PP A ĞÜL v ÇA O T” T SE (SAHİFE 8 | Bulgaristan Yakında hareke- - te geçecekmiş (ANADOLU) va |Balkan mes'eleleril C. reisimize Balkan an“ Bulgarların başka GArttıiçin atfedilen roller davaları da varmış!!Romanya-Bulgaristan ihtilâfı - Türkiye Yozeyaa yemarkzarıe ve Mısırın ihtiyati tedbirleri çan Pester Lloyd namındaki Macar gaZ: 'Hmmı_' ağustos 1939 tarihli| — pajly Heraldın İstanbul muhabi-|tinde reisicumhur İnönüyü görecek- ıâuı;ınılını_iıı_ (Bnlnn_-';'_n:j *i 27 temmuz tarihiyle gözetesine tir. Reisicumhut bunun üzerine Bul- İ beıl' EJ:E lcll: îîL'W“R" bildiriyor: gar hududuna giderek orada Kral â beslenmektedir) başlıklı ve Romal — Bokar tarikinde yeni bir devir|Borisle buluşacaktır. Bu ihzari içti- menşeli bir h'îb"'d: göyle 4eı_nyn':| başlamak üzeredir. Buradaki — bazı|malar dört hükümdar konferansının Çarpepolo dltalia gazetesinin But l ehafil Romanya kralının İstanbul |zeminini hazırlıyacaktır. garistana _ıondüjsj hususi 'f'“h’”h" seyahati münascbetiyle böyle dü -| Buna malümattar mehafili, bu - ııxı;ıe-m_e Yerlı buu'e_;- Mako İşünmektedir. Bu mehafil krabn se -|)konferansın, Bulgarların metaliba- | şadiye iskelesinde denize açılırdık.. lede Bulgaristanın dış polisika duru |A z Balkan devlet reisleri-İtmi şayanı memnumiyet bir sekilde| Ne toz vardı, ne otomobil, otobün zik ve memleketteki siyasi hayay | a takip edeceğini tah -|hal ve fasletmek suretiyle, Atatür-| zağı, ne çukur ve lâka.... Bu sanadeti Mhuf_'r': ühver devletleri|min etmektedir; Bu devlet” reisleri|kün daima bir emeli bulunmuş olan| bize çok gördüler, vapur seferlerini binle İt:l mihver N ğ_" Romen kralı Karol, Bulgar - kralı|Balkan blokunun teşekkülünü ta -|kaldırdılar, Pazar günü, Allahın &ı » assa My; K"â I"".'“m_;k ”İBoris, Yunan kralı Yorgi ve Türk mımlfyıcılhı. cağında Reşadiyeden balık ist'fi ola- !î'ğ::' eh Diucari böyök kaş t İreisicamhuru İnönüdür. Konferans| 26/7/939 tarihli Daily Heraldan: İrak otobüse bindik, yola çıktık. ara- â. D ltı:î,ıeıd ’ı'_ Imyl'ı:î. Bulgaristanı da Balkan antantına| Yl.km şarkta bir sulh cephesi|ba sarsıldıkça, sıcaktan pişmiş olan hıkla takdir e tedir. Halya hak-l, çi yarak Balkan yarımadasını tak-|devleti olan Türkiye ve Mısırdan| kafalarımız sağa sola sallanıyor, ka- kındaki bu sempati hissiyatı, malüm viye etmek üzere nihai bir gayrette|dün beynelmilel buhrana karşı ih-|dınlar ikide bir, tiyat tedbirleri almakta olduğu habe | — Ay, aman! bulunacaktır. ri gelmiştir. Türkiye yakında İngi- | — Şeklinde kısa kısa çığlıklar atıyor - tereden büyük miktarda İngiliz harp|lardı. Bazan otomobiller süratle ge - tayyareleri beklemektedir. Türkiye-|çerek otobüsümüzü toza dumana bo- deki İngiliz ateşemiliteri Türtk ordu-| #uyor, bazan da karşıdan gelen oto- suna hangi tip tayyareye en Ziyade | büslerin toz fırtıması iç'nde etrafımı-| ihtiyacı olduğunu sormuştur. zı görmüyorduk. Hele ©o inciraltına Türkiyeye verilecek sair askeri | sapan yol!.... Sırat köprüsü de gali - malzemenin kredi meselesini görüs |ba buna benzer birşey olmalıydı. Ni- mek üzere Londradan diğer bir he-|hayet işte, plâjlarda idik. Şöyle etra- Bir gezinti Pazar günü, şöyle bir gezintiye çıktım. Nereye gideceğimi önceden kestirememiştim. Vapur, konak is- keles'ne doğru yaklaştıktan — sonra kararımı verdim: İnciraltına, Vaktiyle İnciraltma vapurlarla gi- derdik.. Vapur, Karataşın pis sahil- lerini atladıktan sonra Karantinaya doğru süzülürdü. Banyolar da dolu, İyarısı suya dalmış olan halk, neşeli |bir dekor halinde gözümüzü doldu - rurdu. Göztepeyi geçince, rüzgârın |d yavaş yavaş değiştiğini hisseder - &k.. Sahil ve vapur arasında eğlen- İceli bir âş'nalık olurdu. Nihayet Re - B £ a ğ rarı, dün Sofyadaki Türk - elçisinin ;m_î'f: gaha henüz buraya hava tarikiyle gelmesinden “diş politika gütmektedir. Bununla çıkan rivayetlerden doğııfuııtur. beraber Bulgaristan kuvvetli askeri| — Kral Karolü iştikbal için İıfaı!lı_ul- ve siyasi durumuna dayanarak ga-|da bulunan Türk Baş ve Hariciye lerinin tahakkuku için büyük bir wekillerine Bulgaristanın — antanta enerji ile harekete geçeceği zaman |dahil olmak üzere Türk elçisinin bir “yakındır. Bulgaristanın — ayelerini|mesaj getirdiği söylenmektedir. — İyetin Aııkı'ııyı' gelmesi beklermek |fıma baktım: her şeyden evvel şu iki mesele teşkil| — Bulgaristanla antant arasında hal|'edir. Türkiyenin ordu teskilâtını ve | —- Küme küme, beyazlı, çukulatlı, kır — etmektedir. olunmamış yegâne mesele Roman-| Canakkalenin müdafaasanı tetkik et | mızılı, lekeli, hafif, pörsümüş, deri, mek üzere Mısır Türkiyeye ön ber vüksek rütbeli zabit gönderecektir Bir Türk heyeti de Mısıva iadei zi yaret edecektir. Mısır hi meti gelecek ay zarfın Ja Hindistandan gelecek olan İngi di askerleri için kışlalar inşa etmek tedir. İtalyan gazetelerinin yazdıkları: La Stempa gazetesinin diğer h- İstanbul telgrafı şu haberi vermek - “Romanya kralı yatiyle İstanbuln| uvacalât etmistir. Hükümdarın se | — Cenubi Dobrica meselesi, — |İyanın 1913 de Bulgaristandan ilhak — 2 — Eğe denizine manreç. ettiği Dobrica arazisi ihtilâfıdır. Bul Cenubi Dobrica harpten sonralgaristan komşulariyle — birleşmesi Bulgaristandan alınmıştı. O vakitten|keyfiyetini bu arazinin kendisine in- — beri Romenler orada Bulgoar sekene-|desine talik etmiştir. “ye karşı saygısızca bir tedhiş hareke-| — Tahmin ettiğime göre Romanya — ti yapmaktadırlar. hükümeti bu meselenin bir sureti Ege denizine mahreç — selesine|hallini şimdi müzakere etmeğe ol - gelince; geçen yirmi yıl içinde Tür-|dukça hazır bulunmaktadır. kiye dahi Bulgaristana bu tabdaki| — Şimdiye kadar asıl manü, kra! taleplerinde müzaharet etmiş ise de|Karolün Romen arazisinin her han- Yunanistanın ve dolayısivle onun|gi bir suretle terki meselesini hatta — Müttefiklerinin mukavemeti ile bu|kendi nazırlariyle bile — taleb tahakkuk edememiştir. imtina etmesi teşkil ediyordu. Ro Romenler ahiren zuhur eden hâ-|men Hariciye Nazırı, son -Ankara diselerin tesiri altında Dobrica me -|seyahatinde bunu Türk Hariciye Ve- “gelesi hakkında müzakerata girişme-|kili Bay Saraçoğluya bildirmişti. B. — ye Tazı olmuşlarsa da İngiliz ve|Saraçoğlu derhal Kral Karol ile İn- | Fransız garantilerinin ilânından son-|önü arasında bir mülâkat teklif etti ra Romanya tekrar ecski inatçı ve|Zira reisicumhurun hem prestiji n fatçı nazarına dönmüştür. hem de diplomatik - kabiliyetlerinin M istanın başka davaları da|bir anlaşma temini hususunda kralı /— vardır ve bu davalar her Bulgarın|düşünmeğe ikna edeceğinden emin- “kalbisde yaşamaktadır. Bu davalar|di. Kral Karol Yunan kralı Yorgiyi ;Tpınııdı ne kadar az konuşulursa| görmek üzere yatıyle yarın erkenden -—© kadar fazla düşünülmektedir. — İburadan müfarekat edecektir. Avde- — Gene saçmalıyorlar? Türk-Yunan mübadele- —— siveson hâdise “Yukarı Adigedeki Alman muhaceretin- — de Almanlarınisyan bile ettikleri p niçin gizleniyor? 28 temmuz 19839 tarihli momı!eıiliunııı 1928 de Lozanda İsmet pa- — d'italia'da V. Gayda, Yükarı Adige-| şa ile Venizelos arasında imzalanan / deki Almanların vatanlarına avdet- | mukavele neticesinde ve Türk ile Yü — leri meselesini tenkid yollu bir ma-|nanlının müşterek tasvib ve kararları canlı, şişman, löp 1öp mahşeri bir et yağını, Allah razı olem şu elbiseyi i- ead eden İdris Peygamberden.. Ne göbekler, ne bacaklar, ne ke - mikler, ne kalçalar, ne parmaklar, ne tabanlar seyretmedim!... Bunların bir kısmı, sahilde b'r boydan öbür. boya dolaşıyorlardı. Hususi muhase- benin yeni gazinosuna çıktım., Fazla mmasraflı çıkmış, fakat şöyle bir deniz kenarı gazinosu diye rahat rahat gös terilebilir. Her taraf temiz, masalar mükemmel... Serv'sler nefis. Fiatler-| b N AaSEaE de şa çardak bozması gazinolarınki yahati resmi bir mabhiyeti haiz ol - 4 ee sabtüakla beikbör, iyi babör alan) "Sder- Bitleltindeki büyük ve mimazı mehafilde kral Kalrolün cumhur rei. | *3a-banyoya baktım, Orada da et 5i İnönü, Başvekil Refik Saydam ve | Yakını, Başımı çevirdim... Gazino dol- Şükrü Saraçoğlu ile buluşacağı ve | muştu. Herkes eğleniyordu. İçime bir| siyasf mesail üzerinde konuşulacı- | yalnızlık acısı çöker gibi oldu. Tam v söylenmektedir. bu sırada döstum doktor Abdi Muh- Diğer taraftan cumhur rcisinc 3it| tarla Murad Çınarı gördüm.. Bir hay- vatın harekete müheyya bir vaziyet |1i konuştuk. Deşarj ihtiyacı, ne bü - *& bulunması için emir verildiği is-| yük şeymiş meğer! ihbar edilmiştir. İsmet İnönünün| — Nihayet Mııırııl Çınarın otomobi - kral Karol ile görüştükten sonra Ça-|linde iki kişi izmire dönüyoruz. Ba - B ve Karadenizde bir ıelçıiş şından geçen bir kazanın değil, fa- yeyahatine çıkacağı tahmin olun - N, Siyasi mehafilde, bu haberler, iki Tevlet reisinin Karadeniz paktını 'etkik edecekleri ve Türkiye cumhur sisinin Romanya ile Sovyet Rusya, itasındaki - bazi ihtilâf noktalarım yalletmek gayesiyle her iki devlet zeyninde mutavassıt rolünü derur- :c edeceği şeklinde tefsir edilmekte- lir tum Çınar mütemadiyen murdanıyordu : — Bu yollar, ancak mezarlığa gi - Göztepede tramvaya — atladım.... Eğlenceden, plâjdan, şuradan bura - dan gelen çeşid çeşid, yarısı sarhoş bir yığın insan, burun buruna, omuz ieabettirmiştir. Bu mübadele Türki- Feyi ve Yunanistanı temsil eden dört kişi ve bitaraf devletleri temsil eden dört azadan mürekkeb bir muhte - lit komisyon tarafından tertib ve ida. re edilmiştir. Blum © zamanın gazete ve rapor: larını bir kere daha okusun, Türk ve Yunanlılar arasında intizamsız, gay- ri müsavi ve hoyrat bir tarzda ya - İ| tusu idi., dandım: rimiz yokmuş (!) — kale yazmış bulunan eski Fransız |üzerine ukdedilmiştir. Ve bu muka- Doktor bü mübadi unanlı! y ;.hıınk'ıu Blum'a şiddetli sqnh hü-|velenin imzalanmasına, Frunsa da :ıııı.?ikîı::iıi:ı::uıh.:ııîı iki mi: Bakt olo: cüm edip cevap vermektedir. Gayda | dahil olduğu halde, Lozan müahede - AÇA N faik olmasına ve Türk toprakla - rında halkın ani ve fazla tezayadü -| nü mucib olarak iktisadi bakımdan | derin mahzurlar tevlid etmesine rağ-. men © zamanlar bu teşebbüs, siyasi | bir dirayet ve sulh lehine tarihi bir hâdise olarak kabul edilmiştir. Elimizde buna dair bazı vesaik de vardır. Meselâ bu mübadele hitama erdiği zaman 2 eylül 1932 de Times gazetesi şöyle yazmıştır: «Asrımızın en müşkülüt arzeden teşebbüsü büyük bir Muvaffakiyet- le başarılmış bulunmaktadır, Bunun en büyük şerefi, memleketlerinin başka bir şekilde datmi bir dostluk idame edemiyeceğini anlamış olan — Devamı 9 uncu zahifede — — bu Makalesinde, ihtiyari olduğunu| , — , LA a — iddle ettiği bu muhaceretin sırf mib| ŞŞ TARden Cevlet —H ve hissi sebebler tahtında ve bl.'ı: “Bu mükavele, 1 mayıs 1924 tari - — tün Almanlara müreffeh bir hayat|hinden itibaren, Türk topraklarında — temin eden büyük Almanyaya ilti -| yerleşmiş Türk tebaasından Rüm or- — hak etmek arzusiyle vuku bulduğu -|todokslar'a Yunan topraklarında bu- A. Kemal Tonay Balaşıtı, aalgın — hastalıklar Mmütehanat er müzahir ol - (Verem ve saire ) Basmahane polis karakolu ya- hında 747 Telefon: 4115 —- Opera Cevdet Mustafa GÖNENDEN Memleket hastanesl baştabLibi 2 inci Beyler sokak farun karşısı| No. 25 B nü anlattıktan sonra Blum'un yakın |lunan Yunan tebaası Türk müslü - — bir atide cereyan etmiş tarih! vakalu | manların mctb'un mübadelesini der- — gi her halde hatirlamak istemediğini|piş etmekte idi. /— yaziyor ve sözüne şöyle devam edi - Tekrar edelim ki bu mübadele o yör: meeburt olmuştur, Yani hükümetler — &Blum'un bilmek istemediği mese-|tarafından tertip edilmiş ve halkın — de şuduür: Şimdi Yukarı Adigede ya-İserbest reyine müracaat edilmemiş- — pilmakta olan halk naklinin çok 89 senesi eylül a - — ha mühimi asıl harpten sonra yapıl -|yiında çıkan Taymis gazetelerinin maştır ve bunun âmili Milletler Cemi- |birisinde kaydedildiği g'bi iki mil - — getinin kendisi olmuştur. Bu nakil 80'yonu mütecaviz bir kütlenin naklini | ÇİMDİKLER | kat yolların korkunçluğu içinde, dos terliyor, etomobili sık sık durduruyor ve ho - omuza, göbek göbeğe tramvaya bin- dik. Bu bir tramvay arabası değil, içi ekşi ekşi kokan bir sardalya ku - Tramvaydan indiğim, daha doğ - rusu kurtulub da ayağımı yere bas - tığım vakit kendi kendime mırıl - Ağustos 1939 SALI g VAHİDETTİN Talât ve Enver paşalar arasında mühim ve meraklı bir konuşma -5- — Evet, dedi, o da mühim, fa-|(1) yengesi.. kat, şimdilik o kadar müstacel de-| — İsmail Canbulat bey yerinden fır- ğill Yaptıracağımız — sıkı bir taras-|ladı, Ve: sudla sasaraya gelip gidecekleri bir| — Tanıdım, dedi. Galata gümrü- taraftan tesbit etmek, hünkârın âti-|ğü baş müdürü Nail beyin haremi yen alacağı vaziyet hakkında bize|değil mi>. Doğrudur, o hanımın Va- bir fikir vermek itibariyle çok mü-|hidettinin saraylılarından olduğunu himdir. Evvelâ, bunu temin edecek |işitmiştim ben de. Fakat, yapacağı- memuru tayin edelim. Söyle, kimelmız hizmet teklifini kabul eder mi verelim bu vazifeyi?.. bilmem bu hanım?.. Ben pek ümit Bu mevzu üerinde yaptıkları kı|etmniyorum. sa bir müşavereden sonra, bu ehem-| — ! » ver paşa, Nail beyin de, kardeşi miyetli vazifenin komiser Cavit efen| Muhtâr bey gibi çok vatansever bir diye verilmesini muvafık görmüş-|zat olduğunu ve yapılacak teklifi der ler ve mutabık kalmışlardı. hal kabul ile ailesini bu hususa sevk Cavid efendi, Talât paşanın muha-|ve imale edebileceğinden emin bu- fızlarından çok cesur, namuslu ve|lunduğunu söyledi ve İsmail Canbu- becerikli bir memurdu. Biraz sonra,|lat beye hitap ile: puşanın karşısına dikilmişti. Vazife | — Siz kütfen, dedi. Kendisini ça sine ait emir ve direktifleri defterine| Sırtıp bir defa görüşünüz. Ve bu tek. not etmiş ve hemen vazifeye başla-|lifin tarafımdan yapıldığını söyleyi mak üzere salondan çekilmişti. niz, Tereddüd ederse bizzat benimle Talât paşa, salonun boğaza kar-| 2örlüşmesini tavsiye ediniz. Ümit & n olan penceresinde ve elleri panta-| terim ki, bana hacet yacak. Tonunun ceplerinde — olduğu halde| Mülk ve milletin menfaati namına bir müddet denizi seyrederek dü -| erhal kabul edecektir bu teklifini- şündü. Birden döndü ve dalgın ba-|?i.. kışlarını İamail Canbulat Beyin yü- zünde gerzdirirken: t — Saraydan bir el lâzım Canbu 'at, dedi. Fakat nasıl bulacagız bi yli>. —Bu lüzuma ben de kaniim Fakat, bu elin içeriden olduğu kadar a, dışarıdan tedariki ve saraya sev güç. Bunun için çok düşünmek Szım.. — Hayır. Bu yalmz çok düşün - vekle halledilecek bir iş değil. Bizim "apacağımız, Vahdettinin sarayına nensup ve daima hârem dairesinr dirip çıkan bir kadın bulmaktır. Bu vasıta ile ikballerden veyahud kal “alardan birinin elde edilmesi imkâ v her zaman bulunabilir. Günün iki derdli davetlisi, bas- Saşa söyleşip çene ve zihin yorar 'arken Harbiye Nazırı Enver paşa ansızın ve sessizce salona giriverdi. Sadrıazam — ile Dahiliye nazırının. böyle kapıdan giren her hangi biri- si farkedemiyecek kadar - düşünce- ye dalışlarını hayret ve merakla karşıladı ve o anda, bu iki yoldaşına bir muziplik yapmağı hatırladı. Yumuşak halıların üzerinde ayak- darının uçlarına basa basa arkaları: na kadar sokuldu. Bir eliyle Talât paşanın, diğeriyle de Dahiliye nazırı- nin omuzlarını tutup sıkarken sesini değiştirerek ansızın: — Davranmayın! Diye bağırdı ve muhataplarının silkinip sıçrayışları karşısında attığı şakrak bir kahkaha ile koca salonu çınlattı. Enver paşanın bu lâtifesi, Sadrazam ile Dahiliye Nazırına, ken- dilerini yoran düşünce ve endişele- tini unutturmuş, üçünün de birlikte| attıkları kahkahalar salonu doldur- muştu. Gülüşüyor, şakalaşıyorlardı. Bir aralık Enver paşa ciddileşti ve günün mevzuu olan Vahidettin me- Talât paşa artık mevzuu değiştir i, Vahidettinin saray erkânı arasın. 'a yapmasını ihtimalli bulduğu de- “isikliklere temas etti. Baş mabeyti ilik ve kâtiplik meselesini ileri s srek Enver paşanın bu husustaki “kir ve görüşünü öğrenmek istedi. Harbye nazırı, manalı br tarzda gü- 'ümsedi, Ve: — Çok haklısınız, dedi. Bu husus- 'a da acele etmeliyiz. Çünkü biat merasiminden sonra, yanında bulun- 'ağum bir sırada, dairesi müdürü Tevfik beyin kendi büyütmesi ve çok emekli ve dirayetli bir adamı ol- tağundan bahis ile mabeyinciliğin- 'a kullanmak istediğini söyledi ba- na. Nazarı dikkati calibtir bu değil mi? Talât pasa, oturduğu kanaj inirli bir hareketle kımıldadı. Göz- lerini açtı ve haykırdı: — Hiç durmağa gelmez, Enver.. dedi. Hemen harekete geemeli. Bu adamla, ikimizden birimizin görüş- mesi her halde lâzım. Daba şimdi - den.. Paşanın sözü ağzında kaldı. Çün- kü, tam o sırada Ahmed Nesimi bey güler yüzle salona girmiş ve Talât paşaya, vükelâ heyetinin içtima ve kendilerine intizar ettiklerini bildir- mişti. Babıalide bü görüşmeler yapılır- ken, sarayda da, yeni padişahla ve- hiahdı, karşılıklı oturmuşlar, görü- nüşü tatlı bir sohbete koyulmuşlar- dı. Fakat, Vahidettin kurnaz davra- mayor yapılmasını tasavvur ettiği iş> ler hakkındaki arzu ve noktai na - zarlarını veliahdından - saklıyordu. İstişare ediyormuş gibi bir vaziyet takınarak, onun fikirlerini öğren - meğe çalışıyordu. Vahidettin niçin böyle hareket & diyor ve Mecit efendiye karşı neden i iş Abdülhamit gi-İsa ve erkânına ötedenberi M"".' =_ı..._. : Aavrandığını işitiyor, aralarında ket” di aleyhine matuf bir fikir birliği 9t masından niheytesiz derecede :; | :zumlu gördüğü bu tedbirleri çok mu- vafık bulurum. Ben Vahidettinin (sarayına mensup bir hanım da tav-|du yo).. Fedadının tarihinde lettirip tahtını elinden sok korkuvordu. Hakkı da w&:'şv_ (1) 21 manet farineı İimeriint enbıla eelen Harelent — neharmit? sözünü bitirmesine meaydan verme- İ İden , merak ve telâşla sordu: Krümtildn D, "'.L'::Jl: — Kim bu hanım, Enver?, meEsilerş oağta AAT — Bizim rahmetli şehit Muhtarıuı| 'e Hürriyet âbidesinde samimiyet göstermiyordu acaba? | siye edebilirim size. Pek yabancı da|bi hâdiseler az var vuke bulamaştu — değil. Fakat.. — Devam edecek — Talât paşa ile İsmail Canbulat Yeni Sabahtan K? Beyin, bu vâd karşısında yüzleri ge- Hüi Kt