p Sabife 9 Kozak efeleri Harmandalı oynarken ANADOLU Kloepatra,âşık kralın zaafından istifade ederek 90 bin ciltlik kitabı aldı Mimar, eğri minaresi için, doğruyu herkes oturtur. Marifet bunu oturtmaktır, cevabını vermiş.. Orhan Bey bekliyordu. Dursun Bey kardeşinden - cevap yerine bir_ ok yiyip g hı e düştü Orhan Rahmi Gökçe Atlılarkoşuyor, naralar savru- layor, cir.dler havada uçuyor Kozaklı kadın Kalkan ve zeybek oyunları Zurnalar, davullar, Kozağın bengi- — Osmanlı idaresinin neler yaptığını, bai çalıyor, Zeybekler sırtlarında çep- yahud hiçbirşey yapmadığını bilenle- ri, başlarında oyalı yemenileri rimiz çoktur. Cumhuriyet idaresinin Ullarım kaldırdılar ve parmaklarını tevali eden muvaffakiyetlerinin se- İilattılar. Şimdi ayni tempo Aayni bepleri vardır. Büyük Türk- milletini $ ağır, vekarlı ve kahramanca ve Türkiyeyi kurtaran Büyük Şef A- *it oyun başlıyor. |tatürk bize muvaffakıyet amillerini Bergamaya, yarım saat kadar me- öğretmiş, muvaffakıyete ulaştıran ütde bulunan Bağlarkırı, boydan- yollangöstermiştir. Cumhuriyet ida- oynuyor! Kalabalığa şöyle bakıyoru: | İzmirden, Manisadan, civar — ka-| zalardan gelmiş kadınlı, erkekli bü- inen rü YTesisatı ile kapamış, yukarıdan şehri bunlarm üzerine yay- yük kafileler.. İçlerinde tanınmış muşlar simalar, münevverler, muallimler| — Köprülerin hatikulâde azameti var.. ve sağlamlığı derhal göze çurpıyor. Bergama müze müdürü ve Halk- evi reisi Bay Osman Bayattekin, Kermes işinde vali Bay Fazlı Gü- Çayın kuvvetli ve taşkın gelebilece-| ği zamanları hesaplıyarak ona, bir yerde iki büyük menfez bile açmış- Avcılar ve okçular birşeydir. Fakat sultan Orhan, Dursun beyi| Kermes, turistik bakımdan güzel yakalatıyor ve: bir kavrayışın, Bergama hesabına da — Bu beyliğinizi bir şartla tamı-|iyi bir kazanç ve inkişaf arzusunun çekiliyor. rım; bana tabi olacaksımız. Aksi|verdiği güzel, orijinal bir eserdir. takdirde her ikinizi de ortadan kal-| Valiyi, Osman Bayattekini, bu dıracağım.. uğurda çalışanları tebrik etmek bor« Dursun bey esağg itibarile bunu |cumuzdur. kabul edince, sultan Orhan (Daha doğrusu Orhan be! VYa çardaklar, şemsiyelerle - dolu.. Gafük bir yığın, bunların altında is- H olmuş. Açıklarda kalanlar kum gi- *İ kaynıyol ,Zeybekleri daha yakından görmeğe 'orum ve gözlerim, bu — oyuncula- *n ustası, Zeybeklerin en incesi Hasanin kollarının arasından, tâ Atsiki dağın tepe: Kibi Kökükuş olan Akrepöle dikiliyor. Hasan oynuyor ve ben, onun gökle- doğru uzanan kolları arasından bu Kleopatrayı görüyorum: Moşhur Mısır kraliçesi ve en diülber :—İ!e Kleopatra.. ,'Jlnlbışuıdn genç bir. erkek hayali ne iri bir Roma imparatoru Antuan.. ı'Ilııııvımıı— ona, tutuşmuş bir çift , iştiyakın en derini, iştiyakın en Tn heyecanı ile bakıyor ve konuşu- r.. Muhayyilemde, İmparatorun odası açılıyor, Kleopatra, mer- Ber #ütunlar arasından, mermer bir WYkel gibi çırılçıplak çıkıyor ve An- ':mu kolları arasına atılıyor. Deniz- Ölesi kraliçesi, artık bu kalbi de üştir. Bir defa, ancak bir defa iyorlar. (Tarihi rivayet) ve biraz Süra, İmparatorla kraliçe sarayını Üai lar... Tleopatra Antuanın kü- anesine bakıyor. >> Ne zengin, ne güzel eserler bun- L Antuan cevap veriyor: a Kabul ederseniz hepsi hediyem a doksan bin ciltlik bir kütüp- mAS Kleopatranın bir steş busesi __’:.vın bir kaç haz ve saadet dukika Peşisıra, İskenderiye kütüpha- Vne taşınıyor. Güya, halife Ömer t'“mdın yakılan o kütüphanede iş- bu eserler de varmış.. Kalabalık, davul; zarna sesleri rüz. Kdi esiyor Bağlakırında.. "Tüesji yaratan ve Bergamaya he- #den vali, kürsüden nutkunu ve- 1 VALİNİN NUTKU ı:"m Bergamalılar ve Bergama- k_'-ym misafirleri; 'm."'" ikinci Bergama kermesini derçıkla bahtiyarım. Kermesi, ikinci Açmış olmakla bu güzel âdeti| Goğyç* tekrar etmek, onu ebediyete | 'N: Rötürmek kararımızı tahkim | b g, bulunuyoruz. Hiç — şüphesiz, &, :*l üdet hersene tekerrür et- eğzden sonra gelecekler daha k“l. gaha geniş teşkilâtla iş gö- & p, daha çok muvaffak olacaklar- “'îıh buseneki Kermesin, geçen lq. İle mukayesesini yapacak mev :ı. bulunmuyoruz. Bu sene daha y:"viıuy İküz eden, yapılanları tenkid —wçu medyunuz. kartal © resi, onun için Muvaffak olmuştur. Ve oluyor. Arkadaşlar, Atatürkün ve onun yarattığı cümhüuriyetin mu-| vaffakıyetini, şiarında meknuz şu iki noktuda buluyoruz; 1 — Haklı tenkidlere ehemmiyet wermek ve onlardan müstefid olmak. lan hor iyeye çalış- görmemek ve onlakı tak mak. Biz de bu yollardan yürüyerek mu- vaffakıyete doğru ilerliyoruz. Ben hepinizin huzurunda saygı ile Atatürkü anarken sizleri selâmlar ve ikinci Kermesin açıldığımı bildiri- Tim. Nutuk şiddetle alkışlanıyor.. Geçid. merasimi başladı.. - Alkış devamda.. Busene, geçen seneye nazaran hem şe- hirde, hem de burada çok büyük deği- şiklikler olmuş.. Tertibat gayet güzel ve progrüm çok zengin... Yorgunluğu- muzu çabuk unutuyoruz. Zeybekler dağı! oynadılar, dörtlü harmandalı oynadılar.. Bu çeşid, yani çifter oynanan har- mandalı görmemiştim. Ben ki, haya- tının birçok — şeylerini köylerden top- lamış İnsanım. Bon ki, zeybeklerle düşmüş, kalkmış, lk silâhı 'onların elinden (Rahmetli Gökçen efenin elin- den) atmış ve zeybek oyunlarını çok seyretmiş inganım, dörtlü harmandalı nin bende bıraktığı intibar hiç unut- mıyacağım. Bunda herkes müttefik kaldı: Bizim şu karikatörize edilmiş, de- jenere olmuş sarızeybek gelsin de bir zeybek havasının, ruh ve mtmosferi- nin, şiir ve estetiğinin neden ibaret bulunduğunu burada görsün! Bu ahenkli ve ağır tempo içinde, y bambaşka bir mahlük oluyor.. Hepimiz bunu konuşuyoruz. Maarif Vekâletinin emri ile, bütün oyunlar filme çekiliyor.. Ok atmalar, kalkan, cirid oyunları, cop kaldırmalar başladı.. — Yerli atla- rın üstünde çakı gibi durup onların yelelerine sıkı sıki sarilmiş olan köy- lüler bir rüzgâr hızı ile esiyorlar. Nareler, sahaniın üstünden sık sık esiyor ve birdenbire, cirid başlıyı Tam bir Türk sporu, tam bizim işimiz, tam bizim atalarımızın işi., Ciridler, 1sınmış boşlukların içinde islık çalarak bu atlıdan o atlıya, şu sü- variden öbürüne doğru gidiyor.. Meydanlıkta okçular sıraya durdu- lar.. Sadaktan çıkarılan oklar, kirişe takılıyor ve yaylar geriliyor.. Hedef tâ ileride.. Bazan dolu, bazan boş.. Tarih gözlerimde canlanıyor. İleri- de parlıyan ve kiliçlarin altında şe8 n veren kalkanlar beni Asya uvılınnn, L Mtekilat, daha büyük muvaffakı- doğru sürüklüyor.. Kalkan oyunları da | & 'oraa, bunu samimi surette umulmıyacak kadar zevkli.. Ne çare' ki, geçen sene de yazdığım gibi, artık alüka görmez olmuş.. leçten sonra kendisine düşen büyük iş ve gayreli iyice kavramış, hiç durmadan programın — tatbikatma nezaret ediyor. Gün, heyecanlarla, alkışlarla geçiyor ve bir müddet sonra halkevinde gece buşlıyor. Ya- ni sazlı, şarkılı, rakıslı bir gece.. Kozak yaylasından gelen hem- B ybek aldı ve tellere dokun- du. Diğer arkadaşları da söylüyor- lar: Dağların havası.. dağlar esiyor sanki içimizden.. | — Ve biruaz sonra köylü hemşire- Tıpkı erkek- n... Onlar, biz den çoök evel erkek-kadım muaşeret hayatını kavramışlar.. girelerle oturduk azun saplı sazını | Gece, şehri rum. Bergama | dolaşmağa - çıkıyo- tamamile ayakla, Her yer ışık içinde, her yer renk içinde.. Bugün öğleden evel bana ve arkadaşlarım — Asım İsmetle Re- fet ve Şahaba mihmlandarlık etmek ve bizi ağırlamak nezaketinde bu- lunan üstadımız Mustafa Rahmi Ba| labanm verdiği malümatı hatırlıyo- rüm. y İşte Bazilika.. Koyu hayaleti ile| gecenin içinde azametli bir medeni- | yet parçası olduğunu anlatıyor. Şehrin omuz başında duran bu eser hakkında, birkaç şey söyl. yor ve bunun bir Roma eseri olduğu söyleniyor amma, daha esaslı ma- lümat yok.. Ancak Yunancada Va- sila devlet reisi demektir. Binaen- aleyh bu eser de böyle bir reise, bir hükümdara —mahsustur. Fakat ne- dir? Bir kilise mi, bir tiyatro, bir mabed, bir toplantı yeri mi, mechul, Bergama tesis edildikten — bir| müddet sonra, nüfusu yavuş yavaş artmağa ve şehir üdeta kademeler| halinde, üç, dört büyük hamle ile| aşağıya inmeğe başlamıştır. Roma-| hlar şehrin bütünlüğünü muhafaza etmuk kaygısı ile, ortadan geçen Se- limos çayının üstünü bodrum ve köp- * NELE Zenbekler Mustafa Rahmi Balabanın iğine göre, bundan 30-40 sene önce çay büyük — bir taşkınlıkla bir çök kaya ve çamları sürükliyerek gelmiş, menfezleri uni şekilde tıka- yıp derhal şehire saldırmış.. Bü felükette tahminen bir ikibin kişi kurban gitmiş.. Selimos çayının hire girdiği kı nda, bir cami nazarı dikkati cel- bediyor ki, minaresi eğri.. Bütün ge-| zilerimizde ve eğlencelerimizde bi- ze kıymetli refakatini esirgemiyen muallim bay Yılmazdan duyduğum ve bay Rahmi Balabanın da teyjd ettiğinegöre, bu cami, Yıldırım B yazıd arasındadır. Minaresi eği Öyle ki, altına aturunca dehşet his- sediyor ve minarenin yıkılacağını zannediyor. Minarenin inşa tarihi ye-| nidir. Hatta mimara demişler ki: — Azizim, bu minare eğridir, gör- müyor musun? Mimar gülmüş, şu cevabı vermiş: — Doğru olan minareyi herkes oturtabilir, marifet böyle eğrisini oturtmaktır. Bundan yarım âır kadar önce es- ki sadrnazam — Kâmil paşanın yeğeni kaymakam Kemal bey zamanında & bu cami meydanda yokmuş. Bir haf- riyat neticösinde eser meydana çıka- yılmı: fakat.bu muhitte oturan hıris- emen bir kolayını bulup camiye haç sokmuşlar. — Burası cami değil kilisedir. Demişler.. Mezele, uzun — uzadıya Demişler.. — Mesele, uzun uzadiye münakaşa edilmiş ve hafriyat devam ettirilince mihrap ve mimberi çıkmış, yazılar da bulunmuş, hıristiyanların manevrası akim kalmış. Bazilikanın yambaşındaki bir tür- benin tarihinden de bahsetmek İste- rim: Zaman ikinci padişah Sultan Or- han Zamanı,, Balıkesirdeki — ihtiyar Selçüki beyi kendi arazi ve şehirle- lerini Dursun ve Demir namındaki iki oğlu arasında taksim ediyor. De- mir bey Bergamayı alıyar ve kaleye geliror — Şu halde -diyor- beraber se- ninle Bergamaya kadar gideceğiz. Sen orada kardeşinle temasa ıı-l—- cek ve bu şartlarımı ona kabul etti- recekajn... Orhan bey bu maksadla bir ordu hazırlıyor ve Dursun beyle birlikte Be ı g Demir bey ka- lededir. Dursun bey, refakatinde bir iki kişi ile kale kapısına yaklaşıyor. ve bağırıyor: —Kardeşim Demir beyi çağırın.. || Demir bey, kapıya kadar geliyor, ihtiyad tedbirleri alıyor. Kurdeşi' karşıdan sesleniyor: — Nedir büyle, sultan gelmişsin. | O da vaziyeti ve yeni Türk beyinin arzusunu söylüyor.. Cevap — yerine, tam kalbinin üstüne saplanan bir ok alıyor ve derhal orada düşüp ölüyor. Orhan bey bilâhare şehri zaptedi- yor... iyor. Orhanla | Yukarıda 'da işaret ettiğim gibi, Borgamada muhtelif devirlerin ayak ta kalan birçok eserleri ve onlarla hakikatlerle bazı'efsaneler de vardır. Buraya, sadece akrepolu görmek n gelmek bile, başlıbaşına bir hâ- diszedir. Bağrında on bin kişiyi taşı- yabilen büyük bir tiyatro düşünülsün, kâfil.. Misafir edildiğimiz odada notla- yımı toparlamağa çalışıyor ve — gö- rüyorum ki, daha bahsedilecek çok şeyler var. Mezelâ Eskülâp, muhtelif Selçukt ve Türk eserleri. Halkevinden hâlâ saz ve davul sesleri geliyor Yarın ayni meydan- hkta muhtelif at yarışları, çeştdli eğ- lenceler olacak, hayvan sergileri açılacak, Halkevinde başka — başka şeyler görülecek.. Sonra Kozak günü, daha sonra da Çandarlı plâjları günü var.. Güklere boy ceken — milyonlarca çamm ortasında dolasp keye ile ağaçlardan ağaçlara nasıl sıçranıp geçtiğini görmek, oğlu, arpazlık, yolabık, çakır, güvende oyunlarını seyretmek elbette ki, çok özlenecek Pol Reyno Londra konuşmaları hakkında Daladiyeye izahat verdi Paris, 23 (Radyo) — Fransa Başvekili Dıladiye, bugün Lon- dradan dönen Devlet Nazırı (Pol Reyno) yu kabul etmiş ve kend sile uzun müddet konuş: muştur. Pol Reyno, Londrada İngiliz ricalile yaptığı temaslar hakkın- la Başveki & izahat vermist T. üzumlu notla TRENLER: İzmirden her gün kalkan ten lerin bareket saatloci.. Aydın hattış Alsancakı İrmir.Karakuyu-Ankara — Paxan Yesi, çarşamba, cuma, pazar — günleri vt 2135 da İsmir » Nazilik Rer gün «0t 12 ve 15,40 da İzmir.-Denizlir — Sahı, — perçemba, comartesi günleri eeet 6,80 de İzmir.Tire.Ödemiş: Hersabalı sant £,35 de bir katan her akşam saat 11,30 Ödemişe bir — tzea, 16,30 da Tireye otoray. Afyon hattı; Basmanedem İsmir-İstanbul-Ankara Her güa vet 7 de (pazar, cuma, — çarşambazı gönleri yataklı vagon-bâfe bulunur| İâmir » Somu: Pazar ve pasarı şembe ve cumartesi günleri sabahler vir saat 7,20 de muhtolit katar; ı'ıılııi #nat 15,28 da Her zaman lâzım olan tele- fon numaralar Yengın ihbanı: 2222 . şebiir telek fonu müracast numaraız 2200 . y