ANADOLU Yavuz Selim sakalını kestirmişti. Bunun için de kimseye tek bir kelime söylememişti Diyordu. Kardeşler le iyi ge- çinmek istemesindeki âmillerden biri de işte bu idi., Aradan bir hafta geçm'şti ki babasının eski sarayda r.ha a arıd za- ve son hâdiseler yüzünden asabı büsbütün bo- zulmuştu. Sultan se'im; kendi tabibini çağırdı. Huzurunda kimse kal- mamıştı. Bu tabib Yahudi idi. Selim ona iradeler vermişti: Eski saraya giderek babasını muayene ve tedavi edecek! Yahudi tabib dışarıya çıktığı vakit manidar bir şekilde gülüm- süyordu. Sanki içeride sul anla kendi arasında gizli bir muha- vere, esrarengiz bir mükâleme geçmiş gibiydil. Yavuz Selim sakalını mişti. Ve bunua için de kimse- ye tek bir kelime söylememişti. Ha:buki o güne kadar geçen padışıhların hepsi sakallı idi. Yavuz Selim sultarlara mahsus kavuğu da değiştirmişti. Esk den mahrut? tülbeat sarılı kavuk| gi- yyorlu ve onlara mecuze deni- liyordu. Yavuz Selim; bunu beğenme: mişti. O, her şeyde bir hususi- yet arıyordu. Giyinişinin, fhare- ket'erinin, gayelerinin hepsi baş. ka olmasını istiyordu. Kendisi- ne göre yeni bir kavuk icad etmişti. Bu kavuk yuvarlaktı ve yu- karı kısına şal sarııyordu. Ne- dimlerinden bir. sordu: — Padişahım; bu zevk aldınız gal;bal Selim, kavuğunu düzeliti: — Evet bakıyorum ki devlet erkânı, shatta saray zabitler: bile hep bu şekilde, yani mahruli kavuklar kullanıyorlar. Bir pa: dişahın, kullarından farkedilmesi lâzm değil mi? — Devletlâmun hakları var.. Hem de bu kavuk, tarihteki bir taca beaziyor.. Selim güldür — Söyle bakalım hangi taca?. — Keyhusrevin tacına, padışa- bıml, — Afetinl.. tim... Selim esasen, bu kavuğun şeklini düşünürken şarkın bu büyük hükümdarının tacını ör- nek yapımıştı... On gün sonra devrin meşhur şarlerinden Zati elendi huzura kabulünü iştirham etmişti. Şair; Yavuz Selimin tahta çı- kışını tasvir ve tebrik edea bir nazım yapmıştı.. Şair meşreb padişah: — Buyursunlar, diye haber gönderdi. nezdimizde şarlerin ANADOLU Günlük siyasal — gazete güKü aA TARI Haydar Rıud!i ÖKTEM ÜUmumi neşriyat ve yazı işleri müdü. Yi Hazdi Nüzbet ÇANÇAR ) İDAREHANESİ İzmir İkinci Beyler sokağı .Halk Partisi binam içinde İzmir — ANADOLU 76 « Fosta kotusu: 405 Abone şeraiti Yallığı 1400, altı aylığı 800 karuştur ancı memleketler için eenelik sböne Gcreti 27 liradır kestir- sarıktan Zekânı takdir et- O *RGNATD MATRAASINDA - , .a Yatan: M. Ayhan — Si he'e Zat gibi şairlerin yeri ve değeri vardır. Zati efendi içeriye girinee Pa: dişah, iltilat göstererek bir par- ça kımıldadı, solunda bir sed.r gösterdi: — Buyurun Zati efend |.. İşit- tim ki kulunuz, zatışahaneme bir kaside tert b etmişsin'zl. Zati efendi elini ka.bine koyd » — Huzurunuza çıkması doğru değildir. Fakat tızimatımı arza vesile oldu Padişabım, benca bu itibarla kıymeti var.. Şair Zati, bunu müteakıb göğsünden bir kâğıd çıkardı ve bunu öperek açtı.. Yavuz Selim: — Oku, dedi, dinliyelim! Fiihakika şairin kasıdesi, o deyir san'atının parlak - bir şa- heseri id, Şar, Padiş ıhın hiss- yatını, düşünçzlerini biliyordu, Kasidesinde buaları da ihmal etmem şti. Padşah çok mütehasşis ok- muştu. A a sıra: — Güzel.. Gizell, Diyerek mırıldanıyordu.. sra da: — Durl dyordu, son mısra: ları bir daha oku bakeyim! Şair de Padişahin iradesini yordu. Küdestli bir şair olan Yavız; Zı: nin eserini pek beğenmişti. Kas'denin okun- ması bitince; — Aferinl.. Dodi Öp elimil Seni bir daha takdir ediyorum. Pad şah ellerini Çrptı: — Tezkereci efendiy' çağının! Bu, padişahın — mektup usu idi.. — Zati efendiye Üüç köy tefe fiz ediyorum. Ömürü âfyet şa- haneme duahan olsun!. Şair sevincinden hiç bir şey söyi yemedi. Sakalı titriyordu. — Nasıl memnun oldun mu Zati? — Bana iltifat ve teveceübü. nüz bepsinden üstün ge!di. Bir az sora Zati; Tezkerec efendinin yanında idi. Tezkereci: — Zat efendi, diyordu, ikba'e kondun. Sana İstanbul e varında ayırdığım Üüç köyün — senelik iradı 11500 akçe tutuyor. — Alah padişahmıza ömür- ler versinl, İht yarlığımda rahat ederim. Yarım saat geçmşti ki şair Zati elinde tefliz termanı oldu gu halde saray papısından en- sesini tatlı tatlı kaş.yarak çıkı- yordu. O gün padişaha gizli bir ha- ber geldi. Bu haberi — getiren; defterdar. Kasım efend.yi mey" dana Ççkarmağa memur - olan saray zabiti idi. — Buldan mu herifi? — Evet padişahim, iradei şa- haneniz yesine getirilmiştir, — Şimdi nerede? — Yeniçeri koğuşunda zır dana attırdım, — Hazineler hakkında ne di- yoc. — Kendisinin bir milyon akçe mukabilinde serbest bırakılma- sını istirham ediyor. Başka pa- rası olmadığını da tahk kettim.. * Ya babamın hazineleri?... — Onların da anabtarlarını vörecek... Yavuz düşündü: — Peki, talebini kabul etl. Huaz abasel ua anahtarları Ara yerine getir İy m? | dü. Fakat bu aya başka türlü amel şan ve şereli- mize yakışmaz. Yalnız bir şey varı Babam n h weketine kadar, ilerinin görüşmesine Haydi bakalım bu işi so- nuna kadar takib et! Saray zabiti bir az sonra zın- danda defterdar Kasım efend- nin yanında idi. Kasım efendi, soğuk soğuk ter düküyordu, beiki cellâd da kapının arkar sında idi. — Kalk bakalım, babasıl milyonlar Seni hazinelerden ayır: mak epeyce zalimane bir iş gö> rünür. Fakat, buna mukabil sana her şeyden kiymetli haya- tınt bağşlıyoruz. Kasım efendi gözlerini açtı, zabitin eteklerini yakaladı: — Hayatım bağışlandı mı, oh, yarabbı şükürl. Allah padişah- mıza uzün ömürler ihsan bu- yursuanl.. Kasım efendi çok per şan bir vaziyette id. Korku, kadar iliklerine Şemişti; br şeyier mr Zabit: es, dedi. Şimdi vdere- vesaire ndııwoı du, gö e olunca ben gelerek v gn Hanlüsala yensi gösterecek, anrahlarları ve bir milyon akçeyi vereceksin, ondan sonra da — kafesten ve saırdan kurtulacaksın.. Haydi bakalım babalık, dua et bze dual.. Se- Gin eferidin 'de siltah Cemi pe ra ile zehirletti amma, bak, sen ucuz kürtulüyorsun... Defterdar yutkundu: — Kulunuzun br sun'u taksiril. Zabit, Kasım Efendinin sö- zünü kesti: — Haydi hayd1.. Zehirletme parasını sayan sen değil miydn?, — Efendim, bendenizl. — Sus, yeterl.. Gece yahısına kadar Allaha ısmarladık! Zabit çıkınca Kasım Efendi, gene olduğu yere yıkıldı: — Ya'an değ. !, Zavallı Suk tan Cemi Beyazıd zehirletti va buna muvatfak — olabilmek için epeyce yapt . Paraları da bin kendi elceğezimle ver. dim. Fakat Alleh içn, Şehzade Mehined. öldürer © değidir. Beyaz d, ona kıymadı. Ha buki Şıhzade Mehmed n de Beyazıd tarafından — sikboğiz — ettirild ği Güya İstanbul masraf sövlen yör. sz ve kyaletini izin tebdilen gel ö dürülmüş.. Si vardı, ara büzülk m $ te onda ) D şatıda br a Daterdar elend eri bıraz sonra uzaklaşmı Biraz sonra Kasun efend,, bir Yeniçeri nef rinis getirdiği ye- meği iştahla yyordu. — Hayırl.. Her ne pahasına olursa olsun, ö'mek - isle niya- tüm. Hayat çok tatlı, O sü böyle bırakıp gidemem. Hele bir zin- dandan kurtulsaml.. Saatler ağır ağır geçiyordu. Defterdar, vakit tayin edemiyor- du, ratıp duvarlardan ince, sı- mnm gibi sular sızıyordu. Yuka. nda demir parmaklıklı bir pen- cere vardı. Fakat oraya yetişe- miyordu. Sıçramak kabiliyeti ve cesareti de yoktu. Yalnız gözle- rini, bir kedi gibi oraya dik: miş, zyânın süzülüşünü — tetkik ile iktifa ediyordur. Bir arahık farkına vardı: — Zya azalıyor. Galiba ak. şam vaktil.. Bunu söyled kten biraz sonra uzaktan uzağa bir ezan Sesi ku- laklarına çarptı: rar bulamadıkl Esrar kaçakçılığı Refikin duruşmasına dün ü — Asliyecezada edilmiştir. Bu celsede âmme şahidlerin- den iki kişi ve tam on müda- faa şahdi dinlenmiştir. Bu şahidlerin şehıdet'ne gö dise günü s Ref kin, e bir gi- bazı sivil adamların kapıdan içeri girmek stediklerini, Ref kin buna mani olarak kapıyı sertçe kapadığını, bu sırada bir şahsın parmağı- nn kapı arasına kıstiğinı ve girild ğin', araşırma yapılmış ise de esrara mütedair birşey bulunmadığını, Refikin kız karc in sandığı- devam re, evinin kapısının önü rültü olduğunu ve kapı kırılarak- içeri mın! içindön V eskilea y delür lifanın alınd ğım söylemişlerdir. Bu şahadet karşısında - suçlu vekili demiştir ki: — Görülüyar ki, hâdisede es- rar kaçakçılığı yoktur. Hâdise bililtzam — yapılmıştır. Haksz yere yatmakta olin müvekkili- min hç olmazsa kefaletle tah- liyesini isterim... Hâkim, müdde umuminin mü: taleasnı aldıktan sonra, tahliye talebinin reddine ve gelmiy'n DU Eman Kol saati aşıran hizmetçi mesine başlandı —— e— — “Çılmadım, onu bi. İleğimd: unutmuşum!,, Diyor Göztepede madam Jizelin al- tın kol santini çalmaktan suçlu Konyalı Hasanın duruşmasına dün ikinci Sulhcezada başlandı. Kısa boylu, yanık yözlü, henüz bulunan cezaevinden getirtirilerek salona alındı. Okunan kâğıdlara göre, ma- damın yanında hizmetçi imiş, işne nihayet verilmiş, fakat evi terkederken, kıymetli - kol tai de beraberinde götürmüş.. Hâkim Naci Erel suçluya 80 du: — Soyadın? — Baigaml — Temizle bakalım bu bal- gamı? Dinlenen bir şahidin ifade- sine göre, suçlu küçücük kol saatini bileğine geçirmiş, üstünü başını da yeniliyerek dolaşmağa başlamış. Fakat arkadaş'arından Ceğl bu saatin hırsızlık - oldu- ğunu anlamış; Hasan yakalan- irmi yaşında suçlu, yi yaş Ç'u, saa- mış, saât madama verilmiştir. — Erkek adam, kadın âaati takar mı? — Cebimde kaybolmasın di- ye takmıştım! — Hiırszlık yapmışsın? — Hayır.. Evi temizlerken; rafta tozar arasında bu saati görmüştüm. Madama vermek üzere cebime koymuştum. Uaut- muşum.. Sıaçlunun mevkufiyet halinin devamına, doğum tarihinin so- rulmasına, gelmiyen — şabid.erin celblerine karar verilerek du. Hasanın muhake- Esrar kaçakçılıgı Silâhcı Refikin evinde esrar | bulunmamış mı? Müdafaa şahitlet: eve giren memurların es- rını söylüyorlar şahiderin celblerine, — esrarın ıhi bulunduğu emanetten Duruş- maya yakın bir günde devam edilecektr. ——— aei Tei L gel 25 koyun , çalmışlar! leline V ğ güm ) Çoban Mehmed de tevkif edildi Bundan bir müddet evel Cu maovasının Dere köyünde bir hırsizlie hâlisesi olmuş, Müs- tafa adında bir sürü sahibinin yirmi beş koyunu çalınmiştı. O vakit yapılan tahkikatta, bu hâd se faillerinin Mustafanın çobanı Hasan ve Mehmed ok dukları kanaatine varılmış ve Hasan tevkif edilmişti, rn görülmek üzere celbiyve karar vermiştir. Bir türlü ele geç rilemiyen di- ğer suçlu dün yakalanmış ve sorgu hâkiminin buzuruna çıka- tılmıştır. Hâkim, evrakı tamamen okut- turdü 've suçluya sordu: &u Koyan çakitıştmz diyotlar. — Hayir, ben bir müddet Mustofanın yanında hizmetkârlık yaptım. Sürüyü — sayı ile aldım. Sayı ile sahibine teslim ettim. Bir z âlacağım varde” İstedir ğimden muğber olarak beni tut- turdu. Amma Allah büyüktür. | Ada'et tecelli edecektir. Mevcut delillere göre, şuçlu. nun tevkifine “ve evrakın iddia makamına tevdi'ne karar verildi. Çocuğunu öldürmemiş Burnavanın Naldöken köyün- de doğurduğu çocuğunu öldür- mekle mazsun Şerifenin Ağır cezada muhakemesi sona ermiş, suçu sabit olmadığından berae- tine karar verilmiştir. Basmane cinayetı Hayri dün öldü Bundan on gün evel Basmane meydanıoda Bir / vak'a “olmuş, Rizeli Ali adında birisi, arka- daşı terzi H yryi süstalı çakı ile kalbi üzetinden yaralamıştı. O vakittenberi hastanede bar kılan Hayrinin vaziyetinde — iyi- lik görülmüş ve kendisi hasta- neden taburcu edilmişti. Texzi Hiyti; avinde dün 'a sızın ölmüştür. Hâdiseden müd- deiumumilik haberdar - edilmiş ve Hayrinin cesedi hastaneye götürülerek otopsi yapılmıştır. Otopside terzi Hayrinin kalbi üzerinden aldığı yaranın tesirile öldüğü anlaşılmıştır. Vak'anın başlangıcı çirkindir. Rzeli Ali, tanınm ş biridir. Ter zi Hayri, bazı arkadaşlarile Ali- ye çirkin bir teklifte bulunmuş, Ali bundan müteessir o'muştur. Hayri, Basmane meydanından geçerken yamına gitin ş, hareke- tınin çirkinliğini ona — söylem.ş- tir. Hayri, yanında taşıdığı sus- talı çakıyı çıkarıp Aliye gös termiş, bunun üzerne Ali, Hay- rinin elindeki çakıyı alarak onu kalbi üzerinden yaralam.şu. Alı Soğuk a | çok hastal da vukuüsg talık, larda: en ço dır. S memleketlerde tedir. Çak defa sonra baş boğaz iltihabi hançere ve n yara da s borü. larına kadar — iner bromşit | teessüs etm Hemen daima ger nefes boru iştirak eder. rürler, al gam ç b borularda kal hk hafif geçer. Eğer iltihaâb daha ince teneffüs borularına sirayet eder- se, tabil has'al daha e sürükler, levaas melidir. şırsa, çocuk hastalıklara ceği gbi, insanlarda k sile getlir o'maktadır. Her ne kadar bronşit ciddt bir hastalık gb sonuçları göz ima dikkat edilmesi Korunmak için; 9, hafaza lâzım olduğu g bi, soğu- klukları hur tehl.keli ga karşı mukayım olmak için de vücudü daima adıştırmak ve küve yetli hulanduasmelı iaskh t tedir. Noövestçi ecz. Bu gc Kemeraltında Hilâl, Karataşta B. Habif, Keçecilerde Yeni İz- mir, İrgatpazarında Asri, Yarın gece Kemraltında Ş fa, Güzlyalıda Güzelyalı, Tilkilikte B Faik, İ çeşmelikte İkiçeşmelik, Al- sancakta B. Fuad cczaneleri nö- betçidirler. Yeni Neşriyal: —e Yeni Adam İsmail Hakkı Baltacıoğlu te. rafından beş senedenberi ç karıle makta ölan Yeni Adamın bu haftaki 210 uncu - sayısı - Çıktı. Gazetede kıymetli fikir ve san'e at makaleleri vardır. Ayrtca Ye. ni Adam Aczsklopedisi adlı eser de ilâve olarak verilmek- tedir. Çocuk Çocuk Esirgeme Kurumu ge- nel merkezi tarafadan çıkarık makta olan (Çacuk) adlı dere ginin 68 inci sayısı çıkmıştır. Yurd yavrularının sağık, sos- yal kültürel durumlarının — inkie şafına hizmet eden bü kiymetli dergiyi çocuklara, - çocuklu ana ve babalara tavsiye ederiz. TAK Vi d Rumi - 1333 Kâauauevel 27 Kihnunüsani ALAVi * 4338 Zikade 1