(SAHİFE R ) — Düşündüklerim —Baştarafı 3 ncü Sahifedema En fenası, tarihi büyüklüğü, kah- ramanlığı, arkeri destanları ve za- ferleri şu İtalyan milleti ile hiç de İnyas kabul etmiyen ve etmiyecek o- lan Türk milletine sSümeğe kadar ile ri gittiler. Türk matbuatı da, hâdise. lere ve tarihi vakalara dayanarak, İâzun gelen ağız payını vermekte t6 reddüd etmedi. Korkak, kof, dönek İtalya, mukabelenin bu kadar ktv vetli olacağını belki de tahmin etme- mişti. Bilâhare, İskenderiin mesele -| sine parmak taktı. Arnavudluğu im- ha ederek Balkanlarda akılları sıra cirid oynamıya çıkan Faş'sit Rdama, Türk-lekendehtnenuri iahibin, si meselesinde olsun, bir şey yapabil. vab verilmek tenezzülü bile gösteril. medi. İslâm âlemine Türkiye aley-| hiride sokmak istediği kundak da ne- | tice vermedi. Çünkü ( milletini çizme altında ezen bir mi lâm Arnavud let'n sözüne isanacak saflar kalma- mıştı. Mussolininin İslâm hâmiliği de Trablusgarb şehri haricindeki bütün islâmlar tarafından gülünç telâkki ediliyordu. Kendi milletinin himaya edemiyen bir adamın, İslâ mbir mi leti boğazladıktan sonra hâlâ ve hâlâ /Y böyle bit himayeden dem vurması, |* elbette ki bu neticeyi tercekti. İtalya, kımildadıkça batlı ve a'yasetinin cil- vegâhinda acı çığlıklaria bocalama- &a başladı. İşte hâdiselerin kısa bir tarihçe ve| | hikâyesi. Gök kubbe geniştir, yolcu | ; yolunda gerek.. Orhan Rahmi GÖKÇE Doktor M. ŞEVKİ U4UUR Dabhili hastalıklar mütehassısı İkinci Beyler sokak No, 82 Telefon Na. 3286 Hastalarını Sabahtan itibaren ve || gtce dahi kabal ve muavene eder oplantıya davet Manisa mülhakatı şoför ve işçiler eemiyeti başkanlığındanı Cemiyetimiz bazı mühim hususa-| ., © Öwmüsükere ve halletmev Uzoro| 1448-939 pazartesi günü saat 21 de fevkalâde bir toplantı yapacaktır. Cemijete mukayyed azanın mezkör gün ve saatte cemiyet merkez bi- nasında hazır bulunmaları ilân olu- nur. Bir mektup Hastane caddesin- deki yangın Müteber gazetenizin 2-8-39 fa rihli 7900 sayılı çarşamba T nan dördüncü sayfa hastane caddesinde kâ nümarli | evimde çıkan yangının güya kölony: imali İçin benim yaktığım t cağından çıkan « yetinden neşet ettiği yüzılmış ve bu. nunla da, bu yangının vukuuna be- nim dikkatsizliğimin sebebiyet ver - diği iştâp olunmuştur. Halbaki ben o gün sabahtan akşama kadar e min harlcinde bularuyordum. Ve Haduğtm Mahâller sazt ve dakika- siyle bellidir. Yanginin zuhüurünu sa- at 16,80 da Kantar karakoluna ya - pılan telefon üzerine, bu karakoldan yazıhanema gönderilen bekçi türa - fından yazıhanemde şahidlet m vacehesinde haber alarak evime gı diğimde yangımı söndürülmüş bul - dem, Ketdime ve eşime alt olan nalarla, bonim evimin — içerisindeki senelerdenberi Avrupa komluyoneu- Juğu işim dolayısiyle mevcut v4 mah. fuz olan kiymetli, nadide nümüunelik *vaya ve züccaci edevat kolleksiyonla rTım dahi sigortasızdı. Binaenaleyh on yazgınin vukuunda benim ne kas- tımı ve ne de dikkatsizliğimi akil ve mantık kabul edemez. Keyfiyetin bu suretle tashihi ve tekzibini, saygıla- rımla rica ederim. Ali Haydar Morgil —K — Eleksir Şahap Basur memelerini gi 'erir, Kuvveti, Erkek- 3 n dolaba sira - | | hakkı istemeye çalı “|hip olacaklardır. oRMAZ kik edeceği Hak nedir? Bu smal, ne ukalâlık olşun diye , ne de felse k için köuuda Şu anda ortadaki açık mahrum — bırakılma hayat ve mukadder züubahistir. Ve bu saal, ef miyenin hakşitastığına taraf| hükümleri, bu büyük derdi arzetmek için soruluyor. Yalnız herşeyden evvel şuru söyle. orum ki bu yazımla hiç kim- seye tarizde bulunmak ide de- Badece ortuda çiğnenen bir 'orum. 1936 ders yılı sonunda sayın Ma- arif Vekili Saffet Arıkan tarafından | pılan, orta okulların öğretmen ih- e ilk okul İöğretmenleri hanla öğ retmen seçilmes teşebbtisü malüm-| dür. Bu sınav açılırken şöyle bir ta- mim yapılmıştı: n az 3 yıl müvaffakiyetleri is raporuylu saptanan üğretmenleri, orta okullarm Türkçe ik ve tal almacaklardır Bunun için iki amı nerkezleri bunda kaza gelerek Gazi Terbiy hde açıkın sözlü sınavlara gire cektir. Bu smavl menler A, B, z caktır. A ılen—cedı— büşett gnm-n—ı—r doğrudan doğruya orta okul öğret-| T ölacak, tedrisat kadrösuna — geçecekle B derecede başarı gösterenler Gazi erbiye Bnstitüsüne . falebe, olarak| ünde mezun adde- Tbatesi temin edile - 12 4y) tahsi? görecekler ve bu tahsil ki smavda başanı İsr da muvaffak olamımış addedile- ceklerdir.) B talip ölanların hep avlara Bundan başka da geçen yıl Büyük Millet Meclisinde Maarif Vekili Saf- fet Arıkan bir izahında «Gazi Ter - biye enstitüsünde bir tip orta okul eni yetiştiriyoruz ki bunların hiç biri diğerinden farklı değildir Ve diplomayı alarak ayni haklara sa - Demiştir. Sayın Maarif Vekilinin bu düşün- gesi ve teşebbüsü pek çok gadre uğ- ramış olan ve 6 zamana kadar an - cık köyden şehire, şehird retmenliğe yükselebilmekten ileri geçemiyen ilk okul enleri- ne büyük bir istikbal ve hamle kapi-| H açıyordu. Onün içit binlerce i!k okul öğretmeni derhal talip oldu. 3 devreden beri -halen enatitü B kıs minda okuyanlarla beraber - böyle- €e ortâ tedrisat kadrosuna ö00 kadat öğretmen goçmiş bulunüyor. Maarif vekâletinin bu teşebbü«mk de en cazip taraf, 3 sömestr tahsil görme tarafı idi. Hattâ 1 Terbiye enstitüsü diploması almak için A derecede başarı gösteren bir takım öğretmenler bile ehliyetnameleri -do- layisiyle alaylı. öğretmen olmak is- temiyerek enetitüye girmişlerdir. Bu vaziyet yeni Barem kanununun neşrine kadar böyle idi. Fakat yeni Barem kanununda «lise derecesinde ki bir tahsil üzerine en az bir yıllık mesleki tahsil görenler 12 inci derece e de baş terfi ederler» kaydı vardır. Bundan başka da Maarif Vekâletinin çıkar- dığn tebliğler dergisinde Maliye Ve- | kâletine verilen cevapta tahsil dere- celeri tespit edilirken biz baremi'n bu maddesine dahil ediliyoruz. Gazi 'Terbiye enstitüsü ise ,6 seneden az yüksek mektepler arasına sokularak 18i, Fefihevı orttırir. mezunları 11 inci dereceye dahil e - fik ökül|, sömesterlik (yani tam | ; yki, (B) kısımı diye n,ıı.lıkııvı bi CAP SERBEST SÜTUNLARİ Maarif Vekâletinin tet- bir mes'ele NADULU ) Şehirli - köylü ve yaz mevsimi Sıcak, sıcak , nihayetsiz ve müthiş —— bir sıcak.... Oturduğumuz yerde, bar Bu muallimıere enstitü mezununun KD RKAL L UK LA L LT hakları verilmiyecek mi? diliyor. Ve yor, Bütün bunlar gösterdi ki (B) kı mi mezunu diye ayrılan bizler 3 senede bir terfi ettirili. Maddi zarar — Mönevi zarür. Maddi zarara pek e 2 Prtiyoruz. Fakat m..ınr! za nefi öğretmenlik müthiş sürette — yaralamaktadır. bulunduğumuz yerde ikinej derece- de yani (alayh öğretmen) damgasını taştımak, tabammülü imkânsız — bir şeydir. r)ı-cadılıi kaybolan hakkı ve aldı- yarasınm delşet mi efkârim takdirine bırak yor, Sayın Maarif Vekil!'mizden de akkımızin sağlam bir şekilde tesbi- istiyo |kakkımız y - Bi 2W senlik mesleki tahsi Halb bir senelik n rosidir? bir takım tatiller bulum! bi2, YZ ay içinde vesmi bir tek gün bile t 2 — Biz 12 ây tu! trlik tahstl ile o Z gördü snav geçirerek Halbuki enatitü girip 4 söfmestr görmektedir. önestr tatilleri vardır. Bundan baş. Ka ehistita hocaları ÇB) kaam tal, Si 8 enstitüye — girdik besi bir sınav 2 âvy erin çalışma v den her zam. İçt. l"JtLıı lnm.ı 'A demek isi sında dcğı.ıı. Fakat Gazi t.rbiys erk titüsü mezünu olduğumuza inanıyo - ruüz, Bu inancımızı haer yerde her za- n inpata hazırız, Bizleri böyle büyük bir mağduri - Gte uğratarak neşemizi kırmak ve ikinci derecede öğretmen olarak ça - bıştırmak istiyen Masrif Vekâletine üç teklifte bulunuyoruz. 1 .— -Her türlü hakkımıza rağme eksik kalan bir sömostr taha'limiz de ikmal etmek ve tam — hakkımızi tevsik ettirmek, 2 — Açılacak her türlü sınava Ga- zi Terbilye enstitlsü mezunla rip hakkımızı ve değerimizi isbat et- mek. 8 — Bunların dışında antak otori teli ve esaslı bir ilkokul öğretmeni olarak ilk te ta dönmek.. Vaziyet böyle açık bir şel tada iken kkmr ediyorun nedir? » “Yinir hastalıkları mütehasssı — | Doktor İsmailZiya Tregul Memleket hastahanesi Emrazı akliye ve eski asabiye mütehassısı Dr. femall Ziya Treğul İkincibey.! stokağında 25 Numaralı hususi mua-' Yöklütsünündü ' astülerini teoeyo. ©e ve tedavi eyler. Zayi 6467 numaralı cüzdanla T. C, zi- raat bankası izmir şubesine — tevdi üzere bankanın evrakıta tahtim et - miş olduğu bik mührümü kazaen zayi eyledim. Yeni alacağımdan eskiainin hükmü olmadığını ilân ede- rim, İzmir Çayırlıbahçede Milâs cad- desinde 17 numaralı evde oturan Os- man kızı Emine Bozlar, 2927 dak bardak soğuk suları aktarıp me- samatımızdan fırlatan zavallı mido- miz, hiç durmadan çabalıyor, Kafa- miz, arkasına takılan vagonları çe - kemiyen ihtiyar b'r lokomotif gibi, sarsıla sarsıla işliyor... kımıldaması velâ lâzım.., Erkekleri pislikle itham eden Ba- ,yın!urın koltuk altından püfür pü- für ekşi rüzgürlâr esmekte ve her $i man insan, taliinden yana yakıla şi kâyet edeceği en hatırı sayılır gün - ler geçirmektedir. Pınar başlarını nasıl aramazsınız? Serin dere içlerini nasıl hatırlamaz smnız? Bacaklarınızı uzatarak başınızı yu- muşak bir yastığa dayadığınız bir kuyu, diri gölgeli bir ağaçlık düşü- nün.. Rüzgâr, çehrenizin üstünde esiyor, saçımızı, bıiyığınızi okşayıp geçiyor. Pınarın suyunda karpuz. çatlamak üzere.... Meyveler, bata çıka oynı « yorlar. Ayak parmaklarmızın aralı- Terin 4 |tından giren rüzgüâr, sanki sizi gı « cıklamak istiyor gibidir. Dalların , yaprakların aralıklarından görünen gök yüzünü seyrede ede uyursunuz. Ağustos böcekleri çok uzaklarda.. isinekler 'se o diyarı terketmiş.. Harb olacakmış, kimin umurunda! İtalyanlar şöyle yazıyorlarmış, böy le diyormuş. Kime ne? Alman orduları manevra yapıyor - larmış.... Yapadursunlar bakalım.... Ve siz, bu serin, gölgeli dünya içinde yüzüne dayıyarak uyursunuz.. Biliyorum ki, bu satırları okurken; — Ah nerede o bahtiyarlık - diye mırildanıyorsunuz « ah nerede o ta- lht Evet, kurduğum hayal tatlıdır. Fa arımda, köylerde bu hayatı yaşıyan- lar vardır. Onlar şehirli olamadılar, VU DETKT DÜT MNNt bize, şehirli olduğumuz içindir k' o |ha göre hayat sıktatısından ve zorlu- yundan daha büyük paylar çıkıyor. Vapura yetişmek belâ! Tramvaylardan, otobüslerden, - ; |tomobillerden kaçınmak derd. Ba - yan sinemaya gitmek İstemiş, götür- memişsiniz, ekşi bir surat!.. Çocuk bacağını futbolda kırmış, İbuyurun cenaze namazına! Namsiye yırtılmış, haydi sivrisinek lerle muhasebeye, Boyunbağı yana kaçıyor, haydi sinir! Sıcak bastırmış, kaçacak yer yok. Buz alacaksınız, ihtikâr var.. Şehirli olmak kolay mı yal.. El- bette ki, ona göre külfeti, ıztırabı mahrumiyeti, dedikodusu, mikrobu, sineği ile uğraşacaksınız! Çimdik ——— *1s0sssssss——— Kış Olimpiyad- ları programı — Baştarafı 6 mcı sahifede — Saat 19.00 — Buzda hokey eiki maç» Perşembe, 8 şubat, Saat 8.00 — 10.000 metre pati - naj sürüt koşusu, Saat 9.00 —-Buzda hokey «iki || mas> 11.00 — Slalom «kadin» 15.00 — Çiftlere mahsus artistik pal Je Saat 21.00 — Buzda hokey maç> Cuma 9 şubat. Saat 8.00 — 3000 metre patinaj sürat koşusu, «kadınlar» Saat 9.00 — Buzda hokey «iki «İki den maaş âlırlar ve dört senede bir|eylediğim mebaliğ için istimal etmek|maç> Saat 11.00 Slalon serkekler> BSaat 14.00 artistik patinaj «er - kekler» kür. Saat 21.00 buzda hokey, Cumartesi, 10 şubat. Saat 10.00 — Kavak güni Saat 14.00 artistik patinaj «kadın lar> kür. Saat 21.00 buzda hokey f__—'_,_'_-î | ÇİMDİKLER İ| İçindeki şey -| için de mani-| |Hem de çok itimad edilecek dürüst| ayaklarınızın tabanlarını — dünyanın | kat emin olalım ki, uzak dağ baş-| ebir| | — — Sözlerine itimad edilebiilecek bir şahsiyet mi bu, Talât.. Hiç şüphe etme buna Eh İve namuslu bir zat.. — Peki Asları bey şimdi Özürket- te ne yapıyormuş, buna dair bir şey yazmıyor mu mektubunda? | — Bir şey değil, bir çok şeyler yazıyor. Aslanın müsellâh kuvvet- ler toplamakla, Ahmed beyin de A- carada siyast ve idari teşkilâtla meş: gul olduklarını bildiriyor. Talât Paşa, Cürcistan ve Azer « baycan ahvali hakkında bir çok ma- lümat verdikten, hatta, Gürcistan h bazı kimselerin ittihad ve terakki- ye merbutiyet ve sadakatları hakkın- da biraz da muhatabı ile münakaşa| ettikten sonra: — Şimdilik bırakalım bunları, dedi. Ne yaptın padişahla. Bir neti ce alabildin mi müracaat ve mülâ- katından?.. Enver paşa, gürürlü bir güldü. Ve: — Ona ne şüphe, dedi. Bilâkay- düşart, bütün varlığı ile teslimi nefs etti bize.. Bu mülâkatın bende bı - |raktığı kati intibalara güvenerek di- yebilirim ki, padişahın şahsından um tavırla | İgün için bir hayal nazariyle bakabi- ir, hepsini de topyekün bir vehim addedebiliriz. Talât paşa, alaylı bir tavırla gül dü. Ve: — Erwer, dedi. Şu kati sözlerini işitemler, hiç şüphe yok ki, padişah etlerini bir masumiyet ve fera- gat timsali sanacaklar ve hakkında maküs şöphe ve düşünceler izhar ettiğimiz için de bizi günahkâr saya- nklşı Ne divyorsun Allahını sever » sen Enver paşa, padişahla arasında sereyan eden görüşmeyi bütün tafsi 'âtı ile ve teferrüatiyle anlattı. Pa- dişabın veliahd Mecit efendi hak- kındaki suinazarından bahsettikten sonra: — Bütün endişelerini, dedi. A - çıkca söyledi bana.. Cok — saltanat Yharslımı bir adam imiş meğer.. Bu |kadar ummuyordum doğrusu Talât. Verdi teminat karşısında inan - malı mı bilmem, senden ve benden daha koyu ve sadık bir ittihatçı ol - du, Talât paşa oturduğu yerden sıç- radı ve yüksek sesle: —— Sakın inanma, dedi. Hepsi ya-| ndır. Bizi biraz zayıf görünce, e- min ol Enver, başımıza çullanır. Sen işi sağlama bağladın mı onu söyle ba na.. — Kati söz aldım ve na vaki olacak her hangi bi büs ve hareketinin karşılancağı â - kıbetleri de açıkça anlattım. Yalnızi onun da bazı talepleri var bizden? Talât paşa gözlerini birden açtı|? ve muhatabının yüzüne ters ters baktıktan sonra, meraklı bir tavırla k sordu: — Ne imiş bakalım bu talepler> — Evvelâ ordu ve donanmaya bir beyanname ile hitap etmek istiyor. — Beyanname müsveddesini bize göstersin ve yapacağımız tadil ve tas hihi hoş görmek suretiyle bu talebi- ni kabul edebilirz. Başka?. — Bende böyle söyledim ve ka- bul etti. İkinci talebi de, baş kuman- danlık vekâletini kaldırmak ve va-, zifeyi sureta kendi uhdesine almak istiyor. “— Şu sıfada bir hırıltı çıkarmamak için bunu da kabul etmekte bizce bir| mahzuür yok. Ancak, baş kuman- danlık ve erkâmı harbiye riyasetinin ühdende kalması ve senin muvafa - maç> Pazartesi şubat 11, Sast 11.00 Büyük sıçrayış koşusu Sant 1480 — Buzda hokey «efi. İnal> | Saat 17 00 — nihai tören. |duğumuz teşebbüs ve tehlikelere bu-| 11 Ağustosz 1939 CUM A VAHİDETTİN YAZAN: M. SIFIR Talât paşa da, Enver paşa da Va- p * hidettin için ayni fikirde idi « 8 B M. SIFIR |kat ve malümatın haricinde bir kim- seye hiç bir güna tahriri ve şifahi emir vermeğe kalkışmıyacağını bize temin etmesi şarttır. Kabul eder mi |bunu.. Ederse mesele yok.. — Bunu da aynen dediğin gibi Hettim. — Kabul etti mi?? — Hem de aynen. So: Simaviyi baş mabeyincil yor. Talât paşa, alnımı kırıştırarak bir az düşündükten sonra sordu: —- Neteden tantyormuş Lütfi Si- mMaviyi?.. — Viyana ve Almanyaya seya - hatinde refakatinde — bulunmuştu ya.. — Bünu kabül etmekte bir mah ZUT var mı? — Hayir, bilâkis fayda melhuz - dur. Lütfi Simavi bey, son zaman- larda bazılarımıza katşı — muhalif bir vaziyet almakla beraber, prog - ramırmıza sadık, rejime taraftar mib let ve memleket muhibbi ve çok na- müuslu, malümatlı bir zat olduğunu bildiğim için, bu talebi de derhal ka- bul ettim. En söon talebi de, dairesi ü Refik beyin mabeyin bas kâ tipliğine tayini.. — Bunu kabul etmeyeydin En nkü Refik bay saray terbiyesi görmüş, — âmiyanı tabiri ile kurşun kubbe altında bü yürnüştür. Ne de olsa keyf? saltanat ve belki de istibdad taraftarıdır. Bu olmaz — Olamıyacağımı ben de söyle- dit, Biraz onun dediğini de kabul et- Miş görünmek için hazinei hassa mü düriyeti ile kurenalıkta istihdamını amuvufakar erirm. — İyi idare etmişsin. Bunu dâ ka- bul etti mi? — Memnuniyetle.. — Şu halde kaâbul etmediği bir şey yok.. Enver paşa manalı manalı gül - dü. Talât paşaya diktiği gözletni süzdü, kırpti ve: — Var Talât, dedi. Söylenildiği gibi hürriyet ve itilâf firkası taraftar- lığını ve onların hâmiliğini katiyen abul etmiyor. Vahidettin, tahta cülüsunun da- ba ilk günü, zaten pek çoğunu sev- mediği hanedanının arasına şiddetli bir nifak ve fesad tohumu attı. Az zamanda hepsini biribirine kattı. Şahsına, tahtına karşı fena niyetler beslediği zan ve vehmile amansız bir düşman Kkesildiği veliahdı Mecid & fendinin yüzünden, Abdülâziz silsi- lesine mensup bütün şehzade ve sul- tanlara sinsi bir kin bağladı ve bu ki- nini göstermekten hiç çekinmedi: 'Tahta - cülüsunu tebrik için sarayı hümayununa koşa koşa qc)dıkkrı- ipâyi çahanesine bir bende gibi z sürdükleri halde, hiç birine gü- Tor yüz göstermedi. Bu arada, saltanatı zamanında endisine sulmuamele ettiğini bahar ne tutarak büyük biraderi Abdülha” midin şehzade ve sultanlarına da pek candan davranmadı. Yalnız bunlara karşı beslediği nefreti sakladı. YaP” ma hareketler, düzme iltifatlar, at siz vaadler her birlerine aytı ayrı davrandı, gönüllerini avladı. Böy İikle hepsinin sevgi ve saygıları" kendi hesabına sağladı. — Devam edecek — (Yeni Sabahtan) Doktor Bâkteryolog A. Kemal Tonay Bulaşıcı, salgin — hastalıklâf mütehasmısi (Verem ve saire) Bastmahane polis karakolu vi minda 74T Ta'alan: famamiy 4115