23 Aralık 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5

23 Aralık 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(ANADOLU) YAZAN: Kadırcan Kaflı Çabuk yağla ipi Cellâd başı Kara Ali geriye dönerek kucını aldı ve Herelz reise bağırdı — Onu saraydan alıp kaçırmah... — Sarayın ne olduğunu bilmiyor- sun ki.. Oradan kuş uçurmazlar. De- Bil kızı kaçırmak, içeri girilmesi bile kabü değildir. — Oraya kılıca dayanarak — gir- mem ki.. Bir işle.. Meselâ, bostancı olarak... Oduncu, ahçı, kilerci gibi bir işle. — Bostancılığa almazlar. Bu iş devşirmelere mahsustur. Lâkin odun. luğa falan girmek mümkündür. Se- ni tanımazlar mı? — Sakalımı keserim. Bıyıklarıma da başka biçim veririm, Farkına var- mazlar. — Bu işte başını var, — Olsun!.. Bunu biliyorum. Sen olmasaydın belki de şimdiye kadar onu Boş yere omuzlarımın üstünde düşürmüş bulunacaktım. kaybetmek te Beni saraya sokabilirsen ötesi- ne karışma!.. — Dur bakalım.. Bu iş hem güç, hem de korkulu.. Ben kendimce dü- Şündüğüm son çareye başvurayım. — Nedir 0? Karaca Hasan bey anlattı: — Büsbütün kuşkulandırmayalım. — Kuşkulanmakla onu demir san- dığa koyacak değiller ya.. — Bu düu döğru... Hasan bey saraya gitti. Döndüğü zaman suratı asıktı. Çe- * nesini bığak açmıyordu. Herek reis merakla sordu: — Ne oldu? Ne var? — Beni koydu, Anlattığım şeyler uydurma imiş. K kandırmak isti- yormuşam. Doğru bile olaa madamki arada nikâh yokmuş, ne hakkım var- mış? Hatta benim kızım saraya alın- mış ise bu bir şeref olrumuş. Bir daha bundan bahsedilirse... -— Benim dediğimi yapmaktan baş-| ka çare yok.. — Evet.. Bunu yapalım.. Tâkin, zımı kurtarmağa çalışırken seni de Vaybetmekten korkuyorum *Herek.. 'Şeytan diyor ki beraberce kadırgaya binelim ve toplârımızı saraya çevire- rek onun altını üstüne getirelim. Sonra provamızı en uzüak — ufukları çevirerek bir daha buralara hiç dön-! yelim, Bunu benim leventler de düşün. müşler, Fakat ne kazanacağız? Hal- ki kurtulmıyacak olduktan sonra.. — Haydi sen bir köylü elbisesi bul, Sakalını traş ot.. Bıyıklarını aşağıya doğru gelişi güzel bırak. Kendini el- den geldiği kadar değiştir. (Darüs- seade ağası)na gidecek ve benden selâm götürerek bir iş jistiyeceksin!. Herek reis, gitti. Dönüşte onun da yüzü asıktı stancı da gördü. Tanımadı- mma, hemen yokmuş. Yal- n çırakları dan birisi geçenlerde bir kızı çabu- cak ve gürültüsüz boğamadığı için boynu vurulmuş. Cellâd ustası ken- disine yeni bir çırak arıyormuş. Taş yürekli, eli ve gözü pek birisi olmalı im — İstemedin mi? — Şimdiye kadar kendi - elimle yüzden çok düşman üldürdüm am- ma, hepsi kılıç veya — pala ile odu. Yağlı iple zavallı kızları bormak hiç te hoş birşey değil. — Bana kalırsa sen bunu kabul et. Belki bugün yarın, hiç beklenmi- yen bir zamanda kızımla padişahin afı olur. Ben Kara Aliyi tanırım ve seni aldırırım. Bu zifaf sözü Herek relsi çileden çıkarmak için çok bile geliyordu. Karar verdiler. Kadırgaya bindi. Leventlerle bir- likte Sarayburnu önünden geçerek Marmaraya açıldılar, Fakat akşam olur olmaz Çekmece gölüne doğru saptılar. Oradan ufak bir yelkenli ile birlikte İstanbula döndüler. dırgaya Topal İbrahim kumanda edecek ve gün denize açılarak ge ce ayni yere gelecekti. Karaca Hasan bey iteririni düşü- nerek Herek reisi gönderdiği adam- lara ne bir mektup yazıyor, ne de kendisi gidiyordu. Artık Efe Musta- fa adını almiş olan Herek reisi Cel. üd Kara Ali baştan ayağa kadar süzdü. Gözü kestirmiş olmulı ki bı- yıklarını sıvazlıyarak traşlı çenezini sıktı: BSeni deneyeceğim!.. Dedi. Beraberce yürüdüler. Bostancıla- “ın talim yerlerine varmışlardı. Üst- üste bir adam şeklinde sarılmış olan keçeleri gösterdi. Bir de kıhıç uzata- rak: — Bunü bir vuruşta keseceksin!. Dedi. Herek reis bir vuruşta ikiye böl- ü. Yakındaki damdan bir kedi atla- dı. Kara Ali onu gösterdi: — Şunu bacağından tutarak yere vur!. Herek reis gözlerini bile kırpmı- yordu. Bu sefer eline Beraberce yürüdüle: dılar. Orada henüz olan bir arabanın y boğa vardı. — Şunu boğzacağnız. ve bir ucunu bana ve Yaptı ve verdi. İp bir anda boğanın boynuna geç- miş ve ikl taraftan çekilince beynin- li bir ip verdi. Odunluğa var- odun getirmiş anında iki genç İpi ilmik yap Nakleden. Vala Nurettın <20 Yanlarına geldi. Binbaşıya hitaben: — Atfedersiniz efendim. Sizi rahatsız ettim. Lâkin Naciye hanıma annem tarafından bir emir vereceğim. — Rica ederim efendim. Adânan bu tahkirâmiz cümleyi kasden sarfetmişti, Naciye ona, aza metle bakarak: — Bana söyli — Annemin sizi bir çeyekten beri gabuk koşun canım niçin yüzüme böyle bakıyorsunu galiba... eceğiniz nedir? Beyefedi diye sordu. söyliyecektim. Haydt Unutuyorsunuz aradığını Naciye yerinden fırladı. Yanakları kıpkırmızı olmuştu. Cevap ver- mek istedi. Lükin büyük bir cebri nefisle kendini tuttu. Sükütu tercih etti. Yi meğe başladı. Binbaşı Behçet bey Adnunı süzdü. Sert birşey söylemek istiyordu. Bazı cümleler düdaklarının ucuna kadar geldiyae de nefsine hâkim oldu. Yerinden kalktı müstehzi bir sesle: den vurulmuş gibi yere yuvarlamıştı. Kara Ali bir ucunu bıraktı ve zavallı l'ıı_n. can korkusile sıçrıya- rak avlunun her yanmı dört dönme- ge başladı. odün getirmiş olan seemi — oğlanları ise olup — bitene hayretle bakmıyorlardı. Çünkü Cel- lâd Kara Aliyi herkes — tamıyordu. Ona acemi oğlanların değil bostan- cıbaşnın bile çıkıştıı görülmemişti. Ali Efe Mustafanm omuzu- ini koydu: — İyi., Dilediğim gibi bir çıraksın. |Ben ölürsem, yahud boynum vuru. İlursa yerim boş kalmıyacak, boynum İvurulursa diyorum. Çünkü cellüdla- |rın düşmanı çoktur. Her nasılsa bir tarafımızı kesmiş — olan bıçağımızı fırlatıp atarız, ya, bizi de o bıçak gibi bir gün atarlar.. Belki de benim boynumu vuracak olan cellâd sensin, rdü nin boynunu ben vu- |rurum. Belli olmaz bu.. Herek reis, bütün vücudunu gizli bir ürpermenin sardığını duşdu. Ba- nunla beraber kendisini tuttu. Bostancı kovusunun en sonunda odunhane kalıyorlardı. |Onun gibi bir çırağı dah urdı. Bu, yüzü yaradan çetele haline gelen otuz beşlik bir canavardı. Kara Ali- den daha korkunçtu. Herek vola atrafa sezdirmeden &a- ayın her yanını kolluyor. Haremin nerede olduğunu öğrenmek istiyor- kilde sırıtıy in yanında açamıyordu. Günler geçiyor, hiçbir şey yapa- mıyordu. Korkunç bir yaşayıştı bu.. Öğleden sonra Kara Ali onları Ga- latadaki Ceneviz meyhanelerine gö- |türüyordu. Orada şarap Rum dilberlerinin ellerinden — meze alıyorlardı. Bu sırada meyhanede herkes o tarafa bakardı, Hel relk bu korkak bakışların altın gini hisseder, bir taraftan di lisini düşünürdü. Akşam olmadan önce kovuşa gir- miş bul: k şarttı. Çünkü en çok iş akşamdan sonra çıkarmış. sevgi- o zumana kadar kestikleri başlar dan, boğdukları — kızlardan sık sık bahsediyorlardı. Bunları anlatırken © kadar soğuk kanlı, İidiler ki Herek rels gaşıyordu. Dördüncü günü gecesi, gaç vakit |k&pı: vuruldu. Bir harem ağası cel- &d Kara Aliyi kapıya çağırarak ko- nuştular, Kara Ali geriye gelerek kılıcını aldı. $A, Çabuk fa gel h ipi al ve arkamdan alan bir insa: — Vay gi — Benim nan kimselerle nasıl — Hoş mü hürmet besledi. âmiz cümleler ahaleye hakkım yol anız silel du, Lâükin buna dair bir tek lâf ta| içişyorlar, | ezildi. | Kara Ali de, Çetele Süleyman da | hatlta mağrur| * alaya hakkmız yok binbaşım. Ben hizmetimizde âak icap et ANKETİMİZ Kadınlar - Erkekler Kadın Ne gibi sebeplerle - sukut eder? Ne kör kadı derecesinde doğruluk, ne de mutlak yalan! İzmir eski müddelumumi muavin- lerinden ve genç arkadaşlarımızdan B. Rauf İnana yolda rastgeldim. Y zihanesine gidiyordu. Yağmur altın- e sığınarak bera- e enerjisi, nımıştım. Ü tesadüf, onu tekra karşıma çıkarınca, istifade etmemek olamaz- di. Anketimizden bahis açtım: — Okuyorum, -dedi. güzel cevap- lar da var. Biraz sonra, yazıhanesine gitmek |üzere ayrılacaktı. — Ben de -dedim- bir kahvenizi içmek isterim,. — Hay hay -dedi ve güldü- gali. |ba, beni de ankete sokacaksın.. Mak İsadın bu olsa gerek.. Yazıhanede karşı karşıya duk. Siğaralarımızı yaktık. Hem kah vemizi içiyor, hem de konuşuyo- ruz : — Kadım güçülten ve düşüren hal- ler nelerdir? — Asrımızda en çok aranan ve htiyacı hissedilen kadın tpi, mu- hukkak ki, evine ve kocasına bağlı, kadınlık vasfını kaybetmemiş, men- sup olduğu millete kargı borcunu ifa in çocuk yapmağı, ailesine hizmet fiçin ona iyi terbiye vermeyi ve liçin çalışmayı gaye edinmiş müşfik İve faziletli olanıdır. Bu tip kadınlık- tan uzaklaş! İte o kadın küçülü de düşer. Babah cukluk ve talebeliğ ©o zamandan hatırlıyan ve her gün snat 14 de gözlerini uykudan aça- İcak sabahın dördünde kapayan ka- otur- küçükldükçe ini ancak ço- görmüş ve İdın cemiyetçe ve zannederim; - bir — İ — Devamı 7 nci Sabifede — kendisine nezaketle hatırlattım bulu- ni bilirim. ihtar edeyim ki, çok k ya., Maama hamımefendiye dair bir daha büyle tahkir mize karşı duyduğum — incizaba rağ- men başka türlü harekete meebur kalırım. Adnan köşke doğru yürüyordu. Zabiti tepeden tırnağa kadar süz! — Annemin nedimesile beni h Ben kendimden aşağı tabaka ile Bedia Hanımefendi, oğluna Naciye ile alâkadar zaman hiç te mübalâğa ihtiyar doktorun, ne de nilmek ihtimalleri yokt tinde idi. Yalnız büyük aldığı m tekâsüf ettirerek düşünmüştü : elmem Sadece ker tüccarının genç kadın tarafından beğı bir kusuru vardı. O da parasızlığa geliri, ştâan ibaret olan bir zabitti. O zaman Na Bu son cümle üzerine başını çevirdi. ve mağrurane: bir yerde yanyana göremezsinli ört edenlerden değilim. olanları bunlar di ki.. saydığı meyanında ne Maamaf'h Behçet bey yüz bulmak mazhari sırf iye bülün zekâsını Harpta k: «Dikkat! Behçet bey zengin bir kadm için mükemmel bir kocadır. Ben gönlüme uyarak hareket edersem, Kuracağımız alle sıkmtı içinde kıvranacak ve aşkınız maddi ihtiyaçlarla ezilecek, mahvolaca se kapılmak doğru değil!» Bodln hanımefendinin nedimesi çok hesabi bir kadındı. Fikrini duy- xıılarıı a galebe ettirmesini bilirdi. Şimdi artık alayı, flörti bertaraf et- heratta nenavacak biüylik hir yolü vardı 28 Birinci kânun 988 CUMA adınlar Umumi harb kadınları sipere ka- dar getiremedi. Fakat şim- den sonra siper yoktur! Gelecek harpte erkekler döğüşecek, kadınlar da fabrikalarda silâh yetiçtı'receklerdı'r__ Yazan Vınston Çorçıl $ AŞ Çinde erkekler gibi dövüşen kadınlar Kadınların harp saflarına — katıl-| on, hasta arabas ması ve harbetmesi fikri, bize deh-'idare ettiler. Ve bunlarla hemen he şetli bir fikir olarak geliyor. men harp hattına kadar girebiliyor En cesür milletler, bile, kadınla- (lurdı. Ha rum gerisinde yara sar iyaki olarak dai. İdılar. Daf Ülerin boş bi Bunları rak erkekleri düşmanı öldürmek için kullandı imal eden fabrikâlardı Otcmobil, rı ve çocakları d ma emin mevkide tutmak istemişler- hepsinin fevkinde o nin evvelâ on- konulur. dir. Bir vapur batarke, lar tahlisiye kayıklarına Bir ev yanarken, önce onlar kurtarı- lır. En affedilmez sebeplerle kışkır- tılmış bir erkek, bir kadına atacak olursa, değersiz ve korkak te- Plâkki edilir. En yüksek ırkların en derin tolük- |kileri, kadınların şiddetten — korun- |ması yolundadır. — Onları afaa için giriştikleri vazifer yetine İnanırlar. On için hayatlarını fed İşte kökleşmiş tolâ danların, örkeklerle ya #iperlerde harp etmesi namıyor. Harbi umumi kadınları sipere ka- dar gelirememi: Fakat f ka-| dınlar o zamanlarda diğer birçok sa- halarda faaliyet gösterdiler. mesaiy eli Sokat ; iye gelince muharip memleketlerin bütün kadın Harbi umumide kadınlar meçbur mü ak sana 1 mücaseselerine sevke in tek kutsi- | Onlar, cin — selâmeti | ederli $ a- | na olarak ikrine ( arın mülki vazifelere girişlerindi ksek Ücretler ümil olmuş bilir. ukat daha ziyade vatanperver lik hisleriledir Ki ekserisi mahfu: akıp bayala — atılmışlar evlerini $ bira eniden bir harp cıkarsa, hükü — Devamı 7 nei Sahifede — Doktor Şadi be, -» Doktar Şadi bey mi? A, Aânanla beraber sanatoryomda bulunaı doktor Şadi bey galiba? Gelsin; gelsin. Kır saçlı, orta - boylu, ile gi doktordan ziyade dij ziyordu. rinin teatisinden sonra, y gedi, dedi. itin bir erkek içeri Basma kalıp nezaket y Bedia hanım ile yalnız konuşm zusunu belli eden bir ta takındı. Adamın niyetini hisseden ev sahi hesi nedimesine disarı çıkmasını söyledi. Yalnız kalınca hekim: — Hanimefendi . söze başladı. lediğimi bilirsiniz. Hatta İsviçrede için buradan kendisi, berak daima onu beyin İstanbula avdetini b: profesörle uzun wi Bu mukaddeme Bedia girdi omata ben Ailenize ne derece hürmet bes Adnan beyi yalnız bırakmama! r gittim ve müteaddit seyahatlerimdi r sanatoryoma uğradığım zaman, Adna) vlılirdileı Ti lıu indim. Maamafil rlıyayımı. — Aman oğlumun sıhhati hakkında & ceksiniz? Hekim sesini çıkarmadı. Koltuğu çekli ve neden sonra yavaş sesle: Bazı h iler has n saklamağı ıınynı bulür oktor, hastamnın kendisini olma ecidden meeburdarlar. Bu seber At Hanımefendi rica ederim, telâş gösterm talarından ve ailele lar, Ben bunu hata telâkki ederim. 38 bile hergşeyden haberdar etmeze le size Adnan beyin sıhhi vaziyetini olduğu gibi anla yorum. — Aman doktor! Cabuk sövlevin nedir? ayı vazife

Bu sayıdan diğer sayfalar: