Sahife — 9 ANADOLU İngiltere - Yakın şark Arap ittihadı ve şark paktın- da İngilterenin rolü. Mısır, şark pak-| . . tına niçin . . girmedi? *Neues Tagblatt Stuttgart, adındaki Alman gazetesi yazı yort Româ ile Londra arasında cereyan eden — müzakerelerle muvazi olarak yakın şarka mü- him siyasi seyahatler de yapıl- mıştır. Bu seyahatlerin müstak- bel havayı ve yeni istikameti hazırlayıp tesbit etmek gibi bir gayesi vardı. Evvelâ — İagiliz kralının amcası Anthlon dükü Ciddeye geldi bürmetle karşlandı ve orada Arabistanın hükümdarı kral İb- nissaud ile etraflıca konuştu. Sonra - Arabi imparatorlu- ğunan baş şehri olan Elriyaza gitti. Orada da Suudi Arabis- tan veliahdı ve babasının Ha riciye Nazıri ile kırmızıdenizi ve da'ma münazaala olan Akabe ve Maanı eden meseleler üze tü. İngilitere, İtal, reye giriştiği andanberi yakın şarkta — değişmiş bir durum karşısında bulunuyoruz. Bu de- Bişikliğin, evelce İngiliz hükü- | metlerinin her şeyizor ve cebir | ile halietmeğe çalıştıkları halde şimdi İngilterenin bundan içti. nap edişinde görülmektedir. İngiltere ile yakın şark devlet leri arasındaki münasebet, Fi- listin yüzünden hayli güçleç- mİşti. Arap mahfilleri, İngilte- seenin — hakiki bir- muvazene yaratmak istediğini görüyorlar ve bütün vaidlerin yalnız kâğıt üzerinde kaldığını ve Londrada, Filistinin Araplara ait kısmının ı denizle rabıtasını kesmek ve Yahudilere şimdilik yalaız ik- tsadi bakımdan rüçhan hakkı | vermek arzusunda — olduğunu anlıyorlardı. Bunun neticesi olarak şimal ile cenup (Yani Suriya ile Suu- di Arabistan) arasında bir köp: tü kurmak hususunda bir köp: rü kurmak hususunda Arapların eski düşünceleri tekrar kuvvetle ön p'âna geçti. Pan Arabistan fikri genişledi ve herşey yakın şarkın en mühim ik/ Arap dev- leti (Yani Irakla Suüdi Arabis- tan) arasında hâkimiyet mese- lesinin halli için mücadele açı- lacağını gösteriyordu. Bu mü- öadeleden İngiltere müteessir ola- taktı. Çünkü mücadeleden hân- gi taraf galip çıkarsa çıksın, het cede taraflardan birisinin kudret ve nüfozu artacak ve bu hal ise İngilterenin burada Pek mühim olan iktısadi ve si- üi azrar ede- tekti. Bugün Filistinde yeniden Müdhiş dahili karışıklıklar zu- lür etmesi, İngilterenin bu tec- '_“hoyi daha zi firemiyeceğine — delâlet ai zamanda Elriyaz şehrine Teamt bir ziyaret yapılması ve Saud? Arabistanın bugün Filis finda ve yukarıda işaret edilen Emelleri takip zımnında Suriye Ve Lübnanda siyasi ve resmi rolar açması ve bunların dra tarafından tasdiki kar- Sitinda İagilterenin tehdidkâr Mücadeleleri tadil için Suudi Vabistanı Arap ülkelerinin ön SÜ kavyeti ve devleti olarak fimiş ve ona Akdenizde ve rmızidenizdeki dünya politi- Meselelerinde söz söylemek ği ve miştir. ve fevkalâde |Dış Bakanımız Dr. B. Tevfik Rüşdü Aras İtalya ile yapılan anlaşmanın dördüncü maddesi ön Asyanın bu mıntakasına taallük etmekte ve iki tarafın İbnissuud krallı- gının mülki tamamiyet - ve is- tiklâlini tanıdığı tespit — olun- maktadır. Bu suretle bu. kral- hığın nasıl mühim bir mevki aldğı görülüyor. Bunun hari» cinde olarak bugün İngilterenin Halepten ve Amman üzerim den Maana giden Hicaz demir- yolunun tekrar faaliyete geçi- rilmesine v3 bu suretle yakında Mekkenin Şamla birleşmesine müsâade etmesi, Arap devlet- lerinin birleşmesini istihdaf eden büyük plânın arkasında Lon- dranın bulunduğana başka bir misal teşkil ediyor. Fakat mağ- lâp olan Pan Arabistan değ'i, ancak devletler blokudur. Bu ! blok İngiltere için iktisadi men- faatleri ve Hindistan yolunu temin edecek, fakat ayni zar manda bu devletler için İngil- terenin — himayet de - teyid edecektir. Hocaz demiryolu ikmal edik- dikten — sonra -ki bunun müzdeki Sonbal kadar ik- mali ve münakalâtın açılması söyleniyor: artık yalnız Şam ve Halep değil, İstanbul dahi büyük ekonomik sahaya dahil olmuş olacaktır. Bu münasebetle Türk Hari- giye Nazırının:Mısır ve Sariyeye yaptığı ikinci seyahati ehsmmi- yeti haizdi. Dr. Aras bu seya- hatinden avdet etmiştir. — Vak- tile mumaileyhin Mısırı * Tür- kiye, Içak, İran, Efganistan ara- sında akdedilm'ş — olan - yakın Şark paktına iştirake davet edeceği söylenm şti. Bu iltihaka bugün evelce di şinüldüğü gibi lüzum kalmamıştır. Binsenaleyh B. Tevfik Rüşdünün Mısır seya- hati, yalaız bir dostluk ziyarati olmuştur. Ancak bu ziyaret müstakil Mısıra yapılan ilk res- mi ziyaret olmuştur ki, bu iti- barla kıymet ve ehemmiyeti fazladır. Yakın Şark paktının vücud buluşunda İngitterenin yardımı sebkat etmiş ve bu pakt İ giliz « Türk münasebetile teyid olunmuştur. Bu pakt Arap dev- letler blokuna dabhil olan İrak üzerinden Arap blok teşekkülü meselesile alükadardır. Bu mü- nasebetle müstakbeldeki — poli- tik konstrüksiyonların hepsinde Lakın ehemmiyeti pek büyük olacaktır. Şimdi Arap devletler bloku teşkili için açıktan açığa gay- retler sarfedilen şu sırada Mi srın yakın şark — paktına ilti- hakı pek acele bir jest teşkil ederdi ve hazı Arap deyvletle- rince belki de tasvib olunmazdı. Öönü-' Son yapılan se- yahatlerin manası! Nitekim Mısır matbuati Mur rın bu pakta iltihakı düşündü- günü, fakat bazı harici sebep- lerin bunâ mani teşkil ettiğii yazmışlardır. Ankarada da bu vaziyetin Aanlaşıldığına şüphe yoktur. Doktor Aras Beyruta geldi- ğinde halk tarafından samimi- yetle karşılandı. Bütün şehir Türk bayraklarile donandı. Trablusşemda da böyle oldu. İşkenderün — sancağı — meseli ise hiç mevzuu bahsedilme: Türk matbuatı da sancağa aid neşriyatını durdurdu. Halbuki burada şimdi intihar bat başlamakta ve buna san- cağın mukadderatını tayin ede- cek nazarile bakılmaktadır. Son günlerin mühim siyasi kararları karşısında sancak me- selesi unutulmuştar. Bütün Ön Asya mıntakasında İngiltere son haftalar içinde müsbet bir poltik yapmıştır. Sovyet Rusya bu mıntakada kendi rolünü kaybetmiştir. Da» ha geçen sene hüküm süren kargaşalık tahrikâtı, milli dev- letlerin biribi yaklaşmaları sayesinde sona ermi. Bugün her yerde müsmir inşa faaliyet- leri göze çarpmaktadır. Not (Ayni mealdeki yazı Kölnische Volkszeitang gazetesi tarafın- dan da dercolunmuştur.) aa — ;Mmanya - Mançuko —.. —— Arasında dostluk mu- ahedesi akdedildi Berl'in, 13 ( Radyo ) — Al manya ile Mançuko hükümeti arasında bir dostluk misakı im: zalanmıştır. İki devlet ret muüahedesi zakerelere başlanacağı niyor. Alman mağaza- larına Krediyi kestiler Varşova, 13 (A.A.) — Lodz- da bulusan ikiyüz Yahudi fir- ması Yahudi aleyhtarı iktısadi hareket etmiş olan Danz gdeki A'man mağazalarına bundan böyle kredi açmamağa karar vermişlerdir. Fransa Berlin-Rama mihve. rini bozmakmı istiyor Milâno, 12 (A.A.) — Gazete Del Popolo Alman-İtalyan mü- münasebatının samimiyetinden şüphe eden bazı Fransız gaze- telerina cevap vererek: *Eğer Fransa İtalya ile bir yakınlık tesis etmek istiyorsa Berln-Roma mihverini bozmak arzusundan vazgeçmelidir. diyor Heryo Lübnana gitti Beyrut, 13 (Radyo) — Fram sa parlâmentosu reisi Heriyo, bügüa Lübaana gitmiş ve umu- mi barpte maktul düşen Fran- sızlarla -Lübnanlıların mezarla- rına çölenk koymuştur. Heryo, birçok müessesatla Beyrut tıp fakültesini ve cizvitler Üniversitesini ziyaret etmiştir. inda bir tica- çin yakında mü- söyle| Köy gezile : Güzel, yeşil örende ge- çen 24 saat. Tohum aşırtmanı, General Kâ- zım Diriğe aid bir hatıra. Yazan: Ü. T. Muallimlerin Örendeki toplantılarından iki intiba. O köylü.. O Türk köyiüsü bu yatanın beklediği mes'ut güne ü için ne hediye et- Sakarya boylarında, Alyon kayalıklarında, Anafarta siperlerinde hap bu güzel va- tanın kurtuluşu büyük davanın tahakkuku için döğüşmedi mi? O; yurdun iyiliği için herşeyini veren büyük bir kudrettir. Bu- rada bir okul yapmış, dir de- gil, bin daha yapar. .. Oturduğum yerde etrafı tet- kik ederken gözlerim bir nok- taya takıldı. Bu, masa üzerinde duran bir saatti. Kavranı üstünde “ÖREN, ya- zalı olan bu vakit ölçüsünün acaip yelkovanı nazarıdikkat mi celbetti. Sordum: — Bu yelkovan ne biçim şey böyle. Başkalarına benzemiyor. Arkadaşım gülmeğe başladı: — Evet, dedi. O, Ören ma- mulâtıdır da ondan benzemez. Tahmin edemiyeceğiniz bir ma- denden yapılmıştır. Horoz ka: nadı madeninden. Onu bizden emekli bir arcadaş yaptı. Daha hafif olduğu için saati de yor- muyor. Mükemmel işlemesini temin ediyor, Şu Türk öğretmeni ne kadar kuvvetli icad kabiliyetine malik. Saat yelkovanı bende “yakın zamanların hatırasını canlan- dırdı, Bir gün general Kâzım Dirikle konuşuyordum. Bana hayranı olduğu bir öğretmen buluşunu anlatmıştı: — Geçende, diyordu, bir köy okuluna gittim. Yoksulluk içim de kıvranıp düran okul öğret- meni okulunu ziyarete gelecek. ler için şöyle bir şapka askılığı temin edememiş, fakat hiç biri- mizin aklına, hayaline bile ge- tiremiyeceği bir orijinallik vü- cude getirmiş. Köy ormanlığın- , büyükçe bir ağaç etmiş. Saka bitişik küçük dalcıkları yirmişer santim uzunluğunda kesmiş, kendi elile portatif bir de kaide ilâve et- miş; Al sana güzel bir elbise ve şapka askıl ğı... Okula gir- diğim zaman gözlerime ilk çar- pan bu oldu. Dayanamadım, bunu yaratan öğretmenin göz- lerinden şapur şupur öptüm. Evet.. Türk öğretmeni, köy- lüsü gibi her yokluğu gidere- cek kuvvetli, enerjik bir - var- lıktır. ”. Kalkmağa ve müsaade - iste- meğe hazırlandığım dakikada kulaklarıma tabak, el ve kaşık şakırtıları geldi. Farkına vâran arkadaşım: — Demin de dedim ya, iyi ettin de geldin. Yarın buraya Kültür direktörü ve arkadaşları ile ilçe öğretmenleri gelecekler. Köyümüz misafirlerini ağırla- mağa hazırlanıyor. Okulda ken- dilerine bir ziyafet verilecek. Seni | dalgınlıktan uyandıran; çocukların getirmeğe başiadık: ları tabak, çatal, kaşık ridir. Arkadaşımın, öğretmen arka- daşlarile yarına hazırlanma ihe tiyacında — olduğunu gördüm. Şimdilik — ayrılmaklığıma — izin vermi ica ettim. Elimi sıkarken: — Yarın gel ha. Mutlaka gel. Beklerim.. Diyordu. sesle- ..1 Ertesi gün: Sabahleyin saat 9. Okulda: yım, Örene yakın köylerdeki öğretmenler birer birer gelmee ge başladılar. İçlerinde tanıdık çehreler de eksik değ L Ezcümle bir zamanlar Bornova Ziraat okulunda açılan ziraat kursur nun gönüllü müdavimlerinden Yiğitler okulu öğretmeni Ekrem Karasüyek kurstaki arkadaşların Ekreme tohum aşırtmanı dedik- lerini — hatırladım. Yalnız to hum mu?. “Köyümdeki tavuklar iyi ol. sun, köyümde bol yumurtalı tavuklar yetiştireyim, diye zira- at okulundan ve bir münase- betle gittikleri Tiryanda çiftli- ginden oldukça Legorn, Rodey: Mayis 14 İran - İrak Dostluk muahedesi Şehinşah tarafından tasdik edildi dİran Şehinşahı Riza Han Pehlevi Tarhan, 12 (ALA.) — Geçen yaz İran ile Irak arasında ak- tedilen hudut ihtilâflarının — su- reti halli hakkındaki anlaşma ile Martta İran parlamentosu tarafından kabul edilen İran -« Irak dostlük muahedesi şah tarafıddan tasdik edilmiş ve binaenaleyh meriyete girmiştir. Amerikada Büyük nafıa işleri ve işsizlere yardım Vaşington, 13 (A.A.) — Par- lâmento, büyük nafhıa işleri ve işsizlere yardım için üç milyar dolar sarfedilmesine dair olan kanunu 270 reya karşı 328 rey ile kabul etmiştir. Bu meblâğ memleketin iktı- sadi kalkınması için Ruzveli ta. rafından derpiş edilen dört bur çuk milyar masraf programına dahildir. Fransada hayat pahalılığı Paris, 13 (Radyo) — Amele federasyonundan bir heyet, bu- gün hükümete bir muhtıra ver» miş ve hayat pahalılığından şi- kâyet etmiş ve gıda maddeleri üzerindeki kontrola ehemmiyet verilm 1 istemiştir. land yumurtalarının bir kola: bularak temin etmiş te o zaman arkadaşları: — Be Ekrem, nedir bu hırs sende, buraları kasıp kavurdun, diyerek eğlenmişlerdi. Dayanamadım, yanına sokul dum: — Nasıl -dedim- hâlâ yu: murta, tohum topluyor musun? Güldü: — Hacet kalmadı artık. Köy- de yoz, yumurta vermiyen ta- vuk bırakmadım. Köylüm hep bu, sonradan helâl olan, aşır- ma yumurtalar sayesinde en iyi cins tavukların sabibi oldu. Biraz sonra tek arabanın ahen rı ayaklarını uydurarak — sal- aya sallaya gelen bir öğret- men grubu. Ekrem yanıma sokuldu: — Bu gelenler Armudlu pro- fesörleri. Başlarında saçlarına fazla ak düşmeğe başlamış bir başöğret- menleri var. Arkadaşlarının üze- rine bir. kuluçka gibi kanad gerer. Her toplantıya birlikte gelirler. Bir tanesi az buçuk ore tadan kayboldumu kuluçka he- men aramağa koyulur, Bak, gene arabadan iner inmez kö- Ş köşeden yavrularını gö- türen ürkek bir gurk tavuğu gibi yürümeğe başladı. Öğretmenler tamam, yalnız kültür. direktörü ve arkadaşla- rından henüz bir haber yok, İlçe kültür işyarı * Necati İlter , evelce hazırlanan gün- deme göre konuşmağa başlama lüzumunu — arkadaşiarina — izah ediyor. Derslerini iyi bilen çocuklar gibi hepsi okul dersanelerinden birine yü ümeğe başladılar. — Sonu var —