Yazan: Alıl:ıııd DUA Mayledi düşünüyordu. Evet intikam alabilmesi için serbest olması lâzımdı. Bunur. — Âlâ, bu behanelerin hepsi ma- kuldur diye Dartanyan cevap verdi — O halde, şimdi olan şeyleri Takalım da, Aramis — halazadesinden Yelen mektubu Kardinalın kestiği yer den okusun. " Arümis mektübü cebinden çıkardı, ÜÇ arkadaşı etrafına — toplandı ve üç Uşak ta tekrar şarap testisinin başına Üşüşmüşlerdi. Dartanyan dedi ki: — Daha mektuptan — bir iki satır #kumuştun; baştan okuaan daha iyi Olur. — Pek ülü., Diye Arümis cevap verdi: €Aziz amcazadem ; «Kız kardeşimin küçük hizmetçisi kapattığı Karmölit manastırının bu- Tunduğu Betun kasabasına — gitmeğzi kararlaştırdım. Bu zavallı çocuk büş- ka bir mahalde hayatını tehlikeye yaşıyamıyacağını — bildiği için tamamile teslimiyet göstermiştir. Bununla beraber, affe işlerimiz İste. diğimiz gibi yoluna girecek olursa, o da kahrolmak tehlikesini atlatmış bu- kunacağı için, her zaman kendisini dü Yündüklerini bildiği hasretkeşlerinin yamına gidebilecektir. Ayni zaman- da, kız pek te sıkıntıda değildir; iste- diği şey yalnız sevdiğinden beklediği bir mektuptur. Böyle bir şeyin ma- Yüstır. parmaklıklarından — girebilme- sinin zorluğunu bilenlerdenim; fakat her ne de olsa, aziz amcazadem, bu Bibi işlerde —meharetsiz — olmadığını Ve bu işi yapmağı üzerime aldığımı ize karşı ispat etmiş: bulunuyorum. Kz kardeşim sizin iyi ve ebedi hatı- #anızdan dolayı teşekkürler etmekte- Ür; kendei bir aralık büyük bir endişe İçindeydi; fakat şimdki halde ümid haricinde bir hal vükua gelmemesi Yemin için oraya kütibini — gönderdi- Ünden dolayı biraz müsterihtir. e Sima aamasrlli amananadamız gıkz gak Yani selâmetle gönderilebilmesi kabif| iSlduğu kadar sık, mektuplarınızı bek- İlyoruz. Sizi kucaklarım. «Mauri Mişon> Dartanyan haykırdı: — Oh! Hakkınızı nasıl ödeyecekim, Aramis? Canım Konstans! — Nihayet #itden haber alabildim; o hayatta: o manastır içinde selâmette, o Be- ha! Bu Betun neresi, Atos? — Artuvaz (Artois) ve Flander da; bir kere muhasara Ritain, oralarda bir gezinti yaparız. Portos dedi ki: — Bu da çok sürmiyecektir zanne- Ülir; çünkü bu sabah asılan bir Mu, Roşoillerin kundura derilerini y Yecek hale geldiklerini söyledi. Derile- H yiyip bitirdikten sonra sıra taban gelir, ve ondan yiyecek öri kalacağını ummadığım için ini yemek — mecburiyetinde Atos, bir bardak âlâ Bordo şarabi- Ni dikti ki, şimdi bile şöhreti dülerde bu şarap o zaman mevcud ol- '.v:ı neşesi o derece artınazdı. De- * — Zavallı budalalar! Biçare ah- ! Şanki katolik mezhebi bütün Becheplerin en faydalısı, en kolayı de Üllmiş! Bana göre viz, diyerek - dilini İtmağına yapıştırıp — şaplattı ve tek- Tür sözüne devam etti, Doğrusu cesur Adamlar! Fakat sen ne halt karıştırı. '_—m, Aramis? Mektubu niçin cebi. tıkıştırıyorsun ? , Dartanyan söze karıştı: _:Rva. Atosun hakkı var, onu yak- : a berabör, yaksak bile 6 Kardinalın — külleri söylete- Sk esrara, vakıf olmadığı — nereden Bilüm? — O 'halde mektubu ne yapacağız? Diye Portos sordu: | - Grimo, buraya gel. Diye Atos çağırdı: İzinsiz söz söy- N"'lı. ne ceza olarak, lütfen gu mektu. Yiyeceksiniz, dostum; — sonra bize :_':-—ıın bu hizemetin mükâfatı ola- İytş 18 bu kadehteki şarabı içeceksin; Svvelâ mektup iyice çiğme. Gflmomıulumvdi; sonra gözlerini Alotun elindeki şarap kadehine dike- :;İ:ı;ı“dj.kri arasında iyice çiğ- — Bravo Grimo usi Diye Atos alkışladı çok güzel! Bunun için sizden kür beklemiyoruz. Ör sesaizce — kadehtelfi — şarabı yuttu; fakat bu - zeykli işi - yaparken gökyüzüne dikmiş olduğu gözleri ken- dine mahsus bir Hsanla a7 mana ifa- de etmiyordu. I Atos dedi ki: Şimdi erendiler, dinal Grimonun kartın teşek mösyö 18 Kar- 1 yarmadıkça için de.... önderilmesine sebep olmuştu. Bunlarin hepsinin Dartanyan tara- ndan yapıldığına şüphe yoktu. şına yığılanrı bu kadâr felâketler ıı..ı—..ı.ı.m.ıı gelmiyorsa kimin dan gelebilirdi? Biribirini takip eden #ebebiyle — öğrendiği |korkunç sırlarını Lord Dö Vintere bildiren adam — Dartanyadan b olamazdı. — Kayınbiraderii İçir buhları ona yazan. şüphesiz o Onüa büyük bir kin besliyordu ! un afım. uğursuzluklar naiğa mektup hususunda bir düşüncemiz | da, o 1stız odasının içinde gteş kalmadı demektir. Bn eanada Kardinul canı sıkılmiş İgözlerini bir noktaya — dikmis bulun. duğu hakde her nefeste kalbinin en de- bir halde yoluna devam odrken biyik-|rin köşesinden gelen boğucu figan, bu larının arasından mirildanıyordu : — Bu dört adam her halde benim maiyetimde olmalıdır. LIJ Mahpusluğun ülk günü Şimdi de, gözümüzü Fransa sahili- me çevirmek — sebebiyle gözümüzden ayırmış olduğumuz Mayledinin yanı- na gidelim. Biz onu hâlü bıiraktığımız gibi me- yus bir halde derin bir düşünceye, karanlık bir hufreye dalmış buluruz ki, bütün ümidlerini bunun kapısında ve arkada bırakmıştı, çünkü, İlk defa olayak şüpheye ve ilk defa olarak kor- kuya düşmüştü. Talli iki vesile le makâs — gitmişti, kendisini iki vesile ile teşhir ve terzil eylemiş ve bu iki vesile de şüphesiz Allah tarafından musallat edileh mu- kadder mahlükla mücadele mecburi- yetinde kalmıştı;. Dartanyan onu, o- nun ezilmez şeytan kuvvetini mağlüp etmişti. O onu aşk hususunda aldatmış, gü- rurunu kirmiş, emelini yıkmıştı ve şimdi İse servetini mahvediyor, hür- inden mahrum — kahyor ve hatta anı bile tehdid ediyordu. Bundan başka, maskesinin, kendisine siper GÖNERR KSYKi ÜZER n dırmıştı. Dartanyan, onu, her sevmiş olduğu adama karşı yaptığı gibi, kin besle- diği Bukinghama karşı Rişelyonun kraliçe aleyhine tertip ettiği fırtinayı başka tarafa çevirmişti. Dartanyı onu kendi tabiatindeki kadınlara ma! sus olan dişi kaplan gibi tasayvurla- vından birini tatbik etmek istediği Dö Vard için siper olmuştu. Dartanyan, lonun, ölmedikçe kimaenin keşfedemi- yeceği, dehşetli sırrını da biliyordu. Nihayet, onun Rişelyodan alarak düş- manından intikam almak — husuunda kullanacağı beraat kâğıdımı, bu kiy- metli küğidı da Durtanyan ele geçir- miş ve bu sayede onu hapsettirmiş ve hatta Hind denizinin Botany Bay gibi pis ve Tyburn gibi - berzbad bir. yere karanlık ve ulu — şatonun üzerine ku- rulmuş bulunduğu — kayalara — doğru, İntacı ve fukat kudretsiz bir yeis gibi yükselen, gürliyen ve çarpıp çatlıyan dalgaların seslerine ne güzel uyuyor- du! Şiddetli teessürlerinin fikrine eksettirdiği ışıklar sayesinde madam Bonasyöye ve Bukinghama karşı ne Ikadar çok intikam plânları tasavvur lediyordu; fakaf en ziyade Dartanyanı düşünüyordu ve fakat bu plânlar iz- tikbalin uzaklığı içinde- kayboluyor- du! Evet, intikam alabilmek için kendi. sinin serbesi bulunması lâzımdı; ve bir mahpusun serbest olabilmesi için duvarlar delmesi, parmaklıklar — kır. ması Jâzımdı... Bu işleri yapabilmek İse sabırlı ve kuvvetli bir erkeğin har- cıydı, fakat bir kadının en şiddetli ga- zabı bile bu işleri başaramatdı. Sonra bu işleri başarabilmek için vakit, ay- dar, seneler istediği halde, kayınbira- İderi olan müdhiş zındancısı Lord dö Vinterin söylediğine göre, kendisinin yalnız gn yahud on iki günü vardı. Bununla beraber, eğer erkek olsay- di bu şeylere çalışır. ve belki de mu- £fak olurdu; şu halde, Allah bu er- 'N çanı niçin Zayıf ve na- va nin ilk Anları pek deh- zafiyetinin muka- vemet edemediği hiddet nöbetleri cudunu kaplamıştı. Fakat delicesine | olan meyusiyetinden hâsıl olan güle- yanlara yavaş yavaş galebe çaldı; vü- cudünu saran sinirli ütremeler kayb- oldu ve İstirahate varan yorgun bir yılan gibi kendi içinde kıvrıldı. — Bu ne demek olsun, kendimin buraya kadar sürüklenmeme meydan bıraktığım için mutlaka — deli olmalı- yum? diye aynaya bakarak kendinden sorarken yakıcı bakışları - kendisine âksetmişti. Sonra nefsini — teselli et- mek için, «Hiddet lüzım değil; hiddet neze delület eder. Her gşeyden Önce — Sonu var — ÇİMDİKLER “Bu da geçer yahul., Daba birkuç ay evel, Şanghay şehi- ri, büyük bir mukavemetle Japon is-| tilâsma karşı duruyordu. Fakat çok sürmedi. Japon medeniyeti, alabildi- iine işliyen bir vahşetle oraya-girdi, Şimdi orada, açlık, vefalet, eğlen. ce, casusluk, büyük piyasa oyunları yarmış. Bana kalıksa, zavallı şehrin bu ha | we İle dalma böyle söyler Bu da geçer yahu!. Halbuki, «bu da geçer» deyip ayak- ları uzutmak değil, onun mukavemeti |karşısında, paçaları sıvayıp onu ge- girtmektir, y şizdir: Bir zat tanırım. Bir gün parmağın- İda bir apse oldu. Aldırmadı; gin akıbetini düşünerek, şehrin kapis| — — Göçer! sına Çin hârfleri ile şunu yazmalıdır: | — Dedi, Şimdi o zatın bir eli dört par- «Bu da geçer yahu l.» İspanyada artık karşılıklı mücade- lenin son günleri — gelmek -— üzeredir. Her iki taraf son kozlarını oynuyor- | lar. Bu devamlı ve kanlı - tepişmeden avuçlarda kalan, harap, yanmış, yıkıl- müş, bir milyon kurban — vermiş, işi, teşkilâti, hayatı berbad olmuş bir İs- panyadır. Madridin yıkık kapılarına da ayni geyi yazmalıdır: u da geçer yahul.. Derd, bastalık, felâket geçiren, Zengin iken fakir alun, Mamur iken harap düşen, Yani aldanıp eşeğe binen herkese maklıdır. Geçer dediği şey, geçmemiş, bilükis parmağı geçirmişti. Bir dostum var. İki oğlu için, — Zeki çocuklardır. Sınıfı — geçer- ler. Diyorda, Dün kendisi söyledi; Her biri «itışar dersten — sözlüde.. Geçerler mi, geçmezler mi, bugünler- de beli olur ve döstüm da - hetşeyi ahlar. Biz, hayatın zoru ile karşılaşınca ücizliğimizi, Zaafimizı ve beceriksiz- liğimizi, — Aldırma yahu, bu da geçer. Deyip geçiştirmeğze çalışırız amma, ekseriya yaya kaldığımızı — görürüz. Her başımıza gelen şoy ve her haki- kat bir oyuncak - değildir, -kendimisi veya bherşeyoe, biz Türkler eaki bir fel- aldgtımıyalırı. sefenin katmati İle ve rindane bir eda | Cimdik "|kikata başlamış olduğunu İktısad | Sanayi müessese- leri ve vergi Kuvvei muharrikesi beş beygir den yukan sanayi müesseselerinin muamele vergisine tabi tutulmala- rından iktısadi muvazenemizde bir aksaklık busule gel hakkında yapılan şikâyetler üzerine İkusad Vekâletinin bu husus etrafında tet- öğreni- yoruz Muharrik küvvetleri beş bey- girden ve işçi sayıları ondan aşağı olan müesseselerin muamele vergi> sinden muafiyetleri yüzünden bazı sanayi branşlarında — küçükler ile büyükler arasında iktısadi muyaze- ne bozukluğu büsüle getdiği. Temiş için de konuşulabite bir hakikat olduğundan * üzerinde ne — kadar ehemmiyetle durulua yerindedir. İzmirde bir çok sanayi mücase- seleri bu yüzden muharrik kuvvet: lerini beş beygire indirmek meçbu: riyetinde kalmıştır. İzmirde makina âlât ve edevat imalâtçısı olarak mu- harrik kuvvetini beş beygire indir- memiş tek müessese kalmamıştır. Biz, bu vaziyeti, maliyeye taalük eden cihetten değil de endüstrimi- zin istikbali bakımından endişele- nerek mütalea edelim. Endüstrimizin inkişafına çalışır- ken büyük sanayi müesseselerin bu yüzden küçülüşü hazin bir gerile- me değil midir? Muamele , vergisi kalksın demiyoruz. Fakat iktısadi muvazeneyi bozmayacak bir şekil bulunamaz mı Esasen bu vaziyetin devamı Mai liye bakımından da faydalı değil dir. Büyük sanayi müesseseleri kü- çülmek mecburiyetinde kaldığına göre hangi müesseseden muamele vergisi alınacaktır Bu, nihayet, endüstrimizin in- kişafı bakımından lüzüumsuz — bir keyfiyettir. N. B. K0 FUDLRANETI. SESMNTO GEEEMAR L — S OUMDA | Nöbetci eczmneler ——— — — AAA Z Eczaneierin pir h_ınıııx Böbal #ünlerini göslerir Pazartesi: Kemoraltında Şifa; Güzelyalıdı Gözelyalı; Tililkikte B. Falk; — İci. geşmelikte İkiçepmelik; Alsaacakta B. Foad, Ayvaklada Halz Salı: Komeraltında Şilaş Karaatinada B. Eşrefi Kemerde Kamar; Alsam cakta B. Akimed Lâtli, Eştelpajada hiçtelpaşa. B Habil, Tükilikte Yeni İzmiz; İıgatpazarıada — Asıç — Güzelyauda Aliyel, Perşembe: Kemeraltında Hilâl, Gözelyalı. da — Güzelyalı, — Tilkisicle 4 aa Eşrefpaşada Cuma: Kemeraltia di İitihaı, Güzelyi hda Gözelyalı, İrgatpasarıada keliri sagepmslikte — İciçapma di — Alaaa . vasia Ü. buad Cumarcesi: Başdurakta Sıhhat Karamtine Pazar: Kemeraltıada & Hlabil, Kaçecilecde İrgaypazarında Aart. aR KDA KER GA DAT Alcura dağların- daki adam —Başı 4 üncü sahifede— de yazdığım ve bir bestekâr tarafın- dan bestelenen küçük şarkı ile diğer yazımı vereyim. Bilmem hoşunuza gider mi? (Bu iki parça diğer sütunlarımız- dadır.) Ayrıldım, gidiyorum ve içi ile ya- gıyan bu adamı düşünüyorum : Muhakkak ki, onun başından, göl gesi kalbine vurmuş bir hâdise geç. miş olacaktı. Nitekim © uzak mazi parçasının matemini, hâlâ ve hâlâ taşıyordu. Fakat neydi o hâdise,?.. Onu vu- ran ve yıkan şey ne idi?. Ş ( * ($ zi yurdu bi Gaziantep, çok öeki ivıı.)hklw.' 45 kilome: |Caba Hüyük (Sakçagöz) kilometredeki Dülükte v ait İkiymetli eserler bulunmuştur. Li- verpol üniversitesi asarıâtika profe- İsörü mister jan Garstonun bu ha- valide yatığı tetkikat neticesi «Te Hitit Eüpirs adı ile neşrettiği bir kitabın Gaziantep saylavı B. Ömer Asım Aksoyun eline geçmesi üze- rine meydana çıkarılan bu Eti asarı arasında çok kıymetli olanları var: dır. Caziantep birçok istilâlara uğra- dığı halde Türklüğünü daima mu- hafaza etmiş, bir tarihte bağlı bulun duğu Halebin tesiri altında asla kalmamıştır. En ufak bir köyünde bile Türkçe konuşulur ve Türk örf ve adatı yaşar. i Son nüfus tahririnde şehtin 52. bağlarile (140) ve mülhakatile 300 bin küsur “üuhku:loüı:lî“ tobak kuk etmiştir. Büyük bir nüfus artısı vardır. İki sayım arasındaki — fark, on bindir. — * Üç tepe üzerine kurulmuş olan şehir birçok güzellikleri — sinesinde toplamıştır. Bol suyu, bol ağaç ve ve bahçeleri, sayısız mesireleri, eğ- lence yerleri vardır. Bu — sebeple nde 12 ve şehri olarak tanınmıştır. Filhakika burada herkest neşeli ve herkes zevklidir. Gelenin ayrılmak İste &i ve böyle bir arzuya düştüğü, henüz görülmedi, denilir Antep, eskiden bazı şehirlerimi- ze nispetle mamur sayılabilirdir. Fakat, harp, Antebi kelimenin bü- tün manasile bir harabezara çevir- di. Her köşede bir toprak ve taş yı- fanı göze çarpmaktadır. Şehir yeni baştan kurulmağa muhtaçtı. İşe pek mahdut bir büdee ile baş- İhyan Gaziantep belediyesi büyük ve mühim bir vazife ile mükellefti k. çalışmayı ve çok defa Parasız r—.l kandisi için zaruri saya- | Böyle yapılmadı. değil. Hatta takdir edilen neticeyi birlikte tetkik Jedebilmemiz için bu - çalışmaların |vücude getirdiği asar hakkında bir az izahat vermekliğimiz |âzımdır. Belediyeye her sene yetmiş bin Hra gelir bırakan bir mezbaha ile Antep çok eskidenberi bir eğlence | Doğu İllerimizden Röplarortaj Yazan: AM Enver IDünkü ve bugünkü Gaziantep - Um- ran sahasında elde edilen netice - Ga- htiyaçları Maksadımız, hissedilen — ihtiyaç lara temastır. Bunlar arasında me- selâ belediyenin az para sarfile gi- derebileceği noksanlar da — vardır. Temizlik ve ışık gibi, birçok sokak- lar ve mahallatta geceleri yol almak iaktiğ yoktur. Daha birket “süğ lâmba asmak ve üç beş bin lira gıyarak tanzifat kadrosunu geniş- letmek pekâlâ mümkündür. Ve bu işi iri fikrimizce asla caiz değil- » ı ve ondatn beklenen diğer ihtiyaçarı sıralıyalım: Pazaryeri, ekmek fab- rikası, yol park ve lâğım. Arasa adı verilen pazaryeri hem şehre uzak, hem medeni — icaPlar düşünülerek yapılmamış, iptidaf bir mahaldir. Burada hele memurlar hiçbir istifade göremiyor. Kış vakti zaten ortada birşey yok. Belediye ne yapıp yapıp tercihan bir pazar- yeri kurmalıdır. Hatayın pahalı ol- |olduğu böyle bir şehirde umumi pa-s zaryerleri diğer ihtiyaçlara — takad- düm eder. Belediye için de mühim bir gelir kaynağı olduğuna göre ya- pılacak masraf yerine masruf ola- caktır. Ekmek fabrikası behemehal lü- zımdır. Buğday ne kadar ucuz ol- duğu balde pidenin kilosu sekiz ku. ruştan aşağı düşmemektedir. İyi ve İtemiz ekmek çıkaracak bir fabrika ihtikârın da önüne geçecektir. Caddelerin, kaldırımların döşen- İmiye, sakatlıkların giderilmiye, e- faltın iyi yapılmıya, methalin bul- var halini alabilmesi için tanzime, inşaatın bir tarzda devama siddetle ihtiyacı vardır. Eski çocuk bahçesile Halkevi bahçesi istisna edilecek olursa hal. kın ve ailenin oturabileceği bir park yoktur. Bu ihtiyacın önemini bele- diye de takdir etmi: ümidinde- yiz, Kanalizasyon tesisatinın henüz yapılmamış olması şehri pislikten kurtaramamıştır. - Birçok sokaklar 've hatta yollar yüz yıllarca evelki manzarasını bugün de — muhafaza |etmektedir. Şu halde; bu işi de mü- him ihtiyaçlar sırasında göstermek. le hataya ve haksızlığa düşmemiş |oluyoruz. | GaziantePte henüz ne bir hükt- bir bağırsakhane, 73 dükkânlı bir Met konağı, ne bir hapishane, ne sebze ve ethali, toptan meyve — ve sebze satiş pazarı, soğuk hava de- polarını da muhtevi bir buz fabri- kası yapıldı. Sehir haritası ve imar -lânı tamamlandı. 20 metre geniş- lik vel400 metre uzunluğunda bir bulvar açılarak ufak bir kismı ve hükümet caddesi asfalt döşendi. Bulvar üzerinde bir şehitler abidesi ve aile Parkı tesis edildi. Yeni me- zarlık kuruldu cenaze nakli için oto mobil satın alındı. Ayar saat ve ça- nidikildi, pazaryerleri tanzim — ve belediye binası tamir olundu, züh- vevi hastalıklar dispanseri açıldı, şe| hir bandosu tesis ve broşürü yazdı. xh"i'h;ulhndınldı, en mesireleri teşçir — olundu, isatına başlandı ve n:lıı:y:ı e iki yüz bin liraya çıkarıldı. Görülüyor ki, Gaziantep beledi- Yeni lamiş İlyesinin vücude getirdiği asar, çalı-| n zaltı tebrik ve takdirle karşılata- cak ehemmiyettedir. Umumi ib- tiyaçlardan bir çoğusağlanmış, her sene büdçeden alınan im nispe- tinde çalışılmış ve bunda muvaffak | da olunmuştur. Bugün Antebe Iı_ıup sonu çehreşini tamamile değiş tirmiş, yeni ve medent bir yüz ta- kınmaya başlamış nazarı ile baka. biliriz. Bununla baraber Antebin henüz temin edilmemiş bir çok ihtiyaçları bulunduğunda da şünhe - yoktur. | Bu sözlerden herhangi bir kimseyi itham etmek istediğimiz manası çı- karılmasın, vazifeler — yapılmıştır. Zaten bunlarda son 3-4 yılın mah- sulüdür. Eski belediye “daha çok çalışabilirdi, o cihet başka, yeni be-| lediyenin ve bu belediyenin başın- da bulunan Bay Hamdi Kutların her halde faaliyete - germi — vere- ceğini Ümid — ve güzel eserlerin idevamını temenni ediyoruz. |de bir lise binası yaktur. Dairerler jbaşka başka binalarda barınmakta, eski bir kilise cezaevi olarak kulla- nılmakta ve binasızık liseye göste- rilen rağbeti azaltmaktadır. Bunlar hakkında duyulan ihtiya- €ın şiddetinden bahsetmiye lüzum gömüyoruz. Her üçü de ancak umu mi büdceden yapılacak — yardımla temin edilebileceği cihetle keyfiyeti alâkalıların nazarlarına koymakla iktifa eyliyoruz. Almanya Üş denizaltı Filosu vücude getirecek Berlin, 17 (A.A.) —Almanya bu sene deniz cüzütamları kad: rosunda derpiş edilen üç de- filosu vic ıde Gönlük siyasal Sabib ve Başmuharriri Haydar Rüşdü OKTEM ÜUmumi beştiyet ve yazı işleri müdü su Bumdi Nüzhet ÇANÇA4 aa İDAREHANESİ Tarir İkinci Beylet sokabı G.Belk Hartisi binası içinde Teleraf İsmir — ANADOLU Telelomi 27760 Fosta kutusu 403 Abone şeruiti Yalbğa 2460, ada aylığı 800 Kuroştar Yakancı — memleketler İçin — senelik güzete ai geeti SSERAKEA İN N N S çat Si KŞ n