—l91— â . . » Mayledi, Bllaha inanmaz, fakat 2 d Baron genç zabitin koluna girdi ve|edecek © adam alacaktır!» İlaşını Maylediye çevirerek kapıdan LVI ancaya kadar önu gözünden kaçır- Mahpusluğun beşinci günü işadı. edi yarı val 30 Kapı kapanınca mahpus kendi ken-İya muvaffakıyeti küvvetirli Yine söylenmeğe başladı. artırmıştı. #i— Eyvah! Dedi. Kadınm — yapmış oldüğü - veçhile, Biz Korkarım ki, istediğim kadarlaldanmağa müstald kimseleri avuç Türliyemedini. Dü Vinter eski ahmak-İjçine almak ve sahte nüvazişlerle tu- #€fını şidi kurnazlığa çevirdi. Bu inti-'zağa düşürmek güç bir mes'ele de- dlim arzusudur; intikam — arzusu isel gildi; Mayledi teshir etmek hususun: #tsani böyle yapar! da mukavemet görmiyecek derece lefpeltona gelince, hâlâ tereddütte.'de güzel olduğu kadar fikir mania hi Ö gu mel'an Dartanyan gibi iş Jarına galebe çalacak kadar da kur T lamı değil. Sofu bir adam hep melek- nazdı. Mi düşünür, bu ise onlara ellerini ki-| — Pakat bu Befer tetrübesir, ve dir tiyerek tapınıyor. Bir silâhşor ka- meşgalesile hiasi kalmamaış bir adan Alılurı sever ve severken - kollarını olja uğraşmak lâzım geliyordu. Din vı dımin beline sarar. ayin Feltonu kolaylıkla elde edilemi Tinun üzerine Mayledi sabırsizlik-İyecek bir adam hüline koymuştu 1 €bekliyor ve Feltonu tekrar göreme-|Onun sıçak beyninde o derece geni günün biteceğinden korkuyordu.İplâünlar, o mertebe yükfek tasavvur söylediğimit bu maceradan bir|lar vardı ki, şehvani ve maddi sevg Bit sonra kapının önünde birinin ya-|için, o aikünet içinde beslenen ve fe g sesle konuştuğunu işitti ve Felto-| sat ile büyüyer his için, hiç yer kal *in seşini tanıdı. şt.. Mayledi, suhte' ismeti ile 'SOdüya çabuk adımlarla giren deli- he fena halde zehirlen Vlalr kapıyı açık bırakmış ve Mayle-|miş olan bir adamın kanaatini ve gü Ve süküt işareti vermişti ; telâşlı bu-| zelliğri ile de bu namuslu ve saf ada- * Aduğu yüzünden anlaşılıyordu. min kalbini yaralamıştı. Nihayet F — Benden ne istiyorsunuz? dinle ahlâkın kendi meharetine ver 'din sordu: diği kolaylıkla en müşkül işler hak- Mipston yavaş sesle cevap verdi: kında yaptığı tecrübe sayasinde ken- *7 Beni dinle; buraya gel disince bu ane kadar malüm — olmı SÜ sEnin bilmemesi ve size söyliyece-|yan küdret ve kabiliyeti hakkında Tn geyi kimsenin duymaması için | malümat edimişti * betçiyi bir tarafa sakdırdım, Baron| — Bununla boraber, o akşam birkaç 'na şimmdi korkunç bir hikâye söyledi. | kere talli ve nefsi hakkında ümlisi Bstim getirerek başını salladı. üğe düşmüştü; pek güzel bildiğimi “Mayledi yüzüne masum gibi bir te-|xe göre, o Allahtan imdad beklemez 2 | Felton sözünde devam etlti: di, ancak bütlün itikadı şeytani zekâ — Biz mi bir şeytansınız, yoktâ Ra-|sıma, hayatı beşerin her aafhasıno e P. velinimetim, babam mi bir cana-İhâkim olan © şiddetli zekâya bağl *ür. Sizi dört gündür tanıyorum, onu | bulunuyor ve bu zekâ sayesinde, bin yıldır. tamıyorum; — bunün için |bir gece masallarında — olduğu £ibi, ir tek ateş tohamunun mahyolmu iki kat içi Diye J Ş AKRâ kalan iereddüdü ek istiyorum; Takat maksadım |i gilmı a gimden korkmayınız, t hasıl etmektir. Bu gece saat ön ikiden sonru gelip Şayi Güliyeceğim ve beni ikna edecek- Z, igi— Hayır Felton, hayır, kardeşim, | fedakârlık çok büyüktür ve size çok halıya mal olmasından — korkarım. birAvir, ben mahvolmuşum, — bentmle mf&ber sen de kendini ateşe atma. Be dft ölümüm hayatımdan ziyade dilbaz ti, deüktar ve bir cesedin sükütuü bir zekhpsun sözlerinden daha iyi kanaat iharir. t bPlton bağırarak dedi ki* Pre— Susunuz, maüdam, bana - böyle Yler söylemeyiniz; ben sizden Canı- işka kıymıyacağınız için namusunuz shderine söz almağa en mükaddes SAY- leşiimiz şey üzerine yemin ettirmefe Pridim. — BSöz veremem, çünkü sözüm ve tuğtinim İçin son derece sadık/ oldu- emdan, söz verince mutlaka — tut- Tâzımdır. Diye Mayledi cevap an ediyordu Mayleadi, Feltonu kabul etmek için iyice hazırlanmış olduğundan ertesi gün için lâzimgelen tabiyelerini kur- mağa mukterdi. Yalnız iki günü kal dağını biliyordu; bir kere emir Bu- kingha mtarafından imza edilince (ki, sahte isim yazıldığı için Buking- ham onu kolayca imza edecek ve hangi kadın için imza koyduğunu da bilemiyecekti), işte bir kere emir im zu edilince, demiştik, Baron onu he- men gemiye bindirirdi ve nefye mah- küm kadınların iğfale vesile olacak müdafâa silâhlarım, güzellikleri, ki. bar âleminde bulunmaları sebebile iştldiyan, incelikleri dilerde desta; alan ve kendilerini kibarlığın sihir! işiğile teshir eden namuslu geciner kadınlardan, daha az kuvvetle kulla nabileceğini pek iyi biliyordu. Ke gderli ve utandırıcı bir cezaya mah küm bir kadın olmak güzelliğe mâ değildi, ancak tekrar eski kudre üni ele geçirmeğe engel olurdu. Hakiki zekâ aahibi herkes gibi Mayledi de kendi halini, kendi düş künlüklerini pek güzel biliyordu. Fa DAT DA A AA M çimd rdi: Feltan dedi ki: ; Pekâlâ, hiç olmazan beni tekrar gö- izücere kadar söz veriniz. Beni tek- ç4 ir görünce göne ısrar ederseni: Yeyim! O zaman istediğinizi yapar- faz Ve istediğiniz silâhı da size ben ririm. (— Pekâlâ! Sizin başınız İçin bekli- , diye Mayledi cevap verdi. — Yemin edniz. — Bekliyeceğime Allahıma yemin erim, İnandınız mı? * "— İmandım, o hülde geceye kadar ., Diğer sütunlarda arkadaşlar ede- iyat yapıyorlar, şiir yazıyorlar.. He- le bir ben de bir kalem tecrübesi ya- payım: Yazan: ALEKSANDR DÜMA tabakada ti. sureti haktan görünerek Allah adına yemin ederdi kirlik kendisince ölüm demekti.. Hay siyetinin sukutu ise kibirinin üçte iki- sini kurmaştı. Mayledi kraliçeler ara. yi kazanmış ve|sinda biricik kraliçe idi. Ancak hük- medebilmesi (çin lâzamgelen şey gu- rür neş'esiydi. Kendisinden aşağı bulunanlara — hükmetmet kendisi için bir zevk olmaktan ziya- de bir zilletti. Menfasından elbette göri zelecek Bunda bir lâhza bile şüphesi yok- u; fakat bu menfilik ne kadar sü secekti? Mayledi zibi faâl ve hari: vir kadın için azametle geçmiyer ler meş'um günlerdi; ya sıkınt le geçen günlere ne İsim vermeliy Ü. Bir aene, iki sene, Üç sene kaybet nek zevalden bahsetmekti; Kardi yalın ölümünden yahud düşmesin len sonra gelmek te vardi; krali eye ettikleri hizmetlerden — dolay rördükleri mükâfat sebebile Dartan ran ile arkudaşlarının mes'ud ve mu saffer oldukları zaman — gelmek * nümkündü.. İşte bu haller Maylec ribi bir kadm i tahammül edilr niyecek kemirici fikirlerdi. Runda saşka, göğsünü parçalıyan — galeya kuvvetini iki kat artırmış olduğur dan vücudu da fikrindeki sevinçte ir lâhza hisse almış bulunsa mal esinin duvarlarını patlatacak gib oluyordu. İşte bu düşünceler içinde ayrıc da Kardinalın düşüncesi ile harekı e geliyordu. Kendisinden hiçbir h: yer alamıyan Kardinal mutlaka it nadaızlığa, can sıkıntıama, fena di üncelere dalmış olacaktı; Kardina diki halde - onun başlıca muin saslıca zahiri, başlıca hamisi olduğ zibi müstakbel servet ve intikan nin başhıca vasıtası değil miydi? | mu biliyordu; bir iş ygüremeden ger rittiği takdirde mahpüsiyetinden ba etmesi beyhude olacak, çektiği — İş HİA Nİ dne cevap olarak nlaylı süküneti il kudret ve zekâsından — küvvet alar eti İle, «Ele geçmemeniz - lâzımge irdi.> diyecekti. Sonra Mayledi bütün metanetin opluyarak düşmüş — bulunduğu bi yirdap içinde imdadına yetişen tel e işık saydığı Feltonun İsmini m aldandı ve kuvvetini tartmak - içir açılıp kıvrılan bir yılan gibi Fettom sendi icadı olan tasavurlarımın bin erce şebekesi içine sardı. Bununla beraber vakt geçiyördu yirbirini takip eden saat başları &n ati uykudan uyandıriyor gibi görü düyor ve pirinç tokmağım her vuruş nahpusun kalbinde akis husule ge İriyordu. Saat dokuzda Lord dö Vi er mutad olan ziyaretini yapmış renceleri ve — parmaklıklarını musi ene etmiş, odanın döseme tahtala ahı ve duvarlarını muayeneden ge İrmiş, baca ve kapılara bakmış vt u uzun ve dikkatli teftişleri osna inda ne kendisi ve ne de Mayled: ek bir şey konuşmamıştı. — SONU YARIN — ikler UYKUDA rılçıplak; uykuda... Demin, öğle vaktinden biraz evel kahvehanede oturup ta fakirlerin aç- lığımı konuşan adam, doldurduğu mi- detini göğsü ile bacakları arasında ANADOLU ü söyliyen Feltaen odadan dışarı- l:îf'ırlıdı ve askerin mızrağını eline ik Onun yerine nöbet bekler gibi *tidorda druu. Ağker gelince silâhmi — kendisine Sonra, kapının parmaklıklarına ya- duran Mayledi, delikanlının çılgın bi gidişini ve aşikâr bir sevinçle aklaşmasını seyretti. Sotra da, düdaklarına vahşi bir te- gelmiş olurak oturup hiç iman llği hülde biraz evel adına yemin Allahin ismini küfürlerle tek- Allahım ! Dedi, «ne sersem sofa! |dediğim ben kendimim, inti- da kendim ve bana yardım Yapraklar uykuda. Yaprağın'al- 'âStik bir yastık gibi şişirerek uzan- tında kurumuş bir böcek var; uy-|'D3: Uykudat. Bdi daha iki gün evel genç kocasının Şehrin köşesindeki — mahallede, | lümü ile dizlerini döven kadın; yü her kış, bir tokat gibi açılıp gerinip 7ü kremli, dudakları — rüjlü, tırnak. içeridekilerin rahat ve huzurunu to- ları hazırlanmış, yatıyor; uykuda! katlıyan poervazları sökük eski pen-| — Köşe başında, alnının terni kutu cere kapağı, uykuda... ve bardaklarına sızdıran ihtiyar don- Göklerden yağan uyku, kaldırım- | İürmacı, uykuda.. larda bir buhar dalgası gibi yayı-| Ve bütün bu uyku âlemi içinde layor 1 uyumıyanların, uyuyamıyanların Vapuru bekliyen ihtiyar tramvay| 'Türabı, gene bir uyku gibi, insanın, beyi uykuda, kamçı uykuda... — |Payvanın, eşyanın, taşım, — toprağın, Bir genç kız, açık pencerelerde| U9 suyun ve herşeyin derin, eaeli bekliyo bekliye, yarıda kalan bür|'* “bedi gafleti içinde avunup iidi.. yazının ağırlığı ile koltuğa töm|/ hiç olmazsa bir yari uykuda!.. mıiş; göğsü açık, kolları, bacakları çı- Çimdik (FİKİRLER | Bayram affı yaptıktan — soöne ra Çankaya — vapuru — istirahate çekilmiş dufuyordu. Ben de gele- cek diğerini bekliyordum. Konuştuk- larını hissedinte dinlemeğe — başla- dim. Çankaya yahu? İskele dubası — Sen de artık ihti- yarladım. Çankaya — İhtiyarlık birşey de- gil, hastayım, hasta ! Duba — No oldu, hastalığın na? Çankaya Marazı uzvü — kalp, diyorlar. Duba — İnanma! Öyle kalbinde maraz olsa seni çalıştırmazlar! Hem, kalp hastalığı çarpıntı yapar sende iyle birşey var mı?. Çankaya — Bugünlerde fazlatnş- 1 Duymuyor musun, dikkat etmiyor nusun? Duba — Bir doktora mı gösterdin? Çankaya — Üç mütehassıs baktı. Duba — Ne dediler? Çankaya — Marazı mevt hali var, lenildi. Duba — Bu da ne demek?. Çankaya — Fazla tafsilât alama- hm. Bazıları (olhastalıktır ki anda lüm korküsu olüp umürünü rüyet- M aciz olan kimesneye) derler de- iler, Duba — Kimesne ne demek? Çankaya — İşte ben de bundan ok örperdim, anlıyamadım — gitti. imesneden maksad karine ile ma- inalar olacak gakba, Duba — Diğeri? Çankaya — Diğeri de <atehi cis- nanf vardır> dedi. Duba — Bu da ne demek? Cankaya — Bunu da sordum «Yo- 1 kit, harekâti müşevveş, — tedbire Wayetsiz, tahribatı tamirata galip dans miş... Duüba — Öteki ne dedi? Çankaya — Sorma, o daha berbat! Tastahğı cümlel asabiyede — buldu. “ansiyon yoklaması yapıldı, bakiy- ei ömrümün denizde değil, kara- ta geçirilmesi Tüzüumuna kail oldu- ar. Dü Çeniler, geldikçe,eskilere Nbul!ıîâı başlar. Bir zaman- “r madâmları, madmazelleri sinene hr darsettirir. muhteşam — salonla- m, saat gibi işliyen makinalarınla Nğüs kabartırdın, Allahtan ümidini vesme, kadro harici de kalsan ; erba- n yakinden biri çıkar, gene basüba- lelmevt sırrına mazhar olursun. Bu tsfer de şilebe — teharvül edersin. Sum, toprak, demir, taş taşırsın. Sen rene: (Her seherde besmeleyle aşılır kazanımız) iz, üstadı- mız.) Diyerek yoluna devam et, doktar- arın sözüne bakima. Altmışı aştık- an sönra kolay kolay ölünmez. Çankaya — Öyle değilim; bitki bitkin?! Bötün ümidlerim Cum- iyet bayramındadır. Relki çektik. ni kâfi addedip beni de &f eder Son — postayı Oh, aman, ne bu işam (Hazreti Nuhtur piri er. Kalabâlık basınca sustular. Biz ge- en vapura binerken Çankaya da sanyoya giriyordu, ayrıldık 1. Visalettin ——— — Ağaçtan düşmek Karşıyakada tramvay caddesinde 16 numaralı evde oturan B. İbrahim Erton oğlu Muzaffer, bindiği şeftali ağtcından yere düşmüş, muhtelif verlerinden yaralanmıştır. Kız kaçırma Buca Aralık sokağında oturan B. İprahim Pmar, Ahmed kızı 16 ya- şında Kâömileyi kaçırmış ve yapılan uş)ılflkumı kızın, Algancakta — İbra- himin teyzesi Ayşenin evinde bulun- duğu anlaşılımıştır. İkisi de tutularak adliyeye verilmişlerdir. Hırsızlık ve hakaret İkiçeşmelikte Uğurlu handa Sa- Hih oğlu Ali, Süleyman oğlu Salâhed- dinin 185 kuruşunu çalmış, hancı B. Aliye de hakaret etmiştir. Ali, tutul- muştür. Hırsızlık maksadı Kemer istasyonunda İzmitli Ö- mer oğlu Burhaneddin, devlet demir yollarında çalışan amelenin yatakla- rını hirsizlık maksadile — karıştımır. ken tutulmuş, adliyeye verilmiştir. Para meselesi Kestelli caddesinde manav Dur- sun, para meselesinden Bayram kizı Naciyeyi tahkir etmiştir. İsunda v Y li oo e© A Doğu İllerimizden Röportajlar —| N a S aei LA GÜN G YAZAN : ALİ ENVER Modern bir kazamerkezi Çat, eski lîesniîıin _;am başında kurulmuş modern bir kasabadır. Tarihi kalesinin etrafında ve pis sulu dere konarında kurulmuş — olan Besni bakımsız bir büyük köyü andı- rıyor. Buraya köy de diyemiyeceğim. Çünkü, köyler hiç olmazsa bağlık, buh- çeliktir. Besni de bu da yok."Dar ve pis kokulu bir vadide bi üzerine almış kerpiçten evler. Altları ahır, üstleri her türlü sıhhat şartlarından mahrum garibüşgekil birer - odadan mürekkep olan bu evler arasındaki 80- kaklar, yollar, hatta uümuümi — cadde birkaç metre genişliğinde — ve pislik- ten geçilmiyen şeyler, Burada asırlarca ve asırlaren — na- sıl barınmışlar? Bilmem. Bezninin tarihi ve kasabası gözümün önüne ge- yıl bu berbad ve sevimsiz yerde nüsıl yaşanmış, diye. Halbuki, iki kilometre şimalde şe- hir olmağa çok müsaldl ve şehircilik şartlarını tamamile muhtevi, —cennet bir mevki duruyor: Çat filhakika, Çat, birçok tabiat güzelliklerini nef- s#inde cemetmiş, hava ve suyu hoş, arazisi imara müsnid, iç ve dış ağfaç- hk bir mevkidir. Binlerce insan bin- lerce senedir pis döre kenarında top- lanmış, hayat güzelliği içerisinde alâ- kasız kalmıştır. Aradaki bu tezadı hisseden kıymetli idareci Bay Nesip Ararat olmuştur. Besni kaymakamlığına — tayin edilen enerjik genç, ne kadar istese de bura: da herhangi bir imar faaliyetinin mümkün olmıyacağını, sonra, en mü- himi, buraya — sarfedilecek para ve enerjinin heder olsacağını takdir ede- rek yeni şehirin, buraya iki kilametre şimaldeki Çatta tessüstinü — muvafık görmüş Ve kaza merkezinin Çatâ nak- H hakkında Vekiller Heyetinden ka- rar almıştır. ça Vekilleri Höyetinin kaza mer- kezinin Çata nakli hususundaki karar, ve tensibi üzerine bütün umran faali- yeti burada teksif edilmiş ve değerli Araratın, bilâhare bütün Besinlileri müteşekkir ve minnettar kılan mesaisi Çata kısa zamanda bir kasaba çehresi yermiştir. Üç senelik Çat, buğün, yalmız Bo niyf değil şark kasabalarından çoğu nu geride bırakmış ve pek seri bir te rakki ve İnkişafa mazhar — olmuştur Resmi dairelerden mühim — bir kısm inşa edilen yeni binalarına nakletmiz BerletereesekesAAKe A sakenerAĞA serSASA DrReKAN A Yesan |bulunuyor. Bu yıl içinde binast şa he- edilmemiş bir devlet müecsseseni men hemen kalmıyacaktır. Bu fasıla- sız. ve çok devamlı funliyetten, rar ve hüanti niyetle çalışmadan ilham Slan halk hususi inşaata başlamış ve bu gayrel te Çata modern binalar ka- zandırmıştır. Çatta birçok tesisattan başka döküz yataklı bir otel de İnşa edilmiştir. Bay Nesip Araratın takdire şuyan olan faaliyeti imar sahasına İnhisar etmiş değildir. Yeni kasabayı köylere bağlıyan eski keçi yolları araba işler hale sokulduktan başka — döküz — kilo- metre uzunluğundaki Çat-Gölbağı is- tasyon şosesi yeni baştan — İnga edil- miş ve iktısadi kalkınmaya, bilhassa lönem verilmiştir. Besni, mühim bir fıstık va üzüm mıntakasıdır. Fıstıkçılığın ihyasa hu- birler alındığı gi- fenni şekilde kurutul. da yapılan — tecrübeler neticeler verdiği cihetle bunun bir usul hlini almasma çalışılmıştır. Hal- kim kapbenya rağbeti için az mesafo- de metruk kalan kaplıca yol ve ti tmin yapılması süretile ihya edili ve ahalinin sülük gölleri yerine kap- heaya gitmeleri temin edilmiştir. ,Besni halkı mariften mahrumdur. Okuyap yazma bilenler yüzde sekizi bulmazdı. Çocuğunu okutan alleye na- dir rastlanırdı. Fakat, bugün, mak- sadlı ve güyretli İlçebay Araratın tat- bik ettiği program irili ufaklı her Bo- sinlide derin bir okuma zevki ve sev- gisi uyandırmıştır. Ulus ve köv okul- ları adedi bu alâka sebebile her yıl ço- Şalmaktadır. Çatta mücadele teşkilâtına aid on yataklı bir trahom hastahanesile bir dispunser açılmıştır. Besni — halkr bu teşkilüttan azami derecede istifade görmektedir. Eski Besninin yanıbaşında ve mo- susunda İüzumlu tedi bi üzümlerin lern şehircilik zihniyetile kurulan Çat — birkaç yıl sonra Malatyanın bir say- fiy haline geleceklir. Eski Besni, reni Çatlılar kasabalarımın - temelini itan B. Nesip Araratı tayin edildiği Nazımiyeye giderken — gözyaşları içe- "isinde uğurlamışlar ve bu kıymetli “mtandaşlarının — bir heykelini — Çata Hkmek tasavvurunu beslemekte bulun nuşlardır. vAvASeNe bebesae beLreLerseLANkA BUK SeK DS AkenendAkkanı Saadabad paktı Aras ile iran Nazırı arasında telgraflar teati edildi tabık bulunuyorum. Ve tahakkuk Ankara, 28 (A.A.) — İran hat ciye nezaretinde Saadabat paktı tas diknamelerinin tevdü münasebetile hariciye vekili Rüştü Arasla İran hariciye nazırı Süheyli arsında aşa- gıdaki telgraflar teati olunmuştur: Ekselâns Tevfik Rüştü Aras Hariciye Vekili Saadabat paktı — tasdiknameleri- nin bugün 25 haziran 1938 tarihin- de saat |1 paktı imza eden bütün devletlerin mümeesilleri tarafından hükümetine tevdi edildiğini en bü- yük sevinçle arzederim. mimi ve dostane münasebet- lerimizde yeni ve mesud bir sayla açan bu mesut hadiseden dolayı memnuniyetimi beyan eder ve şah- sen bu eserin muvaffakıyetine yap- mış olduğunuz kiymetli yardımdan dolayı Ekselânsınıza hararetli tesek kürlerimi sunarım. Ekselâns Süheyli Hariciye nazırı Tahran Saadabat paktı — tasdiknameleri- nin bu paktı imzalayan bütün dev- letlerin mümessilleri tarafından 25 haziran 1938 tarihinde İran impara torluk hükümetine tevdi edilmiş ol- duğunu bana bildirmek üzere — Fk- selânsınızın lütufkâr İşarımı en de- rin şükranla aldım. Bu mesud hadi- senin bizi biribirimize bağlayan sa- mimi ve dostane münasebetlerde yeni bir merhale teşkil ettiği husu- Ekselânsınızla tamamile mu- ettirdiğimiz eserin tareni — yolunda daima Ekselânsınızla teşriki mesai- ye amade bulunmayiı ik bir se- vinç telâki ettiğimi ryim. y Hariciye Vekili Dr. Rüştü Aras Yugoslavya çeliği Belgrad, 28 (A.A.) — va gazetesi, Devlet ipotek nin 600 milyon dinar sermaye - ile milyon dinar ile - iştirak yazmaktadır. " — *©0ce— hk ihracatı | Belgrat, 28 (ALA.) — Mart içinde Yugoslavyanın ihracatı 3: 005 tona baliğ olmuştur. Bu ihrarat 445 milyon 587,980 dinar kımetin- dedir. Ayni - ay zarfındaki ithalat 108,740 ton olup kıymeti 489,901, 555 dinardır. — İhracatta -Alman V İmevkü isgal etmektedir. Yeni bir müessese _l_iıxı;ulu_ı'ııi'; Sanipra- — - bankası- ihdas edilecek olan Yugoslavya çe — müessesesinin kurulmasına 200 — Yugoslavyanın ay- z birnci mevkü, İngiltere de - ikinci —