ökt Yazan Fransız erkânıharp kaymakamlarından Jorj Londen Eva anlatıyor: Aşıkım, bana ilâç almak üzere ec- zaneye giderken, ben de dolapları altüst ediyor, en Veradun kalesi Almanlara karşı nasıl durdu? A, Kâmi Oral Berline gidecek Fransız casuslarına kullana- cakları sahte isimleri gösteren listeyi arıyordum. Nihayet buldum! Kanapenin — üzerine — biraz uzandım. Aradan beş dakika geçmeden, şiddetli bir — baş ağrısından mustarip olduğumu söyledim. Âşık; — Ağrıyı kesmek - için bir ilâç lâzımsa derhal aldırayım. Dedi. Artık, istediğim — olu- yor.. Cevaben, benim kullandığım ilâcın, yalnız bir eczanede bu- lunduğunu, hususi müstahzarat- tan olduğunu va herkese — ve- rilmediğini söyledim. O: — Bana vermezler mi? Diye sordu. İş tam kıvamın- da idi. Biraz düşündüm ve sonrat — Boelki verirler. Fakat, be- nim bir kâğıd üzerine imza edip bana mahsus bir işaret vermekliğim lâzım.. Dedim. Âşık, hemen muva- fakat etti. Masanın üzerinden bir kâğıd aldım ve bir imza attıktan sonra, Alman casas teşkilâtının — işaretlerinden bi rini gösterdim! Büro şefi, kâğıdı alınca, ta- rif ettiğim eczahâneye — gitmek üzere hazırlandı. Giderken ka- pıyı kilitlemesini söyledim. Adamcağızın gideceği ecza- hane, Alman casus teşkilâtının idare 'ettiği bir müessese idi. Tmza attığım küğıdda — göster diğim işaretin bususiyeti şu idi: *Fanliyetteyim. Mümkün ol- duğu kadar kendisini ecrahane- de fazla bekletiniz.., Büro şefi, ilâç almak üzere eczaneye giderken, ben de do- lapları, çekmeceleri — karıştır makta idim. Her tarafı altüst ettim ve nihayet, Berline gide- cek olan Fransız casuslarının kullanacakları — sahte - isimleri gösteren listeden başka, işime yarıyacak bir takım evrak ta buldum ve onları aldıktan s#on- ra herşeyi yerine koydum. Bir kanapenin üzerine müsterih ola- rak uzandım. Âşık, ancak yar tım saat sonra gelebildi ve içeriye girer girmez: — Nasıl oldunuz? Başağrısı devam ediyor mu? Diye sordu. Tabi fazlalaştığını — ileri ilâcı alarak, teşekkür eltikten sonra, müsaâde istedim. Aşık, müteessiren beni kapıya kadar teşyi etti. Caddeye çıktığım — zaman, tarifi gayri kabil bir sevinç içinde idim. İlk rastladığım etomobile atlıyarak, — teşkilât reisinin evine gittim. Muzafler bir kahraman gibi - seviniyor- düm. Berline gidecek Fransız ca- suslarının kullanacakları sahte isimleri gösteren liste, o gün, Alman umumi karargâhına gi diyordu. : Aradan on beş gün geçmiş: ti ki, muhtelif yollardan Alman topraklarına girerek Berline gi- den ve orada Fransız casus teşkilâtını kurmak istiyen yirmi beş Fransiız genci, biçbiri kur- tulmamak şartile yakalandılar! Paris emniyet müdürü, bizim üşık ve Fransız askeri istihba- rat şebekesi âmirlerinin, o za- man vazifelerinden çekilmele- e' — rine, sırf bu se sebep oldu! Bu cihet de bizce müspet ve malümdur. Benim kim olduğumu iyice anladınız. mı? Sevgilim, sana verdiğim bu malümattan — zannederim, beni ahlâksızlıkla itham etmiyecek- sin. Zira bu ilşaatım, Alman- yaya zarar verecek mahiyette değildir. Alman casus teşkilâtı, © kadar kuvvetli, o rütbe şu urlu, sistematik ve etraflı çalı- Şiyor ki, hiçbir veçhile bu teş- kilâtın faaliyetini kesredemezler. Sevgilim, mektubum uzun sürdü. Fakat, senden gördü- ğüm büyük iyiliklerin ebedi minnettarı olduğumdan, bir gün hayatını tehlikeden kurtarmak için, belki bu mektup sana Kendini korul Zira, benden sonra, seni de öldürmek — istiyeceklerdir, bu muhakkaktır. İrmanin — kocası bedbaht bahriye zabitinin akı- betini unutmal İş:e sana son sözüm budur. Gözlerinden has- | retle son defa öperim. yardım eder. Eva Mektubun yalnız birkaç satı- rını okuyunca teessüründen ve karşılaştığı fecaatten kendisini kaybederekı kanapenin üzerinde baygın bir halde yatan kaymi- kam arkadaşımın yüzüne bak- tım. O ana kadar, kendisini bu derece feci bir vaziyette gördüğümü — hatırlıyamıyorum! Yüzü, sapsarı idil Maneviyatı, sıfıra inmiştl Bir kelime ile: Bitkindi.. — Arkası var — Çıldırmış olacak! Tabanca ile ailenin oca- ğını söndürecekti. Kudurmuş damad, ancak kayna- na ve baldızını vurabildi. Bir Nisanda, Fransanın Sen: Nazer mabkemesi, bahri- in- şaat tezgâhlarında zımbacılık eden 27 yasında Lui Börel is- minde birini, sekiz gün bapse mahküm eti Cürmü, kay- nanasının üzerine kapsol taban- cası-ile-ateş etmekti. Cezasını çekip hapislaneden çıkan Börel, beş altı gün evel kaynanasının evine hücum et- miştir. Bir sabah, azılı Börelin kay- nanası, baldızı, kayınpederi ve kayınpederinin babası evlerinde birdenbire sokak Bütün ev , damatlarının şiddetli teh- ditlerini, küfürlerini dinliyorlar. Bu aradazorbanın kuvvetli yük- lenişiyle kapı kırılıyor. Elinde bir tabanca Bövel içeriye giriyor ve: — Hepinizi cehenneme gön: dereceğim, diye bağırıyor. Ve bunu söyler söylemez, derhal ateş ediyor. İlk iki kur- şun kaynanasının karnına giri: yor. Üçüncü kurşun, baldızının kalçalarını parçalıyor. Ölümün kendisi için de muhakkak al- duğunu gören kayınpeder, pen- cereden atlayıp kaçıyor. Katil, bu sırada merdiven- den inen kayınpederinin baba: sına: — Moruk, seni öldürmek is- temiyorum. Diye bağırıyor Fa- kat ötekilerin hepsini geberte- ceğim. unu söyler söylemez, veles- pitine atlıyarak karısını arayıp öldürmeğe gidiyor, fakat ya- kayı ele veriyor. Dr.Behçet Uz Çocuk hastalıkları mütehassısı Hastalarını 11,30 dan bire ka- dar Beyler sokağında Ahenk matbaası yanında kabul edor. Muayenehane telefonu 3990 Ev telefonu 2261 tutan ev-ıT:ö esi 1 — İstanbul üniversitesi ti- caret hukuku ordinareüz pro- fesörü Bay Hirson tarafından 2 Mâyıs pazartesi günü saat 17 de evimiz salonunda “Yehni deniz t.caret hukukuna doğru. mevzulu bir konlerans verile- cektir. 2—İzmire gelecek seyyahlara Antikiteleri ğöstermek işil tercümanlık etmek üzere evimiz lisan bilen gençlerimize bir kurs açmağa karar vermiştir. Kurs 12 konferanstır. İsteklile- rin isimlerini yazdırmak üzere hergün saat 15 ten 18 e ka- «ar Halkevne müracaatları. 3 — Gezi komitemiz 8 ma- yıs Pazar günü köycülük şube- sile beraber Kilizman köyüne bir tenezzüh tertip etmiştir. Bu İi k etmek istiyen ar- hayet 6 mayış Cuma güaü akşamına kadar Evimiz sekreterliğine isimlerini kaydet- tirmelidirler. 4 — 30/4/938 Cumartesi gü- nü saat 17 de Ar, saat 15 te gösterit komitelerinin haftalık toplantıları vardır. Otomabil kazası 7 yaşındaki çocuk ağır yaralandı Menemende bir otomobil ka- zası olmuştur. Menemen bele- diyesinde mukayyed 50 numar ralı tenezzüh otomobili şoförü Şerif oğlu Enver; idaresindeki otomobille Bucak mevkiine gi- derken İmam köprüsü civarında otomobili Mehmed oğlu yedi yaşında Metine çarptırmış ve çocuğun ağır surette yaralan- masına sebebiyet vermiştir. Şo- för, vak'adan sonra kaçmışsa- da zabıtaca yakalanmış, yaralı çocuk hastaneye nakledilmiştir. Türkçeye çeviren. u;moâ'nlenbiı—-e j yıhi- | j Şî;îaîîı——ad am Karısı ile âşıkı tarafından lan saadet na, kız lanıp gittiler ' DELE Aşağıda kazaya kurban gi- den ana ve kız, yukarıda akrabalarından biri uçurumu tetkik ederken... Fransanın — Verkar- dağında çok feci bir kaza olmuştur.Pas kalya münasebetile dağa gezin tiye giden madam Dejust ile kızı, bu dağda gezinmekte iken bir uçurumun kenarından dü. şerek parçalanmışlardır. Kaza- ya kurban giden genç kızın adı Simondur. Çok zengin ve işleri yolunda olduğu — için, ana kiz gayet mesut bir hayat yaşamakta imişler. Bn. Dejust herkesin hürmetini kazanmış, hayır müesseselerine sık sık teberrüde bulunan bir kadındır. Ölümü, tekmil tanıdıklarını çok kederlendirmiştir. İğkln zor kabul edeceği şey! Bir kız Anasını iki kur- şunda öldürdü 24 Nisan gecesinde, Fransa- nın Otön kasabasında, genç bir kız iki kurşunla &nasını öl- dürmüştür. Bunun sinir buhra- nın tevlid ettiği bir aile faciası olduğu tahmin — edilmektedir. Ren ismindeki ana — katili - kız yirmibeş yaşındadır. Anası ma- dam Ruzot da 48 yaşında.. Daima beraber gezerler ve ga. yet muntâzam bir hayat yâşar- larmış. Bununla beraber, ma- dam Ruzot uzun müddettenberi şiddetli sinir buhranından muz- taripmiş. Doktorlar onun bu hastalığının — şifasız. olduğunu söylem'şler, — İyileşemiyeceğini kat'iyyen anlyan madam Ruzot, kızına ikide birde: — Aman, beni öldür; diye yalvarırmış. Madmazel Ren, geçen Cuma günü, silâhçı dükkânına gide- rek, otomatik bir tabanca satın alıyor. Ve bir sabah, uyumakta olan ânnesinin odasına giderek, kadıncağızın şakaklarına iki el silâh atıyor. Kız yakalanmıştır. Adliye bakalım, ne karar ve- recek? Ham pamuk ve gümrük resmi Şehrimiz Türkelis müdürlü- ğüne gelen baberlere göre Ro- manya hükümeti, Romanyaya idhal edilecek ham pamuğun gümrük resmine kilo başına 8,75 leylik zam yapmıştır. Uçuruma yuvar- Nisan 30 öldürülmüş! ——? Kadın gebedir. Buna rağmen idam edilmesi ihtimali vardır. İngilterede, Londra civarında bir cinayet vukubulmuştur. Ga: | zeteler, hâdise hakkında şu ma- lümatı vermektedirler: Geçen martın 23 ünde, Lon- dra civarındaki muhteşem Vay- nblidon villâsina — İngiliz polis- leri giriyorlar. Salonun döşe- mesi üzerinde bir ceset yatıyor; bir müskirat fabrikasının eski Yaşı 55 dir. ile öldürülmüşiür. Bir kanâpenin üzerinde, otuz beş yaşında güzel ve zârif ka- ma, kendinden geçercesine ağ- liyor. Kadının etrafındaki ları, onu — teselli etmeğe çalışı: yorlar. Odaların eşyası karına karışık. Çekmecelerin içi dışına dönmüş. İik — bakışta, insan şöyle düşünüyor: M/ Kaserley soyguncuların taarruzuna uğra. miş; karısı bu sırada, evde yokmuş olacak.. Bu müheyyiç hâdise, âz daha, alelâde bir polis vak'ası çer- çivesi dahilinde kalacaktı. Fakat hakikat — birdenbire meydana çıkıyor: M, Kaserleyi karısının âşığı öldürmüş. Katil, büyük bir inşaat şirketinin belli başlı memurlarından Şaplen is- minde biridir. Munis, güzel Mis Kaserleyle birleşerek, bu cina- yeti işlemiş vs polisleri şaşrt- anca kurşunu tevkif edilmişlerdir. Katil, or tadaki büta delillere rağmen, işlediği cinayeti inkâr etmek- tedir. Belli başlı delliller şunlardır: Şaplenin elbisesindeki kan le- keleri, M. Kaserleyi öldürmek gezinti kaynağına kiden grup abbap- | Koca katili kadın için kullanılan pıinda, evinde banca, Bu şekildeki cinayetlere karşı İngiliz adliyesi merhametsizdir. Ayni zamanda gebe olan Mis Kaserleyin idamına karar veril- tabancanin ça- bulanan bir ta- mesi ihtimali vardır. Zeytin budama Bir ehliyet meselesi halini aldı Bu sene vilâyetimizle Aydın vilâyetinin 20 muhtelif yerinde açılan zeytin. budama kursla- rında yetişen çırak ve usta sayını 695 dir. Kurslarda ehli- yet gösterenlere vesikalar - ve- rilmişti Gelecek sene elinde ehliyet. namesi — olmıyanların — zeytin budame işlerinde çalışmalarına müsaade edilmiyecektir. Bahar bayrami 1 Mayıs bahar bayramıdır. Resmi bayramlar hakkındaki kanuna göre, o gün — bütün resmi dairelerle okullar tatildir. Baharla beraber kırlarda de başladı Gerçi İzmirin havası bikarardır, ne clve göstereceği belli de- gildir amma, yavaş yavaş her yerde baharın neşeli, tatlı-yüzü gözükmektedir. Koca bir kış canı sıkılan İzmir, şimdi kırlara, ge- zintilere hazırlanmaktadır. Trenlerle yapılan seyahatlerden başka, diğer nakil vasıtaları ile de grup gezintileri yapılmaktadır. Dıılıpııılr.'omi. Sakarya, İstiklâl, Tınaztepe ilkokul beşinci sınıf talebeleri ile muallimleri, başlarında Masrif müdürü Bay Ali-Rıza ve mıntakalarının ilktedrisat müfettişi bulunduğu halde Pazar günü Sofular köyüne ve Şaşal kaynaklarına bir gezinti ter tip etmiş, bu meyanda kaynakları, tesisatı, köy hayatını tetkik etmiş, iyi bir gün geçirmişlerdir.