9 Aralık 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9

9 Aralık 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAHIFE $ General Şan-Kay-Şek'in sevgilisi 900 e- G — Canim -diyordu- aceleye se- bep ne? — Bimem, içimde mechul bir üzüntü var.. Adeta seni kaybedece- ğimi sanıyorum, Eleni herşeyi öğrenmişti. Son defa onları yan yana, Nikonun akrabasının evine girerken görmüştü. Fakat Pariye hiç bir şey söyleme. mişti. Bir defasında Parinin babasına her gşeyi heber vermeği — düşünmüş, fakat çekinmişti. Pari, bir gün onu zıvanadan çıka- ir lâkırdı söylemiş ve bu ar- zuları içinde kalmış, kimsedeü iltifat güörmiyen kızı, daha tehlikeli bir düşman haline getirmişti. Müküleme şöyle olmuştu. Eleni, ruhundaki noktadan mülhem olarak, — Yalnız güzellik bir kıymet ifade etmez - demişti - bazıları ona güven- mekle budalalık ediyorlar, Eleni de; —Doğru söylüyorsun -cevabını ver. ti . fakat göüzel bir kazın, ayni ge- iyi ve fazlletli bir insan oldu. u da hele bir düşün.. O taktirde edilmez mi? Ya insan hem çirkin, hem de manen ü ve bozuk olursat.. O takdirde ne yapmalı? Böyle bedbehtliğu tahammül nümkün müdür? Pari, bu sözleri, kalbinin bütün sa- fiyeti ile söylemişti. Halbuki Eleni, bu cümlelerde kendisine teycih edil - miş bir ima görmüştü. Pari, kucaklarında büyümüş, kendi allesinin himaye ve alâkasını görmüş olan bu çirkin ve hasta ruhlu bedbaht maklükun, bir gün kendisini zehirli- yebilecek bir yılan olduğunu hiç şüp- hesiz hatırlamamıştı. O gün, işe gitmeği hiç istememişi len gelen bir hls, bütün neş'esini ve eükünunu dağıtıyordu. Sanki, bir felâket kopmak üzereydi. Sanki bir şeyler olacaktı da daha şimdiden için- de bir Önduyu bunu eszerek herekete gelmişti. n buluştuklarının üçüncü günü.. bir yere, dikişe gitmişti. Pa- ri evde yalnızdı. Bazı şeyler dikiyar ve hafif hafif teganni ederek Nikoyu düşünüyordu. leneçekleri günler yakındı. Ba. elbette ki bu Izdivaca muvafakat decekti. Çünkü, kendisine soruner, © da herşeyi itiraf edecekti. Yalmız şim. diye kadar herşeyi ondan gizlemekle hata işlediğini anlıyordu. Çünkü ba- bazı, koyu dindar, ahlâk meselelerin- de ve bu gibi bâüdiselerde hiç şaka gö- türmiyen bir Hıristiyandı. amafih Pari müteselli idi. Çü kü babasının kendisini çok sevdiğini biliyordu : — Affeder, Diye düşünüyordu. Küçük bir şarkıyı hafif hafif te - ganni ederken, ansızın ve şiddetle ka- pi vurulmağa başladı. — Pari! Pari! ses, Eleninin sesi idi. ereden başını uzattı: i, ne oluyorsun? hte bir telâş ve samimiyetla . Çabuk - kapıyı l Pariciğim, sorma!.. Pari, kalbinde, gene o meçhul ve korkunç görünen hiasin ayaklandığını duyar gibi oldu. — Allahım -diye inledi. fakat ne oluyoruz Eleni! Ve, süratle kapıya doğru koştu. Eleni, korkunç Ve uğursuz bir rüz. gür gibi içeriye daldı, Parinin boy- nunae aarıldı — Ah yavrum, benim betbaht Pa- rim.. Sana ne Kadar acıyorum bilsen.. Pari ıstırapla Eleniyi sarstı: — Ne var, ne oldu? — Evet, ne oldu, söyle, beni çıldır- tucaksın. aç , vaziyeti kavrayamıyor. tan açık kalan kapı kapadı. koltuğa t mıiştı, yarı baygan gibi İdi. leniyi kucakladı : — Süyle, söyle Elegi, ge olldu!.. Eleni doğruldu. Başını iki” tarafa salladı : — Ah, seni ah!.. dün 4mma... — Canim Eleni, bırak şunları- da, ise onu söyle: Eleni güya, baygınlık geçiriyormuş Benden gizliyor. — Biraz su ver -dedi- evvelâ bir damla su alayım ağzıma... Çünkü se- nin namına, seni düşünerek harap ol- düm, bittim, eridim, yıkıldım.. Zaval- h Pariciğim ah!.. kız, bir deli gibi, atıldı, bi bardak su aldı: — Haydi iç ve söyle; çünkü delire- cekim.. Eleni suyu da İçtikten sonra, bir parça durdu; sonra, toparlandı.. — BSen, bana neden bunu söyleme. din? Ben ki senin kâardeşin gibiyim. Felâketlerde de ortaktık, sandetlerde de... 'Ne çıkardı? Bana, esrarını ver- mekle ne kaybederdin sanki!.. Pari yavaş yavaş asabileşmeğe baş. lamıaştı — Canım, kuzum Eleni, birak bun ları da ne var, ne oldu, onu anlat.. — Birakayım ha!.. Onları söyl le mi? Hu.uuk Lak, ge: iyakının benim, ben!. Derken, Köğsüne iki defa vurdu; — İşte, şu çirkin sandığın Eleni yok mu, İşteo!.. — Devam edecek-— © Elen: n Tunus - Korsika tarafı © ncı Sahifede — ırda oturan kardeşleri ile tesanütle- rini ilân eylemek maksadiyle bir çok , |tezahürat yapılmığlır. Sassari, 8 (A.LA) —İDün Sassarf üniversitesi talebesi Korsika ve T-i nusta İtalya aleyhine yapılmış olan tezahürlere mukabil nümayişler ya . pilmiştir. Zabita küvvetleri nümayiş- cilerin Fransız konsoloshanesine yak - laşmalarına mâüni olmuştur. Talebe ihtilâl marşları ederek ve Düçeyi alkışlıyarak Opera fırka kumandanlığı binasjile hükümet konağı önüne gelmişler ve ördu ile İtalyan kardeşlerini selâmlamışlar - dır. Paris, 8 (A.A) — Radikal sosyu - llist parlamento grubu terennüm parlamento intihabat encümenindek! mümessille- rine intihabat kanununda tadilât ya- pilmasının hemen müzakere & dilmemesi hakkında talimat vermek ü.- zere toplanmış ve babdaki müzakere. lerin tehirine karar vermiştir. Roma, 8 (Radyo) — Tunustaki İ- talyan general konsolosu orada ya . pılan İtalyan aleyhtarı — nümayişleri bir kere daha umumi vali nezdinde r. Bu akşam yük başlıklar altında neşretmekte ve bu nümayişle- rin Fransiz makamatının çirgin bir tarafgirliği eseri olduğunu yazmak - tadır. Tunusta İtalyan konsolöshanesi taşlandı. Paris, 8 (Radyo) — Tanustan ha- ber veriliy Dün gece İtalya âleyhine nüma; ler ve tezahürat yapılmıştır. Uhulen fazla nümayişçi İtalyan konsoloshane- Binin önünde — toplanmış, . mürekkep hokkası ve taş atarak konsoloshanenin camlarım kırmışlardır. Nümayişçiler İtalyan kulübü önünde de tezmhürat şiddetle Proteşto etmi guzeteleri bu haberi b “|yapmışlardır. Polis, bu iki binayı küç- lükle muhafaza edebilmiştir. işçiler, bundan aotra sokak. larda gezmişler, vatan şarkıları söyle- . İmişlerdir. (ANADOLU) 200 yıl önce İngilterenin Fransaya karşı siyasi vaziyeti nasıldı? rinden bir kumandan | pinlenen Fransızlarla çarpıştı. Sonra gizlice bir sulh Vinston Çöçilin siyasi ve tarihi mev. zulara dair yirmiden fazla eseri vay- dır. Geçen sene «Tanidiğım adamlar» isminde bir eser neşretmişti. Bugün de yeni neşrolunan «Marlborough, ha- yatı ve devri» i#mindeki kitabından bahsetmek istiyoruz. Malborough -dükası — Con Çörçil, Vinston Çörçilin dedelerindendir - ve İngilterenin 17 inci ve 18 inci asır ta- rihinde büyük mevki olan bir siyasi generaldir. İsmi halk arasında Malb- roug diye meşhür olan bir şarkı ile ef- sanevi bir kahraman adı halini almış- tır. General Franaaya kargı mühave- Bölerde büyük galibiyetler kazanmış. ür. Vinaton Çörçil, iki asır evvelki de desinin hayatına, onun büyük zafer. ler devresi olan 1708 den başlıyor ve lümü tarihi: 1722 ye ediyor. neral Marlborough ikinci saltanatı zamanında ordud başlamış, sonra Gi n d'Oranj, 1688 de İngiltere kralı olunca onun emrine geçmiştir. Evvelâ 1680, Sonra 1701 de Hollanda ordusunun başına veril- miştir. Bu orduyu Fransız kralı dördüncü Luinin ortalığa hâkim — ol mak istediği Iddfası üzerine Avrupa devletleri birleşörek toplamışlardı. Ru ordunun başımda olarak — C Çörçil; Fransayı evvelâ 1689 da Val- kürda mağlüp etmiş, 1704 te Hoştet. te Fransızlaâra karşı büyük bir galibi- yet'temin etmiştir. Blenhâym 2zaferi ismini verdikleri bu galibiyeti İngiliz. ler Cön Çörçilin en büyük muharebesi sayarlar. 1706 da Ramilide, 1708 .ıe Üdenard da galibiyet kazanan ge hayatının son devresinde muahedeler İmzalamıştır. kadar devam on Malplâke muharebesi devrin en bü. yük müharebesi olmuştur. Bu çarpış mada bir tarafta 100 bin Fransız ax. keri, diğer tarafta da 120 bin ittifak devletleri askeri bulunuyordu. Bu va. kamlar o zamanki muharebeler için büyük bir kuvvetti. İttifak devletleri | ordusunu İngiliz, İskoç, İrlanda, Dani- marka, Prusya, Hanover, Sakson ve Hollanda sskerleri teşkil ediyordu ve | Kalvinci, Luterci, Anglikan, Katolik gibi türlü mezheplere mensup kimae- lerdi Bu ordunun başında da- devrin en büyük iki kumandanı olan Mariboro- ugh-ile Savoya prensi Üjen — vardı. Fransız ordusu da mareşal — Vilların idaresi altında idi Vinston Çörçil, dört ciltlik eserinde bu mühxrebeye büyük bir yer ayırmak- ta ve bir çok tafsilât vermekte: Fransız ordusuna iki cenahtan hü- cum edilecek, onların imdadına kuv. vet gönderen merkez bu suretle zayıf düşecek ve buraya, 33 topla beraber, ekseriyeti İngiliz askerlerinden mü- rekkep piyadelerle bir hücum yapıla, çtığı gedikten içeri de miktarı 30 bin olan süvariler gi cekler ve Malplâkenin arkasındaki o vada Fransız süvarileri ile çarpışacak- lardı. Bu plân noktası noktasına tatbik e- dilmiş, fakat derhal müessir bir neti- €e alınmamıştı. L1 eylül 1709 sabahi sant yedi buçukta topçu ateşi başlamış, Sakt 9 da da müharebe umumileşmiş. H. İttifak ordusu evvelâ Fransızların 801 cenahına hücum ediyorlar. Con Çör çilin idresi altındaki Hollanda ordusu Za geçiyor. sızlar büyük bir muka. vemet göstel rlar.Holanda ordusuna yarım sdat içinde beş bin telefat ver. I! Daimi encümeninden: Eşrefpaşa hastahanesi etü dairesi inşaatı 999 lira 48 kuruş keşif tu- tariyle ve 15 gün müddetle açık ek! rin 2490 sayı tmeye konulduğunda; h yasa. hükümlerine göre hazırlıyacakları teminatlariyle ikte birincikânun 938 Pazartesi günü anat İl de daimi encümenine İbaşvurmaları.. saIş 4844 akdedildi diriyorla. Hattâ muharebe bi Fran. sızların galibiyeti ile bitecekti. Lükin bir çok muharebelerde büyük bir rol oynuyan tesadüf burada da neticeyi kiştiriyor, Fransız kumandanı bacağından yaralanıyor terke mecbur oluyor. Bu suretle, merkez düşüyor ve plı düşünüldüğü gibi netice vermiş olu- yor. Devrin en kanlı :muharebesi Malpli ve nrdu_yn olan muharebesinde galip daha Halbuki Fransızların z tam 12 bindi. tir. nun ti bu- yarısı, Ondan sonra general Mariborough, bir iki muharebede daha muvaffakiyet | kazanmıştır. Fakat, o sırada İngilte- rede hükümet Tori Partisinin eline geçmişti ve 1702 de üçüncü Giyomdan sonra tahta çıkan kraliçe Annaya ta. mamile hâkimdi. Daha 1711 den itibaren Londra giz- liden gizliye Fransa İle müzakereye başlamıştı. Evvelâ, sulh ittifak dev. letleri ile Fransa arasında görüşül yordu. Sonradan İngiltere Fransa ile kendi başına bir sulh yapmağı daha Muvafik buldu. | Pransa ile anlaşmak istiyon - Tori partisi general Marlborough aleyhin- de harekete geçmişli. 1712 de mecliste kabul edilen bir kararnama ile, ordu- nun generale verdiği fevkalâde tahsi- *«lâ mâni olunmuştu. General Mari- İborough o zamana kadar, hizmetlerine |bir mükâfat olmak üzere ordu tahsi. satının yüzde iki buçuğunu alıyordu. Bir mım.w sonra ıçnnrıl vazife. w tarel Letm İ a ile hazırlanan sulh |maahedesi 1712 senesi & haziranında |parlâmen nasında general Marlborough söz alı- yor ve şiddetle muahede aleyhinde bu- lundrak bi —Bu da bir sulh İngilterenin ismi bötün diğer devletlere karşı hakir düşürecektir, diyor. Fakat, muahede imza ediliyor ve ge neral, sürgüne gönderiliyor. İki ae Avrupada kalan ( örçil, 17T14 de kraliçe Annanın ölümü üzerine hükü- İmete geçen Vig partisi tarafından te rar memleketine çağrırıhyor. Bununla beraber, hükümete iştirâk ettirn lar ve dü ömrünün sonuna kadar şatosunda yaşıyor. Şüphesiz kI, Vi ç rinden birinin hu hikâyesini yazarken, kendisinin çok taraftar olduğu bugün- kü' Fransız,- İngiliz dostluğunu hatır. lamış ve İki memleket arasındaki <an- anevi> dostluğu işaret etmek istemiş- - |tir. Hıfzıssıhha meclisi Vilâyet hıfzıssıhha meclisi dün Sıhhat ve İçtimat Muavenet müdür- lüğünde müdür B. Doktor Cevdet vilâyet sıhhat işleri etrafında müza- kerelerde bulunmuşlardır. Kadınların hâkim ol- duğu diyar — Baştarafı 8 inci sayfada — yorduk, rehberim “bir yeri gösterdi; — Burası mezarlıktır. Dedi. İçeride Bir udam vardı. Sağ elindeki bir dişten mezarın içine mü- en bir şeyler akıtıyordu. Me- ier ölülere de bu suretle rakı verilir. zararlı çıkmış, 24 bin telefat vermiş- “|bunların tedavisi için bir -İline gelinceye kadar Saraçoğlunun reisliğinde toplanmış 9. Birinci kânun 1938 CUMA Bu kadını kim soymuş, Vinston Çörçilin dede-/ kim takip ediyormuş? şahitler, suçlular hak- kında kat'i kanaat sahibi olma- dıklarını söylediler bayan Seher davacı mevki Kiyinmiş vaziyette, Ali çavuşla ona suçlu sandalyasında otur ğirceza mahkemesi salonu boştu. Mahkeme reisi B. Sü rahâtsız bulunduğundan riy kiinde B. Abdurrahman Bir, iddia ma- kamında müddeiumumi muavini — B. Rüştü Uzkent bulunuyorlardı. Müba- şirin sesi koridorda çınladı: — Bakkal Mehmed! a Kısa boylu, matruş bir adam mah. keme salonuna girdi. Heyetin önüne kadar ilerledi. Reis, kendisine, suçlu mevklinde bulunanları gösterdi : nisbeten ya Orhon et mev- re — Bunları tanıyor. musun, akraba- hk, düşmanlık gibi birşey var mm? — Tanıyorum... Yok.. Şâhid doğru söylüyeceğine namus ve viedanı Üzerine yemin et evine girip kendisine işkence etmişler, silâhla tehdid ederek parasını alıp git- mişler, hattâ boğar gibi yaparak ka. dını yüzüstü yatağa yatırmış, bağır- maması için ağzım kapamışlar. sen ehlivukut . Natıl oldü bunlar? Polisler beni çağırdılar, varını aşarak girdikleri iddia edik için ellerindeki gra tüfeğile — dıvara tazyik etmişler. Dıvarda bir iz vardı Ben de tetkik ettim. Dıvardaki namlı lizi 6 milim büyi sıfatile te ki Dü bulunuyordu. Bunu ölçerek tesbit et- tikten sonra numlıyi divara vurmak süretile ayni şekilde bazı izler dal yapmağa çalıştık, fakat sonradar tığımız beş, altı iz, ilk ize bir Tin nedir? iz, her halde bu silüh. » Kanaatım bu mer. - İkezdedir Şahit tile İkiçeşmelik baş komi. — Baştarafı 8 inci sayfada — "İmuayene ve tedavi ettirmelidir. Koyun ve keçilerde bu hastalık da. ha ziyade olduğundan tekne bulamaç kürığtırdıktan sonra koyunları sıra ile bu tekne için- den geçirmelidir. Şap hastalığı haj s1 kanununa girmiş hastalıklar dadır.-Bu hastalığın memleke deki hayvanlara bulaşıp yayılmaması için hayvanlarında hastalık — gören kimseler hemen köy ihtiyar heyetine veya'en yakın zabıtâ memuruna veya hükümet veterinerine haber — vermek ve veteriner gelinceye kadar hasta hayvanlarını ve bunlarla temasta bu- lunan sağlam hayvanlarmı ahırlarına kapatıp beklemek meeburiyetindedir. Hasta inek, koyun, keçi sütlerinin kay- matilmadan satılması yasaktır. Çünkü bu sütlerde şap mikrobu bulunduğun- dan küçük çocuklar tarafından çiğ ha. linde içilecek olursa haatalık çocukla- ra da bulaşır. Sağlık zabıtası kanunu mucibince şap hastalığının çıktığı mahaller kor- don altına ahınir. Ve kordon doh deki hayvanlara hükümet veterinerleri tarafından aşı tatbik olunur ve kordon Son 'hastanın şifa bulduğu tarihten f baren 15 gün sonra köydeki bil'umum ahırlar ve hayvan konan yerler fen: olarak temizlendikten sonra kaldırılır. ayaklarında kütran ve kepek döl sağlık için- miş. Burada bir itsanın ölülerin ba-|Bu kürdon dahilinden dışarıya iki tır- lüğünde idi. gra tü-| - İfeğinin namlısi da ayni önünde tet Byvin dı- i |lebini Eşrefpaşada -oturan 50 yaşlarında |seri B. Haşim Akçetin de dinlendi ve de temiz | şunları söş edi — Bu hâdise tahkikatına nazaran - çok genç görünen Ömer deleim reisi B. Sırrı Erkon el koy yorlardı. A-|Ben de kendi birlikte balundum. Reis — Kanaatınız nedir ? Bu suçu işlediklerine dair bariz bir kanaatım y bulunmuş. Alinin evine giden yolda bulunan bu kumaş, Seherin evindeki ün kumaş parçaların. Yolda böyle bir. kumaş Hattâ kadın da bu kumaş parçasının kendi bulunan kumaşlardan bi ğunu söyledi. Bu şel varakası tuttuk. Sonru B. dinlendi. a sandığında parça oldu. ilde bir de zabıt Hasan Riza Tarimman Bn. Seherin evi önünde tar. lada çift sürerken kendisinin polisler -|tarafından davet edildiğini, divarda görülen bir gra tüfeğinin İzi mi, başka bir iz mi olduğu hakkında gözü ikat yaptıklarımı söyledi, — Başka birşey bilmiyorum, Dedi. Davacı kadına sorı Son sözün — Bu suçlular, bilhassa çete Ali de- bu adam, karakolda ifade ver- raf etti. Bütün Şimdi huzuru. iyar, duymadıkla- Tni söylüyorlar. Siz de nuz.. Benim paramı aidılar, beni kup kuru ağaç gibi bıraktılar. Şimdi da arkamı takip ve beni tehdid ediyorlar. Reis — Seni tehdid ediyorlarsa po lise müracaat et, (Suçlulara) sizin bir du: ! rşeyi İt r de duydül Hlet bekliyoruz. Müddelumumi de evvelce rini istediği mazaunlar hak tekri Reis, — Muha haftaya 1 günü cektir. Mübaşir de salonda bulunanlara ba. fardı Muhakeme bitti keme bitti, dedi, efhim edi .—Eıyvan hastalıkları kemik, boynuz, bağırsak madde- çıkarılması yasaktır. Hastalığı vaktinde haber vermiyen, saklayan ve bu suretle hastalığı lerin n verdiği kara- areket edenler bi hir seneye kadar hapis ve 400 liraya kadar nakdi ceza edilirler. Şap hastalığı fevkalâde bulaşıcı bir slalık olma: rağmen deği Ba hastalığa unı.ık iki yüzde biri ö üyü ve hayvan tüccarlarım ikti. Çünkü çift ve hayvanlarını hizmetten slakoyar. Ve ağızlarındı yaraların — acısımdan yemlerini yiyemedikleri l rece zayıf düşürür ve bir ki bâllerine kolay kolay gelemezler. Kasaplık r etlerinin üçte birin', süt hayvanı iseler sütlerinin yarısını kaybederler. Hastalık çıkan maballer. de hsyvyan ve maddelerinin alım satı. mi dürür bu itibarla yetiştirene tücearlara bu hastalık çok bahalıya turür. Hastalığın bir a hüsüle gelecek za duğu kadar için herkese düşen vicdan talığı vaktinde hükümete mek 've söndürülmesi iç edbirleri hü saden öldürür. araba kalkması ve mümkün ol has. aber ver- n lâzim gelen t veteriner memu” #serine dik. şında bizzat rekı işmesi sevaptır. — İuaklı hayvşaların ve bunlara ait deri *>

Bu sayıdan diğer sayfalar: