' ç Bayezıd çok muteessırdı Oglunun elçisini zında- — naattırarak divanın toplanmasını emretti Artık ne diye ileriye ıdeyımL Bu düşünceden sonra, Şehza- Ahmed yeğenine derhal cevab verdi ve ayni gün; büyük mera- simle şehre girdi. Ahmedin — ülk işi, beyi sormak oldu: — Söyleyin Deligöz nerede? — Firar ettt. — Ne?.. Bir müfreze hazırla- yın, derhal takibine çıkacağım!. Ahmed; firarf Karaman be- yine aman vermek istemiyordu. Bir kere bu adam, padişahın sevdiklerindendi, saniyen kah- saman ve nüfuzlu idi. Karaman havalisinden bir or- du başararak kendisini tazyike kalkışabilirdi. Zavallı Karamanlı bey, Kanya- dan pek üzağa gidememişti. Çünkü görülüp yakalanmaktan korkuyordu. Korkusu da bir az sonra tahıkkuk etmiş ve Şeh- zade Ahmedin eline düşmüştü. İkisi karşı karşıya duruyorlardı: — Yeğenim Mehmedi, harbe sen teşvik ettin değil mi?. Karamanlı bey, pervasızca ce- vab verdi: — Evet, vaz'fesini hatırlattım. — Bittabi Sultan Beyayıda yaranmak Z Vaşmtlek değül, bba:öeimi bir beyi idan.. Bana düşen bu idl. Şebzade köpürdü — Gebertin şı keratayil Diye bağırdı. Bir kaç ntfer haysudça, bu eli silâhsz ada> min üstüne atıldılar. D Ş gözlerini bile kırpmadı. Çünsü ölümden korkmuyordu. — Kollarımı böğlayın.. Vürun artık, durmayın! Sözlerini — bitirememişti ki; keskin bir kılıç darbesi kafasını kopardı ve yere fırlattı. Ahmed homurdandı: — İşte ak.betin kahramanl. Ve sonra ilâva etti: — Bu kafayı bir tarafa kal- drinız. Br iki gün so: ba- bama göndereceğim. ÖO da ne demek istediğ mi anlasın!. Şehzade Ahmed Konyaya av- det edince, derhal bu kalayı bir paket içine sardırdı ve bir mektubla — beraber; İstaabula, babasına gönderdi. Elçi; taşıdığı paketle ne ol- duğunun farkında bile değildi. Ba kanlı nesne; onun da kuyu- sunu hazırlıyondu: Diğer ta aftan Nur Ali deni- len kzılbaşın aç'ığı yara ve saç- tığı ateş, gitükçe tehlkeli bir şekle giriyordu. Zaten faaliyette bulunduğu szhaasın büyük bir kısmı, kızılbaştı. Arkasındaki ka- labalık artmakta berdevamdı. Günlük siyasal — gazete Tahib ve Gharriri Haydar Rüşdü ÖKTEM Umumi neşriyat ve yanrı işleri müdü- ti Hamdi Nözhet ÇANÇAR n İDAREHANESİ İzmir İkinci Beyler e0i CWsik Partisi binam $ Telgraf: İemir — ANADOLÜ Telelanı 2116 » Bosta kutasu: 405 Abone şeraiti Yıllığı 1400, lt aylığı 800, üç oylağı G00 kuraştur. Yakancı memleketler için senelik sbene Gereti 27 Tiradır ADADULU MATBAASINDA KASILMIŞTIR Karamanlı Yazan M. Ayhan —iğcü Ahmed; buradan tehlike se- ziyordu. Kızılbaş asi, bilhassa Amas- yayı hedef illihaz etmişti. Kısa bir mukavemetten sonra Karahi- sar, N.ksar kasabalarını ele ge- girm şti. Şehzade Ahmed; bu işe belk hiç ehemmiyet vermiyecekti. Fa- kat buna mukabil iki büyük mah- zar varda Ya bu adam Amasya ve ha- valisini ele geçirdikten başka Ankara; Karaman ve Kayseriye de uzanırsa?.. Diğer mahzur da bundan aşa- ğı değildi. Halk ve ordu: Bülün bu isyanlar, mağ- lübiyetler ve bu ezaletler; şeh- zade Ahmedin Amasyayı bıra- karak ke F.ne göre barcketinden doğdu. Devletin, ordunun şerefi kızlbaş bir çapulcunun ayakları BİLMBNLç Yoanl yarı Üannataıbiri bide Şebzade Ahmeddır. D y ceklerdi.. Bilh ssa ordunun nefreti artık büsbütün kendi üstüne teveccüh edecekti, O ordu ki, zaten ken- disini sevmiyordu ve Selime taraftardı. Şkziıde Ahmed; - şöyle bir karar verdi: — Vezrim Yularkıstı Sinan paşayı bu aşi herife karşı gön: derrim. Eğer bir gal biyet ka- zanı sam vaziyetim derhal dü- zelir. O du da yi tsr y pır. a ksan d şüne müştü. ÂAs ı ve ka oldu çunu bilm yordu. Si san paşa, şehzadenin emri ile bareket |ttikten bir müddet sonra Anmasya c hetin 'e artık N r Alnoordusu ile karşı kar şıya bulunuyo du. Semn paşa mişli: dar kuyvetli vaziyeti kavrar Galib yet imkân yokk Düşman hem dazla, bem kııv- vetli. Tokad, Amasva ve hava- 1.sindeki Lütün k zılbaşlar, osun peşindel.. Diys — söyleniyordu. — Fakat, kabul etmek zarüret kat'i idi. İki ordu, karşılaştı ve harb, çok ksa sürdü. Siaan paşanın de diği çıkmıştı Kızıdbaş asi ga 'ibi. Sinan paşı, alabıld ğine ka- gaıyordu. Ordusu darmıadağn sunuştu.. En emin yer, Yeksu- var kalesi idi.. Şehzadeye “ânet okuya okuya aibayet bu kaleye gelmeğe ve sığınmağa m v fak olabilmişti. Nor Âl, arik be zeferden sonra, ölmiş yürümüştü.. Asinin maksadı anlaşılmıştı: Anadolunun şarkında ve İran ile hemhudud olmak üzere yeni bir devet kurmak istiyordu. Bu haber, İstenbul — afakında derin ve acı bir velvele halinde dalgalandı. Btanbulda Yeniçeri kışlala- noda artık şehzade Ahmede karşı açıktan açığı küfürler, ha- karetler savruluyo du. Ordunun izzeti Delsi çiğnrenmişti. Padişah ve sarayda, artık şebzade Ahmede karşı bir hüs müniyet ve muhabbet besleme- nin çok manas z olacağını kav- ramış bulunuyordu. Ordu, neredeyse tekrar isyan edecekli ve bu isyan; evelkine benzemiyecekti, Her tarafta: — Osmanlı'ığın şerefini Se- lim kurtarabilir. Artık — ipucu elden kaçırılıyor. Selimi çağırt malbı, bu asileri tedib etmeli ve onu tahta geçirmeli, Ş k inde fkirler yürütülüyordu. Ahmed, bu darbe ile büyük bir sukutu hayale uğramıştı. Şebzade Sel m ise Kırımdan bu mağ übiyeti işidinc : — Artık hereket zamanı ge- miştir. Ya muvaflak olocağım, yahudl bu oğurda — öleceğim. Memleket harap olduktan — ve her şey bittikten sonraya kadar bek! yemem. Mengüli diye Lağırm ştı. Se- lm, yeni Bir. ordu - hazıdlığına baş adı. “Kaympederi Mengüli Giray ona kasasını aç şti. Kele gehzade — Süleyman da babas Y.vazan yardım emrine âmace di, B tün bu hareketlerin, bu s anlerın, bu kar şklık ve de- dıkoduların en büyük ıztırab ve eld şesini çek n, ihtyar padişı- bi takerdisi idi. Azad iyce boz İm: ş'u. Son güülerin: yaşı- yordu. Fakat memlekete — bir veçhe verip ondan sonra ölmek istiyordu. wa isi Ne çareki, bebalık - hisleri bâğâ kâkmdi, Gene şefkatten, evlâd muhabbet nden — kurlu!'a- mryordu. H ibuk zaman naz k- leşmişt. Osmanlı - topraklarının her t rafindi - yangialar yordu. Ahmed bir tarafta, Selim bir taralı>, Nur Ali bir tarafta Korkudi br taralta sada atın temeleini mütemadiyon bupalıyorlardı. Dabildeki bu zaaf ve fesad karşısınd ., e yakın düşmanları esi- İMELGUL Lokantalardan bardak aşır makla geçinen İsmail Aşçı dükkânından çıharken, cebinde iki bar. dakla yakalandı. İki aya mahkâm oldu Dün tuhaf bir hırsızlığın cür- mü meşbudu yapılarak suçlusu olan Mehmed oğlu İsmail adın- daki Şahıs nöbetçi mahkemeye verilmiştir. Hâdse şudur: İsmail, Başdurakta aşçı Bay Tahsinin dükkânına girmiş ve bir çorba istemiştir. Çorbanın fazla ekşisi bulunduğunu ve bi- raz salça getirilmesini garsona söylemişse de, bu talebi yerine getirilmemiş ve bundan muğber olan İsmail, masa üzerinde bu- lunan iki su kopasını cebine koyarak, kap'dan çıkarken ya- kayı ele vermiştir. Müşteki diyor kiz — Bu adamın çorbası ekşidir, salça getir! Demesi martavaldır. Maksadı, br gürültü we müna- kaşa çıkarıp kupa, çatal vesaire çalmaktır.. Dükkânımdan ber gün 3-5 kupa çalındığını, akşam Saydığımız zaman öğreniyor ve bir. hirsizin türediğine kanaat getiriyordum. Nitekim, her gün dükkânıma gelen ve bir çorba içerek ikişer kupa çalan ada- mın, şu adam olduğu anlaşılmış AYTUMANTLDAMEN D K RETU MESTERL. taarruza geçmeleri de çok muh- temeldi. Bunların başında da İzan Şahı İsmail Sıfevi geliyor- du, Onun dostluğuna inanmak, ble bile aldanmak demekti. Konyanın sukut ettiği ve şeh- zade Mehmedin; amcasına tes- Padışah; olınuş ve ayni zıuıandı Ahmede sinirlenm şti, Habuki bir tarafta, on gün sonra; huzuruna getirlen hedi- yeyi görünee, ak sakalını tutarak” — Bu nedir? Bu nedir?.. Bir kanlı kufal, Karaman beyibin kafası hal.. D ye bağırmıştı.. Huzurdakiler, başlarını eğmişlerdi: — Hakare'l, Küstahlık!. Diye mınldan'yorlardı. Beya- zıd emreltti: — Kaldırın şu pis nesneyi, gözüm görmesini. Şu elçi köpe- gini de bir zındana atınl. Beyazıd, oğlunun ne demek istedizini anlamıştı: — Bana meydan okuyor.. Utan- mazl. Ben ki, son dakikaya ka- dar, onün, kalbimdeki yerini, babalık duygularımı silmemiştim. Şimdi bana, kanlı bir kala, hem de sevdiğim bir beyin kafasını göndererek: — Sonu var — lin oldııgıı haberi de gelmişti ü ç ve kendisi mıştır... — Beş kuruşluk çorba içiyor. On beş küruşluk kupa alıyordun öyle mi? — Ne yapalım bayım, ben de bu yolu tuttum. Kusura bakma! Suçlunun teazilen iki ay hap- sine ve o kadar müddetle emni- yet nezareti altında bulundurul- masına karar verilmiştir. suç üstü yakalan- Bir zencinin şahitliği Ahmet dan da bihaber imiş! Güzelyalıda vukubulan bir ha- karet davasının duruşması sıra- sında hâkim Naci Erel, şahit olarak dinlediği zenci Ahmede sordu: — Soyadıi? Kırk beşlik hatırlıyamadı. zenci, soyadını Başmı bir kaç defa sağa, sola salladı. Sanki aklına gelecekmiş gibi, sağ eli- nin şebadet parmağını şakağına dayadı. — Daha hatırlıyamadın mı? — Bir az müsaade.. Zeıu:ı Ahmel. bu deti elım iç Cebine Ü bire ı:vıngıe hıykırdı — Hah tuttum! — Aman kaçırma, neymiş ba- kalım? — Sanyetiş! — Hak.katen yakalanacak bir soyadı.. Sen müdafaa şahidisin ne biliyorsun? — Hiç bir şey bilmiyorum. — Ne diye buraya geldin? — Birök Allahımı seversen.. Bu adamın işi yok, beni şahit yazdırmış, bir defa bana sor- mak lüzim gelmez mi? 26 numaralı belediye memu- runun şahit olarak celbine karar verilerek durüşma başka bir güne talik edildi, Asistan tayini Sivas nümune hastanesi asis- tanlarından Dr. Firuzan Bagan İzmir Emrazı sariye ve istilaiye hastanesi asistanlığına tayin edil- miştir. Tarzan: Balta değmemiş ormanlarda.. 43 — Dünden mabat — 1 — Tarzan akşama doğru yamyamların bulandukları yere yardı. Br ağacın arkasna giz- Yendi; vahşiler telâş içinde idi. Zigfrid bağlı diğer bir esrle birlikte vahşilerin ortasında bu- lanuyordu. Esirlerin yanında da bir kafes içinde iri bir arslan “Arslan tuzağı çözülünce esir- leri hemen parçalıyacak demekti, Evvelâ bu tehlikeyi bertaraf et- mek lâzımdı. Tarzan okile ars- lana üç defa ok attı ve hayvanı öldürdü. Sonra, en korkunç se- sile *— Hex. Bana Tarzan derler. Ormanlar hâkimiyim. Diye bağırdı. 2 — Taerzan bu bağırınadan sonra orman — içine daldı, giz- lendi. -Çüukü yamyamlar adet itibarile çok idiler, Maamafıh yamyamların korkarak dağıla- caklarına da omin idi. Yalrız yamyamların resini hesaba kat- mamıştı. Mengoş adını taşıyan bu şef çok zalım, korku bilmez bir adamdı. 3 — Etrafı korkutmuş ve tit- retmiş, esirleri çok defa kcı—.d Si parçalam ştı. Z. girıd için de çok korkuünç - bir ölüm hazırlamıştı. Şet: — Tarzan, bizi istedi, fakat aldanıyor. Şimdi, bes, oda gösteririm. kişi gözcü olarak ağaçlara çıkı- nız, aedi. — Devam edecek — korkutmak Adını ünutmuş, vak'a- kaç ! Dahili hastalı Dr. M. Şevki Vaktinden evel ihti. yarlığa karşı savaş T—n'a Tenasül örgel zife ve faaliyet için meni guddesi örgüsünün eski halini almasna bağlıdır. Halbuki bu yaşlarda meni güdde örgüleri bozulmuş ve dejenene olmuş bulunduğu için tamiri pek çok güçleştirmiştir. Voronof bu hususta maymuan meni gudde- lerini aşılamak suretile bir faa- liyet ve canlanma tevlidini im« kân dahilinde buluyor. Fakat az veya çok bir faaliyet ve meni güddeleri vazifesini bu suretle yapabiliyorsa da bu da muvak- kat bir canlanmadan ibarettir. Çünkü tabii bir güddenin vazi. fesini yapacak bir şekil olamaz. Bu aşdama uzviyette bir ecnebi madde gibi tesir yapm ktadır. Bu tesir ise uzviyette yavaş ya- vaş bir düşkünlük husule getir- miş oluyor. Tenasil güddeleri vazifelerini gudde maddelerinin kana geçmesi suretile yapmak- tadır. Görülüyor ki, mesi gud- deleri ihtiyarlıkta pek mühim roller - oyaamaktadır. B İhassa faaliyet ve çalışma alanında mü- nebbih ve müessir b yük bir â- müldir. Onun için gençleşme me- selesi kolay kolay yapılamaz. Bu faaliyeti yenidea temin, ihti- yat kudretini vaktinden — evel sarfetmemesile kabildir. Aksi takdirde ihtiyarlık — hayatında bile büyük bir rol oynıyan bu güddeler dahi bu suretle vak- tinden evel eskimiş hale girer- ler. Şuı.ıı muhak! , sütaba aa aa ur diyor İ ti tekrar va. rini yapabilmek cud makidesini v a yıpratmıyan ınsınlav, daima fa: alıyet ve çalışma sahasında yayg kalmazlar. «Arkası vare Nöbetçi eczahaneler MZAL a. | Bu gece Kemeraltında İttihat, Güzelyar hda Güzelyalı, İrgatpazarında Asri, İkiçeşmelikte İkiçeşmelik, Alsancakta Fuad eczaneleri nö> betçidirler. 1938 Töndrd vaBir. mingam fuarları İngilterenin Londra ve Birmin gam şehirlerinde (İngiliz san'at deri 1938 fuarı) nin 21 Şüba 1938 de açılarak, 4 Mart 193/ tarihine kadar devam edecef we fuarı ziyaret etmek istiyen lere meccani vize verileceği gi bi İstanbul - Londra - Birmingad gidip gelme biletleri üzerindel de takriben * 33 1/3 tenzilâ yapılacağı Ankaradaki İngili sefareti ticaret konseyliği tare fından alâkadar makamlarımız bildirilmiştir. Tetkikler - Ege mıntakası Zootekni mi tehassıs müşaviri B. Nazıt Uygur hayvan vaziyetini tetki için Momisaya gitmiş'ir. TAKVİM Ruami - 1323 Kânunaevel 11 Arabi - 1356 Şaral 20 Kaânunuzsuzl Akşan 4, 10; LAT 1ğ, dasak 1258 5, Yatsı