e 17 Birinelkânun 938 Cumartesi Kadınlar, bizim zevki- mize ehemmiyet vermiyorlar Onler giyinirlerken, bizim de hoşu- nuza gitmeğe sazeteeller beni okuyucalarına çok saf bir kimse gibi. tanıtmaktan dâima hoşlanırlar, Bu hususta onlar- larla çekişmek istomem, hatta 'haklı olduklarını bile düşünürüm. Bu a- damlar, eğer isterlerse, kendileriyle pek az konuştuğum için benden da-| ha şiddetli bir surette intikam alabi- lirler. Beni yalnız saflıkla itham et- melerine ne kadar teşekkür etsem azdır. Gazetelerde, arasıra, hakkımda lenen şu sözleri okurum: «Gari Kuper, sırık gibi uzun bir a. damdır; kamışa benziyen bacakları-, nı nasıl kullanacağını bilmez. Bu ar- tist bir dilsiz kadar sessiz ve iki ya- şinda bir çocuk gibi çekingendir.» Halbuki ben, gazetelerin bana sor- dukları suallere elimden geldiği ka- dar cevap'vermeğe gayret ederim. Fakat tabif tenbelliğim, konuşmak bususundaki merhametaizliğim onla rr bir türlü hoşnut etmez. Şu son günlerde, gazetecinin biri bana şü suali sordu: «Giyinmesini sever misiniz>? Ehemmiyetsiz gibi görünen bu su- al karşısında, ilerdenberi bu husus- ta düşündüklerimi söylemek arzu- suna kapıldım. Akıl hastalıkları mü- tehassısları, şüphesiz, sözlerimi aca. ip bulacaklar. Ben kadınların giyiniş tarzların- dan bahdecek değilim. Sadece er- keklerinkinden bahsedeceğim. Çün- kü, kadınlar esasen nasıl giyinmele- ri lâzımgeldiğini pek blimezler, Böle olmakla beraber, bu hususta karşılık düşüncelere göre halletmek güç bir şey değildir. Lâkin cinsilâtif söz dinlemez; erkeklerin müşfik Şi dalma âsiyane hare- üdeta şiar edinmişlerdir. eker görüş ve düşün- aldanmıyorsam, kadınların cemde dabdaracık, rengârenk, kisacık Tob giymelerinden hoşlanmazlar. Biz erkekler, hemen istisnasız 6- larak, kırmızi, mavi ve ebruri kumağ- | , lardan elbise yapmağı severiz. Ka- dinlar , alelâde günlerde, (kır. mızımsaı, yeşilimsi, morumsu) elbise- ler giymeağe ve resmi günlerde si: veya beyaz kostüm taşımağa küm ederler. <i her kadını erkeği sinirlendirir! Yazan: Geri Kaper Geri Koper bir Filminde.. mecburdurlar SİNEMA YILDIZLARINDAN Çok köyu kırmızı, elma yeşili ya- yud da her hangi bir deli alacası, Halbuki biz üzel renkleri, parlak dokuma kumaşları, ipeklileri seve- riz. Biz erkeklerin de şüh olmak ih- tiyaç ve haklarıdır. Tavuskuşu tüy- leriyle, horoz ibiğiyle, aslan yelesiy. le böbürlenir. Kadın, erkekleri cezbetmek mak- gadiyle, bütün sun'i güze larını bir hakınış ibi kullanır. Buna mukabil, elinde fırsat bulunduğu za- man, bir erkeği maskaraya çevirmek ten hiç çekinmez, Bunun büyle olma- sı, her ha rekabet korkusundan İleri geliyordur. Çünkü kadm, her zaman, gürellik- te Ön safı İşgâl etmek ister, Düşünü- pâarmak nunda kıy etli bir gerdanlık taşıyan bir kadın umumi bir salonda nası) burnü havada gezer. Böyle bir va- ziyette en büyük zevki, giyinişi ha kında etrafından İltifat toplamak- tır. Kadınlar güzellik kraliçesi değil- lerken, meselâ orta devirlerde oldu- Ku gibi, erkekler kendilerine az çok çeki düzen vermek fırsatını bulüya: lardı. Biz erkek artistler, çok şükür, çevirdiğimiz tarihi filmlerde, süs- lenmek arzularımızı yerine getirebi- liyoruz. Erkeklere, giyinme — haklarını ta- mamen teslim edebilmesini istemiyo- rüm, Rahat bir şekilde ve hevesinize göre giyinmenizi kâfi görüyorum. Ben kendi hesabıma, bir. kovboy şeklinde de olsa, imekte serbest bırakılmamı isterim. Sinemacılığa kovboy filmleriyle başladığım — için, bu kılığı güzel bulurum. Herkes, gö- rüş ve istidatlarına göre, verdiği bir şeyden hoşlanabilir. Bu en tabit bir haktır. Eğer her sene değişen moda, ba- na kovbay elbisesi taşımam için mü- saade edecek olursa, gazetecilerin suallerine daha serbest cevap verebi- lirim. Ayağımda boyah iskarpinler varken dilim tutulur, konuşamam. Geri Kuper ” 'Okullarda yazılı yoklamalar Pazartesi gününden itibaren orta- kocasıns bir boyunbağı S gu renkleri beye-| Bir kadın satın alacak nir; okullarla liselerde üç aylık devre natları için yazılı yoklamalara baş- lanacaktır. “|aikkatli (ANADOLU) KORSİKA, TUNUS YAZAN Pıyer Domınık İtalyanın mebuslar bizimkine benze tan aşağı f ve azaları, tabir| caizse, met arecye itant eden askerler vö memurlardır. Esasen İtalyada herkes, veya hiç bütün söz söyliyenler, iş görenler, merkezi idareye itast ederler; bu itibarla da matbuatın veya kamo- yün her tezahürü merkezi İdare ta- rafından dikte ve tanzim edilir. Çünkü bütün duvarlarda şu döviz o- kunur: «Mussölini daima haklıdır!» Milli ihtiyatları hesabiyle, Fransız. lar bu hâdise karşısında İtalyan mil- letinin bize karşı ayaklandığını 84. nabilecekleri için bu noktayı tebarüz ettirmeğe Ihtiyaç vardır. Geçen gün, Kont Ciyano meclis önünde söz söylüyordu. Duçe de ©- rada hazırdı. Dışbakan evvelâ İtal- yanın 27 Eylülde ordusunu sefer- ber etmiş olması keyfiyeti üzerinde israr etti. Hatta bu geferberlik hak- kında tafsilât verdi ve İtalyan ge- nel kurmayının o tarihte Alman ge- nel kurmayiyle irtibatı — temine âma- de bulunduğunu tekrarladı. Bilhassa diplomatik bir kıymeti « lan bu nöktayı münakaşa edecek de. Şilim. Bizim bildiğimiz şudur ki kral, Yüksek askeri şefler ve halk tabâka- ları Fransa ile bir harbe hiç de taraf tar değillerdir ve bunu izhar etmiş- lerdir. Bu keyfiyet yalnız bütün İtal. va değil fakat dünyaca öğrenilmiş- tir, Bunu hatırlamamıza müzsade e- dilsin Bunduan sonra, Kont Ciyano Viya- na hakem kararının Macar - Slovak buhranını halletmiş olduğunu ve Al- manya ile İtalyanın aşağı Karpatlar Rusasi hakkında tamamiyle ayni fi- kirde olduklarını söylemiştir. Viyana hakemlerinden görünüşü >mpoze edememiş olan taraf bu ld. diada bulunabilir, fakat İtalyan Al. manla, Çek ve Macar gazetelerinin bir mütaleası akaini isbat değilse İtalya, Fransayı zaif yakaladı Fakat son grev muvaf- fak olamadı “Fransa imparatorluğu. bir ve bö- lünmez bir topluluktur,, Jsz ile İtalya arasındadır. Üstelik, lca- |bederse Londra bunu Romaya açıkça anlatacaktır. Kont Ciyano diyar ki: *« Bu anlaşmaların meriyet mevki- ine girmesi sulhun takviyesine - fili bir hizmettir. Bu takviye siyaseti. mizin yüksek hedefidir ve böyle kalacaktır. ve biz. bu hedefe eriş - mek için sebat ve reslizmle yürümek teyiz ve İtalyan milletinin menfaat- lerini ve tabil emellerini sarsılmaz bir azimle muhafaza etmek mevzuu bahis olduğu zaman bu ihtiyatkâr haröket elzemdir.» Ve işte Anti Fransaz diyebilece - #lmiz tezahürler bu esnada başla- miştır. Jurnalın Roma muhabiri bu teza- hürleri şöyle anlatıyor: Bu sözler üzerine, celseden önce kendilerine verilen emir mucibince bir çok mebuslar ayağa kalktılar ve «Tunus! Tunuk!>' diye haykırdılar. Hatta bazan «Korsika! Korsika!> sesleri de — işitildi. Reis çıngırağı salladı. Sükünet avdet etti. Bakı sutkunu faşist kuvvetinin stayişleriy e tamamladı. Alkışlar ve tezahür - terden sonra meclis salonu boşandı Dışarıda meydanda ve civar sokak: Ar oraya celbedilmiş olan tezahür- tüler tarafından «Tunus Tunus!»> haykırışları tekrarlandı. Elçimiz B. Fransuva Ponse dip- lomatik tribünde bulunuyordu. Bu yüzden Jestip daha beceriksizce ve daha kaba olduğu itiraf edilmeli- dir. Ve bu kabalık bize yüksek ve anlaşılır bir sesle Franaa ile İtalya arasında 19385 sonkânun anlaşmasiy- le her şeyin halledilmiş olduğunu iylemek imkânını veriyor, Biz ©- zaman İtalyaya Kamerunun beşte dördünün ve Togolandın keza beç te dördünün tarafımızdan alınması- na taviz olarak: 1 — Çat gölünün stratejik bir tüsü olan Tibestide 100.000 kilome! relik «razi, 2 — Obok şimalinde 10.000 kilo- metrelik arazi ve Bab - el - Mandeb boğazının hâkimiyetini, 8 — Cibuti demiryolunun - 7,000 hissesin! Verdik. Daha önce de Tunus - Libya hu - eder veiyi görüşle müşahitler, bi- Vükis, İtalyanın 1938 de Orta Av “upada Üç mağlübiyete uğramış ol- dukları fikrindedirler: 1 — Roma protokollarımı suya dü- şüren ve Trleste limanının iflâsına sebep olan Anşluş; 2 — Çekoslovakyanın Alman nü- uzu altına girmesi; 3 — Aşağı Karpatlar Rusyası işin- de Almanyanın zaferi, çünkü İtak yanın arzusu hilâfına, Almanya müs *erek bir Macar - Leh hududunu iste- miyordu ve bu arzu yerine etirilmiş- tir. Kont Ciyano mebuslara İngiliz » İtalyan anlaşmasının ananevi dost- duğuna tam bir dönüş teşkil etmediği ni... Avrupanın Akdenizin ve Afrika- nin yeni realiterini gözönünde tuta- rak tam bir aiyasi, askerf ve manevi müsavat dairesinde iki imparatorluk arasındaki münasebetleri tanzim e- iden bir anlaşmalar mecmuası oldu- gunu söylemiştir. İtalya bu sözlerle kendisinin büyük bir devlet olduğunu kastediyorsa mütabıkiz. Akdenizda İngiltere ve- iya Fransa kadar yüksek sesle konü- şabileceğini kastediyorsa mutabıkız. Fakat İtalyan - İngiliz anlaşmasının İngiliz ve Fransız politikalarının te- İmelini teşkil eden — İngiliz - Fransız anlaşmasını ihlâl ettiğini sanıyoraa İyalmış yol tutmaktadır. Akdenizde üç devlet için yer vardır, ve burada aâkert, siyasf ve manevi müsavat mevcut olacaktır. Fakat İtalya ile İngiltere arasında olduğu kadar Fran dudunun tashihini kabul etmiş, Şat ve Gademes - vahalarını İtalyaya vermiştik. Bu kadarı kâfidir. B. Müsâolinin 1985 de memnuni- yeti ya sahteydi veya değildi. E. Çer değildiyse neden mesele tekrar kurcalanıyor? Eğer sahte — idiyse bu daha fenadır, çünkü her üç se- rede bir komedyanın yeniden orta- ya çıkmaması çin sebep yok demek- âr. Daha ileri gideceğim. 1935 de ver diklerimizi biz Togoland ve Kame- runa,taviz olarak verdik. Halbuki bugün İlalyan gazetelerinin 1935 de aldıkları yerlerin İtalyan olduğunu söylerlerken bir yandan da Alman- yanın eski sümürgelerinin — iadesini istedikleri görülmektedir. Demek biz bir tarafa Jade edecok, öteki tarafa mukabilinde tavizde — bulunacağız. Anlaşılmaz bir şey. Daha doğrusu lüzumundan fazla anlaşılıyor. Roma tezahürleri 30 sonteşrin günü yapılmıştır. Fakat muhakkak ki birkaç — gün evvelden hazırlanmıştır. Romada umumi gre- vin akamete uğramiyacağı * sanılmı- yordu ve tamamen anarşi halinde bir Fransa karşısında bulunulduğu aa - nılıyordu. Şu dakikada” her halde Fransada yeni kargasalıklar olaca- (ğı ve Fransanın günden güne kuvvet- ten düşeceği sanılmaktadır. İtalyan- lar unutmuşlardır ki Fransa Marn- da ve Vörterde kavşılarında dünya. N ve zayıf Yazan: İngiliz İn'ıllennuı Akdenizdeki askeri veziyeti nasıldır? İngiltere, askeri bir garnizonun işgali altında bulunan Cebelüttarık boğazile ve bu boğazda donanmam- na sığınaklık eden bir limanla Ak- Bu boğazdaki Britanya toprakla- rı o kadar az, arazi'o derece kayalı' , Cebelüttarıkın kar tayyarelerin meydanlık edecek ye bile yoktur. İspanya, şayet İngil! senin hasms olacak olursa, Cebelü: sarıkı İspanya gerek Avrupa tarafır daki gerekse Afrika sahillerindel bataryalarile tehlikeli bir vaziyet düşmüş olur, İşte bundan dolayıdır ki, bir harr takdirinde İspanya Fasının Fransız lar tarafından işcali tekarrür ettiri! miştir. Cebelüttarıka en yakın İtal van topraklarını, Sardonya, adas seşkil etmektedir ki, 1200 kilometr: mesafede bulunan bu adadan bor - sardıman edilmek tehlikesi pek v - “id değildir. İspanyol Balearların lan gelecek bir hava taarruzu da : siyade ihtimal dahilindedir. Ne 1 »İsa, Akdenizin geçidi gimdiki ha!d: Britanyanın elinde bulunmaktadır. Bundan başka, İngiltere, Akdeni zin çıkış geçidi olan Süveys kanalı va da 1922 denberi müstakil - bir levlet olan ve 1936 da akdediler 'ngiliz - Mısır muahedesile Britan vanın müttefiki sayılan Mısır dola nsile hâkimdir. 1936 muahedesi Britanya askeri kuvetlerinin seki n zarfında iç Mısırdan çekilerek Sü veyş kanalı civarında toplanmaları ni derpiş etmektedir. Kanalın orta- wna düşen İsmailiye ile kanalın ce vubunda bulunan Genalya, Britan va hâva donanması garnizonlarınır ve İngiliz ordusunun temerküz nok- aları olacaktır. Bu garnizonlardak ordu mevcudu 10 bin asker ve 400 silottan ibaret bulnacaktır. Süveye kanalının emniyeti, Britanya ordu. juna ihtiyaç geösterip göstermemek te olduğu meselesi, ancak yirmi yıl sonra tetkik edilecektir. Tekmil Mı sır limanları Britanya donanması - nin emrine amadedir. Süveyş kanalındaki bu kuvvetli İmevki, şimalden yapılacak taarruz: lara karşı Filiatin topraklarile de em- niyet — altındadır. Trablusgap üze rinden karadan yapılacak her hangi bir taarruz,aradaki çöl yüzünder İçok çetin bir meseledir. Portsaide |- yan matbuatının hilâfına olarak, Al man matbuatı 29 ve 80 sonteşrin gün- leri bize karşı dürüst davranmıştır Çünkü Almanya Fransanın kuvveti. ni bilir. Biz de onunkini bildiğimiz gibi. Bu müfrit milliyetçi tahriklere bir nihayet verilmeli ve Tunuzla Korsi- kaya uzanan eller geri çekilmolidir. Bu satırları yazan bir Korsikalıdır. Korsika Fransızdır ve İtalyanlardan bunu hatırlamalarını rica ediyor, 'Tunus Fransızdır ve müslüman- lar İtalyanın hâkimiyetine girme mek için ilk ayaklananlar olacak. tir. nn en iyi askerlerini durdurmuş o-| Fransz imparatorluğu bir ve bö- lan adamlara hâlâ sahiptirler. Son-! lsa ile İtalya arasındadır. Üatelik, icas'ra İtalyanlar farketmiyorlar ki, İtal-|se bölemez lünmez bir topluluktur ve onu kin E. C. Graf Pükler Doyçe Alkemayne Saytungun Londradaki daimi muhabiri ASKERLİK Akdeniz'de İngilterenin kuvvetli tarafları vıuıbdmdm için, tayyarelerin, Lib- yanın şark kıyılarını takip ederek 710 kilometrelik bir v yı.—'ııı lâzımdır. Bundan başka, ile Libya hududu arasında, mül mel bir surette tahkim edilmiş Mersa Matruh adındaki w Gi sü bulunmaktadır. Ancak, upuzun bir hutınıı âne ran Kızildenizin kontrolu inzimam “medikce, Süveyş kanalının uzun zun müdet askerf hâkimiyet altın- a bulunması bir parça güçleşebile “&i gibi, pratik ehemiyeti de kal - saz. Bu itibarla Kızıldenizin. şark >hillerinda büyük bir devlet yerleş- irmemek Britanya hükümetinin belk " başlı gayelerinden biridir. Bu mü- ikaza iledir ki, Büyük Britanya, abistanın cenup kıyılarını nayesi altına almıştır. nrp sahillerinde yegâne — ya 'evlet, Eritre sömürgesile bu sömür- enin hinterlandını teşkil edön Hö- esistanın sahibi İtalyadır. Britanyar sım ÂAkdenizin sşarkındaki — vaziyeti 'e ve Süveys kanalile ayrılmış olan 2ritre ile henüz inkişaf etmemiş bu- inan Habesistan Kızıldenizi decek mahiyette değildirler. aKldı “i, Kızildenizin cenup geçidi. Aden tahkem mevkindeki kara ve ha- 'a küvetlerile emniyet altına ll,ll' nıştır. Partsaitle Cebelüttarıkın tam ör* asında Malta - bulunmaktadır. *ki, Tritanya donanmasının büyük bir ismini barindıran bu adadan Ak « lenizin her hangi bir noktasından “zamf üç gün içinde varmak müm- “üindür. Bu ada o kadar mükemmel ahkim edilmiş ve o derece fevkalâ- de bir tayvare limanma maliktir ki, lenizden her hangi bir tanaruz teşeb- Süsünde bulunmak, karaya aekef sıkarmağa kalkmak çılgonlık - olur. Sahil bataryaları, sabit oldukların * Jan mada, endaht sahaları her isti- kamette ölçülmüş olluğundan, tar arruza geçecek olan gemi topçusuna daima üstündür. Maamafi, İtalya gibi hava donanı 'nası çok kuvvetli bir devletle hatbe ririşilecek olursa; Maltanin “ambaşka olur. Evvelâ taarruza ge' secek olan tayyareler, Sicilya ada * yından 20 dakikada, Trabluagarptii se, bir saatta Maltaya varabilir. Bu rakdirde, Britanya donanması böyle bir taarruzu vaktinde baber almış ol" aa bile yarım saat içinde manevra” sını yapıp bu taarruza karşı koyabi” leceği biraz şüpheli lebilir. Seferihisar cinayeti davasına bakıldı — Baştarafı 7 inci sahifede— teşkil edemiyeceğini müz- nun aleyhine suç del röre bersetine karar ve'nlıııc:ın’* i$ semiştir. Maznuna, son söz verilmit — Ben adalet istiyorum. Suçum yoktur, katil deği Demistir. Muh akemc üzdeki $alı gününe «fbimi ik