Sahilea —7 ANADÜULÜU Gökten ölüm yağıyor Verdun kalesi Almanlara karşı nasıl! durdı? Yazan: Fransız erkânıharp kaymakamlarından Jorj Londen Bizi mezbahaya mı sevkediyorsunuz! diye haykı- Türcçeye çeviren: A, Kâmi Oral ran zabit, alay kumandanının bir kurşunile yere serildi ve son nefesini verdi Bu srada düşman cephesin:- den dönen tayyarelerimiz gö ründü. Sücatle uçuyorlardı. Bir Az Soara epey uzaktan üç tay- yare daebu — geliyordu. Bunlar Alman Cl"llokd idi. Bizimki- leri takip ediyorlar ve hayrete şayan bir süratle bize doğru geliyorlardı!. Tayyarelerimiz; — hatlarımıza M alçalmağa ve ze- Mminden bin metre yüksekte uç: Tmağa başladılar. Sanki bizden istimdad ediyorlardı. Düşman tayyareleri, bizimki- lere hayli yaklaşıyor, onlar da alçalıyordu. Topçularımızın ate- şinden korkmıyarak, âdeta hü- cuma geçtilerdi! *Topçıluıııı. her — taraftan ateş etmeğe başladılar. Bununla berâber, —düşman tayyareleri, zerre kadar çekinmiyordu. Artık nerede ise bombaları yağdırma- ğa başlıyacaklari, Biz, tahalfuz ettiğimiz yerler- den vaziyeti böylece seyreder- Iı_ıı. düşman tayyarelerinin, bi- zimkilere adam akıllı yaklaştık- larına ve mitralyöz — atoşine başladıklarına şahid olduk. Beş dakika zarlında sekiz tayyare- mizden biri, alevler — içinde S1'inci hrkanın bulunduğu mev- zilere doğru düşüyordu! Düşman tayyareleri, bunu gö- rünce, bir cevelân yaparak, in. tikam almış gibi, üslerine dör mek üzere yükselmeğe ve Al- man hatlarına doğru uçmağa başladılar! Hava kuvvetlerimiz için yeni bir mağlübiyet dahal. Sahra topçusu, 732 rakımlı tepenin zaptında bize yardım için tekrar faaliyete başladı. Askerlerimiz, 732 rakımlı te- peye yaklaşıyorlar ve -hücum vaziyetinde ilerliyorlar. Gariptir ki, — düşmandandan eser yok! Zabitan ve yanımda- ki alay kumandanı, düşmanın bize bir tuzak kurmuş olmasın den endişe ediyorlar. Halbuki, buna mahal yoktu. Zira, sağ ve sol cenahlarımızda, — bizi böyle bir tehlikeden kolaylıkla kurtarabilecek kuvvetler vardı. verdim . ve 732 rakımlı tepeyi sarmak üzere zabitleri takibe koyuldum. Bu esnada üzerimizo bir yaylım ateş başladı. Asker- lerimiz, 'en küçük kayalardan bile istifade ederek avcı hattın- da ilerlemekte devam ediyor- lar. Düşman, biraz sonra da mitralyöz — kullanmağa başladı! Vaziyet, çok tehlikeli idi. Ön safta, bulunan askerlerimiz atoş altında müdhiş kırılıyor!.. Bize gelen takviye kıtaatına Pok emaniyetim yoktu. Daha hü- cuma kalkmadan evel, bu nokta üzerlade duruyordum. — Meğer, korktuğum başıma geldi; takviye kıtaatının bir kısımı, düşmanın mitralyöz ateşi karşısında yılgın duruyor ve ricate temayül gös teriyordu. Ben, bu endişe ile Çırpınıyor - ve fâkat, kendimi belli etmiyerek zabitlerime, me- tanet tavsiye ediyor ve hücuma devam emrini — tekrarlıyordum. Bu sırada, gelen takviye kıtaatı zabitlerinden bir bölük kuman- danı haykırdı: — Bizi mezbahaya mı sevk- #diyorsusuz? Bu ateş kazşısın- L LA e A da ilerlemek, intihar etmek de- mektir. Kayaları siper ederek kendi- sine yaklaştım ve: — Sen, korkak bir zabitsial Sana bu rütbe yakışmaz! Diye bağırdım. Zabit, gözleri kan çanağına dönmüş bir halde: — Kumandan! dikkat ediniz! Diyerek, sert bir tavırla mu- kabelede bulundu. Ben, hiç cevap vermeden, tabancamı beynine sıktım! O anda kanlar içinde yere düşe- rek son nefesini verea bu pa- razit, az daha askerlerimizi feci bir paniğe sürükliyecekti.. Şuursuz ve bedbaht zabitin feci akıbeti, diğer zabitan üze- rinde çok iyi tesir yapmış ola> cak, ki her zabit, kıt'ası başın- da bütün kuvvetile çarpışıyor ve efrada örnek oluyordu. Biz, canımızı dişlerimiz ara- sına alarak böylece düşmanla çarpışırken, takviye — kıtaatı ile gelen alay kumandanı, zabitini öldürdüğümden dolayı protes- toya kalkıştı. Ve karargâha ra- por vermek mecburiyetinde ol- duğunu beyan ettil Zerre kadar asabiyet göster- meden ve kumanda mevkiini terketmeden şu cevabı verdim: —Ben, vazfemi yaptım. Siz, rütbe itibarile malevkimsiniz. Arzu ederseniz ve bu vaz yet Kkarşısında 732 rakımlı tepeyi kolaylıkla — zabtedeceğinizden emin iseniz. derhal kumandayı alınız. Ben, yalnız kendi kıta- atımla sizin emritizde çarpış- makta devam ejerim. Fakat, şunu söylemek isterim ki, böyle nazık anlarda, malevkin ver diği emre muhalefet gösteren ve orduyu paniğı sevketmek istiyen bir zabitin cezası ölüm- dür. Ben de bunu yaj de, istediğin zi yapabilirsiniz. Alay kumandanı, bu sözlerime verecek cevap bulamadı. Yalnız, çok sert hareket ettiğimi ve ö dürdüğüm zabitin pisikolojisini tetkike lüzum görmeden beynini patlattığımı söyledi.. Alay kumandanının bu söz- lerine de şöyle cevap verdimi — Kumandan, böyle müthiş ve kanl bir harp esaasında, zabitanın pisikolojisile uğraşıl- maz, verilen emrin ifasına ça- lışılır. Ba bedbaht zabit, düş manla çarpışmak ve vatan için ölmek cesaretinden mahrumdu, ayni zamanda da itaatsizdi. Alay kumandanı, kafasını sah lamakla iktifa etli ve tek söz söyliyemedi. Düşman, mitralyöz ateşine de- vam ediyordu. Bununla beraber kıtaatımız. göğsünü kurşunlara siper ederek ilerliyordu. — Arkası var — Tayin Ödemiş belediye hekimi B. Cahid Bekteş terfian Van vi lâyeti doğum ve bakımevi baş- hekim ve mütehassıslığına tayin edilmiştir. Paylaşılamıyan eski 100 franklık ada!. Yerin sahibi Ingiltere ve Amerika Aydında devamlı rekabeti arasında bakalım ne yapacak? Pasifik denizin Kiageman kar yıl.ıklııilıh Föniks adacıkları arasına sıkışmı l ufacık bir ada vııdııı.. Bı:ı.ıı:ı:uğl ge miler bile Uğramağa — tenezzül etmezler. Tomis ismindeki bu ada, Edvar adında bir Fransis- koluya âittir. Bu ada Edvara babasından kalmadır. Edvarın babası, 1900 sene- sinde, bu adayr Amerika hükü: metinden yüz franğa satın al- mıştır. O zamandanberi büyük bir sükünet içinde yaşıyan Tomis adası şimdi siyâsetin, ticaretin ve sanayün çarpıştığı bir yer olmuştur. Çünkü, yakında İngi- liz ve Amerikan hava seferleri Bahrimuhiti kebirde Föniks adalarından biri arasında vukubulması — ihtimali olan rekabette, bu adanın bü- yük bir rol oymyacağı anlaşık mıştır. Bundan başka, ”Auıen: Uzak Şark — denz ların bahri ğ: vazifesini görecek olan bu adaya çok I-uhuçtıı.A- Bu sebeple, İngiüz ve Ame- rikan hük:melleâ, Edvardan bu adayı satın almak istiyor lar. Adanın bügünkü kıymeti 300 milyon frangı bulmuştur. Fakat, buna rağmen, Edvar onu satmakta tereddüd etmek> tedir, Çünkü adanın sevkulceyş bakımından taşıdığı büyük kıy-. meti bilmektedir. Fakat iki devletin tazyikleri altında be- kalım ne karar verecektir? Memleket Haberleri Salihli, (Hususi muhebirimiz- den) — Şehrimiz, fakir ve kim- sesiz çocukları himaye heyeti çok iyi çalışmaktadır. Altınor- du-Namık Kemal mekteplerine devam eden yavrular, öğle vakti birleşerek Altınordu mek- tebinin geniş ve güzel bahçe- sinde yemeklerini yimektedirler. Hükümet doktoru yemekleri muayene etmekte, himaye he- yeti de sık sık yavruları gör- meğe gelmektedir. Bu müstesaa insanlık hareketine bizzat ben de şahid oldum. Himaye heyeti kimsesiz yavrular — için İyaptığı kiymetli İyardımı, gittikçe ar tırmak kararındadır, Hayırsever - halkınteborrüle- rinden başka Altınordu mekte- binin on dört bin metre mu- rabbandaki cazip bahçesinin bir kenarında bağ yetiştirmiş ve bu bağı muntazam tellerle bahçeden — ayırmışlardır. Bağ hasılatı yavrularımızın iaşesine sarfedilmektedir. Bağın yanıbaşında bir de yemekhane yapılmıştır. Burada üstleri muşambalarla — örtülü muntazam yemek masaları var- dır. BBu canlı eser karşısında Salihlili her vatandaşın, seve seve bu davaya müzaheret ede- ceği şüphesizdir. Kaldı ki, yar- dım Türkün ezeli bir şiarıdır. Bu yavrular ize bizim değil, milletindir. Salihlinin müşfik halkının ek lerinde büyütülen bu yavruların elbise, ayakkabı, kitab, kalem ve buna mümasil ihtiyaçları da temin edilmektedir. Himaye he- yeti 23 Nisan Htkimiyeti Mil- liye bay:âmında köylerden ge- lecek çocuklarla 1300 kişiye sıcak yemek — vermeği progrâ- mına koymuştur. Büyük bir foragatle bu mak- sad uğrunda çalışan himaye heyeti ve bu büyük meşgalede kendi hissesini alan kültür iş- yarını takdir etmek bir viodan | borcudur. Rıza Kaya yağmurlar —i sğremnü İzmire sebze sevkı- yatı başladı Aydın, (Hususi) — Burada 23 Nisan bayramı bu yıl çok zengin bir programla kutlula- nacaktır. Gündüz töreninden sonra Halkevinde bir çocuk ba- losu verilecek, akşam temsil kolu bir müsamere verecek hafta, içinde gürbüz çocuk müsaba- kası, köylüler gecesi, çocuklara sinema, kukla, karagöz oyun- ları, voleybol müsabakası, kır eğlencesi, Orta ve İlkokulların müsamereleri haftayı geco, gün- düz meşğul edecoktir. ... Yağmaurlar: Aydın ve bavalisinde — bir haftadanberi yağmur yağmak- tadir. Dün hava açılmışsa da bugün gene kapalıdır. Yağmur- dan çiftçi kışlıklarını bozmakta, tav olmamasından da pamuk ve yazlık ekememektedir. Sebze sevkıyatı: Aydın ve Nazilliden İzmire yaş sebze sevkıyatı başlamıştır. Kabak ve Kiraz çıkınca meyva ve sebze sevkiyatı da artacak- tır. Sebzeciler, Devlet demiryol- larının bunları posta ve ekspres katarlarile sevk etmemesinden şkâyetçidirler. İdarenin buna bir çare ve kolaylık düşüneceği şüphesizdir. Nisan 21 Salihlide Türk şefkali Yavrular bahçede yemeklerini yiyorlar ü Muğlada cinayet Bir kadını öldürdüler Iğdiç ameliyesi devam ediyor Muğla, (Hususi) — Vilâyetimizde hayvam neslinin ıslahı ted birleri gen şlemektedir. Burada hayvaan nesli çok bozulmuştur, Valimiz B. R. Güreli bu mevzu üzerinde hassasiyetle durmak- tadır. Herşeyden önce dumura uğramış hayvanlar iğdiç edilmeğe başlanmıştır. Merkezdeki faaliyet bitmiş, 921 hayvan iğdiç edik miştir. Şimdi de köylerde çalışılmaktadır. Bir cinayet: Camiikebir mahallesinden manifaturacı Mshmedi'n zevcesi Lüt- fiye, ayni mahallede Raşid tarafından bıçakla, sokak ortasında, boynundan vurularak feci şekilde öldürülmüştür. Hâdiseye sebep, katilin, vaktiyle Mehmedin evinden para çalması ve bu yüzden mahküm olmasıdır. Mehmed, acısını zavallı kadından çıkarmıştır. Domuz sırtında davul çaldılar K man | Ortaklar, (Hususi) A.K:ı.' K T! » (Hususi) — Köyümüz avcıları İU—İM duğu halde Balatcık avcılariyle birlikte, :ı zurnalı, N;li— bir sürek avı tertip etmiş, oniki domuz öldürmüşlerdir. Bir do- muzu dâ hafif yaralı yakalamış ve üstüne davulcuya bindirerek :îî:, indirdikten sonra onu da ortadan kaldırmışlardır. Balatcık , avcılara ziyafet vermiş ve çok alâka göstermiştir. Avı, :ww—ww—ud—&ld Özen tartip et Urfada kurtuluş bayramı ve Ata- türkün büstlerinin açılması U a Atatürk büstü dibinde bayram rfa, (Hususi) — 11 Nisanda, Urfanın k 'a nkil:lı“ kutlulanmış ve ayni gün, belediye J.T;ı:::dî“;nğr' büstünün açılma merasimi yapılınıştır. Urfa bügün emsalsi; ım ;hx;l ve lıoıyeun içinde çalkalanmış, birinci vmisll Fi idin Özmen ile vali B. K. i nutuklar vermişlerdir. Demirer ve daha bi Pamuk ihracatımız Romanya hükümeti, Mersinden o ) bir bin beş yüz balya pamuk'claı lmıbul._ü_l (Hususi) — Akdettiğimiz itilâfnsme Romanya hükümeti, bizden mühim — miktarda Alınacak olan pamuğun miktarı, henüz ma'üm berıber. Mersinden Romanoyaya bu halfta oa balya pamuk sevk ediliniştir. müfettiş azı zevat mucibince pamuk alacaktır, deği dir. Busma a bir bin beş yüz