15 Aralık 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6

15 Aralık 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

P M 48 Birincikâmun 10935 Parşamhe HİKÂYE Nasıl Sevişi TUĞRUL DELİORMAN «Samsun> treni çarşıda görün-|sallıyor, Halbuki, istasyon gözden ten a benim.. aniden kayboldu. Gözleri yaşlı..| : Kolu yoruldu; rüzgârda aymlan Ellerindeki valizlerle sağa sola kö- kalp gibi titremiş olan ipek mentili, gelmişti. şarken birbirine çarpanlar, pardon|gözlerine götürdü. müsyü, affedersiniz Hanfendi rica| V Dudaklarımdan gayri ihtiyari: ederim, biraz dikkatli olunuz, of; ulan önüne baksa dangalak develrusu.. gibi yürüme be herif, bastığın yere| — $8 bak. Ayağımı prizolaya çevirdin babalık. Diye kâh nazikâne, kâh kabaca hiddetlenenler, bavullarını taşıyan hamala çıkışanlar ve nihayet konuş- malar ve tren seslerinden mürekkep koşkoca bir uğultu!... Vagonlar, sıl söyliyebildim ; süzdü. - ve hayretl- güldü: Çok mu acıklı oldu? nızZ. daha arttı; koşuşmalar, pardonsuz- lara karşı küfürler gırla gidiyor. — Ayrnılışınıza gıpta ettim, ıloğ-îı.:!ınuini. amcazadelerin ayrılışları- Sözleri dökülüverdi. Bunları, na- kul harekettir. Hem, sevişip seviş- bilmiyorum. O, mediklerinden bana nel., yaşlı gözleri ile beni baştan aşağı baska mevzulara atladık. Kendisi, — Romantik bir sahne yarattı- Bu sefer, kahkaha ile gölmeğe önümüzden geçerken telâş bir kat|başladı. Gülerken güzlerinden yaş lar geliyor, mendili ile o yaşları ku- rularken tekrar bir gülme sağnağı- serinledi. Pencereyi kapıyalım mı?, TANADOLU) dti | yorlar — Baştarafı 1 Inci sahifede — fından verilen zialele iştirak etme mişlerdir. İ Sebebi B..Çömberlaynın Alman gnır_teler(nîn son günlerde Yahudi mea'elesine aid beyanatı münasebe- tiyle eski Başvekil Baldvine karşı hücumlarda layı teessür bayan eden nutkunun meT:i! öğrenmiş bulunmalarıdır. N C in İra, 14 (Radyo) — ra- fan hiç benzemiysedu, BÜkAk, <a | daki Şabercı voca ci c_m%;.:.f' BRA Tafından verilen ziyafete Alman ga- zetecileriyle Almanyanın Londra büyük elçisi ve maiyeti gelmemişler- dir. Bu, mühim bir hâdige doğur- müstur, Ziyafette, Londradaki bütün ga- zeteciler, Başvekil B. Nevil Cember- layn, Hariciye nazırı Lord Halifaks, diğer nazırlar, Avam ve Lordlar ka- maraları azası, Kor diplomatik, mali müesseseler direktörleri, cemiyetler 'Tereddüdle gözlerime baktır — Amcazademdi. Sırf teşyi için — Yal... Yutmak lâzım. Halbuki, o vede Derhal, rada bir daire şefi imiş. Şimdi, Fuar dolayısiyle Karşıyakadaki teyzesini ziyarete gidiyormuş. —- Hem ziyaret, hem de ticaret. Diyordu. — Üşüyeceksiniz. Hava biraz |Hukukta okuyormuş, Babası, An- 'Tren memurları sual yağmuru na yakalanıyordu. Birdenbire irki.| — — Hayırl!. Böyle daha ivi... — İmümessilleri eeei di dali iel mez ğ ST MASEa ei PNi Gürmilik İksm ea Ti tamamen hazır bulun- — İzmir Fuarına hangi vagonlar| — Hakikaten, kamik oldu, de| — Üşümiyorum. Ziyatılin sohunü — doğra ge tahsis edildi, Bay kondöktör2.. — |ğilmiz.. —— — Amma, bakın, kollarınız, di-|nebt matbuat cemiyetinin reisi tara- Ve eller tutamaklarda, ayaklar| — — Estağfirullah; samimi bir ay-|ken diken. fından söylenen kısa bir nutka ce- başamaklarda... Aralık bulan bavu- rıliş. Göğsüme değen sağ kolunu.'vap veren Basvekil B. Çemberlayn, hunu sakıştırıyor. Böyleyim ben, işte; halbuki, üü & Hİi ai B Ka ea En K YA R Er SD i eğl SA LA G DAR olrcak D verl . BE ada Tet D Sa sezafplle örud 45 (KĞÜ Di eoleiri arücetini yap- vi Söke ai e DU H ubaim irkarc Aakamdırım Amar| , — Artık, di diker ol SKM Ge ee , İkinci ve üçüncü mevkilerin ko- le babama! Aman siz istasyona gek| — — Ya. öteki kolunuz? bankak lt ae da ae Bi N ridorları tıklık tıklım insan ve bavul meyen: elâlemin gözü önünde tuta-| — Başını, daha fazla yaklaştırarak,| » — A heelif _ıeîi"e'dge Cmiiyıl:ıiıerlr dolu... mam kendimi, hünkür hünkür ağla-|simsiyah, parlak gözleri ila gözleri-| yollarından yürüyecek sulhu BsM . Hemen her kompartmandan ay- ırtım.ı Diye israr ettim ve evden gü-|me baktı; sıcak bir sesle söylendi: |ma yolu. ni nlhr-__ G;ü u B relır îynldım. Halbuki, «On> dan| — —. Ona da, göğsünüzdeki ko-| — Biz, ikinci yolu tutmakla insani- Va Y SS VZT S NŞ Gülae ee eei bt H g yeti harp gibi büyük bir afotten ko- — Tüş zahmat danmin B Hle| —— Hakilâr geh eerlireran | Alrdedeğindan tatir bir do ZĞ DS ee balık jatifiyiz. n BURİ, & >i ) 5 geçti. İkimiz de, gülümseyerek bir e . e tatbik mevküne konul — Ne mi olacaksınız?.. Kandok-| — — Sevişmek mi?.. birimizi seyrediyoruz. muştur.» # 'ne güne duruyor? Onlara so- O run>. — Hazır yerimizi size verelim de, biz kazık gibi pencerelerde mi dikilelim. —— Amaan hanım valde, kafam kazan oldu. Derdini, git marko pa-| şaya anlat... Oturacak yer bulmak imkânsız. Yeni vagonlar takılmış; açık gözler- den bize vakit mi kaldı. Orası da, bir dakika içinde lebaleb dolmuş. Ne ise, güçlükle, ikinci mevki kori- dorunda, bir pencere köşesini bula- bildim. Kendi kendime: — Cezanı çek bakalım, diyo- rüm; hiç Fuar zamanı iki gün için Ankaraya gelinir mi? Geliş pek rahattı amma, şimdi 1â İzmire kadar diz kapaklarına su|"" insin de, gör sen... Hattâ... Beni teşyie gelmek zahmetini ihtiyar etmiş bir dostum, gülerek bir göz işareti yaptı: — İzmirde neresi canım; — iki aylık yer. Bilhassa sözü sohbeti ye- rinde bir arkadaş buldun mu, yolun utamasını bile istersin Şöyle başımı çevirince genç kız- Ja omuz omuzaâ olduğumu gördüm. Dışarıda bulunan yakışıklı bir deli- kanlıya hararetli bir şeyler anlatı- yordu. Bir eli, delikanlının avucu içinde idi. Benim geldiğimden ha- berleri yok gibi idi. O kadar birbir- lerine dalmıstılar. Dostuma döndüm: * Muhakak bir yer bulmak lâzım. 'Trenin hareket etmesine beş da- kika kalmıştı. İkinci kampana da vu-|çıktım. Dolaşmasını gönce, kapılar kapanmağa, düdük-|de... ler ötmeğe ve yer bulamıyanların te- lâşları artmağa başladı. — Gençliğin tuzu, biberidir. S Dostumla, yanımızdaki — veda|lolmasa, gençlik yenilir. yatulur $e yihnesine dalmıştık. Genç İız, hü-|değiklir. Rinlü bir gülümseme ile bir çok şey- | Jer anlatıyordu. Sık sık tekrar ettiği gencliğinize pek çok çekmişe benzi şu cümleyi söylerken, bosta kalan | yorsunuz. idim. — OM, dedi; biraz oturacağım. Müsaadenizle.. Ve çevi nerek kompartmana girdi. andırıyordu. göründü. Dümdüz bir karanlık... beraber gramofonla miş üşıklara da raslıyorum. sevinç doldu: yerindesiniz. Şu aşk ne tatlı şeydir. Gülümsedi: — Nerede kaldınız?.. — Trende bir saatlik Biyasayı Aşk, hakikaten tatlı mıdır?, Gülmekten sözünü tamamlıya- madı, escantrigue bir tip karşısında bir hareketle geri dö- Tren, aşıklı otuz vagonu ile, ge- çenin içinde, korkunç bir mahlüku Etimesğut ve daha birkaç istas- yon geçtikten seonra karanlığa gö- âlü Eskişehir ovası hayal meyal Ve ben, can sıkıntısından vagon- ları dolaşıyorüm. Kavum Ve pastır- li dle ai Bonlat oduya böydükle” gazel| — Vücudünün titreyişi, KAT Ca Rsia çaç C YN dinlar... Bazısı, gecelik entarisi ile bağdaş kurmuş, yanındakile yüksek sesle münakaşa ediyor, karidorların kuytu yerlerinde, kafa kafaya ver. O kadar dolaştığım halde, küçük valizimi koyacak bir yer olsun bu- ğ öz Taraadrm; Tekkat Ni ürodizim wa- featlerine göre uydurarak, göna döndüğüm zaman, ayni pen- çerede ayni kızı görünce içime bir —EeTâ varasıya kadar sizi düşü- neceğim.» Demiştiniz. Hâlâ ayrlık pek severim | — Sözlerinizle, bu tuzu biberi Pardesümü çıkararak, itirazları- nı dinlemeden onun giymesine yar- dım ettim, — Amma, şimdi siz üşüyecek- siniz. — Üşümem ben. Başvekil, Münih anlaşması, Ak- deniz anlaşması ve Amerikan - İn- giliz ticaret anlaşması gibi mühim muahedelerin tatbik mevkiine ko- Rulmasından mütevelliğ memnuni- yetini beyan etmiş, bu anlaşmaların büyük ehemmiyetini anlatarak de- miştir ki: — Bilhassa Münih anlaşmasın- dan sonra geçen hâdiselerin ehem- miyeti inkâr edilemez. — O halde, ellerinizi bana veri- niz, Biribirimizi ışıtalım. Minnacık elleri buz gibi. — Biraz evvel, bu eller, başkası- nın avucunda idi. — Kıskançlığı hiç sevmem. Şim- di saat on; o zaman altı buçuktu. b KS A KA P LETRA ğu tonu — ve vaziyeti teessüfle Lavdederim.> — Anlama!.. T Sosi, ne kadar şehevt.. Tıpkı,| Tayyare, tahtelbahir raşeler içindeki vücudu gibi... Ki Baştenndast Gd S bana da/yennemi bir süratle on yedi saniye müddetle Almanların gözbebeği ve en modern bir şekilde yapılmış, dün. yanım en muazzam kravazörü olan geçti: — Üsüyorsun. — Üşümeyorum. — Sonu yarın — ı ı F zaniye sonra, güvertedo bulunan bah - riyeliler hentiz sığınaklara girmeğe ta ya ransa yakit bulamadan, kvndilıriı!; bu? — Baştarafı 1 inci aahifede — — |ba atun tayyarelere toplarmı çe güyo |meden, çift motörlü tayyare bulu: İngilterenin İtalya ile beraber oldu-|ırasında kaybolmuş, cehennemi bir ğunu göstermek istemektedir, süratle meçhüllere doğru uçmuştu. Roma, 12 (Radyo) — İtalyan| Bu vaka bizi müstekbel hava ta gazeteleri, Korsika ve Tunustakilarruzlarının şiddetin! anlatmağa kâ İtalyan menafiinin ehemmiyetsiz|ridir. Hava bombardımanları şüphe olduğunu kaydeden Fransız mat |-1z ki müstakbel bir harbin en tesirli buatına şiddetle hücum etmektedir-tarafı olacaktır. T- Gene yakın mizallerden Çin - ja- Berlin — Alman matbuatı; İtal-İpon harbini alabiliriz. Japon tayya- yanın metalebatı etrafında uzun mâ-|re kuvyetleri Nankin ve Şanghay $ aleler yazmağa ve Cibutinin İtah İnirlerini büyük bir çiddet ve ay |yaya veriknesi lâzım i ilorilmanda muvaffakıyetle bombalamış- ürdükten sonra, Korsika ve Tunu-|tardır. Evet muvaffakıyetle — diyoruz N, esven İlnlyaya aid olduğunulçünkü harbin her cephesinde olduğu ederek, Fransanın bu hususta| gij hava bombardımanlarının ds gürültü koparması bile zaid bulun-| bi pusussiyoti vardır. duğunu kaydeylemektedir. Tayyarelar ne kadar büyük bir sü - ANAD O LU ratle seyrederlerse etsinler, — gayet o y Siyasî bir ska bulunduklarından do-) Alman matbuatının ve Londra-| sunuz. 5 ü ı n daki resmt erkânının bugün almış| la mühim vazifeler düşüyor. Mil Döçland üzerinda uçmuşlar ve üç|'le İnsiltere arasında bir harp için .İvet havası yaratmıştır. B. Cemberlayn sözüne devamla t — Önümüzdeki ay içinde ben ve Hariciye nazırı Lord Halifaks, Ro- maya giderek müşterek kayguları- pılması lâzımgelen işleri müzakere eyliyeceğiz. Bu müzakerelerde kimin kaybe- deceği veya kimin üstün çıkacağı hakkında gene bir çok dedi-kadular wapılacaktır. Fakat biz, kimin kay- bedeceğini,kimin kazanacağını tes- bit etmek değil, sulhu korumak Avrupayı bir harpten kurtarmak şahşf emniyet ve istikrar yolunde teşriki mesalde bulunmak — içir daha derin bir itimad tesis eylemek hususunu temin için calışıyoruz. Buzı mehafilde diktatör memle- ketlerle anlaşma taraftarı olduğum için Nazi veya Fasist taraftarı oldu- ğum söyleniyor. Hattâ bu rejimir tesisi için çalıştığımdan bahsediliyor. Fakat bu düşüncede bulunanlar ta mamen aldanıyorlar. Böyle bir şev aslâ ve hiç bir zaman mevzuu bal olamaz. Şimdi İngiliz siyasetinin diğer bir vechesini tedkik edelim: Bugün bütün milletlerin meşgu' oldukları ehemmiyetle — üzerinde durdukları bir mes'ele var: Askeri hazırlıklar. Etrafımızda #u kadar milletin «i lahlandığı, şu kadar milletin silâh vr toplarının dağ gibi yığıldığı, bunr mukabil de — silâhsızlanmadan — hir bahsedilmediği görülüyor. Bu vazi yet karşısında biz de kendi müdafo: “ızı temin için her türlü tedbiri a! mağa merburuz, Nitekim bu mak sadla silâhlanma işine büyük ehem- miyet veriyoruz. "akat bir daha tekrar etmek i« Ayorum ki yığılan — silâhların, her hangi millet için olursa olsun te- hammül derecesi ne olacaktır. Cün kü bu kadar büvül - bir silâhlanme? karşısında bu millet| erin varidat kay naklarının kuruyaa ğı tabil ve kat” dir. Gazeteciler, sizlerden — Tica ede- rim, Sizler, bütün — milletlerin mü mesilleri olarak b rada bulunuyor Sizlere bu mes'ele karşısın etler arasında sevgiyi artırmak, si Tâhlanma yarışına mani olmak ve ni hayet derinleşme iatidadı gösterer ihtilâfları halletmek için neşriyat ya- piniz. Daha bir kaç asır evvel Amr rika ile harp halinde bulunuyorduk Buzün böyle bir harp tamamen mu *aldir. Kendi hayatımda da Fransa fal kalmıştı. , Bugün Arnerika ve İneiltere ara- zında — bir harp adimülimkândır. Fransa ile münasebetlerimiz de her “hemmiyetle tutarak Franaa ile be- aberliğini söyliyebilir.» Paris, İı:y(Rıdyo) — Londrada 3aşvekil B. Nevil Çemberlaynın yatku münasebetiyle Havas Ajane) vu haberleri veriyor; B. Nevil Çemberlaynın nutku, “yansada çok büyük bir memnuni- gazetecileri ile Alman sinin iştirek etmediği zi- 1939 Blaupunkt Alman süyük elçi: ndal — yafette İngiliz Başvekilinin söyledi- zi nutukta Fransa ve İngiltere men- at ve münasebetlerinin biribirinin olduğu yelundaki beyanat, iki mizi izhar edecek, yapılacak ve ya-|hükümet arasındaki noktai nazarın ayni olduğunu, fevkalâde bir vazi- yet tahaddüs edince İngilterenin ba- sit hukuki menfeatleri aslâ na- zarı — dikkate almıyacağını göster- iştir. Bu nutuk, Fransız - siyasi mahfillerinde fevkalâde memnuni- vetle karsılanmıştır. Londra, 14 (Radyo) — Gaze- teler, Başvekilin nutku ile Alman büyük elçisi ve Alman gazetecileri- nin ziyafete iştirak etmemeleri mes- zlesiyle ehemmiyetle alâkadar ol- maktadırlar. Alman gözetecilerinin, ecnebi /matbuat cemiyetinin vereceği ziya- fete gelmiyeçekleri, sasıt 19 da bell olmuştur. O sırada ziyafetin başla- ması icin 45 dakikalık zaman kal- mıştı. Bu kadar az bir zaman içinde senebi matbuat cemiyet) reisliği bir he |teşebbüste bulunamamıştır ve AL man gazetecilerinin bu ziyafete gel miyecekleri haberini ilk defa AL man gazetecilerinden Bodike haber vermiştir. Alman sefirinin ziyafete gelmi- yereği hususunda en züqdk bir ih- barda bile bulunulmamıstır. Bütün bunları Basvekil B. Çemberlayn, amncak ziyafet senasında öğrenmiz ziyafet masasında Alman gazeteci: lerine ve sefirleriyle maiyetine ha- zırlanan sandalyeler, boş bırakılmı- 'arak İngiliz meb'uaları tarafından işgal edilmiştir. Alman gazetecileri, su ziyafete gelmemekle yalmız ec- >ebi matbuat cemiyetine veya onun reisine değil, Başvekil B. Nevil Çem. berlayna hakaret etmişlerdir. İngiliz yazeteleri, bu hareketi bu suretle tefsir eylemektedirler. Landra, 14 (Radyo) — Alman- va büyük elçiliği btr tebliğ neşret- niştir. Bunda Alman aefaret erkâ- aının ziyafette bulunacak vaziyot- e olmadıkları, Başvekilin bulundu- Şu bir ziyafette bulunamamanın, nühim bir mahrumiyet olduğu kay- dedilmekte, Alman gazetecilerinin 'şleri hakkında bazı tenkidler yapı- hnca kendilerinin müşkül vaziyet- *e kalmameları için ziyafete gelme- dikleri bildirilmektedir. kıBlîı—mdn. 14 (Radyo) -——'ıbı::' il B. Çemberlaynın nutkundan hah- seden gazeteler, Alman gazetecile- rinin takınmış oldukları - vaziyetin -ok gayrinazikâne ve diyorlar ki: «Nutuk söylendikten sonra pro- testo etmek pek âlâ mümkündü, Bu mes'ele hakkında Avam kamarasın- da Başvekile sualler sorulması muh- ünde | temeldir.> Mes'ud bir akid Balıkcalr saylavı Bay Hacim My. hiddin Çayıklının kızı Perihan Çarık: h Je Bay Sabri Fetvacının nikâhları, dün anat anda İzmir evlenme — daire. *lude güzide ve büyük bir davetli gu. rubu ile iki tarafın dost ve akzabala- rı müvacehesinde kıyılmıştır. Genç çifti samimiyetle tebrik eder ve aaadetlerini dileriz. modeli radyolarını diğer eli ile yakışıklı dzlik&nlmınl kıvırcık saçlarını okşiyordu: — Aynlık ne fema, değil mi?. Ah, sen de geliverseydin. dır. Sizinki gibi... ayni pencerede idik. ' Rüzgâr, onun saçlarımı, yüzüme.! kat'i hesaplar sayesinde hiç bir za - — Bu, bir defa kullamlırsa tatlı- | man hedeflerini şaşırmazdar ve hom- !|baları büyük bir ttaatle vuracağı ye- ri bulur. İkimizde, Ve dudaklarıma sürüyordu. Ciplak kol — Şimdi, tren hareket edince|ları, omuzu ile beraber göğsüme do gerime geçeceğim. Tü varasıya ka-| giyordu. Konuşurken, — gözlerinir Har seni düşüneceğim. Ne üzüntüt.. |kıvılcrmlı bakışlarını gözlerime çe- Diyordu. Delikanlı, tamm mânasiyle müte- essirdi. Mütemadiyon, gözlerine bakıyor ve avucundaki viriyordu. — Benimki gibi mi?. Yani, ben genç kızın(âşık mıyım? — Ankara istasyonunda boşa- minik eli, parmaklariyle okşıyordu.|nan göz yaşlarınız, bunun en kuv- Son kampana... Ve tekerleklerin ağır hareketi Koşuşmalar; | vetli delilidir. — Siz, kadının göz yaşlarına ba- karsanız, çok aldanırsıniz, dostum. -| Vaktâ,, bu göz yaşları samimidir, iç- madılar. Nihayet sür'at fazlalaşınca,|ten gelir amma, onlar, kadınlarda ” gayet mebzuldür. Biz, çabuk müte- b0 Akaam karanlığında, istasyon-|»ssir olur. çabuk ağlarız. GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Sahip ve Başmılarriri HAYDAR RÜŞTÜ ÖKTEM Umumt neşriyat ve yazı işleri müdürü HAMDİ NÜSHET ÇANÇA, İzmir ikinci Beyler - sokak €. Halk Portisi binası içiide ; Telgraf: İzmir — ANADOLU TELEFON: 27Ta. Posta bitusu :405) e GÜTT NET AĞ ABONE ŞERAİTİ Yıllığı 1400, Altı aylığı 800 Kuyuştur. Yabünet memleketler için senelik abone ilereti 27 liradı”. ANADOLU MATBAASINDA Günü geçmiş nüshalur 25 ksuruştur.| Hiç temenni otmediğimiz müstak-| bel bir harpto artık en büyük rolü| |tayyare oynıyacaktır. | “Umumi harpte büyük bir dehşet ' yaratmış olan denizaltı gemilerinin imodası geçmiş sayılabilir. Modern harp silâhları arasında müşkül va- İ ziyetlerine rağmen en tesirlisi şüp - ıhıüı ki tayyaredir. Baş döndürücü bir süratle jlerle- mekte olan medeniyet yirminci as- van Ük yarısında en dehşetli harp si- Vâhı olarak har gün terakki eden bir İtayyare sanayli yaratmıştır. | Fakat muhakkak ki medeniyet da. ha sön sözünü söylemiş değildir. Se- neler kimhilir; daha neler — güöktere- ek. Medeniyetin İnsanları öldürmek igin nası) büyük bir hızla iler'emekte meydana köyacüktır. | Mutlaka dinle: yiniz Fennin en mü- tekâmil hari- kasıdır — (©) _O .uıv'"î!)-'llrlîl'm Atı dambalısı 133 liradır Muiki zevkmi yaz ve kış yece ve gündüz bütün tabliliğile ancak bü ahızalarIs tatmin ededilirsiniz. İzmir ve havalisi acenteliği ve her nevi radyo malzeme satış yeri A, R. Özmen v> “Teleraf Orman, Samna İskelesi

Bu sayıdan diğer sayfalar: