21 Çot ##—— KADİM TAKRİHE MÜSTENİD TEFRİKA Süleyman Peygamberin Aşkı Çeviren: Âdam Hasib Adamoğlu : Yezan: A. Kuprin Kraliçenin gayri meşru zevkini, bir sürü ruhani- nin garip bir âyinini takip etti Ğ Kıskançlık.. Ölüm azabın- dan beterdir! Kırmın başlklar ve baştan başa beyaz'lar gi;miş on ihtiyar ve ağır başlı rahip mabedin merkezine girdiler. Bunları iki giyinm'ş kadın takip etti. Bugün Lisn Nefiti ile buluşmak günü idi, Bu bütün sene mabud Ozirisin öümü için matem tw , tarlardı, Bundan sonra, mabenin de- rinliklerinden üzerinde en kü- çük bir süs bulunmıyan beyaz elbiseler giymiş bir erkek peyda oldu; mabedde bulunan- ların hepsi de bu adamın üze- rinden gözlerini ayırmadılar. Bu adam, bundan on sene evel nefis ve vücudünü bu ma- bede vak'etmiş bir târiki dünya idi. Uzun seneler süren perhiz ve açlık hasebile çok zayıflamış ve yüzü bir kadid yüzünü am- dırıyordu. Bu târiki dünya bugün en büyük ruhâni merasimini yapa- çaktı. Seneler senesi Lübnan dağlarının çıplak, kayalık te- pelerinde soğuk ve açlığa ta- hammül etmiş olan bu adamın gözleri, kin ve husumetle ma- * beddekilere baktı. Türiki dün- yanın arkasından mabede baş- rahip de girdi, Başrahibin üzerinde — &itın işlemeli geniş ve siyah bir önlük, başında kıymetli bir taç, sırtında da gayet parlak renkli bir at postu “vardı., Manisa Halkîxifaaliyet_i_ î t Babaların günahı piyesini oynuyanlar Manisa, ( Hususi —muhab ri- mizden)—. Halkevimiz, bu yılın Ha.kevleri bayramını, tam üç gün ve çok zengin bir prog- ramla yaşatlı. Halkevimizin sı- cak çalısı altında, *Edebiyat geceleri, hazırlandı, inkılâb ti- irleri okundu, — “babaların gü- nabı, temsil edildi, zengin bir orkestra ile mükemmel konser- küçük san'atlar el le kazananlara ma- dalyalar verildi. İlbayımız ve komutanlarımızla bütün mü nevverler, gençler, terbiyeciler ve halk, Manisa Halkevinin bu Üç güzel geces'ne çok alâka gösterdi. Evimizin bir yıllık mesaisi çok zeng ndir. Bu me- sai anlatıırken, dinleyiciler de- rin bir takdir ve sevinç göste- riyorlardı. Tertip ettiği av ve üzüm yramlarile, seri halinde de- vam eden temsillerile, konfe- ranslarle, — konserleri'e, özel gecelerile, faydalı köy gez lerile, kurs ve derslerile, açmağa mu- vaffak olduğu müteaddid ser- gi erle hakikaten çevrenin özlü bir kültür kaynağı halini almış olduğunu gördünüz. Halkevinin bir yıl içinde bütün bunlardan alanan yurddaş adedinin iki yüz yrmi dokuz bin gibi muazzam bir yeküna baliğ ol- mas, faaliyetin çok - canlı bir ves.kasını teşkil etmektedir. u vi Elinde beyaz fakat sade ayak- Tarı kırmızı bir güvercin vardı; başrahip mabeddekilere bu gü- vercini gösterdik.ea sonra, ağır bir eda ile: — Hâükümdar bizden bir kur ban istedil Dedi. Ve pe bir alkış, ne bir şük. rân hâreketi veya teessür, taac- cüp beklemeden güvercinin boy- nunu kopardı; göğsünü yardı ve zavallı hayvanın ciğerlerini çıkardı. Başrahibin parmakları, elbisesinin bazı kısımları kan içinde kaldı. Mabettekicer, bu kanlı sahneyi derin bir sükütla seyrettiler, Baş:ahip, hasta ve renksiz bir sesle: — Mabut Oziris için hep birlik ağlıyalım! Dedi, Ve bir anda, kadın elbiseleri içinde bulunan iki kişi -ki bun- lardan - birisi İzis diğeri de Nefisti- ahenktar ve esrarlı bir sesle şu mezmuru okumağa baş- ladıları *Sen evine dön, çünkü senin güzel ve' melek yüzünü görmek herkes için bir saadet ve bir nimettir! Senin zevcen İziş gene senin namına yemin eder ki, sen âleme rahmet ve nimetsin! Güzel ve mukaddes yüzünü bize bir defacık daha gösteri Nefise bak, göslerinden kanlı yaşlar akıyor! . Haydi, evine dön, çünkü se- min yüzünü görmek her kesiçin vinden 229 saadet ve nimettir! Ba mezmurun — her parçasını iki genç sesin ağlaması ve hıç« kırıklar takip etti. Bundan sonra, başrahipler kraliçeyi yerinden — çıkârdılar. Maamafih gene ipek bir tülle örtülüydü Ruhaniler bu hususi ve ağır âyinle Mabedin iç tarafına doğru ilerlediler. Gençler mezmuru - okumakta devam ettiler: “Senin başının — güzelliğini muhafaza eden Alude bin şü- kür ve hamdolsun! Menfis — şohri; şükran. Çünkü O ni de senin 'topral duk. Bu el, bizim rahatımız için şer mabudelerile mücadele etmektedir. Sağ eli- ni de muhafaza ettiği için Sais şehrine de şükrederiz., Bu mezmur, İzise kocası Özi risin cesedinin bütün parçala- rtinın bulunduğunu bildiren bir mezmur idi. Ve, ayni zaman- da da hususi hücresinde Sü- leyman Peygamberin kraliçesi Asti, sarayın genç zabiti Eliafa: — Sen misin Eliaf? Diye sordu. Eliaf bu hitaba mukabele olarak yarı karânlık hücre için de kraliçe Astinin ayaklarına kapandı, bu ayakları öptü. Krar liçe, genç zabitin ağlamakta olduğunu çıplak ayaklarına dö- külen sıcak göz yaşlarından an- ladı. a da bin n sol eli- larında buk saadet ve (Sonu var) /|Bir sene içinde Manisa Halke- bin yurddaş faydalanmıştır Yukarıda Manisa halkevi idare heyeti, aşağıda hatkevi mandolin takımı Evin bütün mensuplarile genç ve çalışkan başkanını sitayişle övün.ek pek tabiidir ki yerinde bir hareket olur. 209 kardeş arasında Manisa Manisa halikevinde son merasim takip ediliyor Halkevnin bu kadar canlı vâr" lıklar gösterebilmesinin en mü- him âmili ilbay ve parti bış- kanımız Lütfi Kırdarın ev işle- rine karşı gösterd.ği alâkadır. ANADOLU | Roma ve Berlin | gazeteleri Förlan ei Lord Halifaksın Hariciye Nezaretine gelmesinden memnun Berlin, 26 (Radyo) — Alman gazeteleri, İngiltere Haric'ye Nezaretini kabul eden Lord Halifaks hakkında uzun makar leler yazıyorlar. Bu gazeteler; Lord Halifak- sın, Almanyayı iyi anladığım ve İngiltere - Almanya müzaâke- relerin başlanmak üzere bu- lunulduğu bir zamanda, Lord Halifaksın Hariciye N: bulunmasının, — sulh için bir zamân "teşkil eylediğini ilâve eylemektedirler. Roma, 26 (Radyo) — İtalya matbuatı, Lord Hal.faksın H ciye Nezaretine gelmesini iyi karşılamıştır. İtalyan projesi Üç devlet tarafından kabul edildi Londra, 26 (Radyo ) — İs- panya gönü.lüleri için İta'yanın teklif ettiği proje, İngitere, Fransa ve Almanya tarafından kabul edilmiştir. Rusya sefiri, hükümetinden henüz cevap almadığını söyle- miştir. Ademimüdahale komitesinin alâkadar bütün — devletlerden alınacak cevaptan sonra topla- nacağı haber alınmıştır. Kurs tayyaresi Trablusgarp çöllerin- de düştü ve parçalandı Bingazi, 26 (Radyo) — Kuf radan buraya gelen beynelmi- lel kurs tayyarelerinden biri, yolda düşmüş ve içinde bulu- nanlarla beraber parçtılanmıştır. Kaybolan Markonski - tayya: resi de, yapılan bütün araştır- malara rağınen henüz buluna- mamıştır. Müstemlekeler ve mandalar meselesi Londra, 26 (Radyo) — Al- manyanın Londra eski sefri ve yeni Hariciye Nazırı Von Ribentrobun İngiltere kralına veda için bugünlerde Londrayı zyareti esnasında Alman müs- temlekeleri meselesi hakkında İngiliz ricalile görüşeceğine mu bakkak nazarile bakılıyor. Müs- temlekeler meselesini görüşmek için bütün âlâkadar devletler murahhaslarından mürekkep bir konferansın toplanması tekrar mevzuubahs olmağa başlamış- tır. Amerika hükümeti, dalar meselesinin deği istendiği takdirde kendisile is. tişare edilmesini kat'i surette istemektedir. B. Dövalera Dubline döndü Dublin, 26 (Radyo) — İrlan- da hükümet reisi B. Dövalera, bugün Londradan buraya avdet etmiştir. M. Graçyani Habeşistandan R>. maya dönüyor Nepoli, 26 (Radyo) — Ha- beıııtı:n z sab. lınlzı:myııdın ve valisi Mareşal Graçyani, bugün buraya gelm ş ve kı Graçyani, derhal reket etmiş ve oraya da saat 18 buçukta varmıştır. Graçyani Romada da tezahüratla — karşı. lanmıştır, Karısıni yaralamış 'olaplıkuyu mahallesinde De-. nizlili İsmail, karısı 23 yaşında Mevlüdenin başına vurarak ya- ralamıtır Çıplaklık ve ahlâk end şeleri aa — — Paris tiyatrolarında çıkan h âdiseler Hâkim, çıplak kadına bakarken daldırır gibi oldu. Bir de ne gör- sün; karısı da orada! Paris tiyatrolarından bir görünüş liyatro sahnelerinde dekolte bir vücud görmek hevesi, dün- yayı sarmış bulünuüyor. Ahlâk zabıtası, birçok mem- leketlerde bu hususta hayli meşgul olmuş ve fakat bir ne- tice elde edememiştir. Tiyatro, bir edep okulu iken bu hakikat; henüz lâyıkile an- laşılamamış, — hatta sahneden ekmek bekliyenlerin bir çoğu bile kendi mevkilerini hâlâ id- rak edememiştir. F Tiyatro, Avrupanın en meş hur şehirlerinde dahi lâyık ol- duğu yeri işgal etmiş değildir. Paris zabıtası; tiyatrolarda çalışan genç kadınların, hiç ol- mazsa ince birer tülle sahneye çıkmalarını temin için çok ter- tibat almş, buna rağmen mu vaffak olamamıştır. Bunun üze- rine, bükümetin çıkardığı bir kanunla, sahneye büsbütün çıp> lak bir ha'de çıkan kadınlardan iki bin franga kadar nakdi ceza alınması ve tekerrürü — hal nde, bu kadınların san'attan menedi- meleri kararlaştırılmıştır. Lâkin vazıi kanun, vuzuh'an ziyade edebiyata ehemmiyet verdiğin- den, maksat, (Suda bir delik) mahiyetinde kalmıştır. Zira t- yatro kadınları, kanunun tayin ettiği cezadan korkarak, İilha- kika sahneye çıplak bir halde çıkmamakla beraber, menfaatle- rine daha uygun br şekil bi- larak tiyatro dahilinde dekolte bir vaziyette bizzat bilet sat- mak yolunu bulmuş'ardır! Çün- kü kanun, bunun için bir ceza tertip etmemiştir. Geçen ay, Paris tiyatroların- dan birine giden bir mahkeme reisi, salonu dolduran b.nlerce seyircinin arasına katıldıktan sonra, güzel bir kadının; gayet ince bir tülle vücudünün, ya.nız görünmemesi — lâzımgelen kıs- mint örtmüş olduğu balde bilet satışına çıktığını görmüş Ve âdeta şaşırm ştır. Hâkim, güzel kadını süzer- ken, karşki sırada kendi karı- sının oturmakta olduğunu gö rünce bu selfer de, büsbütün afallamış, kırdığı pw'u nasıl tamir —edeceğini düşünmeğe başlamıştır! Hâkımin zekâsına bakınız ki, karısına karşı — işlediği günahı tamir etmek — çin, bicet satan kadından, umumi ah'âk namına sıkâyetçi ölduğunu ileri sürmüs ve zabıtayı davet edetek, sırf bu- hâdiseyi — tesbit - eylemek maksadile tiyatroya — geldiğini söylemiş ve işin içinden -ba süretle çıkmak — istemiştir! Bu hud'a, gerçi yerindedir “lâkin, aldanan, — hâkimin — karısı mı, yoksa kendisi m? Orası belli değill Sosyalist matbuat —— .—— Şotan kabinesine hü: cüm ediyor.. Paris, 26 (Radyo) — Rayştağ meclisi binas.nın yandığı günün yıldödümü dündü. Bu münase- betle, sosyalistler, bir miting akdetmek istem şlerdir. Hükü- met, bu mitingde Almanya aley- hine tezaküratta bulunulacağını tahmin ettğinden, mitingin ya- pılmasına müsaade etmemiştir. Sosya'ist partisine mensup gazeteler, bu meseleden dolayı büsümete şiddetle hücum edi- yorlar. Polonya Hariciye Nazırının Roma seyüahati Varşova, 26 (Radyo) — Ha« ticiye Nazıri Kolonel Bek, 8 marttan (l marta kadar Romt- da kalacaktır. Şa âhiyettar mah- feller, Po'onva-Roma arasında yapılacak bu gözüşmelere ehene miyet veriyorlar. Çünkü İtalyan murahbasları artık Üeneyrede görünmedikleri için Lehistaa Hariciye Nazırı Romaya gide- rek İtalyan ricalile, garüşecek- tir. Po'onya, dostluklar - tesisi siyasetine — büyük ehemmiyet vermekte ve Avrupada deövlet- ler gruplarının, d ğer devletler üzerinde tahakkümünü — isteime- mektedir. İtalya Hariciye Na- zıri Kont Canonun Varşövayı he vakit ziyaret edeceği henliz belli değildir. Maruf general ölmek üz're A zona, 26 (Radyo) — Harbi umum de Birleşik Amerika m1- letlerinin Avrupadaki — orduları nın başkumandanı general Per şing ölmek üzeredir. -Oksijenli bir çadra yat rılmıştır. Kuvveti süzatla azalmaktad : b