Haziran 29 ANADOLU S.M. İngiltere kral ve kraliçesiyle ço- cuklarının hayatı ve Bukingamsarayı Sarayın sıhhi işlerine 39 doktor nezaret & tmektedir. Kraliçe bazan bizzat yemek Kral bütün İngiliz pişirir! gazetelerini okur. Sağda, kral, kraliçe, veliahd prens Elizabet, solda kral ve kraliçenin taç giyme merasimünden bir intiba Sarayda 270 kişi muhtelif işlere bakar Veliahd bir gün Atlar da haftada bir gün istirahat et- melidirler. aa İngiltere krol ve kraliçesinin Paris ziyaretleri günleri yaklaşıyor. Bu meil- nasebetle, Paris gazete ve — meemua- ları gimdiden muhtelif — cephelerden neşriyat yapmaktadırlar. Bunlurdan bir tenesini üctidas ediyoru: Asırdide kavak ağaçlarının gölgele- diği büyük Mal caddesinden yukarı doğru çıkarken, Grar Parkla Sen-Ja- mes Park kıyılarında İngiltere kral- larının oturdukları sarayın — cephesi görülüyor. Sarayın cephesini, kısmen, kraliçe Viktoryanın muhteşem heyke- N örter. Demir parmaklıklı kapıtın önünde yüzlerce meraklı birikmiştir. Polisler sarayın önündeki — bahçenin içine girip çıkanlara nezaret ediyor-| lar. Kırmızı ceketli, tüylü takkeli nö- betçi askerler aşağı yukarı geziniyor- lar. Bu kalabalığın sebebi nedir acaba? Bir gösteriş merasimi mi yapılacaktı; yoksa, krali, muhafiz — taburunun ne- züreti altında, İngiltere hükümdarla- rına mahsus - «Vindsor Greys> deni- len hususi sürette yetiştirilmiş atların çektiği muhteşem arabası ile mi geçe- cekti? Hayır! Bu kalabalığın sebebi daha fevkalâde ve daha heyocanlı idi. Her Pazartesi olduğu gibi, bugün de, | balk kral altıncı Jorjun, kraliçe Eli- zabetin ve Margerit Roz, Elizabet ad- larındaki küçük prensseslerin Vind- | son sarayında geçirdikleri « Veek end> denilen Pazartesi eğlentisinden dön- mesini bekliyordu. Birdenbire, bir alkış tufanı koptu. Nöbetçi askerleri oldukları yerlerde | donmüş gibi .<hazırol» — vaziyetinde durdular ; -polisler ellerini şapkalarına Bötürerek solüm vaziyeti aldılar; er- kekler şapkalarını çıkardılar, kadın- lar beyaz mendillerini sallamağa buş- ladılar. İngilizlerin üzerindeki arma- lardan derhal tanıdıkları Simuzin de- nilen nat kabuğa rengindeki iki kapılı Uzun oetomobil — Konstitüsiyon — Hayl bulvarından göründü. Birkaç dakika içinde halk krah, kraliçeyi ve ellerine $içekler tutan iki prensesi gördüler. Prensler — kucaklarında — tuttukları bahçeden içeriye daldılar. Kralhm ve ailesinin, yın Üstüne bir bayrak çekildi. İve kraliçeye karşı gösterdiği hürmet- kürlığın, resmi merasimleri takip eden büyük sevinç' tezahüratından daha zi- yade şamimi oluşu, kralla millet ara- Sinda tam bir bağlılığın |delâlet eder. kingham sarayı, |timsali demektir. Onlar için burası siyasi çahsiyet- |bullerin yapıldığı, türlü türlü eğlence- lerin ve oyunlarım tertip - edildiği &s- rarlı bir yerdir, Böyle olmakla bera- ber Bükingham sarayı, hususl hayatı hi olmiyan bir âileni ıdır, Res- mi hayatı kadar herke: malüm ol miyan Bükingham sarayımın hususi hayatı oldukça merak — üyandıracak bir şekildedir. Sarayın kendisi hakkında çok şey söylemeğe hacet yoktur. Eaki Büking- ham evinin arlizisine kurulun bu sa- FAY, 18265 le 1937 seneleri arasında Vnşa edilmiş, cephesi birçok dediko- dulara sebep olmuş bir yerdir. Etra- fındaki parkların yeşilliği onun mi- mari ahenksizli; örtmektedir. Bu- na mukabil, sarayın dahili son derce e kraliçenin husust imet işlerine bakan daireler bulunmak- tadır. Birinci katta, kralın maiyet - damlarının huüsüsi odaları — vardır, İkinci kat, bürolara, kütüphanelere, prenâlerin dadılarına ye — davetlilere ayrılmıştır. Üçüncü katsa, sarayın hizmetçi ve uşaklarına —mühsustur. Bodrum katın sayısız odaları ve ibölüntüleri arasında en meşhurları şunlardır: 45 metre uzu balo - sat muhteşemdir. Bodrum katla, kral ve| daireleriyle hükü-| İngiliz milletinin her Pazartesi krâl ki; park vardır. Bu parkın - ortasından, ikametgâkına 'prensseslerin kenarında — oynadıkları rir. Saat dokuzda, kra geldiğini bildirmek için, dorhal, sara- | akar bir su geçer. Sarayın tekmil müstahdemini 270 yi geçmez. Bunlardan bazıları hiç- bir iş yapmazlar, orada bir sâz gibi bulunurlar. iğerleri ise oldukça faul hareket ederler. İş görenler arasında, resml davet- Tare riyaset eden Lord Şanbellan, tet- lerin kaynaştığı, mühteşem vesmi ka- ( | kiki hesabat memuru, mücevherler ve İngilizlerin çoğunun nazarında Bü-|hususi paralar mühafızları vardır. krallığın esaslı bir Sarayın sıhhat işleri ile 35 doktar meşgul olmaktadır. Bunlardan başka sırf kralın hususi Kral, kraliçe ve çocukları köpeklerini seviyorlar, kenarda veliahd ve prentes 7 Bliz abet halıları ile süslenmiş muhafız taburu- seli 39 kişi vardır. Bükingham sarayında en güç vazi- fe, büyük bir bilgiyi icabettiren kralın hususi kâtipliğidir. Şimdiki halde bu kâtiplikte bulnun Aleksandr. Hardinç, krahn Fransaya gı ziyarete bulunacaktır. Kraliçenin hizmetlerini gören ka- dmlara gelince, bunlar yirmi kişidir. ler, Hepsi de ayrı ayrı birer vazife ile mükelleftirler. Bu gaydığımız suray müstahdimle- rinden başka mobilyaları, bibloları ve sarayın içini dışını temizlemekle meş- gul daha birçok hizmetçiler - vardır. Sarayda tam 250 çoşid sant bulunmak- tadır. Bükinghamın mutfak masrafi- nn ayda 160,000 İneiliz lirasına var- dığı tahmin edilmektodir. Altıncı Jorjun bir günlük hayatı: Kral her gün erkenden - kalkar. Ssat yedi buçuğu kadar banyosunu yapıp giyinir ve hava ne şekilde olur sa olsun, sabah kahvaltısmı yeme- den sarayının büyük bahçesinde u- luğunda bir sun bir gezinti yapar. Hava güzel u, idari istatistiklerin lev-|olacak olursa kraliçe kendixine refa halar halinde asıldığı bir oda, Gobelin ikat eder. Bu gezintiyi müteakip kra- çiçekleri Vindsör sarayının bahçesin. na mahsus salon ve müzik âletleriyla liçe, cocuklarıın yanma gidip onlur- den koparmışlardı. Otomobiller, bir heykellerin teşhir edildiği bir galeri. (|la bamlede, - kralin ikametgâhına aid| Sarayın arka tarafında büyük bir| neşgul olur. 'gat sekizde, kral şahsına aid o- lan bir yığın mektübu gözden geçi- Hiçe ile bera- İber sabah yemejne oturur. Yedikle- ri, İngilizlere mahsus şeylerdir. Bun- lar ekseriya Çin çayı, jambonlu yu- murta, kurutulmuş balıklardır. Yemekten sonra kral bürosuna |- nip hususl kâtibini kabul eder. Ora- da gizli vesikalrı tetkik eder ve or- duda yapılantayinlari İmzalar. O gü- nün programını ve yapacağı ziyaret- ler hakkında izahat a Saat on birde İn; lterede çıkan bütün ri gözden geçirir ve mül yazılara koyarak ak-/) dlodan san- edilmemesine rağmen, kavramış bir şahsiyettir. Kraliçe günün bir kısmını, larının yanında geçirir. Onlarla be- raber oynar. Çocuklı ma emirler verir ve profesörleri ile rüşür. Mutfak işlerinden mükem dığı için, bazı yemek le pişirir. Altıncı Jorj, pki babası — gibi, ek kullanır. Sporu n kral, ikindi skaşruker üğer vakti müsaid , büyük kızı ile be- tisi yapar. Küçük prenseslerin hayatı: Saat ön dokuzda, pronsesler ana- larını ve babalarını selâmlıyarak dâ- irelerine çekilirler. Saat yirmide akşam yemeği ye- nir, Misafit bulunmadığı zamanlar yemekler pek sade olarak tertip e- 'dilir. Yömekten sonra, kral “aileşi toplanarak, edebiyettan ve içtimdi- yattan bahsederler. Vagrani Saat onbirde, Bukingham sara- yında oturanlar uykuya yatarlar. Bu saattan itibaren koca saray büyük bir sükünete dalar. Nöbetçilerin a- yak seslerinden başka içeriden bir Çıtırti düyülmaz. Kraliğenin mesleği: ük prensesdaha şimdiden va. zifesinin ehemmiyetini kavramış gi- Kendisine aid olan işleri yayet bir şekilde — karşılamaktadır. eliahd prenses EI deşi ile konuşurke ediği şu söz pek ziyade nazarı dikkati çekmiş- an- buluna raber at gez » olduğum zaman nazar gümleri ata binmeği yasak edeceğim. Atlarım da hafta da bir kere istira- hat etmeleri lâzım..» Pronses resimi merasimlere işti- rak etmeğe başlamıştır. Gecen sene Spitidde yapılan deniz resmi geçidi- ve iştirak etmiştir, Tahsil ve terbiye programı olduk yüzün çu l Ma mütekaidk ürlüğünün — kapısında 'a bekliyorlardı. manda etmiş yaşlı zabitler, ihtiyar bir hindi gibi sert © buri 'a güzlüklerin sütün çatıklaştırdığı gür kaşların a'ında, hâlâ âm bakıyordu. Bu otorite müstahu: rımda bu- Tundukları insanl, 'e Say- gı görmeği tabii bir hak sayıyorlardı. Sivilleştirilmiş askeri elbiseleri acı cak k y men müdaly Bu sınıfı belirsiz elbiseler henüz teka- üde sevkedilmek müsaadesini alarm- yacak görünüyor Burada sıray diğini bildikle gene snım ekserisi zevkile bir tor- Bu am, meyva bir zerzevat bası hizmeli g dillerin buruşuk yüzlerde da mecburi kılıyordu. Yağlı ve kalıpaız âdi Teslerin a ahın kenarla: rindi arda kırmızı lekeler mey'da: İndekiler süküt sepe m büyk yazma n şmâasıni n2 Ba getiriyordu. ediyordu. Yalnı fuzla geride kal- puş olanlar alçak aesle konuşuyorlar- dı. Biribirlerine yalnız üç ayda bir tesadüf ettikleri, hatta hiç tanışma- İdıkları halde, padişahtan, hayat pa- halılığından aki bolluklar- lardan, — mesle rdikleri muvaffakıyetlerdi İngiliz siyasetlerinden dem vuruyorlardı Öndekiler askerlikte geriye doğru haber gönde geriye çevirerek bağırdılar: — Emekli yürzbaşı Memduh.. P Bastonunu kimseye emünet edemi- İyen kuru — ve asık suratlı “bir adam ilerledi. Kalabalık biraz daha sıkışârak, yol vermek için ihtiyarı Jaralarına aldılar. Yaşlı adam bugün için sandıktan yeni çıkamldığı nnfta- Hin kokusundan anlaşılan — elbisesini e örselememek için ko- stonunu baş- çeri sokuldu. güne mahays fazla işgü ışıyorlar. 1 ve defterleri karıştı. ada sırada göz ucile dürüne bakarak bu gayretleri- bir telâşle ça nin boşa gitmedğine emin olmak i 'orlardı. Malmüdürünün rında inadçılık inı rında ebedi bir memnul tün hal ve etvarında sarı ve dik gaçla- nksiz dudakla- iyetsizlik, bü- uşaklara para i|vermeğe ahşık bir çiftlik kâhyasının İlmansız âmirliği yer etmişti. Uzun uzun birşeyler yazdı kopun- sonra kat'i bir har — At şuraya imzanı. r cebine davrandı. Ttriyen elleri bütün ceplerine daldı, çık kat aradığını bulamadı. Gözl fu. Evde unutmuş olmağı düşürmüş olmağa tercih eden zihni bir hesapla meşgul olur ve aramakta devam eder- ken mihaniki olarak sordu: — Nereyö atacağım.. Malmüdürünün dudakları büsbü- tün inceldi ve saçları dikildi. Fakat gey söylemedi sadece elinin hoyrat bir hareketile imza yerini gösterdi. Mütekaid adam titrek elinin, göz- lüksüzlük yüzünden artan beceriksiz- liğile imza hanesini doldurdu ve taşır- dı. Bu ihtiyarları Hırpalamağı mesle- ğinin bir inceliği aayan malmüdürü çatmağa vesile bulduğuna memnun çıkıştı. — Be canım.. rine aşık, rengi uçmuş bir pembhelik verdi: açmış haf Haltı sen karıştırıydrsun — kerali e he ci İN aaaleumeri ça haa dedir, Derslerine, Bukinghamın ikinci katındaki güzel çalışmaktadır. - Husust protesörleri ona edebiyat, tarih, ee rafya, lâtince, riyaziye, kanunu me- deni, Fransızca ve Almanca öğret- mektedirler Run! * İyeli hare ata bin bir salanda nseg, terbi- Memleket Hikâyeleri: ı Mütekaitbeygirler ırlı idiler. Bir mi-| “İzin kopi gibi başlarımı soldan * fazla ' Hiç okuma yazma bil-| Yozan: Kemal Bübaşar |Huzuru hümayuna mı çıkacak bu kü- ihdlar, hüncde genin gibi mal müdürlerine değil defterdarlara inzia büut ve terbiyel aakeriye vermiş bir zabitim.. Haltı sen yemişsin edepsiz, ye ,5 kuruş aylığı cebinden mi n.. veri, Ve vurmak için bastonunu hayaya kaldırdı. Öndekiler malmüdürüne Yu- ranmak için ihtiyar zabitin elini tut- tular. Kalabalık arasındakiler ihtiya« rın hareketini bizzat yapmağı iste- dikleri halde bozuşmamak - ve daha fazla müşküllerle karşılaşmamak için kütu tercih edip sadece diş bilemek- iktifa edenler tasvipkâr surette buğ. larını salladılar. : Malmüdürünün sağındaki memur ayağa kalktığı halde <hani o günleri der gibi ümiğle ihtiyarın bâstonuna saktı. Daha arkada yüzü görünmiyenler; — Evet artık çok oluyor bu sarı yılan dediler. Malmüdürü mosmor kesildi. İhtiyaz nlarını resmi kâğıdlarını fırlattı. — Senin gibi küstah bunağa müaş verenlerde kabahat.. Atın şu u dişarı.. v hakarete hastonile mü- e edemediği © nına küvvet vererek ateş a tipler tara- fından dişarıya sürükledi. - Malmüdürü: Sonrakl gelsin!. Diye seslendiği ye yeni bir ihtiyar - sokulduğu sırada yan kapıdan tül ipeçesi — yüzü- JPün Bol tarafından sarkan ipek çara gaflı fettan ve oynak bir kadın girdi. müdürü onu görünce yüzünün büe abuzlukları eridi, ayağa kalktı vay dim buyursunlar dedi. Ayni Za- manda içeri giren ihtiyara tekrar eeki maskesile: Çık dışarı yahu.. Kör müsün sıra hir şehid silesinde.. Hem artık yemek zamanı geldi., Nafile beklemeyin.. Öğleden sonras. Parmaklıklı kapı önünde bekleşenler müşteki bir mırıltı ile dalgalandı. rsunuz. be.. Öğledim dedik işte Hadi bakalım paydos, Dışarıda hariciyeden mütekaid bir udam, her ihtimale karşı gazete kâğın e zirl buyurun dedi; 1 karşılamak cruca niyetli olduğu cevabını arkadaşına derd yanıyordu. aldığı — Vazife icabı bu kadar memleket gezdim, Hiç bir yerde Mmütekaidlere böyle muamele yapıldığını görmedimi; Onlarda insan her zaman Insan müas melesi görür. Bilhassa — memlekci hizmeti geçmiş bir adam.. Bizde ihtj- yaşladın mi, insanlıktan çıktın demeke tir. Halbuki orada emektar hayvanlar bile insanlaşırlar. Amdrada bir sokaktan ge« çiyordum. Bir gsker müzikası, Bir kas abalık göründü. Önde süslenmiş, dirilmiş ihtiyar birkaç at, Arkada bir bölük Radar asker.. En önde de bir askeri müzika.. Etrafta görenler şapka çıkarıyor- lar. Merak ettim, sordum. Anlattılar. Meğer şu süslü fukat'lü- gır hayvanlar orduda 15 sene hizmet etmiş tüy dökmüşlermiş.. Artık hiz met müddetlerini doldurmuşlar, teka. üde sevkediliyarlarmış.. Hayatlarının sonuna kadar yeyip içerek rahat çıyacakları tekaddler harasına götü. rülürken kendilerine Son askeri ihti. ram yapılıyormuş. —İnsanın — hayvan olası geliyor be birader. Hoş burada da zaten hayyan mua- melesi görüyoruz ya.. — Aman malmüdürü duymasın.. O sabahki kaltağı tanırım. — Koca sını hududdan hududa koşturmuzst En sonunda da adamcağız bir takij can verdi. Karı şimdi tıkır tikır &; alıyor. ği 1 da gelmez ya.. Kaymakamla ta bezi var diyorlar gör mü- yor musun malmüdürünün ona pös terdiği itibarı. Dedim ya.. Dünyada insan müte. d olmamalı. Oldun mu insan müs. eddesisin. Baş kaldırmağa — yelmez, Tabiat bile belini ona doğru kırar, Çünkü —hak ihtiyarlayınca — iğilmek suretile almabilir.. Mücadele zamani rv_n.ı Deyidi lik del