14 Aralık 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9

14 Aralık 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Süleymanı tahtından devirmek yen yalnız bir insan vardı: babası — Lünkü kısmın hulâsası — (Süleymanın çok samimi dostu olan Sur kralı Hiram Beni İsrail hü- kümdarına Tamara isminde güzel bir kız hediye etmişti. Süleyman o gece sarayın iç avlusunda ı-ııulm—şunl bir eğlence tertip etmişti.. Saray cariyeleri, Tamaranın etra- fını çiçeklerle sarmışlardı. Tamara ellikte eşi olmıyan bir Yahudi kı- z 'Tamarayı sarayda kıskanmağa başlamışardı. Bir gün Süleyman, wergisini muntazam vermiyen Âmon prensi üzerine bir ordu gündermek istedi. Bu orduya hassa zabitlerinden Şaon'u kumandan tayin etti. Şaou'u Kudüs Yahudileri sevmezlerdi. Bu- nun için Tamarayı elde ederek Sü- leymanı bu harpten sarfınazar ettir- meğe teşebbüs ettiler. Sonunu aşağıda takip ediniz. 'Tamara ihtiyarın kulağına iğil- du: — Size söz verdim mon'luların üzerine m. Dedi, bir rüy ileymana söyledim. —İnandı mon prensine ordu göndermek ni il amma, Şaon ısrar edi- Şaon'u A- ann—ak silen eğrirmek &. saraydan ayrılmışlardı. Kudüs Yahudilerinin Şaon'dan intikana almak maksadile bu ordu- nun hareketine mani olmak istedik- leri belliydi. Arnon'a gidecek ordunun başınde Şaon yerine bir başkası kumandan olarak bulunsaydı, Yahudiler bu ka- dar telâşa düşmiyeceklerdi. çare Fakat, Şaon yeni tedip ordusile| » Amon'lular üzerine yürürse, muzaf- fer olacağı muhakkaktı. Şaon, Amon prensliğinden ga bir kumandan sıfatile Kudüse dö - nünce, hükümdarın yanındaki ni fuz ve kuvveti eskisinden on misl artacak ve bu galibiyetten en ziyadr Filistin Yahudileri müteessir olacak | - ve ezilecekti. İşte Yahudiler, Şaon'un yola çık masına bunun için mani olmak isti- yorlardı. Yahudiler, Şaondan neden çeki niyorlardı) B.mun hikâyesi ve sebepleri u tar. Kısaca bahsedelim: (ANADOLU; Zındanda geçinip rahat edecek Katil Yazan: İskender Fahrettin Sertelli Ben, 11 yaşında - Sahranın Efrayımin Şaon'un babası Hazreti Davu- dun muhafızlarındandı. Şaon — çok küçük bir çocukken, babasını bede-| vilerden biri öldürmüştü. Jerüzalem | (1) Yahudilerinden biri bedevinin icaret ortağı imiş.. Katili himaye et * Ele vermemiş.. Şaon'un annesi glu büyüdüğü zaman bu hikâyeyi | kendisine anlatmış. Şaon o zaman- danberi Yahudilerden boşlanmaz ve fırsat buldukça kendilerini - tazyik ve ted Şaon muhafız bölüğü ile Heb - ron'a gidip gelirken, yoldaki Yahü köylerinde de bir hayli * işkenceler yapmaktan, genç kızları zorla aile- lerinin yanından alıp hükümdara he- diye olarak takdim etmekten zevk| duyardı. İşte Yahudilerle kahraman Şaon srasındaki husumetin sebepleri bun- İi iş ederdi. Süleymana: - «Kadınların lâfına bakmayın! Hüsnü niyetle başladığınız işi ta- vamlayın!> diyen babanızın sözle - rini size hatırlatmak isterim. Atları- ın dizzinlerini çekmek için sizden 2mir bekliyen muhariplerinizin şevk ve neşesini kırmayınız! Yarın bir haşka ve daha büyük bir harp başlar- ilsa, bu muharipleri ateşe nasıl gön- yman $aon'a heni vap vermemekle berabe n yola çıkmak için bir dah terecek olursa, $; ki de hareket emrini vere narayı dinlemiyecekti. Bu vaziyet karşısında Şaon'u yo- la getirmek çarelerini arıyan Yahu- lilerden biri saray vakkaselerinden kadını hatırlıyarak sarayda Saon'un nlardan biridir, dedi Kendisini ben de tanırım, Saraya gir meden önce gümüs kemerini bana terhin ederek para almıştı. Borcunu henüz ödemedi. Kendisinden istifa- de edebiliriz, sanıyorum. İhtiyar bezirgânarın birdenbire zözleri ışıldadı. Arkadaşlarına sor- dular: bilir misi; — Görebilirim amma, kendisine yeceğim? Uzun boylu konuştuktan sonra suna karar verdiler; — İlk önce - Sahtühin ” Böreünu vendisine bağışlamıya geldiğini söy- 'ersin! Bundan sonra, Saon'dan bah- aderek, Amon'lar üzerine yürüdü- ü takdirde başına bir felâket gele- i söylemesini ilâve edersin! Süleyman o günlerde halka ver- liği yeni öğütler arasında: «Borclarınızı vaktinde ödeyiniz. “İdeyemeyeceğiniz parayı — almayı- vız! Borcunu vermiyen insan, aldığı araya mukabil, şerefini vermiş de- ()) Kudü — Sen Sahrayı bugünlerde göre- erkek kardeşi çok tehlikeli bir bedevi idi mektir. Şerefini para ile satıp, ken disini ayaklar altına düşüren insan lara selâm vermeyiniz! Onlarla ah veriş etmeyiniz!» Diyordu. İSayaya gidecek olan benirgü leymanın rekkasesi Sahı darın bu öğüdünü de tel ve buna karşılık olarak kenı ııı.ııder yardım istiyecekti. Sahra, Tamara gibi zeki, görüş leri kuvvetli bir kız değildi. Sahra |saf bir bedevi kızı idi. Ve kendisin iyarete “gelecek Yaliudiye * dürhü! öti n EEa Saraya gitmek vazifesini uuıını alan Efrayim otuz yaşlarında gekçti; Heri yakıpılklı; hem'de zen gin bir inci taciri idi. Sahrayı çabul elde edeceğinden emindi. Efrayim ertesi gün Süleymanın zevcelerine mücevher götürmek ba: hanesile saraya irmişti. Sahrayı nasıl kandfırdı'ar Efrayim, Şaonun sevgilisini kan dırmak üzere saray avlusuna girdiğ zaman, Süleyman şehri gezmeğe çık mıştı. Efrayim, Sahraya haber gönder di. Sahra, Efrayimi görünce bahçey: koştu. — Yeni bir mücevher mi getirdin b şken seni de görmel nde eski bir üzüntü var. öğütle reunu bağışl: bu para kü | |satmak bağışlıyorum. F senden ufak bir y: Şaonu Amor için, ne onu kandıracaksın ! Sahra iri siyah gözlerini açtı: — Ne diyorsun.. Şaon hârbe mi gi diyor? — Haberin yok mu? — Hayır. Biz dışarida olup biten- leri nereden bi — Baua işe, karar verilmiş. İ Amonlular üzerine gönderiyor. Bunu ; duüuyuyorum sendeni Şaon benden hiç bir işini saklamaz- dı. şi neden sakladı acaba? on kaskanırsın diye!.. Betki gi Ih'x ken, sadece bir Anıh_"m,yımjıf diyecekti. Sahrâ sarayın nüfuzlu kadınların- dan biri idi. Bu haber fena halde ca- nni sıkmıştı. — O beni burada yalnız bırakıp bir yere gidemez, dedi, maden - ki ©- nün gitmesini istemiyorsun! Ben de söz veriyorum: Onun burada kalma- sına çalışacağım. Efrayim güldü: garıda değil, içerlde dJükümdar, Şaonu j — Buna muvaffak olursan, Kudüx' bir kız öldürdüm, diyor Fransada Brest — şehrine — yakın Daulas kasabasında bir hâdise ol- Muştur. Yolda gezinen on dokuz yaş- larında Pier, yoldan geçmekte olan bir yoleuyu kolundan tutmuş, onâ; — Haberin var mı dostum, demiş- tir. Ben, on bir yaşında bir kız öl- dürdüm. Yolcu, Pier'in bu sözüne aldırmı- yarak yoluna devam etmek istemiş- se de Pier tekrar arkasından yetiş- Mlş; — Bana inanmıyorsun demek! Se. Jaf temin ederim ki ben katilim. Ben, on bir. yaşında bir kız öldürdüm ! Demiştir. Bundan sonra Pler, başına topla- nan halka şunları da şöylemiştir: — Beni hapse kötürmeden — önce lütfen köyüme gitmekliğime müsaa- de ediniz. Orada babamı bir defa kucaklıyayım; ve ondan sonra zin- dana gideyim, Biraz sonra Daulas'ta küçük bir kızın öldürüldüğü haberi yavaş ya- vaş şuyu bulmuştur. Goürve adında bir adam, katledilen küçük İyet'in arasıra kendi yanına geldiğini ve bir srahık ortadan kaybolduğunu kara- zola haber vermiştir. Babasına veda ettikten sonra kara- cola gelen Pler, jandurmalarla bera- ver küçük kızı aramağa çıkmış; ve oldu onlara şunu anlatmıştir: — Geçen gün gene bu yoldan ge- iyordum. — Arkamdan bir ses duy- lum: — «Hep böyle geziniyor uz? Arkama döndüm. Orada küçük vet'i gördüm. Birden elimdeki balta e bana söz öylüyen bu kızın başina irkaç balta vurdum. Sonra da bıça- amla onu parçaladım: musu. Bunları söyliyen Pier, hiç heyecan eçirmemekte ve oğukkanhlıkla ça- iların arasını aramaktadır. Filhakika çalıların arasından kü- ük İvet'in paâram — parça ücudu ortaya çıkarılmıştır. Yapılan edilmiş akikattan, Pier'in bir gün evvel bir. alta ile bir bıçak satın aldığı anla. ılmıştir. Pler, cilere şunları da söylemiştii — Ben, İvet'i istiyerek öldürme- Bön göz olmak üzere yanında. im, Eğer o sırada başka birisi de| anımda olsaydı, onu da öldürür. lüm. Cinayet işlemekten maksadım, ndana girmek ve orada geçinmek- ir. ahudileri ir bediye u: yrası insana kırk yıl eymanın saray Malüm ya, kalmaz. Sü. a girip çıkan kadın- ar sayısızdır. Yarın sen de onlurdan ri n ! C 1 dişariya atılırsın! Ö zam e kemerinde patan bulunür oraün ya, seni soruz; eğer buü işi yaparsan! Sahra hem sevindi. Hem de canı s. 'cildi. —Siz bu işi bana bırakm! Diyerek Iç avludan bir yılan gibi süzülüp git-| a Efayim bu muvaffakıyetli -konuş- “adan - sönra saraydün çıktı. Yahudi nahallesine geldi. İlk önce babasına nüjğdeledi : — Sahrayı avacumun içine aldım. Bana söz verdi. Şavnu Kuduüsten bir vere göndermemeğe çalışacak. —Seni aldatmış olmasın?.. ——Kabll değil. Sahra yalan söylemez. Sok dürüst bir kızdır. Hattâ Şaonun kendisine bu işi haber vermemesinden hiddetlendi bile. —O halde bü kıza başkâ işler de ördürebileceğimizi umuyorum. — Ne gibi? . İhtiyer yahodi, manalı bir tebes- sümle oğlunun yüzüne baktı: —Yahudileri tam bir hüriyete ka- vuştarmak için , Süleyman tahtından devirmek.. (Devam edecek ) 1938 TÜ 14 Birincikânun 1838 Çarşamba RKİYESİ Atatürk ıTurkıyeyı en ileri memleketlerden biri haline Avrupalılar uzun Mond e Vuayaj mecmuası <1938 'Türkiyesi> adı altında bir makale neşretmiştir. Memleketimizi daima mistik bir- güzellikle Görmüş ve göstermiş olan Avrupalıların uyan- dırmış bulundukları intiba ve bugün kü ileri Türkiyenin bu inanışına vur duğu darbeyi göztermesi — itibarile dikkate şayan bulduğumuz bu ma- kaleyi aynen sütunlarımıza alıyo - Nena, | PiyerLoti'nin ve Klod” Farer'in| eetrlerile kafaları işba haline gelmiş olan garp seyyahları, vaktile halife- rır varmaz hayret içinde kalmakta daha doğrusu vaktile aldatılmış ol- duklarını anlamaktadırlar. Hiç şüphe yok ki, bugün Türki- ye'de ince ve zarif minarelerini gö lere uzatan camiler gene mevcud. dur. Fakat, halk,bu şarklılık damga- sından tamamen kurtulmuştur. Türkiyede artık ne sarık, ne fes, ne de şalvar vardır. Kadınlar artık| biter — hayalet değildir. Azadeler kalmamıştır. Türk kadın- ları sokaklarda serbest ve açık olarak, dolaşıyor. Giyimleri tıpkı Paris ve| Roımı kadınları gibidir. Bu dekor de- , bütün Türkiyenin değiş - mesinin bir timsalidir. İşte bunu bili yorsunuz ki Kemal Atatürk yapmış- tır. Büşük. denvlçt ademının! idaraci paratoru Mutsu İto'nun fikirlerinin aynidir. Diğer iki ıslahatçı gibi, Ata- garba karşı muzaffer bir şekilde mü- kavemet ettirmek ve garp medeni- yetini kabul etmek istedi. Halk, cs-| ki Turan milletlerine bağlanarak eş- ki milli şahsiyetini tekrar buldu. İş-| te bunun içindir ki, Cumhur reisi, hir Arap ismi olan Mustafayı atarak Atatürk (yı Türklerin babası) adını aldı. Ve gene işte onun içindir lerin hüküm sürdüğü Türkiye'ye va-| Türkiyede| fikri Büyük Petro'nun ve Japon im-| türk de memleketini ayni zamanda! getirdi zaman aldanmış olduklarını yeni anlıyorlar Fransada intişar etmekte - olan! canis Osmanlı imparatorluğunda« çok daha kuvvetlidir. Çünkü şimdi Türkiyede kuvvetli bir milli irade vardır, Hiç şüphe yok ki, İstanbul bugün Türkiyenin en büyük şehridir. Bu şehir vaktile Osmanlı imparatorlu- ğunün yapıtahtı idi. Şimdi Türkiye- nin merkezi Ankara olmuştur. Fa - kat İstanbul hâlâ Akdeniz limanları- nın en büyüklerinden birisidir. Bün- dan başka İstanbul şarkın en mühim şehridir. Burası bir sanat — şehridir de.. İstanbuldaki Ayasofya camiinde Bizans mozayıkları tekrar ihya edil.- miştir. Türkiye Asyasında da güzel şe- hirler vardır. Meselâ İzmir. Dünya- nin en güzel körfezlerinden birinin nihayetinde bulunan İzmir şehri, çok güzeldir. Ayni zamanda bu şehir şarkın en büyük limanlarından biri- Fakat merkez olan Ankara, Aıyıı nin en mudım bir şehridir, Sanayi ziraati Aıyı Türkiyesin. de olduğu kadar Avrupa Türkiye- sinde de çok büyük bir terakki göse İtermektedir. İpek ve tütün mahsu- Jlâtı itibarile olduğu gibi, şeker ka- mışı ile de Türkiye Akdeniz memle- ketleri arasında mühim bir mevki ka zanmıştır. Pamuk hasılâtı 300 bin |kentale çıkmıştır. Nihayet, Türkiye bir maden mem- İleketi olmak niyetindedir. Zongul- İdak kömür madenleri işletiliyor. WTı.ul:iyı topraklarında gümüş, çin- ko, civa ve manganez madenleri çok olduğu gibi, Eskişehir dünyada lüle taşı madeninin mevcud olduğu ye- gâne mahaldir. Türk halkının ekonomik terbiye. Si arttıkça, servet membalarını da- ha fazla işetmekte ve Türkiye bir ânduı memleketi haline gelmekte- ir. Atatürk Türk halkını refah için- de ilerlemesini arzu etmekle, haki- katen değer göstermiştir. -Atatürk Türk ki ününe, toprağını çok ki, eski şark tarihinin derinliklerine . verimli bir hale getirmek için rasyo- (Etilere) kadar giderek milletinin|nel bir şekilde zeriyat yapmasını öğ- asıl unvanlarını aradı. Bugzün Tür-|retti. Atatürk şehirlerde yalnız ve- iye, tamamen müstakil bir devlet kâlet binası, posta dairesi ve konak mertebesini almıştır. En mühim dev- yaptırmakla kalmadı, işçi evleri de çok- Geğee K D L Cünla Ve engin yapmak isti.| letlerle baş başa müsavidir. Bugün Türkiye nüfusunun hemen hepsi Türklerden mütesekkildir ve Türkce İkonuşulur. Türkiye bu halkile. vaktile genis ve v »vri müte- mütecanis| kurdurdu. | — Böylece, Atatürkün yenilik siya- İseti memlekete faydat olduğu gibi, memlekette oturanlardan ayrı ayıı herkese de faydalı olmustur. — — v sudlalya Tunusu Niçin istiyor? İtalyan çocuklarının atlaslarında ,vorıi’e" "enızler nelerdır. Tunustan bır manzara z Kronikl gazetesin. den: «ltalya Tunusu niçin istiyor? İtal L Bunun cevabı (udur Libyayı ve miyor mu Tüunu: dn ele ge Hakikat « anlasılmadıkça, — Devamı 10 uncu sayfada — meden rib j

Bu sayıdan diğer sayfalar: