5 Şubat Bu mezar bana Bayron, ismi çok söylenmiş, çok tekrar edilen bir İngiliz şairidir. Bu şairin, cihanın ve tarihin tanınmış belli başlı şa- irleri ile kudret nisbeti ne derece müsbet veya menfidir burada tayine çalışacak deği. lim. Bayronun şürlerile, estetik dim aa Bağlaman ni pek çok tesadüf ettim. Bunun da sebebi, bu asabi, bu şıma- rik, delirerek ölmüş şairin Yw nan istiklâlindeki rolüdür. Bayron, Yanan istiklâlini ha- zırlıyan Mora isyanında Mora a bulunmuş, — ihti- nda çalışmış, Yu: nan istiklâlini, Yunan ihtilâl ve hareketi lehinde şiirler inşad etmiş bir şairdir, Ve şüphe yoktur, ki Yunan davasına Av- rupa umümi efkârinı taralftar kılan “Sakız öksüzü, gibi he- yecan verici manzumeler vücu- de getiren Viktor Hügo ve bu mevzu etrafında şahsı ve fikrile çalışan Bayron ve emsali meşair, muharrir ve mütefekkirlerdir. Diplomatlar ancak banların vü- cude getirdiği müsait saha ve hareketlerden — istilade — etmiş- lerdir. İngilizler Bayronun bugünler- de 150 inci doğum senesini kutlulıyacaklardır. Bu münase- betle yapılan neşriyattan Herber Nelsonun *Bayronun en büyük aşkı, Unvanlı yazısını alıyorum. Bu yaz'yı almaktan maksadım, , Bayronun Yunan istiklâli dava- sına ne için ve ne şekilde alâ- kadar olduğunu göstermektir. .. Bayron kadın düşkünü, Bay- ron nefsani ihtirasların her şek- line düşkün bir isterik idi. Bu- nun için, Bayronun aşklarından, bilhassa en büyük — aşkından bahsedilirken — macoralarından, sevdiği — kadınlardan, — Yunan dilberlerinden başka bir şey akla gelmez. Halbuki, bu, çok yanlış bir kanaattir. Çünkü... Bayronun hayatında en ziyade sevdiği, ne garbin şu veya bu kadını, ne de Atinanın Fidya- sın heykellerine model - olabi lecek dilberleri değildir, ancak bir köpektir! Bu köpek Lord Bayronun Yunean dilberleri ile ya:ıya;ı ve hatta bir müslüman kızı da seven İngiliz şairi Lord Bayron, çok aşklar yaşamıştır amma! O, ancak köpeğini sevmiştir ve köpek ölünce emsalsiz bir acı duymuş hayat- ta kazandığım tek dostu hatırlatır. gençlik hayatında — ayrılmadığı bir mahlüktur! Bayron doğduğu Aberdinde, — tahsil — gördüğü Kembriçte, bundan üç sene sonra da tevarüs ettiği Niyusted Abnyda bu köpekten bir an ayrılmamıştır. — Lord Bayron, Kembriç — üniversitesinde — sıkı dostluk tuttuğu beş arkadaşile “Abâyâ çekilmiş ve bu sırada henüz yirmi yaşında bulunuyordu. Bayron rarkadaşlarile birlikte burada romantik bir hayat sür- meğe başlamış idi. Eski ma- nastır olan bu Abay eski, bü- ük odalardan mürekkep bir ina idi. Güzel - ve geniş bir parkı ve parkın bir tarafında da küçük bir göl vardı. Öğleye kadar uyuyan Bayron ve arkadaşları, uyandıkları va- kit parka çıkarlar, burada ek- seriya top oynarlardı. Köpek te bu genç, hayalperver — insanlar arasından bir an eksik olmaz- dı. Köpek yemekte de Bayro- nun yanında bulunur ve beraber| yemek yerdi! Boaçi adını taş- yan bu ködek artık ihtiyarla- mış idi. Köpek, Bayrona annesi tara- fından hediye edilmişti. Bu ih- tiyarlık anında köpeğin bazı durgün ve -tâbir caizse, .. dü- şünceli olduğu zamı » Aber- dini ve Lordun annesini düşün- düğüne hükmetmek icab edi- yordu. Eksantrik tabiatli bir gen olan Lord Bayron, rulıunıı: e: ziyade stıraplı olduğu zaman: larda bu köpekten tesolli arar ve bulurdu! Bayron gençliğinde, insanlara karşı ruhunda bir nefe ret duymüş ve bu. sebeple an- cak beş arkadaşile bu eski ma- nastıra çekilmişti. An olurdu ki, Bayron beş arkadaşından teselli bulamızdı; bu ruhi ve asabi bubranları sırasında, genç 'on ukdi Manastırın bir kö- e, sade sevgili köpeği çekilirdi. er el iE Arkadaşlarının — şehadetleril sabittir ki, Lord nıy..:, e:;;: gile hasbıhalde bulunurdu; dili olmiyan sadık ve sevgili hayvan ile Bayron mükemmel sürette anlaşabiliyordu; köpeğin sakit ve sessiz ifades , ona en natıka. perdaz bir insanın — söyliyecek. Lord Bayron ve Yunan istiklâli sıralarında sevdiği Moralı kız tiplerinden bir, lerinden güzel ve müessir görü: nüyordu! Bayronun bu buhranlı anla- rındaki bu garip vâziyeti, diğer beş arkadaşını alâkadar etmez ve hatta onlar, bunun için Bay- rona deli nazürile bakarlardı! Gene böyle buhranlı günle- rinden birisinde, Bayron çok “ağâbi, Çök düşünceliydi. Köpeği :ıı:ıı l;z halinin en başlı sebe- iydi. Köpek çok ihtiyarlamı: hastaydı. Artık yemek yine: yordu. Köpeğin verdiği endişe Bayronu çok büyük bir buhrana düşürmüştü. O gün köpekten hiç ayrılmadı; o gün Bayron da köpeğile beraber yemek yimedi. Öğleden sonra, havanın güzel- liğinden istifade etmek istiyen köpekle birlikte parka çıktı. Parkta güzel bir yerde bir ka- napeye oturan Bayron köpeğinin hayatından arttık ümidini kes: mişti. Ağlıyacaktı, fakat köpeğe istirap ve endişe vermemek için kendisini tutuyordu. Köpek bit indi; başını Bayronun dizine , gözlerini Bayronun göz- lerine dikti. Saatlerce böyle kaldılar. Kö- pekte çok hazin bir memnuni- yet vardı. Gün batarken köpek ani bir ihtilâç ile sarsıldı; ba- şıni şiddetle kaldırdı; fakat bu ani hareketler birden durdu; köpeğin bacakları gerildi ve köpek gözleri * camdan sun'i bir çift göz imiş gibi - açık olduğu halde., Bayrona bakar halde kaldı. Evet, Bayronun sevgili kö- peği, dizinde ve gözleri gözünde ölmüş idi. Bayronun artık dostu, sevdiği yoktul. Bayronun, çılgın, şımarık Bay- ronun hayatta ilk hissettiği bü- yük acı da bu köpeğin ölümü olmuştur. Bayron, köpeği ertesi ' gün eski manastırın parkında bir yere gömdürdü. En aziz bir vücud kaybetmiş gibi matem ve teessür içinde bulunan Bay- ron, artık bayattan zevk bula- mıyacağını sanıyordu. Köpeğin gömüldüğü yerde bir mermer İlevhâ vardır; bu levha üzerinde de Bayronun şu yazıları vardır: “Bu mezar bana bir dostu, bavatta tek olarak kazandığım Meçhul tahtelbahir- lerden sonra meçhul tayyareler de başladı —— Bi — Baştarafı 1 incide — nen ve Palmas - istikametinden geldikleri anlaşılan meçhul iki bombardıman tayyaresi, vapura vaklaşmışlar ve alçaktan uçarak kısa bir mitralyöz ateşi açtık- sonra, vapurun güvertesinde top- lanan vapur mürettebatına derhal sandallara binmeleri için sinyal Svermeğe başlamışlardır. Bunun üzerinc kaptan ve tayfalar, he- men sandallara binerek vapuru terketmeğe koyulmuşlardır. Fa- kat tayyareler, tayfaların kâmi- len sandallara binmelerini bek- İlemeden vapura bombalar yağ- dırmağa başlamışlardır. ( Alsira ) vapuru, bir kakika içinde harap olmuş ve batmıştır. Alsira — vapurunun — mürette- batı, kaptan da dahil olduğu hâlde 25 kişiden ibarettir. Ve hepsi İngilizdir. Bunlar arasında ademi müdahale komitesinden bir de kontrol delegesi vardır ki bu da İngilizdir. Vapur, Barselon limanından yirmi mil uzakta batırıldığından, tayfalar, kaptanlarile beraber sandallarla Barselon İlimanına iltica etmeğe muvaffak olmuş- lardır. Alsira kaptanı, verdiği iza- hatta şunları söylemiştir: — Tayyareler, ansızın görün- dü. Biz, Niyon muahedesinin tayin ettiği hattı takib ediyor- duk. Vapurumuzun - İngiliz olduğu belli idi. Tayyarelerin taarruzu o dere- ce ani oldu ki, tayfaların bir kısmı uykuda bulunduklarından elbiselerini giymeğe vakit bula- mamışlar, sandallara çıplak at» lamışlardır. Filkakika, tayfalar arasında çıplak bir kaç kişi vardır. Kı- zılhaç teşkilâtı, bu tayfalara der hal elbise vermiş, istirahat ve iaşelerini temin eylemiştir. Londra, 4 (Radyo) — Alsira vapurunun, meçhul bombardı- dıman tayyareleri tarafından ba- tırılması, burada derin akisler yapmıştır. Gazeteler, bu haberi iri harflerle kaydediyorlar. Hariciye Nazırı B. Edenin, yarın (bugün) Avam Kamarasın da bu hâdiseye dair mühim beyanatta bulunması bekleni- yor.. Barselon, 4 (A.A.) — Alicira vapuru, Majotguedan gelen üç deniz tayyaresi tarafından batı- rılmıştır. Vapur, kömür yüklü idi. 25 kişiden ibaret olan mü- rettebatı bir sahil karakol ve bir balıkçı gemisi tarafından kurtarılmıştır. Ademi müdahale servisinin müşahidi de kurtul. muştur. Aliciranın mürettebatı saat 9,55 te Barselona gelmiştir. —e m>— — en büyük bir dostu bana hatır- latır. Bu dost burada gömülü- dür!., İşte. Bayronun hayatta en ziyade sevdiği, en büyük aşkı budur. * .. Bayron vakım, Morada bulun- duğu müddetçe, bir çok Yutan ve hatta bir de Müslüman kız sovdi. Bu Müslüman kızcağızı himayesi altına da aldı. Fakat bütün bunlar, kadıncı bir erke- ğin gelip geçici sevdalarından başka bir şey değildi. Bayron, insani veya hürriyet ve istiklâli sever bir his ve iild:; değil, esatiri güzel ti ıma git miştir. aıı'%:w hayatın- da sade köpeğini ve-. Cins ve mezhep ayırmamak üzere, isım ve şahis mevzu bahsedilmemek şartile kadını sevmiştir! Adem Hasip Adamoğlu Sakife * Ingilizlerle Arap çeteleri arasında çarpışmalar Yahudi polislerinden bir kişi daha korşuna dizildi, otuz Arap yaralandı Arapların bir nümayişi Kudüs, 4 (Radyo) — İngiliz zabıtasile Arap çeteleri arasında vukuagelen çarpışmada,$ Arap- lardan otuz kişi ölmüştür. İngi- lizlerden ik i yaralanmış ve bunlardan biri, bir az sonra öl- s, 4 (Radyo)— Araplarla dolu olan bir otobüse ateş eden ve Biriacikânunun 27 sinde ya- kalanarak Harp divanına veri- len Yabudi polislerden - biri, bugün idama mahküm edilmiş ve kurşuna dizitmiştir. Bu, kur- şuna dizilen — Yohuadilerin ikin- Vergi tahsilâtı vilâyete — geçince yükseldi * Başı T inci sahifede - tayin yapılmadan —itta — edilmemesi için verdiği taktir te on beş senedir meclis asalığında bulunan ve hbalen basta olan Bergama azası B. Hasan Özçeliğe tedavi için 200 lira verik mesi teklifi alâkadar encümenlere tevzi olundu. Bundan voora vilâyet hususi ida. vetinin 938 senesi varidat büdcesi bakkında büdee encümeni tarafından hazırlanan mezbatânın birinci müza. keresine başlandı. Bunda, 938 senesi büdessi 2,494,360 lira olarak gömte. riliyor ve bilhassa yo mütalea der- meyan olunuyordu: «Hüdcede yazılı olub yeküna 2,494,360 İlraya baliğ olan veridatın 1,705,410 lizamımı yani hemşu bemen dörüe üçücü arazi, biaa ve bunlı mupsam ikusadi bubran vergil senesi milyoo dört yüs bim İira tutmuş ve senci haliye tahakkukatı da büdceye metzu muhammenatından daha az bulunmuş ise de, bu vergilerin ta- hakkukata göre tahsil nisbetinin ha. zinece tahsilleri zamanında yüzde otuz ikiyi tecavüz etmemekte iken vilayetimize ilk devri senesinde ve #ati olarak yüzde elliyi bulması — ve buna vilâyetten 937 senesi ilk altı aylık tabsilât — miktarlarının 936 ve- mest ilk altı aylık tabsilât miktarla. Tine göre vasati olarak yüzde otuz bir fazlalık göstermesi ve hakiki bir tetkik Ve tasliyeye âbi — tululduğu takdirde Bbayli —azalacağı — çüphesin olmakla beraâber gene mübim bir yekün tutacağı tabit görü- len (bu vergiler — bakayasının tahsili emrine idarece — büyük gayret ve faaliyet sarfedilmekte bulunması hasebile, — idarenin en esaslı geli teşkil eden bu üç vergi tahsilâtında, 938 — se- sinde dahi memleketin umumi iktısadi inkişafı ve kalkınmasile müterafık bir genişlik islah gö- rüleceği büdceye konulan mu- hammenatin elde edileceği kuv- vetle tahmin edilmiş ve bu se- beble teklif olunan mikdarların aynen ibkası encümenimizce de muvafık görülmüştür. Müteakıben de bu seve büd- cesinde karşılıkları bulunması zaruri olan bazı masraflar mev- cud idi ki,Muallimlerin mesken bedellerinin ve terfi tahsisatlar rının büdceye tamam — olarak: konmadığı ve 936 dan da kar- şılıksız açık bulunduğu — kayde- dilmekte ve bu zaruri masraf- lârın, masraf büdcelerinde ya- pılacak — tasarruflarla — karşılan- ması temenni olunuyordu. Büdcenin bina ve arazi ver- gileri tahsilâtı kısım görüşülür- ken bu vergilere aid bazı en dişeler izhar edildi. Eczacı B. Ferid, 927 senesinden itibaren devam edegelen — musakkafat vergisi bakayasına işaret ile bu bakayanın 6 milyon liralık bir rakama d ettiğini, yapılan tecrübelerle, en fazla — gayret sarfedilen bu sene bile tahsilâ: tutarının yüzde yedyi geçeme- diğini, halbuki 941 — senesine kadar müruru zaman bakımın- dan bu rakamın temamen tah- sili icab ettiğini zah eyledi ve bu suüretle evelce yapılan ta- hakkukatın yü<se duğunu, mükelleflerin bu vergiyi ödeme inin gösterilmed $ıni söyledi. Vali Bay Fazlı Güleç, vilâye- tin büdce tanziminde k dike katli hareket etmeki raber bakaya verglerde. ) bir şey beklemediğini, hailaxc di düşü- nüşile kanunlar müssade eiseydi bu vergilerin tamamen terkini ci- hetine — gidilmesinden — fayda bile umulacağını beyan, haliye vergilerinin arttığından, halkın ödeme kabiliyetinin fazlaştığ n- dan bahsetti. Büdce encümen reisi B. Nuri Fettah da, büdcenin tanzimnde esas olan düşünceleri ve encü- menin tetkiklerini ayrı ayrı izah eyledi. Mazbatanın birinc. - müzake- resi bittikten sonra, Salı günü taplanılmak üzere celseye nıha: yet verildi. Amiral Horti Bu gün Karakovi- de bulunacak Budapeşte, 4 (Radyo)— Ma- caristan kralnaibi Amiral Hor- ti, refakatinde oğlu ve Hari- ciye Nazırı Mösyö Dekanya olduğu halde bu gün Polonyaya hareket etmiştir. Amiral Horti, yarın Karako- viye varacak ve orada Polon- ya cumhurreisi M. Musiski ta- rafından karşılanacaktır. Amiral Horti. Polonya Cum- hurreisile doğruca ava g. ve Hariciye Nazıri B. Deka vi Varşovaya — giderek — Ko'on | Bekle müzakerelerde — bulun ” caktır. İtizar Billür Köşk Yazımızın fazlalığı dolayısile- Biltür Köşk tefrikamızı bu gül koyamadık. Özür dileriz.