18 Temmuz 1939 SALT Seyahat notları : 5 “ Manisa muallimleri Hatay yolunda Ebedı Şef Atatürkün kabrine, Mani- salılaradına çelenek konuîdu Şimdiye kadar geçen yolculuğu-| muzun içinde ilk defa Eskeşehir is-| tasyon memuru bize hususi bir va- gon verebildi. Ve biletçiye, mümkün | mertebe muallim ve memur olmuıyan. yolcuların buraya alınmamasını ten- bih etti. Serbest ve rahat uyumak istedik. Fakat üçüncü mevkilerde buna im- kân var mı? En üzücü yolculuk üçün cü mevkide gece yolculuğu. Üstelik hava da soğuk. Gece hiç bir yeri meden, konuşamadan geçti. Güneş-| le beraber tavşan uykusu uyuyanl rımız kalktı. Kırlara baktık. he göre- Him. Egenin yemyeşil yamaçları ye- rine çorak tepeler, nihayetsiz kırlır Ne çam, ne orman, ne de ot var, Sakarya köprüsüne gelmekte ol- duğumuzu nazik ve şen biletçimiz haber verdi. Hepimiz burayı görmek için sahanlıktayız. Kurtuluş savaşındaki hatıraları- ni yaşattığımız Sakaryanın başında ne canlar gitti ne kan döküldü. Yol- cular bize harp hatıralarından bahse- Üyorlar. Polatlıdayız. Kahvaltı yapanları- | 'miz var. Arkadaşların çoğu çayları| yuvarladığı halde gecenin sersemli hâlâ devam ediyor. Ankaraya geli- yoruz. Etimesuddan biri çıktı, yatı mektebi mü iş. Bizi okuluna misafir etmek istedi. Ankarayı gör- mek tahassürü ila yandığımız için yolumuza devam ettik. Ata'nın çiftliği karşımızda, ter- biye enstitüsü, stadyum, paraşut ku- lesi ve nihayet Ankara göze çarpı- yyor. Trenden indik. Karşımıza iki ki Şi çıktı. Ankara okullarında baş mu: allim imişler. Otobüsle Ulus meyda- nina geldik. Burada çil yavrusu gi bi, üçer beşer otellere dağıldık. Kar- #lamağa gelen arkadaşlara soruyo rüz. Gezmek için ne program var. ne de mihmandar. Otellerde iki, üç taat istirahattan sonra, Çubuk İina' geldik. Şimdiye böyle| muazzam k n Gin Ror'ıııvru gözleri- mek yüzü Marmara havuzunu panorama sey- teder gibi geçiyoruz. Zaten yorgun olduğumuzdan otele dönüp yatak- lara çekiliyoruz. g i geziyoruz. Gü. Zel bir bina. Her türlü ihtişamdan Mzak, tertemiz, zengin kütüphaneli ıGclııın içinde goqıı.rrııızu kabartan ir yazı var (Egemenlik ulusu: ndur) nun büyüklüğü hepsine kâfi, öğ- *onu saat 15 de Halkevinde top- İandik:Ankara Maarif müdürü gel ]_ » Bize, Halkevi sosyal yardım ko- indan çiftlik yanını gezdirdi. Bir asıl çalışıyor) adlı bir Han çe müzesine| ker ve kanalı| Merdiven önünde fo'oğr-f ONyoruz. Hevimizin gözü yasl ni ça mezarını kanavan — konil, bara-| ü |Kayseri Çekirge mücade"” lesi tamamlandı eai Ege bölgesiafeti za- rarsızca atlandı Manisa, (Hususi) — Vilâyeti -| mizin Kula, Eşme ve merkez ka| zasında çıkan çekirgelerle müce- dele tamamlanmıştır. Çekirgeler tohum kümelerine meydan bırak madan imha edilmiş ve mücade- leye nihayet verilmiştir. Aydın, (Hususi) — Çine, Da lama, Nazilli mıntakalarında &8) rülen çekirgeler tamamen imha edilmiştir. Zehirli kepek müca- delesi, çekirgelerin yüzük bi - rakmalarına imkân vermemiştir. Eğe bölgesi, bu seneki büyük çekirge afetini, vaktinde alınan! todbirlerle tehlikesiz ve hatta za| rarsızca atlatmıştır. Kayseride Yeni Halkevi binası Kayseri, (Hususi) — Şehrimiz- de modern bir Halkevi binası yapıl- masına başlanmış, binanın inşası bi- in katından yukarı kısmının inşası 125 lira üzerinden eksiltmeye Parti )auılan eksiltmede yüzde üç tenzi- — tir ki, Onun çocuklarına. Onun ül- küsü arkasında koşan biz öğretmen- lere mezarını görmek nasip değilmiş Kapıların açılması Baş Vekâlet tez- keresiyle olurmuş. Bütün gayretlere rağmen buna da imkân bulunamadı Biz. Onun mezarının merdivenleri- ne yüz sürmekteyiz. Maarif mü rü Rahmi bir kaç sözle niçin geldiği- mizi hatırlatıyor. İki dakika susuyoruz. Başkan Ce- lâl Gürsoy kapıya doğru ilerliyor. |lki süngülü arasına çelengi koyarak, İtitri yen bir sesle, — Atam, Ulu Şef. Manisa öğret-| menleri s#enin manevi huzurunda sana ölmez bitmez, minnet, saygı ve selâmlarını sunmağa geldiler.» Onü aklıyan Etnoğ- rafya müzesini geziyoruz. -Burads| v neler yok gl başına bir tarih| i de anlatarak yazıvı iyorum, Ankara Ma- rif müdürü ayrıldı gitti. Kendi ken- dimize müzeyi gezip cıkıvoruz. Ra- uf İnanın mezuniyeti bugün b'tt'yi için, bize Adanada iltihakı çareler ten Zei konmuştur. İlyönkurulunda |lâtla binanın ihalesi yapılmıştır. Mü- teahhid derhal işe başlamıştır. Kayserinin çok mühim ve müb- İncir Radyo evine geldik fakat bir saat| sonra geliniz dediler. Bu saatı boş ge- çirmemek için Vekâletten Fuad Yağ- murun refakatinde hususi taksilerl> Gazi enstitüsüne gidiliyor. — Muaz-|( am bir bina ne istersen var, Fakat Radyo evini gezme saati geldi. Fna- titü gezilmek bilmiyor. Ben çıkmamak için hepimiz nâmma r: yo evine gittim gezdim. Meğer bizim duyduğumuz deniz d rı, kürek şakırtıları, zincir tal akırtıları m i havuzda tahta - parçalar Tik zincirle yapılıyormuş. Rad. yo evinin müdürüne teşekkür edr- rek ayrılıyorum. Konferans mevzuu kadar geniş olan radyo evi n geçmek Ulus meydanında toplanıyı gece gene herkes aserbest gezec Ankara olacağı a Aydın, (Hususi) — Bölgemizde bu yıl incirin dağum ve tutumu sereketli olduğu gibi, bahar y ları mahsulü beslemiş ve kalite kımından da iyi incir istihsal edil mesini temin iş; son günlerde Jevam eden it rüzgârlar ve sı caklar da incirin basra ve diğer has talıklara tutulmasını önlemistir. Bu itiharla bu yaıl incir rekoltesi- d ı yıldan ©© 20. 25 fazla ola ar ba © hmin olunm Geçen hili isti! hraca mik anbul gibi seney, k Ertesi gün hepimiz gardayız. Ve bashıyoruz. Burada| £ nıdık bir iki Mensa| G vadis da n yola çıkmıs geli-|* Şimdi Kayseri i hesaba alınmaz, rekolte arına göre hesaplanırdı. yohu da 30,000 !rınıdıı j t bilk silhassa i. Bi laşıyor, Rauf | vor. Tren yollandı yolunda ilerliyoruz. Avni Altiner < tekkr e— —— I-'o-şmcqnd,, Tuzla'da - yeni in- şaat var Mevcut tesisat tevsi ve, isiah edi iyor Erzincan, (Husust) — Erzincan inhisarlar idaresi birçok tuzlarda ye ni bina pavyonlar yaptırmaktadır. Bunlardan bazılarında inşaata baş- lanmıştır. Bilhassa Pülümür kazası mıntakasındaki Ağa tuzlasında yapı- lacak daire binası beş yüz liraya mü- teahhide ihale edilmiştir. Kemah tuz. lasında da civardan ve daha uzaklar- dan tuz alınağa gelen köylülerin ia- tirahatlarının temi Alma dan fazla talep olunca, piyasa yük- eldi, zarlar bu & n müatahsil iç ayırdığı mahsulü İzmi: piyasasına arzettiği gibi, kendi yi- yeceği için sakladığı inciri de pazara çıkardı. Hattâ tüccarlar, dahili istih- lâk için iç pazarlara sevkolunan in: cirleri de çarşılardan topladılar. Bu suretle geçen sene ihracatı 40.000 ni buldu ki, bundan incir istihsalâtı- mızın dörtte birinin memleket için de sar ve istihlâk olunduğu ıml.ı;ıl- dı. Bu yılki rekoltenin ise 45 - bin ton olacağı samlıyar. İncirin erm ve incir piyasası- nın açılma müddeti yaklaşmağa baş- layınca, incirleri meşgul eden başlı- ca nokta alivre satıs keyfiyetidir. Bu yıl bölgeye aksadan haberler, İngiliz piyasasına az miktarda aliv- re satış olduğu, fakat fiyatın ayni mevsim ve neki satıstan daha müsa- it bulunduğu merkezindedir. İzmir ihracat ticarethanelerinin i|memur ve eksi leı.—k. mahsul İtum ve evsaf hakı ha Bu tedkiklerin e- hn"(m yi vanları temdardır. İN “Masını bakliyoruz. Ne talihsizlik- müsbet ve müsait neticeler ver ee ekDkkr e Bu seneki rtekoltenin yüzd- 25 fızl (SAHİFE 7) Mamsa üzümcülüğü Stı işleri i için Ticaret oda- sında toplantı yapıldı Manisada bağcılık günden güne ilerlemektedir, Menemen boğızma doğru ve Gediz boyun- ca yen Manisa, (Hususi) — Yeni üzüm mahsulünün idraki yaklaşması dnî yısiyle, satışlarda şimdiden tedi almak ve yabancı piyasalarda ihra- | catı temin etmek maksadiyle Mani- sa Parti başkan vekili Kenan Çapa- nin başkanlığında, şehrimiz- ticaret odası heyeti ile üzüm müstahsil ve tüccarlarının iştirakiyle bugün Tica- ret odasında bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantıda şehrimizin iktıso- di vaziyetini alâkalandıran mevzular üzerinde durulmuş ve görüşülmüş- tür, Manisanın en büyük varidat kay- nağı ve Ege rekoltesinin üçte ikisin temin eden çekirdeksiz üzüm istih salâtı üzerinde konuşmalar yapıl- mıştir. Hariçte pazar temini ve pazarla- ra sevkedilecek miktar düşünülmüş, ittihaz edilen temenni ve mütalcala- rın Ticaret Vekâletiyle ilgili makam- lara bildirilmesi karar altına alınmış- tar Manisanın İzmir hududunu teş- kil eden Menemen boğazından Ala- şehire kadar dayanan Gediz havzası kâmilen çekirdeksiz üzüm bağlariyle |bezenmiştir. Bu zanın uzunluğu 180 kilo- metre kadar olup vasati genişliği de on beş, yirmi kilometredir. Vasati Bol i bağlar gorulme..tedır Manisa ticaret odası binası ve odı ummu kâtibi «3,000> bir sah Bay Sadık —Onat çadı kilometre murabbar yeşil| — <Üzüm diyarı> ilen ve teskil etmektedir. şundan-Bundan; Kadın avağı basmamış manastır 1047 senesinde inşa edilmiş olan Trappe d'Algaebelle Fransanın €n eski manastırıdır. Bnu manastırdaki papaslar dua ve elişleri ile va» kilise etrafında toplanmış hakiki bir köydür. ümune çıftliği, bir çilingir dükkânı, bir marangozhane igenebelle likörünün istihsal edildiği bir imalâthane bü- labilirsiniz. Buradaki rahip kendi el emeklerini satarak yaşarlar. Ve fazla, a nlaşı'ıyor Gök uyuzu) hastalığı için tedbir almak 'âzımdır. Mahsul iyidir | | | İ anlaşılıyor. h hi Hava müsait gittiği takdirde çok | | temiz ve yüksek kalitede istihsal olu. O|nacak mıhıullenmızın dış pazarlar- da iştihah mü cağına incircilerimizin kanaati umu. midir. Bu vesile ile bir noktaya bulunamaması, mü sevkediyor. Bunun için temadi tetkikat yapan yabancı mü-|d e-|tehassıs, geçen sene kurul, sslâh istasyonunun bu — Devamı 8 inci sahifede — : anastırın. kal a ilâve ederler. ssadanberi yaşayış tarzları hiç değişmemiştir. mları saat 7 ve pezar akşamları sekizde yatan rahipler her ide uyanıp dua okurlar, Sonra dint bir alay halinde ma- ne giderler. Rahiplerin büyük rütbelileri beyaz, daha ri kahve rengi esvaplar giyerler. Üzerlerine kokuleteli pelerin kıı akk sabah & nastırın ki t lan umumi kaide süküt ve iştirakti. Rahipler, müş- emek yirler, müşterek çalışır ve uyurlar. Zaman işlerinden hangisi olursa olsun kalın bir ücrey yet serttir. Yiyecekleri de bir tabak çorba, bir iki ye. aşına bir sün iradan ibarettir. Bayram günleri bira ncü Lui rahiplerin yemeklerini tereyağ lerine müsaade etmişti. Fakat onlar daha r bu müsaadeden nadiren istifade etmektedirler. Burada hizler tutulur. Süküta gelince, bunun da sebebi şudur: nuşularak rahats lükırdı edilmez işare! Bu manastırın rkekler ziyaret ayağı perde ile örtüli Yatakları miş ve adam b yerine şarap di veya le pişirm 'v“ıp_ ine üyük pe İş de bir ibadettir ve ko» dilmemeli, bozulmamalıdır. Bunun için buradan konuşulur. on birinci asırda yapılmıştır. Burasını ancak bilir. Kurulduğu gündenberi buraya bir kadın 6Ü faciası olmuş, 34 yaşlarında bir pnı.. sev- fiği güzel kadını tabanca ile öldürmüştür. Gece yarısı apart ıda silâhlar' patladığını duyarak uyanan kar Jerhal polise telef pıci d kapısını kırdıkları zaman biri kadın, diğeri erkek olmak kanlar ıçinde yerde yattığını görmüşler, iş ve polis memuru julien olduğu anlaşıl- ir türlü tesbit edilememiş, yalnız Lusiyen güzel bir kadın olduğu anlaşılmışı hidi yoktur. Ancak bulunan bir deste aşk mek- ak t ana çıkarmıştır. Cl.'vA'. FT NkSlL OLMUŞ? Polis memuru julien urkadaşları tarafından sevilen ve âmirleri dan da takdir edilen dürüst ve temiz bir memurdur. Hareketi a biç bir şey söylenmesi kabil değildir. Vazifesi esnasında fev- santazam bir genç olan jülien vazife dışında bazı çapkınlıkları mne ile uzun müddet yaşamış fakat dın, polisi terk ederek kaçmıştır. Maamafih ane ara sıra eski dostunu ziyaret etmiştir. Kadır âkis kendisine &şıktır. Ve kadının daima inayet gecesinden bir kaç gün evvel ücienie y ine eski Jıı—nlııuh zıyamnn» gelmiş ve iki sevgili gene bir- ecinayet gecesi Luccienne gene git - d polisin izdivaç teklifini reddetmiştir. sanı boyamakta olan boyacı cinayetten iki saat evvel katili sakin bulunduğunu söylemi ! tam gece yarısı işlenmi: bundan dört burdan sonra da Lu nının hafil nda kalmasını ist ğine kars Lucienne bazından va kolun- le a mbet eden besinci kurşun ile ağır surette Ynun da hayatından ümi Fransada polis muh üök bir teeşsür uyar-