Kücük k ! ücük serçe ve kaplan! a kanadının acısını dinlendirmek için Jonglunun yılankavi yollarında do- laşirken, bir sihirbaza — rasgeldi. Pek dalgın olan sihirbaz, hayatına malolacak zehirli bir böceğin üstü- ne basmak üzere idi. Cesür serçe, derhal - böceğin üs- tüne atılarak, onu gagamı ile ikiye böldü. Kendine gelen sihirbaz: — Cesur serçe, dedi, benim ha- yatımı kurtardın; dile benden ne dilersen !. Küçük kuş gözlerini açtı, ihtiras- laz — Bay sihirbaz, diye bağırdı, beni hemen ağaçtan dsha ağır ce daha sert bir hale sok; bü süretle, mabedin kapısında bulunan kap- landan öç almak istiyorum! Kederlenen sihirbaz: Serçe, kumun Üzerinde sıçradı;|bir gri renk içinde yaşamak mecbu- Onunun altını gagaladı; hiddetli riyetindeydi. koroz gibi tüylerini silkti ve| Heykelin bu kadar güzel Turasmı alabildiğine açarak — ba-|onun canını sıkıyordu. Brd; Kaplanı evvelâ tahkir etti; ona, — Hey! Koca ahmak! Bugün en sakin birinin bile katlanamıya- aşacağız, değil mi? İcağı ağır “sözler söyledi. Fakı Onun bu sualine covap verem ol-'ağaçtan olduğu için, kâplan sesini Tadığı için, gene kendi kendine: |çıkarımyordu, sükünetini muhafaza — Tabit, dedi, bugün çarpışaca- ediyordu. a Bu sebeple, serçe — ona saldırdı. Ve, derhal, kanatlarını havada 'Evvelâ hayvanın burnunu — gagala- Mine boyuna gererek düşmanının | dı, sonra, gözlerini parçalamak is- tine hızla atild.. tedi. Bunun güzel bir çarpışma — oldu- ünu zannediyorsanız, yanılıyoran- . Bu çarpışma neticesinde serçe-i gagasının bir noktası berelendi. Çünkü düşmanı ağaçtandı. Hem de Dek sert üstü cilâlı bir ağaçtan!. ba, tülük etmek istiyorsun? Bu memle- ketin diğer serçeleri gibi havadan, güneşton, yiyecek- lerden istifade ederek, ne için me- sud olmak İstemiyorsun? Fakat, sihirbazın sözleri tesir yapmadı. İnatçı kuş: — Olamaz, olamaz; diye bağır- dı. Tiksindiğim bu kaplanı parça- layamazsam, kat'iyen rahat ede- miyeceğim. Sihirbaz, derin derin içini Sonra: — Beni biraz daha dinle; diye rica etti. İnatçılık etme, yoksa yap- tığından pişman — olursun. Hatırla ki ben ölüme çare bulamam. Şayed başına böyle bir felâket gelirse, se- ni kurtarmak için elimden birşey gelmez. oluşa Beri çekti. Bu, gok eski zamanlarda — olmuş dir macaradır. O tarihte, Hindista- Tn doğu kismınida bir mabed vardı. — Ne olurau olaun; yeter ki ben (anımda coğrafya kitabım — olma- arzumu yeri etireyim. Üğn için bu yeri size iyice tayin ede- - Pekâlü in dediğin olsun! Niyeceğim. çe Sihirbaz, elinde serçeyi tutarak, Şimdi bu yer tamamen - yıkılmış| — 4&_ derhal göklere yükseldi. Ve, yük- te; mabedin daşları — arasından V teneyaya Gi — Sonu 10 cu sahifede — İanglunun (1) ağaçları -Fakat; o devirde, burası üremiştir. " güzel| Bütün didinip cabalanması hiçbir netice vermedi. - Nihayet — kuvveti Kırmızı ba ıklar ve t mabeddi. Mabedin kapısına çı-| PSti n örETer! t yüz basâmakli bir- merdiven| kesilen serçe: Ş sinirliler! Yardı. Bu merdivenin her iki tara-| — Ah! Diye bağırdı; eğer seni Eğer sık sık parça parça edebilecek kadar kuv- vetim olsaydı! Fakat, kuvvetli olmasını tememni canınız sıkılıyorsa X üzerinize sinir buhranı geliyorsa Önda yaldızlı birer heykel bulunu- Yordu, Bol taraftaki heykel bir mandayı Sağ taraftaki heykel de bir kaplanı|ederken, kendi. kendini — düzül e A tüi Ş il ediyordu .Serçenin şahsi düş- .—'vrğu- Diğer serçeler, boş yere,| .. Şunu tavsiye ediyor: ânı işte Bu kaplandı. Bunun se-|ona: Dirkaç teek hrmrel bakâ'er. bebi de şu idi: Serçe kaplanın cilâlı Ve yaldızlı” oluşunu — kıskanıyasdu. Güneş bu, heykelin üzerine ak- #ettiği zaman, onu göz kamaşlırıcı hale getiriyordu. Serçe ise, gece|. Diye nasihat ediyorlardı. Sündüz ve senelerce, yani doğduğu| Lükin o, fikrinden bir türlü vaz- Günden öleceği güne kadar, soluk | yeçmiyordu. Belki günde yirmi defa heykelin üzerine hücum — ediyordu. (1) Jongi, Hindistanın vahşi hay- Vanlarla yılanlarının yaşadığı bü-| Bir gün, tekrar ettiği mücadele- YÜk ormanlarına denir. den bitkin bir halde, sakatlanan iki — Vazgeç bu hırsından, gel se- ninle sıçrayıp oynuyalım, karnımızı doyurmak için lezzetli yemekler, bulalım. tın alınız. Bu balıkları, vanoz içinde o1 yerine yerleştiriniz. Canınız g- kılacak olursa voya belirsiz bir sinir buhranı hissederseniz, der- hal bütün dikkatinizle bu ba- lıkları seyrediniz. Göreceksiniz ki âdeta bir mucize gibi, sıkın- tın.z geçecektir. Dişçilerin bekleme salonlarır na kavanoz içinde kırmızı ba- hk koymalarındaki sebep, sıra- sını bekliyen müşterilerin on- iara bakarak ağrılarını dindir: meğ temin e'mektir. Mayıs bilmecesinde hediye kazananlar T Z GN0 * we 1880 senesinde Panama kanalı civarındaçalışan Fransız - işçileri, ©- rada harap bir kamyon terk etmiş- lerdir. Ayni mahâalde yetişen bir a- #aç, senelerce sonra bu kamyonu Mayıs bilmecesini halledenlerin ve mükâfat kazananların isim- lerini 28 Mayıs taribli nüshamızda neşrettik. Yukarıdaki resimler, bilmeceyi hallederek hediye alan küçük — Zavallı!. Dedi, bu pek iyi bir- şey değil, küçük serçe! Ne için kö-| l san bünyesinde yapabileceği |ağaç vardır ki, pek acaiptir. Bu a-| YöSüret edemedim. tesirleri tetkik etmeğe muvaf- |ğaç yükseleceği yerde, ormanın bo- *&kk fak oldu. yunca uzayıp gider. Cü k ... . « . suna: | Bunları Biliyor mu idiniz? SAZİ — sam ae - him! Diye bar ronimus, on dokuz defa ayrılmıştır. 20 inci karısı, gene ken- kucaklamış, gövdesine almış ve re.| di gibi on dokuz defa koca değiştir-| Cek simde görüldüğü şekil hasıl olmuş- miş y a Seyyabın — biri otelciye oda fir atlerini sordu otel- , u—-Biıiııiku.u ki odaların fiati 100, ikinci kat taki odaların fiati 80, üçüncü kattaki odaların Hati 60 kuruş: tur. Dedi, — Daha başka — odalarınız yok mu? — Haoayır, bay. Fistleri yüksek mi buluyorsunuz? — Fiatleri yüksek bulmuyo- rum, fakat oteli alçak buluyo- d # Doktor — Kak biniz çok sağlam- dır; yetmiş sene şıyacaksınız. Hasta — Fakat doktor, zaton bon — yetmiş yar şındayım. Doktor — Gördünüz mül De- mek sözün doğru imiş, Y SAA , Bir mizah muhar- Eğ ri, gazstede Lehis- KA anın Piszkhoveski şehrinde olan — bir zelzeleyi okuyor ve /Şu resimdekiçocuğu, awelâde bir köylü zannediyorsunuz de- ği m.? Fakat tahmininizde aldanıyor- sunuz. Yalın ayak kumlar için- de, omuzunda bir ağıç dalı ile kırlarda dolaeşan bu çocuk meşbur sinema yıldızı Tommy- dir. 11 yaşında olmasına rağ- men çok zengindr. En büyük zevki de işte böyle, köylü ço- cukları gibi serâzad kırlarda dolaşmaktadır. BHatırınızda kalsın On beş bi:: matrede | Çelişin eridiğ! elek. | yanındakilere: kalp! trikle anlaşı.1yor S S LAĞ zi Gi a| PAN U AKni Paaldş SF &4 Vi pamedenıp Üreremi e| Kanletak bğı tesiri bilirler. zumu kadar hara- CK retle yumuşatıl- ması icap ettiği zaman bu işi tecrübeli ustabaşılar — yaparlar. Ustabaşı, çeliğin aldığı renge — Oğlum sana —— kaç defa merdi- venleri ikişer iki- şer çıkmamanı ve ayakkaplarnı e — - Fakat, — dağcılık amatörlerinin en fazla tırmana- bild.kleri yüksezlik, — tayyarele- rin yanında tabildir ki hiç ka- he. Usutmamalıdır. ki, tayyare- ler arasında yükseklik rekoru, | göre, onun kıvama gelip gek | kitmemeni söyledim. ,i bugün 15,000 metsedir. Mo- | med gini tetkik eder. Fakat bu AAA : devü töyyareler “10,000. metre | L L L L cübei gö ” yükseklikte süratle uçmaktadır- Si . W Öğretmen tale- — İan ler bile aldanıyorlar ve bu e AD Beyo takrir mev Gi Fakat bu derece yükseklik- yüzden sayısız kazalar oluyor. zuu olarak şuna lerde uçabilmek için, oradaki | — Şimdiki modern dökümhane- X verin ““Babemız l atiroiler — değişikliğinin insan | lerde bu müşkülât halladilmiş Ü bir otomebil sa- - bünyesinde — yapabileceği tesr- balunuyor. Yumşatılmak isteni- | Ha almıştır. Osun ilk gezinti- len çeliğin kıvamına gelip gek mediği elektrikli vasıtalarla kat'i surette muayene - edilebiliniyor. leri tetkik etmek lâzımdır. Ancak ne suretle? Böyle bir tetkik için pilotun yanında, bir doktor bulunabilir. Bu doktor da ü atmosferik tesir altın- da kalacağına göre vazilesini mükemmelen yapamaz. Bir kuş alimi bu müşkülâtı çok uygun bir şekilde hailetti. Bir pilotun kalbi üzerine ufa- cık bir mikrofon yerleştirildi. Doktor, aşağıdan, pilotun kak binin atışlarile, çok yükseklik- lerdeki hava tabakalarının in« sini 300 sözle tarif ediniz., İşte talebeden birinin tahrir vazifesir “Babam kelepir bir — otomobil satın aldı. Osunla — £ köyde bir gezinti yapmağ — — gitti., Fakat bu vazife on iki kelk melikti. Öğretmen vazilenin mi- çin devam etmediğini sordu. Talebe şu cevabı verdi — Diğer kısmını yazmağa a «Şu-Palmiste» denilen bir nevi ğgırdı. Mütfakta bir fare yakar ladım, acsba ne yapayım? Komşusu cevab verdir — Onu yemek dolabına kar payınız, orada açlıktan ölür! K giydiklerini biliyor muydunuz? $ çe İİngiliz çocukları sevi Eski Roma filezoflarından Hie.|/Mgi dağileme baküimeti, evlenmiş, | caklarını sevindirmek Loadrada büyük bi müsabakı ncakla: beraber, Hindıstanım ea büyük filini getirecektir. nüsbamızda bulacaksınız. Yeni ” | bilmecemiz, bol ve zengin he- * diyeli olacaktır. Hepiniz hazır- — lanınız. Bakalım doğru hallede- bilecek misiniz? ir duldur.