T N YT 18 Birincikânun 938 PAZAR Biraz da Gülelim Felâkst Bakkal dükkânı kapatacağı sırada şıııhr sordu : — —— Şurada pastırma vardı ne ol. > — Sattım. Karşıki evde oturan adam aldı. Bakkal yüzünü buruşturdu ve teftişine devam ederek sordu: EmPüki göreda alti yumurla ayır mıştiım, Onlar ne oldu? — Onları da ayni adama sattım. — Peki, şu tarafa ayırdığım iki konserve kutusu ne oldu? OAY sattan. Hap bargiki &- dam akh. Bakkal bir iskemleye çöktü. t | b ; v îyv'_j:' Şimdi ben ne bahanel —— Başka çare yok dostum. Gör memezliğe gelelim! | Çırak hayretle sordu: AL. . İ ı:. oldu? Niçin bu kadar üzül- Sefir gıbl.. l İlk mektepte AÜMİ 1778 de Volter ölüm döşeğinde __hgmhi':';:;, b Pa akliai. Günahını çıkarmak iddiasile bir dişleri hangileridir? SW drvetliyle. papazın ziyaretine geldiğini kendisi-| — Talebe ne haber verdiler. Kabul etti ve sor- du: — Kim tarafından geliyorsunuz! papaz efendi? — Kim tarafından mı? Allah ta- rafından! — Ya? «İtimat mektubu> nuzu örebilir miyim? Barın kapanmasına vakit var! Barda konsomatris kız, sarhoş müşteriye kızmış, ağzına geleni söy- lüyordu. Barın sahibi işitti ve kızı azarladı: — Kendine gel. O ne küfür öyle. Saat daha iki olmadı. BUZCUNUN SEVGİLİSİ — Beş dakika daha dur, acele ne işin var sankil — Fransız karikatürü — Cesaret lâzım! Genç kız roman, babası gazete o- kuyorlardı. Dakikalar böyle geçti. Bir aralık genç kiz ayağa kalktı, ge- vesayet yolile konmak istiyen miras-| çılarının ıııınevıııih timarhaneye düştüğünü iddia ediyordu. indi özleri dal; öylendi : B Tt hektür hesrlann yanma gizi. L Basilar da li b ğğ dllarabir kahraman olmalıdır. Babası başını gazeteden kaldırıp kızımı süzdü ve kısaca cevap verdi: — Evet! — Çok şükür! Bu sayede gece- leri ortalığı görmek mümkün ola- ruyorsun ve soyadın ne? Çocuğun ağlaması büsbütün şid- cak, Çünkü ben ayım! üç ay nöbet müddetinde çok tıka - basa yeme, kapı dardır demedim |Jendi: miydi? — Bilmem ki! Evimizden dün lînlğ Ka İtaşındık ve annem bugün evlendi. — Bayan, bay gitti. Hem Şaka Hem Ciddi * Teker teker her önüne gelene söy- lenilen şeyin adı sırdır! A İ — Sersem! Bana önceden haber | eremez miydin? Sana tenbih te et- miştim. — Öncsden bay gitmemişti ki Zavallı çocuk — Anneciğim pazarlık kundura-| larım ayaklarımı sıkıyor. Ayaklarım hep yara içinde kaldı. — Ya? Öyleyse onları her gün giy de çabuk eskisin! erkek, fazla Hayatta muvaffak olan karısının harcıyabieceğinden kazanan adamdır! * Hakikati söyliyen adama hemen | bir beygir veriniz ki, çabuk kaçabil-| sin. — Ermeni darbımeseli — * Misafirden, yağmurdan ve kadın- dan nihayet üç gün sonra bıkılır. — Fransız darbımeseli — * İyi hapishane olmadığı gibi, fena aşk da yoktur! — Fransız darbımeseli — - YA —— Yatağı derhal niçıiıı B:.mdx edecekmişim terbiyesiz na-|. * imualu bir kadınım ! Köpekler hayatlarını kuyruk sallı- — Fransız karikatürü — |yarak kazanızlar. * Aşkta saadet iki kavga arasındaki mül ü — Fransız darbımeseli — Yiyecek meselesi — Kaptan, vapurun istikametini İkinci, üçüncü aşk ve nihayet seçile- |'ayin için başka bir yıldız gösterin. Karşilıklı ilk sevgi bambaşkadır. diğim zaman bana bir lokma bile|cek bir hayat arkadaşı onu unuttu-| Demin gösterdi; bırakmıyorlar. Fena pişirince de ben|ramaz. ni geçtik. yiyemiyorum — İngiliz Si YA ğiniz yıldızın hizası- JANADOLU) b N Halil — Baştarafı 5 nci Sahifede — — |lerce yıl zarfında tekevvün ve teşekül ler mi? etmiş kavmi seciyemizden bir parça- İşte burada da öyle oldu. Şark ru-|sını bic kaydetmemeği bir dâgönörn- hunu garp kaidelerile ifade cden bü-|tian sayardı. yük bir ressam, memleketin Kş"ihî Halil Etem ahlâki prensipleri itibari zenginliklerinin çalındığı ve zatildi -|le de necip bir insandı. Dürüst, ha. n , eski eseglerimiz üzerine bile kapi.|miyetli ve merhametkârdı. Kendinden tülâzyon kontlduğu devirlerde orta-|bahsedilmesini istemez. Tabasbus ve ya atılarak müzelerimizin, güzel sa -|riyadan nefret ederdi. Bundan 3 sene natlar akademisinin temelini atan bir|evvel geçen bir vaka onun ahlâk te- müessis, Sayda, Nomrud dağ hafriyat-|lâkkilerini göstermesi itibariyle dik- tem hayatı ve eserleri Muallim — İnsanın en son çıkan|*1 #ltında, İsviçrede evvelâ Zürich ve — Takma dişleri efen - bil ilimler tahsil etti. Ayrıca Viyana larını yapan bir arkeoloğ, yani namını her zaman tebcil ile andığımız Osman Hamdi kendi kardeşlerini de kendi vü- disine çekti. Onları kendi irşad ve i- d&resi altında yetiştirdi. Galip Etem (1847-1895) büyük bir münismat oldu. Eski islâm, Selçuk, Atabeyler, Artuk oğulları — sikkeleri hakkışğla, Türkçe ve Fransızca olurak etüller neşretti. Halil Etem ise, İstanbulda Rüştiye tahsilini bitirdikten sonra 1876 da Ber Hin sefiri olan babasile beraber Avru- paya gitti. Gene dindar, kavmi ana- nesine sadık babasının mazbul türbe- daha sonra Beru ünlversitelerinde ta. politekniğine devamı ederek buradan da diploma aldı. Avrupadan memleketine döndüğü zaman, ağabeyai Osman Hamdi müz İk ve güzel sanatlar sahasındaki fu- ne başlamış bulupuyordu. Halil em bir müddet mülkiye, mühendis lerinde ve dartişşafakada mu- allimlik yapt n sonra, 1882 den - beri müzeyi hümayunu tesiz ve mü - dürlüğünü ifa etmökte olan kardeşi- nin yanına muavin oldu. İşta 0 tarih- te yani 1892 senesinde (31) yaşında olduğu halde mesleğini bulmuştur. Ne tahsil ettiği ulumu tabliye ve ne de muhtelif mekteplerde muallimliği o - nun — mesleğindeki — flirt — istidad| ve aşkı göndürememişti. Zaten Halil Etem Avrupada babasının tavsiyesile tablat okumuş fakat bununla beraber devam ettiği üniversitelerin tarih ted. risttını da takip etmişti. Halil Etem ağabeyisi sağ olduğu müddetçe onun yanında müdür muavi- ni olarak çalışmış, onun — ölümünden sonra ise (1910), hayrülhalefi olarak makamını işgal etmiştir. Halil Ete - min 1931 senesine yani ölümünden T sene evveline kadar bu — vazifede de bulunduğu malümdur. Bu şekilde o - nun müzelerimizdeki gerek müdür kate şayandır. Merhum âlim B k Millet Meclisi azası olmak dolayisile Ankarada da bulunduğu bir sırada Belvü otelinde ziyaretine gitmiştim. Önu zayif dizleri üzerine bir battaniye örtmüş, kendi dairesinde o zaman tarih kurumü ta- afından yeni bastırılmış olan Piri Re- isin «Kitabı bahriye» - si tetkikle meşgül büldüm. (2) Bende mevcut, Artuk - oğullarına, Uzun Hasan Hana ve Dulgadir oğül- larına sit gayri münteşir — kitabeler hakkında konuşt. rçok — müşkül noktaları âlimaı zah etti. Bunların neşri İçin bana yerdım etmeği kabu! eyledi. Bu konuşulanların hepsinden memnundu. Ayrılırken gayet samimi olarak «neşredeceğim etüdü kendi na. mina ithaf etmem için müssadesini» rlea ettim. Söz bundan ve yalınız bu zümleden Ibaretti. Fakat onun asil ve besus çehresindeki hat arın değiştiğin! farkettim. Bana ve samimiyetime actmadân teklifimi Şid- detle reddetti. Muhatabim — kızmişti. Mahcubiyet ve hayretten — afallamış bir vaziyette iken, onun titreyen du - daklarından «Tevekkeli doğll! Sen bu- raya dalkavukluk yapmağa — geldin» kellmelerinin döküldüğünü — duydum. Bu hitap karşısında gayri tiyart gözlerimden yaşlar süzülmüştü. Eği- dim. Hürmetle ellerine sarıldım. Af diledim. Bu onu son görüşüm oldu ve bu va- kayı iİse İlk defa olarak hikâye ediyo- rum. Eserleri: Halil Etemin biraktığı eserleri iki kısma ayırmak lâzımdır. 1) İstanbul asarı atika müzeleri. 2) Telifat e neşriyatı. Yukarıda işşret edildiği üzera, bu. gün dünya müzeleri arasında yüksek bir mevki işgal eden İstanbul! asarı- atika müzelerini tesis eden Halil E- muavini ve gerekse müdür olarak hiz moti 89 seneyi bulur. temin ağabeyasi Osman Hamdi, onuzn eserini tevsi ve tekemmül ettiren ise birdenbire |x 1981 de İhtiyarlığı sebebile ve ken-| Halil Etemdir. Bu cihetle ağabey ve di isteği üzerine müzeler müdürlüğün- |Küçük kardeşi Türkiyede, eski eserle. den tekâüde sevkedildikten sonra İs -|Fin bâmi ve babası olarak telâkki et tanbul mebusu olarak Büyük Millet|mek icap eder. İkisinin bu husustal aza intihap — olunmuştur. hizmeti tam yarım asrı doldurmakta- Ümrünün son senelerini bir kız ve biri|dtY. Osman Hamdi (Müzei hümayunu) erkek iki evlâdı ve refikasile beraber |kurmuş ve bizzat idare ettiği hafri- hasta değilsiniz. 7 — Teşekkür ederim doktor. Ha- Değisen ad zakatinizin hayranıyım. Hastaneden Çocuk sokakta — kaybolmuştu. çıkınca mirasçılarım aleyhine açaca- Hüngür hüngür ağlamağ: , | Moclisine iamm davada sizi şahit göstermeme Etrafına halk toplandı, birisi zavallı müsaade eder misiniz? yavruyu teskine çalıştı: : — Hayhay. Yakında buradan çı- zaten. leyman Etemin vefatile kendini son- suz bir teessür ve bitkinliğe kaptır . hat ve uzviyetinde teşeddüdler baş - göstermiş, nihayet uzunca süren bir hastalıktan sonra 17 teşrinisani per - şembe günü gözlerini hayata kapamış- tır. Halil Etemin şahsiyeti ve eserleri: Halil Etemin eserleri hakkında tah- Hile girişmeden evel onun gerek ilmi ve gerek se insani şahsiyetini hülâsa etmek fecabederse şunu söylemek kâ- fidir: «O tefekkür ve metodlarında büsbü. tün garpli, anane Ve Kiöstyütinda ta- mamen şarklı İdi.» Evet bu cümle hakikaten onun şah. siyetini mükemmel bir surette ifade eder. Kendisini tanıyanlar veya eser- lerini gözder geçirenler merhum üll- min hayat ve hakikât hakkında tama- mile realist kristikei ve zinde garplı bir görüş tarzına sahip — olduğunu kani olurlar. Fakat hissiyatına gelince onun mistik olmasa bile muhakkak su- rette ananoci ve muhafazakâr olarak temayüz ettiği görülür. Bu iki kutbu tolif etmek kudreti o nun seciyesine tunçtan bir salabet bah. şetmiştir. Ben şahsen onu, kökü Asyanın top. rağına ve tarihine gömülü bulunan, fakat dallarında Avrupa kültürünün verimli ve zinde aşılarını taşıyan bü. yük Türk milletinin hakiki karekteri- ne sahip bir evlâdı olarak tebell edi - — Ağlama çocuğum. Aileni bu-| Şişlideki yuvasında geçiren büyüklyatta meydana çıkardığı eserlerle luruz. Söyle bakayım: Nerede otu-|zlim, ihtiyar yaşında oğlu doktor Sü-| (Bilhassa İskenderin lâhdı ve diğer Sayda lâhıdları) zenginleştirmişti. Halil Etem ise Topkapı sarayın İdetlendi. Hıçkırıkları arasında söy-|Miştı. Bu acı hâdiseden itibaren sıh-İmüze haline getirdi. Ayrıca Çinili köşkteki eski islâm eserleri kısmın) ve bunun yanındaki binade Sümer, Assu ve Hittit eserlerini ihtiva eden vski şark müzesini tesis etti. Bu şe. kilde Gülhane parkile çevrili bulunan muhit bir tarih, güzellik meşheri halin! aldı. Onun eski eserlera olan alâka ve sevgisi bir aşk ve iptilâ derecesinde idi. Eslâfımızdan intikal eden en kü. çük bir yadigürın bile heder olmasın. dan müteessir olurdu. Topkapı anra- yında, Babıhümayundan, — Babüssa. adöye giden yol üzerinde bulunan kuru bir kütük haline gelmiş asırdi. 06 çınarlarin ATINA bölökdan (sth lar yaptırmıştı. Bu kadarını manasız bulanların meveud olduğunu biliyo- rum. Fakat o imparatorluk devrinde bin bir maceranın vukuunu seyret- miş bir kütüğü hürmete lâyık bir ha- tıra olarak telâkki ve siyanet etmiş- ti. Anadoludaki asarı — İslüâmiyenin de bir çoğunu zamanım tahribatın- dan kurtarmış, bu iş için gerek mü-| temadi neşriyatı ile ve gerekse müze- ler müdürü ve daha sonra «eski eser- ler koruma eneümeni» nin reis ve e- zası sıfatiyle ömrünün sonuna kadar aşk ve feragatla çalışmıştır. TELİFATI: Halim EBtem ilmi şahsiyeti, metod- ları ve telif ettiği eserler — itibariyle 2) Piri Relsin , dünyada — mevcut Amerika hatıralarının en eskisi olan, Cenubt Amerika ve Atlantiği göste - yorum. Halil Etem dindardı ve dindar ol. mağı bir meziyet telâkki ederdi. Bin. ven haritasının Halil Etem tarafın - dan bulunup ilim âlemine tamtıldığı- ni da burada kaydetmek 18>- Şahife: 6 memleketimizde eşi az bulunan müs. tosnt bir mevki işgal eder. O garp dillerinden Almanca ve Pransızcayı ana dili kadar mükemmel bilirdi. İngilizceye de vakıftı. Şark dillerin. den ise Arapçu ve Fursçuda geniş bilgi sahibi idi. Bern üniversitesinde doktora vermiş, ve daha sonra ilmi hizmet ve messisine muknheleton kendisine bir takım Alman üniversi- telerine fahri doktorluk - teveih ©- Junmuştur. Merhum âlim tarih ve taribe yar- İdımcı ilimler üzerinde kitap ve ma- kale hnlinde, tercüme veya telif ola. rak Türkçe, Almanca ve Fransızca igeniş neşriyata sahiptir. O daha çok tarihe yardımcı ilimlerle, eski eser- ler bilgisi, Epigrofya, Nümismotika Hle üğramış ve tarihle buzilar vasıta- siyle meşgul olmuştur. Memen münhasıran İslâmi — âyide ve kitabeler ve islâmi meksukât üze- rinde çalıştığı için tarihle olan alâ- ka ve münasebeti de İslâm - Türk tarihi üzerinde tekessüf oeylemiştir. Pukat mesaisinin morkezi sikleti bil. hassa eİşlâmi Eplgrafya» sahasında- dır. Bu mevzudaki eser ve makaleleri şunlardır: 1 Tarihi Osman! encümeni mec- eden etüdleri. emtin bu meemuada bülü- pan 80 kadar makalesinin hemen yir. mizi Epigrafyaya tahsis olunmuştur. Bunlar onun Anadoluda yaptığı tet- kik seyahatlerinin mahsulü olup; Kütahya, Tokat, Amasya, Ankara, Karaman, Trabzon, Alâiye, Ulubur. lu, Beyşehir. Merzifon ve Kayseride ve sonra İstanbulda bulunan Selçak, Anadolu Deylikleri ve Osmanlı devri- ne kit tetkik edilmiştir. Geri kalan yazıları ise Osmanlı tarle hine ve bibliografyaya mütealliktir. Half! Etemin ba beleri ve bilhas- sa Karaman ve Kermiyan oğulları. - n& ait mahkük vesalki neşir ve tahlil etmekle Anudolu tarihi için ne büyük bir hizmet İfa ettiği aşikâirdır. 2) Kayseriye gehri mühami — İslâk miye ve kitabeleri (İstanbul 1284) 1 eserinde de, Örtaza. munlık Anadolunun mühim merkez. terladen birf olan Kayserinin Selçuk sülâlesi, Ertena oğulları, Kadı Bur- haneddin ve Karaman oğulları dev- ine ait âbide ve kibelerini tetkik et- mektedir. Kitabelerin tahlil ve İza- hında bu eski Türk şehrinin tarihini işlediği gibi, bilhasta Selçik hüküme darlarını nhayat ve devirleri hak- kında bütün kaynakların - verdiği malümatı terkip eyliyerek emin ve iddi malâmat — Lahseylemektedir. Onun diğer eserlerinde - olduğu yibi «Kayseriye şehri> indeki sağlam ve vasi döemnenlonün — Selçük — tarihi. ni etüd etmek İstiyenler için ne ka- dar zengin bir rvefârane — olduğunu ben bizzat tecrübemle anlamış bulu. nuyorum, 8) Materiaux pour un Corpux İns- sripotlonum arabicarum, Partle 11T VAsie Mineure, Fose, 1. Sivvas et Diwrigi, (Paris 1910) Halil Etem bu çok'kıymetli eseri, İsviçreli Mase Van Berchem Jle he raber hazırlamıştır. Van Bechem da İslâm Epirgrafyasında otoriter bir â. İ Himdir. Corpus Zuseripuonun Arabi- carum'un birinci ve ikinci kısımları- * Mizir ve Süriyedeki İslâmi mahkü- küta tahsis ederek bu sahada en bü- vük ve mükemmel etüdü meydana koymuştur. Bu Copusun Anadoluya tahsis edilen kısımından — yalnız Sıvas ve Divriklden bahseden birinci YağIktlü “intişar “etmiştir. M. Vâan Berchera ve Halil Etem bu kitapta Sıvasın Selçuk devrine ajt âbide ve kitabeleriyle, Divrikideki Menkü- çek oğullarına ait Ulucamlin kitabe- lerini tetkik etmişlerdir. 4) Sultan Tumanbay namına bir kitabe: İstanbul 1936) Bu merhumun son eseridir. Bu kü- çük etüdde Mısır memlüklerinin so- — nuncusu olan Tumanbaya ait şimdi- iye kadar malüm yegöne kitabe tet- kik ve neşredilmiştir. Numismat'ke ait eserler: 1) Müzel hümayun meskükütı Os- maniye kataloğu; Halil Etemin bu eseri, ağabeysi Esmail Galibin İslâm Nümismotikin- deki geniş mesaisini tamamlıyan, Ah- med Tevhidin ve Galip beyin oğlu mübarek Galibin eserleriyle beraber bir kül teşkil ederler. Ahmed Tev- hid, Selçuk, Ak ve Karakoyunlu ve 'Türküstan hâkanlarının — meskükât- Kapdy rakrer belor |