Ö ŞA ME Fakat macera düşkünü kendini tutamamış, Japon harbine girmiş, nihayet Holivuda düşmüştür. Cinemondeden: . B Errol'ün adı hatıra gelir gelmez, onun maceralar dolu ha: önüne getirmemek mümkün Bu maceralâarın başında Avustraly nin isaiz adaları, korkünç timsahlar ve korkunş köpek balıkları, küçük Lili 'Daîta ile vevle pılan esrarengiz seyahatler ma şeridi gibi gözlerimizin geçer. Errol Flin, masa bhaşı macera, rından değildir. O, maceraların en şiddetli taraf. larile göğüs göğüse çarpışmış ve biz- zat macera yaşamak için yaratılmış bir adamdır. Errol'ün Belfost'da oturan babası biyoloji profesörüydü. Oğlunu iyi tahsil ve terbiyeyle yetiştirmek isti- yen baba, onu tıbbiyeye vermek is- tedi. Fakat Errol, hayat için tıbbiyonin değil boksun işe yarıyacağını söyle- di; ve on dokuz yaştıda iken tam iki mektepten kovuldu. Amsterdamda verilen bir spor şen- lüğine Errol Irlanda boks mümessili olarak iştirâk etti. Babası oğluna hiç söz geçiremi- yordu. Sidney'e hareket eden nile, çocuklarını Sidney kollejine — verdi- ler. Buranın profesörleri de Errol'ün manda ağaç keserken yerde altın izi gördü. Errol, gözlerine inanamıyordu. Evet, taprağın içindeki altın dama- n ak yamaca doğru derhâl Kine- deki kumpanyalara haber gönderdi. Onların ormanda yaptıkları - tetki- kat, hakikaten bu izlerin altın oldu- funu ispat etti. Artık Errol servetin elmas anahtarını elde etifiişti Kumpanyalar ilk defa ona 20,000 dolar verdiler. İş ilerlediği nisbette alı müceracı İIrlandalı genç, aylarca in- san ayağı basmamış - ormanlarda kalmıştır Bir gün ağaç keserken, dağın yamaçlarına doğru uza- nan bir altın damarı görmüş, servetin anahtarını ele geçirmişti.. (ANADOLU) “ Cinler mi, istih- kâm kazan Al- manlar mı? Yerin dibinden sesler geliyar Fransanın Almanya hududuna ya- kın bir köyünde halkı telâşa veren ve henüz muamma halinde kalan bir hâ- dise olmuştur. Köyde kimsesiz genç bir kadın ölü- yor. Eş dost toplanıp cenazesine gidi- yorlar. Mozareı tabutu toprağa indi. rip üÜzerini örttükten sonra bir takım sesler 'şitiyor: Toprağın altından doğ- ru âdeta tabuta vurulmuş gibi sesler geliyor. Derhal etrafındakilere söylü- yor. —ü canlandı da acaba tabutu aç- mâk mu istiyor? Merak ediyorlar. Mezarcı — derhal toprakları açıyor ve tabutu çıkarıyor. Tabutu açıp bakıyorlar. Hayır, ölü son uykusunu râhat rahat uyumakta- dır! denizlerde dolaşmış, D Fakat yerin dibinden gelen sesler de. ndı vyam etmektedir. Toprak açıhnca da- ha iyi iştiliyor: Bunlar kazma sesle. K idir... ç- K Ondan aonra iki şayis çıkıyor. Hu- 4 rafelere inananlar: —Cİinler kadından intikam alıyor. 5 .T Şimdi cinler onu mezarında raha klar, başucunda kama larla vurup rahatsız edecekler. vada iken günah işl Bu gib şeylere inanmıyanlar ise hâ- dizeyi başka şokilde izah ediyorlar: urası Alman hududünü yakır r. Fransanın mahut Majino hat na karşı Almanlar yerin altında İs ihkâm kazıyorlar. Öyle ki, bu yeralt yollar ileri Jar gelmiş ş İlerlemiş, buraya ka Yer altında müstahken İyellar açan Alman işçileri gece gün düz çalışıyorlar ve toprağı kazıp be on inşaat yapıyorlar. Hakikaten, mezarın başına — gidi; zoprağı dinliyenler yer altından kaz MA seslerinin mütemadiyen geldiğir Bununla beraber, hâdisenin bu şe ildeki izahına da inanmıyanlar var imdiki halde muamma halledilmemi armış. Yulunuyor.. Siyasi bir cinayet SAHİFE 4 —MM———— I İSPANYA HARBİ İngiliz gönüllüleri geriy dönmek üzeredirler On üç bin kişiden bir kısmı İngiliz, bir kısmı Kanadalıdır Harap olan İspanya şehirlerinden bir manzara 1936 da İspanyaya bir İngiliz gö-|anlarından biri geri kalan ingiliz gi sülkisü olarak gitmiş olan Fred Kop-|nüllülerinin çekildikleri yollarda man geçen sene orada beynelmilel 'rar cephe almaları olmuştur. Oralı ordudaki İngiliz gönüllülerine ku-|dan kaçanların bıraktıkları ile'yı mandanlık etmiş, yaralandıktan son den kuvvet bulun/bu gönüllüler yolı rü ingiltereye dönmüştür. |tekrar tutmuşlardı ve bu yol— hâli Fred Kopman bugün neşrettiği Madridin en mühim mukavemet bir yazıda İspanyadaki harbin ce- tasını teşkil etmektedir. sayanını hulâsa ediyor ve İngiliz| Harpte tecrübesi olan bir kuman| gönüllülerinin — vaziyetini — anlatı-|dan, bu husustg ebütün ömrümce yor: kadar azimkâr bir mukavemet İspanyadaki beynelmilel orduda | medim» demektedir. veya onun bugünkü bakiyesinde| Fakat ingiliz gönüllülerinin verdi mulunan İngiliz gönüllüleri İspanya-| ği telâfat müthişli. Muhürebeye 60 lan geri dönmek Üzere bugün Fran-|kişi girmiş, 250 kişi kalmıştı. Diğer ız hududuna yakın bir noktada bu-|leri ölmüş, yaralanımış veya kaybol unuyorlar. İspanyadan dönecek bu|muştu. , gönüllüler 18 bin kadardır ve bunun| Buna mukabil mütemadiyen d vüyük bir kısmı ingiliz, diğerleri de|gönüllü geliyor ve, «ademi müğâhal <anadalıdır. le» komitesinin hudutlara kotduğ İngiliz gönüllüleri İspanyol cum-İnöbetçilere rağmen aramıza İltiha yurivetci kuvvetlarine İsvan lınılml;k edivarda. Nitabim 1097 #aj &n ço az sonra iştirak etmişlerdir.|da Brunetedeki büyük mul tunları a bir. kısmı 1936 temmüzün-İjngiliz gönüllüleri adetçe çok kut 'a ihtilâl başladığı zaman esasen İs-| / ( Çriler, ada bulunsa İngilizlerdi.. Diğer- SaşaaRa İK eri de derhal İngiltereden hareket| — (- *iyan küvvetleri Buadelahâvad tmislerdi. Brunetedeki taarruz üzerine - maji Bunların hepsi erkek de değildi,|'üp olmuşlardır. Mussolinin adamlar lerinde bir çok kedinlar da — varılı|bundan bozguna uğradıktan —sonte i. biri malesef hârpte ölmüştür. Bu,|da Ispanyol hükümetçilerinin zafe) haşarılığına tahammül edemiyerek onu mektepten kapı dışarı ettiler, Errol'ü on çok cezbi şey, ÂAvus- turalya adalarının sonsuz - güzelli- çi Oralardaki esrar, ve oralarda- ki yerli hayatı genç ve cesur İrlan- dalıyı gittikçe sarhoş ediyordu. Bir gün o, elinde avucunda ne varsa hepsini sattı. Zaten Errol'ün kitaplarından başka para edecek kıy- i yoktu. Yeni Kine adaları İngilizlerce ta- mamen tanınmış değildi. Yorlilerin âdet ve ahlâkları üzerinde yapılacak tetkikler, avlanacak vahşi hayvan- lar, yamyamlarla geçirilecek acı ve ve tatlı saatler her halde çok alâkalı şeylerdi. Yeni Kinede zeriyatla meşgul olan bir zengin, Errol'ün cesaret ve zekâ- sını takdir ederek onu, yerli ameleler kendisine bu meblâfdan maada 40,000 Jira daha vereceklerdi. Errol, Sidneye geldi. Fakat, az bir zaman içinde elindeki parayı yeyip tüketti. Güçlükle kurtarabildiği bir kaç yüz dolarla genç İngiliz, küçük bir gemi aldı, Yanına da kendisi gibi maceracılardan dört kişi bularak bu defa Çin denizine hareket etti. Çinin ber iskelesinde onun geçir- diği aşk maceraları sayılmakla — bit. miyecek kadar zengindir.Ancak, bin bir gece masallarını hatırlatan bu deniz seferleri, bir gün küçük gemi- nin kayaâya çarpmasile sona erdi. Errol, gene Kineye döndü. Oradaki dostları, hayranları ve bilhassa kadın Aşıkları Errol'ü çılgın bir sevinçle karşıladılar. Ancak onda artık metelik kalma. önüllü olarak ispan ilk koşan-|başladı. O sırada ingiliz gönüllüle ardan Fel Bravn'dır. Felisya|26 gün mütemadi sturette cephed ondralı bir tiyatro artisti idi. Fakat |çarpıştılar. spanyol cumhuriyetçileri ile bera-| Ondan sonra da muharebe üstür ;—Vr î;ı'h"“ da pek iyi kullanmasını » yharebe oldu. Bruneteden — sonri Jlmiştir. 5). |bundan b n Kurtubâ tephesinde ingiliz gönül- | YUndan bir sone evvol Belçitede ça lâtlı bir cephe tutmuşlar. Pıştılar; 1937 kânuünuevyelinde N ellerinde çok eski silâhlar|rueli müdafaa ettiler, En son olara -ardı. Buna rağmen, iyi surette silâh |da bu sene martta Aragonda harp 1 bulunan düşmanlara karşı büyük|derek faşistleri sahile doğru - pü ir mukavemet göstarmislerdir. — | Lüctaler, 1937 senesi başından itibaren in. m çiltereden bir çok gönüllü gelmeye GÜNLÜK SİYASİ GAZETE saşladı ve bir iki & de 600 kişi BSahip ve Başmuharriri sadar geldi. Bundan sonra — ingiliz yönüllüleri dahâ iyi bir teşkilâtla HAYDAR RÜŞTÜ ÖKTEM Umumi neşriyat ve yaza işleri şarpışmağa geçtiler. müdürü |Kluz üniversitesi rek- törünü öldürdüler Bükreş, 29 (Radyo) — Klaz ü niversitesi rektörü, bu mechu bir şahıs tarafından üştür Bu cinayet, bütün Romanyada de in akisler uyandırmıştır. Cinayeti 'asi mahiyeti haiz olduğu söyleni vor. $e Üperatör Cemil Oral Memleket hastanesi eski operatörü İzmire avdet etmiş olup her gür öğleye kadar Gündoğdu — Fransır, hastahanesinde öğleden sonra Bi mMaceralar kralı Errol Flin Japonlara karşı harp etmekti, Erro- Vün içinde yanan ateş sönmiyecek derecede kuvvetliydi. Çinliler bu İn- giliz gencini pek iyi karşılamadılar. Hatta ateş hattına bile gitmesine ma- Franko Faslı ve diğer cenebi asker bulmak ve onları tarlalara angaje etmek için en vahşi kabilelerin ara- sına gönderdi. Irlandalı genç, çarşıdan topladığı boncuklarla, cicili bicili " çakılar ve çakmaklarla yola çıktı. Kineden haf- talarca uzakta bulunan, ve balta gir.| memiş, kuş uçmamış ormanlarla mu- hat olan yerli köyleri ve yerliler Er- rol'ü görünce ondan ilk defa kaçmı- ya, sonradan da bu yabancının yanı- na yaklaşmıya başladılar. Çünkü Errol onlardan çok fazlajnıştı. hoşlandı. Onların selâmlarını ve bazı| — Holivudun ve Londranın en şöh- kelimelerini öğrenmek için aylarca|etli rejisörleri Errol'ü — karşılarında yerlilerle yatıp kalktı. görür görmez, Ok atmakta, ata binmekte, ve in-| — İşte büyük artist! İşte bize lâ- san başı uçurmakta birinçi plânda|zım olan arslan adam! gelen Kineliler, karşılarındaki gen-| Demekten kendilemi alamadılar. cin her Avrupalı gibi çıtıpıtı birşey| Filhakika Errol Flin arslan vü- olmadığını, onun da kendileri gibi|cudlü, ateş gözlü, harikülâde çevik gözü kara, kendileri gibi ölümden|bir adamdı. O, ilk defa Avustralya korkmadığını anlayınca artık Er-|film kumpanyalarından birinde rol rol'le içli dışlı oldular. aldı; ancak bu rolde istediği şökilde Vücudları çentik içinde olan vahşi |muvaffak olamadı. kadınlar, karınları şiş ve vücudları| O sırada Errol'ün Kinede ektirdi. değnek gibi ince erkekler, nsan etini, |Zi tütün tarlaları da bir işe yaramı- kuzu eti gibi yiyen yamyamlar Er-|yacak bir hale girdi. Şimdi, yalnız bir mesol GARL ( “a h mıştı! Bütün sıkıntılara ve sefaletlere rağmen bu maceracı İngiliz timsah- larla dolu olan nehirlerden İnci top- ladı. — Felâketli günler, insanlar için derstir. Yılmadan çalışmak lâzım! Düstüurünu o, hiçbir an aklından çıkarmadı. Bu aylar içinde Errol Yeni Kine- ye gelen sinema kumpanyalarile ta- kalıyor-! aak ve ni oldular, Artık vatan onun gözünde tütü- yordu. Errol işte bu sıralarda Lond- raya geldi. Ve macera filmlerinden birinde re' aldı. rinci Beylersokağında No. 42 de hastalarını kabul eder. 'Telefon: 2252 — Hastahane Telefon: 2310 — Klinik Telefon: 3350 — Ev. Bu rolden sonra bilhassa onun yıl-| “Sebebi Pek basit! dızı birdenbire parladı. Bir taraftan | Çünkü Errol Flin artık göhret da- Londra, Puris, ve Holivud kumpan-|ğına nefes almadan tırmanmış ve (yaları ona müteaddid teklifler yapı-|Seplerini parayla doldurmuştu. yorlar; bir taraftan da Kineliler onun| — Güzel kız, güzel gözlerini kırpa eri ile Madrid kapılarına gelmişti. Ona karşı büyük bir mukavemet gös terenler de gene beynelmilel — ordu olmuştur. İspanyada dahaevel har- betmiş olan ancak 80 neferi ile ingi- Hiz kıtası Madrid - Valansiya yolunu müdafa ediyorlardı. Bu yolun her ne bahasına olursa olsun müdafa edilmesi emri veril - mişti. İngiliz gönüllüleri de, Kanada- h ve Amerikalılarla beraber, bu yo- HAMDİ NÜSHET ÇANÇAR İDAREHANESİ İzmir ikinci Beyler sokak C. Halk Partisi binası içinde Telgraf: İzmir — ANADOLU TELEFON : 2778, Posta kutusu:4 ABONE ŞERAİT Yıllığı 1400, Altı aylığı 800 Kuruştur. lun anahtarı vaziyetinde olan Argan da köprüsünü tutmuşlardı. Yabancı memleketler için senelik igene kendi vatanlarına avdetini bek-|Kıra ona baktı: Tiyorlardı. — Demek siz! Meşhur Errol Flin, Errol, parasız bulunduğu sıralarda |si3siniz öyle mi? Gönüllülerin elinde yalmız tüfek abone ücreti 27 liradır. Pariste güzel bir kıza rastladı. Onu Dedi, bulunuyordu. Bir iki tane de makine-İ| Günü geçmiş nüshalar 20 kuruştu lepey bir müddet arkasından takip| Errol Flin âdeti veçhile ağır ağır|li tüfek. Buna mııkıtfll .fııil“erh! m etti. Onun güzel yüzüne baktı; ona|güldü: topları, tankları, makineli tüfekleri BASILMIŞTIR ağır ağır güldü. — Evet sevgilim, dedi; ben Erro-İve tayyareleri vardı. İçimizdekiler. vi Fakat bütün bu iltifatlar semeresiz|/'üm! Ya siz? den biri daha sonra karısına yazdığı kaldı. Güzel kız da gülümsiyerek cevap|mektupta şöyle yaşıyordu : FAO Ç AAA Çünkü güzel kız Errol'e yan yan| verdi: «Hakikt bir cehennemde gibiy- ı Dr Zi a Ustün baktı. Az kalsın kendisini haçlıya-| — Ben de Lily Dmita! dik. Tanklar, tayyareler etrafımıza 2 y icaktı! — Meşhur — sinema yıldızı, meş-|bomba yağdırıyorlardı. Fakat - bi- Doğum ve kadın hastalıkları mütehassısı (Almanyadan döndi | Hastalarını 15-19 arası Birin: kordon Gazikadınlar durak yı yakınında 312 No, lu apartmand Bu korkuhç harbin en unutulmaz | kabul eder, Kekz. zim çocuklar kaplan gibi, pençeleri- le, yerde sürünerek çarpışıyorlar - di.> Ricata mâbnr oldukları zaman da gene hep bir araya toplandılar. 'Tesadüf bu ya, Errol, Paristen son-|hur güzel! ra onu Londrada, Niyorkta ve Holi-| — Uzun bir ıstırap ve meşakkat tu- vudda da gördü. fanından sonra biyoloji profesörü- Ancak güzel kızın son defaki te-İnün haylaz oğlu aşkta da, servette bessümleri hiç te Paristeki gibi soğuk de imtihanını vermiş ve bu imtihan- kaçmamıştı. da on numara kazanmıştı. Niçin? — Süzan Şantal — “casmllsanamadk li - TR A