3 Birincikânun Cumartesi 1938 BAY ÇEMBERLA —: Oniki tonluk gemide adalara doğru hareket!. Çemberlaynın bakkallığı Adada mercan kayaları arasındaki «0 'e kaza, zehirlenme ve güneş çarpması Uzun meşakkatlardan ve beş senelik çalışmalardan sonra yapılan zeriyat berbat çıkınca ziya Nevil Çemberlayn, 1883 den 1886 ya kadar, ağabeysinin de devam et- miş olduğu Rugbi mektebinde oku- du; kabineye ilk defa girdiği zaman, Rubi talebesinin çıkardığı «Meteor>» gâazetesi, tayin keyfiyetini bir liste ile haber verdi. Bunun üzerine yeni bakan şu telgrafı gönderdi <Teşek- kür ederim. — Bir insanı, yalnız Me- teor kendisinin hak ettiği yere geti- yebilir.> Çemberlayn, Rugbi müdavimleri arasından çıkan ilk başbakandır. Çemberleyn'lerin en genci olan bu zat, Rugbi mektebinden sonra, Bir- minghamdaki Mason kollejine gir- di; bu kolllej, sonradan, tesis'nde babasının büyük hizmetleri dokun- muş olan üniversitenin bir kısmını teşkil etti. « 1890 da, Çemberlaynın babası, Nevil'in ileride hayat istikameti üze- rin çok tesirli olmuş olan bir İşe gi- rişti. Josef Çemberlayn, resmi haya- ta atılmak maksadile hislerini baş- kasına sattığı — müessesesinden geri gçekildi; elindeki sermayenin büyük bir kısmını cenubi Amerika — csha- mına yatırdı. 1880 'nin sonralarına doğru, Arjantin parasi düşmeğe ba; layınca,-çok büyük zararlara girdi. Bu sırada Montreal'da rastladığı Bahama adaları valisi, ona, bu sö - mürgelerde yetişen Sisal adındaki pir nebatın çok kazanç bırakacağın- dan bahsetmişti. Bu ottan, Manila'- da yetişmekte olan kendirden daha mükemmel bir nevi kendir elde ede- bileceğini söyliyen vali, iş geniş öl- cak derecede az oluyor. Kısaca, iki delikanlı, babalarının - kendilerine vermiş olduğu vazifeyi başarmşlar- dır. İki Çemberlayn Andros adası - nin Sisal otlarının yetiştirilmesine çok elve“işli olduğunu tespit ettik- ten sonm , babalarına bir rapor ver- diler. Bı hun üzerine Josef Çemlayn.| oğulları an fikrine iştirak ederek a- ya geri gönderdi. nlar sineye çekildi 'Soldan sağa Çemberlaynin 1888, 1904 ve 1914 tarihlerindeki çekilmiş üç resmi kadar hayat tahammül! edilmez bir|rünce teessürümden ne yapacağımı şekil alıyor.» Vaziyet, yavaş yavaş düzelmiş ve evinin inşaatı bittikten sonra Nevil'-|Oğlum, bitap bir halde in yaşayış tarzı tekrar yoluna girmiş-|Bu defa nasıl oldu bilmem, tüfeğim- ti. Bu evin sivrisineklerden korun. mak için tel kafeslerle çevrilmiş bir nerandası vardı. Akşamları burada rahat geçirebiliyordu. Babası ve a- adada Vaaliyete geçti ve Nevil'i iş-|ğabeysi gibi o da okumağa çok düş- lerinin tatbikine memür ederek ada-|kündü. Andreas adasında bu iptilâ.- dilmişlerdir. Kadının hayatından ü- İsını tatmin için bol bol vakti vardı. 'mid kesilmiş gibidir. Nevil, allesine has olan bir enerji-|O günlede, bilhassa tekâmül teorisi- le karekete geçti. O günlerde And.İni okuyor, uzun gecelerde Darvin ile (ANADOLU) YNIN GENÇLİĞİ Deli bir baba Gelinini ve oğlunu yaraladı Paris — Ren civarında Sen Senfo- rien köyünde bir cinayet olmuştur. Hilar adında altmış beşlik bir ihtiyar, otuz altı yaşındaki oğluyla onun ka- risına arasıra asabileşir; —bilhaasa okğluna, — Beni bir gün berbad edeceğim! Tehdidini savurmaktan çekinmez- di.. Geçen gün, odasından çıkmayan — Baba! Yemek hazır. Sizi bek- liyoruz. Demiştir. Bu sırada Jan'ın kulak verdiği 0- danın içinden iki el silâh atılmıştır. Evvelâ jan yüzünden ve karnın. dan aldığı kurgunların tesiriyle yere düşmüştür. Ancak arkasında kendi- sini bekliyen karısı da o anda yere yıkılmıştır. 26 yaşlarındaki — jan'ın karısı başından çok ağır bir yara al- mıştır. Vaka mahalli çiftlik komşuları derhal zabıtayı haberdar etmişler, ve ihtiyar Hilar'ın kaçma- €e yetişen sına mani olmuşlardır. Hilar, zabıtaya şu ifadeyi vermiş- tir: — Odanın içinde oturuyordum. Oğlum Jan beni yemeğe çağırdı. O- na biraz kızıyordum. biraz korkutmak için çiftemi kapıya doğru boşalttım. Sonra kapıyı açtı- ğım zaman oğlumun da gelinimin de kanlar içinde yerlerde yattığımı gö- y b e İ l k Güzel sesli, sevimli yıldız. Deanna Durbin ile Melvin Duglas, <Masum yaş> ismile yeni bir film çevirmişler- dir. Bu filmde Deanna, Alis isı Duglas da Vensan ismini taşımakta. dırlar. Mevzu, aşağıda da - oküya- ilemedim. Evvelâ gelinimi yerden kaldırdım. yatıyordu. den çıkan kurşun benim de çenemi parçaladı.. Pek mustaribim, lütfen beni sakin bırakınız. Jan ile karısı hastahaneye sevke- bir gencin Amerikadaki maceralarına ruz: Vensan Bolet, İspanya harbine iş- tirâk eden güzel ve cesur bir gazete giydi. Onun bir taraftan Frankocular, diğer taraftan Cumhuriyetçiler ara. Memleket hastanesi | Masum Yaş! Deanna Dürbin Yeni bir film çevirdi Dilber yıldız, bu filminde masum, haşarı bir kız rolünü almıştır Deanna Dürbin, <Masum yaş> fil minde Duglas ile beraber.. benim bu nüvazışımdan o kadar yüz , herede görse benimle alay , odama giderek masamı, ki- iplarımı yıkıp devirmekten bir lahze olsun vaz geçmiyordu. Bu yaramaz kız gittikçe beni rahat cağınız gibi İspanya harbinden dönen |sız ediyordu! Hattâ onun elinden kurtulmak için aittir. Filmin mevzuunu kısaca alıyo-|kaç dafa bu cennet gibi güzel yeri terk etmek istedim. Onun sabahlara kadar başımı pat. latan gürültülerine, üzerime attığı u- fak tefek taşlara ve eşyaya nasıl ta- hammül edebilirdim? Bir gece ciddt buldu ki, etmekte ros adasındak! nüfus pek azdı. Ahü-|Nalâs"ı büyük bir âlüka ileetüd edi- lisini teşkil eden yoksul zenciler|yor, ayni zamanda tarihi eserleri, sünger avlıyarak sefil bir hayat sü-|otobiyoğrafileri gözden — geçiriyor- rüyorlardı. Koca adada üç beyaz in-|du. başoperatörü M. Nuri Arkan sında geçen kanlı maceraları dille ta rif edilmiyecek derecede zengindir. O gece Vensan Bolet'in şerefine bir ziyafet verilmişti. Arkadaşların bir bir ağabey sıfatiyle Vaziyeti — düşün. düm. Alis benden ne istiyordu? Onun giz- li gizli sokuluşları arasıra vücuduma san vardı. Nevil Çemberlayn'ın hayatı dai. | Adres: İkinci Beyler sokak v i ğ D A p Josef Çemberlayn, bu adada doğ-|ma çetin mücadelerle geçmiştir. || fırın karşısı.. Kakal seailsni kısmı içiyorlar, bir lâsmı çılgın 'bıı ;ıilrtnımerı hiç te iyi bir alâmet değil. müş olan Knovles adında bir İngi-| Andres adasında bulunduğu — sıra-İP 3.7 — kadar, Tele: muayene- 'dana havası içinde durmadan yüzü. d p lizi idareci olarak angaje etmişti;|larda her yıl, üç ayını İngilterede|| hane 3125 .Evi — 2980 yorlardı. * GÖ CA jb“"m yaramazlığı. Nevil bu zatla birlikte adaya gel-|geçiriyordu. Onu gören arkadaş- Bir aralık Vensan Bolet'in yanına|na ve benimle geçinmemesine rağmen. diği zaman, başlarnı sokacak - bir|ları, gölgedeki harareti 38 derece 0- Bıçakla yaralamışlar sokuldum: bana sokulduğunu ve benimle evlen- yer bulamamışlardır. Bir zenci bara-|lan bir memlekette yaşamış olduğu kalmışlardı: Baraka, penceresiz üç|yorlardı. Maamafih, bir gün mercan büyük odası olan bir yapı idi; dö -|kayalıkları arasında dolaşırken aya- şemesi çimentodandı; ça'ısı, akrep|ğı kayıp yuvarlanmış, bir başka se- ve kırkayaklara yuvalık eden ot ve|fer zehirli bBir ağaca yaslandığı için azlarla örtülü idi. Nevil,| kendine|kanı zehirlenmiş, günün birinde de » ğ dilirken, bu Ika- onu güneş çarpmıştı. AA NRASİ T ve h Adadaki işler yoluna — girmiş ol- Tepecikte Kâjıdhane caddesinde kasına yerleşmek — mecburiyetinde halde, pürsıhhat oluşuna hayret edi-| Hüseyin oğlu Kurban ve Arılan oğlu Hikmet, sebebi anlaşılmıyan bir me-İrandan, İspanyada çektiğin acılardan seleden Bosnalı Cemali bıçakla göğ-|değil; sünden tehlikeli Burette yaralamış.|diyorlar! Anlat kuzum şu hikâyeyi lardır. Suçlular yakalanmış ve bıçağı |bana d sakladıkları yeri söylememişlerse de nihayet itirafa mecbur olmuşlar, bir|ğü sigarasını tabağa koyduktan sonra /duvar kovuğuna sakladıkları bıçağı|kalın bir sesle bana şunları anlattı: metgühta idarecisi ve on beş yerli| » yır Onun fanliyet sahası daral- zabıtaya teslim etmişlerdir. marangozla birlikte oturuyordu. Ah-İmamış bilâkis genişlemişti. Yeni 8- çılığı yaşlı bir zenci kadını yapıyor-|çılan yolun bir kaç millik kısmı ik- du. mal edildikten sonra, dekovil hattı- Genç Piyoniye'nin üzerine aldığı |nın rayları tefriş edilirken işi bizzat vazifeler çeşitli idi. İlk işi, işçi temin |idare etmişti. ederek tarlaları sürdürmek oldu. İş-| Sisal'in büyüyüp yetişmesi için beş çüde tutulduğu takdirde, bu sayede adalardaki ekonomi inkişaf edeceği gibi, sermaye koymaktan çekinmi -| yecek olanlara da çok kâr bırakaca- ğını ileri sürmüştü. Bu mesele, em- peryalistliğin ele başısı olarak tanın- mış olan Josef Çemberlayn'ı çok a- lâkalandırmış ve bir iş andamı sıfa- tiyle de kendine çok cazibeli görün- müş olduğu için, bu sahada da tali- hini denemeğe kalkmıştı. Bunun üze- rinde çok geçmeden, iki oğlunu, Si- sal nebatından kâr temin etmek im- kânları tetkikine memur etmişti. İki kardeş, on iki touluk bir yel. kenli ile adalara hareket etmişlerdi. Gemideki kamarada bir kişi yerde yatabiliyor, biri de ancak bir sandal- yede oturabiliyordu; tavan döşeme- den dört kadem yüksekti. Bu dara- cık vaziyet yetişmiyormuş gibi, üs- telik hava da çok berbad olduğu için, gemiye mütemadiyen su giriyor ve iki kardeşin kamarasını âdeta su ha- vuzuna çeviriyordu. Dalgalar tayfa-|İgidiyor, kısa bir müddet sonra tek- lardan birini alıp götürmüş, zavallıİrar tarlalara dönüyorum; adamcağız güç belâ kurtarılabilmiş-|meğini, saat bire doğru oraya gön- ti. Felâket sade bu değildi. Ayrıca|deriyorlar. Öğleden sonra saat dört- iki kardeşi şiddetli bir deniz de tu-|te paydos ediyorum. Fakat,' ondan tuyordu. Halbuki her ikisi de denize|sonra, milyonlarca sivrisinek ve bu mütehammil kimselerdi. Maamafih, |sivrisinekleri - kaçırmak için yakı- yirmi sularında olunca|lan ateşin dumamı yüzünden, saat tesiri de şaşıla-İsekiz raddelerinde yatağa girinceye insanm yı fi çiler, gündeliklerini muntazaman al- yıla lüzüm vardı. Halbuki, bu beş yıl mağa Başlayınca, onlara mahsus bir|geçtikten sonra, tam mahsul alına- bakkal dükkânı açmak icapotti. Birlcağı zaman, bütün tarlalar sararıp müddet sonra, gündelik işleri bitin-İsolmağa ve bir yandan da kurumağa €e, Nevil, bu bakkal dükkânındaki | başlamıştı. Tarlalar lüzumu veçhile tezgühm başma da geçti. Tarlaların |derin sürülememişti. Bundan dolayı hazırlanma işi ilerlediği bir sırada,|ek'len Sisal'ler kök saldıktan aonra, mercan kayaları dinamitle atılmak |kurumağa yüz tutmuştu. Bir kaç ay|, suretiyle bir yol açmak lâzımgeldi. isüren bir ümid devresinden — sonra, Nevil'in bu gibi işlerden hiç haberi Josef Çemberlaynin teşebbüsü akim bilmiyordu. Buna rağmen bu işe Ne- mamıştı. Ziyanı, 50.000 İngiliz Nra- Kaaraaai aa p naae ça İzmir asliye ikinci hukuk dalresin-|dı: den: Davacı Bucada yukarı mahallesin-| yonlarda sürünmektense bize gel! al- de köşe sokağında 8 numaralı hanede|lemin içinde bir kaç ay istirahat etl» mukim Mehmed oğlu Mustafa tarafın. dan karas müddeinleyh abdullah efen. di mahalesinde ikinci sokakta 57 nu- maralı hanede mukim Mehmed ali|lunmaz bir adamdır. Ben ona her su. kızı Fatma aâleyhine açtığı dava üze-|retle itimad ettiğim gibi, rine müddelaleyh namına gönderilen davetiyede kendisinin gösterilen ad - reste bulunmadığından bahs ile bilâ| ğ inde edilmesi üzerine zabıta ma aptırılan tahkikatta daha ika|huzur ve saandet havası nan meçhül kaldığı anlaşılmış|miş cennet gibi bir yerdi. olduğundan davacının sebk eden tala- yoktu. Hele iştial maddelerini hiç|kaldığına artık kimsede şüphe kal-İbine binaen müddeialeyh hakkından 38/2690 ilânen tebligat icrasına karar verile-|nın bahçesi İspanyada çektiğim meşa- vil Çemberlayn, bugünlere dair aile- İsı idi. Darbe ağırdı. Çünkü Arjantin-|yek bu babta muhakeme sine yazdığı bir mektupta şunları an |de de büyük zararlara uğramışlardı. |perşembe günü saat onbire talk edil- latmaktadır: Fakat jJosef Çemberlayn kendisine —Anlat bana şu yeni maceranı! de. mek istediğini dehşetle hissetti, dim. Herkes senin harpte aldığın ya- Hi Göllvetle: KĞMEĞURLRE beş yaş, tamamen masum bir yaştı. O ne yetişmiş bir kızdı; ne de çocuktu ! Artık, bu harikulade güzel yavrunun beslediği ihtirasa nihayet vermek lâ- zırn geliyordu. Vaziyeti gizlice Alisin hem babasına, hem de annesine açtım. Zaten ben de plânımı çizmiştim./ — Bu plân şundan ibaretti. , Tanıdığım güzel bir kız, muvakka- ten benim karım olacak Ve bir. gün apartmana gelecekti. Bir öğle üstü Alis'le bahçede gezer- :en karşıdan güzel bir kadın görün. dü. fakat yeni macerandan behse- Vensan, derin bir nefesle -tüttürdü- —İspanyadan Nevyorka gelir gel- mez, patronum beni kendi yanına al- Hastasın! — Yorğunsun! pansi. Dedi. Teklifini kabul ettim. > Bilirsin ki patronum Fulorton bu-| ,, Paa doğru kollarını açarak ilerle- Alis, heyecanla sordu: —Bu kim? Yüzümü kapıyarak ve* gülmelerimi saklıyarak cevap verdim. —Karım! arınız mı?... Demek siz mun da ba- na itimadından ve sevgisinden daima memnun kalırım. Birkaç gün sonra Fulerton apart. manına taşındım. Hakikaten burası, inde — işlen- &vliy- liniz!... Cevap vermedim. Bu yalan plânla Alisi tedavi etmiştim. Ancak Kanett'te son derecede memnun lmuştu. Kenett, Alisi bütün kalbiyle seven ve onun gibi çocuk olan güzel bir delikanlıydı. İşte benim mace bundan İbarettir. SS Her akşam toplandığımız yemek sa- lonu, benim mütalea odam, apartma- 8/12/938 |katleri bana birerbirer unutturuyor. du. Bir gün evin içinde on beş yaşla- «Sabahın saât beşinde evimden Üüç çeyrek mil mesafede olan tarlalara gidiyor ve işçilere ne zaret ediyorum. Bazan bizzat kaz- ma ve küreğe sarılıyorum. Bu ha reketimden işçiler son derece mem- nün oluyorlar. Saat dokuza doğru : kalkıyo.|has olan bu büyük bir. kalenderlik| dava arzuhali ile sureti muhakeme di-|kızı gözleri kara ve iri, renği ise nar rum. Bir bardak çay içtikten sonra,|bu zararı sineye çekmesini bildi. Memleket hastanes miş olduğundan davetiye varakası ile rında kadar güzel bir kız belirdi. Bu yanhâanesine talik edildiğinden tayin |kızıllığına çalıyordu. edilen günde müddeialeyhin bizzat ve| Kimdi bu kız? yahut tarafından musaddak bir vekil| Ben, yanıma yaklaşmcaya kadar o- göndermesi gelmediği veya vekil gön- |nu birdenbire yanımda buldum. Gülü- dermediği takdirde hakında gıyap ka|yordu. Onun çok nefis bir ağzı ve çok rarı tebliğ edileceği tebliğ makamına |ince dudakları vardı. Titrek bir sesle: kaim olmak üzere keyfiyet ilân olu -| —Niçin hayret ettiniz bay Vensan ! Herkes bu tuhaf hikâyeyı güldüler, AŞUYUtDel T kahvaltı etmek için tekrar evime eski operatörü öyle ye- Telefon: 2310 » Telefon: 3380 nur. 110 ton P, çekirdeği İkinci Beyler sokak No. 82 'elefon aa eet İN FEŞEB Z İ Dedi. Ben, patronunüzun kızı Alis Ful. lerton'um ! Demek patronumun kızı bu kadar büyümüştü! Kendisini beyaz- ellerinden — tut- tum; —Alis Fullerton öyle mi! Ah buna ne kadar sevindim. Keşke ilk dafa böyle hareket etme. seydim! Çünkü küçük ve dilber Alis Müdrir VİT1EL TUZU- Nekris, romatizma, kum sancila! 'na karşı mide kara ciğer ve böbrekle| iri temizler. En ucüz minden & 8 875 Dedim.