Prens Timurla Hakan Kublay Han - Z &b diz çöken ihtiyâra, oldukça tatlı Lir) sesle sordü: — Ne haber, Bolaygo? — Elfetdimiz, ne zamandanberi sevgili torununuz Timuru sormuyor- sunüz dü.. — Nesini sorayım artık. Onun be- genmediğim bir. huyu vardı. O da| çok yiyip çok içmesi.. İki defa dayak yedikten sonra artık uslandığıma şüphem kalmadı. Yoksa — yamlıyor- muyum? — Hayır ey büyük hâkan, siz ya- nilmiyorsunuz, fakat o sizi aldatı - yor. — Na oldu? Gene mi kütük gibi aarhoş oluyor? Evet, efendimiz! Kublay Han başını sağa sola aal- ladı ve derin derin nefes aldı: — Gene uslanmadı ha... Eğer to- runüm olmasaydı boynunu — vurdu. rurdum. Tahtın ilerisinde duran köleler - den birine baş ve şehadet parmakla- rını biribirine sürterek bir işaret yap- tı. Köle koşar gibi ilerledi ve bir al- tın tepsiyi Hakana doğru uzattı. O- rada, kırmızı, mavi, pembe, — sarı renkte atlas keseler vardı. Kublay Han bir kırmızı kese aldı ve Bolay- göya fırlatarak: —AId Fakat sakın bu kese- leri variyorum diye haber uydurma, Sen benim torunum olmadığın — için boynunu vurdurmak pek kolaydır. Dedi. İhtiyar adam keseyi havadaykan kaptı sürüne sürüne, fakat şaşılacak derecede bir hızla kapıya doğru u- zaklaştı. O çıkınca Kublay Han ellerini bi- ribirine vurdu. Baştan ayağa kadar Çin işi işlemeli ve beyaz kaftan giy- miş olan bir adam güründü, Yerlere kadar eğildi. Kublay Han ona em- retti: — Prena Timura hemen adam gön der. Çabuk buraya gelmesini istiyo- Tüm. Prens Timur geldi. Bu solgün yüz lü, zayıf bir gençti. Fakat gerek ba- kışlarında ve gerek hfreketlerinde zekü seziliyordu. Ağır ağır altın tah- tın ayaklarına doğru ilerledi. Diz çüktü ve dedesğinin, uzun altın ve mü. cevher işlemeli mantosunun eteğini öptü. Kublay Hanın kaşları çatılmıştı. Torununun elinden tutarak kaldırı. yor, elini onun omuzuna vurarak sev- miyordu. 'Timurun her an daha çok sıkildi- fh halinden belli oluyordu, Kublay Han boğuk bir sesle sor - dü: — Gene domuz gibi yiyip, manda gibi içiyor musun? Bu gidişle ölüp gideceksin! O can yalnız senin mi samıyorsun. Doğru söyle, içiyorsun, değil mi? 'Timur başını eğmiş susuyordu: Kublay Han çıkıştı: — Bakalım yalan da söyliyebile- cek misin? O zaman tamam olur? Cengiz soyuna bir de yalancı karı- garsa.... ” Timur onun sözünü kesti: — İçiyorum ve yiyorum. Dünyada başka şeyden tad alamıyorum. — BSeni hasta ettiğini, yatakta ağ- rıdan günlerce kıvrandığını ne ça- buk unutuyorsun? £ — Unutmuyorum, fakat unutturu- yor! Kublay Han gene derin derin ne. fes aldı. Tahtın kenarlarım elleriy-) le sıkarak âdeta homurdandı: — Unutturmanın kolayını buldura ben.. Bundan sonra görüşürüz. Kublay Han bir işaret yapınca sa- lon boşaldı ve ellerini biribirine vu- Tunca da beyaz kaftanlı adam tek- Tar göründü. Kublay torununa: — Beline kadar çıplak ol! Dedi. Sönrü bayaz kaftanlı ada- delma em Timur Yazan: Kadircan Kıflı — Prons Timaren sırtına kırbaç vur! Genç prena hiç sesini çıkarmadı. Soyundu ve kollarını - kavuşturmuş olduğu halde dimdik durdu. Kırbaç- lar sırtına indikçe gövdesinin geniş- liğine doğru mor çizgiler beliriyor- du. Prens Timur gene uslanmadı. O za man Kublay Han önun yamına hekim ler koydu: — Her zaman yanımda bulunacak- Kinız. Sofraya oturduğu zaman ba- şında bekliyeceksiniz ve çok — yiyip içmesine meydan vermiyoceksiniz. Dedi. Hekimler Kublay Hanın sözünü tuttular. Genç prensi her an kontrol altında tuttukları gibi solraya otur- duğu zaman da lokmalarını - sayar- lar, bir veya iki bardaktan fazla şa- rap vermezlerdi. Lokmalar muay - yen sayıyı bulduğu zaman ellerinde tuttukları iki değneği biribirine vu- rurlardı. Bu: —Artık yeter! Demekti. Prens Timur dedesinden çekindiği için ister istemez ve hasretle içini çe- kerek safradan kalkıyordu. Bu hal ona derin bir ıstırap veriyordu ki çok za. man Prens olarak doğduğuna üzülü - yordu. Perena Timur gittikçe sağlamlaşı- vordu. Yüzüne renk, kol ve bacaklarına kuvvet geliyordu. Fakat bu hal onun içkiye ve yemeğe karşı olan arzularını da büsbütün artırıyordu. Yemeklere kargı duyduğu arzuları şöyle böyle susturmak belki mümkün- dü, Fakat şaraptan mahrum olmak çok güçtü. Onun verdiği tatlı sarhoşlak (- çinde etrafı duha başka türlü, biraz #İsli ve dumanlı hattâ eğri, büğrü, fa- kat duha güzel bulmak ne hoştu! Çinli nedimlerinden biri onun kula- gına bir gün bazı şeyler falldadı. Prens Timur gülümsedi: — BSeni zengin ederim! Dedi. Birkaç gün sonra genç Çinli gene Prens Timura yaklaştı: — Haumamda sihirli bir kuraa var, musluğundan şarap akıyor. Prens Timurun — gözleri parladı: — Yıkanacağım! yirmi sevinçle Diyerek soyundu. Soğukluktan ha- İiçii mama girer girmez kurnalara göz at- ti ve genç Çinliye merakla sordu: — Sihirli kurus bungisi? — İşte ga.. Prens Timur oraya doğru yürüdü. Hemen çömeldi. Musluğu açar açmaz kırmızı bir su aktı, Biraz tattı. Gerçek- ten şaraptı. Ö zaman günlerce susuz kalmış bir malak hırsiyle ağzını mus- luğa dayadı. İçti, içti, içti. Hiç soluk almıyordu. Belki birkaç| ; dakika öylece kaldı. Göğsü daralıyor, karmı şişiyordu. Ağzını çektiği zaman derin bir: — Ocoshh!.. Çekti şe uzun uzun nefes aldı. Hekimler onun yıkanmasına da ka. rışacak değillerdi ya.. Artık Timur her gün birkaç defa yıkanıyordu ! Bazı günler hiç hamamdan çıkmı - iyor, yemek te İstemiyordu. Fakat Kublay han bunu da öğren- di. Fena halde kızdı. Prena Timurg kovdu, uzak bir yere Süfrgün etti. Prens Timur ancak tahta çıktıktan sonradır ki içkiyi ağzına alınaz oldu. Onuun karekterini, çapraşık Takat yük sek ruhunu anlamıyanlara şöyle di - yordu: — Bundan sonra yiyecek ve içece- $e esir olmamalıyım. Çünkü şimdiye kadar kendimin malıydım. Sağlamlık ve hastalığımdan yalnız kendim — za- rar görürdüm. Madem ki şimdi Kub - —4 harın tahtımda oturuyorum yerini doldurabilmek İefu onun gibi olma'ı yiz SĞĞK » nd0 A el 1 e MRİL A (ANADOLU) ASKERLİK Havaya karşı Müdafaa topunun lü- zum ve ehemmiyeti I Lö Ten gazetesindan: I Hava müdafsası — muhakkak ki, herşeyden önee, düşmen İstva kuv- || vetlerine kendi vasıtalarile mukabe- le ederek önün taârrüz kuüdretini ilen tayyarelere — istinad eder. Tayyareler bombardımanlarla — düş- manın hava meydanlarını, depoları. nı, tayyare fabrikalarını tahrip ede- rek, halk üzerinde midiyle mukabe- le tehdidini taşıyarak, hava ınlda- faasinın esas unsarunu teşkil eder. ler. Fakat ne kadar büyük bir kuvvet olsa da, tayyareler memleketin ha- vaya kargı müdafaasını tek başıma temin edemez; bu misyonu tam bir surette ifa için iki lüzumlu kaliteden mahrumdur: Anilik ve aksiyonun devamlılığı. Bu eksikliğin mahzur- ları malümdür: Düşmanın bombar- diman tayyareleri, onlara karşı ha- valandırılan avcı filolarile karşıla- şıncaya kadar yüz kilometre kadar mesafe katedebilirler ve bundan sonra da düşman filoları uzun fasıla- lar devamınca İstifada edebilecek leri zayıf noktalar — bulabilirler. Di ger taraftan bombardıman filoları ekseriya kapah havalardan istifade eder ve tam hedeflerinin civarından sıyrılırlar, Gene ekseriya hava muha- rebesinden kurtulmak — için çok al- çaktan uçarlar. Bu itibarla avcı tay- iyarelerinin kuvvetli fakat devamlı olamıyan aksiyonunun, yerden en yüksek Irtifalara kadar ateşten bir baraj vücuda getirerek derhal ve devamlı bir surette müdahalede bu- lonan bir silâhla tatmamlanması lâ. zimdır; H. K. M. (Havaya karşı mü- dafaa). Bu silâhın tesiri münakasa götür- mez. Daha büyük harp esnasmda, vasıtaları henüz ilk tecrübeler dev. retinde olmasına rağmen, dikkale değer neticeler elde etmiştir. Hava kuvvetleri kumandanı general Von Hoepnere göre 1918 sonkânunundan ilkteşrine kadar Alman H. K. M. 748 tayyare, itilâf devletlerinin hava top- ları da 545 tayyare düşürmüştür, O zamanlar bir tayyareye İsabet vaki olması için ati 4000 obüze İhtiyaç vardı; bugür toplardan oldüğu ka- dar bunların at re tertibatında yapılan terakkiler ve seri atışh kü- şük kalibreli topların icadı, havaya karşı müdafan #ilâhm, — tayyareler atlerinin artmasıma rağmen sinden daha tehlikeli bir hale getirmiştir. İspanya harbi bunu ispat etmiştir. Hava kuvvetleri ciddi bir hava mildafasa sNâhile karşılaşma.- dığı müddetçe alçaktan bombardı. manlar ve mitralyöz ateşleri kara hâarplerinin muvaffakıy de k vetle âmil olmuştur. Buna mukabi tayyareler organize bir topçu kuv- vetile karşılaşınca uğradığı kayıplar yükseklere doğru onu çekilmeğe Jebar etti. Bu yüzdendir ki, bombar. dımanlar buzün 4000 le 5500 metre seklikten yapılmaktadır. Bu da ntışın izabeti üzerinde fena tesir yap- maktadır. Bir Avrupa harbinde, keyfiyet va kemmiyetçe daha yüksek vasıtalara ve iyi t görmüş kadrolara malik olan If. K. 3f. çok daha yüksek neti- celer alacak ve tayyarelere karşi ekseriya laymeti İstihdaf edilen bir mani teşkil edecektir. Mezelâ daki- kâda 180 atış yapan küçük kalibreli altı toptan mürekkep bir bombar man atöş kesafeti göz önüne getiril- : Bir dakikada, 1600 metreye kadar tesirini göszteren 1000 obüs 200 metrelik bir cepheyi çelik yağ- müruna tutmaktadır. Müdafaa edi- lecek merkezlerde isâabetle yerleşti- rilecek bu neviden birkaç batarya grupunun yaratacağı hava barajla- Fının küdreti kolayca tahmin edile- bilir. Dakikada 500 atış yapstn yeni toplar tamamlanıp orduya — girdiği rşı en Tüzumlu sflâh otdu- nde olduğu kadar mem- üdafaam hu- susunda da geniş ölçüde yer alınalı- dir. Örte ve yüksek — irtifalara — tesir bakımından H. K. M, mermi — çıkış sürati, plâfonu, patlayış hacmi bü- yümüş daha kuvvetli topların mey- duna getirilmesile büyük bir terakki lelde etmiştir; tayyarelerin artan sü- ratlerine rağmen salvoların isabetini ıslah eden yeni dinleme ve atış idare cihazları bu terakkiyi tamamlamak- tadır. Şimdi 6000 metre irtifaa ka- dar bir tavyareye isabet temin et. ntek için artık 4000 obüs değil belki bunun yarımı kâfi gelecektir. Daha yukarıda filolar umumiyetle — uçua hedeflerin görülmesi ve bombardı- manların icrası için büyük müşkül- lere maruzdurlar. Bir kelime ile modern H. K. M. tesiri kat'i olan bir silâhtır; bu silâh a kuvvetlerinin elzem tamamla- csadir ve düşman — tayyarelerine arruz kudretlerini azaltan büyük zaylat verdirmek suretile hatta onun yerini bile tutabilir. eket topr Almanyada Fransız radyolarının verdiği haberler kon- trol edilecek Berlin, 22 (A.A.) — Berliner Bor- sen Zeltung, Fransız radyoları tara- fından neşredilen haberlerin kontra- lü için bir servis ihdas eden emirna. meden bahsederek verdiği haberler- le ekseriya Fransız Alman münase- betlerini zehirlemiş olan Strazburg postasının oynamış olduğu tehlikeli rolü hatırlatmakta ve buna nihayet verilerek iki millete karşılıklı bir anlayış içinde barışla yaşamak im- kânının verileceği ümidini — göster- mektedir. —— * :—-— Merkezi Avrupa kupası Bükreş: Merkezi Avurpa kupası jle alüka- h memleketlerin mümessilleri ara- sında burada bir toplantı yapılmış- tır. Bu toplantıda komite reisi Cap- pola, bundan böyle, turnunya gire- leek olan kulüplerin adedi esazlı bir sürette tenkis edilmek şartiyle İtak yanın merkezi Avrupa kupası maç- larma iştirak edebileceğini söylemiş- tir. Macaristan ve Çekoslovakya mü. messilleri de ayni fikri ileri sürmüş- lerdir. Bunun üzerine, turnuaya iştirak etmekte olan kulüplerin sayısı on al- Bu karara göre, İtal, tan ve Çekoslovakyadan manya ve Yugoslavyadan birer ta- kım merkezi Avrupa kupası maçla- rna iştiak edeceklerdir. Bundan sonra 1 sonkânun 1939 ta- rihinden itibaren üç yıl müddetle ve - |Ekinci enternasyonal kupa adı altında Halya, Macaristan, İsviçre ve Çekos- Tovakya milli takımları arasında bir| turnus tertip edilmesine karar veril- miştir, Muhariplik hakkı Londra, 22 (A.A.) — Nevs Chornicle gazetesinin istihbara'.na göre İspanya işlerlen ademi müdaha- le komitesi genel sekreteri Hem - Sahife Burgostaki tevkifat Frankistler, Ingili z konsolosunu hu- dudda durdurdular. Valizlerde bulunan plânlar — Baş tarafı 1 incide — panya hava kuvvetlerile müte; muharebelere girişmişler ve riyetçilerin on bir tayyaresi şürmüşlerdir. Burger, 22 (AA.) — İspanyol Kududunda ele geçirilen ikalar meselesi hakkında Burgos hariciye nezareti tarafından nesredilen teb- liğde ezdümle deniliyor ki: Askeri polis İngiliz viskonsolosu *arafından — hazırlanarak — konsolos Goodman tarafından nakledilen bir valizde milliyetperver İspanya düş- manlarını mi tan baberdar etmeğe matuif olduğu- na şüphe olmıyan vesikalar yaka - lanmıştır. İnceden inceye — yamı! araştırmalar bir casusluk şebekesi nin mevcudiyetini göstermektedir. Paris, 22 (A.A.) — Figaro göze- tesine Hendayeden bildirildiğine gö- ve Sansebastiendeki Fransz ticaret odasının sekreteri İngiliz viskonso- Josunun bavulunda gizli vesikalar e- € geçirilmesi üzerine tevkif edilmiş- tir. Londra 22 (A.A) —Bütün gava. teler Burgos hâdiselerinden bahis ve milliyetperver hatların gerisinde küm süren imtizaçsızlığı kaydetmek tedir. Taymis gazetesi evvelemicde vali arının aydınlanması - lâzım zeldiği kanaatindedir. Gazete diyor ki: Mevzu bahis vesikaların viskon- solosun bavuluna kendi haberi olma- dan bavullarına konduğu mühakkak görünüyor. Bu askeri plânlar vis - konsolosun Fransaya götürmek ü- zere olduğu valize kim köydü? Ve müteakıben bunu makamat ı kim haber verdi? Esasen nasyonalist baş tuman- danlığın mühim vesikalar Vaybet - mesi ilk defa vukubulan birşey değil 'dir. Çok güzel hazırlamımıis bir taar- ruz sön dakikada geri bırakıldı. Cün kü nasyonalist bir zabit plânla Hikte cumhuriyetçilere geçti. Mubama matın durmasının baslıca sebebi bel. ki de budur. Bununla beraber sid. detli soğuklar orduları kış karargâh- larına çekilmeğe sevk etmistir. Ve iki kumandanlık da teşkilâtlarını ta- mamlamak için bundan istifade et- mekle Bahtiyardırlar. Taymis gazetesi, nasyonalist za- bitler arastnda bir tasfiye yapı'dığı ikkındaki şayiaları mübalegolı bul. makla beraber kaydediyar ve diyor ki d ü di . Fakat Alman ve İtalyan zabitle- rinin mütemadi müdahalelerinden muğber olan zabitler arasında bir tahrikât mevcud olduğu muhak - kaktır. Deyli Telgraf And Mornig Post yazıyor: Diplomatik müşahitler - genzral Frankonun isgali altındaki bölgeler- de karlistler ile falanjistler arasında akbel askeri harekât- |h ezun Zamandanberi kıvılcımlanan kavganın ilkbahar gelerek asker? ha- rekât tekrar başlamadan önce patla- -İyıp patlamıyacağını merak ediyor- lar. Deyk Ekspres g#azetesirklen : Ğ 1 Fra nin arifesinde ansızın & govya Pampelune ve Soria yazinoların da tehdldle karşılaşlı. Keza İspuhya- dân son günlerde dönen yolenlar Fa- Janjistler arasında da tahrikattan büh setmektedirler. yli Meyi gazetesinin Hendayeye vetile gönderdiği muhabiri bildiriyor: İyi malümat alan mehafiller konsö. Iosluk valizinde bulunan iki zarfin Madrid civarında ki ve Guadarama dağlarındaki Frankist metzilerini gös teren erkâzı harbiye haritalarım ihti. va ettiğini bildirdiler. Neva Chronicle gazetcsi de bir ta- raftan falmjist ve karllatler ve di - #er taraftan da İspanyollarla mütte- filleri İtalyanlar arasında anlaşmaz- hk mevcut olduğunu israrla kaydede« rek diyor ki: Şimdi Hzah ediliyor ki 100 kilomat. relik müsterek iki cephernm uzunluğu dolayaile bir tasrruz hemen hemten İm- kânsızdır. Çünkü böyle bir cephe üze. rinde bir taarruz için kıtaat gizlice tahşid etmek mümkün değildir. Bu kıtaa? daha hazır olmadan — düşman bütün ihtiyat tedbirlerini almakta « dir. Bundan başka Franko kıtaatırın eksaorisi pesu harbi için talim edil. mişlerdir. Ve kitle halinde hücuma ka. biliyetli değillerdir. Buna binden yega- ne zafer ümidinin cutthuriyetçi İspan- yayı aç birakanak imkânına — kaldığı aşikâr görünmektedir. Nihayet Maneherter Güardia yaze- tesinin diplomatik muharriri de Fran- kist taarruz harbime wit plünlurnm İs. edildiği | ipanyol hakkındaki şayislrin doğru olduğunu iadia etmektedir, hükümetine teslim Londrada Milli işçi meclisi toplandı Londra, 22 (A.A.)—Amele par- lisi ve tredünyonlar mümessiller; - vün dahil bulunduğu millt işçi ' mec- lisi akdettiği bir toplantıdan sonra meşretliği beyannamede hükümetin derpiş ettiği milli hizmet risteminin gönüllü mahiyetinde olacağına İsir aükümet tarafından verilen temi - nattan dolayı beyanı memnuniyet etmektedir. | Millli işçi meclisi her hangi bir ha- fezkette bulunnadan evvel hük2 - | netle yapılacak müzakerelerde ken- jdisine verilecek mütemmim Malüma İti ve izahatı bekliyecektir. Merkez lokantası Birinci Kordonda Rıhtım hanı altında yeni açılan (MERKEZ) Lokantasında, UCUZLUK, TE- MİZLİK ve serviste intizam ha- kimdir. TTTi BOKLKTORRDMU TT MMM ALAAKRTAR LN SGRRADO TTT TCCT İnhisarlar umum müdürlüğün: den: T — Şartnameleri mucibince rihinde ihale edileceği ilân edilen 50 luk 180.000 adet tuz çuvalının mu satmalınacağı ve 7/11/938 ta- kilolak 150.000 adet ve 100 kilar hammen bedelleri değiştirildiğin-' den yeniden ayrı ayrı kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konmuştur. H — Muhammen bedelleri 50 kilokukların beheri 25 kuruş he- sabiyle 37.500 lira ve muvakkat teminatı 2812.50 lira: 100 kiloluk- ların beheri 43 kuruş hesal liradır. İzmirde teslim edii le 77401 10 lira ve muvakkat teminatı 5120 ö takdirde beheri, 50 kiloluklar için 25 ğ edildiği santim ve 100 kiloluklar için de 50 santim zammedilir. N — Eksiltme 2/1/939 tarihine rastlıyan Pazartesi günü 50 lik çuvallar saat 15 de 100 lük çuvallar ve mübayeat şubesinde alım komis saat 15,30 da Kabataşta Levazım yonunda yapılacaktır. IV — Şrtnameler 50 likler 1.87 lira ve 100 lükler 3.87 lira bedel mukabilinde İnhisarlar umum müdü siyle Ankara ve İzmir Başmüdürlük V — Mühürlü teklif mektubunun kanuni vesaik ile * rlüğü levazım ve mübayeat şube- lerinden alınabilir. : 7.5 gür zaman bu tesirin ne kadar artacağı|mingin verdiği mahrem raporda mu-| venme purası makbuzu veya banka teminat mektubunu ihtiva edecek da aşikârdır. Bu suretle kücük ka-İhariplik haklarının tanınması terç :ciolın kapalı zarfların ihale günü eksiltme saatlerinden yarımşar saat ibreli toplar alçaktan uçuşlara ve yapalı havalarla küçük hedeflerin sap ettirdiği « Tabardı- AF di ödilmektedir. Binaenaleyh — büt İngiliz siyasetinde yakında bir devi- İsik olması bekleni - evveline kadar yukarıda adı geçen ahım komisyonu İbuz mukabilinde verilmesi lâzımdır. Başkanlığına 18 9) ) ** mak- 19170 /4418)