok kilometrelik iğer boruyu da i- Tâve etmek şarttır. 10 suy- Pa dolu olan hezineler, her an emre| âmadedir. Asıl Paris deposuna merbut bulu- nan kısım İle hazineler öperanın sahnesi üzerinde bulunmaktadır. Eger sahnede bir yangın çıkarsa, müteharrik olan robineler den oraya seller gibi sular düşeçek- radaki nefis tablolarını bitirdiği za- man tiyatro nöbetçisine şöyle demiş- ti: — Bir yangın çıkıp ta, şu yaptığım eserleri yakarsa onlara ne kadar ya- olur! Üstadı dinliyen nöbetçi kendisine cevab verdi: | | İlar birliği, emektedirler. Büyük yağ -|" tte yer yüzünde yapılan # Meşhur ressam Paul Baudry, öpe- |" g İsan Ali Yücelin, alâka eseri olarak | | Kültür pav'yonu ve resim sergisi * 25 Ağustos 1939 CUMA LTÜRPAVYONU Fuarın en güzel eserlerinden biri de Kültür pavyonudur Kültür pavyonundaki resim sergisi, neşriyat sergisi ve İs“ tanbulun imarına ait köşe büyük alâka görmektedir Doküzüncu İzmir enternasyonal fuartındaki paviyonların en mükem. mellerinden biri de, hiç şüphesiz ki bu sene müzeler aitesinde yer yonudur. Genç ve değerli ültür Bakanımız Hasan Ali Yücel İzmir fuarma kuvvetli bir hediye te- min eden kültür paviyonunun tanzi- mi ile yakından alâkadar olmuş; ma- if büdecsinden büyük fedakârlıkla ayrılan otuz bin liralık tahsisat ile bu eseri İzmire kazandırmıştır. Şef İnönünün heykelleri bu. lTunan mahaldedir. Bir taraflan zira- at müzesi, diğer taraftan da sağlık müzesi binala: selmektedir. İnce bir zevk ve büyük bir itina iş olan kültür pavi- yonunda üç kısım göze çarpmakta- |dır. Biri resdim sorgisi, diğeri neşri- yat sergisi, Üçüncüsü de İstanbulun imar plânı;. WUR sileereklainden CH . Partisinin yürdün ön köşesinde çalıştırdığı on reşsamımızın eserleri ve güzel san'at- müstakbel ressamlar bir- Üği, D. grüupü İle birlik ve gruplar "atkârların tabloları bulun. maktadır. Memleketin birçok köşelerini dola. şarak orijinalitelerimizi — fırçaların- dan tablolara aksettiren san'atkâr- t bü eserlere, ziyaretçileri: e üzerinde durdu nefis, cazip ve mahiranc lolardır. Ebedi Şefimizle Milli Şefimizin portreleri de resim sergisinde yer almıştır. Diğer san'atkârların tabloları da, nefis san'atlara karşı memleketteki genç istidadların iştiyaklarını göster- mekte ve bunlarda birçok imzalar bize büyük ümidler vald etmektedir. Neşriyat sergisi; ileri Türkiyenin kültürel sahadakj hamlelerimi pek güzel anlatabilecek şekilde hazırlan- mıiştır. . 'aeak kadar enmiş tab- Geçenlerde Maarif Şürası toplan. tısından evvel Ankarada açılan neş- iyat sergisi; Maarif Vekilimiz Ha- Fuara gönderilmiş ve kültür paviyo- Jnunda yer almıştır. Ankarada pekçok İrağbet gören bu sergi, (ayni alâkaya mazhar olmuştur. İzmirde de Maarif Vekâleti derleme direktö- rü Selim Nüzhet, neşriyat sergis'nin — Hakkınız var efendim. Zeytin- yağı ile yapılmış resimler, öyle pis bir duman çıkarıyorlar ki... Operanın bodrum katı, bir çok e- lektrik kabloları ve telleri ile dolu- dür. Zeminde gördüğümüz kemerler, binlerce kilo tazyiki çek- mektedirler, Dünyanın bu en güzel ve en mu- azzam binası su içinde yüzmektedir. Evet, öpera binasının altında bir ne- hir akmaktadır. Bu nehrin adı, Gra nd Batliyendir. Masmafih opera bina edilirken o- nun mühim bir kısmı başka mecrala va sevkedilmiş ve yapacağı tahri - Caddelerde arı kovam gibi durma|batın önüne geçilmişti. dan oğuldayan Parisliler, bu irtifa-| dan karınca gibi görünm dirler. Yangin opera için müthiş bir teh -İsu olarak istimal edildi. Ükedir. Paris itfaiyesine mensub ve | deposu olarak istimal edildi, kkek büyük 4 Umumf harbde, operanın meşhur || tanzimi için Ankaradan İzmire gel- miş ve haftalarca bu İşle meşgul ol- müuştur. Bu serigide, Türk neşriyat tarihi, İk matbaacılığın Türkiy girişi, ilk gazete, kitapçılık Ve gazetecili- ğin tekâmülü, ve cumhuriyet devrin. İdeki çeşitli neşriyat teşhir edilmek- tedir. Kitaplar mesleki isimlere göre, zim edilmiştir, Üçüncü kısım, güzel ve şirin İstan- lun istikbaline aiddür. İstanbulun imar- plânı başlıca üç nokta esas tutularak hazırlanmıştır. b Tal ellikler Tarihi âbideler Medeni (htiyaçlar Dünyaca tanınmış mütehasısı bir şehircilik olan Fransız —mimarı Tıbloludın hırluçı Prostun san'atkâr muhayyilesinin iş- leyip tanzim ettiği ve cumhuriyet hü. kümetinin tetkik ve tazvip buyurdu.- u bu makette, yarınki İstanbulun anayolları ve meydanları gösterilmiş, bütün huşüsiyetleri tebarüz ettiril- miştir. Maket tetkik edilince görüleceği veçhile Karaköy meydanında yeni- den açılacak büyük bir yol, Boğaz- kesen caddesinde bir viyadük tesisi suretiyle — Sıraservilerden geçerek Taksimde bağlanacaktır. Bu suretle Taksim Karaköy arası kısaltılmış ve ayni zamanda bu istikamette ikinci bir şehrah açılmış — bulunacaktır. Taksimden de Tarlabaşı, İstiklâl cad deleri arasından geçmek süretiyle yeniden açılacak bir yol Tepebaşı na gelecek ve Perapalasın altından yapılacak bir viyadük ile bu anahat Tablolardan birkaci.. cidden takdire değer bir şekilde tan- | yAzapkapıda Atatürk köprüsüne bağ lanmış bulunacaktır. .| —Atatürk köprüsünün Unkapanı kıs mından da Yenikapıda hitam bulmak üzere geniş bir bulvar açılacaktır. Eminönü meydanından Süleymaniye camiini bütün heybet ve azametiyle |gören ve oradan Beyazıda çıkan bir anayol ile Topkapı sarayında Çinli |Köskü gören ve Sultanahmade mün- İtehi olan ikinci bir anayol-açılacak- İur. ) Karaköy ve Azapkapı meydanla- , |riyle Eminönü, Unkapanı meydanlart |da büyük esaa yollariyle biribirlerine bağlanacaktır. Ayrıca Eminönünden başlamak Ü- zere sahili takiben Sarayburnu - Ye* nikapı istikametinde turistik bir şehe rab açılacaktır. ve nıqrıyıı sergisi.. Bunlardan başka taksim meydi” niyle Harbiye arasındaki saha dâh” linde büyük şehir tiyatrosu, HalkeY konferans salonu, şehir gazinosl sergi binaları yapılacaktır. —Dol bahçede has ahırlar ile kısmen £ hanenin bulunduğu yerde ının stadyomu tesis edilecektir. ":v ark ve stadyom Yenibahçede 'J) edilecek ve sur haricindeki sah$ hipodroma tahsis edilecektir. Sultanahmed meydanı ıınk““ mahallesi olacak, Ticaret ve mektepleri — kaldırılarak burafi ’ teras haline getirilecek ve bu f€ başında yüzelli metre ımfıındl inkılâp âbide: