Bir İstanbul yolculuğundan röportaj;:. Eyvah, çocuklar, bizim ih- tiyara ne cevap vereceğiz? yaşrdığı anlaşılan genç kız sa- dedi İlk aşkını rardı, adresini almağı unutmuşun, M L MA Bi | Deniz suyunu zavallı kadına ilâç deyip yutturunca, tamam! yaklaşırken, sağda vapurdan bir manzara — Evet ben? 'da İstanbula ı n 'r'reknımv:ku — Eyvah! Diye göylendi. Adresi- i ütema-|ni almağı unuttum !. - ü li l::ıhv;;::'ıın:ialnenn Yalnızdı.. Kendi kendine söylenip sallıya sallıyı 4 ur ayni zamanda sık sik ara- duruüyordu... n Sabredemedim : hSti kalım, gil — Adresi pek lüzumlu mu idi? K Slene aa sRada d Hiç bir cevap vermedi. Yalnız mü Tatarlarda bulunuyor. temadiyen yüzü İle maksadımı ve işin Y iular arasındaki kaynaşma|ehemmiyetini anlştmağa çalıştı. An- ölen « ynaş - .. tişler, kakışlar, ba-|lamıştım. L";'ıy;:r koşuşmalar, konuş-| -— Yeni tanıştınız her halde?. vaziyetten kurtarabilmek ü- midiyle — Yanlış olmasın? Dedim, Fakat o beni tamıdığına o kadar emindi ki, itmiyecekler, 1 di- ne çabuk unuttun? yet halime acıdı ve kendisini rıp Ça - Biraz kızarır gibi oldu. Kekeliye-bana tanıttı. DA da da göz yaşları, ; malar ve “:rı CAKSET Z ha İcek O benim ilkmektepte arkadaşım- kucaklaşmalı AA gökoularni || — DY dı. Fakat çehresi ne kadar dağişmiş- et güverte ve ikinci ;ş;;:“çıkmıımı temin eden kaldırıldı.. Beş on &i ket edeceRr y Vapdrün bir köşesine çekilmiş bu veriyaı Ne dersiniz acaba üyle mil |dar değişmişlim ?, at bul, Akup /naşmayı zevkle seğrediyordum. | Baktım; epey müteessirdi. Yoltu- gidiyor ve biz de bu cereyanın için- L'ğ Tünün çekilmesini gören bir luk ve insanlık icabı teselli etmeğe de, bir çöp gibi, mukadder neticeye N kl:ıd:n yolcu telâşa dütüler: çalıştım!. doğru koşüyoruz. kaç Dur ayol!.. Biz kalacağız.. — Üzülmeyiniz. O sizi arar — bu- ' yESİ ların bu feryatlarına al-'Jur!. Hava kararmağa başlamıştıı. Memurlar gene işleriyle| — Acaba? Artık rengi koyulaşan denizin ör- — Şayet anmimi ize, muhakkakt.'tasında idik.. Hiç bir tarafımızda tek 'nnesğızların telâşi artıyor: Vapurumuz iskeleden epey uzak- bir kara parçası görünmüyordu. K dın.—mur olsum, vapüur içinde laşmıştı.. Dubaların üzerindekiler| Yemekten sonra Celâlın —yanına evlâ- artık seçilmiş olmuşlardı.. uğradım. Güvetrede masa başına o olması ti? tant- | Diyebildi... Bu işin böyle pek tabil... Zamamımızda ilk Bu değişi lükika sönra vapur hare- şanlar hem çok ateşli oluyorlar, hem tırlattı. Kimb e mahenbiyet işe $ köprü bana da, kendimi ha- lir, ben de, o günlere, nisbetle ne k k günlerine de Pakat onl. Tnt dıran kim:. meşgüllerin kaldık!. Ne yapacağız. Aman 0 seveyim, etme, eyle-| Beş on dakika gonra limani ter- turmuş elindeki gazete Üüzerine bir dım, gözün Ki |ketmiş ve yolumuza koyulmuştuk...'şeyler yazıp çiziyordu.. Ni at Deniz yolculuğuna çıkanlar ara-| — Ne yapıyorsun? Şimdi?. Büe aç la-'sında, garip bir hal vardı.. — Hiç vakit geçiriyorum!. 4 len biri işin ala- 8 ş K a Muzip gençlerdi gA Yola çıktılar 'mi hemen yemeğe| — Yanına oturdum. Şuradan bura: yında? sarılıyorlar? dan konuştuk.. Bu aralık önümüzden ararı yok!. Ne olur bir İstan- apiverirsiniz.. hal kalmamış- — Zararı bul seyahati V: Artık kadınlarda, Sebeplerini; çantalarını, paketleri hızlı denecek bir hareketle mütema- ni önlerine açmışlar mütemadiyen diyen gidip gelen biri nazarı dikkü- iyip duruyorlar, Vapür de ta- timi celbetti: mdık bir arkadaş bulmak arzusu ile Zavallıyı deniz tutmuştu. Riraz son tı.. y İçlerinde yaşlıca olan biri: K M y Ta ben de ayni akıbete tutulmuştum. | -dedi- Bizim İhtiyas' golaşırken ismimin çağırıldığını düy C OU? ğ KİNF DA — Eyvah! kiarız, ne deriz? |4 SNYK Çi Şimdi, ben de güvertede, ellerim ce- ta ne deriz © çöcüki dum. Beni çağ ) jbimde, arşın arşın dolaşıyor, ciğerle- şımı çevirdim kimseyi yüremedim.. Kendi kendime: — Her halde yanlış işittim? Dedim ve yürümeğe hazırlandım, imdiye kadar ne- PALit tekrar beni çağırdılar, xene âf eksik vi D Yuktım. Ayni insanlar, ayni manzarat!.. Yoksu bana mı öyle ge- dal Ötekiler yalvarıyor — Aman bizi quuınn!: aü Yolcularda da hakikaten p İnsanlar var, — A kadınla! Yya çene çaldınız!. Olsaydı da!.. öre, Tik diğıma göre. UK Ylyardu?. S Bü kadınlar, aa aa aa Ölüyle şaşkın gaşkin bükarken| — İçerideki salona girdiğim zaman defa deniz yolundan * _.ı_! iyle şaşkın — şa; i5|. AgE T Ar SA Son birümitle gtnt VAS derin, Şukurlar içine gömülmüş irilbir yolcunun — kamar 8 a bir çift siyah gözün bana baktığımı işittim: gördüm. Evet, o idi: — Deniz tutmasına Kargı, Aksiliğe bakın; hafızam dağılmış içirirlermiş ne dersin? Kamarot evvelâ güldü.. Sonra: — Tamıyamadın mı dedi? — Canım -dedi- hiç bunlar para Yarı kısik bir sesle bir hata İşle -Jeder mi? Bakm sırası gölmişken size ten, bir gaf yapmaktan korkar|birşey anlalayım. K Bi Bo işe yeni başlamıştım. Bir kadıni deniz tutmuştu., Sersem gibi idi. «Ha- Vim ne olacak» diye söylenir dürürken Fimİ şişirerek mukavete — çalışıyor- dum, Deniz yolculuğunun bu kısmı çok berbad hakikaten.... İnsanın rahatını, bütün irade ve burnundan denize di k miyiz? tuzlü sa Ji olmuştu k',ı hemeN “Çibi idi. —Ş$imâi inemiyece! Bu sual o kadar tesir! ©. Onları geyredenlerden biri Söze karıştı: — Gelin, karırım. Kadınmcağızlara ye Ütti satikil.. Kendilerine hitap ede- nİn Deşi sıra takıldılar.. AZ. SONTA birinci sınıfa mahsus merdivenler- den aşağı indikleri zaman dubalar üzerinde geniş birer nefes aldıkları- $ D görebildim.. Kuluğıma kadar $U sözler geldi: — Töybeler tövbesl .. Ne diye. Artık kurtulmuşlardı.. İşte çan da çalıyor.. Halatlar çekilmeğe başladı. Maki neler işliyordu.. Vapur &İhr ağır â- çıldıkça el ve mendil sallamalar, göz yaşları arttı. Güvertenin parmaklıklarına yas- lanmış, etrafı seyrediyordum. Bir &. ralık yanında kendisini uğurlamağa gelenlere mütemadiyen mendil "Ll' diyan genç bir kız: gölin, sizi ben dı$ari Çi-| niden can ge- gibi; hem de sıkılarak: — Biz? Diye kekeledim, güldü: - - x n (ANADOLU) — HBayır, hayır yanlış değil! -de-İgörüşmek üzere vi mukavemetlerini kırarak ağzından,! Trakyada: Fuar filmi gös- teriliyor Edirne, (Hususi) — Dün gece eğit men, kursunda, kız öğretmen okulun.- da Ege kültür hareketleri ve 19388 beynelmilel , İzmir fuarı, Ödemiş, Bozdağ, Gölcuk, İzmir, Manisa eğitmen kursları, Manisa kalkınma manzaralariyle üzümcülüğü, Berga- gama haberleri, kozak fıstık orman- lariyle Bahkesir manzaraları göste- rilmiş ve çok alkışlanmiştır. İpek böcekçiliği: İpek böcekçiliği Trakyada gittik- çe-ilerlemekte Bursâ ipek böceği to- humları en iyi damızlık kozalarım Trakyadan tedarik etmektedir. Bö- cek besleme üsülleri - fidanlıklarda yetiştirllen yüzbinleree dut fidam da her'söne halka parasız olarak da- ihtılmaktadır. Meriç kazasındaki (Koza kurutma yeri) bir sene işleti- lecek böcek besliyenler tarafından getirilecek yaş kozalâr burada kuru- tulacaktır. Mersinin su derdi halledildi Mersin, (Hususi) — Belediye ban kasından temin edilen para ile Mer- sinin su ihtiyacı da karşılanmıştır. Su ihtiyacına iki yüz kırk . bin -lira sarfedilmiştir. Tesisat çok mükem - meldir. Saylav general Şefik Çalda Çal, (Hususi) — Saylavlarımız - dan general Şefik, müntehipleri İle etimiz dahilin- de bir gezi yapmış, bu arada Çala da uğramıştır. İlk mektebi de gezen saylavımız, çocuklara muhtelif — su-| ler sormüş, — kendileriyle — görüş- İmüştür. hemen aklıma gelivermişi Ben de sizin işittiğiniz gibi deniz suyununun bu derde deva olduğunu duymuştu raMurun'sige şimdi birzilâç geti- reyim.. Diyerek hemen koştum. Denize dal dırdığım kovadan bir bardak su al - dim. Ve hastama üzatarak: — Bir yudumda içiveriniz! Dedim. Dediğimi yaptı. Bir yu - dumda koca bardağı boşaltıverdi. Mo- rakla beklediğim işin sonu gecikmedi. Bir anda içinde ne varsa dişarı bo- İşalttı. Hastam şimdi İyileşmişti.. Derin bir nefes aldı: — Oh, diyordu, nasıl bir ilüç bu? Kendimi naza çekiyordum: — Doo.... -dedim- Herkese öylen- Mi — Camım söyleyiver., Hiç söyler miyim!.. Söylemedim tabii!.. Gözlerimi açıp dişarı çıktığım za- man vapürumuzün uçsuz — bucaksız. gibi görünen denizi yarzrak köpükler saça saça Herlediğini gördüm. Etrafta hiçbir siyah nokta yoktu. Vapurun büfesinin yanından Şeılıuı bir münakaşa kulağıma çarp-| a: — İnsaf be yahu!.. Kırk paralık ekmek hiç beş kuruşa satılır mı? 'Anlaşılan fiat listesi sabah sabah adamcağızın sinirlerini bozmuş.. Fa -| Kat suların üstünde başka bir Jokanta, bir büfe, bir bakkal, bir tek sigara ve bir piaküvi mi var ki, derdini anlat-| sın!.. * Ancak çok eski bir mektep arkadı- şından başka — kimseyi — tanımazken| şimdi kendime bir sürü arkadaş edin- Miştim.. İstanbul görünmeğe başlamıştı.. İzmirden ayrılırken göze çarpan telâş buralarda kendisini göstermişti: Fakat bu sefer gözler sulanmıyor; çehreler sararıp solmuyor, bilâkis her pkes gülüyordu. İzmirden ayrılırken adres almağı unutmuş olan genç kıza sordum:, — Temelli burada mı kalacakarmz? — Hayir, « dedi » on beş gün sonra döneceğim. Bu cevabı üzerine sevinmişim,. On On beş gün sonra dönecekti.. Kısa bir Zaman için tanıdığına mektup yazmı- 'acağına üzüldüne bakılırsa henüz ilk aşkı olacaktı: ' — Merak etmeyin « dedi - o sizi — 25 Birinci Teşrin SALI 1938 | MEMLEKETTE IKomşu Bulgaristandaki son muamma! General Peef, nasıl bir maksatla öldürülmüş olabilir? iyle, komünist vererek hazırlamış olmasına imkân ve ihtimal yoktur. Çünkü, bu iki si- yasi cereyanın kufuplar kadar biri- birine uzak ve düşmandır. İvan Mi- hayilof taraftarı olan mevkuf ko! teciler, komünistlerin hazmı dır. canı- Gene mevkuflar arasmda bulunan Matsankiyef ile Petkof, eski part azalarından iki şahsiyettir ki, bün- Tarın ne komyünistlerle, ne de Make- donya komitesiyle alâkası yardır, Bu üç türlü siyasi cereyana men- isup olean mevkuflardan sı ba hangisi tertip etti? Bulgar gazetelerinden — anlaşıları şudur ki, bu ciheti, Köse İvanaf hü- kümeti de henüz bilmediği için her üç cereyana mensup olanların topu- nu birden tevkif ederek birer birer sorgudah geçiriyor, şüpheli bulduğu aSti aca- Öldürülen general Peel i> Bulgaristanda işlenen büyük ve si- yasi cinayet, on gündenberi bütün dünya matbuatını işgal elti. Genel kurmay başkanı general Peyef ile, harbiye nezareti harita darlesi şefi Ustunyanofun Bülgar — payitahtının göbeğinde ve harbiye nezareti - du- varları dibinde güpegündüz öldü- “HPAN da Kemaller (Omortag) ve &rna civarına sürgün ediyor. rülmesi, bütün Bulgar millet | teme boğdu. Kral Borisin dahi biz-) zat bulunduğu cenaze merasimi, şimdiye kadar Bulgaristanda emas line nadir tesadüif olunur şekilde ka- labalıktı. Fakat, aradan ön gün geç- halde suikasti tertip edenler ho- nüz meydana çıkarılamadı. Abluka- ya konulan koskoca Sofya şehrinin içinde, asker yardımı ile yapılan a- rama ameliyesi polisin eline adam- akıllı bir ip ucu vermedi. Katil Kirof,| — General Peev ve binbaşı Stoaynovun ifade vermeden öldüğü ve- caninin katilleri meselesi etrafındaki adif kimler tarafından toşvik ve tahrik tahkikat daha nihayetlenmemiştir. edildiği anlaşılmadığından — şuikast | Fakat şimdiye kadar elde edilen ma- hâdisesi bir muamma - halinde ka-|lümata göre cinayet daha çocukluğun- ranlık mahiyetini muhafaza etmek.|dan beri cinai temayüller gösteren ve te devam ediyor. Katil Kirof 24-25 /müvazenesiz bir kimse olan Kirovun yaşlarında bir gençtir. 30 sene evel Şahsi bir şeridir. Birçok sene evvel | üş ve Vei | Fakat, Bulgar ajansının tebliğin- de, tevkif edldikleri bidirilen baş- ka bir siyast zümre mensupları jvardır ki, bunlar, Bulgaristanda ya- yet az ekalliyet teşkil ettikleri Adli tahkikat devam ediyor Bofya, 23 (A.A.) — Resmi tebli, . eylenen fakir bir ailenin, or bile görmemiş höyrat bir k cuğu olduğu gözönüne getiril suikastin başkaları tarafından tertip olunduğuna şüphe edilmiyeceği mu- hakkaktır. at, bu suikast acaba neden dolayı general Peyefin şahsı- nâ teveccüh edilmişli? Siyasi parti- lerle hiç bir alâkası olmyan namus- la bir askeri öldürtmekle suikastçı- lar acaba neyi kastetmişlerdir? Bü- tün Bulgüar gazetecileri işte bu kör- düğünü çözmeğe çalışıyor. - Belgrat- ta çıkan Vreme gazetesinin Sofya- daki husus? muhabiri, suikasti, eski Makedoönya dahili ihtilâl komitesi- nin hazırladığıni iddia etti. Filhaki- kâ, Sofyada yapılan araştırmalarda, Razvigorof, Osmankof, gibi bellibaş. h Makedonya komitecilerinden bu- zalarının yakalanarak sürgüne gön- derilmeleri, Yugoslav muhabirine bir dereceye kadar hak verebilir! Am- ima, tevkif olunanlar yalnız Müke - donya komitesi azaları değildir. Binlerle mevkuf — arasında (o zaman mahküm da olmuştu. Kat , | müddeiumumiye hitaben bıraktığı bir mektup Kirovu yüksek şahsiyetleri öldürüp bilâhare intihar etmek sure- tile meşhur olmak istiyen bir manlak olarak göstermektedir. Tahkikata de« vam olunmaktadır. Kiralık ev Bütün asri konforu haiz 5 odalı ve içinde u, (Eski Nuri Bey Sok.) 6 numaralı ev kiralıktır. Her gün öğleden evvel ayni ıl müracaat. Zayi ' İzmir Belediyesinden aldığım 1405 No. lu amatör şoför ehliyetna- mesini kaybettim. Yenisini alaca- gımdan eskisinin hükmü — olmadığı eski partilerden bazı simalarla eski ko -|lân olunur. münist partisi mensupları da vardır. Belediye caddesi 12 Buca Bir defa, suikasti, Makedonya ko-| $ Fi üü Hayret! Alman mekteplerinde dayak kabul edildi Kız ve erkek talebeye dayak şekli tesbit edildi Hamburgta çıkan muallimler ga- sini ancak müdüryet kararlaştıra. zetesinin yazdığına göre, o gehirdeki bilecektir. Bir günde bir kerre mu- mekteplerde talebeye dayak cezası- Aljimi tarafından dövülmüş olan bir "’"cı::*:ık:);::';:“_';]:::'::;m" ne |*7kek talebeye de, tekrar dayak atıl. Zibi nizama tabi olduğunu bildirili- Ması icap ederse ayni şekilde müdü- yor: Meselâ, kız talebe, muallimi ta- riyetten müsaade alınacaktı rafından döyülmeden evel, mektebin — Yaramaz veva tenbel talebe, ua- müdürüne haber verilecek, dövülme- lanmamakta ve çalışmamakta — de. yam ederse, şüphesiz ki, mütemadi- aramasa bile on beş gün sonra gene yen dayak yemek tehlikesindedir. buluşursanuz. Elverir ki, dediğim gi- Fakat 6 zaman, çocuğun sıhhatinin b aanilağ oltun!.. buna müsald oltp nlmadiğını tavin içih doktora müracsat olunacaktır. Fethi Y. Eralp