Portos ile Aramis — 161 « masa başına Yazan: Aleksandr. Düma geçerek oynna ladılar. Atos ise mütemadiyen düşünüyordu Bunlurdan başkâ höşa gitmez zi- banlı elbiselerini giyerek biçimsiz hale girmiş kadınlar vardı kibun- | ların giyinmiş oldukları genis panta- yücütlerinin yuvarlak bigimini emiyordu; karamış elli ve iri | $Ökseli köylüler vardı kibir fersah u- | , yanyana sokuldular, ve ,ı'oluıı: n işgal ederek beklediler. Bir sonra ve ayın bulut arkasım- İ Gan hemen çıktığı sırada yolun dü- y Artık şimdiki halde, İugilizlerden 4| Üç korkusu kalmıyan Kardinal mu- vhnyı başlıbaşına idare etmek Ü- | *te serbast kalmıştı. ©, Fakat, söylediğimiz veçhile, bu ra- | Aatlık muvakkat bir zaman için oldu. '| — Dük Gö Bukingbamın bir İçisi esir | Kdilmiş ve üzürinde İspanya, İngilte- N, ve Loren (Lorraine) imparator- ikirı arasında bir ittifak yapıldığını Ntarir vesika bulmuştu. » Bu ittifak Fransaya karşıydı. Bun- başka, Bukinghamın ümid etti- den ziyade bir tazyik karşamda 'Ğlılu çekilmğe meçbur kaldığı ka- | Targâh meydanmda bulunan — küğid. larından da kaydettiği veçhile, Ma- “İam dö Şevrüz ile kraliçenin çok işine Barıyordü. Bütün mesuliyet Kardinalın üzeri Te yüklüyordu. Çünkü — mesuliyetsiz hiçbir. kimse olamazdı. Bu. Tün için kendisinin zekâsını — bütün Ü kolayca elde ediyorlar ve hattâ ka- | Targâh kapandıklan sonra bile izin — Almağa muvaffak oluyorlardı. Bartanyanın nöbetçi bulunması ha. Hebiyle barabarce götüremedikleri bir Akşam Atas, Portos, ve Aramis harp İ uşunu söyleyiniz, efendiler, ba- M kimseler iyi derşler vermiş olma- * benim affa salâhiyetim ol. - Ğ imDdsadime? Bcn licimi bile çekmedim, fakat bana eden gdamı — belinden kavra. Y pencereden sokağa — fırlattım; Aalağılan düşünce> diyerek — biraz fereddüt gösterdikten sonra — Atos Sevam etti: «Belkemiği kırılmış.> | Ş SAR'Ahİ Ya siz Müsyö Portos» / Ülye kardinal sordu. «Ben, efendimiz, düellonün ya- Sek olduğunu bildiğim için bir kü- Tük yakalayıp o haydutların birine Öyle bir darbe indirdim ki, zanne- | *trim ki omuzu parçalardı «Çok âlâ! Ya siz Müsyü Aramis? '© kardinal tekrar sordu. «Bana gelince, efendimiz, çok Yumuşak mizaçlı olduğum ve, bel- bi #fendimizce malüm olmadığı Üzere, papaz — mosleğine — girmek Üzere bulunduğum için arkadaşla- Tni yatıştırmağa çalışırken o al- n biri kolumda bir kılıç Yarası açtı; sanra kendimi tutam- Yârak kılıcıma sarıldım ve o geriler- n Üzerime atılıyar zannettiğim “tin dalieim vücüdüne girmiş; — bil | Üldlm bir şey varsa, o yere yüvar- — İâtdı ve iki arkadaşı tarafından ta- ÖRip götürüldü.> ,, Şeytan, efendiler! Bir meyha- he kavgasında üç adamı sakatladı. BU İşinizi hiç yarım bırakmak is | İtmezsiniz; Takat, rica ederim, bu O Şüvganın sebebi neydi?» diye Kar: AŞ sordu: Atoş © verdi: ş *Bu adamlar sarhoştu, ve hans tkşam bir madam geldiğini öğ- :Nklubdon kapısımı kırmak is- Tlyorlardı.> ©, Kapıan kırmak mi?> diye Kar- dinal sordu. Atos dedi ki: «Şüphesiz ona taarruz — için; Efendimize argediyorum ki bu a- damlar sarhoştur. «Bu madam genç ve güzel midi?> diye Kardinal merakla aordu. «Biz öonu gürmedik, efendimiz, diye cevap verdi. Onu görmediniz ha! Eh! Pekâlâ diye Kardinsl çabuk çabuk cevap verdi, «bir kadının ırzını müdafan ettiğiniz için iyi yapmışsınız; fakat, ben Kızıl Güvercinlik meybanesine giderek bana doğru söyleyip söyle- mediğinizi anlıyacağım. Atos öfkeli bir tayırla verdi: «Efendimiz, biz asilzadeyiz, ve kellemizi kurtarmak için bile olsa yalan söylemekten çekinmeyiz» Kardinal sözü değiştirmek için dedi ki: «İşte bunun için sügünden şüphe etmiyorum, Müsyü Atos, bir an bi le güphe etmliyorum; Takat bu ma. dam yalnız mıydi? » Atos ceyap verdi: «Madamla beraber odaya bir do ka- valya kapanmıştı, fakat, o gürültüye hiç kulak asmıyarak meydana çıkmık dı, anlaşılan korkak bir adamdı.» <Allah, hemen hükmelme, diye em- reder» diyerek Kardinal cevap verdi. Atos hürmetle boyun oğdi. Kardinal sözünde devamia dedi ki: «Haydi, efendiler, hepsini anladım, bilmek istediğim şeyi öğrendim; pe- şimden geliniz.» Üç şilâhşorlar Kardinalın — peşine takıldılar, Kardinal yüzünü tokrar mantomu ile örttü, ve atını xürdü; ar- kadaşlarından sekiz veya on adım ön- de gidiyordu. " Biraz sonra sessizce tenha meyha- naş'a di san derece yüksek misafir geleceğini bildiği için yola kargılayıcılar göndermişti. Kapıya on adım kalmca Kardinal emirberine bir işaret yaptı ve Üç si- lühşorları durdurdu; pencere kepen- gine eyerli bir at bağlanmıştı, Kardi- cevap gölmi çerek oyuna başladılar. Atos düşün- veli bir halde odada geziniyordu. Atos büylece düşünün — gezinirken yarı yerinden kırık ve öbür ucu yuka. rıki odadan geçen eski sobanın borü. sunun yanından birkaç kere geçmişti; her geçişinde lâkırdı mıriltiları işitti- iginden nihayet dikkatini celbetti. A- toz, borunun 'yanıma Kitti, ve işittiği sözlerden bazılarını kendisince pek istifadeli bulduğu için arkadaşlarına süküt işareti yaparak kulağımı boru- nun aşağıki deliğine Yaklaştırdı. Kardinal diyordu ki: «Dinle, Mayledi, mesele mühimdir: oturunuz da konuşalım.» «Mayledi!» Diye Atos mırıldandı. « Büyük bir dikkatle efendimi- zi dinliyorum» diye cevap veren bir kadının sesini işiten silâhşor irkil- mişti, «Tayfası İngiliz ve kaptam benim adamım olan küçük bir gemi Puan (Pointe) kalesindeki Şerant (Cha- rente) boğazında sizi Lekliyor; yayın sabah yola çıkacak.» «O hülde araya bu gece gütmem İd- Zzim ?> «Hemen! Yani emirlerimi ahr al- maz. Buradan dışarıya çıkınca kapı- da bulacağınız iki adam maiyetinizde bulunacak ; yarım saat sonra da siz yola çıkarsı- mız.> «Kvet, efendimiz. Şimdi bana tevdi edeceğiniz işe gelelim, ve efendimizin | bana karşı itimadının devam etmesi için herşeyi açık ve kat'i olarak söyle- yiniz de bir hata yapmıyayım,» Her ikisi de bir. müddet süküt et. mişti; Kardinalın söyliyeceği şeyleri evvelâ — tartmakta bulunduğuna, — ve Mayledinin ise söylenecek şeyleri iyi- ce kayramak ve birer birer zihnine nakşetmek için fikrini toplamakta ol- duğuna şüphe yoklu. Bu canada Atos iki arkadaşına ka- piyı içerden sürmeliyerek yanıma gel- melerini süylemeğe meydan bulmuştu İki silâhşor, rahatlarını sevdikleri için, kendileri ve Atos için birer san- dalye getirdiler Üçü birden oturarak nal penogreye husüsi Vir şekilde ÜÇ başlarını yanyana ve kulaklarını da eyerli bir at bağlanmıştı. kardinal baruya y.:ı:ıdıhr. pencereye — hususi bir şekilde üç kere| — Kaydinal #özünde devam etti: yvurdu. Mantosuna sarınmış bir adam he- men dışarıya çıktı, ve Kardinalla ça- «Londraya gideceksiniz. Londraya jyamnca Buükinghamı — bulacakaımız.2 «Efendimizin — şunu — düşünmesini buk çabuk konuştu; bundan sonra gü- yica ederim ki, elmas gerdanlık mese- na biyerek Parise giden Surger "d'l"îb.ıindıı sonra Dük benden şüphelen- nu tüttu. İdiği için bana karşı wmniyeti kalna- «Geliniz efendiler» diyerek Kardi- mıştır.> nal silühşorları çağırdı, ve aonra, <bâ-| — Kardinal devam etti: na döğru söylemişsiniz, bununla bera- | , «Fakat bu sefer mesele onu aldatı ber bu akşamki buluşmamız lehimize makta değildir, ancak kendinizi açık- çıkmasaydı kabahat bende olmazdı. Şimdi peşimden geliniz.» 'ça ve doğrudan doğruya bir elçi gibi takdim etmektir.» Kardinal atından indi, üç silâhşor-| — Mayledi tarifi mümkün olmıyan iki lar da öyle yaptı; Kardinal atının yu- yüzlü bir tavır takınarak o sözleri larım emirberine attı, üç silâhşorlar Lekrarladı. da kendi atlarımın yularlarını pence- ve kepengine bağladılar, sAçıkça ve doğrudan dağruya.» Kardinal da ayni tavım takımarak Haneı kapıda bekliyordu; onun bil- cevap verdi: diğine güre, Kardinal bir madamı zi- yarete gelen bir zahitti. Kardinal ona dedi ki: «Bu efendilerin beni beklemesiiçin zemin katıtıda sıcak bir odan var mı? Hancı büyük bir adamın kapısını açtı, içinde yeni kurulmuş geniş ve kocaman bacalı eski bir demir soba vardı. 4 «Bu odam Var efendim> diye cevap verdi. «Münasip: içeriye geliniz efendiler, ve rica ederim beni burada bekleyiniz yarım saatten ziyade gecikmem.» Üç silâhşorlar zemin katındaki oda- ya girerlerken, Kardinal da, başka bir il- şey sormıyarak, yolu D XBvet, açıkça ve doğrudan — Üoğ- 'myıı; müzakereleriniz serbest yapıl- iııı.h.ı «Efendimizin emirlerini harfi har- fine iera ederim; buyurumuz, bekliyo. FumM, , #«Bukinghama — bDenim tarafımdan (gidip kendisine yaptığı hazırlıkların |hepsini bildiğimi, fakat bunları hiç merak etmediğimi, çünkü, Ük adımımı İatar atmaz krahiçeyi mahvedeceğimi söyliyeceksiniz.» *Efemdimizin ona karşı kullandığı jba tehdidi yapabilecek vaziyette bu- handuğunuza ingnacak mı?. «Evet buna ispatlayım var.» «Bu ispatları ona telkin edebilme- tiyacı olmuyan bir kimdse gibi merdi- |Jiyim.> venleri çıkmağa başlağı. XLiV SOBA BACASININ FAYDASI Üç arkadaşlarımızın hiç şüphelem- miyerek, ve sırf mertlik Ve ge gilik tabiatlerinie sevki ile Kardinalın bendelerinden birine hizmet etmekte bulunduklarına şüpheleri yoktu. Fakat bu kimse kim olabilirdi? İşte evvelâ ben gideceğim ve | | namesine gö e | İktısad Bağcılığımız 937 Üzüm mahsulüaün salış- ları sona ermekte, 938 mahsu- lü yetişmektedir. * Yeni mahsul için me gibi hs- zırlıklar yapıldığını bilm yoruz. Belki de her sene ne — yapılı- yorsa o yapılmaktadır. Nizam- bağdan başla- ması İcıbeden standart işi için müstahsil mıntakalarda doğiş- miş bir faaliyet tarzı olmadığı anlaşılmaktadır. Bu vazıyete gö- re, müslahsıl üzümünü bağdan her sene topadığı gibi - toplar yacak ve satac ıktır. Maliyet meselesi epeyce mü- tekkep ha camış bir meşele o- duğu halde henüz — halledilme- miş o'duğu meydandadır. Çün- kü bağa ve bağc lığa aid mak- zemeyi uçuza tedarık — imkânı bulunmamıştır. Bağa lâzım olan sergi kâğıdı, potasa, — kükürt, göktaşı, kimyevi gübre bügün eşhas elinde birer kazanç ma- tadır. Bu matain fiyatı keyfe göre inip çıkmaktadır. Sergi usulüm izde tentenenin mühim olduğumu rençber ço cuk.arı da biliyor. Bunu bize 929 yağmur fe âketi de çok acı şekilde bildirmişti. O yal mah- sulün kısımı azamının — heder olup gtmesi bize bir şey — öğ- relmişlir elbette.. Ankaradı toplanacak - olan Ziraat kongresi için alâkadar dairelerin gönderdikleri rapor- larda bağelığımıza yeni bir veçhe vermek lüzumundan bah- sedilmiştir. a Bu lüzam aşikârdır: Kırk se- ne evel folksera - haşeresinden harab olan ve bağ mintakala- rına yerleştirilen mubacirlerin bakımsız elinde kalan bağlar çok yerlerde ıslaha muhtaç va- z.yetlarini muhafaza etmektedir. Bağların bu vaziy tinin, Zıra- at korgresinde konuşulacağına şüphe yoktur. Neler yapılması lözim geld - 3- de yeni Zıraat Vekili Faik Kurdoğlanun malümu olduğuna inanıyorus, Fakat birkaç müna- sebetle de yazdık ki, ıslahat kolay ve seri bir islahat ola- mz. Toprakla betaat oldukç ı bunu birkaç sene içinde yap.- hverilr görmek hayali muha: olur. | Fakat yukarıda söylediğimz g bi bağlarda bu sene için ya- pılması mümkün işler yok de- güldü. Bağa ve — bağcılığımıza lâzım olan malzemeyi ucuza te- darik etmek için uzun yıllar beklemeğe lüzum yoktur. N, B. Mahsul vaziyeti Vilâyetimizde . çok iyidir. Vilâyetin muhtelif -kazalana- dan alâkadarlara gelen rapor- lara göre bu sene mühtelif mahsüllerimizin — vaziyeti çok iyidir. Tütün ekimi Ödemiş ve ire havalisinde tamamlanmış- tır. Bazı yerlerde tütün diki- mine devam ediliyor. Buseneki tütün dikiminin ge- çen seneye mazaran — fazla o dağu tahmin ediliyor. Amele tedariki için müşkülât çekik mektedir. Şimdiden çapa ame. lesi olarak kadınlara 80 kuruş verilmektedir. Halkevi kö tanbul Hukuk fakültesi ida- te hukuku Orninaryüs profesö- rü Bay Sıddık S. Onar tara- fından 27-5-938 Cuma saat 17 de evimiz salonunda (Halk ve İpare) mevzulu bir konşerans verilecektir. Konle- ransa herkes davetlidir. Sovye: matbu- tının reşrivcti Birgazete,lngiltere yi tenkid ediyor —H İngilterenin büyük mesul.yetler a tında bulunauğunu hatırlatıyor Pravda güzetesinin 9 mayıs tarih- Ü nüshasında gazetenin hususi mu- habiri Federofun « Milletler cemiyeti konseyinin 101 İnci içtima» na da- ir Cenevreden gönderdiği mektup intişar etmiştir. Bu mektupta €7- cümle şöyle denilmektedir: «.. D mayısta Cenevrede açılacak olan könseyin 101 inci içtimai hak- kında herkes «mühim — meseleler karşısında bulunulduğu» kanaatin- dedir. Bazıları, mütecavizler — blo- kunun Ayvusturya ile Habeşlatanı yuttuğu ve İspânya ile Çinde harbi devam ettirdiği, şimdi de Çekosla. vakyaya, Danimarkaya ve Tunusa bir hamle yapmağa hazırlandığı ve İngiltere ile Fransanın mütecaviz- lere mümkün olduğu — mertebe uygünca şartlarla uzlaşmağa çalış- tıkları LDir anda gulhun az çök bir Milletler temiyeti için gayet mühim bir devir açıldığını idrak etmekte. dirler. Mahalli «Journal de Naton> gazetesinin yazdığı ve hatta her sathi görüşlünün anlıyacağı üzere, bugünkü mevzus» ya sulhun taksim kabul ezliği, ya da harbin nâka- bili taksimliği etrafında — deveran etmektedir. Konseyde hâdisatın nas:l cereyan edeceği hakkında henüz hiç kimse- da sâvih bir fikir mevcud daeğildir. Maamafih, Mülletler cemiyeti genel sekreteri Avenelon güya <enfor. masyon» ve talimat için Paris ve |Londraya seyahati herh&lde şayanı dikkâattir. B hükümetinin birinci delegesi olan Lord Halifak- sın çok müşkül bir vaziyete düşe- ceğine herkes emindir. Faşist mütecavizler — tarafımdan son seneler garfında ika olunan cü- rümlerden ve Milletler cemiyetinin zaafa düşmesinden dolayi İngiltere hükümetinin üzerine düşen mesuli- yetin ne kadar büyük olduğu bura- da bilhasşa daha kuvyetli bir suret- te hissedilmektedir. Milletler cemi- yetinin Y1 jilkteşrin 1936 teki top- lantısında o zamanki İngiliz Harici- ye Naziriı Samuel Hoar tarafından yapılan meşhur beyanalı — ikinciteş rin 1985 teki parlâmento intihaba- tından konservatörlerin muvaffak- nya yet kazanmasında fevkalâde büyük | bir rol oynamıştır. Milletler cemiyeti konseyinin bü İtalyanın tecavüzlerine karşı cum- hüriyetçi İspanyanın Hariciye Na- zırı Alvares del Vayo protestoda bulunacaktır. 19386 — yılının uğüstü. sanda bu tecavüzlere karşı — Millet ler temiyetine dahil devletlerin kol. lektif bir mukayemeti teşkil edilme. sinde başlıca mesuliyet kime isabet etmektedir? Bunun mesulü Briğan ya hükümetinden başka kim olabi- lir? Mületler cemiyetinin ikinciteşrin 1987 deki toplantısmda — Britanya delegeleri, İspanya — topraklarında «hakiki eenebi askeri fabrikaların» meveud bulundüğünü mkâr etme- diler. O zaman Britanya murahha- g, mevZaubAks Ffabrikalar sen kısa bir zaman zarfında> geriye — alın- mağa başlamadığı takdirde, ademi müdahale siyasetinin yeniden — tet- kikten geçirileçeğine dalr <aamusy üzerine sÖz» yermişti. Halbuki 1938 yılnın martında, yeni Alman batar- yaları ve İtalyan tayyareleri müd- hiş bir kuvvetle — cumhuriyetçilerin üstüne çullandığı esnada, İngiliz hükümeti Pransız halkının — İspan- yanın yardımına koşmasıma mani oldu. Çemberlayn, asilere herhangi bir muazzam yardımın yapıldığına dair Londranın hicbir malâmatı ol. madığını beyan etti. Malüm olduğu üzere Britanya hükümelinin önder. leri, İtalyan mütecavizin ordularını İspanyada buhmdurmak «hakkını> gimdi artık resmen tanıdılar, Biraz da Milletler cemiyeti kon- seyinin 101 inci içtimamnda görüşü- İngiliz hükümetinin murahha: Yi «eHaböşistandaki bugünkü va yetten neşet eden hüdis tet etmeks ye Milletler temiyetine ,hil devletin İtslya tarafından val dilmesinin tanmması hususunda tün hükümetlere. salâhiyet vern gibi tökliflerle Cenevreye yelec lerdir. Milletler cemiyeti miaakı bütün Milletler çemiyeti azaları arazi tamamiyetini ve siyas! ist Tâllerini xyaranti altma alan onül maddesinin güya «eyeniden ika etmekliği» değil de ancak «hüra göstermekliğin vo müdafaa otm liğin» ihtiva ettiğini ileri süren marat yüriatler de bulunmuştur, Maamafih Londrada, böyle delilik bütün cemiyet azalarımı İl edemiyeceğini —anladıkları — içir ki, İngilterenin bütün azaların bi Vi reylerine Tüzüm - gösteren — ka yerine könseyin bir «t vesi> de iktifa etmeğe müheyya old beyan olunmakladır. Ya Brita münakale yollarının — menfasat uğruna müstakil devletler cedve den kaca — bir milletin — silinme karşı gelen konsey azajarı çıkar Milletler cemiyeti axamblesinin timaa davetini talep ederlerse? ihtimale karşı — Londrada — misa asamblenin <sumumi — sulhu — teb ultna sakabilen beynelmilel 4e tin müzakere edilmesini» — cem azalarına tavsiye — edebileceğini tiva eden 19 guncu maddesini ha da tutmaktadır. Konseyin ruznamesinde Çinin pon tecavüzüne dair prolestosu vardır. Malüm olduğu üzere, 1 şenesi ikinciteşrinindeki asambl İngilterenin faal teşebbüsü ile velâ Çindeki Japon harekâtınım. ponyanın bütün beynelmilel ta hüdatını ihlâl eden Vir hareket duğunu ve saniyen Milletler cx yeti azalarının hiçbir sureile «Ç müşkülâtnı artırmaların — veya jnun kendini müdafaasına mani mamalarınıs ihtiva eden bir ka alınmıştı. İ Filiyatta ise Çin meselesinde giliz siyaseti, Londranın Cenevt üzerine aldığı taahhüdattan cok İrilmaktadır. Bu büyük İngiliz 1 kaları, Britanya hükümetinin ) nünzasile, daha 4 nisanda İyen | metinin himayesi hakkında — bankalarile bir anluşma akdeti lerdir. İngilterenin Japonyay'n « vudan doğruya yaptığı bir. yarç ispat eden bu eldukça mühim h seyi İngilterenin bütün burjuva zetelerinin süküllü — geçiştirme çok karakteristik birşeydir. Ja yanın bugün çekmekte — olduğu kadar keskin mali ihtiyaç esnası İyene yardım etmek, Çinin tecavüzüne kargı kendini müda etmekliğini büyük bir mikyasta leştirmek demektir. Bundan — bu Britanya hükümeti birkaç wün | Japonya ile Japonyanın el ge diği Çin gümrükleri hakkında anlaşma akdetmiştir. Ru anla; ise Japonyaya Çine karşı yapılın ta olan harbin tahsisat membal m takviye etmek imkânını vern tedir. tE Ruznamede — görüşülecek d birçok meselelerden anlaşıklığı zere, Milletler cemiyeti kensey 101 inci içtimar çok enteresan — caktır.» ı ——— — Halkın suruzluğu İsmetpaşa mahallesinde * dar sokağında oturan ha niçl'ı:m mü esat ederek — sokaklarındı çeşmelerde Vezir ve Osmana suları akmadığ için Halkapın istediklerini bildirm'şlerd reisliği, bu semt h kının susüz — kal'maması — derhal Tâzamgelen - tedbirler alınmasını