6 Bir; cileşrin Perşembe 1938 DUNYADA T fatatistiklere göre Paris e tara hrine dair bele n İstat ler öğrenmek iklere göre Paris rini sinde 837 kişi ölmüştür. Eylül Pariste salgın hasta olmamıştır. Parislileri en çök öldüren kanserdir On günde 112 insan kanserden tür. V ci gelir, on gün anı gömmüştür. dan 81, kalb hast: ki e ahrete gitmiş, katle- n altaamıştı. 4 müddet içerşinde 442 ev k doğmuştur. Bu 107 dan 68 İnin annesi bellidir. Di çocuk hma sokağfa birakılmış dar. Öni gün içersinde doğan çocukların Te süd annelere gönderil - iste eylülün son on günü lerde 4 milyon metrem sinde b fabrika ve müessesolerde 8 — milyon mikâbı su sarfedilmiştir. Üç hemşire filmde Sinema tarihinde ilk defa olarak üç metre Lane hemşire ayni filmde rol alıyor: hemşireler eDört kız » fi İ Dü oynuyor. Bu beri Holiyudda çevriler hislisidir. ailesi son on denberi si- şır. Ortanca ve küçük hem- ükte kadar bir orkestrada inemaya geçişleri yeni- bu aile hepbirden sinemada Jıkları için çok memnundurlar. sinema sanatı fedakârlık ister. Üç hemgire Nevyorka gitmek isti Fare ölüsü iklerden — hayli mümkün- eylül ayının son on günü içer- y Sinir ne!er oldu ") neler oluyor * Jdikleri wkıı ilân idarelerince bu seya- İhatin beraber yapılması münasip gö- TÜ Büyük kardeş Sanfransisko yoluyla, ortanca kardeş Midi-Vest yo- luyla gidecek, küçük kardeş de cenub olunu takip edecekti. Buna neden lü- zum gör ? Çünkü üç hemşire &yrı ayrı ÜÇ kip edecek olurlarsa, muhtelif Amerika şehirlerinde —ayrı ayrı reklâm yapılmış olacaklı. Her İkardeşin başka başka şehirlerde fo- tağraflar cak, miahalli gazeteler kendile mülâkatlar yapacaklardı. Onun için, beraber seyahat — etmeğe ılan üç kız kardeş gözyaşları içer- 1 ayrı yola İsviçrede har Bütün küçük m hazırlığı etler, en bitaraf ı da dahil olmak — şartile, İbir Av harbi çıktığı vakit kel lerinin de ise karışmağa mecbur ol arından korkuyorlar ve bu husus- nanılı tü tedbir almağa çalışıyorlar. e kadar Etrafı dişler: hlanmış lsviçre, harp |milletlere çevrili olan " İşhtimallerine karşı hususi tedbirler almak lüz: hiasetmiştir. Son günlerde bu maksatla toplanan ü müdafaa komitesi gayet garip t miş ve buzu kabül etmiştir. Teklif yudur: İsviçre gölle- buğday ve benzin — dolu tanklar batırılacak, bunlar harp uzun d ve İşviçre buğday ve benzin- den larak kullarılacak. Şimdiye kadar bu gibi ihtiyat mad. deleri yer altındaki depolarda muha- faza edilirdi. Bugün herhangi bir tay- yarenin birkaç dakikalık bir uçuştan sonra erişebileceği hududa yakın Zü- h şehrinde içersi hububat ve iyi su dolu cesim yeraltı depoları vardır. ile kızları korkutanlar Vak'aların kahramanı delikanlılar, kızlarla mütareke akdettiler İngieterede bir kasabada genç kız- larla muharebe başlamıştır. Kazabanın kık-) lariyle oğlanları biribirine kesilmiştir ve her iki taraf diğerleri- linden gelen muzipliği yapma, maktadır. üdise şöyle başlıyor: u Denham kasabasındaki genç aralarında bir kulüp kurı ları zaman, delikanlılar onları kısi niyorlar ve kendileri de bir kulüp bu kulübün y İ hdini gösteriyor. Kasabamın gençleri, nün yanı başındaki bir binada kuru- yorlar. Bundan sonra da — mücadele nu fırmanmak delikanlılar için — pek delikanlılar arasında adeta bir . düşman! kulüplerini kızların kulübu-| vardan aşağı atlamışlar, kızları kova- lumaya başlamışlardır. | Genç kızlar, piyano çalmakla meş- İgul olurlarken gene yandaki bi tuarruzlar başlamıştır. Aradaki ince uvarda gizlice açılan bir kapıdan ki delikanlı geçmiş ve kızla- bir |bir bir gece rın neşesini bazmü Ondan sonra, kızlar bu kapıyı İçer- “|den kap ıyorlar ve gençlerin geçmesine |mani oluyorlar. O zaman delikanlılar başka bir muziblik yapıyorla Bir fare ölüsünü, kuyruğuna ip bağ- hiyor, kapının bir deliğinden içeri bi- rakıyorlar ve ipinden çekip oynatmağa |başlıyorlar. Kızlar fareyi görünce çığ- hik çığlığa kaçıyorlar. Bundan sonra, erkeklerin. kendile- riyle alay etmelerin edayanamıyan ka- saba kızları onlar da ötekilere muzip- ik yapmaya başlamışlar, meselâ hir gece, iki binada müşterek olun elek- trik hattım kendi kulüplerinden kese- nahrum kaldığı takdirde çıkarı-! adan | (ANADOLU) Diktatörlerin Tüddeti” Haya küğümlürma karşı Bay Hitler, çok kızmaz, kızınca arkadaşlarını arar Göringin hiddeti, Hitle- Stalin ise çok az kızar ve bilhassa kart oyununu sever Hiter sazetelerde her gün bir fotoğra- on binlerce kişinin heyecan ve alkışı fın altında şu satırlar Hitlerin veya Mussolininin hiddeti, görülü bütün dünyanın dansörleri gibi dik-| Siyasi ve askeri münakaşalarda hiç tatörlerin de kendilerine — mahaus asahileşmez. Fakat bir sinir buhranı sinir buhranları vardır. Bu zamanda içinde kaldığı zaman, yalnız kulaca- |bunları teskin için ne yaparlar? Bu- ğı yerde daima arkadaşlarını arar, nu hiçbir Ajans bildirmez. — Fakat onlarla (tâ siniri geçinceye kadar) sinirlerinin — sarsıldığı da gün meçhul değildir. (üzerinde münakaşalar yapar. Deni Evvelâ bir numaralı diktatörden, liyor ki; böyle bir buhran içinde ar- Hitlerden başlıyalım. Esasında Ve kadaşlarile birlikte yaptığı bir ko- prensip bakımından çok kızmaz, çok nuşmada Helgolandım nasıl tahkim! khidduli değildir. Balki arkadaşlam edilmesi" Tüvtrmyreldiğini " bulmuştür. arasında en sakirm olunıdır. Tabil bir Bu buluş en salâhiyettar mütehas- hayat yaşar, erken yalar, erken kal- gıslar tarafından bile beğenilmiştir. kar ve yalnız nebati yemekler yi Göringin hiddeti Fakat onun nutuk irad ederken / — Bir İngiliz diplomatı: — Göringin hiddeti yanında Hit ler saf bir kuzu gibidir. Gö O gece karanlıkta yatan " sabah da yüzlerini ketine uğramış Çünkü kızlar ertasi sabuh da su-borularına tatbik et -| Demişti “|derhal tiyatr ring kızdığı v a gider. Vaya 2 yare- ı te gittiği eve artistler davet orada küçük tema Asabı kadar bu hal devam eder. O tiyatro. ndür. Bu yüzdendir ki edilir, r verilmeğe Fakat, gençler intikamlarını almak-| Paşlanır. sükünet buluncaya ta gecikmiyorlar ve nihayet — kızları aman dedirtmeye mecbur ediyorlar. |ya çok ( Genç kızlar kulübünün bir maksadı da kimsesiz kızlara bir büro vazifesi- ni'görmektir. Bunlar içi de kulüpte bir yatakhane de açılm tır. Komşu kulüp azaları bunu lınca-duvardan atlıyarak içeri girmiş- ler ve pencerelere tırmanarak kızları gözetlemişlerdir. son günler- |- Diktatörlerin en esrarlısı Stalindir. Onun hususi hayatı çok az bilinir. Mizaç ve yaşı itibarile çok az kızar. Bununla beraber kızdığı da — vaki- dir. Önün zevk olarak en Ççok sevdiği, kârt oyunudur. En yakm arkadaşla- Genç kızlar kuüli bunun üzerine|rile kart oynamaktan çok zevk alır. şikâyette bulunmuşlar, erkeklerin ku-|Denilir ki kart oyununa merakı dola- lübü de son bir toplantısında mütare-|yısile kendisi de çok güç bir kart oyu- keye karar vermiş ve bir daha kızları|nu bulmuştur ve her uyunda dâima zor bir İş değlildir. Birkaç kere bu du-'rek — çocukları karanlıkta — bi -İkorkutmamayı kararlaştırmıştır. kendisi kazanır.. GKDT A O a SAA T TLER CA VAA AY V L LOT SA nim çocuğum ! t ir çocuk doğurdun. Amma, o ( Bir (39) Blânş, kulaklarına inanamıyor- du. Lüksemburga gitmek! Acaba niçin? Onların ilk aşkları bu parkta geç- mişti. Hayır! Şimdi, aşk mevzuubahis Aşktan önce Blanşı meşgul eden başka bir nokta vardı! Ah.. Bu ateş nokta! hiş nokta! gibi yatıyordu! ürle hiç cevap vermedi. O, cümlesini gene tekrarladı: — Bugün öğleden sonra saat altı dığı için hiç aldırış etmeden sözüne-men İnanan; ona, yeniden Kamelya buçukta Lüksemburg parkına geli-|devam etti niz! Blanş, mustaripi' bir sesle cevap'de durmadın! İnkâr etme! Ve, (Be-| değildi! | de çöreklenmiş bir yilan ten benim çocuğum yok! Ondan tı Namus Hırsızı Aile Faciası ) Çeviren : İrfan Hazar Ka re eee verdi: — Bize çocuğunuzu göstereceğim ! Sarlin bu üç kelimesi, Blanş üze öyle umulmadık, öyle nâgiha- ni bir tesi pti ki o, evvelâ yere İdüşmemek ve bir tarafa tutunmak için çare aradı. Bunu bulduktan son- canını güç zaptederek şarle Fİnd ra )u»' döndü: — Teşekkür ederim dostum! De- di. Hiç zahmet etmeyeydiniz! — Za: mamen vazgeçmiş değil miyim? Blanş, bu kelimeleri (iç)ten söy- lemiyordu. Şari, bunun farkına var- biraz sonra babasının kolları arasın- da öldü. Ve biz önün yerine, sana diri bir çocuk getirdik. Onu lları- nın &rasına verdik , bu ç cuğu senin çocuğundur. diye sana inandırdık ! Şimdi ise, pişman olduk! vazgeçmiş değil miyim?) gibi ancak dudaklarından dökülen cümlelerle ifadei meram etmeğe kalkma! An- byorum, gece gündüz hep yavrunu düşünüyorsun Blanş! Onu Hermansa verdiğinden dolayı muazzep oluyor- sun! Onu kıskanıyorsun ! Söyle, ne yapmamı Jatiyarsun Ver bize çocuğumuz Dayanamıyoruz hasretine! Ver bize Mruinmıı?u ü tekrar saha iİade ede- yim mi? I Bu nasıl mümkün olur? Düşün Adn ki, Margariti zen ancak — Herkes bize güler. irmi dört aaat kadar gördün; yirmi alnımıza (viecdansızlar!) damg dört saat onu kucağında taşıdın! vurmakta zerre kadar tereddüd et- ıYJı Hermans! mez! | © ne yapacak şimdi? | Hem kime bunu — inandirabiliriz O, senden ziyade senin çocuğuna Blanş! alışmıştır. Zaten' (aşk) denen şey, — Ah! Çok yanlış bir yoldan yürü- bir (alışma) dan başka birşey değil- dük! dir, | Ben senin vüksedecek olan istira- | | Söyle bana! bıini evvelden keşfetmiştim. Hermansı ne yapalım? Biçare Blanş! Kendisii Zavallı Blans! Bu sırada pdaya işçilerde Jadını koyan, ona dört buçuk aydır girdi. Şarl, yaşla di den tüma. doğduğuna birisi rin hiddetinden fazladır bunların nasıl teskin edildiği de bu-'en güç ve en mücerred teknik işler| çocuğumuzun ! girmiş olarak İle gözlerini pen-” şehir ve şehirlilerin korunması Yazan: Binbaşı B. Rogers Bugünün moüdern hem sürat, hi hava merıkıhı anenaleyh her devlet her hangi — bir ihtimalı yöz önünde bulundurup mü- dafan ve korunma çarelerine baş vu- royor ki bunda da yerden göğe kadar baklıdır. D yukuunda bir şehir halkının karşıla- şabi'ereği ihtimaller göz önünde bu- lundurmak şartile moderh korunma ve müdafas çarelerinden bahsedece- giz. halinde bir şehir ve onun halkı üç çe- şit tahlikeye maruz kalabilir: 1 — Yangın bombala: 2 — Ai feveranlı babalar, 8 — Gaz bombaları . Bunlardan yangın bombaları ile ali feveranları mevaddı — infilâkiye bombaları halli en çok müşkül arze- den meselelerdir. Her hangi hücumda leceklerinden «hava hücumu: karşı zan ve tahmin bir mesele oldu dana çıkar. «Hava hücumlarına karşı korunma işlerinin çok müterekki — bulunduğu İngiltereyi göz önüne alacak olursak bu memlekette korunma teşekkülleri- nin dahiliye nezareti emrinde olduğu- nuü görürüz, Bütün memlekette «hava — hücum. |larına karşı korunma» teşkilâtı < Precaution » keilmelerinin olunduğundan- karışık u kendiliğinden mey ilk harfleri olan «A. R. P.» rumuzile ma- (halif ve yüksek dare memürünün emi- Tİ ve mi ti altına verilmiştir. An- ,ıın- olduğundan buradaki «A..R..P. itfaiye, sıhhiye, zabıta ve diğer servişler ayrı âayrı makamlara teydi edilmiştir. Meselâ hava tehlikesinde Londranın itfaiye ve sıhhiye teşkilâtı şehir mec- lisinin, zabıta Londra zabıtai merke- ziyesinin emir ve murakabesi altına konulmuş diğer servisler müteferrik dairelere havele olunmuştur. İngiliz şehir. ve kusabalarının pek çoğunda mahalli belediye —meclisleri «hava hücumlarına karşı korunma» işlerini intihap ettiği bir havale etmiştir. Ve bu encümenle başında mutlaka hava işlerinde mü- tehassıs bir hava zabiti bulunur. Encü- İmen sulh zamanında şehrin veya ka- 'sabanın muhtemel bir hücuma karşı korunması çarelerine baş vurur: Sı- İğnaklar yaptırır. halka gaz maskele- rip veya-yangın bobaları atıldığı tak- rip vella yangın bombaları atıldığı tak- dirde bunların yaratacağı tehkkelerin pasıl önüne geçilebileti umumit derslerle, konferanalarla anlatır. Yani halkı bir hava hücumuna karşı daima uyanık bulundurmak için tenvir vazi- fesini görür. Lâkin harp çıkıp da şe- — Yarın Lüksemburga geliniz! | Koridorda Bianşa rastgelen arka- daşları onu kolundan tutt âr: — Ne oldun, hastâ mısm Blanş? O kadar sarar mışsın ki! — Dudakların Biraz oturmaz mısın? Blanş, güçlükle kendisini toplıy: 4 cevapı verdi. riyor! İçimde — tar mümkün olmuyan bir ateş var, AğI mak istiyorum. Ah, lütfen beni oda- ma kadar götürseniz.. 1, iki işçinin kolları —arasına eyen Blanşa büro- derin derin haktı, iyor yatvrum! nun penceresinde ve kendi kendii Sevgilim ! vallı küçük anne! Diye mrıldandı, © gece sabaha kadar onun gözle- rine uykü girmedi. | Şari, subaha kadar yatağın içinde gizli gizli azladı. Yutkuna yutkuna uğladı!.. Zavallı Blanşım Blanş. o gün uyandığı zaman ken- — Ne felâket ki Blanş, sen sözün- süt veren bir anneye nasil deriz ki; cereye çevirirken gene Blanşa birin- disini çok hafif hissetti. — «Bu çocuk senin değildir. Sen ci sözünü hatırlattı; | Yataktan kalkarken, — perdeleri de tekâmül bakımın- | dan cidden korkunç bir şekil aldı. Bi-' | aaenaleyh biz de burada bir harp Düşman hava kuvvetlerinin akını ba üç nevi bombalür ayrı ayrı utilabi-, korunmas» teşkilâtımın ve tertibatının , cak Londra çok büyük ve geniş bir şe-) KBA KOTOTUTETA encümene * hir m, bir hava hücumuna maruz kaldı o zaman bu tehlikeyi halkla elele ıırrı'm'»; önlemek vazifesi, yukarıda |'da söylemiş olduğumuz gibi, şehrin veya Kkasabanın en büyük idare âmi- rinin eline geçer. Şehirler büyüdükçe encümenlerin sayısı da çoğalır ve her encümen bir. irile bir temas halindedir. Her encü- mende bir sıhhiye zabiti, müteaddit mühendisler, müfettiş doktorlar var. ir. İngilteredeki <A. R. P.» teşkilâtı- Jbaşlıca vüzifelerinden bi de gönüllüler kaydedip bunları hava hü- cumları anında ırmadan, telâş gös- termeden vazife görecek bir halde ye- ,tiştirmektedir. Her şehir ve kasaba — müteaddit mıntakalara, her mıntaka da — grupe lara, gruplat da mahalleler ayrılır. Mahalle bir şehrin en küçük vahidi. dir ve takfriben (500) nüfusu ihtiva der, Bu gönüllüler mensup mıntakKanın gruplarına ve — mahâlle- lerinft göre taksim edilmiş ve muay- yen! bir vazife ile tavzif olanmuşlar- dır. Meselâ 'bir havâ hücumu takdirin- de düşman tayyarelerinin geldiklerini, ne cins bomba attıklarını mahalle, güs (Yup Ve mıntaka halkına Buberverirler. sabet alan noktalara imdat - kolları sıhhiyo ve itfaiye teşekkülleri sevki de bu gönüllülerin vazifeleri icabındandır. bu gönüllüler hava hücumlarında aatı lacak düşman bombalarının tesir ve tahrip kudretlerini iyice bellemiş kim- seler olacağından sihhiye' ve” imdat kolları gelinceye kadar yarahları, gaz- la boğülmuş olanları tedavi ederler, yânem başlangıçlarını — söndürmek için halkı irşadl CÜerler: hulâsa halka ne, yolda hareket etmek lâzım geldiğini öğretirler, Halka gaz maskeleri lârın sureti istimallerini öğretmek va« oldukları P.» teşkilâtile sıkı bir teması dalma muhafaza etmek — mecburiyetindedir. ler. Gönüdüler emrinde seri nakil vae sıtaları bulundurulur ve bu vamtalare dan istifade ederek üzerlerindeki sey. yar eczahnneler vıı.ıı(nlıırı'le ilk uudı- Si y.ı—ull P.» teşkilâtının keşşaflarıdır denilebilir. Gelecek müzahabamizde büyük bir ehrin bir hava hücumuna karşı as- bukımıtdan «haval torpil tare lalarır ile nasıl müdafaa edilebilece. e dair İngiliz neşriyatından istifa- de ile merakâver tafsilât vereceğiz. Memleket hastanesi dahilive mütehassısı Dr. Celâl Yarkın Muayenahas: (kinci Beyler sokak No, 25. Telefonn:3956 Evi: Göztepe No.1013 Telefon: 2545 laçrken, £ ki bamb liğini değiştirirken san- şka bir Blanş ölmuş, mad. deten ve manen de değişmişi Ö da bu deği iğe hayret ediyar- du. l (Anrksası var) ANADOLU Günlük siyasi gazete Sahib va Başmuharriri HAYDAR RÜŞDÜ ÖKTEM Ü grlşli. — ve “yacı “İşleri sal dürü Hamdi Nüzhet Çançae İDAREHANESİ İzmir İkinci Beyler sokak Cdkalk Pamisi binası' içindin Tel Yakanecı shone ü ANADOLU MA K VD OA Telgrafi İzmir ANADOLU .x kutucu ABONEŞEKAİPI Yılüği Ho , ku ak aylığı 8) memlexetler için — senelik d ST Mnlir BASILMİz l