7 Gö ANADOLU kten ölüm yağıyor Verdun kalesi Almanlara karşı nasıl durdu? Yazan Fransız erkânıharp kaymakamlarından Jorij Londan_ (Eva) nın yazıp bıraktığı mektubu okuyan Fran- sız Erkânı harp kaymakamı, birdenbire: Ey- vahh! diye haykırdı ve baygın bir halde | kanapenin üzerine yıkıldı! Aradan iki üç dakika geçme- den, seciyesinden ve vatana karşı olan sevgisinden çok emin olduğum arkadaşım: — Eyvahhhi... Diye haykırdı ve baygın bir halde kanapen'n üzerine yıkıldı. Vücudümü bir titreme kap- ladı: — Ne var, ne oldu? Diyerek arkadaşıma soruyor, mektubun — mündericatını anla- maktan ziyade kendisini teskine çalışıyordum, Arkadaşım, zarf- tan çıkarıp okuduğu mektubu, buruşuk bir halde avucunun içinde sıkıştırıyor. ve: — Mahvolduk, bittikl.. Diye söylüyordu.. Arkadaşımın — bu heyecanı karşısında ben, daha fazla tt- remeğe başladım. O, benden emin olduğu için, avucunun içinde buruşuk bir halde duran mektuba bir daha baktı ve sonra bana uzâtarâkı — Oku, okul Dedi, İşte mektup: Sevgilime İhtimal ki, zarfı açıp, nazar- larınız bu mektup üzerinde he- yecanla dolaşırkan ben hayatta olmıyacağım. Zira, kalbime tabi olmağa başladığım dakikadan- beri, günün birinde beni öldü- receklerine kani idim. Zira sev- gilim, ben, Alman casusuyum. Sizinle tanıştıktan sonra, elde ettiğim fırsatlar sayesinde, va> tanıma bol bol hizmet edebilk- diğimden dolayı, derin bir se- vinç duyuyorum.. En büyük ni- metlerden birini elde ettimdi. Vatanıma düşman bir devletin Erkânıharbiyei — Umumiyesine kadar sokulabilmek ve hiç kim- senin elde edemiyeceği esrara vakıf olmak, az bir mazhariyet midir? Son, dairende bulunmadığın zamanları tosbit ederek, mun: tazaman Erkâmıharbiyeye gider İve uydurduğum — anahtarlarla çekmeleri, dolapları açarak, en mahrem evrakın, en mühim plânların kopyalarını — istinsah eder, süratle Alman umumi karargâhına yetiştirirdim.. Sevgilim, benim kim oldu- ğümu anladın mı? Şimdi, hakikt? çehremi sana gösterdikten sonra, bir de, kab bimin temayülâtını |bildirmeme müsaade et. Ben, birkaç defa ne olduğumu sana bildirmek istedim; fakat af dlemek id? değil. Zira, hiç şüphem yok ki, sen beni öldürecektin. Lâkin, gçok sevdiğim ve hesapsız iyi- liklerini gördüğüm sen gibi bir adamın elinden gitmek, benim için evlâ idi. Sevgilim; bir gün, dairende idim.. Sen, ansızın içeriye gir- diğinde, beni heyecanlı göre: rek; — Bugün sende bir fevka. lâdelik var, 'ne oldu? Diye sordun ve ondan sonrâ da kucaklıyarak öptün. Filhakika © dakikada ben çok heyecanlı idim. Zira, aldı- ğım bir emirde, (Verdun) un plânlarını istinsah edip gön dermekliğim bildiriliyordu. Se- nin, dairede bulunmadığından istifade ederek dolapları kariş- tırmağa başladım. (Verdun) un —a Ğİ — — 35 - plânını ve müdafaa krokisini tamamen fotoğrafla — aldıktan sonra, daha bazı şeyler arama- ga koyuldum. Br hissikablel: vuku, senin, gelmek üzere ol- duğunu baba bildirdi ve ben, acele herşeyi yerine yerleştir: dkten üç dört dakika sonra sen geldin.. Heyecanım, işte bundandı.. Yanında beş on dakika otur- duktan sonra, arkadaşlarımdan bir kızın ziyaretine gideceğimi söyliyerek senden izin aldım. Beni kapıya kadar uğurladın ve: — Geç kalırsan seni azar: larım!. Diyerek elimi sıktın. Halbuki © esnada cebimde, Verdunun iaa plânları ve topograf- yası duruyordu. Senden ayrıl- dıktan sonra, hemen bir oto- mobile atladım ve Alman casus teşkilâtı reisinin ikametgâhına giderek, bütün bu evrak ve plânları teslim ettim. Casus teşkilâtı reisi, beni gö- rünce ve götürdüğüm evrakla plânları tetkik edince: — Bu sefer de büyük bir mükâlata istihkak kesbettin. Yalnız, kendini sevda macera- larına fazla kaptırmamağa çalış. Aksi takdirde bir gün, bir kur- şunla ahireti boylarsın!.. Dedi, Alman casus teşkilâtı reisinin bu tehdidi, cidden bana çok ağır geldi. Filhakika, o güne kadar senin bana gösterdiğin fevkalâde sevgiden istifade ede- rek, vatanıma büyük hizmet- lerde bulundu idim. Alman umumi karargâhı, de- faatle beni takdir ve taltif etti; fakat, Paristeki Alman casus teşkilâtı — reisi, sana — karşı olân sevgimi de umumi kârar- gâha bildirmiş olduğundan, Al- man ordusunda general olan babam, vatani vazifemi ihmal ettiğim dakikada beni derhal öldürmelerini bildirmiştir. Babam, bir baba sıfatile de- ğil, bir asker ve bir. Alman sıfatile düşündüğü için tabüii Bayındır — Uladı köyü: bir gün geçirilmiştir. Köylerimizde bayram, müsamere Müsamere veren yavrular Türkçeye çeviren: A, Kâmi Oral baklıdır. Casus teşkilâtı reisi- nin, bundan istifade ederek ikide bir beni ölümle tehdit etmesi bana çok ağır gelirdi. Sevgilim! Ben, adi ruhlu- bir mahlük değilim. Vatanını seven ve bu uğurda her tehlikeye katlanan bir Almanım. Senin bana karşı gösterdiğin sarsılmaz sevgi ve itimada bu derece şeni bir surette muka- bele etmek, ekseriya v.cdanımı ezer ve kalbim sana temayül ederdi. Bunu hisseden Alman casus teşkilâtı i, daimi bir endişe içinde idi, Bir gün bana dedi ki: — Sen onu seviyorsan, hiz- metinde kusur etmemeğe gayret etl Aksi takdirde yalnız sen değil, o da ölecektir. Irmanın akıbetini pek âlâ ba- tırlarsın! O, ahireti boyladıktan sonra, âşiıkı bir hafta hâyatta kalabildi! Onun için aklını başına topla ve ona göre hareket etl Sana bu bedbaht İrmanın feci akıbetini şuracıkta izah et- mek, benim için bir borçtur. Dinle: (İrma) âdında bir Alman kızı, bundan bir sene evel Pa- riste bir Fransız zabiti ile ev- lenmişti. Fransız zabiti, bahriye nezareti Erkânıharbiyesinde ça- lışırdı. (İrma), bu zabitin sevdasın: dan istifade ederek, Fransız de- nanmasının en mühim plânla- mnı istinsah etmiş ve Alman umumi karargâhına göndermişti, '— Sonu var — Bıçak — taşımak Keçecilerde Nuri, Osman, Muharrem, Hüseyin, Abdullah ve Mesudda birer bıçak, Jak ve Ferhadda birrer sustalı çakı, Hasandâ da bir ustura bulu- narak müsedere edilmiştir. Yankesicilik Halkspınarda Mahmud oğlu Kürt Tevfik, Yaşar oğlu Ah- medin cebinden — yankesicilik suretile parasını çalmağa teşeb- büs ettiğinden yakalanmıştır. ! Burada çocuk haftası münasebetile köyümüzün mektep tale- besi tarafından, bütün köyün alâka ve heyecanını okşıyan bir müsamere verilmiş, (Mallar meydanda) ve (On iki ay) ile (Sarı zeybek) oynanmıştır. 950 nüfuslu olan köyümüzde, halk, kültür hareketlerine ve mektebe karşı derin bir alâka taşır. Müsamerede civar köylerden de halk ve yüz kadar talebe bulunmuş, güzel Salihlid Giydirilen Salihli, (Hususi) — Salihlide 23 Nisan çok neşeli geçmiştir. Sabahleyin ilçebay, memurin, mücssese ve cemiyet mümes- silleri ile halk, iki mektepteki yavruların bayramlarını — kutlu- lamışlardır. Uray önündeki toplantıda, dört yavru şiirler okumuş ve bunlara uray namına Celâl Nu- ri Ulaş, Çocuk Esirgeme Ku- rumu namına da Nazmiye ÖOner mukabele etmişlerdir. Bundan sonra alay Halkevi önüne gelmiş, burada Halke- vinin memleketin — müteaddit yerlerine koyduğu hoperlörlerle, Salihli halkına hitaben sıra ile İlçebay, Halkevi Başkanı Cehti, UAT AA İ HABERLERİ e 23 Nisan bayra- mı tezahüratı. .-. B Halkevi elli yedi yavruyu giydirdi. Bayram çok neşeli geçti. K yavrular Çocuk Esirgeme Kurumu Baş- kanı Ridvan Aşkın birer nutuk söylemişler, bayramı ve haftayı heyecanlı surette canlandırmış- lardır. Öğleden sonra Halkevi Sos- yal yardım kolunun elli yedi fakir çocuğa yaptırdığı elbise- ler dağıtılmış, fakir yavrular sevindirilmiştir. Saat 14 de Halkevi spor kolunun yavrular arasında tertip ettiği müteaddit müsabaka ve yarışlar yapılmış, bu yarış'arda birinci ve ikinci gelenlere İlçebay — tarafından mükâfatlar tevzi olunmuştur. Gece, sinema binasında Ço- cuk Esirgeme Kurumu menfaa- tine bir balo verilmiştir. -—Sarayköyde kalkınma. Bütün köyler kaza merke- zine bağlandı Kazada imar faaliyeti. Yeni yapılacak iş. ler- Yankesici yakalandı. Sarayköy, (Hususi) — Kaza- mızda sitemli bir imar faaliyeti başlamış bulunmaktadır. Çalış- kan Kaymakamımız B. Meh- med Ali Durusu vazifeye baş- AMAYA OK C ERCELER ON -Buldanda bele- diye faaliyeti Yeni büdce 29 bin liradır Buldan, (Hususi) — Beledi- ye reisi B. Talât Tarakçıoğlu- nün şehir işlerindeki mesaisi takdire şayandır. Riyasete inti- hap edildiği zaman 22 bin lira olan büdceyi, esaslı çalış- malarile 29 bin liraya kadar yükseltmiştir. Ve | Belediye meclisinin son içti- mamnda hazırlanan büdce tet- kik ve 29 bin İlira olarak ka. bul edilmiştir.. Buldan bu yıl da yeni eserlere kavuşacak ve geçen seneden hbenüz ikmal edilmiyenler tamamlanacaktır. Park haline getirilen kabris- tana yüzlerce .ağaç dikilmiş, halkın eğlence yeri yapılmıştır. Burada büyük bir havuz da inşa edilecektir. Parkın yanı- başındaki saha düzeltilmiş, bu- Tası pazar yeri olarak ayrılmış: tır. Bu suretle şehrin genişle- mesi temin olunacaktır. Bura- lara belediye hesabına dük- kânlar inşa edilecektir. Memba sularının — şehre akı- tılması için 24 bin lira ayrılmış * ve demir borular 1smarlanmış- | tır. Borular gelir gelmez ferşi- | yata başlanacaktır. hyalı iki ay gibi kısa bir za- man olduğu halde her sahada teşebbüslere girişmiş, milletin ihtiyaçlârı ile alâkadar olmuştur. İlk iş olarak ele alınan köy yolları inşası sona ermiş, Dua- cılâar, Beylerbeyi, Kızılköy, Ke- rali, Köprübaşı, Hasköy, Kara:- kıran, Tekke köyleri kaza mer- kezine bağlanmıştır. Şimdi Dağ köyleri yollarında çalışılmak- tadır. Kaza merkezinin en büyük ihtiyaçlarından olan hamam ve umümi helâ meselesi de ele alınmış belediye reisi B. Süley- man Tok ta bu işe sarılmıştır. Bu iş için lâzımgelen tahsisat Ayrıldığından, inşaata yakında başlanacaktır. Himayeietfal reisliği Kazamız Himâyeletfal teşki- — Sonu 8 inci sahifede — Manisanın Hacıhaliller çekinmemektedir. sınıfta görüyoruz. di aa Biniee t eei . el Üü İnin büyüklüğü köyü ilkokulu, bütün köy — çocukların çatısı altında toplamaktadır. Köy halkı, mektep için fedakârlıktan Resimde, mektebin talebesini ve muallimini Vatandaş asla dövülemez ll ön üeüi Bir orman mühendi. sinin bir köylüye yaptıklar:.. Buldan —seyyar — muhabiri- mizden: Geçen Perşembe gü müessif bir hâd.seye süm., Buldanın haftalık pazarı var. di. Bir köylü, imal ettiği do- kuma tezgâhı plık makaralarını satmak üzerc pazara getirmişti. Orman memurlarından iki zat bu köylünün yanına geldiler ve kendisini alarak park kıraatha- nesine götürdü er. Ben de bun- ları takip ettim. Kahvehanede şu manzarayı gördüm: Denizli orman müdüriyeti mü hendislerinden B. Nazmi, köylü nün torbasındaki yüz kadar ma- karayı yere döktürdü ve sonra: — Sen bunları gen - lardan keserek yı:hnf ü Diyerek zavallı köylünün kü- lağına yapıştı, ) iki de to. kat savurarak yerine oturdu. Saf köylü, ağaç kesmediğini birkaç defa tekrar ettiyse de al dıriş eden olmadı, çuvalını top- ladı ve boynu bükük köyüne döndü. Bu çirkin hâdiseye, benim gibi kahvehanede oturanlar da şahit oldular. Orcman mühendisi Bay, velev ki çam âğacını kesmiş bile olsa bir vatandaşı ne hakla tokatlı» yor, anlıyamadık. Onun vazifesi köylüleri tokatlamak değil, eğer suçları varsa, haklarında kanuni bi buriyet devrinde dayak kaldırık. mış, kanun hâkim kılınmıştır. | Cumhuriyet müddeiumumili- ğinin ve vilâyet makamının bu hâd'se ile alâkadar olmalarını rica ederiz. Yusuf Bayrı, Turgudlu küçükleri- Felâketzede- lerin yardımı. na koşuşuyorlar Turgudlu, (Hususi) — Kiır- şehir, Yozgad havalisinin uğ- radığı zelzele felâketi karşı- sında kalpleri burkulan - ilko- kullar talebesi, çocuk haftasını felâketzedelere yardım baftası yapmağa karar vermişlerdir. Bunun için ilkokullara Kızılay cemiyetinden alınan yardım kutuları asılmıştır. Talebe, hak ta harçlıklarından hatta nafa- kalarından fedakârlık yapmak suretile yardım vazifesini ilaya koşmuşlardır. 30 Nisan Cu- martesi günü yardım kutula: TInın muhteviyatı yurddaşlârı: mıza gönderilmek üzere Kızı- lay cemiyetine verilecektir. Anadolu: Varolun T lunun büyük küçükleri.,